31 Mart 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

31 Mart 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KIT 31 Mart 193 TAN MA İ pi Sıtma mücadelesi ve Gambüzvâ balığı | ıhhiye Vekâleti sıtma mü- cadelesinde istifade edil- S mek üzre bu sene İtalyadan | ( Gambüzya ) namındaki küçük balıklardan getirtmiştir. Bu ba- lıklar ( Adana ) hâvalisinde teksir ettirilmek suretile tecrübe edil mektedir. Ancak tahkikatımiza göre bü henüz pek mahdut bir sahada yapılmaktadır. Gambüzya balıklarından sıtma mücadelesinde nasıl istifade edildiğini izah etmek üzre biraz izahat verelim: ( Gambüzya ) balığı en büyük- lerinin uzunluğu 5 santimetroyü geçmiyen bir nevi küçük balık- tan ibarettir, Bu balığın istihlâk noktasından hiç bir siyeti vardır. Gambüzya gayet küçük oldüğu için derinliği iki üç santimetroyu bataklıklarında (kolayca yaşar ve ürer. Bu “balığın yaşamak işin yediği başlıca şey de ba- taklıklarda sivri sinekler tarâ- fından bırakılmış olan yumurta- lar ve bu yumurtalardan çıktnış sivri sinek yavrularıdır. Bu itibar ile Gambüzya balığı batak'ık- larda #tma menbar olan sivri sineklerin imhasına büyük nis- bette yardım eder. İtalya hükümeti esasen Ame- rikada bulunan Gâmbüzya ba- hklarından sıtma mücadelesinde kullanmak üzre 1927 senesinde tecrübeye başlamış ve pek çok istifade etmiştir. Bundan sonra Fransızlar da İtalyadan Gâm- büzya balığı getirterek kendi memleketlerinde üretmeğe ve sıtma (mücadelesinde istifade etmeğe başlamışlardır. Evelce Gambüzya balıklarının yalmz derecöi harareti biraz yüksek olân memleketlerde ya- şıyabileceği zannediliyordu. Bun- dan dolayı Sibhiye Vakâleti de Gambüzya balığı hakkındaki tecrübelerin Adana havalisinde yapılmasına karar vermişti. Hal- buki son zamanlarda yapılan tefkikat aksini meydana koy- du. o Gambüzya (o balıklarının 45 santimetre (kalınlığındaki buzun altında yaşadığını Ame- rikalı profesör Davit İstart Jorj- tar isbat etmiştir. Doktor Oxner de Gambüzyann soğuktan çok müteessir olduğumu zanneden- lere cevaben kendi yapmış olduğu bir tecrübeden bahset- mektedir. Doktor Oxner Gam- büzya balığını kalın buz tabakası ile mestur su içerisine koymuş yel Si die bir kış &snasın- ahıklaı ip görmüştür ağn mzmi 5 Şu halde Gambüzya balıkları Yarım asır ervelii » VAKIT 3 MART 1889 Rusçuktarı Avrüpsya posta idaresine varit olan bir telgrafnameye göre, Tuna nehrinin buzları çözülüp akmakta olduğundan Yer- göki ile Rusçuk mayonesinde müraselât ve müvaredat tariki münkati olmuştur * üç ayda üç kabine kıymeti | yoktur. Yalniz diger bir husu- | geçmiyen $u | sadec Adant havalisinde deği!, k ber Ahat | zn tarafında üretilebilecek her cihetinde bu balıklar vası sivri sinekleri yapılabilecek # İ tası ie mücadele mektir, Döktor OXner yazdığı maka- lede Gambüzyanın sivri sinekleri imha mese'esinde diger vesaite faik olduğunu, bu balıkların İtalyada, İspanyada, Arjantinde, Hindistanda, harikalar yaptığımı, ağır yağlar, yahut petrol sularda sivri sinek imhası usü- lünün ancak kücük durgun sı- larda ve meskenler etrafında kabil öldüğünü yazmıştır. Hülasa (memleketimiz için sıtma mücadelesi en mühim ve hayati meselelerden biridir. Bi- i üaenaleyh bu meselede Gam- büzya balıklarından bir an evel geniş mikyasta istifade ötmek için tetbirler almalıyız. R... ile Günün #iyadeti Fransada vaziyet 1930 senesinin ilk üç ayı Frânsadâ idari, Mali ve siyasi buhranlar arasında geçip gitti. Nisan ayma basmak üzere bu- landuğumuz şü #irada, garp cümhuriyetini sarsan kararsızlı- ğın hâlâ devam etmekte oldü- ğünü görmekteyiz. Fransız buhranı harici ve dahili olarak iki kısma ayıra- biliriz : Harici kısımda Londra konferansını akamete uğratan vaziyet hâkim olduğu halde, dahilde fırka ihtirasları arasmda bütçein henüz tasdik edilme wiş olması en bariz bir buhran eseri olarak kaydedilebilir. Ftahsâ (Obâarbı Oo ümümüden büyümüş bir halde çıktı. Versay muahedesi Fransaya ümidin ha- rcında bir kudret ve şevket verdi. Aym zamanda da Fransız İ milletinin sükün ve refahını darbaladı. Harpte en fazla ziyan eden memleket Fransa idi. Muahedelerde en nafi şerait Fransaya bahşedildi. Cidal fer- dâsının teheyyücü ârasında gayet tabii görülen bu bahşayış, sulh istikrar bulunca, garp cümhu- rıyetinin umumü harptaki dostla- rinin gözüne batmiya başladı. Onlar da fedâkâr'ıkta bulunmuş- lardı. Onlar da bir çok zararlar görmüşlerdi. Binaenaleyh Fran- san temin ettiği omenafie müadil menafi talebinde kendi- lerini haklı buluyorlardı. Fransa, eski dostlarının yeni rakipler vaziyetine geldiklerini anladığı andan itibaren her şey- den kuşkulanmıya başladı. Ka- Zandığını kaptırmamak için her çareye baş vurdu. Küçük itildfı doğurdu, Lehistana hami oldu, Lokarno, Tüarı müzakerelerile Almanyaya yanaşmıya çalıştı. Fransız siyasetinin mahirane fa- kat endişeli çırpınması on sene- dir, Avrupanın istikrarı mesele- | sini nice defalar tehlikeye soktu. Bu septik ve endişeli siyasetin tesiri tahtmda Londraya giden Fransız heyetinin lakayıt ve mu- sır bir siyaset takip eden sübik müttefiklerile uyuşamıyacağı aşi- kârdı; netekim öyle oldu, ve iş bununla da kalmıyarak Fransa konferanstan adeta münferit ka!» mış bir halde avdet âtti. Hariçte bu neticesiz ve tehli- keli siyaset ile yalnız kalmağa | doğru sürüklenilirken dahilde de karşı | de- | değiştirmesini | ul Onam 11 olim Atın Olüm hi Beyin defterin en:838 ü arpadan olsun bel. Biçare kardeşim böylece atip tutarken nezfi dünağiden ölmüştü hem tartı validemin çağirdıği gece — Bu dakikadan itibaren on- ları tasfiye ödilmiş addetsen daha iyi olmaz mı? — Hiç öyle şey mi ölür? Şu beş on günlü ömtümüzden is- tifade edelim. — Bana kalirsa şu birkaç günlük dediğin ömrü daha insa- ni ve daba ahlâki bir tarzda geçirsen fena mı olür? — Hah.. Hah.. Hah! Desene © Zâman validei muhteremeniz | belki beni affederler de ömrümü | temdit buyururlar. — Kim biir! — Kim isterse bilsin; beni öyle rüyalara inanacak enailer- den mi zatmediyorsun? Şaşarım bana bak, atın olsun (derler; aklına; imanım, ölümü arpadan katalavis? Dedi ve gitti. İki gece sönta yine anemi gördüm, perişan bir hali vardı; biraz müteessir, biraz müntakim bir sesle dedi ki: ve bütçenin nisan iptidasma ye- tiştirilememesini mucip olan idari ve mali buhran büküm sürüyor. Fransiz milleti teceddüt yolun- da ik adimi atan milletlerden ! olmakla beraber yaradılışı itiba- vile muhafazakârder. An'anape- rest bir idarenin terakki ve te- kâmüle.doğru keğdini. cebretmesi, . İngilterede ogörülmiyör değil; ancak Fransız siyaseti dahiliye- sindeki ân'anaperestlik bu milletin siyasetinde görülen ibtiraz ve endişe ile malül olduğundan memleketin dahilinde istikrar etmiş bir idare usulü tesisne im- kân kalmıyor. Komünizim zan- no'unduğundan çök fazla Fran - sız halk tabakasma huldi etmiş- tir, Sosyalizm an'ane perest mu- hit içinde mühim rahneler aç- mıştır. Şü suretle ki bugün Fransız efkârı umumiyesini tem- sil edecek bir ekseriyet mevcut değildir. Siyaseti dahiliyedeki bu teşev- vüş, idârede de kendini göste- riyör. Jeneral o“Kutyepof,, un gün ortasında Paristen kay- boluvermesi, Madam Hanonun mahbus olduğu halde şehrin sokaklarında (mekik dokuya bilmesi inzibatın bile umumi keşmekeşten pek çok muta- zarrır olduğunu isbate kâfidir. Fransız milleti gibi 93 ü de- ğurmuş olan cevval bir milletin bu siyaset yalpalamasından ken- dini kürtarabileceği aşikârdır. Ancak bunun için teşrii kuvve- tin hükümete daha sabit bir veçhe verecek sürette teşekkü- lü ve icra kuvvetinin millete daha ziyade istinat edebiletek bir omütecamis heyet halinde teazzüvü icap eder. Bu şartı temin için yegâne çare ise sırazı geldikçe söyleniş olduğumuz veçhile yeni imtiha- batın icrasıdır. Şimdiki “ Pale Borbon ,, ricali, müşevveş siya- etleri ile teşri mevkiini işğal ettikçe, Fransanın müstakir bir hattı hâreket ittihaz edebilmesine aslâ intizar etmiyetim; M. Gayur | Kardeşin öldü, kalk, etine | git! Bugüne kanar kırdığı ceviz bini aşmış, yaptığı rezaletler.e namuslu bir aile için, bir eke olan külhan beyi bir kardeşin bu akibete uğraması bâyırlı bir felâket olsa da, yine kardeş değil mi? Möüteessir olmatak elde değil rüya bu, hakikat olmaması dâha ziyade #iühtemel diyordum. Müs- bet; thenfi düşüncelerle evden çıktım. Telâş ile uyandım, birâderimin evine gittim ve feci akibetle karşılaştım. Ceibedilen doktor, «nezfi dimaği» den vefat ettiğini söyledi. 8... Beyin anlattığı bu hâdiseyi bitkaç sene evvel, aynen, yine kendisindet dinlemiştim; artık nihayeti gelmiş olan bu neş- riyata ona da ilâve etmekte bir mahzur görmedim. — Müteaddit şekillerini anlat- tığım ruhi hadiseler birkaç defa tekrar eftiğim gibi, aynen vaki olmuştur. Bunların fenni izahını İstiye- cek olanlara karşı yalniz bir söz söyliyebilirim : — Ben kimyadan, fizikten; arziyâttan daha bilmem neden iyorum ; dan isti- ek hat mahiyeleri bilinemiyen kuvvetler gibi, ne mahiyeti ne de hatta usulü şc- raiti henüz malüm olmıyan, fakat tesirlerine tesadüf edilen, manevi bir varlıktan bahsediyorum. Bu varlik bir madde olsaydı fenni e” belki de imkân görüür- İstediği gibi hareket eden müd- rik bir varlığı şu ve ya bu tarz- da bir kontrol altında bulundur- mak istemek onun hürriyetinin derecesini ve tabiatini bilme- mwekten İleri gelir. Bunun için dir ki o gibi teşebbüsler menfi netice verir. Her ne ise varsın Garp üleması bu yolda istedi- ği kadar uğraşsın; biz artık pek uzayan bu bahse burada son poktayı koyuyoruz. Ruhi Fen kurbanlarının hatırasını tebcil Türk baytdritr cemiyeti kâtibi umumi» liginden İki sene evvel, yürekler par- çalayicci o akibetlerini bile bile fen uğurunda,; büyük bir ferağat | ve | ve tabammülle (bekleyen, nihayet aramızdan âyrılan Rüam şehitleri, Abmet ve Hüdaf Bey meslekdaşlarımızın senei devriyei vefatlari (odolayısile, mezarları başında © yapılacak ihtiramiyede Hüdai Bey için 31 mart 930 pazartesi günü köprünün haliç vapurları iskle- sinde saat İ3 te; Ahmet Bey için: 2 nisan 930 çarşamba günü (Haydarpaşadâ askeri baytar tatbikat mektebinde saat 14 de bulünmak üzere mahte- rem meslekdaş'arımızın teşrifleri rica olunur. o — Bufütle o berâber | rü pirit Jarsanda çörete | gibi 10 parâ olan mürufi müddet daha sonta kürüşa kalsnrnte. Gâtetelerin cay 5 kuruşa satıldığı bit mürüriyenin hâlâ 1 karuşt iması, her halde köprü © izzeti nefis Meselesi öf Yâ gazete'eri bir Kuruşa mek, yahut mürüriyeji şüşd çıkârmak lâzım geli Nihayet netice büsbütün bir hâlde çıktı; i Hafbuki Haydar Bey di rü başına Düyunü ü nasından daha mühkem kulübeleri yaptırıyordü. Neyse bü kulübeler # yarıyacak ? diye merak W etmeyiniz | Piyangoculatâ lânir. Çünkü zavallılar yersii sırt sıttâ sıkışip birbirleri fes aldırmıyorlar. Toplu A Fösatçılık şekâl —.— Ceza usulündi tadilâtın şeki Ankara mühabirimizdef mart tarihi ile aldığımız grafı üç gön evelki nüsha neşretmiştik. Bu habere Ğ rah ceza usulü, mukakem€ nununuh tadili teklif edildi #ofra 20 para çıkıp diriliyordu. Bu tadi! te defa her hususta bütün. usullerinin tadili mahivetiağl ğildir. j “ Şekavet, fesetglik, let otoritesine karşı k* gibi,, cürümler işlediği 13 maznunlar beş kişiden mü” mahkemelerde muhakeme cek ve bu beş kişilik mai lerin hükümleri temyize © #muyacaktır. Teklif bir taraftan tayif len bü cürümlere inhisaf gibi mevki ve mâhal itib# tahdidatı ihtiva etmektedi Temyize arzedilmedefi kesbedecek ölan cürüml dudu ancak birinci mü yeni şark vildyetleri " kasıdır. Ji Teklif edilen şekil Ün heyeti umumiyesin? değildir. Ankara yolunda * Dün Eskişehir-İnönü #“4 marşandiz treninin bir” yoldan çıkmıştır. Bu yüzl kara postası İstanbula teehhürle gelmiştir. “VAKİTIN TAKİ Pazartesi Mart ğ 930 O“ i Güneyin uağuşar. 5,46 — DEĞİN merasimi | Ayın değuşuz 6,20 — Namaz vakte sabah Öğle İhindi OAkşe” 421 1218 1ss7 1889 Bugünkü bay” pa Bugün rüzgör hafif dutlr alacakhır yi el

Bu sayıdan diğer sayfalar: