25 Ocak 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

25 Ocak 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A AN — Şeyhislâm iki kalmıştı Sultan Mustafa ağız « ise «Bre münafık herif!» diye köptürüyordu Alemdar di arp, (yalnız Efendiyi ) . içeriye almalarını Şeyhislâmı eruna ak dilar. Doğru Sultan Mustafayal şehzade Mahmudun katline | götürdüler. Sultan Mustafa açtırmadı: Bu ta sende! Alemdar Mustafa P, ile müttefik <imişsinki « Önüne beni hal'etmeğe gel- Şimdi seni pare pare ederim. Diye Efendiyi tehdit etti, Derdiment Şeyhislâm, maze- ret beyan etmek istedi. Dör- düncü Mustafa daha ziyade köpürdü. — “Yakıl gitbe pezevenk. Şimdi şu derneği dağıt ve Paşayı geri iade et. Yokşa seni şöyle ve şöyle ederim.» Dedi. Biçare o Efendiyi küfürler ederek Babüssunde- den dışarıya oğrattılar. Şeyhislâm Alemdarı ne <evap vereceğini. kestiremi- yordu. Alemdar Şeyhislâmın ge- <cikmesinden bütün bütün şüpheye düşmüştü. Kapı önünde (korkunç tehditler savuruyordu. (1) Alemdar, ;Şeyhislâma: ne yaptığını sordu. Efendi, iki kiliç arasında kalmıştı. Mana- sız. şeyler söyleme ve başladı, Alemdar. büsbütün © şüphe- lendi: — < Bre münafik herif. - İçerde meramı değiştirdin.» Diye , gürleyip dal, kılıç dertli Şeybislâenm: üzerine yürüdü : — «Tez işe şimdi suret » Dedi:f2) Efendiyi tekrar saray kapısından içeriye sal- verdi; yahut Şevhislim korkusundan kaçtı. Arapzade Elendi. Sultan Mustafaya teker gidemedi; “kapının iç tarafında perişan perişan öteye berive seyirt- meve başladı. Alemdar, dışarda' Şeyhis- İimım tekrar avdetini bekli- sordu. Şeyhislâmm bir yere gittiği yokü.Orada içtaraf ta, Babüs- sunde ile arz odası arasında dolaşip duruyor idi. Sultan Mustafa haremde idi, Taraf serik başına (Vakt) in Alemdor. 0 paşa , mıştı; birşeyden haberi yak- —» 3) « kılıç arasında" urmuyo “Alemdar toplamıştı, ne yapılmak ii ettiğini müzakere ediyorladı. İçlerinden bazıları: — « Sultan: slim ile Dediler, ruhsat verdi Mustafayı Rabi © biz işimizi | bitirmccye kadar (Ak Ağalar) kapısı (3 Jseddedik i Reyinde bulundular, Mustafa kapıların kapatı cmretti. Fettah, Nezir, Ebe Selim,(4) Haseki Hci Ali, (5) Melet Bostancı Deli Mustafa koşup Babüssuadeyi kapattılar. Şeyhislâm aralıktan ; İşte nasihat kâretmiyor diye seslendi. Alemdar dışardan; — Bre yıkan... Diye kendi askerine hay— kırdı. Kazma, topuz ve külün! darbeleri dehşetle gümbür- demeye — başladı. Alemdar ordusunun korkunç naraları işidiliyordu. Fettah, Nezir. Ebe Selim ile Haseki Ali ve Deli Mus- tafa acele. ettiler. Koşup höcerelerinden kılıçlarını ald Yanlarına on yedi “ku Bostancı va sandalcı da almağı unutmadılar. Yılan gibi ha- reme doğru süzülüyorlardı.| 6 | Kızlar Ağası küçük Mer- <an dairesine. çekilip kapan- sisin muş gibi hareket ediyordu. Fettah ve Nezir. Ağa ile arkadaşları ( kuşhane ) (77 yanındaki. harem - kapısına idivorlardı. Bunları (Baş lala) "Tayyar Efendi gördü. Koşup — yeti Pettaha nasihat etmek istedi. (8) Bir takım <hadiselerden» misaller getirdi; —< Dünya ahiret mel'un olacaklarını. » sö: Selim kılıcını çekerek : — Evvelâ bu Sultan Selim- Ebe ihtiyar Tayyar Efendinin üzerine hücüm etti, Tayyar Efendi kaçt, Nezir takip edilmesine mani oldu. — € Gidelim; vakit kay- bedecek — zaman İşimizi değildir. enem i Kokotlar , Muharrıri: Hüseyin Rahmi — Fakat efndiciğim... — Sus... Acaba ka- rımm Seyfettinin bu aşakından haberi var- du? -— Bimem... — Bilmiyorsan işte bilki kal'iyen yoktur... — Akkıllı, fikirli, şanlı, şöhretli, büyük bir beyfendisiniz.. Elbette doğru düşü- nürsünüz.. Fekat ha- nımfendi böyle bir şey bilsede gelip size söyler mi? — — Dur, lâkırdı karş- turma.. Karım, şofö- rün bu sevdasına iki suretle vakıf olabilir,. Birincisi - sezinlemek suretile, ikincisi Sey- fettinin doğrudan doğ- ruya gelip. aşıkını iti- raf etmesi surelile., —Hay -Afah -vazı 89 Jolsun. VARIT 95 könünüsüni ; tren ve tünel inşası tecrtibeleri yağılanı kğ lili #8 i emvali |. | ri lm meç Adanada Hol itibarı — Türk kafes beyi Parsip — İçimde | iy bir sahlekârlik yüzümden 7 Kişi tevkif | edildi İ | Gecenlerde Adanâda Hören Hayrı isminde | bir. mühtedinin bazı | dalavereli işleri anla- Imş ve başlamıştır, Adana gazetelerinde okuduğumuza , tathkikat netic bu. adamın Eermeni metukes | hakkında mübim bir | sahtekârlığı anlaşılmış ve kendisile | beraber "Topal Ohannes, Şevki, / Sem'an oğlu Halil, Re- apika, Takuhi ve Ağya Paristeki * Ekol special des #otaux pablisi;'den bir makine deresi (| isminde altı kişi tevkif Paris, kânunsani 929 (Yakıt)— Havaların çok müsait gitme sinden dolayı bu sene burâda büyük bir suturla geçen Noel ve yılbaşı eğlencelerinin şenliği ve eğlenceleri el'an devam edi- yor denilebilir. Yalnız Fransadan değil, dür yan dört tarahından gele seyyahlarla dolari Paris, gece- sini gündüze katmış bir düğü şehri olimuştu.. Mağazalar, ti- yatrolar, otömöbiller, yeraltı trenlerinin.. Der © noktasından adeta insan bağları fışkırıyor, Güyz bütün insanlar toplân- fi mış ta Pariste geçit resmi ya- piyordu. Geceleri tenviratı; kırmızıya, yeşile, mö- nekşeye garkedilen sokaklar ve bülün binalar her taraftan in- sana gülüyordu. sonra. onların * cümlesini temizleriz.» Dedi; ve hep birden hareme hücum etiler. (1) Sayhai aramersa ile efen- diyi. ilimas. ve Verayi bap olanlar tektidi bikiyas ederdi, Ta) Ciddi mevzularda biraz manasız ama hami insanın aklı gıcıklanıyor; « Acaba efendi kaç defa şaksırı ısladı! (3) Babüssugde, (4) Bunlar Rusçuk yaranı ile evelce anlaşın adamlar. , (5) Çorluda Urdunun İstan- bula yürüdüğü haberini getiren (6) (Hareketi Temi humayuna süzülüp ilk te oldukları... (5) Kuşâine Kuş Deslemediği yer değildir. Padişahlara Yemek vefilen ye. 181 C. Ve Fettah hunzirine. ya- ayı nesayih hitaba ciret var zade) Gü bakınız si dıyı nasıl yolile, sıra- sile söylüyorsunuz. — Ben bu iki suretin aşamayı da ihtimal veremem. Karım'böyle bir şey sezinlemiş olsa Seyfettinin ara- basına binmez. Şofür kendine karşı bu de- rece küslahane bir itirafata bulunmuş ol- sa Şehnaz ona derhal haddini bildirir.. Bina- enaleyh senin dama- dının bu sarhoşluk; bu ” perişanlıklarında be- nim karımın asla dahlü tesiri yoktur. Bütün bu fenalıkların, ahlâk- sızlıkların., . çapkınlık ların mesulü, anlıyor- wusun yegâne mesulü yapılan — elektrik iz lâkır-) ! Türkiye kadastrosu «hakkında Seyfettinin kendisidir. | Etvalin köşesinde ve ya Şw * zelizenin herhangi bir noktasın- da durarak sağa sola bakmak bir dakika içinde milyonlarca güzelliği toplamış bir hal gör“ mek için kâfidir. Fransayın. değil dünyanın en gık wleyafetleri, “en müzeyyen Yi Vvesotomobille gelen, geçen bu bali “büyük Bir bayram İe Sanirdınız . iyatroların hepsi cidde-mu- tera “Programlarde her gün binlerge kişile dolar, kütüphane- / ler, oteller, lokantalar, bahçeler, gazitolar, yerüstü ve yerilt vesaili- keza .. Burdda bize'ait havadisleri her. sini halktan hayretle din - Jersihiz Arasıra gazetelerde dört beş satırla © Bildirilen © hayadisler burada büyük bir alâka ile Hakip, edilir. Söylerler ve sorar! Türkler yeni hârt kabul etmişlerdir, Türkler me- deniyelle çok ileri gitmişler. dir, Türkler şünü © yapınış, Türkler şumu yapacakmış, ora- da Fransa gibitam hürriyet varıpiş... gibi. - Bu meyanda Türk heyetlerinin Avrupadâki tetkikleride çok yakından takip ve tadir edilir. Meselâ on beş gün evel Pirise gelen ( Türk kadastro oheyeti | tesini ve hususi müesseseleri ziyaretlerin- de büyük bir hüsükabilk kaşılandılar, geçen) cuma Arcal da Aİ mülendis” inektebini ziyarefe.'ve 'düb de yemeğe davet edildiler, Kerdilerine mektebin nazari ve ameli kısımları, fabrikası ve lâbdratuyarları, tecrübe daire- leri gezdirildi, ve kendilerinden — Ben de zaten da- mdımdan başka kim- seye kabalikt bulmı- yorumu. Fakat... — Fakat makatı yok... Ondan başka kimseye kabahat bul- mıyorsun da niçin bu- raya bana şikâyete geliyorsun ? — Beyfendi affeder- siniz. Böyle demekle pirincin taşını ayıkla- wiş olamazsınız. Zev- cenizin “bundan. kata haberi yoksa, 0 çok bilmiş okumuş, İrfan hanı damadının onun yüzüne diktiği mah- mur; yalı, sevalı göz- lerinden hakikatı anla- “yamamışsa işte “ben 4 edilmiştir. izahat alındı. Meyeli fermiye İğ M. Halit Ziya Bey Türkiye kadaslaosunun hukuki aksamile onun. istinat etüği hecusatı izahlan sonra müdürü bülun- duğu kısımın. fenni aksamı hak- kında erkâma müstenil malğmat verdi, Almanya - Fransa « İsviçre- deki vsmiler hakkında bir muk- yese yaptı ve her memleketteki tecaripten ve üsullerden neler istifade edildiğini söyledi. Sonra bahsi fotioğrametriye döktü, üç memleket vesaltini, bu usullerin biribirlerine nazaran fevait ve rüçhan mukayese ile arzi ve havai fofoğramelri ve halihazır | metodun O imtizacı süretinden “bahseyledi. ; “Bu izahatı dikkatle takip eden, Profesör: Filip. Jar, pek memnun Olduğunu beyan ve teşekkür etti. Mektebin A. tarafından Parisleki | talebemiz hakkında malümat verildi. “«Ecol special des travauc publics du batiment et de 1'in- dustrie » amım taşıyan bu r:ü- hendis mektebi 1872 de tesis edilmiştir, elyevim 137 prolesorü, 700 talebesi vardır ki (150)si leylidir. Mektebin fabrikası, lâboratu- varları leyli talebe paviyonları vardır, Bir kismi âdetâ Pariş civarında bir çiilik halindedir. Mektebin M, aynı yerdeki şato- sunda mukim ve aym zamanda mal sahibidir. Mektebin bütçesi (10) milyon tranktır. 20 milyon liralik ta tesisata maliktir. Şahadetnamc- leri M. mazını taralından imza edilir. Senede (169) fen memurült ize dosdoğru söyliyorum . Felâketimizi şeyi hanım efendiye anla- | fet ursınmz... o Seyfettini gördüğü vakit tekdir ederek kovar. Bir daha ara- basına binmez. Yüzü- tahkikata Balâ ii ortada papaslarla kalıyor. Bundan hocalar niç bir maksat isnadı h | fikrimi ispat için eskiden iş Hocalardan birisi vaze- diyordu. Dinliyenler meya- nında bir külhanbeyi de bulunuyordu. Vaiz Efendi çırpma çırpına söylerken külhanbeyi O mütemadiyen ağlıyordu. Vaiz bitti, cema- at dağıldı, külhanbeyi de gitmek isterken vaiz Efendi kerek atideki mubavereyi | teşkil etti; Birinci geza azasından Hikmet Beyle birlikte Ankaraya gilii İstanbul © müddeiu- mumisi Kenan ve İs- tanbul birinei © eeza malıkemesi azasından Hikmet Beyler, evelki mişlerdir. Azimetin men'i mu- hakemelerine karar verilen Kadriye Ha- nımla refikaları hakkın- daki tahkikada alâka- dar bulunması muhte- meldir, yetiştiren imektep, vollar, İnşaat, elektrik, fopoğraf şimendufer şubelerini muhtevidir.'Fabrikası piyasıyada iş yapar. Ecsemin mukavemeti vardır, #motorlar, tünel ve şimendiler (o daha mektepte iken bill yaptırılarak; öğretililir. Mektep dahilinde, şimendifer memurlarmın şimen- dilerciliğe âit imalümal alına- larım — teminen ayrica Obir şimendifer « Section onu açık mıştır ki bir kısmı cenbi olmak | Üzere şimendifer o memurları muayyen vakitlerde gelip ders almaktadırlar, öylüyerek idarei mas- | talat ederim. Merak zde gider, etme... Birdaha Sey- rin arabasına bin- mez.. Eğer Şehnazın onun arabasına bin- huzurundan | memesile Seyfettin a- kıllanacaksa febiha... Sen bu işe artık karı- ne bakmaz.. O da ha- (mın adını karıştırma. nımından kat'iyen ümi-) Her önünüze gelene dini keser. İş biter. de meseleyi anlatma- — Ben karıma böyle ga da lüzum yok.. şey söylemem. Ona | Mümkün olduğu kadar nasıl « seni bir şoför seviyormuş » diyeyim, Ş dirle karşısından adam kovacak hilkat ve ter- biyede bir kadın de- ğildir. Ona işi senin. bundan kimseye: bah- selmiyiniz... Bak sana naz sokaklarda tek-| nekadar mülâyemetle muamele - ediyorum. Sen başka bir adamın karşısına çıkıp ta bu ağızla onun zevcesin- anlatığın surette değil | den bahsetsen vallahi büsbütün değin türlü | seni polise verirler, İ i Tİ yıldız. — Muharriri : amman: > (5 Kıta Ölürsem çam yemem birlikte erbabı maarifle, Fakat pek güç gelir gitmek papaslarla , hahamlarla Eğer kuyruklu yıldız kuyruğu ile himmet eylerse z Ne alâ yolculuktur matmazellerle, madamlarla ? bat'anm bazı lâtifeamiz Fıkra kolundan şutup yanına çe. | Vaiz — Evlât, bizim va- ii # keliiri zın size neresi tesir etti Kİ o krdar ağlıyordunuz? Külhanbeyi — Ah, he ben vaz için değil, seni için ağlıyorum 1. — Niçin? — Çünkü vaktile hocsffi beni bir rabbiyesiri öğre Binceye kadar üç defa dö” müştü, siz bu kadar ilmi öğreninceye kadar kim bilir) ne hale yelmişsinizdir. 1 emi veri var) mr ri Yeniden | tespit edildi Tet müdüriyeti tere N misyonu İiman şirketi tarifi Tinde mühim tenzilit yapm Burada nazan dikkara alınan Bayat pahalılığı olmuş ve bilhasi zarori havayiç üzerinden teni yapılmışur. Ezcümle o Değ akşam Ankaraya git- | nektiyamüa ücret 190 kurut 100 kuruşa, un için 925 125 e, şeker için 275den 200 indirilmişdr. Kahve, pirinç, fasulye, gibi mana en çok gelen mallar Sİ | ten 200 €, mayna ve sulapff larda yevmiye 125 tan GÖ kuruşu kadar tenzilât yapılmıs) Yarım asır evelki kerayı Gi psa bir sureti makulede nas” ret edecektir ) demiştir. — Husrev Nizan kasasından yüz Jiri getirterek : — Al bu parayı di madın — akılların kadar harçlık ederi NİZ. j Kadın belen : yaşlar aka aka bu İf sanı vel ile: -—— Beyfendi ben yı raya dilenmiye gi medim, Biz de va tile gün görmüş insi larız.. Hanımefendi bundan sonra Seyf tinin arabasına er yeceğine, onunla rüşmiyeceğine söz“ riniz. Bu Jutfunuz zim için kâfidir. — Bundan emin 0. Dili a

Bu sayıdan diğer sayfalar: