20 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

20 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

« methali ve salonlar Türk, Yunun ve — 6 — VAKIT 20 Teşrinevvel 1931 Yunan ve Bulg (Us tarafı 1 inci sayıfada) retinde tanıştığı Hakkı Tarık beyle öpüşmüş, sonra arkadaşla- rını cemiyetimizin reisine, Tarık bey de Türk gazetecilerini kendi» sine takdim etmiştir. Bulgar gazetecileri o Matbuat cemiyeti tarafından Perapalas o- teline misafir edilmişlerdir. Gelen heyet dördü kadm ol-i mak üzere on kişidir. Heyet aza- sının isimleri şunlardır: M. ve Mm. Grigor Vassilief, Bulgar ajansı umumi müdürü M. Trayko Popof, La Bulgarie ga- zetesi başmuharriri M. Nikola- yef ve zevcesi, Matbuat cemiyeti! ikinci reisi ve (Utro) gazetesi sa-| hibi M. Stefan Tanef ve zevcesi.! (Nezavisimost) gazetesinden M. Zagarof, sabık nazırlardan M. Hristi Statef ve zevcesi, (Dinev- nik) gazetesinden Mİl. Vaneva. Filibede çıkan (Yuk) gazetesin-; den M. Govedarofun da bugün şehrimize gelmesi beklenmekte- dir. Matbuat cemiyetinin verdiği ziyafet Matbuat cemiyeti dün akşam Tak. simdeki Park otelinin salonlarında Yunan ve Bulgar meslekdaslarımızi gerefine büyük bir ziyafet tertip et. miştir. Ziyafet saat 20 de başlamış ve 24 e kadar çok samimi bir hava içinde de- vam etmiştir. Bu münasebetle otelin! Bulgar bayraklarile süslenmişti. Ziyafette misafir meslekdaşları-! muzdan başka Bulgar sefiri ve sefire- si, matbuat erkânımız ve diğer fanın- mış zevat hazır bulunmuşlardın 7 yafet esnasında cazbant evvelâ istik-, lâl marşımızla Yunan ve Bulgar mil Ni marşlarını çalmış, marşlar ayakta dinlenilmiştir. Ziyafet sonunda cemiyet reisi Gi reson meb'usu İlakkı Tarık bey mü- Kim bir nutuk söylemiş, muharrirler- den Hilâl; bey bu nutku Yunancaya) terceme etmiştir. Nutuk sıksık fas lalarla birkaç defa sürekli alkışlarla karşılanmıştır. Hakkı Tarık beyi müteakip Bul gar meslekdaşlarımızın reisi M. Gri gor Vasilyef Fransızca bir nutuk söy- leyerek iki memleket arasındaki dost- luktan bahsetmiş ve ezcümle demiş- tir ki: “Türk ve Bulgarlar birbirler'ni çok iyi anlamışlardır. İki millet ara- sındaki dostluk bugün her zamankin. den kuvvetlidir ve öyle olacaktır. Yunanlılarla aramızda bezi ihti lâflar vardır. Fakat bunlar, göste rilmekte olan hüsnü niyetlerle yakm- da ortadan kalkacaktır. Balkan mil- letleri arasında teminine çalışılan 0-| henk yakm zamanda tahakkuk ede; cek ve Balkan federasyonu da husul bulacaktır... M. Grigor nutkunu, Gazi Hazret- leri hakkmda Bulgar milletinin mu- habbet ve selâmlarmdan bahsetmek suretile bitirmiştir. Bundan sonra Yunan gazetecileri| heyeti reisi M. Kranyotakis de bir nu-! tuk söyliyerek Türk — Yunan siyasi münasebetlerinden bahsetmiş ve Yu. nanistanm daima dostluk istediğini söylemiştir. Matbuat cemiyeti reisi Hakkı Ta. Tik beyin irat ettiği mühim nutku ay- nen yazıyoruz! Hakkı Tarık B.in nutku Muhterem hanımlar, efendiler, a. ziz arkadaşlar, Bul- — Türk gazetecileri geçen Yi üç günde devam ederler. Oyun yerinde genclerin istifadelrini gözeten kitaplar, gençlik cereyanları- nı bildiren mecmusları ihtiva eden bir kitaphane vardır. Bu kitpaların hepsi yeni harfiledir. Bundan maada spor merak ve aş- kı her gün gençlere aşılanır; voley- bol, basketbol, beyizbol, ping pony, her gün gençlerin oynadığı oyunlar arasmdadır. o Oyun yerinin idaresi de gençlere tevdi “edilmiştir. Dört genç müdürün nezareti altmda oyun yeri idare edilmektedir. İ Gençtiği koruyan ve gençlik için çahşan oyun yeri müessislerine te gekkllr; gene gençlik için bir borçtur. a R.T. | eden bu iki tezahürü yakımdan fatmış garistanın güzel topraklarında dolaş- tılar. oVitüs tepelerinde arzın en te miz havası ile yalnız — maddiyetleri! değil maneviyetleri de yükseldi. Bul- gar meslektaşlarınm O hazırladıkları bu fırsat, (o hatırlarsmız, iki meslek mensupları hududunu geçerek (iki komşu memleket arasında bir gönül temasına vesile verdi, Gene Türk gazetecileri geçen haf- talar, şirin Yunan ellerine davet edil diler; ihtiyar Akropol; Türk - Yunan dostluğunun engin ve derin o mana- sını, iç içe mahiyetini yakından ya- şatan hakikaten müstesna bir levha- nın şahidi oldu. Milli mevcudiyetimizi mitehassis olmak saadetine (o eremiyenler için de bu akşam bu sofranın muhiti öy- le tahmin ederim büyük bir tatmin, büyük bir teselli olacaktır. Ben şahsen ikineisindeki o mahru-! miyetimin acısını unutturacak bütün) bepleri burada hazır o huluyorum;| öyle ki Türkiye efkârı umumiyesi bir anda iki komşu memleketin efkârı umumiyesile kucaklaşmış olmak tersi satımı elde ediyor. o Gazetecilik xa- hasında boyuna ilerliyen © ve yükse len Oomuvaffakıyetlerini o kelimenin türkçedeki bütün şümulile matbu o- lan eserlerinde, çok zaman gıpta İle, fakat her zaman alkışladığımız İki memleket matbuatımm güzide mü- messillerini aramızda buluyoruz. Tür; kiyede ( kendilerinin ilk selâmlıyan! yer olmakla İstanbul bahtiyardır; bu gete bize huzurları ile şeref vermiş oldukları İçin de biz mes'uduz. Bilir. siniz ki (o hicbir yerin toprak ve su güzelliklerinde, hava küşavişlerin. de insan simalarının telkin ettiği si. hirli tesir olamaz; hususile bu insan simaları, gördüğümüz gibi böyle dost, sevimli, cana yakın şahsiyetler olur- sa. Şu dakikada biz bu dost, bu s6- vimli, bu cana yakm simalarda bü- tün Yunan ve Bulgar diyarını selâm- lans olmak hazzını duyuyoruz. Muhterem hanımlar, efendiler, Kenditetisi © aramızda görmek ve yürekten. selâmlamakla mes'ut oldu. ğ#umuz bu meslektaşlar içinde Türk tarihini bizden iyi tanımış ve benim-; semiş olanlar var. o Müşterek tarihi. mizin safhalarmı ilmi kudret ve ki- fayetle açmış ve yaşamış olaninr var. Yarınki tarih cereyanlarının. bugün- lerin sinesinde sızân kaynaklarını; sezenler ve tarihe rehperlik edenler yar. Dün bir cephede silâh arkadaş- lığı ettiklerimizle O bugün bir yeni cephede (fikir yoldaşlığında balum- duklarımız beraberdirler. Bugünün tarihi demek olan gazeteleri (yazıp dünya efkârına tanışıklık edenlerin yanındayız. Bu kıymetli temas fırsatından is- #ifade ederek tebarüz ettirmek iste rim ki Bulgaristan ve Yunanıstanm bu kadar güzide şahsiyetlerile ayrı ayrı yapılmış bu iki ziyaretinin nle- lâde seyyah ziyaretinden farklı ve yüksek bir mahiyeti, alelide hir tw nışmadan doğacak anlaşmalardan yüksek bir anlaşma (kıymeti olmak tabiidir. Biz gazetecilerin şahsi birer me- şir vasıtalarımız. vardır. Verdiğimiz haberler sırasında ( söylediklerimizi okuyanlar (o bunların kendi o kürsü sünde kendi fikirlerini, kendi hisle- rini söyliyen birer fert olduklarmı bilirler; fakat ekseriya bu söylenen sözler o kadar müşterek fikirlerin tercümanı olur, © kadar umumi ke naate İntibak eder veya bu sahifeler, sütunlar o kadar umumi hissin tesiri altında kalır ki bu neşriyat vasıta. larını, efkârı umumiyenin kendisi 0- larak kabul etmekte muztar kalırız. Bu türlü gazeteler bir millet nok- tal nazarından mükemmel gazeleler- dir. Bence millet o moktajnazarından gazetecilik, ancak tahriften korkar, ve hakikatleri olduğundan başka tür. lü söylemek ne kadar tahrif ise hâkikat olanları ifade etmemek veya etmeden kaçmak da bir tahriftir. Hakikatleri (o tahrife uğramadan aksçitirmeye (muvaffak olan gaze teler; milletlerin muhtaç olduklari ıttıla vasıtalarını temin ederek milli vazifelerini yapmış olurlar. o Dahil de olsun, hariçte olsun yanlış, eksik malâmat alıp e m yele umumiyenin hata üzerinde teşekkü- lüne sebep olan © neşriyatm mes'uli- yeti o efkârı umumiyenin mehabeti kadar ağır değil midir? Bazan da umum seviyenin fevkin- de bir görüşle (görülen hakikatleri olur. Cereyana uymak değil, efki.l rı umümiyeye tekâmül yolunu İşareti ederek doğru yolu bulanlarla birlikte yürüme rehperliği (Oyapmak bu ga- zeteye düşer. O gâzete bir millet nok- tai nazarmdan daha mükemmel bir gazetedir. Bu sofra etrafını alan ve iki kom- şu memlekete o mensup olan gazete- ciler; benim memnuniyetle müşahede ettiğime göre Okndi yurtlarının yük- sek menfaatleri o için işte böyle ve Türk matbualının ezeli seciyesinin pek kolay anladığı bir dille çalışan bir matbuatı temsil ediyorlar. Kendilerini muavaffakıyetlerinden dolayı tebrik ederim. İ Bakınız, biz geçen yıl Varnaya a) yak bastığımız zaman Bulgar meslek- taşlarımızın Oo matbuatta bir mesai birliği teklifi ile karşılaşmış ve Sof- yadan İstanbula © elimizde böyle bir İtilâfen o diymetli vesikası ile dön- müştük, Biribirleri aleyhine bethahâne neş- riyata sahne olmaktan çekinmek, memleket matbuatını o iki memleke. tin inkişafını hayırhahâne takibe ve bunu kendi efkirr umumiyelerine ol- duğu gibi arza sevketmek, (o Türk - Bulgar düşmanlığını — besliyen neş- riyatın bertaraf oolmasını istemek, müzinin her hangi bir safhasma ra- el ve iki memleketin dostluk müna- sebetini (o bozacak mahiyette hatıra- ların şimdi olduğu gibi ilerde de tek- rârına yer vermemek temennileri bu itilâfın esasını teşkil ediyordu. İki taraf gazetecilerinin kendi kon- grelerinde o sönredan tasdik ve hük. müne memnuniyetle riayet ettikleri bu #ülâfı Türkiye o hariciye vekâleti ile Bulgar harleiye nezaretinin im-! zaladığı dostluk Oo mushedesinin bir mütemmimi saymaz mısınız? Bence Bulgar meslektaşlarım! zın takaddüm. ettikleri bu teşebbüs;| milletler arasında (o matbuat tesanü- dünün kökleşmesine ve bunun neti- eesi olarak da milletler arasında sul-/ hün kuvvetlenmesine yardım eden bir tohum taşır, Fili ve hakiki bir matbuat sulhünün aktedilmediği o yerlerde resmi dost luk muahedeleri, rüzgârlarm taliine atılmış bir uçurtmadan ibarettir, Ren derim ki harbin ve sulhün müeyyi- desi orduda ise, dostluğun ve sükü- nun teeyyüdü matbuattadır. Muhterem hanımlar, efendiler, Memnun ve müsterih olabilirsiniz, matbuntınız (bu teeyyüt altırdadır. Yalnız uyak (yakm mazilerine kanlı savaşlar karışmış komşular arasında- ki Obu sık dostluk alâkalarını, siz de takip ediyorsunuz, okuyorsunuz, bizden ziyade, bizden olmıyanlar ga- ripsiyorlar! Bu müşahedenin dikkati celbetmemesi mümkün değildir. Kim inkâr eder ki biz yakın de- virlere kadar kavgalı değildik? Lâkin milletler biribirlerile müebbeden bo- Fazlaşmak için yaratılmış biçareler- den ibarettir hükmünü veren zalim kim? Bu hükmü onlar verebilirler ki beşeriyetin muztarip zümrelerini dü- şünmemişlerdir; o başka (o milletleri kendi nam ve hesaplarına mezbaha - lara o sürüklemeyi bir menfaat, bir zevk meselesi yapmışlardır; daha kaviler yanında zaif o kalması tabii olan bütün smıflar eğer bir yere toplanırsa kuvvet olacağımı ve bu kuvvetin o emperyalizmi muhakkak boğücağını anlamışlardır. Hakikatte bizim (bu mazi müca- delemizi | tahrik eden de bir gün im- perator (o İse bir gün emperyalistti, Osmanlı (devletinin o ayri ayrı dil konuşan unsurları İimperatoru ayrı ayrı ret ve inkâr etler. o Miliyet| fikri (o her yerde emperyalizme kar.) şen keskin silâh olarak çatıldı. Her! millet kendine göre (bir idare şekli alarak inkişaf yolunu tuttu. Türkler İmperatoru ret ve inkirda en &ona kalmışlarsa daima birlik fikrinde bu- lunduklarından ve birliğin kökü ol- duklarındandır. Her halde eski mücadeleler nere den çıkarsa çıksın mücadelenin bitti. ar meslektaşlarımız şerefine gi gün aldığı şekil ile beraber coğraf- ya ve tarih, ve iktısat her millete ha- yat şartlarının yeni icaplarını dikte ettiriyor. Onun içindir ki biz; bugün Balkan birlikleri o zemininde konuşuyorsak, bugün müşterek menfaatlerden bah- sediyorsak, asıl tabiatm çizdiği ikti. sadi hudutlar içinde biribirlerinin İn- kişafma engel olabilecek (O Amilleri ortadan kaldırmak istiyorsak, ouya- mk milletlerin asri hayat ve milli is tiklâl şartlarını o hatta hiçbir politi. kaya esir olmıyacak kadar müşterek benliklerinden kuvvet almış istiklâl şartlarını ve milliyet cereyanlarının en kuvvetli, en seri inkişaflarını göz- den kaçırmaksızın ve &öz önünden), âyırmaksızm, söylüyoruz. Henüz sarıp sarmalamıya uğraştı- ımız yaraların içinde yeni ve haş-İğ” ka bir eidal ihtimalini bırakmamak, insaniyete (intisap iddia eden bir neslin (ilk vazifesi olmasıdır. Türkiyede Gazi devri, mazi devri değil, istikbal devridir. Biz silliyet çiyiz; bence hakiki milliyetçi, başka bir milletin vücudünü kabul etmiş ve onun mevcudiyetine kendi o mevcudi- yeti derecesinde hürmet borçlanmış olur, Ben bu fikir, bu his ve Okannatle bügün ayrı ayrı dost olacak Kalkin. Idarın — yani Arnavutların, Bulgar. ların, Yunanlıların, Romanyalıların. Yügoslavyalıların ve Türklerin — ya rm daha mes'ut bir istikbali kendile- rine müşterek ideal yapmalarını mu- hal görmüyorum dersem bunu saffe- time ve hayaliliğime değil, o muhali mümkün yapmış ve onun mümkün gördüğü muhal olmamış bir şefe olan intisabıma bağışlayınız. Muhterem hanımlar, efendiler, a- ziz arkadaşlar, Kim bilir, kaç milyon insan oğ- lunun © on binlerce yıl daima meç. hul nefer ve tarih devrinde bile pek aza kısmet olmuş eizze marufiyetile sarfetliği saburane cehtin birikintisi ve temadisi ol 1, bügün tek bir âile efradı üştnen milletler vücut bulur mu, meselâ böyle şuur. lu, biribirine bağlı, istikbalden emin fertlerden mürekkep bir Bulgar mik leti, ince, zeki, vatanperver bir Yu. nan milleti olur muydu? Hepimiz hemen her ctimle başın. da müşterek olduğundan bahsetmi- yor muyuz? Ve sulh kadar müşterek bir ihtiyaç olur mu? Eğer bu iştirak hakikaten varsa, hakikaten birliğin mevzuu vâr demektir ve bizi (tabiat cebredecektir, Hususile biz ve Bulgarlar ve Yunanlılar yalnız o hudutlarda yan yana yaşiyamıyoruz; âdetleri, zevk- leri, ruhları (aşağı yukarı biribiri- ni andıran memleketlerin çocukları» yız; ihtiyaçlarımız aşağı yukarı biri birini andıran memleketlerin çocuk- larıyız; o ihtiyaçlarımız aşağı yuka- tt biribirinin aynıdır. Biribirimizden ne zengin, ne fakiriz, menfwatleri - mizde birlik vardır. Halbuki bir de bu menfaatin bütün Avrupa, bütün dünya sulhünün (de menfaati oldu. ğunu düşününür, (tabii ve büyük iş bölümlerinin & kendi topraklarımıza ayırıp verdiği kabiliyetler ve temin edeceğimiz enerji (o ve kuvvet israfı. nm men'i sayesinde Balkanlarda — halledilmemiş kalan ihtilâflar varsa düğümlerini çözecek ve eski mede niyetlere yuva olmuş yurtlarımız üs- tünde yeni, müşterek bir medeniyet kuracak — Bir yeni dünya İmkişafı- nen ânahlarını o sakladığımız: teslim *deceksiniz, Muhterem © misafirlerimiz, dost meslektaşlarımız, Sizin için ben me söyliyebilirim” Bulgarlar için düşündüklerimizi ge çen yıl büyük resimiz Gazi söyledi; Yunanlılar için düşündüklerimizi başvekilimizin dilinden dinlediniz. Bu iki dil ki bir milletin ruhunu arıyan değil, ayni zamanda ona ruh veren dildir. Dostluğa, birliğe gidiyoruz. Bu gidiş ileri gidiştir. Terkediyoruz veh- mini veren menfaatleri birlik ile ka- zanlan menfaatler (o karşılıyacakur. İsmet paşanın Atinadaki sözünü İş- tanbulda (tekrar okuyoruz; Tiram- da, Sofyada, Bükreşte, Belgratta da okuyabiliriz: o Dostluk politikaların. da hangi taraf fazla müstefit ola- 5 « TL. mukabil Dolar 047p Frank Liret Belga Drahm. 15. Frank Leri Fora Kuron Şiling Pezeta Mark Ziort Pengö Kuruş 1 Türk lirası Dinar Çervoneç Kuruş Nukut #isterlin o Cogilizi İbo Dram! (Yunan) Fraok (İsviçrel 0 Leva Bulgar! 1Florin (Velemenk) 10 Kuroz (Çekoslovak! İiling Avusturya) iPezeta Jispanyaj 4 Rayşmarı (Almanya) 1Zicti :Lehistan, İ. Pengö Macaristan 20 Ley (Romanya) 2 Dinar Yugosloryaj | 1Çevcneç Sevyet Alus / Mecidiye > Bankasot | yetinden: Karakolların ihtiyacı için kasaya çıkarılmış olan $ 10.000 kilo gazın (kilosuna Nif olunan on sekiz buçuk ruş fiat haddi olâyik görülmedi den münakasa bir hafta müd temdit edilmiştir. Tenzilâtla İ na talip olanların 25 teşrinlevvel © pazar günü saat 15 te defteri dairesinde müleşekkii -mübayas” misyonuna müracaatları ilân olur nur. (3398) impala iken me e Darüşşafaka müdür” lüğünden: Darüşşafaka 350 talebesine yaf” tırılacak harici elbisenin kumaşı mü nakasa ile alınacaktır. Şartnamesiti | görmek istiyenlerin her gün ve m nakasaya iştirak için 28 teşrini ğ 931 çarşamba günü saat on da Ni ruosmaniyede cemiyeti tedrisiye m kezine müracaatları. (3325) "cak? Bunu kestirmekte güçlük çeki * lebilir; o fakat aksi halde, desti” 4 olmadığı halde de hangi taraf fi zarar görecektir, elbette onu tirmek de güç olacaktır. Dünyayı saran buhran biri benziyen ve biribirine benzediği cem'i . mümkün olan komşuları birine daha sıkı sarılmıya davet eö” yor. Oturduğumuz yer Robensonu” adası bile olsa temelinin kuruld toprak tabakasındaki birlikle bu sıntıdan müteessir olmıyacak yoktu”. Evet, dostluğa, birliğe gidiyorü#” fakat Sofyada söylediğim gibi İ daha çabuk olalım ki karanlık b” masın ve karanlık geceler için ç büyük bir ateş yakalım ki ufak tefef rüzgârlar söndürmesin. Siz bize dost ve aşina sesler ge”. diniz; memleketlerinize döndüğüm” zaman vatandaşlarımıza (bizden MW habbet ve bize karşı emniyet, bü Mm habbet ve emniyetten örülmüş MÜT terek bir ideal götürünüz. , Memleketlerinizde bize göster: niz iyi kabulün karşılığını verebild”” se diyemem, fakat bunun bizde > raktığı minnettarlığı ifade edebil dikse (oo bize yeter. 3i Muhterem efendiler, aziz arka€ lar, Sabrınızı sulistimal ettim. nizden af diliyerek davetimizi Wi lütfunda bulunduğunuz için d€ şekkiir ediyorum, Bulgar, Yi memleketi, Bulgar, Yunan mat ve onların güzide mümessilleri #©* fine kadehimi kaldırıyorum. j ; ir

Bu sayıdan diğer sayfalar: