October 14, 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

October 14, 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sözün gelişi, Bir bilet hikâyesi ve bir hüküm Geçen yıl, Sıvas'ı Malatya'ya bağlamak ve sonra Erzurum'a doğru uzamak üzere yapılan ray- Tarı, dökülen balastları, oyulan büyük türelleri, kurulan heybetli köprüleri görüp Ankara'ya dön- düğüm gün, bütün gazetelerimize birer birer göz gezdirmiş ve başa- rHan bu büyük başarılar karşısın- da “yurdu demir ağla örmek sı- yasası,, üzerinde ne kadar az ya- zı yazdığımızı görerek utanmış- tım, Yıllardanberidir, bir tarafttan ray uzunluğunu ilerleten artıran bu sıyasa, bir taraftan da demir- yollarımızın işlemesini ileri ve modern bir kılığa sokarak hem halka, hem de devlete bir kazanç kaynağı olmaktadır. Yorulmak ve bıkmak bilmiyen bu büyük gay- retler karşısında, gene itiraf ede- lim, - yazmıyor değiliz, fakat - yazdıklarımız kifayet derecesine varmıyor. Geçen gün, Konyada çıkan Babalık gazetesinin 28 eylül ta- rihli sayısı elimize geçti. Ufak çapta basılan bu arkadaşımızın iki uzun sütunu bir bilet hikâyesi- ne hasredilmişti. Altında “S, A, Taşbas,, imzasını taşıyan ve üs- tünde büyük puntularla dört sa- tır başlık bulunan bu yazı, bir iş- yarın ufak bir yanlışlığı yürzünden müddeti doğru hesab edilemiyen 15 günlük bir bileti anlatıyor. Bir yanlışlığın bir gazete sütununda yer alması ve tenkid edilmesi doğrudur. Fakat ufak bir yanlış- lık hâdisesine iki sütun hasreden Babalık, bakın, bundan nasıl hü- kümler de çıkarmıştır: "”Bir daha böyle işe girişmek- ten korkarım. Artık 15 gün 5 lira olsa da cesaretim kalmadı.,, Bu uzun tenkid yazısının yaza- rı, biraz daha aşağıda fazla verdi- ği paranın kendisine geri verile- ceğini umduğunu da söylemekte, bunu demiryollar büyüklerinden rica etmektedir. Netekim öğrendiğimize göre demiryollar idaresi, vaziyeti tah- kik ederek fazla alınan — paranın geri verilmesini emretmiştir. Şu halde hâdisenin iki sütun- luk bir makale ile değil, iki satır- lık bir istida —ile halledilmesi mümkün olduğu anlaşılıyor. Demiryollarını halka daha el- verişli bir hale koymak için alı- nan birçok iyi ve faydalı tedbir- ler arasında birkaç türlü ucuz bi- let sistemi vardır. Bunların hep- sini ayrı ayrı inceleyip halka bi- rer yazı halinde sunmak varken basit bir yanlışlığı mevzu diye ka- leme dolayıp ondan okurlar üze- rinde fena tesirler bırakacak yazı- lar çıkarmak doğru mu oldu? Fena işlere iyi demeğe kimse taraftar olamaz. Fakat ufak yan- lışlıkları ehemmiyetsiz kusurları büyük bir gürültü — ile mübalağa- landırmak, bir gazete okurlarının üzerinde, hiç bir zaman kötü te- sirler yapmaktan geri kalmamış- tır. Bugün bu yanlış düzeltilmiştir; pasa geri verilmiştir. Belki de Ba- b k gazetesi, bunun için demir- yoslar idaresine teşekkür de ede- cektir. Fakat, bütün bunlar, 28 eylül 935 tarihli sayının okurları- nın kulağından - kendimden pay- biçiyorum - “bir dâha böyle işe girişmekten korkarım. Artık on beş gün beş lira olsa da cesaretim kalmadı,, hükmünü çıkarmıyacak- tır. Demiryollar idaresinin çalışma- ları etralında bize düşen vazifele- ri gereği gibi 'gıpmıdığımm tek- tar itirat edelim. Fakat bundan daha kötüsü, iyi tedbirleri, tesiri ne olacağını hesablamadan, böy- le üstünkörü hükümler çıkararak, kötülemektir. Gazete sütunlarına peçecek sa- tırları yazarken enine boyuna dü- şfinmek daha doğru olmaz mı? v a AAA 14 İLKTEŞRİN 1935 PAZARTESİ ULUS İÇ HABERLER Konuklarımızla (Başı 1, ci sayıfada) Kısa bir bayrak töreninden sonra maçlar başladı. İlk karşılaşmayı No vikof ile Şirin yaptılar. Müsabe'ta çok heyecanlı oldu. Kuvvetli bir atlet olan rus teniscisi, bilhassa güzel sağvuruşlar yapıyordu. Fakat Şirin, üstün bit tak- tik ile birinci seti 6-3 kazandı. İk nci sette durum değişiyordu. Atlet bir spor cu olan Novikof, birinci sette bir hayli yorulan Şiriti kımıldatıya imkân b rıkmadan 6-1 yenerok ikinci seti aldı. Ayar kolaylığı üçüncü serte de bulan Nevikof, onu da 6.1 kuzardı. ve maçı t türdi, İkinci karşılaşma çiftler azasında oldu. Sovyet takmu Midivani ile Neg rebetskiden müteşekkildi. Türk takımı da Sedad-Suad olarak kurulmuştu. İlk geymlerde türk takrmı önde gi. diyordu. Fakat ruslar enerjik bir oyun- la durumu kurtardılar, Ve birinci seti 6-3 kazandılar, İkinci sette sovyetlerin 6-4 kazanmaları pek o kadar güç olma. dı. Futbol maçı Sıra futbol maçına geldiği zaman koca Fenerbalıçe — stadı tikirm — tıklım dolmuştu. Şeref tribününde B. Kara- han, ilbay Muhiddin Üstündağ, ve ge neral Fahreddin göze çarpıyordu. Maç başlamadan önce kısa bir tören oldu. İlkin Sovyet sporcuları kırmızı forma ve beyaz pantalonla sahaya çıktı. lar. Onları türk takımı takib etti. Bi. zimkiler beyaz forma ve lâciverd pan- talon giymişlerdi İki takım alanın ortasına dizildiler. Ulusal marşlar çalındıktan sonra fede- rasyon başkanı B. Hamdi Emin, bir söylev vererek konuklara “hoş geldi. niz,, dedi. Ve bu temasların iki dost memleket gençliği arasındaki samimi tesirinden bahsetti. Sovyet spor şürası başkanı B. Mançef, buna bir cevab ver- di. Ve rus sporcularının bu — karşılaş. malardan duyduğu sevinci anlattı. Maç tam saat 15 de başladı. Soavyet takımı şöyle yapılmıştı: Rijof - Harcebutof, Feterin, Raya, Anderi, Starefaki, İlya, Pavlof, Smir. nof, Yakoşi, Dapşi, . 'Türk takımı da şöyle sıralandı: Avni - Yaşar, Lütfi, Reşad, Esad, Feyzi, Niyazi, Naci, Rasih, Şeref, Fik- ret. Hakem Şazi Tezcan. Başlama vuruşunu bizimkiler yaptı- lar. Bu inişi ruslar — karşıladılar. Ve avutla biten bir hücümla cevab verdi. ler. Karşılıklı hücumlarla geçen ilk on dakika içinde bizim takımın daha üs- tün bir oyun çıkardığı görülüyor. Yar- dımcılarile iyi anlaşan akmer hattımız hücüm Üstünlüğünü daima elinde tu- tuyor. On birinci dakikada ilk gol fırsatı. nı yakaladık: Rasih'in Naciye verdiği top üç metre havaya atıldı. 13. ci dakikada golle bitmesi müm- kün bir hücumumuz daha gene Nacinin ayağında kayboldu. Bu fırsatı kaybet- memizle Sovyetlerin. mükemmel bir gol kazanmaları arasında bir dakika bi- le bulmayan çok kısa bir zaman geçdi. Rusların orta yardımcısı, topu bir ara pasiyle orta akıncıya geçirdi. Ve o da güzel bir eşape ile Lütfiyi atlattıktan sonra takımına ilk sayıyı kazandırdı. Daha iyi oynadığı halde bir gol kaybetmesi takımımızın maneviyatını kırmadı. Bunu, hemen hücüma geçme. lerinden ve süratle gol durumuna gir- melerinden anlıyoruz. 16 ıncı dakikada, soldan ve sağdan iki güzel korner kazanıyoruz. Rusla - tın defansı bu tehlikeleri güçlükle at- latabildi. 18 inci dakikada; Şerefin uzun bir pasınt yakalıyan Niyazi, güzel bir ha - reketle topu Naciye geçirdi. Naci bu muhakkak gölü havaya attı. 20 inci dakikada; rusların — soldan güzel bir inişi, top sağiçc, ondan sağ açığa geçti. Sağaçık kaleye doğru akı - yor, Lütfi göle engel olabilmek — için arkadan uzanmak zorunda kaldı. Ve Hakem penaltı verdi. Smirnof, güzel bir şutla ikinçi gölü kaydetti. Rusların gittikçe açılarak oynadık. darını görüyoruz. İkinci gölden sonraki ilk karşılaşma on dakika içinde, alanın mutlak suret- te hâkimi olarak kaldılar, Hele soldan yaptıkları inişlerle çok tehlikeli du - rTumlar yaratıyorlar. Türk takımının de fansı, bugün çok iyi oynuyan Yaşarın gösterdiği büyük bir gayretle aksama- dan çalışıyor. Rusların ağır baskısı 35 inci dak i. kaya kadar devam etti. 35 inci dakika- da, Rasihin gol durumunda kaleye sark tığını görüyoruz. Eşapeyi durduramı. yan rug müdafii Rasihi eliyle — tuttu. Hakem haklı bir penaltı verdi. Rasih, plase bir şütle topu ağlara taktı. Birin- ci devre bu sonuç ile, 2 . 1 aleyhimi- ze bitti. Birinci devreyi şu gekilde hulasa et- mek mümkündür: Türk takımı ekseriyetle daha üstün oynadı. Fakat, konukların 22 - 3S inci da- kikalar arasındaki durumunda mücssir olamadık — Konuklarımız iyi idi. Orta yardımcı çok hafif kalıyor, topu her zaman en lüzumsuz durumlara getiri- yordu. İki yan yardımcı — oldukça iyi çalıştılar Hüçum hattının 301 tarafı muattaldı. Soliç beceriksiz ve s0l açık anlaşılmıyan bir hareketsixlik. le kamıldamak istemiyordu. Bu — hattıtı sağ yanını ve ortasını daha enerjik ve randımanlı gördük. Rasih ve Niyazi hü. cum hattımım en çalışkan uzuvları oldu- isahetsiz oynıyar, lar sağ tarafında rahatça çalışın rus defansı sol tarafta çok defa bocalamak durumunda kaldı. Naci günün en çalışkan oyuncüların dan biriydi. Fakat her sxaman talisiz kal. de Kaleci yediği göllerde — kusursurdu. Bununla beraher Hyakatini imkânını bulamadı. Rus vakımıma gelince: Bundan önceki ziyaretlerinde o'duğu gibi, alanın daimi hakimi olamadı. Bu - nunla beraber, Sovyet futbolunun, ferd bakımından değilse bile, takım nokta - sından yükselmiş olduğunu görmek mümkündür. Konuük takım, birinci dev. rede iyi bir maç çıkardı. İkinci devrede türk takımının — gös- terdiği oyun mubakkak ki daha —üstün ve hakimiyedi daha kati idi. Bu devre büyük bir ekseriyetle konukların —yarı alanında oyaandı. Fakat bu - üstünlüğü sayıyle tesbit etmek imkânı bulunmadı Oyuna konuklar başladılar, Bu baş lamayı türk takımının hücumu - takib etti ve oyun Sovyet futbolcularının yarı alanında adeta yerleşti. Türk takımmın iki müdali; orta Çizgisinin üzerinden o. yuna iştirak ediyorlardı. Bu devamlı bas- kı, gölle sonuçlanabilecek durumlar ele geçirildiği halde. müsbet bir sonuça bağ- lanamıyordu. Rus müdafaasının yıpran. madan çalışması bu durum üzerinde derece #mil oldu ise, talisizliğin de ay ı derecede mevcud olduğunu kabul v mek İâzımdır. Bu devrede takımımızda bazı deği- şiklikler oldu. Şeref ve Lütfinin yeri- ne Muhteşem. Torahim ve Faruk oyna gösterinek dılar. Maç 2-1 konukların galibiyetiyle bit- ti. Fakat bu maçta alıman tecrübelerle Ruslara çıkacak kar ma takım çalışıyor Ankara karma takımı dün Ankara Gücü takımiyle bir ekzersis yaptı. Bi - rinci bölümde, karma takım : Cihad, Nu. ri, Ali Rıza, İskender, Hasan, Nazmi, Szlim, Hakkı, Muzaffer, Niyazi, Bi - lal'den kurulmuştu. İkinci bölümde, Cihat, Nuri, Bekir, Salâhattin. —İhsan, Nazmi, Mustafa, Hakkı, Muzaffer, Niyazi ve Münir oy - nadılar. Karma takım bu defa geçenbaftadan daha iyi idi. Yalnız her iki bölümde de haf hattında oynıyanlar arkadaşlariyle anlaşamamış bir vaziyette kaldılar. Bu hatta H. Ahmet'ten de istifade edilebi - lir düşüncesindeyiz. Eğer İstanbul'da olduğu gibi tarafların dörder oyuncu değiştirmeleri kabul edilecekse, bu de . gişmeleri en çok bu hatta görecek gibi yiz, Bek hattında Saffeti de unutmamak lâzımdır . Futbol kurulunun bu memleket işini bizden çok düşündüğüne eminiz, Her halde takım İyi kurulacaktır. Futbolcu- larımız da alana çıktıkları zaman İstek. le oynarlarsa Ankaranın yüzünü ağar- tacak bir sonuç elde etmek zor olmu - yacaktır. Bisiklet mukavemet yarışı Dün bölge bisiklet mukavemet yarışı Sincanköy İle şehir araşında, iki — defa gidip gelmek ürere, yapıldı. Yarışlara dokuz kişi girdi ve yalnız dört kişi bi - tirebildi. Diğerleri yarışı bıraktıları . Sürat yarışmasının birincisi Talat bu yarışı da kazandı. Niyazi ikinci, Osep üçüncü oldu. Yarışta iyi bir sonuç al - ması beklenen Eyüp, jant kırılmadan te- kerlek değiştirdiğinden, diskalfiye edil. di. Dünkü spor faaliyeti Dün karma takıma karşı Ankara Gü- cünün iki takrmı oynadı. Birinci bölüm- de oynıyan takım daha güzeldi. İkinci bölümde oynıyanlar arasında da istidat. lı gençler vardı. Bundan başka Çanka. SAYIFA 3 Dünkü at yarışları Dünkü hava yarış meraklıları- nı biraz korkuttu ama kara bulut- lar etrafta dolaştıktan sonra yarış yerine uğramadan gitti. Başvekil, Ekonomi, Adliye, Müdafaa, Dahi- liye ve Ziraat vekilleri de yarış yerinde idiler. Seyirci sayısı da geçen haita- ya göre azalmamıştı, hele birge bahis meraklıları her hafta biraz daha fazlalaşıyor. Dün de birge bahis hiç oynamıyanları heves- lendirecek kadar iyi para verdi. Koşulara saat iki buçukta baş- landı. Teknik sonuçları koşu sı- rasile yazıyoruz: Birinci koşu; Dört ve daha yu- karı yaştaki arıkan ingiliz at ve kısraklara mahsus satış koşusu i- di. Mesafesi 2000 metre idi. Prens Halimin Şurbara ismindeki kısra- ği bu koşuya yazılı olduğu halde koşmadı. Birinciliği Bayan Binsin Barç ismindeki atı kazandı. Bay Mustafanın Gasseri çok geride i- kinci oldu. İkinci kou: Yarıkan ingiliz er- kek ve dişi taylara mahsustu. Me- safesi 1400 metre idi. Bırinci gelen beygirlerden biri Bu yarışa yedi tay girdi. Hare- ket işareti ile beraber taylar ol ya küçükleri Demirsporla oynadılar. Ge| dukça toplu olarak koşmağa baş- ne Çankaya'nın iki rakımı, karma takım maçından evcel, aralarında bir ekzersis yaptılar. JENCLER BİRLİĞİ SPOR KULÜ, BÜ BAŞKANLIĞINDAN: Sosyetemizin — üsnomal — kongresi 26 . 10 - 19395 cumartesi günü uray sa. lonunda saat 14 de toplanacaktır. Üye lerin bu saatte toplantıda bulunmaları. e a kurulacak bir takım ve ona göre oyna- nacak bir oyun, salı günkü müsabakada dalâ iyi bir sonuç almamızı imkân i çıne sokabilir. İstanbul bisiklet yarışları İstanbul bisiklet sürat birinciliği yagün Beşiktaşta Şeref stadında, yeni vapılan bisiklet koşu pistinde yapılmış- tır. Bu koşuda Süleymaniyeden Abdul. lah birinci, gene Süleymaniyeden Agob ikinci, aynı kulüpten İhsan üçüncü ol muşlardır. | le uğratmadı. Birinci ladılar. Son virajda B. Salihin A- lemdar ismindeki tayı öne geçti. Ar'cadan gelenler Alemdarı geç- mek için çok uğraştılar amma bu Bgüzel tay birinciliği bırakmadı. Semiramis ikinci Kuhinur üçüncü oldu. Üçüncü koşu: Üç ve daha yu- karı yaştaki arıkan ingiliz at ve kısraklara mahsustu. Mesafesi 2200 metre idi. Koşuya B. Akifin Markiz, Bekâr ve Kazbadalyası i- le Prens Halimin Şurbarası, Ahmedin Şoromposu girdi. Hare- ket işareti ile beraber Bekâr öne geçti. Şorompo çok yakından Be- kârı takib ediyor diğerleri toplu o« larak arkadan geliyorlardı. Bü- yük yolda Prens Halimin kısrağı Bekâra yanaştı. Son virajı bera- ber döndüler. Düz yolda kuvvetli bir hücümla Bekârı geçerek Şur- bara birinci, Bekâr ikinci, Şorom- po üçüncü oldu. “Dördüncü koşu: Dört ve daha yukarı yaştaki yarım kan ingiliz at ve kısraklara mahsustu. Mesa- fesi 2000 metre idi. Koşu Yavuz, Nana, Selten, Bozkurt ve Klas arasında oldu. Rakiplerine nazaran ağ kilo ile koşan Yavuz duç::ii ng hamızda da yazdığımız gibi bek- lenen koşusunu yapamezk, B. İs- kenderin Selteni geçen haftaki gi- bi güzel bir kosu ile birinciliği ka- zandı. Nana ikinci oldu. Beşinci kosu: Dört ve daha yır karı yaştaki yerli ve arab at ve kısraklara mahsustu. Mesafesi 1600 metre idi. Bu kosuyu kazanması en çok umulan Ünlü birge bahiste ken- disine oynayanları inkisarı haya- geldi. Ko- şunun ikincisi Ceylân Yekta idi. A.H.

Bu sayıdan diğer sayfalar: