6 Kasım 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

6 Kasım 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sifesi kâinattaki bütün hâdiselere, “ — VAKIT 6 Teşrinsani 1931 — Ferdin gayesi, cemiyetin hedefi nedir ? Mühendis mektebi müderrislerinden kıymetli riyaziyeci o Salih Murac B. rad- İ yoda verdiği o konferanslardan U geçen | haftakini * İlim asrı , mevzoona tahsis | etmişti. Bu konferansın bir büzün karilerimize dertediyoruz : İnsanlar çevik ve ölü gibi iki si nıfa ayrılıyor. Ölüler obir şey bil mezler; (yahut bilgileri de ölüdür. Çevik olanlar bazı şeyler bilirler ve daima öğrenmek isterler. Asri haya| tın tacilli temposuna ayak uyduran| çevik insanlar © bir bilgiye karşı da- ima aç ve susuzluk hissederler. Bu insanların o dimağını kurcalıyan iki mühim mesele vardır. (1) Ferdin ha- yaltaki gayesi nedir? (2) Fertlerden mürekkep (olen cemiyetin hedefi ne! dir? Mütefekkirler o cemiyelin gayesini! İnsan o muvaffakıyetlerini cemiyet. leştirmek diye tarif ediyorlar; yük- sek ruhlu (o şsirlerin, hayırhah in sanlarm rüyalarını tahakkuk ettir. mek yani herkese orefalı ve saadet! temini için O çareler bulmak diye i- zah ediyorlar. Muvaffa kıyetlerin| temel taşı ise bilgidir. maklan tutunuz da büyük bir abide bir senfoni, (bir felsefe tesis ve in-| şasına kadar her nevi iş hususunda insanların (keşfettikleri usuller ve yollara ait bilgilerdir. Ferdin (o guyesi tam manasile ya. şamaktır; bunun temini için etra-| fmdaki o hakikatleri toplamak bun-| ları mantıki Otarzda tertip etmek ve nasıl kullanılmacaklarını — öğren msk lâzımdır. Bir erkek veya kadı. nı mütekâmil (insan haline sokan bir vasıta varsa oda Vilgidir. Bu asırda yaşıyan o herkes az, çek şuuri (ve gayri şuuri ilimle alâka) dardır. Bizim bilgi ile olan alâka! mızın derecesini bir misal ile izah! edelim; Bir sabah perde aralığından giren güneş huzmesi tınız; saata baktınız; giyindiniz; sal bah kahvaltısına (o çağırdılar; kah- valtı ederken sofradakilerie konustur| noz. Bakın (o bunlara İlimle ne müna- sebetleri var. Güneş ziyası o ve göze tesiri heyet! ve fizik ilimlerini oalikadar eder:| uyanmanız biyolojiye temas eder, Sa. »te bakmak (zaman ölçüsü itibarile) riyaziye ve heyet, bakmak fili fiziki, saâti oküyup anlamak Oo psikoloji, sabah kahvaltısma © çağırılmak vöya işitmek fili fiziki, daveti anlayıp ic rası (biyoloji ve psikoloji meselele- ridir. Yemek fil; fiziki hareketlerle başlar, ve yemek ağızdan girdikten sonra vaki olan tebeddülâta kimya ve biyoloji karışır. Mükâleme de psikoloji ve sosoylojiye girer. Bu st-| rada büyük ilimlerden maada bir ta| kım tâli ilimler de işe karışır. Şimdi gördünüz mü? Şu kısa fasılada kaç| ilimle temasta imişiz. | Bir mütefekkir ilmi şöyle tarif e-| diyor: — “Tabit hadiseler ve bunlar arasındaki omünasebetlere alt olmak| üzere (tertip ve tasnif edilmiş bilgi. dir... Harassımızla keşfedilen bütün hakikatlere dair sistematik imali fi- kirden ibarettir. Bu hakikatlerin adedi sayılacak derecede çoktur. O kadar çoktur ki herhangi bir tek şey ile alâkadar olan hakikatleri bile sayamayız. Meseli elimdeki kâğıt bir marled'r; madde moleküllerden mürekkeptir; molekül ler atomlardan, atomlar ise proton ve elektronlardan mürekkeptir. Bun- larm adedi ise nâmlitenah! o gibidir. Hatta şimdiki nazaryeler göre atom elektronda da nihayet bulmuyor. Da ha başka şeyler işe karışıyor. İlim yukarıda dediğimiz gibi (hakikatler Üzerinde sistematik (bir imali fikir meselesi ve hakikatler ise sayılamaz derecede çok ise nasıl olur da şu kü- çücek beynimiz bu kadar kısa süren hayat devresinde bunları anlıyabilir? Diye bir sual varit olmaz mı? Bunun da cevabi var: — Sistema- €k bir tarzda çalışmakla. İlmin va. kısmını | defi olmıyanlar bir katlı | bize görmek, düşünmek tün hakikatlere mahsus olmak üzere tertip edilmiş olan bir takım gözleri havi bir yapı vücude getirmektir. Bu gözlerin nası) kullanılacağını anlıyan bir şahis bir hakikatle karşılaşmen onu derhal ait olduğu göze yerleşti. rir; yani hakikatleri (© tasnif eder. Hakikatlere dair imali fikirden mak- sat, görülen hakikat kâinattaki iki yahut daha ziyade malüm hakikatle re benzeyip benzemediğini anlamak- tır. Kâinattaki hakikatlerder ikisi biribirinden ne kadar uzak olursa ol- sun bunlar arasında bir münasebetin mevcudiyeti imali fikir tarikile bulu nabilir. Bu münasebeti gösteren fi- kir yahut ifadeyi tamim veya teşmil deriz, gittikçe büyümekte olan teşmil kabiliyeti beşerin en yüksek tefek- kür kabiliyetidir. İşte insanlar bu tefekkür kabiliyetine göre tasnif edi- lirler. Amerika üdebasından İlolmes bir eserinde akılları üçe ayırıyor: — “Bir katlı akıllar; iki katlı akıl lar ve üç katlı ve cihannümalı akıl lar vardır. Hakikat toplıyanlar, fa- kat kendi hakikatlerinden gayri he akıllardır.i İki katlı akıHar bir katlı akıllar me- saisinden İstifade suretile (bulunan hakikatleri mukayese ederler, bun-| lar üzerinde imali fikrederek teşmil ederler. Üç katlı akıllar tahayyül, tasavvur ve tahmin ederler; bu sıf! nur ve ziyayı tepedeki eihannümadan alırlar. ... Şu sözlerden anlaşıldığına (göre ilmi kâinattaki hakikatleri sistematik ve mantıki bir tarzda tasnife hizmet eder. İlk satırlarda saydığım ilimlef baslıca üç gruba ayrılıyor. Birincisi riyaziye olup ilimlerin Ölçüsü veya arşınığır. Bu kadar lOzumlu ve ayni zamanda tatlı olan İlmin veya san'a- tn birçok kimseleri korkutması mek- teplerde İyi öğretilmemesinden ileri! İ gelir. Riyaziye ilim midir, yoksa san'.| at mıdır? Bu mevzu üzerinde yapı lan mühim münakaşalar bir netice ye varmamıştır. Belki içinden dendi- gi gibi hem ilim ve hem san'at ve; belki de diğer ilimlerde rol oynıyan bir âlettir. Lâskal bir konferans! mevznu teşkil eden bu noktaya şim-! dilik bu kadorcık o temas ediyorum.| Mutlak olarak bir şey varsa o da ilim| lerde hakikatlerin sihhatle ifadesi ve teşmili için riyaziyeye ihtiyaç vardır. Kimya, fizik ve heyet ikinci smı- fa dahil oluyor. (Eski tasnifte kim- ya maddenin molekülden küçük par- çalarile ve fizik de moleküller veya moleküller gruplerile iştizal ederdi, Fakat bugün fizik moleküllerin değil atomların bile eczasile (uğraşıyor. Kimya maddenin terkibine tesir eden tebeddülâttan, fizik terkibe tesir et- miyen tahavvüllerden bahseder. fizik ve yapmak fiilini öğretir. Heyet ilmi ise güneş ceyyareler, kuyruklu yıldızlar gibi büyük maddelerden bahsedip evvelki ilimleri #let olarak (kullanır. Bir noktadan fiziğe ((Mikrokozmoes) ve heyete (Makrokozmos) ilmi diyebili- riz, Üçüncü gruba dahil olanlar mün hasıran canlı şeylerden bahsederler. Bunların birincisi olan biyoloji nebat ve hayvan hayatından bahseden ne batat ve hayvanat şubelerile vücudu beşer ilmi olan fiziyolojiden mürek- keptir. Bu grupta ikinci mevkii alan Psikoloji tefekkür ilmidir; o üçüncü- sü olan sosyoloji ise grup halindeki canlı şeyler arasındaki münasebet-. ten bahseder. Bu gruptaki ilimler de; kendisinden evvelki ilimlere ve evvel- ki grupların ilimlerine istinat eder. Bu ilimler de bir takım tâli şubelere ayrılır. Bu ilimler arasındaki faslı müşterekler o kadar keskin ve vazıh değildir. Daha doğrusu bu muhtelif isimler ilimlerin mahiyetlerinden ve muhteveyatlarımdan ziyade ihtisas sa hiplerine göre verilmiştir. Bunlarm hepsini birleştirirsek ismine (Kâinat ilmi) diyebiliriz. Bu ilimler bize ha-| kikatleri anlatmakla kalmayıp ayni zamanda, tatbikat itibarile, cemiye-| tin sulh ve harp işlerinde (o mühim Memleket Haberleri Erdekte zeytin mahsulü Bu sene mahsul az, nefis vâö güzeldir Erdekten bildiriliyor Erdeğin yegâne servet mem- bat olan zeytin mahsulü bu sene geçen seneye nazaran az ise de son derece sağlam ve kıtası fevkalâde iridir, Geçen sene mahsulü çok olmasına rağmen zeytin sineği haşeresinin yapmış olduğu tabribat yüzünden mah- sul tamamile kurtlu ve küçük olmuş ve hemen hemen yüzde doksan tuzlanamadığından mem- leketimiz balkı geçen seneki zeytin mahsulünden lâyıkı veçhile istifade edememişti Bu sene çok esaslı ve tarama suretile yapılan zeytin sineği mü- cadelesi neticesinde pek parlak ve müsmir neticeler elde edilmiş, halk yapılan bu fenni müca- delenin faidelerini gözlerile gör- müş, hissetmişlerdir. Azgın bir boğa izmirde bir vapura yüklenen bir boğa nasılsa kurtularak cad- delerde koşmaya başlamış, iş bankası önünde bir kadınla ço- cuğa, daha sonrada bir kişiye çarpmış ikisini ağır surette ya- ralamıştır. Boğa yangın yerinde yakalanmıştır. fakat Balıkesirde Üç köylü tütün kaçırırken yakalandı Balıkesirde tütün kaçakçılığı son zamanlarda sıklaşmıştır. Ge- çenlerde vilâyet dahilinde bir çok tütün kaçakçısı meydana çıkarılmış, mühim miktarda ka- çak tütün elde edilmiştir. iki gün evvelde biri kadın olmak üzere üç köylü tutulmuştur. Mus- tafa, Hüseyin ve Safiye ismindeki bu köylüler kaçak tütün kulla- nırlarken görülmüş, evleri aran- mış, tütünler meydana çıkarıl- mış, kendileride mahkemeye ve- rilmiştir. Kuduz bir köpek Dört gün evvel Babaeski tü- tün bayilerinden Ali Riza efendi Şarköy kazasından Mürefteye gelirken yol özerinde kuduz bir köpeğe rastlamış; köpek Ali Ri- za beyin üzerine saldırarak aya- dan ısırmıştır. Beş on dakika oğuşmadan sonra kuduz köpek kaçmağa başlamış ve ayni yol üzerinden gelmekte olan diğer bir yolcuya daha hücum ederek onları da bacaklarından isıtmış- tır. Bunu müteskip kuduz köpek Mürefteye yelek küçük bir kız- dalamıştır. İl büyük vazilesi nedir Çocuklarını Tutumlu ÇE Ey EET Muktesit MER Yetiştirmek. O halde derhal VE âmildir. Bunların tatbikattaki! mahsullerine teknik veya fen deriz. İlimler son zamanlarda terakki de | Takvim — cum, 6 Teftişi 11 inci ay 1031, 23 Cey Senenin geçen günleri: 309 kalanı BE p Güneş — Doğuşu: 6,21; Havşi Namaz vakitleri — Sabah © Oğle 11,58: ikindi 14,55 Akşamı İĞ Yatsı: 1840, imsak 441 i Hava — dereceli hararet (az#(fi tasgari) 3 derece. Bugün rüzgar esecek ve hava ekseriyetle açık © Radyo Istanbul radyosu Saat 18 den 19 a kadar gramofon © lar neşriyat 19,30 dan 20.30 a kadi rinci kısım saz Makbule H. iştirakile $ dan 21 e kadar gramafonla operet çalan 21 den 22 kadar ikinci * Feyziye 11. ve Ekrem beyin içti den 30 kadar orkestra Vakıt: Abone şartları: mm I 3 ü ç Z Dahilde 150 400 750 1400 Kef Hariçie — (800 1450 2700 (<5 ilân şartlarımız: Resmi Sanrı 10 Kş Santimi vw. Küçük ilân şartlarımız: —— Hususi, ge 12,50 &£ 2 » k 5941405 16 1-10 Del 30 80 65 75 190 Kuru$ 4 — Abonelerimizin her üç ayi? Bı için bir defa meceanendifi B—4 1 geçen ilânların fsi #alıri için 5 kuruş zammoluf! BORS e.sani 9 Kambiyo Iingiliz lirası Kr. | 789 » Tlk mukabili Doları 0479 İst Frank ı # Üret Belgi | Mm. Frank Drahaı Teva Forin Kuron Siiing Pezeta Mark Zon Pen? #Ley © Kuruş 1 Türk irsi Dizer Çervoneç Kuruş Nukut 4 sterlin (syiliz) 1Döler (Amerika) 0 Frank (Fransız 9 iret (halya OFrank Belçika) 20 Drahmi (Yunan | "rank Jİsriçcel va 10 Kuron (Çekoslovak? Şiling Avusterya) » Pezeta |ispanya 1 Kayşmarkl Almanya) 1Zioti /Lehistan | 1 Peogö !Maçaristan İh Ley (Rowsayaj 30 Dinar 'Yegoslevyal 1 Çeruneç Seryet Aa O; eidiye | Borsa Mecidiye 2 haric Bankosot ğul elektronların ilerisinden gali lar. Demek istiyorum ki vüyül ği şiflerle ilmin bap başları arasi! müddet fasılaları gittikçe krsali Yirminci asır fenni, gerek asl gerekse zenginlik itibarile. , asırlarınkinden farklıdır. On zinci asıra (Maddilik asrı), on zuncuya (Mütekabil münasebet ! dersek bu asrm ismine (Umit diyebiliriz. Cemiyetin refah det beklediği bu asırda bu ümid İ hakkuk ettirecek yegâne vasıtâ hesiz ilimdir. O halde bu asırs 1 asrı) diyebiliriz. İşte bu asırd8 i | ve fenne bigâne kalmak daha df. devridir. İngiltere © âlimlerinden Brogg ile oğlu bize billüri cisimlerin mahiyetlerini öğrettiler. Bundan 12) &il inkılâp devrelerini geçirmektedir.| sene evvel J. F. Thomson bize elek- İlim itibarile bu devir baba —oğul| tronları öğretti; bugün bata ve v- su uyumak yalnız gençler için çebi hepimiz için zararlı neticeler x€” lir. İlmin bizzat şiir olan kâinat "5 zümesini öğreden kuru tarafını vg şimdilik bir tarafa © bırakalım. © addedelim; fakat tatbiki | tarafi ö£ neffüs için lâzım gelen hava Vüzumludar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: