23 Eylül 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

23 Eylül 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aim) > —— VAKIT 23 Eylül 1430 —— Orta Anadoluda Seyahat Mektupları : 16 “Çamırlık,, ismile tevsim edilen ko- ru, Yozgatlıların medeni iftiharı ve yaz kampıdır Gi Yozgat hükümet caddesi Yozgat: Yozgat, orta Anadolunun or- ta halli şehirlerinden biri... An- kara - Kayseri hattından 39 kilo- metro uzakta bulunuyor. Güzel bir manzarası var. Yerköyden gelirken her yabancıyı ilk karşı- yan şey, şehre hâkim bir sırtın üzerindeki koru oluyor. “Çamlık, soğluk,, diye tevsim edilen bu güzel koru, Yozgatlıların yegâne medarı iftiharı bir yer. Mayıs ayı geldiği zaman her Yozgatlı bu koruda belediyeden kira ile ger tutuyor, oraya çadır kurarak ve ya bir kulübe tedarik ederek bütün yaz umumi bir kamp ha- yatı sürüyorlar. İnsan yeşilliğin kıymetini ancak çorak ve kurak bir yere düştüğü zeman anlıyor. Meselâ, Kastamonu O hava- “sinde o canm ormanlar ha- olup < giderken (o ferdi vahit mütessir olmıyor, hatta bir çok köylüler tarla yapmak için ormanları yakmak suretile kurutuyorlar. bence olmaz ama- orman memleketlerindeki halkla orta anadoludaki halkı şöyle bir iki sene için mübadele edi- vermeli o zaman ağacın kadrini bilirler, Yozgathlar ağaçın kıy- metini bildikleri için bu koruyu pek güzel muhafaza ediyorlar, Hatta şehrin bir çok yerlerine çam ağaçları dikmek suretile yeşilliğe olan muhabbetlerinı bir kat daha fazlalaştırmışlardır Yozgatta en çok şikâyet edilen şey sudur. Mevcut birçok sular bakımsızlık yüzünden harap ol- muş, halk çok büyük sıkıntı çekiyor. Memba suları olmadığı | gibi derelerde de sular kesilmiş olduğundan sebze ve saire de ekilmemcektedi.. Çarşıda satılan bütün sebze- meyvalar Amasya ve Çorum vilâyetlerinden geliyor ve çok pahalı bir fiyatla satılıyor. Hu- bnbat itibarile mahsul bu sene pek fazladır. Bu fazlalığı, ben, manifatura mağazalarının dolup boşalmasından (istidlâl ettim. Gezdiğim şimeli Anadolu şebir- lerinde ve kasabalarında köylü- nün fakir olması dolayısile esnaf bir hafta on gün hiç siftah et- meden dükkânını kaparken bu- radı mağazalardan harıl barıl alışverişler oluyor. Köylü bu se- ne mahsulünü bol olarak idrak ettiği gibi satışlar da dolgun bu- lunuyor. Kayseri hattının Yoz- gat yakınlarından geçmesi bu- radaki istihsal kabiliyetini bir kaç misli artmasına nebep ol 38 muştar. Hbracat o İskelelerinin ket Yozgatian 8-10 gün uzakta bu- lunması basebile evel ki seneler- de bir dirhem bile buğday sa- tılamazken yalnız geçen iki ay zarfında Ankaraya sevkedilen buğday 2500 vagonu tecavüz. İ ediyormuş. Ayrıca bu sene 250 bin okka tiftik, 600 bin okka yün, 20 bin davar ihracatı ya- pılmıştır. Yozgadın vilâyet itiba- rile senelik itbalât ve ihracatı ! arasında hatta ihracatın lebine bir tevazün varmış, Yozgatta en mühim alış veriş Temmuzun onbeşine kadari miş. Bu müddet zarfında haftada üç gün pazar kurulur ve mühim &- ış verişler olurmuş. Panayıra memleketin her tarafından alış veriş adamları gelir , bu suretle Yozğat mühim derecede faaliyeti ticariyeye sane olurmuş, Yozgatın, böyle mühim bir is- tihsal yuvası olmasına rağmen bir zxok tüccarları, ziraat banka- sından ve kredi azlığından şikâ- yet etmektedirler. Ayrıca banka memurları tarafından gösterilen müşkülâttan çok müteessir bulu- nuyorlar. Yozgat tüccarları ko- sabalarından ikinci bir bankayı dört gözle beklemektedirler. Talât Mumtaz 2 Kazanmak iniç ilk şart ilândır : Mlânsız kazancı arlırmava &# savaşmak, havada fa- garesz uçmıva çalış- mak gibidir Ticaretinizde , muvaffak olmak istiyorsanız gazete ilâmna ehemmiyet ve- riniz ; Gazete ilânı ilânların en ko'ayı, en ucuzu, en te- sirlisidir. İşte ilân tarifemiz: Sonuncu sayılada o Satırı Kuruş 12, 5 ind j #ö Resmi ilânlar, sonuncu sayıfada 10 Kr. İlân memurumuz. size fay- dalı bir ilânm şekii ve üc- reti için hizmet etmeğe ha- zırdır. YAŞ Herkese elzem Müderris - Kömürciyan B. bu defa umuma ve Orta mektep © İalebesine mahsus (IKTISAT İLMİ) eserini neş- retmiştir. Pist 125 kuruş. İlândan istitade ediniz mevsimi Haziranın on beşinden | i dan Bedri B. San'at nik orkestrasının konser bazır- lıklarından bahsetmiştik. Geçen- i lerde konser verildi. Büyük bir alâka ile Süreyya Pş. tyatrosunun zarif salonlarından birinde top- ! laştık; seçme samiler zümresi arasında tanınmış musiki mün- tesipleri, ciddi anlayanlar ve muhipler vardı. Elli kadar gencin ortadaki notalıkları işgale baş- lamaları Obirçök davetlileri şa- sırtmıştı; çünkü, anlattıklarına evvelki ilk konserine ancak (8) kişi kadar iştirak ettiği, müta- akıp üç konser de bundan pek az farklı heyetlerle geçtiği halde, son beşincide, 50 kadar genç amatör birleşmiş bulunuyurlardı (12. IX. 1930)... Programı dinlemeden beğen- miştik; yalnız, Beethoven'in be- şinci senfonisi sarsılacak san- mıştık. Fakat, iftihar ve mem. nuniyetle bu zanımızda yanıldı- ğımızı gördük. Provalar müna- i sebetile yazdığım geçenki yazı- daki bir iki vakitsiz. ifadeyi de-takdir hislerimi' lâyı- kile tesbit edebilmiş olmak için geri aldığımı söylemeliyim. leranın mükemmelliğini gördük- ten sonra, “bu çalışkan ve zeki gençlerin dokuzuncu senfonide bile tereddütsüz muvaffak ola- caklarına,, inandım. Bütün provalarla iştirak zaru- retinde (o bulunmıyacak Okadar kuvvetli birkaç artistin konser münasebetile işbaşına gelmeleri, müstesna muvaffakıyyette amil olmuştur. Benim gibi zanlarında yanılarak konsere gelmiyenler, her halde çok istifadeli birgün kaybettiler. Bütün san'atkâr gnç- lerin muvaffakıytte ayni kuvvet te hisseleri varsada, biz ancak bir iki azanın ismini sayabilece- ğiz: Yaşının çok genç bulunma- sına rağmen hem kuvvetli bir pianist hemde ciddi bir kemani olan dostum M. Delâtellâ - Hü- seyin beyin nezaretine binaen, yerine - konzetmayester vazifesini almıştı. Konzertmayeter namzedi ve maruf devlet memurlarımız- ile solist Isken- der B.de birinci kemanlar ara- sında idiler. Çellist Kemal, klârnetist Jan, flütist Nuran, korno Edgar ve , | Salâhattin, tromba Zeki, tübacı Rahi beyler (o teferrüt ettiler. Piyanist arkadaşlarımız Muhittin ve Şefik beylerin musikişinasane yardımlarını takditle dinledik. Bununla beraber, hiçbirinin himmetleri, maestro Eşref B. ar- kadaşımızın fedakârlik ve mu- vaffakıyetine tefevvok edemiye- ceği de muhakkaktır. Terbiye, iman, çalışkanlık ve san'at aşkıle kendisini bütün etrafına sevdir- miş olan mumaileyh, ezberlerce- sine bildiği ve hissettiği eserleri, temiz frazeler, nüanslarda imkân derecesinde müşkülpesenlikle yü- rültü, İstanbulda hiçbir Türkün onun kadar muvaffakıyetle o orkestra idare ettiğini görmediğime göre orkestra şefliği birinciliği mu- hakkak surette kendisindedir. Memleket, Eşref beyden, bu sahada mühim hizmetler göre- Kdıköy “Şark Musiki Cemi- | | yeti,, nin son teşkilâtı ile senfo- göre, Ş. M. C. nin iki sene | aleminde | Sar'at aleminde | Kadıköyündeki Senionik konser | cektir. Arkadaş'arı gibi kendisi- İ ni de tebrik ederiz... Orkestra- nın yegâne zaif ciheti, yazı saz- ların noksan kalmış, bağı sazlar | adedinin müvazene namına az , bulunmuş olmasıdır; kontrbas ile İ fist, meselâ, tek başlarına ça- j lıştılar. Birer arkadaş ile takviye leri zahinimca para meseleği ir: Bu sazlarda mütehassız âmatör gençler az olup, mevcut p rofösi- yonel erbabı da parasız çalışmak- ta mazurdurlar. Konserden sonra orkestra azalarile görüştüm: Hep birden parasızlıktan şikâyet etiiler,,, is- tediğimiz senevi dört beş yüz liralık bir yardım akçasıdır, Ce- miyeti belediye bunu bizden esirgememelidir. Bu konserde adam başına onar lira masraf ettik, ber konserde buna nasıl katlanabiliriz? Biz ancak kazanç- tan feragat edebiliriz. Bize yar- dım etsinler!,, diyorlardı. Hak- ları da vardı. Fisebilillih genç- liğin bedii terbiyesine hizmete ve komşu memleketlerdeki san'- at hareketlerinden geri kalma- mız âczini gidermeye çalışan lerinin himmetleri yardıma muh- taçtır. (Vakıt) ta ve ( şehirema- neti mecmuası) nda yazmağa çalıştığım makalelerde yardım hususunda başka küçük memle- ketlerde ittihaz olunan tedbir ve o fedakârlıklardan örnekler göstermeğe çalıştığımdan, alâ- kadar omüduranca: okunmalarını sa'at işlerimizin istikrarı namma temenni ederim. (Musiki işlerine ait hazırlanmış bir iki tetkik daha vardır) Bu yazılarımdan birinde bir “Senfonik honserler ve Opera orkestrası ocemiyeti,, ne olan ihtiyaç — ile tesisi © yollarından bahsetmiştim. oSon konserden sonra ise, böyle bir cemiyetin esasen mevcut, ismininde Ş. M. C, olduğunu gördüm, ve bu is- min yeni maksada göre tadili lâzım geldiğine inanadım. Son seneler zarfında şehrimizde ku- rulan birkaç senfonik orkestra- bın yaşayamaması, azalarının para bekleyen (o profesioneller olmalarından ileri gelmişti. Ka- dıköy teşekkülü ise, sırf amatör- lerinde mürekkeptir. Semtin uzaklığı dolayısile Bey- oğlu san'at akşamlarını munta- zaman takibe imkân bulamayan mümtaz Kadıköylülerin hususi san'at teşekküllerine ayr bir ihtiyaçları vardı ki, işte bu ibti- yaçda, Ş. M.C. orkestrasının yaşamasında ayrıca amil olmak- tadır Yani ufak bir himmetle, cemiyet kıdemli san'at teşekkül- leri meyanına girebilir. Cemiye- tin yardıma nekadar lâyık oldu- ğunu, ve iş başındaki gençlerin nekadar akil kimseler bu'unduk- ların hakkile göstermiş: olmak üzre küçük bir vakıayı işaretle- yelim: Son konserlerinde bulunabil- mek imkânını bana bahşeden na- zikâne davet mektubunda, maes- tro Eşref B., kendi nezaket ve tevazunu (aksettiren şu birkaç satırda, Oçok şayanı takdir bir tarırda bahsediyor: “ Ge- çen cuma Vekit'ta çıkan makalenizi derin bir minnetle bu vatanperver memleket genç- | tedi Kırklaretinde S, C. F. teşekkül et fakat Kırklareli muhabirimizden Burada 5. C. F. şubesi 5 kül etti. Reisi avukat T38” kâtibi avukat Mehmet, Fezzaz Hüseyin, azadan oğlu Mehmet ve Hüseyin: tabibi Halit, zahireci Halit, vaf Rasim, tüccardan Rag'P ve efendilerdir. di Burada $.C Fırkasına ii kaydedilenlerden 180 kişir gi Kırklarelinde mukim Yahudi” olduğu söyleniyor. k lik propagandalara kapilari C. H. Firkasından istifa edi yeni fırkaya kaydedilen Türkleri de görülmüşse de bül çoğu buğün tekrar Cc. merkezine gelip bu < har rinden bad oldul fırkadan istifa ettiklerini ve rar C. H.Fukasına girmek diklerini © bildirmişlerdir. S Fırkasının o merkezde 92 vardır, Büradaki işciler yeni fırksnie prensipleri itibarile C. H. Mi sından ; geri olduğunu ve sınıfını asla alâkada r etmiye” gini söylüyorlar, ğ *Hakkı Şinasi P$ş- & Kırklareli, 22 ( Vakıt ) “pe H. F. müfettiş; Hakkı Şinasi * Edirneden geldi. . Belediye ini habatı hazırlıklarını tetkik et > okudum. Tenkitlerinizin sıhhat ve isabeti, gerek meslektaşı”. olmağa (o yeltenen (o beni, > rekse bendenizle teşriki m etmiş olan arkadaşları tenvir irşat etti. Opera cemiyeti © teşriki mesai hususunda aram”. da ittihaz olunan karar $V kildedir: Cemiyet orkestrası, es eye z bında, talep vukuunda, be! ie umumiyesile Opera cemiyeti d müştereken çalışacaktır. Her zaman İsterseniz Opera cemif tinin temsillerine butün takır” mız iştirak edecektir.,, pit (Opera Cemiyeti), esaslı surette teşekkül> hazırlandığ” keza derdesti teşekkül (Profef yonel Musikişinaslar cemiyei le temasi halinde bulunduğu sırada Kadıköy orkestrasındi beklediği yardım vadini alı Bu hareket, bütün maarif mabi” fılini sevindirmesi lâzım bir hadisedir. Uç cemiyetin katiyetle istikr# rını mütaakip yapılabilecek müf terek ve umumi kongrede ai pet bir teşriki mesai pos Slap »ın tesbiti pek mümkün © neticede doğacak faydalar şi diden tahmin * olunabilir. Ted cen inkişaf etmekte oan bü yi at organ'zasiyonu hareketi resmi makamların, Cemiyeti lediye, vilâyet ve maarifin, birden mühtelif cephelerden w maddeten himaye etmeleri gi zımdır. Her yer böyle bare ediyor, yardımsız - üstünde” sırlarda geçse - bir Şey yapı maz. Milh opera mukav" konserler, kazanç, W. $. hep ler cemiyetlerden ancak cogab! is ceklerdir. Gençler memlekti. senfonik konserler teşkili i8 pını filen ispat ettiler, bir op“ heyeti teşkili imkam da “ vechile filen ispat edilecek Sebatkârlıktan kaçın gen$ aramayınız. Binaenaleyh iş. ye dım zaruretinin resmi mâ larca anlaşımasına © kalm! mesuliyet bizlerden onlara $ miştir. Hakkımızı kabul et ciye kadar bağıracağız. Mahmu R:9* i Köse Mihal xa0€ Se iş P

Bu sayıdan diğer sayfalar: