23 Haziran 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

23 Haziran 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* Bir takrirden (3üncü sayıfadan devam 7 — Zaten başka türlü söylene- mezdi. Bu iş beden terbiyeciliği dahi olsa yapılacak hareketlerin vüsat, nevi ve derecesini takdir etmek lâzımdır. Selim Sırı Be- yin İsveçte tahsil ettiğini herkes biliyor; fakat tahsilinin böyle hü- kümler verecek kadar kuvvetli olup olmadığı muhakkak değil- dir. Yalnız teşrih, fiziyoloji tah- sil etmekle böyle hükümler ve- rilemez, Selim Sırrı Beyin veya kızla” rına yapacakları işler, behemehal bu işte mütehassıs bir tabip ta- rafından tertip olunmalıdır. ve onlar ancak bir tabibin tavsiye- leri mucibince hareket edebi- Tirler. Bunun için de bir heyeti ilmiye huzurunda imtihan verip ehliyetlerini ispat etmeleri şarttır. — Şu halde Selim Sırı B. Sa ehliyetlerini ispat # tasdik ettirdikten sonra bir ta- “bibin reçetesi . mucibince beden “teri eciliği yapabilirler. (Pato- loji) tahsil etmedikleri ve bunun imtihanını vermiş olmadıkları için ellerinde böyle bir reçete ol mazsa İnsan vücuduna ellerini bile süremezler. — Bir tabip tarafından tav- siye olunduğu söyleniyor. — Mes'ele değişir, bu tavsiye yani reçete, bugün, kanuna inti- kal etmiş bulunan ve kanunu tatbik etmek mevkiinde bulunan zatlara ibarz edilir, bu makam da kanaatine göre hareket eder. — Fakat gaip edilen kilonun 13 değil 3 olduğu da söyleniyor. — 3 kilo değil, 3 dirhem bile gair ölmeye hakları yoktur. 3 gir. bir vücutte fazla oldu- n nasıl anlayabildiler? — Selim Sırrı Beyin tıp fa- sindeki hocalığına ne der- iniz? 2 Selim Sır B. beyhude üzülmüşlerdir. Tıp fakültesinde iki sene kadar bovacalık etti- ğinden, genç doktorlara fail ve münfail hareketleri kendisinin öğrettiğinden bahsederek dok- torları adeta nankörlükle ittiham — ediyorlar ve 23 sene evvel al- 'dırılmış bir resmi hocalığının vesikası olmak üzere neşrediyor- ter: Böyle şeylere hiç lüzum yoktu. Resimdeki talebeler sınıf arkadaşlarımdır, hatta bu resim- de kendi çocukluğumu dâ sezer gibi oluyorum. Selim Sırrı Beyin hariciye (amfiteatr) ndaki Oo ilk konferansı ve bu konferansın ne suretle karşılandığını, sonra na- zari derslerden ferağat buyura- rak bazı tatbikat ile iştiğal et- tiklerini pek iyi hatırlayorum hep tarihin mali olmuş- ve tıbbımızın tarihi Selim Beyin mevkiini de muha- keme edecektir. “ Nihayet mesele bugün kanu- yin elindedir. Kanun hükmü ta- “bit doğru olacaktır. Bu hüküm rahat rahat beklenebilirken mü- nakaşa açmak, şimdiden vesaik neşretmek lüzumsuzdur. Selim Sırrı Bey müsterih olsunlar, tak- ririmde kendileri hakkında hiç bir sıfat verilmemiştir. — Başka memleketlerde böy- le beden terbiyecileri olduğu doğru mudur? — Burası Türkiyedir ve Tür- kiyede tababet icrası malüm bir kanun ile mukayyettir. AL manyada olmuş, Fransada bulun- muş, bunlar mevzuu bahsolamaz. j yi iks mesele Bizim kanunlarımız bu gibi iş- leri menediyor. Böyle işler kem- dilerine tabipler tarafından dahi tavsiye olunsa, eğer bunlar ma- lâmatlarını Türkiyede tesçil et- tirmedi iseler, insan vücudu üze- rinde gene oynıyamazlar. Nibayet o Selim Sımı Bey- efendi ritmik danslar, zeybek oyunları ve sâire gibi mevzular üzerinde istediği gibi çalışabilir, balk bunlardan beğendiğini alır, hatta bestekârlık dahi yapar, Buna da bizim bir şey Söylemi- ye hakkımız yoktur; fakat yap- tıkları iş tababet olunca mesele değişir; bu cihet hususi tahsil ve tetebbu ister. İzzettin B. ne diyor? O gün kongrede bu mevzu üzerine söz söyliyen doktor İz- zettın Bey de bu meseleye da- ir bir mektup göndermiştir. Dercettiğimiz İzzettin Beyin mek- tubu Selim Sırrı Beyin cevabına cevaptır: «Etibba odasında, Osman Be- yin takriri münasebetile “asri öfürükçüler,, den bahseden ben- dim. Selim Sırrı Bey ismini zik- retmedim, östlerine alınmaları gariptir. Bu münasebetle söyle- dikleri sözlere cevap vermek isterim: 1 — Zayıflamak bir fiziyoloji, daha doğrusu bir sıhhat işidir; ve tamamen tababete aittir. Ta- bip oımıyanların müdahalesi za- rarı muciptir. Vakıa tababet öl- mek istiyenlere mani olacak “bpolis,, kudretine malik değildir, Fakat aklı tam olanların intiha- rına da seyirci kalamaz. Bu ise aricak irşat suretile olur! “Gatpta “Kültür Fizik ; hat altında çalışan müesseselerin bir kısmı tıbbi kontrol altındadır. Bir kısmı ise, otel ve“'monden,, salon unvanile işleye: tuzağı © yerlerdir. e gelince bunları burada zikre hâcet (Oolmayan O sebeplerden dolayı “Rire,, “Frou Froü,, gibi mecmuaların ilân sahifelerin- yer tutabilen şeylerdir. Bu mües- seselerin O memleketimize ithali arzu olunacak iş değildir. Benim fikrim budur. Bunu ifadeden çekinmem. Sizin jimnastik müessesenize gelince... Görmedim, fikrim yok, lâkin bahsettiğiniz gibi “ilmi,, usullerle çalışıyorsanız, meselede mevzuu babsolan “insan,, olduğu cihetle, daktora, köprü mühen- disinden fazla ihtiyacınız vardır! Evlenme işleri Hakkında bir tamim gönderildi Köy ihtiyar heyetleri huzurun da yapılan nikâhlarda kanuni merasime riayet edilmediği, bu hareketin ilerde bilhassa çocuk- ların zararına sebep olacağı ve buna meydan verilmemesi Adii- ye vekâletinden tamim olunmuş- tur. Bir tekzip Aldığımız mektuptur: Muhterem efendim; Beyoğlu Rum cemaati intihabatı dolayısile gazetenize gönderilip bugünkü nus- hasında neşrdilen imzasız mektu- bun mürsili tarafından bakkımızda vuku bulan isnadatın bi asıl ve biesas olduğunu ve esasen şimdiye kadar hiç bir zaman mezkür intihabatla hiç bir suretle 9 Mi izm Ye Darülfünunda fırtana | ali Hazinenin zararı Kastamonuda 25 me- murun muhakemesine başlandı Hususi muhabirimiz yazıyor: Bir buçuk sene evvel İnebo- luda vuku bulan ve İstanbul matbuatında uzun zaman mev zuu bahzolan kereste sui isti- maline ait lüzumu muhakeme kararı devlet şurasınca da tas- dik edildiğinden alâkadar me- murların omuhakemelerine bu hafta Kastamonu Asliye ceza mahkemesinde başlanmıştır. Maznun mevkiinde 25 memur bulunuyordu. İnebolu kaymaka- mı Nuri, sabık orman müfettişi ve halen Bolu orman müdürü Ali Rıza, sabık İnebolu ve lâ- hik Beypazarı orman fen memu- ru Ekrem, Cide fen memuru Nihat, sabık İnebolu orman mu- amelât memuru Ruhi, sabık İne- bolu fen memuru Hüseyin Av- ni, mesaha memuru İsmail, İne- bolu sabık mal müdürü Kemal, sabık İnebolu tapu memuru Kâ- mil, sabık belediye reisi Tonoğ- lu Mehmet Beyler ve orman muhafaza (omemuru Mustafa, Mehmet Şaban efendiler, jan- barma karakol kumandanı ve birkaç köy ihtiyar heyeti maz- nun mevkiinde idiler. 25 maznundan yalaız Borçak- da malmüdürü bulunan Kemal Efendi, tebligat yapılmadığı için gelememiş ve diğerleri hep mahke- mey& gelmişlerdi. Mahakeme için gelen maznunların bir kısmı Ban- dırma, Ankara, Bolu, Rize ve diğer yerlerden gelmişlerdi. Mahkeme başlayınca Şurayı devletin bu husustaki kararı okundu. Maznunların cürümleri ayrı ayrı tasrih olunarak muh telif mnddelerle lüzumu muha- kemelerine karar verildiği yazılı idi. Davaya esas olan şey hazine- nin muamele vergisinden 40 bin lira zararlı olması idi. Bu zararın tazmini omaznunlardan talep ediliyordu. Duruşmayı müteakip maznum- ların hepsi de vekil tutacaklarını söylediler. Bunun Üzerine mah- keme diğer bir güne talik olun- u. Talât Mümtaz Tapu işleri Asri bir şekilde tanzim olunacak Hükümet tapu işlerinin asri bir şekilde ıslahına karar ver- miş ve bunun için Ankarada bir komisyon teşkil olunmuştur. komisyona iştirak etmek üzre tapu müdürü Ziya, muavini Maz- har, fen heyeti müdürü Halit Ziya, müfettiş, Agâh, Ahmet, Refik B.ler Ankaraya gitmiş- lerdir. Komisyon tapu teşkilâ- tanı mühim bir şekilde değişti- recektir. A m alâkadar bulunmamış ve bulun- madığımızı beyan eyler ve işbu tekzibnamemizin ceridenizle ilâ- nını istirham eyeriz. $. Vallias. D. Moshopulo | Üstarafı 1 inci sayıfamızda | tamtmışım hayır , ben Da rülfünunun: hukukunu muhafaza ile mükellefim, ve bu vazifemi tamamile yaptığıma kaniim. Da- rülfünundan (o çekilirim, amma yıkar da çekilirim çümlesini ben söylemedim, bu yalandır.» Fakülte meclisi toplandı Süreyya Ali Beyin istifasından sonra Tıp fakültesinde tahaddüs eden vaziyeti müzakere etmek üzere, dün Tıp fakültesi meclisi un emini ve Tıp fakül- tesi reis vekili Neşet Ömer B. in riyasetinde (fevkalâde (olarak toplanınıştır. İçtimaa Maarif müs- teşarı Mehmet Emin Beyle fa- kültenin bütün muallim ve mü- derrisleri iştirak etmişlerdir. İçtima çok hareketli olmuş, Neşet Ömer Beye şiddetli hü- cumlar yapılmış, Kâzım Esat B. in geyri kanuni bir şekilde tayini hemen bütün müderrisler tarafından, tenkit edilmiştir. Bir aralık O müdersislerden O Behçet Sabit (beyle Kadri Raşit Pş. içtima! terketmişlerdir. Neticede Tıp fakültesi ihtilâ- fının iç yüzünü efkârı umumiyeye “arzetmek üzre bir beyanname neşri kararlaştırılmıştır. e Beyan- name bugün, yarın neşredile- cektir. Dünkü içtimaa Neşet Önen Beyin riyaset etmesi bir çok itirazları mucip olmuştur. Fakat yeniden bir reis o intihabı mevzuu bahsolmamıştır. Yeni inti- hapta tekrar Süreyya Ali Beyin intihap edileceği söylenmektedir. Behçet Sabit B. ne diyor ? “Dün” içtimai “terkeden Mü- derris Behçet Sabit B. bir mu- harririmize şunlar söylemiştir : — Şimdiye kadar Darülfünun- da bir takım meseleler geçmişti. Bunların en mühimi Kâzım Esat Beyin Tıb fakültesine de- gil, Dişçi mektebine tayin edil. mesi idi. Bugünkü içtimada da bu görüşülmüş ve Emin B. ta- rafından Kâzım B.in maaşını nereden alması hakkında Maa- rif vekâleti bir usulsüzlük yap- mış mıdır, yapmamış mıdır? sualile Tıp fakültesi meclisi mü- derrisini isticvap edilmiştir. Fakat biz Darülfünun hocaları işi esasından tutmak ve Cümhu- rivet devrinde Darülfünuna lâyık bir vakarla hareket etmek için bu işte gayet büyük bir nezaketi tabbiye ile mükabele ettik. Biz esası oaraştırrsak her devlet memurunun boyun eğeceği ve ondan asla ayrılmayı vicdanınca, efalince müvafık © bulmayacağı bir kuvvetle karşılaşırız ki o da devlet ve milletin kurduğu ka- nundur. Büyük Gazinin şuledar olan nurundan Türk (milleti parlar ve aydılanırken ancak o nurla yaşamayı kendine bir hırzıcan bilmiş olan bu mille- tin bu nurun takviye ettiği diğer kanunlardan biran ayrılması lâzım gelmez. İşte kanunsuzluk var mıdır, yok mudur diye Maarif vekâ- letinin müsteşarı beyin teşrif etikleri meclisimizde bu iş hak- kında uzun uzadıya görüşüldü ve açık kalple münakaşalar edildi. Evet elimizdeki (dokü- man) lara nazaran ve Maarif vekâletile Darülfünun emaneti arasında cereyan eden muhar- U Yal reratta hiç bir ” yoktur. Ve mecliste :*... tefikan Oo buna bei al tir. Fakat işin bir | vardır ki a a araş mak büyük İsmet Paşa bül tinin yeddi iktidarında olduğu bu bapta fazla söz söylem” zait addederim. i Ben yalnız olarak bura baştan aşağı bir usulsüzlük a düğüm için müstenkif kal Çünkü Darülfünun emaneti bir hak ve salâhiyeti oli halde ve kanunen tıp meclisine bütün hakaiki ve açık olarak arzetmeği fık bulmadan iş olduktan “bilâhare söyleyiveririm,, © cesile işi kâmilen kanunun V* sulün haricinde tedvir ş Kâzım Esat B, Maarif veköf nin namzet gösterdiği bir $”. | meslekdaşımızdır, uzun a Lozanda tahsilde bulunmuş Maarif vekilinin tasdiki © bizce meçhul olarak orada i€ yı san'at etmekte imiş ve | bunu dişçi mektebine mus” | tayin ettik. Hiç bir zaman “| . Fakültesi dahiliye hocalığınk “ij yin etmedik. 2 Ve dişçi mektebine ta) müteakip iradei milliyeye y8”. $ dişçi hocası olaraktan ik” ( etmesi lâzımgelirken kendi para bulmak ve biran ©" buraya getirmek için meelis* geçmeden, tayini kanunun / 7 rettiği tarzda ifayı mu 0 yes olunmadan (o bugünkü - celi Darülfünun oemanetinin o €l Beyefendinin itiraf buyurdu - ve" Ben idari maksatla u olarak hareket ettim. Ben b ettim ,, sözile teyit ettikleri & re bu zat iradei milliyeye hs” arzolunmuştur . Güya evvelâ emrazı dahili! hocalığına tayin edilmiş gösterilen zatın tekrar dişçi m £ tebine nakli keyfiyeti bütün | derrisinin kani olmalarına 18 men bunu kabul etmesine b vicdanım ve içlihadım rıza g” termemiştir ve bu beni müst© kif vaziyette bırakmış Darü nun emanetinde bulunan zatın kendi — itirafları re usulsüz ve hatalı keyfi ketlerile idare edemiyeceki mutmâin olarak bir cümhur evlâ©”. kanundan başka bir şeye seri” etmesine olan ademi tahammülü”. meclisi yarıdada terk etmi$ cümhuriyet o bükümetine olan Darülfünunun bir asır&”. beri bu vatana olan hizmetlef”” keyfi (Oidareye © bırakılma” temenniyatımı Büyük Gaziye | onun pek muktedir başveki yüksek irade ve kuvvetle ri” | terketmekten başka çare b. | mamışımdır. Tek bir kelime * , bunu şunu ilâve (edecel “ eminden hiç emin değilis * ve bu hadise tarihte karâ leke halinde kalmış, al gözlermizi karartanıştır.,, İstifa edecekler. Tıp fakültesinde gayri yapılan hareketler geri takdirde fakülte müde “ istifa edecekleri şayi Diğer taraftan müderri Gaziye, Başvekâlete bugünkü © vaziyete m verenlerden şikâyet edec söylenilmektedir. Lg gi :

Bu sayıdan diğer sayfalar: