30 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

30 Aralık 1934 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Yugoslavya-Bu'garistan — Atina'da çıkan Elefteron Vima ga- zetesi, Makedonya iç ihtilâl komitesi » nin hâlâ yaşamakta olduğuna dair aşa- gedaki Belgrad mektubunu neşretmek- tedir. Belgrad'da çıkan POLİTİKA gaze- tesinin Sofya muhabiri, Makedonya iç İhtilâi komitesi aleyhine hükümetin al dığı tedbirler hakkında yazdığı bir ma. kalede, alınan bütün bu tedbirlere raj- men komitenin hakikatte infisah etme- diği fakat şimdilik faaliyetini durdur- * duğu şüphesini göstermektedir. Muha- » bir aynı zamanda diyor ki: Yugoslav Kıralı Aleksandı'ın katli üzerine bul - gar polisi, katilin bağlı olduğu Make . donya dahili ihtilâl komitesi üyeleri hakkında tetkikat ve araştırmalara ko- yulmuştu. Bugün ise, o zaman tevkif olunarak emniyet meselesi dolayısiyle husust karargâhlarda toplanan bu ko - mite üyelerinin bir kısmı serbet bıra- kılmış ve köylerine dönmüşlerdir. Bulgar resmf mahfelleri bu serbest bırakmayı şu süretle İzah etmektedir: Yapılan tahkikat bu makedonyalılar aleyhine hiç bir delil meydana çıkar - mamış olduğu gibi komite tarafından öldürülen adamların aileleri de bunlar aleyhine hiç bir müracaatta bulunma - mışlardır. Öte yandan şunu da dikkate almak gerekiyor ki alınan tedbirler bizzat ko. mite alehyine değil fakat cinayet ve katil işlerinde parmağı olmak itibariy- le bu komite üyeleri aleyhine olarak alınmıştır. Georglef hükümetinin aldığı bu ted birlerle de komite aleyhine bir çok va- ziyetler meydana çıkmıştır. Polis teş- kilâtı bugün bu vaziyetleri tesbit ve - taznif etmekle meşguldür. , Birçok kişiler, Makedonya komite- Si Üyelerinin, Bulgaristan'ın içlerine ve istedikleri yerlere sürgün olarak yol - Janmalarının da tamamen lüzumsuz ol- duğunu iddia etmektedirler. Çünkü tedhişci olmakta devam eden bu Make- donya “mubharipleri,, karargâhında hiç bir kontrola bağlı tutulmadan serbestce yaşamakta ve bu suretle memleket için deki taraftarları ile münascbet tesis et- mekte devam eylemektedirler, Bunlardan bir çokları, Makedonya komitesinin meçhul devletleri tarafım- dan beslenmektedir ve “muharib, ol maları dolayısiyle taraftarları ile an- JTaşmış bulunmaktadırlar. Bu sebebten dolayı bımları, Georgief hükümeti, ben di memleketlerinde daha sıkı polis kont tolu altında bulunarak yeniden cina . yetlere daha zor iştirak edebilecekleri. ni düşünerek, serbest bırakmıştır. Georgief hükümeti, komiteyi dağıt- makla Bulgaristan'da keyfi hareketle - rin kalmıyacağını sanmaktadır. - Fakat aynı zamanda bu tedbirlerin istikbalde komitenin faaliyetine mani olmrya kâfi gelmediğini de düşünmektedir. Halen komite mefsuhdüur. Fakat Bul garistan tedhişeilerle doludur. Bugün bunların mesuliyetten korkarak her tür Wi Faaliyetten uzakta — durmalarının ehemmiyeti yoktur. Mihaylof Bulgaris tan'dan kaçtı ise Bulgaristan'da adları meçhul tutulan mümessiller ve - vekil - der birakmıştır. Komitenin silâhlardan tecrid olunmasının da ehemmiyeti yok. tur. Çünkü bu, evelce xilâhları kimden Aldılar ise gene aynı yerden silâhlan - malarma karşı bir teminat teşkil etmez. Aynı muhahir, komite üyeleri aley- hbine açılan tahkikattan da anlaşıldığı veçhile, Stamboliski'nin katli tarihi e- “Jlan 9 haziran 1923 tarihinden Georgi - €f hükümetinin iktıdar mevkiine geç . tiği 1934 mayıs tarihine kadar, bulgar bükümeti memurlarının komite ile alâ- ka halinde bulunduğunu ve komitenin inden mesul olduklarını da te- : ettiri ektedir. Mubabir, mektu - i Mtitıı:lhîf Bundan evel- yaptığı _“ı,;.“.ı' çok l kolaylaştırmıştır. Bu himaye olmasa idi, komite, bugünkü bulgar bükümeti- nin ittiham ettiği fiilleri yapamazdı. Bundan dolayı, Makedonya iç ihtilâl komitesinin kanlı faaliyetine yeniden ilk fırsatta başlanması ihtimali daima tam bir gurette mevcud bulunmaktadır. Balkanlarda genel vaziyet Atina'da çıkan hükümet tarattarı KATİMERİNİ gazetesi, 'Yugoslavya' - da vukua gelen, kabine bulranı müna- sebetiyle bütün balkan hükümetlerinin waziyetini tetkik etmekte ve demekte- dir ki: “ Yugoslavya'da bu buhran, balkan. larda iç vaziyetilerin çok zorluklar gös terdiği bir zamana tesadüf etmiştir. Bükreş'ten gelen haberler, Tatares- ko kabinesinin de sallanmakta olduğu- nu bildirmektedir. Buna sebeb olarak da kabineye İştirak etmemekle beraber hükümet fırkasının reisi olan Bratiano ile başbakan arasında çıkan ihtilâf ve ulusal çiftçi fırkasının şiddetli muha- lefeti dolayısiyle vücude gelen ökono - mik buhran gösterilmektedir. Bu sebeb. lerden bir tanesini de bakanlardan ve yüksek devlet memurlarından başlıya- rak ufak zabitlere kadar birçok şahsi - yetlerin karıştığı Skoda savaş levazımı rezaleti teşkil eylemektedir. Bulgaristan'da, —rejimi düşürme - ğe matuf geniş bir komplo, bundan son- ra vukua gelecek başka dahili gayri ta. bifliklerin başlangrer gibi gözükmekte- dir. Filhakika, ortada dönen bazı riva- yetlere göre, başbakan ile Kıral Borie"- in arası açıkcadır. İngiliz kaynakların- den gelen malümata nazaran bunun se . bebi de Kıral'ın riyadeziyle alâkadar olduğu komitecilerin takibidir. Arnavutluk'ta da Kıral Zogo tara - fendan tesis olunan rejimin, Kıralm düşmanları aleyhine yapılan şiddetli takibler ve bugünkü vaziyetten mem - nuün olmryanların kütle halinde tevkif lerk dikkate almırsa, kuvvetli esaslar Üzerine dayanmamakta olduğu zannını weriyor. Hükümeti, aleyhtar her türlü teza - bürleri şimdiye kadar daha bidayette ezecek kadar kuvvetli bulunan Yunanis tan istisna edilirse balkanların karışık ufkundan biricik sükünet vahasını Te kiye teşkil etmektedir Yunan kabinesinir vaziyeti Yunan gazetelerinde okunduğuna göre, kabine dahilinde bazı değişiklik- ler yapılması geriye bırakılmıştır. B. Çaldaris, B. Metaksas'ın hükü. mete iştirakini istemektedir. Maamafih bu mesele bazı manilerele karşılanmak tadır. Söylendiğine göre B. Metaksas, hükümete iştirak için, Bakanlar Mecli- si, ikinci reisliği ile ya Harbiye yahud da Dahiliye Bakanlığını istemektedir. B. Metaksas'ın bu teklifleri yaptığı hükümet mehafili tarafından tekzib edilmesine rağmen rivayetler devam et mektedir. Gene söylendiğine göre, B. Metaksas'ın tekliflerinin kabulüne Ge- neral Kondilis muhalefet ederek eğer Bakanlar Meclisi ikinci reisliği ihdas olunursa bu yere geçmeğe kendizinin daha ziyade haklı olduğunu ve esasen B. Çaldaris'in gaybubeti esnasında mec lise kendisinin riyaset etmek suretiyle başbakanlıkta bilfiil bulunduğunu — ve parlamentoda B. Metaksas'dan — daha fazla taraftar; olduğunu ileri sürmek - tedir, B. Mataksas'a Harbiye Bakanlığının verilmesine gelince, General Kondilis bu vaziyette kendi programına devam olunmıyacağını ve bunu — başbakanın kendisine bir itimatsızlığı gibi telakki edeceğini ileri sürmektedir. Şimdiki halde B. Metaksas'ın kabi- neye alınm teşebbüsü muvaffak ol. namış gibi ti olunabilir. ULUS Yunanistan'da ulusal . müdafaa konferansı Geçen hafta zarfında Atina'da bü- yük erkânrharbiye dairesinde ordu ih- tiyacları görüşülmek üzere büyük bir konferans toplanmıştır. Başbakan Bay Çaldaris'in başkanlık yaptığı bu top- lantıda maliye Bakanı, ulusal müdafaa bakanı, ulusal müdafaa müsteşarı, bü. yük erkânrharbiye relsi, ordu — genel müfettişleri ve askerf okullar müfettişi bulunmuştur. Konferans iki saatten fazla sürmüş ve bu esnada ordunun bütün ihtiyac. ları gözden geçirilmiştir. Başbakan ve maliye bakanı, memleketin mali iktida- Tı nisbetinde, hükümetin bu ihtiyaçları telafi etmek niyetinde olduğunu beyan etmişlerdir. Bu hususta başka toplantılar — daha yapılacak ve bu toplantılara deniz ve hava bakanları ile erkânıharbiye daire- leri de iştirak edecektir. Yumnanistan'ın 10 aylık dış ticareti Neşrolunan resmi istatistiklere göre, Yunanistan'nın 1934 yılının ilk on ayı içindeki dış ticareti gu variyettedir: İthalât: 7.186.618,000 drahmi kıryme- tinde 1.624,896 ton. (İthalât, geçen yıl aynı müddet zar- fında 7.062.015.000 drahmi kıymetinde 1.600.008 ton idi.) İhracat: 4.155.408.000 drahmi kıyme- tinde 631081 ton. (İhracat geçen yıl aynı müddet zarfında 4.322.658.000 drah mi kıymetinde 548.024 ton Idi.) Bu suretle bu yıl ithalâtta 24.889 ton we phravatta 83.057 ton fazlalık mev. cud bulunmaktadır. İhracattaki bu inkişaf muhtelif mad- deler arasında şu süretle taksim olun- maktadır: 1933 yılı — 1934 yılı 26272 — 23934 15056 — 11268 54983 — 68557 17791 20258 11320 10396 22115 5641 Şarab 67929 — 31104 Şıra 2186 — 2265 Bu herıplardan da anlaşılacağı üze- re, bir takım ihracat maddelerinde te. nezzüller olmuş ise de diğer bazıların. da fazlalıklar görülmüştür. Gene bu is- tatistiğe göre Yunanistan en fazla it- balatını İngiltereden yapmaktadır. On. dan sonra ikinci derecede Almanya gel- mektedir. Yunanistanın ihracatında da vaziyet gene böyledir. Yunanistanın Türkiyeye yaptığı h- tacat da çok farlalaşmıştır. Geçen yıl bu miktar 15 milyon drahmi iken bu yıl 41 milyona çıkmıştır. Yugoslavya ile olan ihracat 64 mil. yondan 111 milyona çıkmıştır. Diğer taraftan Fransa'ya yapılan — ihracatta mühim bir tenezzül vardır. Yunanistan geçen yıl Fransa'ya 378 milyon drah. milik mal ihrac etmesine mukabil bu yıl ancak 125 milyonluk ihracat yap- mıştır, Tütün Kuru incir Siyah kuru üzüm Sultaniye Zeytin Zeytinyağı Romanya'da ökonomik vaziyet Romanya ökonomik tetkikat Eas- titüsü, neşrettiği bir raporda, 1934 yı- lınm Üçüncü ayr içinde Romanya'nın ökonomik vaziyetini umumiyet itibariy- le değişmemiş olarak tesbit etmektedir. Her tarafta görülen hububat fiat. larının yükselişi ziraat âleminin alış kabiliyetini artırmıştır. Bunun netice- gi olarak ziraate elverişli sınaf mamulat daha fFazla satılacak ve vergiler ile borc ların faizleri daha çok kolay bir tarzda ödenecektir. Kömür ve ham petrol gibi maden sanayii, istihsalini biraz daha fazlalaş. tırmış ve fiatlar da nisbeten biraz yük- selmiştir. Diğer hrsuslarda mühim hiç bir de. Bişiklik olmamıştır. suy ç amer — — bu iş hakkını 30 İLKKÂNUN 1934 PAZAR Türkdilinin temizienmesi ve yenileşmesi Yazan: Breslau Üniversitesinde pro fesör Dr. Friedricb Giese Türkische Post T. P. 29 Sonteşrin 1934 'Türk ulusunu ve onun önderini bil- hassa alâkadar eden bir çok fikir mese- Teleri arasında türk dilinin eski ve ya. bancı sözlerden temizlenmesi işi, bugü- nün en mühim bir meselesidir. Başka memleketlerde de mevcut olan bu mese lenin Türkiye'de ehemmiyet ve zorlu- ğu daha çoktur. Çünkü türk yazı dili vaktile “kasden,, arabça, frasca ve türk. ce sözlerden karışık olarak kurulmuş gok sanatkârane bir yapıdır. Bu yapıda yalnız sözler değil, aynı zamanda tat- rif şekilleri de müteaddid gramerlere tâbi bulunmaktadır. Bu sebeble nisbe- ten kolay sanılan di temizliği, düşü . nüldüğunden daha güçtür. Vakra daha geçen yüz yılın ortasında bu hususta ilk tecrübekre girişik.diş ve zaman ile gerçekten baz düzeltmeler - (ıslahat) yapılmış isr de, etrahıı ve şümullü bir ölçüde bir tecrübe, ancak Türkiye Cümhuriyeti Reisi Kemal Atatürk ta- rafından te t h eddmaştir. Çünkü bu sefer dil işi diğer fikir işterile beraber ele alınmıştır. 1932 yılı temmmisunda tü maksar ile devlet reisi tarafından “Türk Dili Tet- kik Cemiyeti,, kurularak bu cemiyete dil bilgisi ile alâkadar bütün meselele. re şamil ve geniş bir vazife çerçevesi çizilmiştir. Bu işleri kararlaştırmak için 1932 yılında birinci “Türk dili kon- gresi,, toplanarak 26 eylülden 5 ilkteş- rine kadar iş görmüştür. Aynı köngre ikinci defa olarak da bu sene gene top- fanıp 18 ağustostan 23 ağustosa kadar çalışmıştır. Bu Ikinci kurultaya türk bilginleri ile birlikte (Rua Bilginler Akademisi) üyelerinden iki zat, Pro. fesör Samoilaviç ve Profesör Meşçani- nof ve bir de Türkiye'nin misafiri sıfa- tt ile ben iştirâk ettim. 'Türk olmıyan bilginlerin adetleri pek az olduğundan anlaşılır ki bu kongre bir "Uluslarara. &ı dil araştırma kurultayı,, sayılamaz.. Nitekim bu, köngrenin açılma söylevin. de de ileri sürülmüştü. Bu koöngre bir Öz türk kongresi Idi ve yalnız türk di- N İle meşgul oldu. Türkiye'nin tanın . mış dostları bu köngreye davet edildi. Şu halde bütün iş, münhasıran dil bil- gisi işi değil, aynı zamanda ve her şey- den önce ulüsal bir iş idi. Bu işte de Atatürk'ün önderliği ve yaratıcılığı âmil olup Atatürk ulusuna sevebileceği ve iftihar edebileceği te. miz ve Ööz bir türk dili vermek gayret ve amacındadır. Bu işde diğer dillere mukayeseler faydalı olabildiği takdir- de bu yabancı diller Üzerinde de araş- tırmalar yaprlacaktır ve yalnız dil bil. ginleri değil, aynı zamanda di) feyle- sofları, ırk araştırıcıları ve Palâonto -* loglar da türkün ana dilinin güzelliği. ni, üstünlüğünü ortaya koymak için birleşmişlerdir. Bununla beraber birçok ilmi meselelerin hepsini halledip bitir- mek için dil bilginlerinden ve mütehas- sıslardan mürekkeb bir heyet teşkili lâzımdır. Şimdi vakıa yabancı memle. ketlerde dil bilgisi öğrenmiş olan bir gçok türk bilginleri vardır. Bunlardan birkaç genc de Almanya'dan felsrfe doktor'uğu almış bulunuyorlar. Fatat bu elemanlar yapılacak iş için yetmcı. Bu işde heves ve heyecan duyan kim- selerin geniş bir cebhede ıng!ıııınıı onları mümkün olduğu kadar çabucak dil bilgisi işlerinde çalıştırmalıdır. Bu mütalcalarımızdan dil işinin ku- surlu olduğunu söylemek istediğimiz anlaşılmasın. Bizim arzumuz; bu işler. de niçin bir beraberlik ve bütünlük al- madığını, ve eğer Türkiye'de bir dil bilgisi okulu bulunsaydı ve bu okul bir terdisiyona sahib olaral: dil bilgisi ile neler yapılması lâzım ve mümkün oldu- Buna dair malümat ve tecrübeleri haiz bulunsaydı, dil işinin nasıl bir şekil mış o araştırmaktır. dağınık ve birihirinden ayrıdır. Türk. ler kendi aralarındaki ve garpta hakim ilim metodlarındaki fikir ve telâkki ay rılığını kendileri de itiraf etmektedir- ler. Bununla beraber geniş muhitlerin birlik çalışmaları ile Türk Dili Tetkik Cemiyetinin kurulduğu gündenberi türk dil haznesinin tesbiti için gene pek çok dergi işleri yapmak mümkün ol muştur. Bu büyük işin verimleri kon. greye arzedilen birçok yazı ve kitablar- da görülmüştür. Bu işlerde çalışanların gayreti ve bütün halkın dil işleri için gösterdiği alâka hayretlere şayandır. Ben bir al - man sıfatı ile, yani dil bilgisi için bir- çoök bizmetler yapmış bir ulusun çocu- ğu olmaklığım itibariyle, ancak türk devlet reisinin önderliği ve milleti coşturan teşviki ile izah ve ifade edile- bilen bir mucize önünde bulunmakla hayranım. Eyi verim ve muvaffakiyet. leri eksik olmıyacak yeni bir dil bilgi kurumunun arifesinde bulunuyoruz. Lord Loydun İ hücumu *“Hindistan'da po oynumak tehlikelidir., diyor 19 birincikâmın tarihli Deyli Meyil #azetesi yaziyor: Esik Bombay valilerinden Lord Loyd, dün gece Jordlar kamarasında hükumetin Hindistanda tehlikeli tec- Tubelerde bulunduğunu söylemiştir. Lord Loyd demiştirki: “Benim tecrübelerim, beni Hindis tanı birakup, hiç bir doğu ülkesinde mesul bir. hükümet bulunmasındaki lüzumu şüphe ile karşılamağa sevk ediyor. Ben ve arkadaşlarım, bu mese- lenin federal bir şekilde hal edilmesi. mne İtiraz ettik, Biz, merkezde kuvvetli bir hükümet bulunmasını, bu dominyonun muhta- riyeti bakımından gerekli saymakta- yız. Fedaral bir sistem, bu kuvvetli merkez hükümetini tenvir edemiye- cektir. Federal bir bükumet, kanunların tatbiki bakrmından en zayıf bir hüku- met şeklidir. Hükümete muhalif olanların ilerive sürdükleri kuvvetli bir, merkez hüku- meti, Hindistan için hayati bir ehem. miyeti haizdir. Biz, hükumete, Hindistanda yapı lan reformun, yeni hükumet şeklinin oradaki vergi mükelleflerine yeni yıni yükler yülleyip yüklemiyeceğini, yani işin mali tarafımı da soruyoruz. Par. lamantodan bükümet, yapacağı İşin mahiyetini tamamile anlatmadan beyaz kart istiyor. Mescle çok naziktir; 360 milyon halkın idare ve mukadderatını acemi ve tecrübesiz bir hükhmete emanet etmek bir tehlikedir. Hükumet, birçok defalar iyi niyet- ler beslediğinden bahsetti, Fakat niyeti ne olursa olsun Hin- distanda yapmak istediği işlerde um. duğu neticey» varacağı şüphelidir. « Hükumetin tekliflerinde tecrübe tatbikat ve meslek bir savaş halinde- dir. Hindistandaki mutedüler miz emniyet tertibatını, ellerinden geldiği gün kaldırmak dileğinde oldu- ğgunu açığa vurdülar...." Lord Loyd, bu sözüne devam ede- rek demiştir ki: “Hindistanda politika oyunu oy- namaktan çekininiz. Bu en tehlikeli bir şeydir. İyi niyetlerinizi - kaybede. ceksiniz. Bundan daha fazla olarak gerelini zi ve iyi şöhretinizi kaybedeceksiniz. Bundan başka size güvenle bakan 360 — kaybedeceksiniz.. slacağı

Bu sayıdan diğer sayfalar: