3 Eylül 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 8

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

UL USs iz örb ae 3-9-1939 Fransız parlâmentosunda B. Daladiye'nin beyanatı Cebir ve şiddete karşı Hâlâ mümkünse sulh yoliyle, yoksa Kuvetle karşı koyacağız Milli Müdafaa için 47 milyar franklık bir kredi kabül edildi (Başı 1. inci sayfada) B. Daladiye demiştir ki: Almanya birden bire sulhu kurtar- mak için yapılan gayretleri yoket- miştir. Polonya alman tekliflerini reddetmiş değildir, bu bir yalandır. Çünkü Polonya bu teklifleri hiç bir zaman öğrenmemiştir. Fransız başvekili şimdiye kadar hükümetin cebir ve şiddet yerine bir sulh usulü koymak bahsinde yaptığı gayretleri hatırlattıktan sonra sözle- Tine şöyle devam etmiştir: Eğer bir uzlaştırma teşebbüsü tek- rarlanırsa, buna iştirâke hazırız. Fa- kat Fransa ve İngiltere Polonya'nın tahribine seyirci kalamazlar. Bugün Hitler diktatörlüğünün dünyaya ta- hakküm yolundaki yürüyüşünün ye- ni bir safhası karşısındayız. Hitler'in ehemiyet verilmesi lâzım gelen sözü değil fakat harekâtıdır. Polonya 1921 denberi müttefikimizdir. Teahhütle- rimiz yenileştirilmiş ve takviye edil- miştir. İngiltere ve Fransa, imzala- rını tanımamayı düşünen devletler değildir. Esasen mevzuubahs olan yalnız Fransa'nın şerefi değil fakat aynı zamanda hayati menfaatlerinin de müdafaasıdır. Fransız milletine ve bütün millet- lere bir süal soruyorum: Almanya'nın Ayvusturya'ya, Çekoslovakya'ya ve Polonyaya verdiği garantilerin tanın- mamasından sonra, çiğnenmesinden sonra Alsas Lorenimiz için verilen garantinin ne kıymeti vardır? Hiç bir fransızın kalbinde alman milletine karşı kin yoktur. Fakat bü- tün fransız milleti vazifesini yapmı- ya hazırdır. Çünkü her fransız bili- yor ki bizzat tehlikede olan Fransa- nın mevcudiyeti için çarpışacaktır. Hiç kimse, Fransa'yı bir sergüzeş- te atmak için seferber edemez. Vazi- femiz, cebir ve şiddet hareketlerine, hâlâ mümkünse sulh yoluyle, eğer ak- lıselim mütecavizler nezdinde tama - miyle kıymetini kaybettise kuvetle bir nihayet vermektir. Bugün bunu emreden Fransa'dır. B. Daladiye'nin nutkundan sonra meclis milli müdafaa için 47 milyar franklık bir kredi kabul etmiştir. Proje, âyan meclisi tarafından da kabul olunmuş ve parlâmento, Teisin lüzumlu hissettiği zamanda toplan- mak üzere içtimamna nihayet vermiş- tir. Paris'te sükün var Paris, 2 aa. — Hükümet merkezi, büyük bir sükünet ve vakar manzara- sı arzetmektedir. Vaziyetin feci ol - masına rağmen Paris şehrinin man - zarası değişmemiştir. Paris'liler, tam bir sükünet muhafaza etmektedirler. Seferberliğin ilânına dair olan beyaz afişler önünde toplanan halk süküne- ti muhafaza etmektedir. Şehirde mü- nakalât, eski faaliyetini kaybetmiştir. Ve Paris'liler elde kalmış olan bir- kaç taksi otomobili kullanmaktadır- lar. Sokaklarda üniforma giymiş olan eşhasın geçtiği görülmekte ve bütün kahvelerde ve lokantalarda bu gibi kimselere tesadüf edilmektedir. Kah- ve lok lar müstahdemini, ancak servis ifa etmeğe yetişecek miktarda indirilmiştir. Şimendifer — istasyonlarında halk kütleleri birikmektedir. Ancak, pek sarih olan ilânlar, yolcuları hangi — trenlere bineceklerini göstermekte ve bu trenlere doğru sevketmektedir. Yolcuların peronlara ve gişelere git- melerini temin için inzibat tedbiri a- Jınmıştır. Münakalâta nezaret memu- ru olan ajanlar, kepi'lerini müuhafaza “etmektedirler. Ancak, kollarında ken dilerine verilmiş olan miğferler bu - lunmaktadır. Nezaretlerin kapılarındaki muha- fızlar, daha şimdiden harp elbisesini giymişlerdir. Yalnız bazı sathi tâdilât yapılmıştır. Normal hayat devam e- der görünmektedir ve hiç bir yerde endişe ve ümitsizlik görülmemekte - dir. Heyecan alâmetleri yalnız sefer- ber edilenlerin karılarına, ana ve ba- balarına ve çocuklarına veda ederken öpüşmeleri esnasında görülmektedir. Tedavülden kaldırılan mâden paralar Paris; 2 aa. — Resmi gazetede çı- kan bir kararnamede 10 ve 20 frank- lıik gümüş paralarla nikel beş frank- lıklardan hangilerinin tedavülden kal dırilacağı bildirilmekte ve 5, 10 ve 20 franklık kâğıt paralar çıkarması için Strasburg tahliye ediliyor Bale 2 a.a. — National Zei - tung gazetesinin Alsas'tan aldı- ğı haberlere nazaran Strazburg halkı, dün şehri tahliyeye davet olunmuştur. Ren nehri kenarın- daki fransız kasabaları ve köyle- ri halkı da içeriye doğru çekil - mektedir. Hitler Meçhül bir semte gidiyor Paris, 2 a.a. — Hitler henüz başve- kâlette ise de bugün henüz malüm ol- mıyan bir istikamete hareket edecek- tir. Ordu her gün askeri harekât hak- kında bir rapor neşredecektir. Dün Berlinde ışıkların söndürül- mesi emredilmiştir. Bu emir saat 19 da verilmiştir. Bütün canavar düdük- leri alarm işareti vermişlerdir. Bütün nakil vasıtaları durmuş, sokakta bu- lunanlar sığınaklara — koşmuşlardır. Nizamnameye riayet etmiyenler tev- kif edilmiştir. Top sesleri de işitil- miştir. Tecrübe bir çeyrek sâat sür- müş, fakat Berlin bütün geceyi karan- lhıkta geçirmiştir. Demir salip nişanı ihya edildi. Hitler demir salip nışanını tekrar ihya etmiştir. Bu nışan dört rütbe ü- zerindedir: ikinci sınıf, birinci sınıf, chevaller rütbesi ve büyük saliptir. Bu nişanlar düşman karşısında fevkalâde yararlık, gösteren asker ve subaylarla kıtaatın sevk ve idaresin - de büyük maharet gösteren kuman- danlara verilecektir. Hitler şuursuz bir ihtirasla hareket etmemiş Berlin, 2aa. — D.N. B. ajansı, Çemberleyn'in avam kamarasındaki dünkü nutkunu mevzuubahis ederek Hitlerin şuursuz bir ihtirasla değil, Versay muahedesini şarkta da orta - dan kaldırmak azmiyle hareket ettiği ni yazmaktadır. Mezkür ajans, Almanyanın ancak polonyalıların tecavüz ve tahrikâtına mukabele ettiğini — kaydeyledikten sonra İngilterenin Polonyayı teşvik etmiş olmak mesuliyetinden, vakıala- ri yanlış arzetmekle kurtulamıyacağı- nı ve tarihin bu bususta hükmünü ve- receğini yazmaktadır. İngilterenin alman milletini değil, münhasıran nazi hükümetini mesul tutmasına gelince, D. N. B. ajansı bu- nun Versay'a müncer olan büyük harp nağmesi olduğunu ve işte bunun içindir ki Versay muahedesini kati- yen tasfiye etmek istediğini bildir mektedir. Bütün dünya kanatlanıyor. Gökyüzü, insanlığı en çok dü- şündüren bir tehlike kaynağı ol- muştur. Türk kanatlarının da sayısını artırmak, uçan gençliği kısa bir zaman içinde kurmak i- çin Türk Hava Kurumuna yar- dımı milli bir vazife saymalıyız. Karar saatlerine doğru.. (Başı 1. inci sayfada) kendi hareketlerine bir tecavüz veya harp mahiyeti verilmesini istemiyor. Hitler, sadece, hudut tashihi ve tedib yaptığını iddia etmektedir. Fakat bizler ilânsız bir başka harbin Çin'de kaç yaşı- na girmiş olduğunu da biliyoruz. Ordular boğuşuyor; şehirler ya- nıyor; sivil halk üstüne bomba yağıyor. 1914 ün birkaç gün için- de iflis eden taktiğini âdeta tek- rarlatmakta olduğunu görüyo- ruz. Sırbistan'a tecavüz başladı- ği vakit Berlin'in Viyana'ya na- sihati şu idi: “Romanya'yı kır - mayınız! Bulgaristan'ı okşayı- nız! Mücadeleyi yerinde ve yal- nız Sırbistan'la yapmak lâzım- dır.,, Viyana dahi sadece Sırbis- tan'ı yola getirmekten bahsedi - yordu. Bu küçük ve mevzii ceza- landırma hareketinin âkıbeti, yalnız Avrupa insaniyetine 9 milyon kurbana malolmuştur. Mâzide yapmış olduğu ve is- tikbalde yapacağı hizmetlerden dolayı Almanya Musolini'ye te- şekkür ediyor. Musolini hâldeki bitaraf ve barışçı hareketinden dolayı Çemberleyn'den de bir te- şekkür kazanmıştır. İtalya'nın mâzideki yardımlarını az çok bi- liyoruz. Acaba istikbâldeki hiz- metleri ne olacak? Onu da bir defa Polonya mukavemeti izale edilip alman orduları Tuna boy- larında solumağa başladığı za- man öğreneceğiz. Belki de iki müttefik bu güzel sulhu yarım bırakmak istemiyecekler, şarki ve merkezi Avrupa'dan sonra Balkanları da, mütecaviz ve harpçi demokrasilerin nüfuzla- rından temizlemek sureti ile ta- mamlamak lutfunda bulunacak- lardır. Tuna boyları, petrol ve deniz kokusu alır. Ohri gölünün durgun suları, lâtif Adalardeni- zinin hasretini uyandırır. Ancak bütün bu muhakemeler vakitsiz! Henüz Vistül maceralarına yak- İngilterede beyaz kitap Londra, 2 a.a. — Hükümet beyaz ki- tap neşretmiştir. Bu kitap bilhassa al- man hükümeti ile teati edilen notala- rın metni ile son hâdiseleri tekrarlı - yan bir izah neşretmiştir. Bu beyanat Çemberleyn'in avam kamarasındaki beyanatına müşabihtir. Tecavüze mukavemet kararı Ve amele partisi Londra, 2 a.a. — Amele partisi ka- bul ettiği bir karar suretinde hükü - metin tecavüze mukavemet etmek hu- susundaki kararına partinin de iştirak ettiği bildirilmektedir. Askeri mükellefiyet kanunu Londra, 2 a.a. — Parlamento maha- filinde söylendiğine göre avam kama- rasında Çemberleyn tarafından bahis mevzuu edilen askeri mükellefiyet ka nunu yarınki pazar günü parlamento- ya tevdi edilecektir. Aynı gün her iki mecliste kabul olunacak ve gene aynı gün kıralın tasdikine iktiran edecek - tir. Esaslı maddelerin kontrolü Londra, 2 a.a. — İaşe nezareti, ara - larında demir, çelik, pamuk, yün, i - pek, kereste, kâğıt ve kösele de oldu- ğu halde bir çok esaslı maddeler üze- rine kontrol vazetmiştir. Bütün İngiltere Polonyaya yardımda müittefiktir Londra,2aa. — Bütün partilere mensup gazeteler, makalelerinçde baş - lıyan mücadeleye milletin müttahiden iştirak etmek hususunda verdiği ka - rarı tebarüz ettirmektedirler. Taymis, diyor ki : İçtinabı kabil olmıyan bir harbe gi- rerken millet hiç bir zaman bugünkü kadar kuvetli bir ittifakla şeflerinin kararlarını tasvip etmemiştir. Hiç bir şahsi menfaatimiz olmadan Polonya - nın yardımına koşuyoruz. Varşova'da Bülün mebuslar gönüllü yazıldı Varşova, 2 aa. — Parlamento, bu- gün fevkalâde toplantısını yapmış ve bu içtimada nutuk söyliyen başvekil Skladovski demiştir ki : laşıyoruz. Yuvasında hü uğrayan bir millet, bir taraftan istilâ ile döğüşüyor: diğer ta- raftan Londra ve Paris'in karar- larını bekliyor. Gece yarısı Öğleden sonra gelen haberler vaziyete biraz daha vuzuh ver- miştir. Bu vuzuhu, bilhassa, Çem- berleyn'in Avam Kamarasında ve Lord Halifaks'ın Lordlar Ka- marasındaki beyanatlarına borç- luyuz. Eğer Almanya tecavüz eden askerlerini geri çekmezse, mu- hasamata başlanacağı hakkında- ki ingiliz notasının hükmü dün *akşam bitiyordu. Hariciye nazırı Lord Halifaks, Başvekil Çember- leyn, İtalya'nın yeni bir tavassut teşebbüsünden dolayı bu mühle- tin biraz daha uzatılmasına mü- saade istemişlerdir. İtalyan ta- vassutunun esası, alman - leh ih- tilâfının halli için bir beşler kon- feransı toplamaktır. İngiltere hü- kümeti böyle bir konferans ma- sası başına oturmak için bilhas- sa şunları şart koşuyor: Danzig- in Almanya'ya ilhak kararı geri alınmalıdır; tecavüze geçmiş bu- lunan alman kıtaları geriye çekil- melidirler. Çemberleyn'in beyanatına kar- şı, muhalefet lideri Almanya'ya verilen mühletin bir an bile uza- tılmasının aleyhinde olduğunu söylüyor. Bir muhafazakâr me- bus da, Çemberleyn'in Fransa ile muhaberede bulunmakta ol mâzeretine cevap vererek, Po- lonya'ya karşı ingiliz teahhüdü- nün hemen yerine getirilmesi i- fransız bankasına mezuniyet veril- mektedir. Fransız kabinesinin toplantısı 17.30 da toplanmıştır. söylemekle iktifa etmiştir. Paris, 2 aa. — Başvekil Daladye, bu akşam saat 17 de general Gamelin'i kabul etmiş ve nazırlar meclisi saat Müzakereler saat 20.45 e kadar de - vam eylemiştir. Dahiliye nazırı Sar - raut matbuata yaptığı beyanatta na - zırlar meclisinin bilhassa enternasyo- nal vaziyeti tetkik eylemiş olduğunu çin bu muhabereye lüzum olma- dığını iddia ediyor. Çemberleyn, eğer italyan tavassutunun ingiliz şartları dairesinde sulhu kurtar- masına imkân varsa, bu imkân- dan istifade edilmiş olmasına on on beş saatlik bir mühlet feda edilmesine muvafakat edilmesi- ni rica ediyor. İngiltere bugün on ikiye kadar bekliyecektir. Hitler'in Danzig kararını iptal ettireceği ve kıtalarını geri çeke- ceği ümit edilemez. O halde bu yazımızı dahi dçnku yazımızın * öi mkdi Vet '7 Vaziyet sarihtir. Harbe başlıyan hiz değiliz. Biz hücuma ve taarruza ma - ruz kaldık. Söonuna kadar mücadele e- deceğiz. Bütün hükümet, bütün mil- let gibi düşmana karşı mücadele için, ordu başlı d emrindedi Sakiniz. Memleketimizin istikbali hak kında endişemiz yoktur. Büyük önder Smigly - Rydz'in emri altında, galip geleceğiz. Mebusan meclisi, mareşalin ismini şiddetli alkışlarla karşılamıştır. Mebusan meclisi bunu mütekip, harp müddetince, parlamentonun mali dut aza ile çalışabilmesini mümkün kılan bir kanun projesini ittifakla ka- bul etmiştir. Aynı kanun projesi, âyan tarafın - dan da tasvip olunmuştur. Bütün mebuslar ve âyan azası, bu kanunun çıkması üzerine hemen ordu ya gönüllü yazılmışlardır. İzmir Kupası Ankara'lılar 5-2 İzmir'e galip geldi İzmir, 2 aa. — Fuar kupası maçları- na bugün Ankara ve İzmir muhtelit- leri arasında yapılan ve ikiye karşı beşle Ankara lehine neticelenen maç- Ankara takımı hafif bir üstünlükle oyhadığı sırada İzmir'in ant bir hü - cumunda yaptığı golle 1 - O vaziyete düştü. Fakat biraz sonra Ankara bera- berliği temin ettiğinden devre 1 - 1 berabere bitti. Ankaralılar ikinci dev- rede daha güzel oynadılar. Bilhassa “detli bir aşk görülür. “Açlık” “Top- la başladı. Maçın birinci devresinde| KNUT HAMSUN 80 yaşında olduğu halde zihni faaliyeti sekteye uğramamıştır Knut Hamsun Nobel edebiyat mükâfatı kazanmış, bugün Norve- ç'insen büyük romancısıdır. Fakat bu edip, bazı memleketlerde az ta- nınmıştır. Bununla beraber, esrar- engiz bir tecellidir ki, eseri gibi büyük romancının hayatı da her zaman başkalarının üstünde yer al- mıştır. Bazılarına göre norveçli edip 4 ağustos 1860 ta Vaage'de doğmuş- tur. Bazıları da Lomda dünyaya geld'iğini söylüyorlar. Burası malüm değil. Yalnız ma- lüm olan bir şey varsa, bu büyük şair fakir bir ailenin çocuğu idi. On dokuz yaşında şimali Nor- veç'te Badö'de bir kunduracı çırağı iken yazmağa başladı. O zamandan- beri durup dinlenmeden duydukla- rını ve düşündüklerini kâğıda dök- mekte devam etti. Onun ruhu has- sas, hayatı zordu. Evet hayatı zor, fakat tatlı idi: kâh madencilik ya- pıyor, kâh küçük köylerde hocalık ediyordu. Bir yerde tutunamadı. Evet Amerika'da, Şikago'da tramvay kondöktürlüğü yaparken, Preri çiftliğinde çift sürerken gö- rürsünüz. Bundan Si sene evel, 1888 de bir Danimarka mecmuasında fık- ralar yazmıya başladı. Sult ismini taşıyan bu fıkralar, bilâhare ingi- lizceye “Açlık,, ismi altında tercü- me edilmiştir. Bu fıkralarda üslü- bun güzelliği, mevzularının oriji- nalliği derhal münakkitlerin naza- rıdikkatini celbetti: muharrir bü- yük bir istikbal vâdediyor, edebi- yatın en yüksek şahikalarına doğ- ru yol alıyordu. yazdığı diğer yazılar şöhretinin servetini kati olarak tayin etti. Knut Hamsun'un bu yazıları hasta tiplerin psikolojik tahlillerini yap- tığı için rus ediplerinin yazılariyle karabet gösterir. Fakat edip ameri- kan tesiri altında kalarak acayip derfecek derecede ıslah olmuştur. Keskin bir şetaret şekli altında ifa- delerini ve teşbihlerini şematize e- derek kull nı öğri ştir. Norveç şairinin bütün eserlerin- de tabiata ve insanlara karşı şid- rağın artması”, “Kuyudaki kadın,, ismindeki üç uzun hikâyesi fevkal- âde şöhret kazanmıştır. Hele “Aç- lhık,, adındaki romanı 1890 da inti- şar edince âdeta'heyecan uyandır- dı. 1889 da Amerika'da outurürken “Modern Amerika'da fikri hayat,, ını neşretti. 1920 de Nobel edebiyat mükâfatını kazandı. Knut Hamsun, meslektaşları- nın zıddına olarak kendisiy- le mülâkat yapılmasını katiyen is- temez. Âdeta isyan eder. Cenubi Norveç'te Gut Norholmen'deki ma- likânesinde çok münzevi bir ömür sürmektedir. Pıklli ıe;:yî:v:r::ı:- ki evinde istediği in4 ki halığı bulamadığından tâ kırlarda küçücük bir ev yaptırmıştır. Ora- da tam sükünet Ve tenhalık.ıginde yaşamaktadır. Fakat orada hiç dur- madan zihni faaliyette bulunur, Knut Hamsun seksen yaşında ol- duğu halde zihni faaliyetini zerre kadar sekteye uğratmamıştır. Bu küçük ev norveçlilere has bir konforla tanzim edilmiş bir hal- dedir. Bu kış sonunda ocaktan n yılan tatlı bir sıcaklık içinde Kxî İ Hamsun okur, düşünür ve he ç lışır... Fakat bu çalışma onu:ı: şı K elemli bir çalışmadır. Çünkü çin türlü çalışış, Tomancının İnııb“ AM n Tecek derece kuveâıi eciyesini tebarüz ettirmez Romıncmın Uzün zamandan beri elleri titre ktedi ç Söylediklerine göre bu haşıar el Si imiş. Knut Hamsun, şişeea li ir- dar düşündüklerini doğeaa )e ka- ruya daktilo ile Brudan doğ- Yazmamıştır. Ya- Ni sol eliyle çe- Böyl hatt; kelime kelly €ce eserini harf me ve cü M le, meydana getirir, F:nk:ıez:::; h"kx“i hayrete düşürecek bir di müdafaa hattı oyun üzerinde çok mü- essir oldu. İzmir takımı hazırlana- levrede oyuna seyirci mkıldıdıbv:w ğ dılır bu di:nde İz - mir'in bir golüne daha dört sayıl ile mukabele ederek maçı ikiye karşı beş sayı ile kazandılar. son cümlesi ile bitirebiliriz: “Ye- ni bir umumi harbin arifesinde- yiz!,, . Daha ileri mütalea ve hüküm- lerde bulunmak için vaziyette wuzuhun artmasını bekliyelim. F.R. ATAY Ynnın .î::'îîln tırmanır, buzlu “İnşılıpv:î;,:lî: ğn:eden inceye z etiril ve hiç mm;:eğ’ız 1 vazıh, okunaklı düzgündür, — “Miyecek derecede h ü en"jl;dıehenlik ihtiyar edibin hâlâ bay eıbiyer'indedir. En sinirlendiği diım Em:î'ı_ni Biyerken ona yar- kızar. No İstenmesidir. Buna çok de ""nln"q in o soğuk günlerin- gelir. Hen, ” içindeki evine gider de aşınmış y alnız başına... Elin- karlı ir baston, yalnız başı- Eveı, hayatta yalnız ve sapa- sağlam yürür. Yalnızlık ve doğruluk; işte bu Knut Hamsun'un ta kendisidir. Bu, içine girilmez inzivayı, ni - hayet Norveç gazetecilerinden bi- risi yırtmıya muvaffak oldu. Şulze- Rikar ismindeki norveçli muhar- rir, seon doğum yılı münasebetiyle Knut Hamsun tarafından kabul e- dildi. Gazeteciyi şairin karısı kar« şıladı. Norveçli muharrir şöyle an- latıyor : — Dışarıda kar bütün kırıarı örtmüştü, soğuk da sertti. Fakat Knut Hamsun'un evinin daha eşi- ğinde iken beni evela ocaktan yayı- lan sıcaklık karşıladı. Ayakta du- ruyor, başı biraz eğilmiş gibiydi. Derhal konuşmağa başladık. Bize . kırlardan, çiftliğinden, hayvanla- rından bahsetti: hem köylü, hem şair adam! Zaten başka bir şey de olmak istemiyordu. Ocağa koca bir odun attı: — Otuz sene oluyor, dedi, bir kere olsun mülkatta bulunmadım. Şimdi mülâkatta bulunuyorum, san- ki mesut mu oldunuz? Bu devirde mesut adam pek enderdir. Fakat size gençliğimden —başka neden bahsedebilirim? Çünkü doğum yı- lımda en kuvetli hatırladığım şey gençliğim. C ocukluğumun en tatlı hikâ- yesi, acı bir hatıradır. Bir amcanın yanında otururdum. Çolu- ğu çocuğu vardı. Kendi çocukları kıymetli, sevgili idi. Beni ise se- ven yoktu. “ Onlar istedikleri gibi okur, öğ- renirler, güzel güzel giyinir kuşa- nırlardı. Mesuttular. Bense, yalnız, her şeyden mahrumdum. Uzaklar- da, ta köyün öbür ucunda küçük bir mektep vardı, ben oraya gider- dim. Eve döndüğümde, küçük ak- rabalarımla oynıyamazdım. Bana o hak verilmemişti. “Bir gün papas amcam yokken kasketimi aldım ve kayboldum. Bu, uzun dünya ve gönül seyahatimin başlangıcı oldu. Bu yolculuk müd- detince ne güçlüklere rastlama- dım! Fakat hayatın gösterdiği bu zorluklar sayesindedir ki bir şey- Yervöğrenii Tsemüöğrendim — “Bereket versin, çocukken yara- maz değildim. Hayatta kin duymu- yorsam başlangıcı bu çocukluk ta- biatımdır. Daima çalışmak, bir şey- ler bulmak isterdim.,, Knut Hamsun bulmak isterken, ilk kitabını, “Açlık” 1 buldu, Bu ki- tap şairin hem zaferini, hem mad- di emniyetini gösterir. N' ise biz gene sözü röportajı yapan muharrire bırakalım: — Biz | rken, r oğlu eve geldi. İnek aramaktan ge- liyordu... Köylü - şairin ilk suali, hayvanların soğuktan muztarip o- lup olmadıklarına dairdi. Oğlu hay- vanların mükemmel kapatılmış bir araba ile ahıra götürüldüğünü söy- ledi de, şair ondan sonra ferahladı. “Şairin muhabbeti yalnız hay- vanlara değil, insanlar da dahil ol- mak üzere her varlığa karşıdır. E- vine misafir gelenlerle bizzat meş- Bul olur. Kış günlerinde davetlisi- ni iyice giydirip, kürklü çizmele- rini ona vermeden bıirakmaz..,, Knut Hamsun sade ve şimdi me- sut bir adamdır. Büyük oğlu Oslo- da, kızlarından birisi Kopenhag'da ressamdır. İkinci kızı Berlin'de meşhur bir artisttir. En küçük oğ- lu da, daha şimdiden babası gibi olmak istiyor, onun yolundan yü- rTüyor. Şimalin sakin memleketinde gö- nüllerin tatlılığı!... Paris - Midi B Polonya sefiri nezaref altında Zürih, 2 a.a. — Neue Züricher Zei - tung'un Berlin muhabirinin öğrendi- ğine göre Polonya'nın Berlin sefiri Lipski mesai arkadaşlariyle birlikte sefarette nezaret altına alınmıştır. Di- ğer alman şehirlerindeki Polonya kon solosları da evlerinde nezaret altına alınmışlardır. Polonya hükümeti alman diplomat ve konsoloslarının Almanya'ya avde - tine müsaade ettiği zaman alman ma- kamlarının da Leh dipl ve koön - soloslarının Polonya'ya dönmelerine mani olmıyacağı ilâve edilmektedir. Sefir Berlin'den ayrıldı Polonya, 2 a.a, — Polonya sefiri B. Lipski bu sabah Berlin'den ayrılmı: ise de sef, thane erkânı kalmışlar - he &XF MA a Ça A VOŞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: