19 Ekim 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

19 Ekim 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Komşularımızda “neler oluyor? Kırallığın kurulması ve gaze - teler — Yunanistan'da kırallığın Hâniyle neticelenen hükümet dar- besinin ertesi günü, gazetelerin çoğu, hiç bir tefsirde bulunmadan ve hiç bir düşünce ilâve etmeden yalnız bir gün önceki hadiseleri hikâye etmekle kalmışlardır. Kı - ralcı Proya gazetesi bu hâdisenin, çok önemli olan bir sebebten doğ- muş olduğunu kaydediyor: — Ge - çen haziranda ortaya atılmış olan rejim meselesi ilkteşrine kadar askıda bırakıldı. En basit bir man- tık kaidesi bile böyle bir duru - mun altı ay süremiyeceğini bize anlatır. Kurulmuş olan hükümet çok karışık meselelere karşı koy - mak zorundadır. Onun başarısı, yalnız kendini değil fakat bütün memleketi ilgileyen bir iştir. Her şeyin üstünde Yunanistanın asığ - harının bulunduğu unutulmamak gerektir. Kıralcı Katimerini gazetesi de ulusu birleşmeye çağırıyor: Kıral- cılar, cumuriyetçilere çekilen ka - binenin veya bugünkü hükümetin taraftarları, hepimiz, hadiselerin yaratmış olduğu durumu incele - meli ve bu yolda Yunanistan'a na- sıl faydalkı olabileceğimizi gözd & geçirmeliyiz. Cumuriyet ilga ve kıracılık ulusal kurulun reyiyle ia- de edilmiştir. Ona karşı ileri sü - rülmüş olan itirazlar ne olursa ol- sun, tek umud, tek nizam garan - tisi, tek kurtuluş yolu olmak sıfa - töyle kıralcılığın geri dönmesi ge- rekti. Bu dönüş, belki de, manevi narşinin sonu ve yeni bir ulusal “asdyışın başlangıcı olacaktır. Cumuriyetçi ve Venizelosun evki organı olan Elefteron Vima gazetesi de zafından ve kararsız - kığından dolayı Çaldaris'e sitem ederek diyor ki; yeni durum, hiç olmazsa, Çaldaris'e nazaran, daha rine alarak kendine çizdiği hede- fe doğru yürüyor. Kıralcı Viradini gazetesi şun - ları yazıyor: Dünkü gün tarihi bir gün olarak kalacaktır. Bu, bütün yunanlıların kalkmış ve temizlen- me günü olmuştur. Bu, meşru - ol- mıyan şiddetten sakat doğmuş bir yejimin — kaldırılması — günüdür. Anarşiyi kanunlaştırmış olan bu rejimin kaldırılması — hakkında Halk Partisinin üyeleri arasında hiç bir zaman anlaşmazlık olma- mıştır. Yalnız rejim değişmesinin bangi usul ve şartlar içinde deziş- tirileceği meselesinde ufak bazı görüş farkları bulunmuştur . Gene kıraleıNcon Fos gazetesi de diyor ki: Strimon zaferinden beri, ordu ve yeni seferber edilmiş olanların hükümet merkezine ve köylerine kırallık marşiyle dön - dükleri zamandanberi cumuriyet hükümden düşmüştü. Onu, sahte bir hayat perdesi altında daha ye- di ay sürdürmüş olmak bir hata - dir; bu hatayı, Yunanistan, y-ni bir iç buhranla pek ağır ödeye - cekti, fakat dün, silâhlı kuvvetle - rin v- halkım yorucu bir ayaklan- masiyle bu hale bir son veri!mistir. Cumuriyete meyleden müsta - kil Hestiya da yazıyor: Çaldarisin hükümeti kadar hadiselerin vc —— Kün lütfuna uğramış pek az hükü- met vardır. Aynı sene içinde yu- nan halkı tarafından iki defa :" - tıdar mevkiine getirilmiş olan Bay Çaldaris, 6 mart 1933 de, budala- €a bir isyan teşebbüsünü boşa çı- kararak, parlamentodaki itibarı nı kuvvetlendirdi. Muhalifleri, bu- dalalıkları ve akla sığmaz hare - ketleriyle 1 mart 1935 deki isyan- la da onun mevkiini büsbütün kuv- vıtiıı&ınlııçiıelndmıalem İtalya hakkında dünyanın verdiği hüküm İtalyan uçakları ingiliz gemilerini bombalıyabilirler mi ? Dünyadaki — güçlüklerin kökleri Deyli Telgral gazetesi, elli bir devletin oybirliği ile İtalya'ya zecri tedbirler tatbikine hazır bulunduklarını bildirdikleri as amble toplantısını anlatarak İngilte renin görüşünü müdafaa et - mekte ve B. Aleizi'nin sözlerini “safsata,, kelimesiyle - vasıflandır maktadı “Litereri Daycest,, Napolyo n'un Mısır seferiyle İtalya'nın şimdi yapmakta olduğu harbla, İtal- ya ve İngilterenin donanma hu vvetleri arasında bir inceleme yapm akta, eski seferlerde orduların harbtan ziyade hastalıklar yüz ünden harıldığını örnekleriyle anlat arak, tarihin tekerrür edip et- miyeceğini soruşturmaktadır. Sir Herbert Samuel de, yal nız zecri tedbirlerin, dünyanın alla k bullak olmasına engel olamı- yacağını, derdleri kökünden te mizlemek icin hammaddı alanların ın paylaşılması lâzımgeldiğini söylemektedir. Uluslar Sosyetesi asamblesi - Avuz- turya, Macaristan ve belki de — Arna- vutluktan başka - kuvvetle — konseyin kararını onaylamışlardır. Dünyanım elli bir ulusu İtalyayı bir saldırganlık harbına girişmiş olmakla itham ediyor. Aynr elli bir ulus, eko. nemik zecri tedbirlerin tatbikine hazır bulunuyorlar. Bu, Uluslar Sosyetesinin temsil et- mekte olduğu bütün bir dünyanın İtal ya hakkında verdiği hükümdür. Her ne kadar Avusturya ile Macaristanın bu birlikte açtıkları gedik önemli ise de tamiri imkânsız değildir. Herbalde bu iki memleket, kendi- lerini düşünmekten gayri bir kaygı ile bu ayrılığı göstermiş olduklarını iddia edemezler. İtalya, son zamanlarda bu iki devlete kargı koruyucu bir durum takmmıştır. Sonra bu iki memleket pi- yasası da ekonomi alanında İtalyaya adamakıllı bağlr bulunmaktadır. Bu ha. reketlerinden dolayı onları ayıblamak istemeyiz. Fakat bunlar, Lokarno pak- tanı imzalarken Uluslar Sosyetesi pak- tının ön altıncı maddesini Bay Muso- Tininin nasıl tefsir etmiş olduğunu pek 814 hatırlıyabilirlerdi. O, öteki imzalı- yanlar o zaman “Uluslar Sosyetesinde üye olan bütün devletler, bir saldırgan. lık olduğu zaman coğrafiğ durumlar nin müsaadesi nisbetinde zecri tedbir- lere katılmağı üzerlerine alırlar,, de- mişlerdi. Bu iki memleketten başka bütün ü- yeler, Bay Eden'in önergesini kabul et. mişlerdir. İngiliz mümessili, — Şimdi harekete geçmelidir. de- miş ve bu alanda büyük Britanyanın bütün variyle bu tedbire iştirak edece- ğine söz vermiştir. B. Laval, “Fransanın andlaşmayı göz önünde bulundurup yükenlerinden ayrılmıyacağını bildirmiş; Rusya mu- rahhası, memleketinin bütün soravları- nı yerine getireceğini söylemiştir. İsviçre murahhasları, bu dayanışık. hktan ayrılmıyacaklarını, fakat mem- leketin bitaraflığını tehlikeye — koya: cak zecri tedbirleri tatbik ile kendile- rini mükellef görmediklerini söylemiş- lerdir. İhtimal ki öteki memleketler de “irtibat ve telif,, komitesi genel zecri tedbirler plânını yapıncaya kadar, bu hususta kendi özel mütalealarını bildi- receklerdir. Fakat herhalde hepsi bir- ge yöneyi zayıflatmaktan — kaçmacak- lardır. Uluslar Sosyetesinin bütün — mesele- ye el koyması üzerinde Baron Aloizi. nin söylediği sözler. pok o kadar Üze- rinde durmağa değmez. İtalyan delegesi, sosyeteyi b- * bebini ortadan kaldırmamak, kendi ana kanununu ızlah etmemek, İtalyanın Ü- zerinde baskı gibi duran andlaşmala- Ti yeniden gözden geçirtmemek, barbar bir devleti üyeliğe kabul etmek, İtal. yaya davasını izah için zaman — verme. mek, nibayet harbı toptan artadan kal- dırmak imkânsız olduğu için bir harbı ottadan kaldırmağı calışmak suçlariy- le tthama veltenmektedir. Raron Aloizi'nin en çürük iddiası, bir milyon kişiyi askere cağıran Habe- şistanın saldırganlık tehdidi — karşısın. da zavallı İtalyanın Uluslar Sosyetesi- ne güvenemiyerek kendini koruyacak süel tedbirler almak yükümünde kal diğini söylemesidir. Buna göre hakikatte saldırgan olan İtalya değil, Habeşistandır. ve utalyan istilası, bür saldırma harbı değil, kendi kendini korumak için alınmış süel bir tedbirdir. Bu iddia, safsatanın bugüne görülmüş sınırlarını da aşmıştır. kadar “İnsan, ancak doğuda büyük şeyler yapabilir.,, Bu sözü söyliyen bür italyan değildi: fakat bir korgikalı idi ve be. men bu prensip üzerinde harekete geç- mişti Gene general Bonapart 1 temmüz 1798 de topladığı 25000 seçme askerle İskenderiye'ye çıkıp geri kalmış Mısıt Hidivliğini tethetmeğe kalkışmıştı. Fakat ingiliz donanması, ancak on- dan bir ay geride idi. O yılın 1 ağusto- sunda amiral Nelson, Abokir'da fran. Si7 karargâhının karşısında idi ve erte- si günü şafakla beraber fransız karar- gâhr ortada yoktu. Böylece İngiltere, denizlerin ege meni olduğunu bir defa daha ispat et. miş oluyordu. Nevyork Herald Tribün gazetesi, Akdenizin bugünkü bubranlı durumu karşısında tarihin bu safhasını eşeliye- rek bir yazı yazdı. Trablusgarb'a ve- Şapdenizi kıyılarına asker döken İtal- ya, yeni bir Afrika serüvenine girişi- yor. ” Tngiliz donanması ise 1798 de oldu. Ku gibi gene imparatorluk menfaatleri- ni korumak için tedbirler almakta, bu yüzden italyan - habeş — anlaşmazlığı Roma ile Londra arasmda bir gerginli- iğe yol açmaktadır. İki ulusun donanma kuvvetleri şu şekildedir: Büyük harb gemileri: İngilterenin on beş, İtalyanın dört. Ağır kruvarörler: sekiz, İtalyanın yedi. Hafif kruvazörler: İngilterenin on yedi İtalyanın on iki. Destroyerler: İngilterenin elli ahı, İtalyanın elli beş. Denizaltı gemileri: İngilterenin o. tuz altı, İtalyanın kırk sekiz. Herald Tribün gazetesi mütalcasına şöyle devam etmektedir : Eğer hbir çarpışma olacak olursa ingilizlerin ağır toplarının - üstünlüğü görülecektir. Tecrübeler, bütün tedbir- Jerini almış olan üstün ve kuvretli bir filonun kolayca — torpillenemiyeceğini de göstermiştir. Havadan bombalamak muvaffakıyet. li olabilir. Fakat italyanların uçak ta- şıyan gemileri yoktur. Yakın karargüh. lardan kalkacak uçakların himayesi al. tında bulunan Portsaid imanındaki bir filo ise İtalya yarım adasındaki en ya. kın limandan hiç olmazsa 1000 mil u- zaktadır. Şapdenizinin öte tarafında, Adisa. babadaki sarayında habeş — imparatoru, danışmanlariyle bütün bu durumları in. celemektedir. Bir başka amerikan dergisinde yazı. lan bir yazıda Afrikaya giden ÂAvrupa ordularının memleketlerine birçok has- talıklar getirdikleri de söylenmekte ve denilmektedir. ki: “İsa'dan 212 yıl önce Musolini'nin ecdadı olan romaklar, Sirakuza barbın da kartacalılarla çarpışmışlar ve ora- dan çiçek hastalığını “larak memleket. lerine dönmüşlerdi. Yerupada bu has- talık, ondan sonra yayılmıştır. Bundan birkaç yıl önce yaprlan Rif harbında Afrikada İspanyol askerleri. nin riflilerin süngülerinden ziyade has- talık kırıp geçirmiştir. Tarih, kendini tekzarlıvacak madn İngilterenin on Bu sorüya tevab verirken şunu hatırla- maliyiz ki Napolyon'un Afrikaya gön- derdiği ordu da süel hareketlerden faz- la hastalıklar yüzünden kırılmıştır. Litereri Daycest * &* Bu yazının taşıdığı gaye, İtalyanın Habeşistana sakdırması dolayısiyle U- luslar Sosyetesinin faaliyeti üzerinde konuşmak değildir. Büyük Britanyanın durumu, hükümetinin diyevleri ile ap. açik olarak ortaya konmuştur. Bu di- yevlerin arkasında da Britanya ulusu- nun koskocaman yığını — durmaktadır. Bugünkü kabineye muhalif — bir tavur takınmış olan liberal partisi de bu me- selede kabinenin yanını — tutmaktadır. Yallık konferansını — yapmış olan işçi partisi de, daha birkaç gün önce, vere. ceği sonuç ne olürsa elsun, yüz bin oya karşı öki milyon oy ile, Uluslar Sosye- tesinin saldırana karşı zecri - tedbirler kullanması yanını tuttu. İşte İngiltere budur ve zaten başka türlü de olamaz. Bu böyle olmakla beraber, bugünkü günde bu gibi diyevlerin gereği olan biçimde konuşmak ve faaliyete geçmek ondan sonra da kolları kavuşturmanın işleri düzeltmeğe yetmiyeceğini gören birçok ingiliz vardır. Daima, Uluslar Sosyetesinden, andlaşmaların kutsallı- gından, yeni bir dünya yangını dolayı- siyle medeniyetin tehlikeye yuvarlana. çağından herhangi bir saldırmaya kar- gı birge olarak karşı koymaktan, hasılı buna benzer şeylerden bahsetmek de yetmez. Bu sözlerin çok büyük önemi olduğuna hiç şüphe olmadığı gibi ko- layca yakılabilecek bir idealizmin kof cümleleri diye sanılarak — körükörüne reddedilmesi de büyük bir çılgınlık o- Tur, Halhbuki bunun büsbütün tersine o. larak ben öyle sanıyorum ki, insanlığın refahı için beslenen en büyük umud, bu esaslara elimizden geldiği kadar var kuvvetle yardım etmek üzerinde — top- lanmaktadır. Fakat bütün bu şeyler de yeter ölçüde değildir. Nasıl oldu da Uluslar — Sösyetesi dünyanın en büyük uluslarından birka- çını birlikte çalışmak için kazanama- dı? İşte bu cihet, onun cl ile tutulacak kadar belli olan zayıf tarafıdır. Bu za. yıflığı ortadan nasrl kaldırabiliriz Birleşik Amerika — hükümetlerinin Cenevreden uzaz kalmasının — özel bir sebebi vardır. Amerikalılar, ne Uluslar Sosyetesi ülkülerine karşı — reddedici bir tavur takımıyorlar, ve ne de Ulus - lar Sosyetesinin atlattığı her buhran- dan sonraki gelişimlere karşı kayıtsız kalryorlar, Ancak, kendi ülkeleri dışın- daki anlaşmazlıklardan — uzak kalmak kararı Amerika ulusunda perçinlenmiş bir karardır ki, bu, Amerika cumurlu. ğu kurulduğu gündenderi sıyasalarının derinlere kök salmış bir esasinı teşkil etmektedir. Dünya harbına — girilmesi meselesi bir istisna ve Vasşington hükü- metine zorla verdirilen bir karardı ki, Amerika ulusunun fikrince, bir daha tekrarlanmıyacaktır ** Peki, Almanyanın, Japonyanın, şim- di hir bakımdan İtalyanın da Uluslar Sosyetesine karşı yabancı bir tavur ta- kınmalarının sebebi nedir? Bana kalır. sa bunda, bir değil, iki sebeb vardır. Bunun birinci sebebi, bütün ülkelerde, harbın Küzumsuz ve kötü bir şey oldu - Ku değil, fatalistçe kabul edilmesi za- Turf olan bir hâdise olduğu düşüncesi- nin, çok kuvvetli ve battâ hâkim bir halde bulunmakta olmasıdır. - İkincisi, bu gibi devletler, dünyadaki — durum. larından memnun — olmamalarıdır. Bu 19 İLKTEŞRİN 188£ CUMAR - © Biliyormusunuz Bi aK Tuhaf bir rastlayış Bir 10 ilkteşrin günü Yunanis- tanda cumuriyeti devirip kırallı- ğ ilân etmıı olan hükümet darbe- si, i bir yunan ihtilâlinin tam yıldönümü gününe rastlamıştır. 10 ilkteşrin 1862 de, kıral Oton sey-- yahatta iken çıkan askeri bir is- yan geceleyin sarayın ve hül merkezinin işgalinden sonra Oton sülâlesinin tahttan düşürülmesile neticelenmişti. Bu defa da, aynı ihtilâlin yıldönümü günü, Otonun tahttan indirilmesine karar veril- miş olan aynı sarayda, bir hükü- met darbesinin kırallığı Yeniden kurmuş olması pek tuhaf bir ta - sadüf eseri değil midir? Göçebetik meselesi Tas ajansından: Sovyetler bir- liğinde göçebelerin toprağa bağ- lanması ve yerleştirilmesi işine bü- yük bir önem verilmektedir. Hü- kümetin büdcesinde bu hususa ay- rılmış olan kredi mikdarı 100 mil- yon rubleyi bulmaktadır. Şimdi- den 7 milyon göçebe oturak hale gelmiştir. Onlar için binlerce ev, birçok hastaneler ve okullar inşa edilmiş, kendilerine tarım yaracla- rt dağıtılmıştır. Yalnız Kazakis- tan cumuriyetinde 169 okul bina- sı, 17 hastane ve 27.000 ev yapıl. mıştır. Bugün Sovyetler birliğinde gö- çebe halde kalmış olan nüfusun mikdarı ancak 3 milyon olarak tahmin edilmektedir. Çarlık Rus- yasında bunların mikdarı 10 mil- yonu geçiyordu. devletlerin büyük ve çoğalmakta olan bir halkı vardır. Bu ulutlar muhtaç ol- dükları beslenmek ve ham maddeleri büyük ölçüde almak üzere dışardan ge- tirmek sorundadırlar. Sömürgeleri yok tur, Bu durursa göre ithalâtlarını nasıl güven altına siabilirler? Ve bu İthalâ. t ödemek için araçları nerede bulabilir. ler? Bu devletler, dünya yürünün beş- te Üçünün, Britanya — imparatorluğu, fransız devleti, Birleşik Amerika hü- küömetleri ve Rusya gibi dört tane &. yasal unsurun kontrolu altında olduğu- mı görüyorlar. Bu ülkelere onlar da di- yorlar ki: “Sizler ki, on tekizinci ve on de- kuzuncu asırlarda, elinize geçirdiiğniz imkânlardan faydalanmak için kuvvete, enerjiye sahih olduğunuz gibi deniza. şırı mülklerinizi yıkmak — mevkiinde idiniz, bugün kalkıp yirminci asırda ar- 'tık barış devri başlamıştır; bundan do- Tayı başka devletlerin bu gibi yayılma« larda bulunmaları için dünyada — yer kalmamıştır, demenizden kolay bir şey yoktur, Uluslar Sosyetesi onun arkasın. da duran şeylerin hepsi, bugünkü du- rTumu kendi faydanız ve bizim zararı- mıza olmak üzere, ebedileştirmek için bir araçtan başka bir şey değildir.,, Bu devletler sözlerine devam edi. yör ve diyorlar ki, “bu sıyasal unsur. larım kendilerine yetecek ve müstakil bir birleşik ekonomik sistem — kurmak meyillerini de yakından takib cederek hareketlerini göz önünde — tutuyoruz, Britanya acuntal devleti bile ananavi sıyasasını bir yana bırakarak, pazarla« tını gittiökçe, kendi ülkesinden olanla. rTa hasretmektedir. Dünyanın yarısımm dan fazlası mallarımızı almıyacak olur. sa, refahımız, hattâ varlığımız için ha- “yati bir mesele olan beslenmek ve ham maddeleri ödemek için parayı nereden bulabiliriz?,, İşte asıl mesele budur. Büyük sö- mürgeleri olan devletler bunun önüm de başlarını başka tarafâ çevirmemeli. dirler. Hattâ Uluslar Sosyetesi bu me« seleyi göz önünde tutmalı, düşünüp ta şınmalı ve-gereğine göre faaliyete gç- melidir. Ben şu fikirdeyim ki, — zamanımız sıyasasının asıl meselesi, işte bu mese Noye Fraye Presse'den , 5A

Bu sayıdan diğer sayfalar: