26 Mayıs 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

26 Mayıs 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 MAYIS 1935 PAZAR Birinci Basın Kurultayı HS C Gazeteciler Atatürk anrtr önünde (Başı 1 inci sayıfada le, İsmet İnönü, Kamutay Başka - nımız B. Renda ve Parti Genel Sekreterine kurultayın saygı ve bağlılıklarını sunmak üzere bir telgraf okundu ve kabul edildi. Programa göre, işbirliği, kültür ve ertik komisyonları için seçim ası gerekiyordu. Sekreter 'aik Reşid, komisyon üyeleri için verilen dilergeleri okudu ve üç komisyonda çalısacak arkadas- lar şu suretle ayrıldı: Kaomisyonlar Kültür Komisyonu : Başkan: Asım Us (Vakıt) Raportör: İbrebim Necmi Dilmen (Türk Dili Araştırma Kurumu) Kâtib: Nureddin Artan (Ulus) Üyeler; İhsan (Talim Terbiye reisi), Nasuhi Esad Baydar (Ulus), Fazıl Ah- med, Kemal Salih (Cumuriyet), Reşad Nuri (Maarif genel enspektörü), Ah- med Halid, Ercümend Ektem (Cumu- riyet), Ziya Çalık (Konya), Burhan Cahid (Köroğlu), Sedat Simavi, Rasim Us (Haber), Nüsret Köymen (Ülkü) , Meslek Komisyonu: Başkan: Ziya Gevher Etili, Raportör: Naşid Uluğ, Kâtib: Avni (Akşam). Uyeler: Mecdi S. Sayman (Tan), Kerami (Gazcteciler birliği), Mekki Said (Cumuriyet), Celal Davud (Mu « sahhihler mümessili), Tahir Karauğuz (Zonguldak), Kenan Akman (Balıke - sir), Necmeddin (Malatya), Bilâl (Haf- ta), Musa Ataş, Ömer Nakib. İşbirliği komisyonu: Başkan; Haydar Rüştü Raportör: Refik Ahmed Kâtib: Fuad (Cumuriyet) Üyeler: Abdülahad, Akagündüzr, Re- rid Celal, Muvaffak (Ajans), Ali Na- ci (Tan), Kâzım Şinasi (Akşam), Yu « suf Ziya (Akbaba), Süreyya Örge Ev- ren, Ömer Asım Aksoy (Gazi Anteb), Faruk Şükrü Yersel (Eskişehir), Gül- tekin Arda (Trakya), Ali Rıza Gür « soy (Karadeniz). Üyeler C. H. Partisinde Seçimden sonra kurulta; leri dağıldılar. LT Öğleden sonra saat 14,30 da, program gereğince, üyeler gaze - temizde toplandılar ve hep birlik- te çıkıp Atatürk anıtına çelen ko- yarak, türk basınının en Büyüğe saygılarını sundular. Bu çelenk konulurken bir fanfar da erkin'”: marşını çaldı. Buradan ayrılan üyeler gene hep beraber olarak Parti merkezine gittiler, Parti Ge- nel Sekreteri kendilerini bir söy levle karşıladı. B. R. Peker'in söylevi B. Receb Peker yeni çağlarda bağlılık ve birliklerin ıöııçüıllgöniı- le, kafa kafaya, can cana, baş ba- şa olmak suretlerinde görüldüğü- nü söyledikten sonra: “Bütün bu birlik de herşeydan evvel bir ina- nış birliği olmalıdır. Her ferdin lmı!iıîııo göre bir özel düşüncesi olabilir. Fakat bu düşüncelerin bir ana, bir genel düşünüşe bağlı ol - maları iktıza eder. Bu genel düşü- — müşün ana çizgilerinin en d2-..” si, en keskin aracı sizin elinizde - dir, biz inanıyoruz, ve iddia edi - yoruz ki yurdun ileri gidişi parti- nin gidişi yoludur. . Bizim çizdiğimiz siyasi yol en doğru yoldur. Bunların başında iyi ahlâk, yurdseverlik de bizimle beraber olunca bizim ana düşün- cemizin müşterek malımız olma masına hiç bir mani kalmaz. Zan- netmem ki hiç bir gazeteci arka - d_ış Parti anaçizgilerini anlayışta bizden ayrı kalsın!,, demiştir. Partimizin genel sekreteri del- “_ICŞ ayrılırken şunları ilâve et - miştir: “ Salı günü müsaid bir saatte oturduğum köyde, köy kahvesin- de toplanalım. Orada soracağınız ıgılletn, zihninizin takıldığı dü - şüncelere cevab vermeğe hazır bu- hunacağım. Müşterek inanış, kar - şılıklı konuşma yeni programımı zın tatbikinde bizi biribirimize bağlıyacaktır. > Turk gazetecilerini sıcak sev - (ılgr!ııle selâmlarım. Ellerimi el- lı_nnızde yüreğimi yüreğinizde hissetmenizi dilerim.,, Üyelerden Kurun gaze- tesi Yazı İşleri Direktörü Bay Refik Ahmet Sevengil, bu söz - lerden duyduğu sevinci bildirerek Ankaradan ayrı olmak üzüntüsü- nü duyan arkadaşların da her za- man gönülle Ankaraya bağlı kal- dıklarını ve şimdi de bu fırsattan faydalanarak hükümet merkezin - de bulunmaktan büyük bir zevk duyduklarını anlattı. Parti Genel merkezinde ku - rultay üyelerine küçük bir andaç ?lmık üzere üzerinde Receb Peker imzası bulunan bir Parti progra - mı ve tüzüğü verilmiştir. Üyelerin dünkü gezintileri Kurultay üyeleri, parti merke- zinden ayrıldıktan sonra Kamu - tay kurağını, Cumuriyet Merkez, 'Tarım ve İş Bankalarını gezdikten sonra otomobillere binerek Sergi evini, Halkevini Nümune hasta - evini, İsmet İnönü kız enstitüsü - nü, Sağlık Enstitülerini gördüler ve oradan Çankaya'ya giderek Cumur Başkanlığı köşkünü - gez - dikten sonra Başbakan İsmet İnö- nü'nün evine giderek kart bıraktı- lar. Böylece, bugünkü gezme programı bitirilmiş oldu. Bu sabah üç komisyon, İç Ba - kanlığında ayrı ayrı odalarda top- lanarak akşama kadar hazırlanan rapor ve projeler üzerinde gürüşe- cekler ve kurulty yarın sa - at 10 da ve öğleden sonra 16,30 da toplanarak son kararlarını aldık - tan sonra dağılacaktır. Yarın ak - şam kurultay üyeleri şerefine İç Bakanlığı tarafından şehir lokan- tasında bir akşam yemeği verile - cektir. Başbakanımızın söylevi — Yüksek toplanmanızı fır;:; bilerek, bugün 'Türkiye'nin en yük meselesinden bir daha bahs - etmek size Türkiye'nin dün _dı söylediğim gibi, hava tehlikesine maruz olduğunu anlatmak - iste - rim. Benim kanaatımca bir mem- leketin gazeteleri, bahusus sizin gib' memleketin eyi ve kara gün- ULUS lerini içten ve yararlıkla takibet - miş ve bizzat mesul imiş gibi, o nun dertlerini anlamaya çalışmış arkadaşlar, memlekelin en nazik ve çetin bir müdafaa vaziyetini iyi ce bilirler ve bunu memlekete ace- el öğretmek için hakiki bir arzu ve gayret gösterirlerse, bu büyük meseleyi yekın bir zamanda hal - Tetmek çareleri kolaylaşmış - olur, Fena şartlar ve çetin hadiselerden uğraşa, uğraşa kurtardığımız Tür- kiye'yi, hava tehlikesi karşısında kâfi derecede ve az zamanda tcc - hiz etmemek yüzünden tehlikeye maruz bulundurmamalıyız. Bunu anlamak ve anlatmaya çalışma': birinci derecede, matbuatımızın vazifesidir. Şimdi yapacağımız şey, böyle bir hava meselesinin or: tada olduğunu söylemek ve bunu bütün vatandaşlara anlatarak kendiliklerinden yardım etmele - rini bir vazife saydırmaya, yay - maya ve anlatmaya çalışmaktır. Herbirimiz, kendimiz, ailemiz ve muhitimizdeki arkadaşlarımız, türk hava kurumuna az veya çok herhangi bir yardımı yapıp yap - madığımızı sormaya cesaret eder- sek, bütün memleketin bu mesele- ye ilgisini kökleştirmiş, yaymış ve istifade olunacak, verimli bl.r I)ı!e getirmiş olacağız. gazetelerimizin bilhassa dikkatini çekmek lued_ı- ğgim şudur: bütün dünyanım lnıı.ün uğraşlığı şey, hava tehlikelerine karşı tedbir bulmaktır. Bu bir fan- tazi değildir, bu bir ciddiğ mesele- dir, bir tehlikedir. Onun için lıı:- nu gerek fenniğ urıflırm.ı. ger: sıyasal taraflarını büyük bir alâka ile takib etmelisiniz. Ve ınemleî.(ı.» tin her tarafına bunu öğretmelisi- niz. Sizin içinizde öyle yükşek şah siyetler vardır ki, bu devletin eko- nomik veya süel, başlıca ıııeulel_e— rini hiç olmazsa benim kadar bi - lirler. Eğer bunu da bir mesele o - larak elinize alsanız, az zamanda başlıca mütehassıslarından olur - sunuz. Bu meseleyi halletmek için lâzım olan tedbirleri ve ödevleri, benden daha iyi vatandaşlara tel- İ cek mevkide bulunuyor :ıl:;îeanı tehlikesini bilenleri çoğıllmık. hava tehlikesinin ne olduğunu yatandaşlara anlatma! ve memleketin hava tchlılo:;nı runması için lâzım gelen Ka önceden vatandaşlar arasında yaymaya çalışmak - çün- kü sizin başlıca sanatınızdır -» ay- ni zamanda içinde bulundu_ğum her türlü şartların yı_n!ımı ile, duv- let ve mîll:liıı' albiıriıiıylıo bu teh- ikevi bertaraf için çalışmasına ıy'ıh:ı—l':mb.eunek mevktinde ve öde- vinde bulunuyorsunuz. Te Toplantınızı ııpııılekot için faydalı ve hayırlı bir fırsat telak - ki ederim. Memlekete yapacağı nız hizmetler, elbirliği ederek ve biribirinizi daha iyi tanıyarak da- ha yüksek bir dereceye çıkacak - tır. Kanığım ki bütün çalışmaları - nız arasında Türkiyenin hava ıd.. likesine maruz olduğunu birinci mesele olarak ele alacaksınız. — (Sürekli alkışlar). Iç İşler Bakanımızın söylevi — Sayın arkadaşlar, İlk Türk basın kurultaymı a- çıyorum. İnsanlık tarihinin son soysallık evresini izleyen etkelerin başlıcası basın olmuştur. Bir memleketin, son soysallık evresine, girme tarihi olarak rö- nesans gösteriliyor. Bu evreye en son girenlerden, biri de biziz. Bu- nun sebepleri arasında, bu mem- lekete basının çok geç ve çok güç, girmesi de sayılmalıdır. Türkiye- de, basıma değer ve önem veril- mesi, kamâlist rejimin; bir eseri- dir. Bu kurultayda basına verilen değer ve önemin, en canlı belde- ğidir. Türk basını, en güç ve en çetin şartlar altında, çalıştığı za- manlarda bile, ödevlerini yapmış olmakla övünebilir, onu temsil e- — — ——— —- eai dun açıldı. Başbakanrmız gasetecirerle nomuşürken denleri saygı ve sevgi ile selâmla- rım. Taassubun ve istibdadın, ka- ranlık devirlerinde az da olsa, u- husa aydınlık veren, ilk türk basın- cılarını da burada, saygı ile an- mak, hepimiz için borçtur. Mütareke ve kurtuluş yılların- daki, türk basınının atılgan ve i- deal çalışmalarını, devrin tarihi övenle sayfalarına - geçirecektir. Bayağı ve hayin ergelere hizmet eden bozguncu ve kaypak basın, ulusun haklı ve yerinde iğrentisi ve tiksintisi önünde, lâyik oldu- gu, sonu bulmuştur. Bugünkü ba - sınımız ise; böylelerini artık bağ- rında taşımamaktadır, — taşıya- maz, ve taşıyamıyacaktır. Arkadaşlar, Atatürk Türkiye- si gibi, hayatın bütün soysal, sıya- sal ,ekonomik ve kültürel alanla- rında, en geniş ve en derin, dev- rimlere sahne olmuş bir ülkede basma yüklenen ödevlerin, ne ka- dar çeşitli ve ne kadar ağır oldu - ğunu hep biliyoruz. Açıkça söyliyebilirim ki bizde ba- sın işleri cumuriyet rejiminin ve ulu- sal idealin istediği dereceye, henüz varmış sayılmaz. Kamâlizm, hiç bir alanda olanı ve yaprlanı son ideal sayarak onunla kan- maz ve kalmaz. Her zaman daha iyiye, daha güzele ve daha doğruya yüksel- mesi ulusal amacının ve dinamik can- lılığın, bir gereği bilir. Basın işlerini de daha iyi, daha doğra ve daha güzel ve yolunda İlerletmeği cumuriyet bü- kümeti, kenisi için ödev sayar. Bu ku- rultay bu vargıları yerine getirmek İ- çin baş wurulmuş araçlardandır. Bası- nin iyileşmesi, güzelleşmesi, yayılma- sı, verimli ve faydalı bir hale konması, bu kurultayın hem toplanma sebebi, hem de çalışma — konusudür. Basının en başlı elemanları, onun çeşit çeşit kollarında çalışanlardır. Açıkça söyle- mek gerektir ki, bu ertik bizde henüz kurulmamıştır. nüz kökleşmiş bir ertiğin göreğini ve- remez. Bu kadar ciddiğ; soravlı ve şe- Güney Amerikası gazeteleri grupu adına memleketimizi gez - meğe gelmiş olan Bayan Baker ve Henderson Hay, şereflerine dün Dışişleri Bakanlığı vekili B. g rü Kaya tarafından Marmara ke. künde bir çay verilmiştir. Amerikalı gazeteci Bayanlar refli bir ertiğin taşıması Mizım gelen kaliteleri henüz tam elde edememiştir. Bu kadar büyük bir soravım, bu kadar yüksek bir şerefin, taşıyıcımı olan sir- lerin bugünkü Türkiye ölçüsünde, bir organizasyondan yoksun kalması döğ- ru değildir; ayrı ayrı yerlerde ve baş- ka başka zamanlarda kurulan basın ku- rumlarından, en çok yaşama anıklığını göstermiş olan İstanbul basın kurumu, bir çok hayırlı hizmetleriyle övünebi- lir. Fakat bu kurum İstanbula özgü © larak kalmıştır. Gerekli olan yetke ve ödevlerle bezenmiş bütün Türkiye ba- smını ve bunun çeşitli kollarını, kav- tıyacak bir basın kurumudur. Kurultayın, önemle dikkate alaca- ğ işlerden biri de şüphesiz, ulusal eyl- tim ve sıyasal oydam araçlarının başın- da olarak tanıdığımız ve etkisini her. gün tazeleyen ve yayan gazete ve gâ- zetecilik işlerimiz olacaktır . Bizde basımın, cumuriyet devrinde ea çok büyümlüş ve ilerlemiş kolu ga- zetedir. Fakat, sarfedilen bunca emek- lere, maddiğ ve tinel kapitallere rağ- men tiraj ve sürüm artmamaktadır. Ga zetelerimizin şekli ile satışı arasındaki ayrım, başka memleketlerle ölçülünce, bu ka birincinin Tehine ise de, ikincisinin çok aleyhindedir. Bunun karışık sebepleri arasındat: yayım işlerinin bozukluğu, gazeteye kâr getiren maddiğ kaynaklardan ge- rekli derecede fayda görülmemesi, Ö- zel kapital ve çabalamalara bağlı ka- lınması; önürdeşme yüzünden sayfa yarışına kalkışılması, bunun sonucun- da değerden çok bolluğa Önem verik mesi, gene bu yüzden kalitenin eksi- lerek — gazetelerin biribirinin eşi ve kopyesi haline gelmesi, en ön sırada akla gelenlerdir. Kamusal kurumlardan biri olan ga estenin her işine karşı devletin ilgi göstermesi tabiiğdir. Gazeteyi çıka- tanların, yazanların, basanların da ka- musal işlerde ödev almış insanlar sa- yılması ve kamuya ilgili her işte oldu ga gibi basın işlerinde de devletin yar- dımı ve kontrolu ve o kurumlarda çe (Sayıfayı çevirinir) Çayda Amerika Büyük Eic”” - ği yönetgeri B. Shav ile saylav, ga- zeteci ve Dış işleri Bakanlığı ile - ri gelenleri ve bir sek kimseler hazır bulunmuştur. Bayan Baker ve Henderson Hay akşam treniyle İstan'ula git- mişlerdir. Kaa) e TLrd A ği d Ai e CAİ y ee TU A a a rzeak Gee Af üü A Bdi sE>

Bu sayıdan diğer sayfalar: