February 11, 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

February 11, 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S" YIFA 4 Londra tebli Lö Ton, Pöoris 5. 2. 3S Zi Londra görüşmelerinden sonra çıka« rılan müşterek tebliğ, bacış ve işbirliği aıyasasında bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Fransa ile İngiltere birbir- lerile sıkı bir surette birleşerek ve her hususta tam bir mutabakatla hareket ederek Avrupa uluslarınaa uzun bir ba- Tış devresi temin etmek yolundaki he. defe doğru yeni bir yol açmışlardır. Andlaşma mucibince iki hükümet, kar- pılıklı bir hava anlaşması yapılmasını teklif etmeyi kerarlaştırmışlardır. Bu anlaşmaya ayrıca İtalya, Belçika ve Al manya da girecek ve bunu imzalayan- lardan birisi andlaşmaya dahil olan di Üer bir devlete hava hücumu yaparsa idiğer devletler kendi hava kuvvetleri. de hücuma uğrayan devletin yardımına koşacaklardır. Fransız ve ingiliz bakanlarının Av- Papa işlerinin tetkiki hakkındaki gö- ziüşleri de tebliğde yazılıdır. Her iki bükümetin güdeceği sıyasanın yen bir istikamette gideceği febliğ, Avrupada büyük bir umud do- Huracak mahiyettedir. Bu tebliğ umu. mf bir plân olup her güçlüğü ve bütün sealiteleri göz Ününde tutmaktadır. Bilhassa kendi menfaatlerile uğraşan bazı uluslay bu tebliğ kargısında artık uluslararası işbirliğine girmemek husu- Sünde — bir bahane bulamıyacaklardır. Tebliğde İngilterenin Roma andlaşma. Bınr kayıdstır. gartsır. tasvib yazılıdır. Barışın korunması İtalya ve Fransanmn yapacakları iş birliğinin bü- Yük ehemmiyetine işaret eden tebliğ, İngilterenin de, Avusturyanın tamami- yetinin ve istiklalinin tehdidi halinde birbirlerilç istişare decek devletler a. muay- â gösteren ettiği de rasında olduğunu eöylemektedir. Bu su vetle İngiltere de Avusturyanın istik- Talini korumak eiheti: oluyor ki bu da orta Avrupada barışın sağlamlaştırılması için ea mühim bir şarttır. 'Tebliğde Almanyanın silahlanması- nın hoş görülmedi; açıkça yazılıdır. Bununla beraber iki hükümetin bakan- ları Almanya ile diğer hükümetler ara- #smda serbest konuşmalar yapılarak el. e edilecek genel bir sureti halle iti- madın avdetine ve barış İhtimallerinin iltizam etmiş küvvetlenmesine çok yardım edeceğini bildirmektedirler. Böylelikle de umu- f bir konuşma yolu açılmış oluyor. (Doğu Avrupası için yapılacak karşılıklı yar- Fakat bu genel süreti tesviye dım andlaşması ve orta Avrupa için de Roma andlaşmasında düşünülen siste- min tahakkuku) e Avrupa güvenliği. nin kurumlandırılmasına yardım ede- gektir Ayrıca amümiyetle slalhlar me- #elesinin halli de göz önünde tutulmuş ve Alminyadan yana bu hal suretinin, Versay andlaşmasının V inci kısmının yerine kalm olacağı söylenmiştir. Bu 11 — 12 — 1932 Ge verilmiş olan karar meri tutulmak- turetle de Cenevrede ta ve Almanyanın silahlanışının ancak Bazı şartlar içinde kabul edileceği anla- şılmaktadır. Bütün bu şeyler yalnız u. kaslar derneği çevresi içinde yapılabi- Yeceğinden, tabif Almanyanın uluslar derneğine yeniden girmesi mektedir. 'Tebliğin hava hücumlarına dair olan «on kısmı bilhassa dikkati çekmektedir. Tagiliz ve fransız bakanları bu tehlike- ye karşı en iyi korunma çaresini, mü- tekabiliyet esası dairesinde bazı devlet. Yer arasında yapılacak — bir mıntakavi lanlaşma İle kabil görmektedirler. İtalya, Almanya'da ve Belçika da bu knlaşmayı çabucak yapmak — hususunu Fransa ve İngiltere ile beraber tetkik #deceklerdir. Sir Con Şaymen radyada werdiği söylevde İngilterenin Lokara noda müphem bir vaidde bulunduğunu, papılacak hava anlaşması mücibince gerekleşe | ULUS Londra konuşma larından sonra neşredilen tebliğ İngiliz ve f: bakanları arasında Londrada yapılan konuşmadan makı Avrupada dostça ve tem bir - itimad zihniyetile daha yakmn bir işbirliği y pılarak acun barışının ilerlemesine yar dım etmek; ve önüne — geçilmedikleri takdirde silahlanma yarışını doğurarak savaş tehlikelerini çoğaltacak olan mayül te- durdurmaktır. n İngiliz ve fcansız bakanları bu zi niyet dairesinde genel durumu gözden Son günlerdeki uluslar- arası bazı işlerin hallinde uluslar der- neğinin oynadığı hassaten mühim müşahede ederek bütün bu (: Nine iştirak eden telifi beyn zihniyetleri sayesinde elde edilen hükümetlerin eyi sonuçlardan — dolayı memnui duymuşlardır. Bakanlar, kendi ülkelerini alakalan- dıran mesclelerde olduğu kadar ulüs- lar derneğ Akalandıran meselelerde de aynı telifi bey rliği metod- larından gü mülhem olan bir sı meğe karar vermişlerdir, İngiliz bakanları, son defa Romada yapılan anlaşma muc fransız hükümetlerinin, iki ulusu bir- leştir mek istedikleri y giliz bükümeti undaki sözlerini in- namıma — samimiyetle karşılamışlar ve italyan ve fransız hü- kümetleri tarafından karşılıklı bi gü ven zihniyeti içinde genel barışın ko- runması için izhar edilen isteğe ingi- Tiz hüküemtinin de iştirak ettiğini söy lemişlerdir. Tagiliz bakanları Romada orta Av- rupa hakkında yapılan giliz hükümeti mişler ve ingiliz hü tebriklerini bildir. Ümetinin 17 şubat ve 27 eylül tarihinde fransız ve italyan hükümetlerile birlikte yaptığı beyana- tın hatimesi olarak, Roma unlaşması mucibince Avusturyanın istiklali ve ta mamiyeti tehdid altına girdiği takdir- de birbirlerile istişare edecek hükü- metler arasında ingiliz hükümet duğunu bildirmişlerdi Ku d, Fransız ve i bakanları bu sü- retle elde edilen * iyet — verici da doğrudan doğruya yapacağı hakiki bir iş birliği. terakiklerin, Almanyanım le ilerliyebileceğini umarlar. Bakanlar, silahları barış andlaşma- sile tesbit edil. ğer herdangi n Almanyanın veya di- hükümetin, bir taraflı bir anlaşma ile taahhüdlerini tadile hak- larr olmadığını hatırlatmak hususunda mutabık kalmışlardır Bununla beraber, Almanya ile diğer hükümetler arasında serbest konuşme- lar yapılarak elde edilecek — genel bir tureti hal kadar hiç bir şeyi avdetine ve barış ihti i itimadın kuv. vetlendirilmesine yardım etmiyeceğini beyan hususunda bakanlar müttefiktir- ler, Bu genel sureti hal, bilhassa bütün ise İngilterenin derhal taarruza uğra» yan devletin yardı lemiştir. na koşacağını söy Londrada meydana konulan eserden dolayı sevinmeliyiz. Her şeyden ehem- miyetli olan, İngiltere ile Fransanın genel bir tesviye işi üzerinde tamamen mutabık kalmalarıdır. Roma anlaşması nı takib eden Londra anlaşmatı Al. manyayı, hukuk beraberliği ve bütün uluslar için (kurumlandırılmış bir gü- wenlik) işlerinde kendisine düşen me- suliyeti kabul etmeğe mecbur kılacak- Hava hücumları hakkında yapıla. cak andlaşma ise bu gibi hücumların önüne geçecek mahiyettedir. İngiliz — fransız plânı çabuk tabakkuk ederse Avrupa için sürekli bir barış devresi açılacaktır. Bunun tahakkuku ise A-- manyanın iyi niyetlerine bağlıdır. Şim- di söz Berlin hükümetine düşmektedir. tır. alakadarlar arasında serbestçe ke larak doğu Avrupasında yapılacak kar şılikli yrdım andla IN ve Orta Âv rupa için de Roma andlaşmasında dü- kkük ettirilmesi şünülen sistemin t süretile Avrupada güvenliğin (emniye- tin) Kurulmasına yardım edecektir. Aynı zamanda ve bir güvenlik reji. mi içinde hukuk beraberliğini göz önün de bulunduran 11 ilkkânun 1932 tarih- V tebliğin hükümleri mucibince, bu sü« reti hal alelumum silahlanma hakkında da bir sureti tesviye ihtiva edecek; bu sureti tesviye de Almanyadan yana, i halde onun silah ve ordusunu eden Ve şimdi tahdid dlaşmasının V inci kısmınm yerine kaim olacaktır. Almanyanın uluslar derneğine yeni den girerek dernekle faal bir işbirliği yapması da genel sureti tesviyenin ure surlarından biri olacaktır. Fransız ve ingiliz hükümetleri, diğer alakadar hü- kümetlerin de bu görüşlere iştirak & deceklerini umarlar. Fransız ve ingiliz bakanları konuş- maları esnasında tayyareciliğin son za- manlardaki inkişafın'n barış için teşkil ettiği tehlike ile de meşgul olmuşlar- dır. Bu inkişafın fena kullanılması, bava yollariyle birdenbire — yapılacak bücumlarâ yol açabilir. Bakanlar bazı devletler arasında mütekabiliyet esası dairesinde yapılacak mıntakavi bir an- Taşma ile bu gibi tehlikelerii garanti altına alınması — ihtimalini de gözden geçirmişlerdir. Bu anlaşmay: imzalıyan biri — tahrik truz ederse, derhal hava devletler, — içlerinden edilmeksizin diğerine v taarruza uğrayan devlete kuvvetlerile yardım etmeyi taahhüd e- deceklerdir. Fransız ve ingiliz bakan- ları böyle bir karşılıklı anl tr Avrupasında hücumun önüne geçe- bilecek ve anlaşmaya giren hükümetle. ri hava yoliyle birdenbire — yapılacak hüci n büyük bir ölçüde koruya- ©ak mahiyette olduğunu, hükümet namına kabul eylemişler, bu yoldu anlaşma yapmak imkânını Frarta ve İngiltere ile beraber tetkik etmek üze- re İtalya, Almanya ve Belçikayı davet etmeyi kararlaştırmışlardır. İki hükümet tarafından güdülen bi- ricik hedef olan barışın pekiştirilmesi hususunu mümkün kılacak olan bu teklifi lerce tasvib edilmesini mahiyette bütün alakadar ülke- bakanlar kuv. vetle arzu ederler, Fransız ve ingiliz hükümetleri di- üer alakadar hükümetlerden cevab gel- dikten sonra derhal yeniden — istişare etmeğe hazır oldukl. beyan eder. ler. mı —. Germanya gazetesine göre şark andlaşması . Berlin, 10 (A.A) — Germanya ga- zetesi diyor ki: “Şark andlaşması, Po. lonya ile Almanyayı, — diplomatik bir tazyik altında bulundurmak için, ara- sına alacak bir kıskaç mahiyetindedir. Bu vaziyet Paris ve Londrada takdir edilmelidir. Zira, Almanya, kı karşılık ne gibi şeyler verileceği meden, hiçbir andlaşma sistemine dâ- bil olamaz.,, Çekoslovakya'nın rejimi Prag, 10 ÇA.A) — Hariciye bakanı Beneş, demokrasinin geçirmekte oldu- ğ buhran ile otoriter rejimler için ya pılan mücadelelerden bahis, Moravya- da Jilhavada bir nutuk irad etmiştir. Bakan demiştir kit “Gerek iç; ge. yek uluslararası sıyasal ve ökonomik alanda, çekoslovakyaya gereken tek bir rejim, ancak demokrasidir. ,, okuduklarımız Garbta fikir hareketleri Büyük Etnolog Lövy - Brühl'ün ptidat zihniyeti,, hakkındaki ünceleri — Edebiyatta “üxs- meselesi On sekizinci ranı ve bugünkü buhran i Levy-Brühi « akkında neşrettiği mühim k Larousse dergisi şöy- hulasa ediyor: İbridaj kavimler * ve tabiat Üs- tünde olan şeyleri birbirine karıştır » mamakla ber r daima birlikte n keme ederler, Zaten onların alakası geken daha ziyade tabiat üstünde olan şeylerdir. Dikkatini uyandıran herhan- gi bir hâdise karşısında her şeyden evel ve hattâ münhasıran meşgul olduğu fa- kat görülmeyen küvvetlerin tesiridir. İbtidal kavimler bu görülmeyen kuv vetlerden daimi surette korkmakla be- raber bu yüzden neşe ve tasasızlı kaybetmez. —Hattâ o korku en ziyade Şuuru altında yaşayrp hayattan zevk al- Bundan başka ib- tidaf insan geleceği dü mağa mani olmaz. ünmez; yalnız hal ile meşgul olur, ve ileride olup bi- tecek şeylere karsı hiç bir endişe duy- maz. Görülmer kuvvetlerin verdiği kor - ku 'şuurlu,, olmağa başlar başlamaz tür- lü heyecanlar doğurur. Fakat bu he- yecanlar, ibtidaj insanda muayyen va- ziyetler tasavvur ettirmez, Meselâ ken- disi de yarı eskimo olan ve Eskimola- tın dilini pek iyi konuşan meşhur kâ- şif Knud Rasmussen, bu kavmin “sihir- baz raâhibleri,, nin birinden (kd bunlara Şaman denir) hayret verici şeyler duy- Rahib — kabilenin fikir haya- tında hâkim olan heyecanları izah et- Müştur. mek için pek açık bir formül bulmuş e inanmayız, korkarız,, demiştir. Rasmussen bu “formülü,, şöy- yalnız le tefsir ediyor: “Âdetlerimizin hepsi hayattan alın- makta ve hayata doğru çevrilmiş bu« kunmaktadır. Biz hiç bir şeyi izah et- miyor, tarlf etmiyor, hiç bir şeye inan- mıyoruz. Yalnız korkuyoruz.,, Rasmussen, — eskimoların korktuğu bütün şeyleri saydıktan sonra bu kor. kularla mücadele etmek için atalar an. anelerine sadık kaldıklarını yazıyo: ve gene diyor ki: “Bu ananelerin nasıl geldiklerini, niçin hâkim olduklarını bilmeyiz, ta - kat onlara, herhangi bir felaketten ko- runmak için riayet ediyoruz.,, Tabiat Üsi Üzerinde bilgi veya nde olan şeyler insanlar fikir vasıtasiyle değil, duygu vasrtasile hökim olur. İş- te bu suretledir ki ibtidailer, korktuk- ları görülmez kuvvetlerin “taaifini,, yapmak Üzere bir “usul,, vücuda getir- ezler, Onlarda, tablat nizamı mefhu- mu da yoktur. Herhangi bir felaketten korunmak için Ittidailer “nazarlık,, kullanır, ”bü- yü,, yapar ve bilhassa uğursuz sayılan, yani bir muvaffakiyetsizlik hatırası u- Keza v- korkulu yandıran eşyadan kaçınırlar. Zursuz sayılan yerlerden, kavgacı adamlardan kaçar- lar. Şeytanlar, tabit kuvvetler, hayvan- lar, ölülerle mücadele edebilmek için sihire müracaat ederler. insanlardan, Bu ihtidaf zihniyetin hususiyetle « rinden. bir çoklarına bugünkü zihniye- timizde tesadüf etmemek kabil de dir. Çünkü onun kökleri, beşeri has - sasiyetin esasları sayılabilir. et “Nouvelles Littt - raires,, baftalığı, — edebiyatta "üslüb., meselesine dair neşrettiği bir yazıda edibin ne gibi şartlara riayet etmesi la- zım geldiğini şöyle tarif ediyot: Paris'te çıkan Muharrir, okuyucuyu hiç bir zaman ü “İkna,, etmek kay - gusuna düştüğü gün “üslüb, u kaybet- miştir. Başkalarına bakan muharrir hakikati gözü önünden kaçırır, Muharrir, kitabına bütün şahsiyetini 1t ŞUBAT 1935 PAZARTESİ dökmelidir, fakat o suretle dökmeli Ki fecdi,, hiç bir bususa tesadüf edilmes sin ve hakikat can!ı ve sadık - bir ş€& kilde göste Garib bir ka* ideye g rayı canlandırali eli hiç bi titremediği takdir« dedir ki üsl in en kuve vetli bir surette meydana atılmalarına, en gizli görüşlerin şekil yardım eder, heye 'Tefekkür en son soktasını bulduğu zaman şekil, yani üslübdan hasıl olan şekil, mukadder — mahiyetini - kazanır. Hattâ artık muharririn bile malı olmalı tan çıkar ve hiç bir kelimesi değiştiri lemiyen, herkesin hâfızasında menkuş kalan bazı mısralar ve darbı meseller gibi herkesin malı olur. Bir kitabın ya- ratıcısı, bir dünyanm — yaratıcısı her yerde hazır olmakla bir tarafta görlünmemelidir yarattığı şeyle karışmış ve olduğu derecede mükemmeldir. beraber Yaratıcı, “yekvücud ... Aynı gazete, Collöge de Fraace pro- fesörlerinden B, Paul Hazard'la bir millakat neşrediyor. Meşhur âlim, 18 in €i asırda Avrupayı sarsan manevi buh- ran ile bugün bücün dünyayı sarmış o- dJan manevi buhran arasında şu münase betleri görüyor: On sekizinci yet bu- günkü gibi cefa ve acı içinde bir vic- dan tahliline koyuldu. Bugünkü gibi © zaman da devlet ve ferdin baklarmı; şahsi vicdan haklarile dini teşkilatın haklarını, her milletin haklarile Avru- pa camtasının imkânsızliğr küvetli ve umum? bir su- rette hissedildi idi. Unutmıyalım ki AbbE de Saint-Pierre, merkezi Cenev« re veya Frankfort olmasını ileri süre düğü bir uluslar derneği kurulması fik rini o tarihlerde ortaya attı. O devrin tetkiki, bugünkü fikrf vaziyetlerimizin bir çağunu ve zihniyetimizi izah ede- bilmeğe yarar. asırda da beşei haklarını telif etmek Ben kendi hesabıma bir çok nokta ları aydımlatamadım. Meselâ o zamanın fikr$ tekâmüliyle ökonomik hâdiseleri arasında sarih münasebetler tesbit ete mek imknını bulamadım. B teşebe büs etmedim değil; fakat vesikalar bu« lamadım. O zamana aid olmak üzere küvvetle görülen bir nokta varsa o da fikirlerin kati hâkimiyetidir. Metafi « zik tetkikler içinde kaybolunmamasını ve ruhu tahlil etmeyi tavsiye eden Lots ke gibi bir adamın felsefesi olsaydı 18 inci asrın bir ampirist mahiyet al« masına şahid olamıyacağımız gibi Ane tiklopedi de doğmuyacaktı. D'Aleme rt'in Ansiklepedi ön sözü tamamiyle Locke'un tesiri — altında yazılmıştır. Mücerred fikirleri tecrübeye tâbi tut« manın kiyme masaydı 18 inci asır terakki ni gösteren Newton ole ve ilme Gö idaresl karşı gösterdiği imanı duyma: tülüyor ki be canlı ve dinamı şeriyet işlerinin fikirlese ve bunların birbirini tashih etmesi ve tamamlama- sına tâbi olmuştur. Hulasa diyebilirir ki hayatı idare edenler — filozoflardır. Zamanımıza bir istikamet verecek fike ri ve ahlaki kıymetleri bulmamızı di« lerim. Ve dilerim ki hbugünkü insan- lar selametin ancak — bu kiymetlerden gelebileceğini anlasınlar. Fakat hangi kıymetleri kasdediyo rüz? Artık maziye avdet imkânı yok- tur. “Avrupa,, kelimesi bile bugün ma« nasını değiştirmiştir.. Romanyanımn İngiltreye borcu Bükreş'den 2 şubat tarihli Morniag Post gazetesine bildiriliyor: Kıral sarayında karalın - başkanlığı altında ehemmiyetli bir toplantı olmuş tur, Bu toplantıda Romanya ve sanatlar bakanı Manulesko Strerun« ga'nın Romanyanın — İngiltereye olan husust ticaret borçları hakk mek Üzere Londraya gitmesini verilmiştir. Bu borç 2 milyon ingiliz Dirası t makta ve nakliyat güçlükleri dolay le ingiliz — Romanya ticareti bir çok güçlüklere uğramaktadır, Bugünkü toplantıda B. Sterunga Ro manyada yabancı ticaretine daha ziya de müşaadekâr davranılması etmiştir. Bu teklife kargı gelen m ye bakanı B. Slavesko, istifa etmiş ve yerine B. Viktor Antonesko geçmiştir. ticaret

Bu sayıdan diğer sayfalar: