Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ÇARİSESUM N S gÜN UŞ DobR Gazete dili ... Güzide üstad, edebiyat müverrihi lduğu kadar (Cumhuriyet) in de erkânı tahririyei edebiyesindendir, hattâ o heyetin rüknü aslisidir. Şimdi bir gazetenin rüknü aslii edebisi- hakbb nin bir şahsiyeti edebiye * | verdiği hük ü kat'i aynı za- manda o gazetenin kanaati olmak lâzım gelmez ÖRÜLŞ Yukarıki satırlar, içinde Cumhuriyet gazetesinin adı geçmesinden de anlamışsınızdır ki, “Edebiyatı cedide” deyrinde yazılmış bir metinden iktibas edilmiş değildir. Bir gün evelki bir İstanbul gazetesinde bu satır- lara rastlamakla hayretten kendimizi alamadığımızı söylersek, bil- mem bizi haksızlıkla itham edecekler çıkar mı? “Edebiyatı cedide” üstadları, tarihi birer vesika olan eserlerini yeni nesillerin ihtiyacına göre sadeleştirerek yeni bir kalıp içinde ortaya çı- karmak lüzumunu hissederlerken, aynı nesillere bir muharririn yuka- rıda örneğini verdiğimiz üçüz terkiplerle dolu ağdalı bir ifadeyle hitap etmesi oldukça garip düşüyor. Geçen sene dili özleştirmek için kuvetli bir hamle yapıldığı zaman, gazetelerde terkiplere rastlamaz olmuştuk. Yazılar, dil bakımından, kontroldan geçiyor ve sadeleşmiş bir şekilde halkın önüne konuluyordu. Bu arada belki lüzumsuz ifratlara da gidildi. Fakat ne de olsa, cereyan doğruydu, bir ihtiyaca cevap veriyordu, fakat bir müddetten hberi, âdeta bu ileri cereyanın bir reaksiyonuna ;nhıt oluyoruz. Gazete sütunların- |. sfadal da gene terkipli, ağdal aa I. Bugün okuyucu kütlesini teşkil 'eden kılıbılıgm ancak pek küçük bir azlığı bu eski ve zevksiz ifade tarzından hoşlanabilir. Halkın büyük ekseriyetini umursamıyan böyle bir cereyanı tenkit etmek mevkiinde “lan gazetelerimizin, buna kendi sütunlarında yer vermelerini hoş gör- miye imkân yoktur. Güzel türkçemizi, milli gidişe aykırı düşen bu gibi şivesizliklere karşı karumak hususunda daha dikkatli davranmalıyız. YAŞAR NABİ Sulama ve toprak Sulama bahsi üzerinde geçen ya- larımızda da durmuş ve aşırı sula- manın da susuzluk gibi zararlı te- irlerini Nebatl ayrı : vel '&_. de sul. i lâzım gel Sağlık memurları arasında M. Kemalpaşa hükümet tabibi BB, Ali Roman Bandırma hükümet tabib- liğine, Mânisa sıtma mücadelesi ta- biblerinden Tahir İnanç Konya sıt- ma mücadelesi tabibliğine, Silivri hü kümet tabibi Sami' Perk Çatalca hü- kümet tabibliğine, Malatya merkez 'hükümet tabibi Şemseddin Öget Si- livri hükümet tabibliğine, Haseki has- tah i hariciye poliklinik şefi Ga- - ği hattâ yer vaziyetinin bile sula- mada müessir olduğu âşikârdır. Suyu çok kıymetli olan Anka- ra'mızda bilhassa mümkün olduğu kadar az su sarfederek en güzel bahçeleri kurup tabilmieik b him bıı- mevıudıır. Bunun k.iı bah « çe ğ iyice h dikkat edilmelidir. Çünkü: Nebatlar besleyici mad- gdeleri topraktan su yardımiyle alır - lar... Bu da suyun toprakla ve her ikisi- nin de nebat beslenmesiyle sıkıca ili- şiğini anlatır. Toprak suyla verimli, su da top- rakla faydalı olabilir... Her yerde topraklar ayrı evsaf arzederler, Sulanma kabiliyetlerine göre de topraklar iki ayrı tip arasın- da birçok kısımlarda mütalea edile- bilirler. Sulanma kabiliyetlerine göre top- rak, sulak ve süzek olarak iki tip arasında toplanabilir... Sulak; dediğimiz birinci tip top - rak suyu geç alıp geç sarfetme ka- biliyetindedir... Ziraatte işçilik ba- kımından ağır adı da verilen bu tip topraklarda su tutma kabiliyeti faz- la olan kil ve kireç çok miktarda bu- lunur. Bu gibi topraklar şuyu güç a - lır ve geç verirler, Çok sulanırlarsa serin, kökler i - çin lüzumlu havayı geçirmez ve çü- rüklük verir bir bal alırlar, Susuz kalınca da sert vesıkıcı olurlar... Böyle su tutma kabiliyeti fazla olan P sık ol beraber azar azar sulanarak kullanılabilirlerse de bunları ıslah ederek daha kulla - nışlı bir hale koymak da imkânlıdır. Süzek adını verdiğimiz ikinci tip topraklarda suyu süzme kabiliyetin-|* de kum çoktur, Bunlar işçilik bak ziraal- te hafif toprak diye anılırlar, Süzek topraklar suyu çabuk alır ve kolay - ca da kaybederler. Bundan ötürü kumsal topraklar çok su sarfettiklerinden bu gibi yer- lerde bahçe kurmak pahalıya mal o- lur... Bundan ötürü fazla süzek toprak- ların da su tutma kabiliyetini arttır- * Sulama bakımından toprakların ıslah usulünden de ayrıca bahsolu - lib Kıcıman ilâyeten — vazife olarak Haydarpaşa emrazı sariye hastahanesi operatörlüğüne, Görele hükümet ta- bibi Tevfik Erçağ Tokad metkez hü— kümet tabibliğine, açıktan mütekai Kızılay'a Üye yazma haftası bu cumarlesi başlıyor 4 yıldanberi tatbikinden iyi netice- ler alınmakta olan Kızılay üye yazma haftası bu yıl da memleketimizin her yerinde tatbik edilmektedir. Kızılay Ankara merkez heyeti 9 temmuz ile 16 temmuz tarihlerine tesadüf eden önümüzdeki hafta içinde şehrimizde de Kızılay'a üye kaydetmeğe çalışa- cak ve vatandaşlarımızı bu büyük ha- yir cemiyetimize üye olmaya dâvet edecektir. Merkez heyetinin hazırladığı pro- grama göre cumartesi günü şehrin büyük meydanlarına yurddaşları ce- miyete üye olmaya teşvik eder yazı- lar asılacak, büyük ticarethaneler vit- rinlerini Kızırlay renkleriyle ve cemi- yet tarafından hazırlanan ve cemiye- tin harbta ve sulhta vazifelerini te- barüz ettiren yazılarla süsliyecekler- dir. Ankara radyosiyle hafta içinde konferanslar verilecek ve cemiyet ta- rafından âza kaydedilmeğe mahsus beyannameler tevzi edilecek ve şeh - rin muhtelif yerlerinde hazırlanacak kulübelerde müracaat eden vatandaş- lar üye kaydolunacaktır. Hafta münasebetiyle 14 perşembe günü akşamı İstanbuldan dâvet edilen sanatkârların da İştirâ- kiyle büyük bir mehtap eğlencesi tertib edilecek ve bir gardenparti ve- Yaz mevsiminin birinci ve en güzel eğlencesi olacağını tahmin ettiğimiz bu eğlen:elerl huwn çehır halkı sab lıkl Her felâketli zamanlarımızda im - dadımıza bütün imkânları ile koşan ve bugün verdiğimiz — ianenin yarın bir derdimizi dindirdiğini 60 yıldır gördüğümüz bu büyük hayır evimize yılda bir lira vererek âza olmayi bü- tün ankaralılardan hararetle temen- ni ederiz. FT gae V) Merkez bankasında bloke paralar Bakanlar Heyeti ithalât ve ihracat tacirluiuılıl alâkalandıran yeni bir tabib Celâl Fatih belediyesi tabibli- ğine, Ankara sıtma mücadelesi tabib- lerinden Hayati Tarkan Bandırma belediye tabibliğine, Erzurum nümu- ne hastah i göz Nihad kabul istir. Bu karar- nameye göre türk parası kıymetini koruma hakkındaki on ve onbır nu- maralı kar hükümlerine tevfikan yapılmış olan ithalâttan ve in Bayraktar Ankara nü: h ha - nesi ikinci göz mütehassıslığına, Man yas hükümet tabibi Bedreddin Şer- betçioğlu Guraba hastahanesi dahili- ye asistanlığına, Ezine hükümet ta- bibi Fahri Özkal Çanakkale merkez hükümet tabibliğine, Ankara sıtma mücadelesi cczacısı Zahit Dinarlıgil Birecik belediye eczacılığına, Mer - sin memleket hastahanesi eski ecza- € vekili Sıllh Mıthıt Sugollıı Amas- ya at İrtina Sarayköy eczacısı Süleyman Ali Ak- çan Ankara nümune hastahanesi ec- zacılığına tayin edilmişler ve Tokad » Sıvag frengi müçadelesi tabibi Hâ- mid Dikmen başka bir vazifeye geç- tiğinden müstâfi sayılmış, - Çatalca hükümet tabibi Ekrem Uluçay'ın Fa- tih belediyesi tabibi Fehmi Tezcan'ın, Haydarpaşa emrazı sariye hastahane- si operatörü Kâni Uran'ın ve Birecik belediye eczacısı Ali Dağdeviren'in istifaları kabul plunmuş ve Hadım hükümet tabibi Fahri Türkay görü - len lüzum üzerine vekâlet emrine a- Jınmıştır. halen C iyet Merkez Bank. da bloke paraların, ithalâtın yapıldı- ğt memlekete, bu kararname tarihin- den itibaren üç ay içinde icra oluna- cak herhangi bir mal ihracı suretiy- le de bloke edilebilecektir. Bu üç ay- fik müddet içinde bilfiil ihracat ya- pılmadığı takdirde bu kabil bloke paralar da 2/8337 sayılı kararname hükümlerine tâbi olacaktır. Şeeşlğell Yazifesinden ayrılacak hakimler Adliye Bakanlığı, vazifesi başın - dan her ne suretle olursa olsun ayrı- lan hâkimlerle adliye memurlarının gidip kaldıkları yerlerde adreslerini İstanbul valisinin Mısırlılara ziyafeti İstanbul, 5 (Telefonla) — Vali ve belediye reisi B. Muhiddin Üstündağ dün akşam mısırlı atletler şerefine Parkotel'de bir ziyafet vermiştir. Misir üniyersitelileri dün İstanbul'a geldiler İstanbul, 5 (Telefonla) — Mısır ü- niversitelilerinden mürekkep 35 kişi- lik bir kafile bugün Romanya vapurile İstanbul'a gelmiştir. Mısırlı misafir - ler rıhtımda üniyersiteliler ve gazete- ciler tarafından parlak tezahürlerle karşılanmışlardır.. Mısırlı talebe İs- tanbul'da üç gün kaldıktan ve şehri gezdikten sonra Ankara'ya gidecek- lerdir. Talebeler Galatasaray'ın Orta- köy kısmında misafir edilmişlerdir, Gezintilerinde kendilerine üniversite- lilerimiz refakat etmektedirler,. Gümrük gelirlerinden belediyelerin hisseleri Gümrük gelirlerinden belediyeleri- miz için ayrılan yüzde onlardan 1937 finans yılının dördüncü üç aylık tev- ziat listeleri hazırlanmış ve İç bakan- lık tarafından Belediyeler bankasına verilmiştir. Belediyeler bankası, bu paralardan belediyelerin günü gelmiş borçlarını kestikten sonra geri kalanı- nı belediyelere göndermiştir. Yüzde onlardan belediyelerimizin hisseleri - ne düşen mikdarları yazıyoruz: Ankara'ya 65.560, Afyon'a 12.804, Ağrı'ya 3.321, Amasya'ya 6.581, An- talya'ya 11.479, Aydın'a 8.030, Nazilli- ye 6.373, Söke'ye 5.712, Balıkesir'e 14.007, Ayvalık'a 6.873, Bandırma'ya 7.035, Eğremit'e 6.679, Gönen'e 5.130, Bozoyük'e 4.181, Bitlis'e 5.364, Bolu'- ya 4.120, Burdur'a 7. 114, DLüzce'ye 3.434, Bursa'ya—30x332, ıcıhıy € 7.784, Çanakkale'ye 6. 084 SYU 3.514, Çankırı'ya 5.173, Çorum a 10 690, İSTANBUL'DAN: İstanbul gazetecileri birkaç gün evel Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri sayın Şükrü Kaya şerefi- ne Serkldoryan'da bir çay verdiler. Gazeteciler, Dahiliye Vekiline ha- zırladığı matbuat kanunundan, bil- hassa bu kanunun müzakeresi esna- sında Kamutay'da söylediği nutuk- tan dolayı minnettardırlar. Çayda k Neşri * GAZETECİ MESLEĞ B. Şükrü Kaya'nın İstanbul Gazetecileriyle bir hasbihali Yazan: Neşet Halil A narak yaratıcı vasıflar alır. yapanlar arasında seviye dü tenkit mahiyetini değiştiir <a kudret olan, tenkit, polisin alâ tahrik eden bir cürüm olur. Türk gazetecilerinin Türk tenkit hüriyetinden şimdiye icabı kadar istifade edememiş larıııuı belli ba;lı bırlıoç ıeb: | tiyle rejim ile meslek arasındaki münasebetler bir daha konuşuldu ve bu konuşmada Şükrü Kaya, Şef'- ten, Şef'in gazeteciliğinden gazele ve g ilik — telâkkisind. mül- hem olarak türk gazeteciliğinin mu- kadder inkişaf istik lerini tesbit etti. Büyük Şef ııli bir mııharrir vı türk - inkılâb ilk Şef muharrir olarak yazılarını önce İstanbul'da çıkan Minber'de neşret- miş, Sıvas'ta (İradei Milliye) yi, An- kara'da (Hâkimiyeti Milliye) yi çı- karmıştır. (Hâkimiyeti Milliye) nin devamı olan (Ulus) idaresi Parti'ye ait olmak üzere Şef'in ıaııtındu'. Miülli Mücadelenin ilk n da Matbuat Umum Müdürlüğü teş- kilâtı, İcra Vekilleri Heyeti Keisliği- ne bağlı olarak çalışırken ( ki a za- man İcra Vekilleri Heyeti Reisi Mec- lis Reisi olarak Şef'ti) Şef, matbuat ile doğrudan doğruya vasıtasız alâ - kadardı. Yerli gazetelere direktif- ler verir, yabancı gazetecileri kabul eder, Büyük Millet Meclisinde mat - buat işlerinin müzakeresinde, isti- zahlarda, matbuat ve tlıırlıri hak - . Ço, la her şey önde ve tenkit eden teci arkada kalmıştır. Niçin ? Çunlzıı, ımıecıhk Türki lerini - top, cak bir meslek değildi. Başka b te hattâ daha az kazanabilec bildiği halde bu işe girenler, ve dikten sonra ilk fırsatta bu me bırakıp gitmiyenler veya gazel .| likle beraber başka işler yapmı, ; |lar parmakla gösterilecek kada idealistlerdir. * Gazetecilik doyurmuyordu. G telerde çalışan muharrirlerin b mesleklerde olduğu gibi mükt! hakları yoktu. Cazete sahibinin, — Artık sana iş yok ! Dediği veya hasta olup ta kenı ğinden yatağa yattığı gün gazeli nin hayatında mezara kadar det eden bir sefalet başlardı, Çayda Şükrü Kaya anlattı, “— Bir mağazadan bir şeyler « yordum. Gözüme Acem Hüseyin ti, Kapının önünde duruyordu, G ba bana bir şeyler söyliyecekti. F kat öyle bir perişan hali vardı ki ki parlak bir muharrire değil bir lenciye benziyordu. Mağaza sah KintTak; telâkkilerini Denizli'ye 8.928, Diyarbakır'a 18.383, Edirne'ye 19.080, Uzunköprü'ye 5,015, Elâzığ'a 12,431, Erzincan'a 9.235, Er- zurum'a 17.557, Eskişehir'e 24.952, An- teb'e 26.972, Kilise 13.054, Giresun'a 7.895, Mersin'e 14.262, Tarsus'a 13.169, İsparta'ya 9.659, İstanbul'a 3992.627, İzmir'e 90.266, Bergama'ya 7.864, Me- nemen'e 7.423, Ödemiş'e 9.921, Tire'ye 10.766, Kars'a 9.565, Kastamonu'ya 7.503, Kayseri'ye 24.640, Kırklareli'ne TAl4, Kırşehir'e 7.302, İzmit'e 9.622, Adâpazarı'na 13,092, Konya'ya 27.821, Kütanya'ya 9.507, Uşak'a 9.512, Malat- ya'ya 14,433, Manisa'ya 16.152, Akhi- sâr'a,11.277, Turgudlu'ya 10.208, Ma- raş'a 15.020, Mardın'e 11.120, Muğla'ya 5.753,Niğde'ye 6.522, Nevşehir'e 7.491, Ordu'ya 5.182, Rize'ye 7.346, Samsu- n'a 17.934, Adana'ya 40.442, Siird'e 8.399, Sıvas'a 18.659, Tekirdağı'na 10,453 Çorlu'ya 6.212, Tokad'a 11.747, Zile'ye 8.038, Trabzon'a 15.217, Urfa"- ya 16,565, Siverek'e, 7,919, Van'a 4.983, Yozgad'a 7.215, Zonguldak'a 14.876, ve Bartın'a 4.678 liradır. İptidai maddeler muafiyet - Tistesi * Ç Töml huriyet üdd iliklerine bildirmelerini kararlaştırmıştır. Bun- dan böyle vazifeden ayrılacak hâkim ve adliye memurhn memür / bulun - İtitel üdd lik- lerine adres bınkauk ayrılacaklar ve gittikleri yerlerde de her şeyden 'evel oranın müddelumumiliğine ad - res verecekler ve adres değiştirdikçe muntazaman yeni adreslerini müddei- umumiliklere bildireceklerdir. 5 (Telefonla) — 933 ten beri tatbik edilmekte olan muaf ipti - dat maddeler Jlistesinin beş senelik müddeti geçen haziran başında bitmiş- tir, Yeni beş senelik müddet henüz hazırlanmamıştır. Bunun için satıcı- lar hükün ithal edecekleri ham Şef'in muharrırıııı, --a l — en güç mücade! 'l“ rinde — yıllarla devam eden yılıuı mıınıuıbcılcri, tecrübeleri, intıbala - rı yeni rejimde matbuat hüriyetinin hem esbabı mucibesi hem de müey - yidesidir. (Matbuat hüriyeti gene matbuat hüriyeti ile korunur,), ça Türkiye'de matbuat hüriyeti, bu hüriyetten mahrum devirlerde yetiş- miş bugünkü idareci inkılâp nesli - nin en büyük hasreti idi. Ağzın ka- pandığı yerde kalp açılmaz. Kalp kapandıkça, cemiyette yalnız mâne- vi kiymetler değil, bu kiymetleri yaratan insanlar da küçülür ve eğer çemiyet şürü denen hayvan toplulu- #u haline gelmezse buna yakın bir derecede iptidaileşir. İnsan cemiyetlerinde fikrin ve işin kıymeti fikrin ve işin tenkide ta- hamülü ile tekâmül eder, Tenkidi mahküm eden, münakaşa kabiliye - tinden mahrum hiç bir fikir, hiç bir :ıı mütekâmil bir fikir veya iş değil- lir, Tenkit bütün içtimat kıymetlerin babası ve ebesidir de denilebilir. Ce- miyetlerde tenkit fikri hüriyet ile doğar, inkişaf ettikçe kıymetler ya- ratır. Orta çağın skolâstik imanını son çağ rasyonalizmi lehine ilk zorlı- yan ingiliz hüriyetidir ve İngiltere'- de kıymetler ingiliz hüriyetinin in - kişafiyle muvazi bir tempoda art- mıştır. Aksi yapılan cemiyetlerde i- se, iş tersine döner, Kıymetler birbi- maddeler için bir karar İstemişler ve bu karar şimdilik eski liste Üzerinden azalır. “Tenkit hüriyeti, kanun hüriyeti ile tahakkuk eder. Bilgiye, takdire, olmak kaydile tebliğ olunmuştur. k ini açtı. Ona bir şeyler v dl ve kapının önünden savdı.,, Uzvi veya dimaği bir yorgunli tan sonru we aneilik meslek nasıl bir münevverler, | güzideler mesleki haline gelebilir — Türk gazeteciliğini sonu dilenci ğe varan bir meslek olmaktan ku taran ve bu mesleke kendi elemai nt yaratma imkânını veren kanu türk gazetecileri, sayın Şükrü K ya'ya, Şükrü Kaya'nın Şef'in sine intıbak kılüı'yılüıı, onun e! bir i ili teyi ve g ç masına mıdyundurlar. Selden 200 hayvan telef old Şehrimize- gelen malümata gö Kayseri vilâyetinin Develi kazasın Tomarza nahiyesine bağlı Ferasa k yü civarına yağan yağmurlardan b yük ve şiddetli seller hasıl olmuş Seller köye aid ve merâda bulunm: ta olan iki yüzden fazla koyun ve ğiri göcurmüı ve yamaçta bulunm na rağmen birçok evlerin içerişini tilâ etmiştir, Vilâyet zararın tesbi ne başlamıştır. yaLALkE. Kogker de yeniden zelzele ol İç Bakanlığa gelen malümata & Te ötey gün Köşker mıntakası ile Y gad vilâyeti merkezinde 21.12 de | saniye devam eden hafif ve 3,15 iki saniye süren şiddetli iki zelzi olmuştur. Maddi hasar olmamıştır. Şehrimiz esnafı öğle tâtili yapacak Ankara belediyesi daim? encüme şehir dahilinde bulunan dükkân ğazaların saat 12.30 dan 13.,30 iyi niyete, bilhassa aklı selime daya- Illl"lllllll)lllillllllllllll"llllllllllllllll"llllli'llllllllllllllllllllllIlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllIlllllIlllllllllllllllllllllllll Sancak Dün sabahtan beri türk askerleri. ne kavuşan Hatay'a fransızlar "San- cak” diyorlar. Bu kelime, osmanlı idaresinde İskenderun'un bir muta- sarrıflık olmasından kalmadır, Bir gazetede bir resim gördüm. Bunda türk heyetini karşılıyanlar arasında mini mini bir yavru, boyu- nun üç misli bir sırığın üzerine ta- kılı bir türk sancağı taşıyordu, Hatay'a Sancak demeyi biz yadır- garız. Fakat orada mini mini bir türk yavrusunun elinde bir gönül dolusu hcyocınlı taşıdığı bu san- cağı yal nacaktır. ULUÇAM Takas tetkik heyetleri Kambiyo murakiblerinin de takas tedkik heyetlerine âza sıfatiyle işti - râk edebilmelerini temin için dış ti- K ki takas lelerinin tan - zim, k 1 ve takas mi ını bir- leştiren kararnamede değişiklik ya - a pılmıştır. CABI: Ne mutlu o yavruya ki ülkesinin 18 seneden fazla süren istırabini, iştiyak ve hasretin açılığını duy- mamıştır. Kollarında ilk taşıma kud- reti duyduğu gün kendi şayunun temiz bayrağını ana vatandan ge- lenleri selâmlamak için yükselti- yor, Yavrum, o sancak senin maşişm başının üstünden eksik ol ! Wlw UK Deniz çocukları Mektep gemimiz Hamidiye'nin ağustos ortalarında Karadeniz sa- Nllorhdı dolaşarak ondı ılh ve eocnklırını muhtelif dıtecodı de- niz mekteplerimize talebe olarak alacağını ogı'endık. Öteden beri K— P . $ lik hıyıtıııııdı gösterdikleri eh- liyet ve iktidar, bu yeni kararı al- kışlamak için kâfi sebep sayılabi- lir * Karadeniz, Karadenirz Gelen düşman değil, biziz, Hamidiye'nin yapacağı bu seya- hıue bu çocuklardan birçoğunu ddi izcilik | ı- L S1 ha- lıerı, bize deniz kenarlarından de- TUULSUR niz çiçekleri toplamak kadar gü- zel geldi. Para yutmak ! Fener'de Çukurmescit soka- ğında oturan Şaban ustanın dört daki oğlu Meh en kü- nı;lıılı bir para ile oynarken bu parayı yutmuştur. Para yıhnı!r İŞVOYA ım ku- a Herğüktük 8 pek fena bir şey değildir. Fakat küçük Mehmed'in yaptığı gibi yutmak tehlikelidir. Çocuklar, para ile oynayıp da böyle yutmak tehlikesi geçirece- ğinize bıııkıı. onları kumbaralar yutsun ! İki yabancı ismihas ! İ el - BNR ) kadar bir saat müddetle kapalı b lundurulmaaını kararlaştırmış ve rarın tatbikine bıılınmııır. Bu rar ile f öğle i evlerinde aileleriyle heraber yem imkânını elde etmiş bulunmaktadı. 1 bizim gibi mi, yoksa aslında yıuldiılın ıılıı mi yazacağız? Bunun üzerin- de münakaşa olmuş ve mesele hal edilmiştir. Bununla lıoubır aslın- da olduğu gibi ya ti denler, bizim okuduğ ibi yazanlar görülmüyor değil. Evelki günkü İstanbul gazete- lerinden birinde ise, büsbütün ay- rı bir imlâ tarzı gözüme çarptı ve yahut battı: Avrupa hâtıralarını anlatan bir muharrir, ingiliz muharrirle- rinden vebu arada meşhur ro- mancı ve şair Valter Skot (Walter Seott) tan bahsederken bu büyük iskoç edibinin adını Walter Sceaut diye yazıyor , Haydi bu yazıda irlandalı edip Oskar Vayld (Oscar Wilde) ın isminin Wild şeklinde yazılıp as- rın en medeni adamını vahşileşti- üü önüEe ei Yüi yalım, Fakat Scott'u Sceaut yap- k L Yurdda hava, yer yer yağışlı geçti Dün şehrimizde hava umumiye! bulutlu geçmiş, rüzgâr garbtan sat yede bir metre kadar hızla esmişt Günün en düşük ısısı 18, en yüks ısısı 36 derece olarak kaydedilmişt Yurdun Trakya — mıntakasında h yağışlı, Koaceli, Ege, Orta Anad ve şark Anadolusunda mevzii yağ lr diğer mıntakalarda bulutlu ge mlıtlı. Dunku yağışların kırımeır ye ğr su mikdarı Kı 17, Kıyıorl'dı 8, Tokad'da 6, Er ean'da 4, Adana ve Van'da 3, di yı ıdeı_av_ıı dad En yüksek 1sı Malatya'da 33. Eski masına da susabilir miyiz? hir ve Siird'de 34, Diayrbakır'da derecedir.