19 Ocak 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

19 Ocak 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 197171837 Sancakta yapılan tazyik Türk halk mümessillerinin görmenlere verdikleri rapor — Dünkü sayrmızdan devam ve son — Yolsuzluklar ve kanunsuzluklar bu defalık türklere münhasır kalmamıştır. Bilhassa Alevi vatandaşlarımızın Şam Meelis reisine gönderdikleri protesto- da da bu yolsuzluklardan ve kanunsuz- Tuklardan sarahatle ve madde hainde kâyet olunmakta, ezcümle Antakyanın Affan mıntakasında topu topu 37 mün- tehibi evvel reye iştirak ettiği halde, rey sandığından 246 rey pusulası çık- tığı zikredilmekte aleviler namına çı karılan mebuslarda temsil hakkını haiz olamıyacağı bildirilmektedir. Fakat iş- te bu şekilde ve bu yolda, bir taraftan hile ile bir taraftan kuvvetle - yapılan birinci intihabatta istimal olunan şid - det kâfi gelmemiş gibi, halkın ademi iştiraki hükümet memurlarının asabı - ı büsbütün oynatmış ve ikinci intiha batta ise şiddet zulüm ve işkence dere- sine vardırılarak yukarda da zikret « z gibi kanlı hâdiselerin tahrik ve icadına kadar gidilmiştir. 30 sönteşrin 1936 günü akşamı, me- bus intihabatını müteakip saat yedide Antakyanın köprü başı caddesinde her medeni memlekette olduğu gibi ancak alelâde bir tezahür yapan türk genç - leri üzerine mebuslardan Adalr - Hacr Mehmet ve bu intihabatta hükümet he- sabına rol almış olan Antakya'nın gay- vt meşru belediye reisi hacı Etemi evlerinden silâh atılmış, üç - çocuğun yaralanması ürerine ise halk ayaklana- Tak. bu medeni gösteri kanlı bir aksüla. el tevlit edebilecek bir hâdiseye mün. €er olmak istidadını almağa başlamış- tır, ancak halk mümessilleri, coşkun sabi ve fakat hakli halkı teskinede- gek dağıtmak - derecesine gelmişken, hükümetin resmi mesul memurları sa- kin ve medeni bir yürüyüşten başka bir. harekette bulunmadığı halde ve halkr Hüksiz ve halkın ürerleine kasten - ve müretten olarak silâh / boşaltmak cür. Münü irtikâp etmiş bulunanları ise hak- İt göstermek yolunu tuttuğundan — ve hiç bir tahkikata bile lüzum görmeden hâdisenin bilâhare tahkik olunacağını vaad etmekle iktifa eylediklerinden, Coşkun halkı teskin gayretleri boşa gi bu esnada Bir de mebus - Mustaf» Kuseyri'nin evi önünden geçmekte o- dan halk üzerine bu evden de otomatik tüfeklerle kurşun atılmağa başladığın- dan hâdise büsbütün vahim ve önü alın- maz bir hale gelmiştir. Buna reğmen de halk mümessi leri müdohalelerinde de- hayet halkı evlerine dağıtmağa ve süküneti iadeye muvaf - fak olmuşlardır. Şu kadar ki, ertesi sabah (1 ilkkâ - 'nun 1936) saat yedide Habubünneecar camii önünden geçerek işleri” başma gitmekte olan halk üzerine Mustafa Kuseyri'nin evinden ikinci defa olarak ateş açılması, geceki hâdisenin deva - mint intaç etmiş ve derhal şehri işgal €den askeri kuvvetler ve halkr tethiş maksadiyle vak'a mahalline gelen üç zırhlı otomobilden biri tarafından açı: lan mitralyöz ateşiyle iki türk genci ölmüş bir çok kimseler yaralanmış Bu süretle de silâhlr tecavüze uğrıyan hak ve adaletten başka bir şey istemi- 'yen halkın sesi, süngü ve mitralyöz teşiyle susturulmuş, bu hâdisenin binde askeri kumandanlık idareyi — ele almış ve örft idare ilân ederek halkın geceleri sokaklarda gezmesi menedil - ir. Örft idarenin ve geceyasağının devam ettiği sekiz gün zarfında, Suri- yeli askerlerden müteşekkil devriye - ler tarafından türk halkmna karşı gö - Tülmemiş ve kaydolunmamış hakaret « Jer yapılmış bilâsebeb evler - basılmış, birçok haysiyetli ırkdaşlarımız sokak ortalarında, çarşılarda alenen dipçikle- nip tokatlanarak işkence görmüşler, sü. rüklenerek askeri kışlaya götürülmüş ler ve orada ahırlara hapsedilmişlerdir. bütün bu haller, nihayet Berut ve Ha- dep türk konsoloslarının — Antakya'ya geldikleri 8 ilkkânun gününe kadar bü- tün şiddet ve fecaatile devam etmiş, bütln bu zullim ve işkence konsoloslar Her medeni meml yen antakyalı gençlerin üzc izah edebilirsiniz? Haskan üzerin e ateş açmak hâdise yiklerle, muayyen bir gay, Sıra vakaları aramak üzim gi x «.klükle alâkalı her v. kanunsuz muameleye maruz . Hulâsa şudur: - Bu rapor, Sancak kette olduğu gibi haklı bir tezahür yapmak isti- e ateş elmek - hâdisesini ne ile tesadüf değildir: bütün bu taz- elde edilmesi için hazırsanmış dık, San cakta tazyika, hücum, kötü ve kalmışlır. türklüğünün senelerdenberi uğradığı tazyik ve zulmün ufak, küçük ve kısa tarihçesidir. AAA AAA AAA AA AAA tarafından da teferruatla dinlenerek kıtmen de müşahede olunmuştur. Kon- solosların râkip bulundukları - otomo- bil Dörtayak - Kışla caddesinden geçer- ken hafif makineli tüfek taşımakta o- tarafından — iki ir. Bu dan süngülü askerler yerde çevrilerek tevkif edil Mmuameleye otomobilde bulunarak kon- soloslara refakat etmekte olan Antak. 'ya ye fransız istihbarat zabiti de şahit olmuştur. Şiddet hareketleri intihaba- ta başlamazdan önce başladığı gibi, ve devam ettiği müddetçe de devam etmiş ve bittikten sonra da görülmüştür, inti- habata iştirak etmediklerinden dolayı Antakya belediye meclisinin dört türk Aazâsından ikisi derhal azlolunması i tihabat günlerinde türk halkına karşı müsamahalı hareket ettikleri iddiasi - de türk polisleri ceza olarak İskende- run'a kaldırılmışlar, intihap başlama - dan evvel de Kırıkhan kaymakamı, jat darma kumandanı gibi türk memurlar meeburi mezuniyetlerle vazifelerinden uzaklaştırılmışlar, Sancak Ha #i Antakya merkez Szasından ü fıkhân âzasından ikisi, Halep'e, Hama 've Humus'a sürülmüşlerdir. Hulâsa Yukardanberi izahmna çalışılan hâ- disat ve vakayi olup bitenlerin bir hu. dâsası ve ancak binde biri olmakla be- İ raber, nihayet Sancak türk halkının maruz bulunduğu hal ve akibet hakkın- da oldukça fikir ve kanaat vermeğe kâfi gelir sanırız. Hulâsa şudur ki, Sancak halkı 1920 denberi her vesile ile ve her türlü ha- rekâtiyle Suriyeden tamamen ayrı ve Suriye'den önce başlı başına istiklâle lâyık bir kütle olduğunu filen ve mü- kerreren ispat etmiştir, ve lüzumunda bir kere daah ispat etmeğe hazır muktedirdir. Sancak bir kelime “TÜRK” tür. Sancak'ta türk esa müstakil bir hükümet kurulacağı güne kadar, Sancak halkı davasının peş den ayrılmıyacaktır. Ne zulüm, ne iş - kence, hiç ve hiç bir şey Sancak halkı- ı istiklâl davasından döndüremiyecek- tir. Bu davaya maküs her hareket, ne olursa olsun, ne kadar şiddetli - bulu nursa bulunsun, halkın sesini boğamı- yacaktır. Aki et hak yerini bulacaktır, Sancak halkı bu iman ve inanla, şimdi- lik beynelmilel adaletin tecelti edeceği günü beklemektedir. Bu rapora ilâve olarak verilen ve- sikalar şunlardır: 1) Mahkemelerde muameli 'mamen arapça olduğuriz dair celp. ilâm vesaire.. 2) Yüksek rutbeli memurların bir listesi. 3) Türk mek - teplerinde mecburf olarak — okunulan kitablardan birer tane. 4) — Müfredat programı. 5) Atatürk ve Türk Bayra- Bt resimlerinin kitaplardan çıkarılarak türk talebeye verildiğine dair Yenigün gazetesinin neşriyatından nüshalar. KİTABLAR ARASINDA S —. MUSAHİB ZADENİN PiYESLERİ “Türk milli temaşa edebiyatının en de- ğerli imzalarından biri olan Musahib za- de Celâl'in piyeslerini kanaat kitapevi- 'nin basmağa başlamış olduğunu evelce bildirmiştik. Şimdi memnuniyetle ha - ber verelim ki bu « eserler külliyatı », birçok benzerlerinin uğradığı yarım kalmak âkıbetine düşmeden, bir yılın gerçevesi içinde tamamile basılarak pi- yasaya çıkarılmış bulunuyor. Ahmet Vefik Paşa'nın, < Moliğre » tercüme ve adaptelerinden mürekkeb külliyatını bastırıp unutulmaktan kur- tararak, türk temaşa edebiyatına büyük bir hizmette bulunmuş olan aynı kitap- evinin bu yeni hizmetini takdirle an - malıyız. Hususile, tiyatro eserinin biz- de en az satılan kitaplardan olduğu ve Musahib külliyatının da on sekiz eserden mürekkeb bulunduğu göz önünde tutulursa . . Musahib zadenin komedilerinden ba- zıları türk sahnesinin gördüğü en bü - yük sükseleri temin etmiştir. Bu iti - barla, halkımıza tiyatro terbiyesini ve tiyatro sevgisini aşılamak hususunda bu muvaffakıyetli temsillerin oynamış olduğu rolü kolayca tahmin edebiliriz. Bu muvaffakıyetin en mühim âmil- derinden biri müellifin tamamile milli bir sanata sahib oluşu, ikincisi de ti - yatro sevgisine, seyircilere de sirayet ettiren, hararetle bütün ömrünce de - rinden bağlı kalışıdır. zadenin Tiyatronun bu kadar anlaşılmamış, mensublarına karşı bu kadar nankör kalmış olduğu bir muhitte, böyle bir bağlılık, başlı başına, insana derin bir hürmet telkin eder. Eserlerinin hemen her temsilinde, çocuğuna / işkence edilen bir babanım iztirabile çırpınmak felâketine uğramış bir sanatkârın, bin güçlükle tırmanmış olduğu yokuşun başında, ak saçlarının altında, halâ sahneye şefkat ve hür « metle bakan gözleri kadar mücesir bir devha tasarlamak güçtür Tiyatromuzu, en çetin engellerle do u yolunda büyük fedakârlıklar baha - ma ileri götürmek için çırpınmış olanlar arasında, onun adı, hiç şüphe- Siz dalma saygiyle anılacaktır. Üstadın bilhassa maziyi gözlerimi- zin önünde canlandırmak gibi faydalı bir işe vasıta kıldığı eserlerini bütün türk gençlerine candan tavsiye etmeyi bir borç biliyorum. Bu eserlerde, yal - nız, daima yüksekte tutmaları lüzun gelen bir sanat sevgisile tanışmış ol- makla kalmıyacak, aynı zamanda, bir daha geri dönmemesi icab eden mazi bir nice hazin ve garib taraflarını görerek ibret alacaklardır. Temsil edecek eser bulamıyan halke evlerimizin, bu güzel kolleksiyonun in- tişarile bir hazineye kavuşmuş olduğu 'nu da kaydetmeden geçmemeliyim. THAIS TERCÜMESİ Bundan on beş yıl önce Tüais'in Timize çevrilmesi edebi bir hâdise ol - muştu. Çünkü — Mişel Zevako'ların ve Ksaviye dö Montepen'lerin hiç bir edebi kıymeti olmuyan - sergüzeşt ro - manlarınd- - mürekkeb bir neşriyat cu- Tufu arasınca hakiki garb kıymetleriz tanıtacak eserlerin çevrilmesi pek nadirdi. Sonra tercümenin mâna ve mahiye de henüz edebiyatçılarımızca pek anla- şılmış değildi. Gelişi güzel kıymetteki eserletin gelişi güzel ve en geniş'bir serbestlikle dilimize nakledilmesinden büyük bir fayda beklenemezdi. İşte böyle bir sıradaydı ki Fransa'da şöhretin en yüksek derecelerine çık - miş ve bütün garb âlemini nufuzu al - tına almış bir edibin, Anatol, Frans'ın bir romanı ilk defa olarak dilimize çev- riliyordu. Büyük fransız mütefekkir romancı - İzmir enternasyonal fuarına hazırlık İzmi ve vilâyetlere birt: İzmir, (Hususi) — diği çeşitli ürünleri ve has malları iç ve dışa canlr bir surette tanıtmak ama. iyle İzmirde her sene daha mütekâmil bir şekilde kurulmakta olan yonal İzmir fuarmnın bu yıl 20 Ağustos- ta açılarak 20 Eylülde kapanması, ka- rarlaştırılmıştır. Fuar komitesi reisliği bütün sefa- tetlerimizle vilâyetlere ve ticaret oda- | Jarına bir tamim göndermiştir. Bunda ticaret odası bütün elçiliklerimize amim gönderdi 36 yüli Cuafüeii bizsat açmak 10t tütidü 'baldümn faafin onuraal başkesir Başvekil İsmet İnönünün bu münası betle reti ilişik olarak gönderilmiştir Söyledikleri nutkun bir & Sayın Başbakan bu söylevlerinde, her şeyden evel İzmir fuarına beynelmilel sahada büyük bir ehemiyet kazandırmağı dü- şündüklerini ve mallarımızı harice da- ha iyi tanıtmak için vilâyetler de dahil olduğu halde fosla - çalışılması lâzım gediğini işaret buyuruyorlar: KK Güzel İzmirden Bi ir görünüş 1936 yılında iştirâkleri ile fuarın kıymetini artıran vilâyet ve dalarımızın 1937 fuarına daha / geniş mikyasta iştirâk edeceklerini ümid et- duymaktayız. Geçen sene 'temin için yaptığımız teşebbüsler bazr vilayet ve ticaret o- daları büdçelerinin tasdikinden sonra vaki olması dolayısiyle fuara iştirâki tahsisat bul- mak hususunda müşkülâta maruz kal- mıştır. Bu ciheti gözönünde — tutarak vilâyet ve husust muhasebe büdceleri- nin hazırlanmak üzere olduğu şu sıra- darda fuar için gereken tahsisatın ay- rılması hususunu batırlamağı — faideli görmekteyiz. Yalnız İzmirin değil, bütün yurdu muzun malt olan İzmir enternasyonal fuarı yüksek alâkanızla türk varlığını hakkiyle temsil edecek olgunluğa ka- vuşacaktır. söcürcaRRARAAARAADE Nöbetci eczaneler 1 — Pazar; Ankara eczanesi 2 — Pazartesi: 3 — Salı: Halk ve Sakarya eczaneleri Yeni ve Cebeci 4 — Çarşamba: Ege eczanesi Sebat ve Yenişehir eczaneleri 6 — Cuma: İstanbul eczanesi 7 — Cumartesi: Merkez eczanesi $ — Perşembe: sının en güzel eserlerinden biri olan Thais'i, Nasuhi Esad'ın, dilimize daha bunca kıymetli eserler kazandıracak olan kalemi, büyük bir sadakatı, edebi. bir zevkle mezcederek türkçeye çeviri- yordu. Bu kitabm çıkışı, o zaman, bü- Tercüme eserlerin pek az satıldığı memleketimizde, Thais tercümesi bü 'yük bir rağbete mazhar oldu ve az za « manda mevcudu kalmadı. Bu kiymette bir eserin piyasada mev- cudu bulunmayışı his edilen bir eksikti. ibarla Thais'in ikinci defa olarak Remazi kitapevi tarafından basılarak sa- taşa çıkarılmış olması milli kütüphane- mize yerinde bir hizmettir. Bu defa, Nasuhi Baydar'a çevrilmiş olan mütercim imzası gibi, tercüme- üslübunda da, dil özleşmesine doğ- Tu bir hamle seziliyor. Dilimizin kısa zamanda sadeliğe doğru katetmiş ol - duğu mesafeyi anlamak için aynı ime zayı taşıyan bu iki tercümeyi kıyaslar mak kâfidir. Anatol Prans imzası gibi, Thais'in edebi kiymetini aradan geçen Seneler hiç te eksiltmiş değildir. Kendisine ya- pilan bütün hücumlara Frans'ın salâ « betli gövdesi sağlam bir dalga kıran vazifesini görmüştür. Thais'in, umumi bir isteğe terceman olarak yeniden basılışı da, bu hükmü « müzü teyid edecek mahiyettedir. YAŞAR NABİ Bibliyografya BAYINDIRLIK İŞLERİ DERGİSİ Bayındırlık Bakanlığı Yayım Di « rektörlüğü tarafından ayda bir neşre- dilen bu derginin birinci kânun tarih- li 7 inci sayısr dolgun — münderecatla gıkmıştır. Vekâletin dahili işlerini — alâkadar eden kanunlar, kararnameler, tam n Jer, konferanslardan mürekkeb kısım- dan sonra, muhtelif bayındırlık çalış - malarına dair resimli tafsilât, ayrıca Jaçues H, Lambert tarafından Anka « Tanın imar vaziyetine dair yazılmış mü- him bir makalenin tercümesi, Şerefed- din Karacan'ın “şimendüfer » otomo - Bil" Dr. Ernest Vays'ın “Almanya'da yol nakliyatına dair yeni kanun,, baş- hıklı yazıları ve bibliyoğrafya vardır. i

Bu sayıdan diğer sayfalar: