6 Kasım 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

6 Kasım 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Taksi otomobillerinin boyan- ması mesele Otomobil sahipleri si halledildi maliye vekâletile Belediyeden iki ricada bulundular Taksi ücretlerinden daha ucuz fi-) atla yolcu taşımak istiyen tomobil sahiplerinin Dahiliye vekâletine gön- derdikleri istida belediyeye havale e.| dilmiştir. Müracaat, fen heyetinde tetkik e- Gfikten sonra vekâlete lâzım gelen cevap verilecektir, Diğer taraftan haber aldı e: görebelediye daimi encümen; > bil sahiplerini şiddetle alikadar eden mühim bir mesele hakkında kararını vermiştir. Malüm olduğu üzere taksi talimat. namesile takside çalışan bütün ota. mobillerin önümüzdeki kâne. kadar bir renge boyanması e yeti konulmuştu, Otomobil Duma itiraz ede; mecbariyeti içi memesi, moecbüri. sahipleri; rek yeknasak O boya nz! zaman tayin edil tomobillerin boyası eski: dikçe istenilen renkte boyanmasın: İstemişlerdi. Daimi encümen bu nok. nazarı kabul etmiş, yalnız bütün otomobillerinin © kânunusunide sarı renkte bir çizgi ile boyanmış ol. ması kararımı vermiştir. o Bu karar otomobil sahipleri arasında şok iyi) bir tesir hasıl etmiştir. ! TELGRAF üzüm , incir Rüçhanlı tarife tatbikini talep ediyoruz Cenevre, 5 (A.A.) — Ansdolu ağam.) sim hususi muhabiri bildiriyor: Hububattan başka mahsulâtın da rTüçhanir tarifeye tâbi tutulmusı me selesini tetkike memur hususi komi- te içtima ederek şarkı karip memle. Retlerinde tütün İstihsalâtı ve titün- Mün maruz kaldığı buhranı tieariyi teikike başlamıştır. Murahhasımız Betn elçisi Cemal Hüsnü beyin tütün den başka kuru üzüm, incir ve por. takal gibi mahsulâtın da bu komitede tetkiki hakkında vaki teklifi komite tarafımdan kabul edilmiştir. İspanyada talâk kararnamesi Madrit, 4 (A.A.) — Boşanma da- Palarını muvakkat bir zaman için hal ve tanzim etmek üzere bir kararname neşredilmiştir. Bu kararnameye gö- re nizami mahkemeler mahalli mah- Kömeler tarafından tasvip o edilmek şaftile boşanma kararı © verebilecek. letdir. Papas mahkemeleri aikâhın feshi © ve boşanma taleplerini aecak boşanma veya nikâhm butlanı niza. mi mahkemeler tarafından tanındık. tan sonra tatbik edebileceklerdir. Bu karanlık olduğumuz dakikad, tıktikları hapishaneden Çok berbat yerler turdu. Onbeş kişilik bir odaya tamam 59 insan doldurulmustu, Balik istif; gibi insan yığını arasından çıkan fe na bir koku insanı daha kapıdan kar.) şihyordu. Buradaki mahpusların mu! hafız kumandanı Tek gözlü bir baş çavuş idi, Alnından çenesine okadar yüzünün bir tarafı düm düz kırmızı bir deri İle kaplı idi.Kapıdan iceri gi. rerken bu korkunç yüzlü başçavuş be ni “yeni bir ölüm namzedi, diye se. Tâmladı. Kendine mahsus bir şive ile bana talimata başladı: — Ulan domuz! Sana da ihtar e- diyorum! Eğer gebermek istemezsen burada olup biten şeylere göz yumup kulak tıkamalısm! Nereden şeliyor. sun bakayım.?,, Cevap vermemeyi tercih ettim. 1. çerden gelen kokudan ikrah ediyor. dum. Ben de onlar gibi büyük tahta sıranın üzerine uzandım. o Yanımda kaftan giymiş ihtiyar bir Yahudi var! İdi, Alelâcayip tarzda bana bakıyor) : retile tahsil edilmesini teklif ettik. Şoförler bu karar, memlekete en aşağı yüz bin Ira kazandırdı, demek- tedirler, İki yeni müracaat | Otomobil sahipleri kazanç vergisi| hakkında Maliye vekâletine plâk res minin tahsili tarzının tadili için de belediyeye iki yeni müracaat yapmış» lardır. Şoförler cemiyetinden bir zat! diyor ki: Otomobillerden kazanç © vergisi, seyyar esnafın kazançlarını takdir e- den bir komisyonun takdir ettiği gin-i delik kazançla 17 misli olarak alm- maktadır. Bu usul tatbikatta hiç de âdilâne değildir. Çünkü günde me- seli yirmi lira kazanan beş bin Jira kıymetindeki bir otomobil ile iki Tira kazanan 500 liralık bir otomobil bu gerait altında aynı derecede, senede 4 lira vergi vermektedirler. Bunun için Maliye vekâletine nü racant ederek daha Adilâne bir for- mül bulunmasını rica aynızanmnda imkân görülürse bazı Balkan memle- ketlerinde olduğu gibi kazanç vergisi- nin benzin fiatlarına zam etmek su Haberlerimiz italya—Türkiye Adalar meselesi Lâhi adalet divanında görüşülöcek Ankara, Bahrisefitteki bazı adaların mülkiyeti hakkın- da italya ile hükümetimiz ara- sında muallâkta kalan mesele- lerin halli için iki taraf keyfi- yeti Lahi Adalet Divanına tey- di etmiye karar vermişti. Ay- ni zamanda italyaya terkedilen Rodos ve diğer adalardaki Türk emlâki .hakkında.da itilâf hâsıl olmadığından Lâhiye havale edil- davaların Lahi Adalet di- vanında müdafaasına sabık Ad- liye vekili Mahmut Ezat bey tayin edilmiştir. Mahmut Esat B. şimdiden tet- kikata başlamıştır Bir müddet sonra gidecektir, ——————— Akvam cemiyetine cevap gönderdik Ankara, 5 (4A.) — İstihbaratımı. za göre “Tröve de Chargement, hak- kmdaki Cemiyeti Akvam kâtibi umu. misinin mektubuna Türkiye Hariciye vekâleti cevabını vermiştir. Bu ce vap postaya tevdian Bern elçiliği va- sitasile gönderilmiştir. du.Odanın duvarında kalın demir pat maklıkle küçük pencereler vardı. Tah ta sıralar Üzerine, enine boyuna uzan miş muhtelif kimseler ve bunlardan bazıları asker kıyafetinde bazıları da sivil elbise ile biribirine karışmışlar. dı. Sıralarla duvarlar arasında dar bir geçit bırakılmıştı, Bu hapis odası- »m kapısmın açıldığı kücük bir oda, muhafazaya memur bir zabit ile on i ki askerin ikametine tahsis olunmus. tu. Bu miktar nöbetçinin burada be: lundurulmasına göre hapislerin pek azılı şahısla# olduğu anlaşılıyordu, İlk gece uyuyamadım, yanımdaki.! lerinin mütemadi sağa sola dönmeler. ri, uyuyanların horultusu da uyuma. ğa imkân bırakmamıştı. İhtiyar Ya, | hudi de benim yanımda kısrılmış ba- na bağı şeyler soruyordu: “— Efendim, ben; öldürecekler, öğ. Jum asker kaçağı fakat benim ne ha- bahatim..Parmağile oğlunu gösteri. yordu. “İşte oradı uyuyor... Bir az düşündü: “— Sizi de öldürecekler mi efen. dim?., Yahudi hayattan ümidini kesmişti. Ertesi sabah ikj kova dolusu ma. Jüm balık çorbasından getirildi. Çor- siz çocuklar (Üst tarafi 4 inci sayıfada | Muharririmiz buadresleri alâka- dar kimselere bildirecek *e namları- na birer dayetname yollaumasını İs tiyecektir. Filmin mevzuu şudur: 1923 senesinde Moskövada Kimse: siz kalmış binlerde çocuk hırsızlık,| yankesicilik yaparak serbestçe Yasa; maktadırlar. Bunların oyulaız bir şeyden korkuları yardır: Polis tara- fından yakalanarak ıslahhönelere ve- rilmek, Bir gece bunlardan yüzlercesi ya- pılan bir baskın neticesinde yaknla- nârak çocuklara mahsus mahkemele- re veriliyorlar. Aralarında birçok defa yakalanarak mahküm olmuş ve tekrar kaçmış Mustafa isimli sabıka» libir çocuk da bulunmaktadır. Mahkeme azasından bulunan genç bir muallim hiç bir hapisanen'n bu. çocukları cemiyete faydalı bir unsur haline getiremiyeceğini anlıyarak di- Fer hâkimlerin istihzalarını davet & den bir proje tasarlıyor ve çocukları eski bir manastırıdı ; tesis o edilen atelyelerde çalıştırmak istiyor. Mahkeme bu tagavvuru kabul edi- yor. Bu murada çocuklar ilk dikkat sizlikten istifade ederek kaçmak ka rarını vermiğlerdir, Fakat mahke meden çıktıkları yakit kendilerine hiç bir polisin nezaret etmediğini hayret- le görüyorlar. Yalnız genç muallim kendilerine refakat etmektedir. Manastırda, çalısması için atelyeler, temiz yataklar, her şey hazırlanmıştır. Birçok defa hırsızlıktan mahküm olan Mustafa fabrikanın kasadarlığı- nı yapmakta, çocukların hepsi faali. yetle alağiml in diHİRE Fakat ilk baharda feyezan çıkmca işler değişi» yor. Fabrikada işlenen iptidai me vat, yollar kapalı olduğu işin gele- mediğinden İşsizlik haş gösteriyor. Gene muallim, çocuklar için yeni hir iş aramak üzere Moskovada bu Yanduğu bir sırada karışıklık tekrar başlıyor. Fabrikanın bir kısmı genç âsiler tarafından tahrip (ediliyor. Genç muallim Meskovadan döndüğü zaman onlara, fabrika (ile merkez arasında yeni bir şimendifer yapmak müsaadesini getiriyor. Çocuklar tek- rar çalışmıya başlıyorlar ve intizam iade ediliyor. Şimendifer bittiği gün onlar için! bir bayram günüdür. İlk lokoiotiifn makinisti olan Mustafa trenle gelir- ken yolda, çocukları hırsızlığa seve, kederek para kazanan © ve menfaati çocukların çalışmamasında olen Tom-! ka isminde biri tarafımdan öldürülü- yor. Ve ilk tren zavallı çocuğun ölü- Sünü arkadaşlarının yanma getiriyor. bayı getiren asi daha kapıdan çıkmadan çorbaya hücum başladı,Bu- nunla beraber herkes yemekten şikâ- yetçi idi, “— Bizi burada açlıktan'öldürmek istyorlar! Bu çorbayı domuz bile ağ- zma koymaz!... İçeri g'ren asker, hapisleri süküta ie yi Bunun Üzerine biribir; ar- mea kovalardan Yemek © alınm başlandı. Kaşığını çizmesi eli çeken, çorbayı şöyle bir karıştırıyor, dişe dokunacak bir Sey arıyordu, f3- kat zavallilarin karıştırmaları beyhu- de idi. Tuzlu suda balık Parçasından eser yoktu. Açlığa tahammül edemiyordum, #- güncü günü ben de kovndakj çorbaya yanaştım; Yahnd; kaşığını bana ver- mişti. Diğerlerine Yevmiye bir parça ekmek verdikleri halde banu onu da cok görmüşlerdi. Bir ihtiyar ekmeğin! den bir parça ikram etti, Sekiz gün iğinde hapislerin mikta- rt 52 ve inmişti. Diğerleri idam edil mişlerdi. Yemek zamanlarından müân- da askerler içeri girdikleri © zanıan herkes başmı eğer, yilzlerinj göster- mek İstemezlerdi. — Aramızdan mah- kümlarm eksilişi, odadan — çıkarıl dıktan on dakika sonva patlayan si- lâh seslerile başlardı. On ikinci gece hapislerin tasav- Yuruna vâkıf olmuştum. Gizli bir si rette baş başa konuşan ölüm namzet- Ni | Sefil ve kimse- ikinci ii ğe N . N 5 — VAKITT 6 Teşrinsani 1931 Balkan konferan- sının neticeleri etrafında | Use tarafı | inci sayıfada | taraf için ne usuller kullanılması li; zım geldiği hakkında yaptığım teklif. ler kabul edilmediği için konferansa iştirak etmemeyi muvafık (o gördüm. Halbuki hastalığın teşhisi pek kolay- dı. | Zira, noktai nazarlarım daha he- nüz büyük uçurumlarla ayrı olduğu akalliyet meseleleri gibi meselelerin ikinci (o Balkan konferansında derin bir surette tetkikinin zamanı gelmek! söyle dursun, bilâkis pek tehlikeli! olacağmı tahmin etmek, bu mesele ler etrafındaki kaynaşmayı tetkik ©- denler için büyük bilgiçlik ve kâhin- Vik değildi. Bu sebepsiz aceleye ma hal yoktu. Bu hususta serdeğilen noktai nazarlar da yerinde değildir. Çünkü sulh munahedelerini yapanlar da dürbin oldukları için, alâkadar. lar arasında bu meselelerin smüna- kaşasımı kat'iyen mehetmişler, ve gay ri kabil; jetinap olacak olan münn- kaşa ve mücadelelerden kaçınmak için, bunları, Cemiyeti Akvama tev- di etmişlerdi. Belki bana, Bulgarlarla Arnavut- ların, Akalliyetler meselesi üzerin. de israr ettiklerini, aksi takdirde konferansa iştirak (oetmiyeceklerini tehdit makammda © kullandıklarını söylemek suretile itiraz edecekler bü- Janur. Buna mukabil de, acaha, mâ; demki konferansın iyiliğini istedil.le rini söylüyorlardı, Bulgarlarln oAr- navutlar bu ısrarlarmdan vazgeçiri- ıl getirilmiş ihtiraslar ve kinleri an ğ lemez miydi? Ve aynı şiddetle onla- Hazırlanınız V Çok meraklı ve heyecanlı bir roman Nizameddin Nazifin, bu çok eserine 1l teşrinisani çarşamba gününden itibaren başlıyoruz. rın noktini nazârlarına bu meselenin Cemiyeti Akyamın ibtisası dahilinde olduğu (o mukabelesinde bulunulamaz mıydı? Esasen bu ihtisas (o esasını Sofya ve Tiran hükümetleri resmen tanımaktan bir an hali kalmamış lardır, Bulgarlar ve Arnavutlara verilen imtiyaz, geçen şubat Selânikle top- anan konferans idare heyeti tarafın- dan verilmişti. Halbuki bu içtimaa ne Bulgarlar ne de Arnavutlar işti. rak etmemişlerdi. O zamandan beri yapılan bu hatayı tamir için bir baylı mücadele ettim ve bu noktal nazarım ikinei Balkan okonferansma riyasef eden ve kendisile bu mesele hakkında altı ay evvel Ankarada da görüştü. ğüm Hasan bey de iştirak etmişti... Bu suretle Balkan konferansları nın kanseri, İtsanbul konferansında hailevi bir tarzda tezahur etti; ve bu suretle akalliyetler meselesi Bal- kan murahhaslarının birbirlerinden daha çok ayrılmalarına sebep oldu; ve gene bu suretle akalliyetler mese lesile acemicetine karıştırılmış oldu Zu için Balkan misakı da mânialara uğradı ve tehir edildi. v Balkan konferansının altında mes raretler, sukutu hayaller, harekete cak sakhyabilen sathi bir samimiyet içinde kapanışı da böyle izan edile bilir. Leon Makkas © merakh ve heyecanlı E Bekleyiniz leri , askerler içeri girdiği zaman bi. ribirlerinden ayrılarak yerine çekilir lerdi. Yapacakları işi aralarında tak- sim etmişlerdi. Ertesi gün © alelâsul dört asker kovalarin çorbayı odanm ortasına koymuşlardı ki: Bu ande ö- lüm namzetleri yerlerinden sıçradı lar, steak çorbaları yıldırım sür'etile kaldırarak iki askerin başından aşağı döktüler, kovaları askerlerin başına geçirdikten sonra askerleri bir de mü kemmel çizme dayağına çekerek disari rı, koridorlara akına başladılar, Ben ancak gürültüleri işitiyorünm, Çalı- nan silâh başı borusundan sonra ke- ridorlar silâhlı askerlerle dolmuştu. Fiarrileri süngü, dipçik O darbelerile odaya doldurdular, Ondan sonra oda-| nın içine mermi yağmuru basladı. Bir! taraftan da süngüleri ölün namzetle rine sokup çikarıyorlurdı. Ben derhal duvarm kenarına çikilerek kollarım” havaya kaldırmıştım. Dört mermi yar kınımdan duvara isabet etmişti. Yakı dj ayaklarımın dibine Şömelmiş yük- sek sesle dilalar okuyardu. Her ta- raftan ölüm feryatları yükseliyordu. Bir erkânıharp yüzbasısı, o elinde rovelver bana bağırdı: “Korkmayınız, size bir şey yapıl. mayacak, yalnız hareket etmeden ol. duğunuz yerde kulmız!. Bir kaç dakika sonra O hunhârane Katliam hitam bulmestu. Dışarı çıka. rilan yirmi altı ö'üden başka diğer- rinlarından yaralanmışlardı. Ben ve ihtiyar Yalındi bir zarar görmemiştik. Yahudinin oğlu da ölenler (arasın daydı, Yahudi feryat ederken arada srada düayr da unutmuyordu. Bir müddet sonra erkânıarp yüz“ Vaşısı içeri girdi, İlu vak'anın zuhu rundan çok memnu olduğunu anlat. tr. Söylediğne göre burlarm hepsi de idama mahküm (atil ve firariler imiş Beni bu sefil gürühla hapsetmiş ol. duklarından dolayı mazeret beyan et ti. Bana bir de sigara verdi. O sırada gözü Yahudiye iişmişti, Hiç hir şey söylemeden Yahudinin sırtına bir tek me indirdi. Bir küçük zabile Yahudi- nin serbest bırakılmas: İçin emir ver. di. Minsk hapishanesindeki hu vak'a Rus inkılâbının başlangıcı o gib! bir şeydi, Rus Çarlığının zulmüne baş €- ğen masum halktan.ilk olarak hu ka- file isyan etmişti. Bu sırada hariçte ki ahali Çarm şiddetli emirleri al! da titremekteydi. Bu hapisaneyj dok duran asker kaçakları, her halde baska bir rejim ultmda cepheyi ter- ketmezlerdi. Çarlık idaresinin zalmü mü bizzat görmüş olmakla (o inklâba teşebbüs edenlere hayret etmiyordum Zavallı halkın vahşiyane Yir muame leye elbet te tahammül etmemeleri lâzımdı ve inkılâp onların haskı idi ... i leri ağır surette, ekserisi göğüs ve ka iy MP”

Bu sayıdan diğer sayfalar: