26 Eylül 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

26 Eylül 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 Komşularımızda neler oluyor? wNîST ANDA: $ Bıqbılun B. Vradi- mi gazetesinin bir aytarına verdi- ği bir dıyevdıs, Viessede bulunduğu sırada rejim mesclesi hakkında uzun uzadıya düşündüğünü, iki yoldan birini seçmek gerektiğini. bunlardan birinin geneloyu ge- ciktirmek, öteki de çabuk yapmak olduğunu söylemiştir. Geneloyu geciktirmek, meseleyi “kotarmak demek olmıyacağı için B. Çalda - ris bunun çabuk yapılması düşün- cesindedir. Kendisi başbakan ol- mak dolayısiyle bu işte tarafsız bir tavur takınacak ve geneloyun, » hakiki surette ulusun fikrinin an- lanmasına dikkat edecektir. Ancak başbakan yunan halkçı partisi başkanı sıfatiyle kınllıktın yana dır ve ilk teşrinin yirmisi ile out- zu arasında yapılmasını doğru gördüğü geneloyun da, ulus, ne türlü bir yönetim sistemi istediği- ni açıkça bildireceğine göre, bir nevi secim olduğu düşüncesinde- dir. B. Çaldaris, kıral Jorj'un şah- siyetini de övmüş ve onun yunan tahtımna lâyık olduğunu söylemiş- tir. Başbakanın kırallıktan yana olduğunu resmen bildirdiği tak- dirde yunan cumur başkanının çekileceği — yolundaki haberler hakkında B. Caldaris'e fikrini so- ran gazete aytarına başbakan, B. Zaimis'i sevdiğini ve saydığını, kendisinin geneloyun sonuna ka- dar iş başında kalması doğru ola- cağını söylemiştir. B. Zaimis B. Çaldaris'e, cumur başkanlığından çekilmiyeceğini söylemiş olmak- la beraber, B. Çaldaris, onun çe kilmesi halinde cumur başkanlığı- nın iğreti olarak ulusal kurul baş- kanı tarafından yapılacağını bil- dirmiştir. Başbakan, geneloyun dürüst olarak yapılması için alıp ması gereken tedbirleri ve genel- ©y sırasında kimin iç bakanı ola- cağını kararlaştırdığını söylemiş, bunları kabinedeki arkadaşlarına bi!0-dikten sonra ulusa kendi dü- şüncelerini bildirmek üzere bir bildiriğ çıkaracağını ilâve etmiş- tir. ROMANYA'DA:; $ Genc İliberal partisinin orga- ni olan Miskarea gazetesi, Ro- manyada rüşvet ve irtikâbın yal- nız resmiğ yönetgeleri değil, iş başındaki bazı şahsiyetleri de pençesine almış olduğunu — söyle- mekte, son yıllardaki bu gibi işle- rin bir istatistiği yapılırsa bu gi- bi işlerin çokluğuna ve bunlara Karışan şahsiyetlerin büyük sayı- sının anlaşılacağını yazmaktadır. BULGARİSTAN DA $ Tüze bakanı B. Karagözof'un başkanlığı altında bir bulgar hu- kukçular salgıtı yugoslav hukuk- çularının kongresinde bulunmak üzere Belgrad'a gitmiştir. Salgıt 21 eylülde, harbta ölen ve Belg- rad mezarlığında yatan bulgar as- kerlerinin mezarına bir çelenk kaymuştur. 24 eylülde de bu grup kıral Aleksandr'ın mezarma - bir çelenk koymuştur. $ Bulgaristanda iç tecimi dü- zenlemek için bir kanun projesi hazırlanmaktadır. Buna göre, top- tan ve perakende tecimiyle dağra- şanlarla, gezginci esnaf bazı şart- ları haiz olacaklardır. Pazartesi günü Sofya'da tecim odalarının oruntakları toplanarak bu kanun projesi üzerinde konuşmuşlardır. Bu toplantıda tecimerler birliği oruntakları da bulunmuşlar ve fi- kirlerini söylemişlerdir. $ Sofya üniversitesinin sınaçla- rı | ilkteşrinde başlıyacaktır. Ka yıt işleri de 25 eylülde başlamış olup 15 ilk teşrine kadar sürecek tir. Üniversitenin yeni rektörü ©- lan profesör Arnaudof, 21 eylül. de isinin *--na gecmiştir. RUSYA NİÇİN İNGİLTEREDEN YANADIR? Sovyetler Birliğinin italyan - hab.q anlaşmazlığındaki düşünce si nedir? Emperyalist «yasa, sömürgeler halkını nasıl ayand wıp sonunda bunları, kendilerini sö müren devletelere nasıl düş - man eder? Dünya sömürgeleri yemiden paylaşılabilir mi? Kara ırklar neden Habeşistan'dan ya - nadır - İtalya'nın Afrika'da harb etmesi, Avrupa için ne gibi tehli keler doğurabilir? Okurları - muız bütün bu suallerin cevabla rını, ünlü Sovyet yazarlarından B. Karl gazetesine yazdığı aşağıdaki betkede bulacaklardır : Sovyetler Birliğinin Habeşistanda ne ekanomik, ne de sıyasal hiç bir ası. ği yoktur. Rumun için Rusya, kendi düpedüz asığları bakımından Habeşis- tan üzerinde yaprlan çekişmelere — bir seyirci kalabilir. Fakat hiç bir devletin bu çekişme karşısında ilgisiz kalamryacağını anla- raak için uzun uzun düşünmeğe ihtiyaç yoktur. Böyle genişlemelerin geri — kalmış insanların gelişmesi için bir fayda ver. mediğine kanığ bulunan Sovyetler Bir. liği sömürge alarak genişleme'sre her zaman karşın durmuştar. Binperyalist — devletlerin aldıkları yerlerde demiryollar yaptıkları ve de rebeyliği, anarşiyi bir dereceye kıcar ortadan kaldırdıkları yalan değildir Fakat bunların sömürgelerden derebey- leri gibi asığlanmayı ortadan — kaldır- dıkları görülmemiştir. Kapitalist sömürgeci sıyasası, yer. linin tabiiğ ve yarı . tabiiğ ekonomişi. ni harab eder ve onu ararulusal tecini yoluna sürükler. Bu hareket, sömürge lerdeki kütleleri incitir ve bu yüladen oralarda halk kımıldanışları başlar. Sömürge halkının bu kımıldanışı ilerleyişe doğru yol açar; çünkü bu ha- reket her zaman emperyalirme — karşı. dır. Harbtan önceki arsıulusal sosyaliz. min bu karakteristik düşüncesi, harb. tan sonraki deneçlerle gerçekleşmiştir. Harb içinde sömürge halkma ve tobaalara kendilenine, daha iyi şartlar ve kendi kendilerini yönetme — hakkı bağışlanacağı hakkında verilen sözler yerine getirilmemiştir. Bunun için küt- le kurtuluş yolunda savaşa girmiştir. Hindistanda, Çin'de ve Mısırda ya- pılmakta olan bareketler, sömürge dün. yasşınım yeni bir alana girmiş olduğu. nu göstermeğe yeter. Emperyalist devletler de bunun far. kında olduklarından Almanyadan alım- mış sömürgelerle Türkiyeden ayrılmış olan topraklarda bir nevi manda yö- netgesi kurmuşlar, yahut oralardaki burjuvalarla elbirliği ederek yeni re, Jimler yapmağa girişmişlerdir. Almanya, Japanya ve İtalyanın şim. di sömürgeleri eşit olarak bölmek, ya- hut şimdiye kadar her nasılsa erkin külmış bir takım toprakları eke geçir- mek yolunda ileri sürdükleri dilekler, bu devletlerin zamanlar ardında ne de. receye kadar işi ilerletmiş olduklarımı gösterir. Bunlar, öteki büyük emperyalist dev. letlerin sofrasından dökülen kırıntıla: rt toplamakta geç kalmışlardır Bunlar sömürgeleri yeniden bölüş mekte de başarı gösteremiyeceklerdir. Çünkü artık sömürge halkı, sömürge. cilere olan inanlarını kaybetmişler ve kendi haklarını kendi güçleriyle kazan. mağa güvenmeğe başlamışlardır. Habeşistanın kara renkli bhalkı, fe Jaketli bir durum - içindedir. — Bunlar, kütle halinde köleliği temsil ediyorlar yer yüründeki kara renkliler Habeşis - tandan yanadır. Çünkü ber ne kadar nüfusun üçte biri müslüman ise de bu moamleket hıristiyan memleketidir. Pa. kat bu hal, Mısır ve Sudan'daki halkın da Habeşistana karşı bir sempati ber. lemesinin önüne geçmemektedir. Bu hâdisenin izahı basittir uluslar, Habeşistanı Afrikada biricik erkin ulus olara bunu kendi gelişme ve ilerler bir düzey gibi görüyorlar Habeşistandaki italyan kargı renkli insanların göst ki, bugün sömürgelerde emperyalizme karşı olan kalkımmanm arttığını ve ge- nişlediğini gösteriyor. İtalyanın Habe. şistandaki durumuna karşın — olmasını bir tarafa bırakalım, Sovyetter Birliği. harışın korunması isteğindedir. Renkli kalmış Habeş - işinde Rusyanın ne - den İngiltere . den yana ol - duğunu anla - tan B. Karl Topraklarını genişletmek — mücaae. lesine girişecek olan İtalye, Avrupada zayıflar ve bu yüzden almanlar tez eh den Tuna yöresine ve Balkanlara sal. dırmağa kalkışabilirler. Bundan çıkacak bir tehlike daha vardır: Avrupanın barış yöneyi kerıla bilir. Bu kuşkuları yatıştırmak — cegesiyle italyanların büyük ve süel manevralar yaptıkları ve böylece ordularının bu türlü tehlikeleri önliyecek kadar kuv- vetli olduğunu göstermek — istedikleri şüphesizdir. Dünya harbında italyan ordusu bü. Yük bir cesaretle çarpışmışlardı. Daha sonra Musolini İiş başına — geldikten sonra İtalyaya kuvvetli bir hava, deniz filosu ve makinalaşmış bir ordu kazan- dırmıştır. Fakat mesele, sadece İtalyan ordu- sunun küvvetli — olmasında — değildir. Habeşistanda girişilecek olan serüven İtalyanın finansal buhranmı artıracak. tır, Ondan sonra bu harb uzayıp gi. derse İtalya üzerindeki etkileri ne o. lacaktır? Brenner geçidindeki manevralarda ingiliz ve fransız ordu oruntakları bu- Tundular. Herhalde bu Avrupadaki barış yöneyinin bozulmıyacağını — göc- termek için böyle yapılmış - olmalıdır. Fakat Stresa'da buluşanların bu bir. lk gösterişi yapılmakla peraber, ingi, liz ve italyan gazeteleri, harba — karşı zecri tedbirler alınmak meselesinde bi. ribirini en ağır toplarla bombardıman etmekten geri durmadılar. Böylece italyan - habeş çatışmaaı bür Htalyan - ingilir çatışması balinde bü. yüdü. Bu çatışmanın yatıştırılıp yatıştırı. lamıyacağını bir tarafa bırakalım, . bu işin barışcı! bir yolla kotarılmasını di lerin, Ttalyanın Habeşistanı sağlam bir su. rette yönetimi altma alması, İngiltere. nin ana muvasale yollarını tehdid ede ceği şüphesizdir Bu hususta İtalyanın vereceği her. hangi bir İnanca İngiltere imparator. luğunu kandıramaz. Kendi mukadderatını kendi elleriyle yürütenler, pek güzel bilirler ki poli tikada önemli olan söz değil, İştir. Bunun sonücü olarak da İngiltere nin Akdenizde Mrsırda, Sudan'da ken di durumunu bir tehdid ve tehlike altında olması yalnız İtalya ile Britanyayı ügilendirmez; bu. arsıulu. devamlı sal ilgiler Üzerinde etki yapmaktan geri kalmaz. Habeşistan meselesini büyük bi dikkatle kovalıyan gaseteleri günün birinde İngilterenin cağına düşeceği umudunu göstermek. tedir. Bütün bunlar gösteriyor ki Habeşis. tan çekişmesi sryasaları — biütün dünve alr * alman ku. -Win Deyli Herald barışına bir tehdid olan İi devletin ellerini çözecek. tir. Esasından sörcürge a. ma karşın olması ve nn Habeşistanı zap- tetmesini öteki sömürge. ciler sıyasasından daha kö. tü bulması bir yana bıra- kılsın; Sovyetler Birliği Habeşistan — badiselerini merak — ve ilgi ile göz ö. nünde tutuyor. Ortada öteki devletlerin Ttal. yaya karşı olan durumunu daha ziyade Kötüleştirmek isteği yoktur. Bundan dünyanın kazanacağı hiçbir şey yok. tur. Bu, İtalya'yı Almanya'nın kucağına düşürebilir. Öte taraftan Sovyetler Birliği ile in. Biliz sryasasının motifleri arasında bir dayanışma bulunmasr meselesi de yok- tur. Fakat eğer İngiltere Akdenizdeki kendi asığlarını korurken dünya barı. şını da koruyacak olursa o zaman Rus. ya, İngiltereye karşı daha uygun dav ranmak sıyasasını güdecektir. Kollektif güvenlik sıyasasında İn. gilterenin yaptığı suçlar, onun — barışı #ağlamlaştırmak yolunda giriştiği gir- gilerden yana olmamak - için bir kanıt olamaz. Yalnız bu, japon ve alman militarist leri tarafından bacış tebdid olunduğu zaman, İngilterenin kendisine daha ya. kım alanlarda yapılacak olan bu hare- ketlere elbirliği ile karşı — koymasını gerektirecek bir kanıt olabilecektir. Eğer Büyük Britanya barışın bö. lünmer bir bütün olduğunu sözle de ğil de fizl İle tanryacak alursa — habeş meselesinde takındığı duruma daha ge. nİş bir ölçüde yardımcılar bulabilir Biz, barışın müdafaası İtalyanın en büyük asığı olduğuna ve bu devletin kendisini başma felaket getirecek si. lahlr bir çatışmadan alıkoyacak olanla: ra ilerde minnet duygusu duyacağına kanığ bulunuyoruz. Bu işin yarıyolda İtalyayı bir eko. nomik mescle ile karşı karşıya bıraka. cağını anlamak güç değildir. Göz mütehassısı Dr. CEVAD ARİF ATASAĞUN Anafartalar caddesi Zenit saatleri mağazası üstünde pazardan başka her gün sabahtan akşama kadar — hastaları. nr tedavi eder. Sah günleri yoksuzlara parasız. Acele kiralık 4 odalı mükemel bir apartıman Ye- nişehir paşalar tepesinde Fevzi Çakmak sokak No: 7. üst kata müracaat. 1—4259 Dokotr Ali Maruf Ünver DERİ, FİRENGİ VE BELSOĞUKLU. ĞU HASTALIKLARI MÜTEHASSISI Tabakhane caddesi başında Altıntaş sokak No. 17. Hastalarını hergün 9-13 ve 15-20 ye kadar kabul eder. 26 EYLÜL 19358 PERŞEMBE Biliyormusunuz İRUŞEZ el $ Dikkatsizlik, ihmal gibi huy- Tar sırasına göre, yalnız küçük ve- ya büyük kazalara sebeb olmak- la kalmıyor, korkunç cinayetleri de yaratmak için birebir geliyor. Bundan birkaç gün önce, Çe- koslavakya'nın Fridek — kasabası yakınlarında köylünün yığdığı on vagon saman birdenbire tutuşmuş ve dağ gibi alevler her yanı teh- did etmeğe başlamış. Gelen itfai- ye, yangını söndürmenin imkân- sız olduğunu görünce, samanların kendi kendine yanıp sönmesini beklemiş. Samanlar yanmış, kül olmuş. Meğer, yanan yalnız sa- man değilmiş. Küller içinde dola- şan itfaiye neferleri, karanlıkta bazı iniltiler işitmişler, Gelen ses- lere doğru yürüdükleri zaman, ayaklarına, küller içinde kavrul- muş bir insan takılmış. Bunun ü- zerine yapılan araştırmada, tam on altı kişinin on vagon samanla birlikte yanmıp kavrulduğu anla- lmış. Bu zavallıların, gündelik işle. rinin yorgunluğundan bitkin bir halde, samanlar üzerinde serile- rek uyuyan işçiler olduğu, bire parlayan samanların i: uyku sersemliği ile kendilerini toplayamadıkları — anlaşılmıştır. Yangının dikkatsizlikle atılan bir sigaradan çıkmış olduğuna hük- medilmektedir. $ Loyd Corc, harb muhakkak- tır, diyor. Eski başbakan, bu ayın on dokuzunda Stratford'da verdi- ği bir söylevde demiştir ki: Bir iki hafta içinde yeni bir saldırış harbı ile karşıkarşıya ge- leceğiz. Bu harb tıpkı, dünya har- bında almanların Belçikaya sak dırdıkları gibi, büyük bir harb doğuracaktır. Bana öyle geliyor ki, dünya büyük bir felakete doğ- rü gidiyor. $ Avrupadaki altınlar Ameri- ka'dan başka yerde rahat etmi- yorlar. Dünya harbında, mütare- ke yıllarında ve ondan sonraki yıl lâr içinde, vapurlar dolusu altın hep Amerikaya taşmdı. Avrupa'daki son durum ve dil- lerde dolaşan harb, dünya harbı gibi korkunç sözler, Avrupa bü- yük devletlerinin işlerini allak bul lak etti. Londra piyasası, altınla- rını Amerikaya kaçırıyor. Birkaç gün önce Savthemten limanından kalkan Avropa adındaki vapurla Nevyork'a bir buçuk milyon ingi- liz liralık altın gönderilmiştir. Bir iki gün sonra daha dört milyon n- giliz liralık altın gönderilecekmiş. Londra piyasasında en büyuk altın stoku, amerikalıların hesa- bına satın alınmış olan 200 mil- yon ingiliz liralık altın stokudur. Eğer buhranın arkası kesilmiye- cek olursa bu altınların hepsi A- merikaya taşınacakmış. $ Ulus şehri — Gıranatada bir kaç asırlık bir ağaç kesilince, İsa- nın doğumundan 2.500 — yıl önce ye aid hakikiğ bir ulus şehri bu- nmuştur. Cesedleri yabancı bav: vanlardan korumak için, taştan yapılmış olan mezarlar birer eve: benzemektedir. Cesedler yan yatı- rılmış - olup dizleri — karınlarına doğru bükülmüştür. Her cesedin yanında iki vazo bulunmaktadır. Gıranata şehrinin halkı buradaki eşyalardan çoğunu aşırıp evlerine götürmüşlerdir. $ Yürümek okulu — Laipzig- de bir okulda “yolda yürüme,, sa- lonu açılmıştır. Burada, bu iş için yapılmış tablolarla — çocuklara, büyük bir şehirde yürümek usulü öğretilmektedir. Bütün okulların talebeleri biribiri ardısıra bu &- nıftan geçmekte ve özel öğretmen ler tarafından verilen dersleri din- lemetkedirler. Bu haberi veren fransız gazetesi, nazilerin geçid alaylarındaki gibi sıra halinde ve düzgün adımlarla yürümeği de buradamı öğrettiklerini #oruvor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: