14 Ağustos 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

14 Ağustos 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 EŞE a ZE SEZA —2-— VAKIT 14 Ağustos 1931 son derece metindir. O! kadar ki işe başlanır başlanmaz ALİ ye itikadı, Jah herişi ikmal edecektir. Onun için (kendisi dört balıkçısını, on iki hâklmini ve yetmiş Iki sefirini seçerek başlıyor. (ŞEHİNŞAH) IN ADAMLARI Davudun meçhul oğlu, yani Isa, bütün bu adamları, dört balıkçıyı, Beni israil kabilelerini temsileden on iki hâkimi ve yetmiş iki sefiri hazır- Iryor ve gönderiyorken kendisi, fakir mütevazı bir “esnaf ve bir tabip olarak (dolaşıyor, arasıra (sina goklara (ouğrıyarak varlar veriyor, bazan yollarda, yahut dağ eteklerin de ve göl kenarlarında, bazan ev- lerde karşılaştığı o insanlarla konuşu yor, hastaları tedavi ediyor ve 8€ mavi osaltanatmı tesis edecek mü- ritleri topluyordu. Onun bir takım sar'alıları tedaviye muvaffak olması, Allahm kendini © seçtiğine ve yeni devrin başlamak üzere olduğuna dair beslediği itikadı büsbiltün kuv vetlendirmekte idi. İsanın yola çıkan Ooâdamlarından hayatla kalanlar geri dönmüşler ve ona ne yaptıklarını (o anlatmışlardı. Bunlar hastaları ve sar'alıları yağ i- Je meshetmişler, o onları kurtarmış lar ve daha birçok fenalıklarla sa vaşmışlardı. Bunların muvaffak olma dıkları da oluyordu. Kendileri bu. nun sebebini mesihten sordukları za man İsa onlara imanlarının kâfi ol. madığı için muvaffak (olmadıklarını #öylemişti. Bunlar güzel, fakat bir yazifeyi ifa için yola çıkan ve dünya milletlerile temas ederek insanları ye la getirecek ve semavi saltanatı te- sis edecek bu adamlar ne yapmışlardı. Müritler ve sefirler buna dair bir şey söylemiyorlardı. Bunlar cinlerle, pe- rilerle mücâdele ederek muvaffak ol. müuşlar, fakat deruhte ettikleri asıl iş nâmına bir şey yapamamışlardı. Bunlar bir kimsenin onlara yüz vermediğini ve onlara kulak almadı. ğmı saklıyorlardı. Bütün bu müritler ve bu sefirler, İsanın yanımdan ayr Tarak yola çıktıktan sonra ondan al- dıkları talimat dairesinde hareket e dememişler ve onun dediklerinden ve istediklerinden birini o yapamamışlar- du Çünkü ( İsanın işleri yapmak ve kolaylaştırmak için vadettiği (ilâhi mucize (o vukubulmamıştı. bütün müritler bu mucizeyi bekli- yör ve onün sayesinde işlerin (o olup bitmesini bekliyorlardı. Mucize vuku bulmayınca (hepsi şaşırmışlardı. Müritlerle sefirlerin (herkesten istiyecekleri (o şeyler pek çoktu. Her: kıyetsizliğe kes bunların sözünü dinliyerek malın|bunların varmı) Küçük dan, mülkünden sıyrılacak, yoğunu satarak fakirlere dağıtacak; dinini, hayatını, canını ve bütün dün yevi . servetini unutacak ove bir lider tanıyarak onun arkasınd gidecekti. Bütün bünları yapacak adamlar nasıl yaşıyacaklar ve ne olacaklar. dı? Bu gibi feragatleri fakirlerden ve yoksullardan istemek bir mesele değildi. Fakat biraz zengin olanlar için, bunlar, pek şiddetli, müşkül, gayri kabili tahammül, ve ameli bir fajd'yi haiz olmaktan uzak VAKITIn ılcik Dalları YAZAN REŞAT NURİ Nadide Hanımın damatların- dan korkusu yoktu. Namuslu, ağır başlı insanlardı. (Fakat bu ser- in onları kendi gibi kokulu bir ahretlik parçasma tenezzül edecek ruhta insanlar sanması ihtiyar ka- dımı çıldırtıyordu. Maamafih bu i- şin tehlikeli bir tarafı da yok de- ğildi! Ya bu ahlâksız kız ahçı işçi makulesi bir adamdan gebe ka- lr da damatlarının üstüne atar- sa? artık işin yoksa mahkeme ka- pılarında sürün dur. Büyük hanım ikide birde: — Ben merhametli bir insa- nım, derdi, şu serseriyi kolundan tutup kapı dışarı atmağa vicda- nım razı olmuyor... Ah O yarabbi! Halbuki; İsayı|bile istememekte idiler. anlle bu daveti icabetle karşılamamakta İsanın maksadı dileticilikle ge- çinen bir tarikat vücüde getirmek ve! tarikate girenlere oruç ( tutturarak, ibadet ettirerek kıyameti beklemek de ğildi. Romanın boyunduruğundan kur. tulmak istiyen insanlar bu şekilde ha reket edemezlerdi. Bilâkis İsa, Yah. ya gibi, İsrail saltanatını ihtilâl ile istirdadı düşünmüş ve buna (kurar vermişti, Onun için kendisi bu emeli güdenlerin mallarını, mülklerini ge- ride (bırakarak kendisine iltihak et- melerini ve çöle gelmelerini istiyor» du. Bu şekilde İsrail oğulları yeni den çöle çikarak kurtulacak, hüriyeti- ni kazanacak ve arm mev'uda vâris ola caktu. Bunun için İsa adamlarına ve ta- raftarlarına şu sözleri söylüyordu. “Hayatmız için, yiyeceğiniz ve İ- çeceğiniz için, cesedinize giyeceğiniz için endişe etmeyiniz. Hayat, taam-| dan ve ceset elbiseden evlâ değil mi! dir? Hava kuşlarına bakınız. Orlar ne bir şey ekerler, ne de bir şey bi çerler, « fakat semavi pederiniz onla rı besler. Siz bunlardan efdal değil misiniz? Elbise için de niçin endişe ediyorsunuz. Sahranın ziynetlerine dikkat ediniz. o Onların nasıl büyüdü- ünü görünüz. Bunlar ne çalışırlar, ne de iplik bükerler. Bununla beraber Süleymân bile bütün varidatile on- ları giyinememişti. Bugün var olan ve yarın fırma atılan otları bile giydi- ren rap, sizi daha İyi giyindiremez mi? Ey İmanı nakıs olânlar! O hal de ne yiyeceğiz, (ne içeceğiz, ne giye- ceğiz diye endişe etmeyiniz... Zira se- mavi pederiniz bunların hepsine muh taç olduğunuzu bilir, Siz evvelâ Al lahım melekütu ve onun salâhını iste» yiniz. O zaman bunların hepsi size ihsan olunar...3) İsa, bu telkinlerle işleri yürüte- den Adil efendiye çarptı ve yarala- virajında bir kamyonla bir otomobil//ik Beyin eserinden: ceğine kani idi. Yahudilerden 600,000, kişinin Mesrdan çıkarak çölde kirk yıl dolaştıklarını bilen ve bunu ilâhi bir mucize sayan İsa için, Filistin halkını çöle çıkararak yeni bir harekete geç; mek hayal veya imkânsız bir iş ge liyordu. İsmaile mensup bedevi kabi- İeler, bizzat İsanm mensup olduğu Rehabitler çölde yaşıyor, zaruret çe kiyor, : fakat Allahtan başkasına bo- İyun iğmiyorlardı. O halde müminleri çöle sevketmek ve onları orada ge çindirmek neden mümkün olmasın? Fakat ziraatten mahrum olan saha- larda yüz binlerce insanı beslemek an cak bir mucize işidir. İsa tarafından seçilerek öteye beriye gönderilen sefirlerin muvaffa uğramalarının o sebebi, herkesi çöle çağırmalarıdır. arazi sahipleri, (tarlalarını bırakıp çöle dökülmek istemiyorlardı. Zenginler böyle bir daveti dinlemek Fakirler bi- j idiler, o Ancak bir takım yoksüulların bir şey kazanmak ve ele bir $eY ge çirmek ümidile böyle bir daveti ka. bül etmeleri beklenebilirdi. Onun £ çin Tüsefos bunlardan bahsederken ihirsrz ve eşkiya kelimesini kullanır. (1) İnel 18, Gi. 2) Metta Incili 10, 29. gözüm sadakası üç beş parça eşya beş on kuruş para da veririm. İşte Gülsümün sükün halinde güzelce bir kız Oo göründüğü halde hareket ve lâkırdı ettiği zaman çirkin ve bayağı görünmesinin se bebi bu idi. Büyük hanımın dedi- #i gibi sanki içinin pisliği yüzüne vuruyordu. ,Gülsümün yaşı Ole beraber pisliği de artmıştı. — Yattığı yerde köpek bağlasalar yatmazdı. OEs- ki dokuma şiltesi kirden, ' pasak- tan muşamba gibi olmuştu. Onu bir yıkayıp temizlemek şöyle dur sun eline bir iğne alıp sökülen yerlerini odikmeğe, deliklerini ya mamağa bile üşeniyordu. Akşamları yatacağı zaman et rafa dağılmış pamuk © yığınlarını toplayıp şiltenin (deliklerinden içeri tıkar, kuş tüyü yataklarda yatıyormuş (gibi bu pisliğin üstün de horul horul uyurdu. Hatta ba- zı soğuk havalarda yatağın bir ko turşucu, murşucu bir herif çıksa caman yırtığından vücudünün bir) koş.. öteki kirlilerin arasına sok- İma, bahusus Karamusallı sütnine- kısmını içeri soktuğu, pamukla-isam darılıyorsunuz? Nadide Ha-|ye anlattırın... Karamusallı sütnine Rİ - HABERLE Otomobil kazası —— İki otomobli çarpıştı, bir mürettip yaralandı Ankara, 13 (Telefon) — Dün Ma- liye vekâleti önünde bir otomobil! ka- zâsı oldu. 405 numaralı otomobil Ha» rTiciye vekâleti matbaası mürettiplerin Gaziye Ait Hatıralar Beniordudan tecrit etmek mi istiyorsunuz ? Nablüs civarında çalılar arasında bulunan kolordu karargâhı Müteksit erkânı harp ibnbaşısı Tev)satla hareket ederek geri dönmüşler- di; beni geçerek (o burasını bulan za- bitin ohizasma gelince seslendiler: — Beni ordudrm tecrit mi etmek Btiyorsunuz? Düşmanın binlerce liva derip ( yaplırıvuyacağı bir şeyl yapı- yorsunuz. Ben sizden düşman bom- balarına karşı mahfuz bir mahal de. gil, nazarlarını karşı mestur bir yer istedim; evvelâ ordunun hayatı, sonra ben! Feragat sahibi büyük kumandan a- tına atladı, atlarımıza atladık, Karar da. Bundan bâşka Osmanlı obankası| müsademe etti. | . Gazi Hazretleri milletin hayatını Maliye müsteşarı şehrimizde | kendi hayatından daima üstün tutar. Ankara, 13 (Telefon) — Maliye ve-İUmamt harbin «on senelerinde Nab-i kâleti müsteşarı Ali Rıza bey İstan-İfds civarında çıplak arazinin bir ta- bula hareket etti rafında müsait bir kayanın yanında Iktısat vekili Viyanada muvakkaten (karargâh kurmuşlardı. Viyana, 13 (A.A) — Türkiye | Düşman tayyare filolarının fenni ted-| iktisat vekili Mustafa Şeref bey |birlerimize rağmen mevkiimizi keşfe dün Viyanava gelmistir, derek (bizi taciz edeceğini takdir bu- İyuran büyük kumandan karargâh yap-! Vilâyete tebliğ edilen| mak üzere daha münasip ve gözden! kanunlar eri dir Yem e. bU“ câh heyetile birlikle £ geldiğimiz yol Dün vilâyete muhtelif yeni kanım- mii İm soba ken dan geri döndük. Gazi hâzretleri bü- lar tebliğ edilmiştir. Bunları sırasi- hakkmda maltmat alarak | geldi, yük çalılar arasında yalnız nazardan mahfuz bir yeri göstererek burada biribirimizden ayrı olarak yerleşmemi- zi emir buyurdular. Şüpheli Bir sual İ Baş makalemizden mabast V ek mahfuz bir yer bulunduğunu (haber Istihlâk vergisi kanunu > Bunlardan biri 1718 numaralı dahi! ye yol gösterdi, yürümiye başla- MW istihlâk vergisi kanununun 2 inci maddesine bir fıkra ile müstakil bazı maddelerin ilâvesine dair olan kanun- dur . Yeni istihlâk kanunu O mucebince umumi elekirik Ye hava gazı tesisatı bulanan mahallerde müstakillen sana| yi müesseselerde kullanılanlar müs- tesna olmak üzere 1 eylülden itibaren tenvir, teshin, Ütü vantilâtör, ban- Yo ve sair suretlerle vuku < bulacak elektrik ve hava gazı istihsal eden mü esseselerin aylık Sarfiyatı faturaları üzerinden yüzde 5 İstilâk resmine tâ- bidir. Taşlar (arasında dolambaçlı bir patikada ilerliyor, kayaları dolaşa-! rak birsirta tırmanıyorduk. Yol git tikçe arizalr bir hal gösteriyordu. Mustafa Kemal paşa hazretleri, bir aralık, kendilerini takip etmekte) yoktur. Fakat Suri “ arı KE. riyeye geti- olan Oerkânı harbiye reislerine ve! bâna dönerek £ sert bir nazarla baktı)rilen ermenilerin iskânı bugünkü şe. kilde devam < ettikçe bu tarzı hareke- Tar. Bu müthiş gözlerin insan ruhun m, şark hudutlarımızın emni- da nasıl müthiş fırtınalar uyandır mtya muktedir olduğunu evvelce yaz-|Yeti oaleyhindeki sui kast teşek. muştım, küllerini teşvik ve teshilden © başka Gerek erkânı harp reisinin, gerek bir netice vermiyeceğini de kabul et- kendimin bir hafa işlediğimizin far.|'ek lâzım gelir. kında olmadığım İçin bu manayı anla- Eğer Fransa hakikaten Balkanlar- mak yolunda tahminlere (&koyuldum.|da. Yunanistanda, yahut diğer baş ka yerlerde müteferrik surette yaşa Yol, emirberlenin ve sair vasıtaların süratle geçebilmelerine müsait değil- makta olan ermenilerin hallerine mer. di, büyük kumandanın hoşnutsuzlu-|hamet ediyor, onlara insaniyet nami- ğunu buna atfettim. jpa bir hizmet olarak yardım etmek is- Yolumuza devam; ediyorduk. Sırt.) tiyorsa Suriyeden haşka götüreel yer tan < arka yamaca biraz (o indikten|bulabilir.. Ezcümle Tunus.ve Cezayir sonra gösterilen yere varmıştık. gibi müstemlekeler bu ermenilerin hal Burası içi itina ve intizam ile o-İleri ve istikballeri için daha müsaittir. yulmuş büyük ve yekpare bir kaya Acaba Fraasa hükümetinin elin- (idi, kesme taştan muntazam bir kâ-İge Tunus ve Cezair gibi ye pısı vardı. ni nüfus iskânma müsait daha İçeriye girdik. Burada (arpa; 88-| birçok müstemlekeler bulunduğu hal- man, ray e vim yea de bunları bir tarafa brrakarak Suri- ayrı © ayrı arın ve haYVAM Mİ, tercih etmesi, sonra da bü mu- çin rahatça barmabilmeleri İçin ha) ecirleri Suriyenin Türkiye hudütln. arlannış mevkiler vardı. rına yakın yerlere getirmesi eshabı ne sü bölüğünü is N Mer ekli ez rahat bir; olabilir? Fransaya karşı her vakit dü- yerdi. “Her tarafından örtülü ve mahirüst ve samimi bir dost siyaseti takip fuzdu. Jetmiş olan Türkler bu suallezin ceva- Yalnız tayyare bombaları (o değil, bini sabırsızlıkla bekliyeceklerdir en büyük toplarım mermileri bile bu Mehmet Asım raya tesir edemezdi. m iemi Gazi Hazretleri bu yıkılmaz öl sinire mer kaleye girip beş on adım atarak Hilâliahmerin senelik balosu dün vaziyeti (gördükten sonra derhal|£€“* Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa döndüler. Gazapir Razarlarına hedef | Hazretlerinin himayelerinde olarak ithalini ruhsat usulüne tâbi kılmak ve olmamak için yedeğimdeki atımı siper Büytükadada Yat klüpte ( verilmiştir. ya tâhdide yahut büsbütün menetme-| ederek kendilerine yol açtım, Bale çok güzel geçmiş, birçok kibar al ğe salâhiyetardır. İ o Gazi Hazretleri muayyen bir makjleler bulunmuştur. ra gömüldüğü de oluyordu. b Yol vergisi kanunu Ikinci kanunla yol vergisinin sene- de 4 liraya indirildiği / bildirilmiştir. Bu miktarı icap ettiği vakit vilâyâet u muümi meclisleri altı İiraya kadar çi” karabiiirler. Yol vergisinin (o bedeni kısmı senede dört liraya mukabil al tu gün ve dört Illradan fazla almacak her lira ve küsuru İçin birer gün işi miktarından ibarettir. Bedenen çalışacaklar için, umumi meclislerde tesbit olunacak mesâi ay- Tarı içinde tatbik olunmak üzere vali tarafından senede bir defa alâkadar daire reislerinin de iştirakile vilâyet daimi encilmeni tarafmdan senelik İşi programı tertip olunur. üncü kanun Dün tebliğ edilen Üçüncü kanın da bizimle ( ticaret mukavelesi veya mo-' düs vendi aktetmiyen devletlerle ük kesinden memleketimize yapılacak it- halâtı tamamen veya kismen menet- miye ve yahut bu ithalâtm tahdidine heyeti vekilenin salâhiyettar olduğu bildirilmektedir. Bu kanunun diğer bir maddesine göre hükümet, memleket iktısadiyatı nı korumak için icabında bazı eşyanın nım kinli bir kahkaha ile kızın 8ö- ği Büyük hanım: zünü keserdi: i — Pamukdede diye bir evliya o — Darılmıyacağım da çocuk-iziyor, derdi, onlar kunduradaki variiş.. Sandukasının içinde pa-Jlarımın (o çamaşırını kendi pis pasipisliğin üstünü nasıl boya ile, ci- muklarm © arasmda yatarmış.. bu|çavralarının suyuna ( sokacaksın!lâ ile kapatırlarsa buda öyle yapr- kız lâteşbih ona benziyor, derdi. |ha.. Seni pasaklı pellâço seni... Ça-| yor. Gülsümün bazı aşiftelikleri-|maşırını vakit © yok- Gülsümün konağın o neresine ni görüp duydukça da: muş.. bir dikiş iğnesi, bir sap ip-Jsakladığı bir türlü keşfedilemi- — A kızgın pasaklı.. Gözlerinillik alıp şu yırtıkları dikmeğe deyen bir tuvalet kutusu vardı: Za- belertip herif düşünürsün (o ammalmi vaktin yok.. Cumartesi yahudi-Jman zaman (ortadan (kaybolur, herifi pamukların içine mi sokupisi gibi senin elin iğne iplik tut-İsonra kaşlarında rastıklar, göz- boğacaksın? — diye bağırırdı. O iğne ipliği yalnız bu leşilerinde sürmeler, dudaklarında Gülsümün iç çamaşırları, ço-)kokulu çamaşırların yakasma bir|karmenler maskara bir çehre ile rapları da yatağı kadar pisti. O O-|fisto, beline bir kurdele, paçası-)ortaya çıkardı. Bu boyaları küçük na çok kere küçük hanımlar terte-|na © hanımlardan © aşırılmış bir hanımlardan oçaldığına süphe yok miz çamaşırlarını verirlerdi. Fa-ldantelâi (parçası dikmek için kul-tu. Fakat bunları o kullanmasını kat bunlar kızım sırtında iki gün-|lanırdı. bilmediği için kendini .maskara- de yağlı mutfak paçavrasıma döner| (| İçindeki bu pisliğe mukabil dı- ya çevirirdi. di, şı oldukça temizdi. Hatta bazı gün Büyük hanım onu kaç defa ku Büyük hanım: ler küçük hanımların ; eskimiş kos- lağından çeke çeke aynanın karşı- — Ayol niçin böyle yapıyor-|tümlerinden güzel | bir elbise ile, isına götürmüş: sun? Evde su mu eksik sabun mu?|saçlarının o tabii buklelerile adeta — Bizden utanmıyorsun belki İnsan şunları bir çalkalayıp asmaz|köket bir kız — bile oluyordu. Fa-,kendinden utanırsın?.. A paskal, a mı? diye'sikâyet ettiği zaman ce-İkat bu kabuğun içinde ne pisliklibiş, a pellaço sen bu kepazeli- vap ; ler gizlendiğini, bu O buklelerin ği kimden öğrendin?. diye yüzü- -- Hanrmefendiciğim... vakitlaltında ne bit yuvaları saklı bu-'ne tükürmüş, hatta dövmüştü. Fa- kalıyor mu? orava kos. buravajlunduğunu $iz bir de büvük hanı- kat Koral dediği "ibi “onda “mahkeme duvarı; rd kürsen yağmur yağıyor.. sanırdı. (Bitmedi) nin güzel bir teşbihi vardı:

Bu sayıdan diğer sayfalar: