26 Aralık 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

26 Aralık 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şeyler yapmayı düşünüyorlar, fakat) 7 YANIN d0 ManunuUevvel 1931 Yazanı 'Tbeodor Dresr Nakle- den:ta Bir kaç gün devam ede- cek heye- canlı bir Hikâye — Zenciyi bize veriniz ! — Çekilmezseniz ateş ederim! ld 2 van ilk kısmın hülâsası İ Gazeteci Davies, gazetesi tarafın - dan, genç bir kıza taarruz eden bir! Zencinin halk tarafından linç edilmek üzere bulunduğu köye gönderiliyor.| Bir at tedarik edip, zenciyi O takibe çıkan müfrezeye iştirak ediyor. Ahır sahibi Davies'in görerek: — Ne oluyor? Dedi. Gazeteci sinirli sinirli cevap verdi: — Peşine düşmüşler. Serif kendi- sini tevkif etmiş, elinden almak iss tediklerini söylüyorlar. Şerif, Bald| vin'e uğrayıp onu Clayton'a götüre » ekmiş. Kabil olursa ben de gitmeli- yim. Bana gene atınızı verir misiniz. Pazarlığımızdan başka iki dolar daha veririm, Ahır sahibi atı çıkardı. fukat ata dikkat etmesini, bir şey olduğu tak - dirde ne kadar zarar ve ziyan verece- ğini de söylemeyi unutmadı. Gece ya rısmdan sonra ata binilmemeliydi. Lâzım olursa başka yerden tedarik etmesi veya gelip başka bir at alması Jâzımdı. Bütün bu şartları Davies der- hal kabul etti, ata bindi ve uzaklaştı. Meydana geldiği zaman, atlarmı 2 ramıya çıkmış olanlar dönmüşler, ve hazırlanıyorlardı. Haberi getirmiş o» Mın delikanlı çoktan gitmişti. Davies bu yeni müfrezenin ne tara- fa giüsceğini anlamak (için bekledi. Sonra, en güzel manzaralı yollardan, iniş, çılaşlardan, atımı sürdü. Fakat, gazeteci, hadisatın aldığı feci tarzla © kadar meşguldü ki manzsravı ta « tamıyordu. Ölüm! Ölüm! Gayrı ih. tiyari fakat mecburi ölüm, işte zihni ni işgal eden, şimdi, sadece buydu. . heyecanımı . Bir saat sonra, köylüler, Şe rifle yetistiler. Şerif, iki adamla be» raber, bir arabaya binmiş, gidiyordu. Kendisi arabanın arka tarafıma otur»! muştu, İki elinde birer tabanca tutu-| yordu ve yüzünü müfrezeye çevirmiş. ti. Köylüler onu görünce, arada hör- metlice bir mesafe bırakarak takibe başladılar. Ne kadar müteheyyiç o- lurlarsa olsunlar, hiç birisi, kanunun yürüyüşüne mani olmak istemiyordu. Davles köylülerden birisinin: — Herif arabada... İçerde bağlı o» larak yattığını görmüyor musunuz? Dediğini duydu, ve baktı, Bir bas — Evet, dedi, gördüm. Bir üçüncü: — Bizim için yapacak şey, deği, onu kaldırıp asmaktır. Buna da müstahak. tır, ve akşam olmadan bumu yap- malıyız. Şerif herhalde işitmiş olacak kiz — Hey, diye haykırdı, büyün kim» ssyi asamazsmız, Geri dönseniz daha iyi etmiş olursunuz. Şerif, müfrezenin vaziyetinden çe kinmiyor görünüyordu. Köylülerden birisi, içlerinde bir baş olmadığını hissettirir bir tarzda: — Baba Whitaker nerede? dedi, o olsn zenciyi hemen elde ederdik. — Öteki müfrezeyle beraber, aşağı da Olney tarafımda... — Gidip haber vermeli, — Clark gitti bile. Davies köylülerin ortasında, garip ve karışık hislerle atım sürüyordu. Firafındakilerin heyecanile hem he» yecenlanıyor, hem de yıpronıyordu. Davies mfrezenin, bilhassa birinei-! si hissile hareket ettiğini farkediyor. du. Fakat, kim olursa olsun, birisi in da bütün müfrezenin öldür » en bir an bile cekinmiyeceği de belli oluyordu. Bütün bu adamlar cür'etsiz değillerdi, fakat kendilerine birisi tarafından cür'et telkin edil -; mesini arzu da değil de, orada bulu » u bütün kuvvet ve iradelerini! rifin elinden, muhafazasına me -| olduğu adamı alp asmıya mu-| vaffak olacak bir tek irade veya Kuvs! vele irca edilmesini bekliyorlardı. Bu tuhaftı — hatta münevver bir adam havsalası için (anlaşılmaz bir şeydi — fakat bu böyleydi. Hepsi bir başlarına belâ getirmekten çekiniyor. lardı. Uzun boylu, gösterişli, müdebbir, yüzü, gözü güneş ve rüzgârdan yan - mış Şerif Matthews'in esk; bir elbise! si ve başmda rengi uçmuş bir şapka! vardı. Kendisini takip edenlere lâ- kayt bir surette bakıyordu. Her şeye rüğmen esirini müdafaaya, köylülerin «larına mümanaat etmiye kar 1. Hatta, ateş etmek bile icap etse, köyüler zenciyi elde edem'- yeceklerdi ve her attığı kurşun öldü- rsiye olacaktı. Şerif, köylülere baş» kaları da iltihak edip kuvvetlendikleri halde hücum etmediklerini görünce| onları korkutarak dağıtmıya (o karar! verdi, Ve mademki bu adamlar, öküz ler gibi onu takiple iktifa ediyorlardı, şüphesiz bunda muvaffak olacaktı. Arabacıya döndü: — Biraz dur, | Dedi, Arabacı dizginleri çekti. Köylüler de durdular. Arabaaın için- de yalan zencinin yanında ayağa kal! karak Şerif bağırdı: — Hadi dağılınız, dağılınız diyo» rum size, Beni takip ettiğinizi istemi- yorum! Bir kaç köylü yarı şaka, yari iss! tihzayla bağırdılar: İ — Zeneiyi bize veriniz! Şerif: — Size, vereceğim şey (defolup gitmeniz için iki dakika müsaadedir, Diyerek saati çıkardı ve baktı, A- ralarında otuz metr? kadar. bir yer vardı, 7 — Eğtr, diye, devam mAzsanız at“ — Zeneiyi veriniz! Bu $9sj teriıyan Matthews o cevap! verdi; — Siz misiniz Seoli- Yatın hepini. ri biter birdı tevk'i #dsöeşim. Görür sünüz. Müfreze onu süxün İçinde dinle - mişti, Atlar #piniyorlardı. Adamlar. dan birisi: — Sizi takip etmiye pek âlâ hakk MIZ YAK, Dedi. Şerif arabadan atlıyarak: — Size mertçesine haber veriyo » rum. Diyerek köylülerin üzerine doğru yürümiye başladı. Ve tabancaların kaldırarak ilâve etti: — Beşe kadar sayasağım, sonra & “teş edeceğim. Şerif kat'i söylüyordu. Kuvvetliy. di de Müfreze hafifçe geriledi. Şe- tif haykırdı: — Yoldan çekilin! Bir... Iki... Müfreze ters yüzüne dönerek ri » cat etti. Davies de onları takip etmiş- ti. Köylülerden birisi, bu hareketi şöyle tevil etmisti: — Tekrar yola düzülünce başlarız, Bir başkası: — Vüzlfesini yapıyor, dedi, bırakı- nız da biraz ilerlesin.. . Şerif arabasma binip uzaklaştı, Fa kat, müfrezenin kendisine İtuat ede- ceğinden şüpheli olduğu görülüyordu. Selâmet, aceledeydi. Araba süratle gidiyordu. İzini bir kaybettirebilse ve aradaki mesafeyi açabilse, şafak atarken Clayton'a vasıl olabilecek ve zenciyi hapisanenin kalın duvarlar arkasmda emniyet altına alabilecek. ti. Fakat aralarındaki mesafenin art- masma müsaade etmemiye karar ver- miş olan köylüler de atlarmı sürüyor. lardı, Birisi: — Baldvin'e uğrıyacak, dedi, Davies sordu: Baldvin de neresi? — Garba doğru, dört mil mesafede, — Niçin oraya gidiyor? Evi orada. Belki de zenciyi oraya götürüp, Clayton'dan imdat gelene kadar herifi muhafaza edebileceğini düşünüyordur. Öyle zannediyorum ki oraya bu gece, olmazsa mutakkak yarın sabaha karşı varır. Köylülerin şivesi Davies'i güldür. dü, ett, aldır. takibe kadar (Bitmedi) | muştur, li, Nobel sulh Mükâfatı Bu sene bunlar tarafından kazanıldı lik defa olarak bu sene Nobel sulh mükâfatı bir kadını veril- miştir. Amerika mubarrirlerinden olan bu kadın Mis Jen Adams- tır. Sulh mükâfatı, onunla Ko- lombiya Darülfünunu emini dok tor Butler arasında taksim olun- Mis Adams 71 yaşındadır ve bir hastahanede tedavi altındadır. Oslo Darülfünucu tarih müder- risi profesör Koht Mis Adams- tan bahsederken şu sözleri söy- | lemiştir: “M's Adams, kadınlığın en mükemmel hasletlerini yaşa- tan canlı bir ifade ve yer yü- zünde sulh ve mesâlemeti hüküm- ran etmek için çalışan bir ka- dındır.,, Mis Adams milletler arasında kardeşlik hislerini yükseltmiye çalışmakla maruftur, Kendisinin Kellog misakımı ortaya çıkarmak- ta mühim hizmetleri dokunmuş- tur. Bu senenin Nobel mükâfatı 9527 Ingiliz lirasıdır. Mis Adams, bissesini o beynelmilel Okadınlar su.h cemiyetine ihda edecektir. Doktor Butler dünyanın en İ maruf ilim adamlarındandır. Gülhane hastanesin- deki meccani mua- yene günleri Gülhane hastanesinde mecca- ni muayeneler için yeni bir liste hazırlanmıştır. Bu İisteye göre, cumartesi günleri Telât B. cilt hastalıklarına, Sani Yaver B. kulak, Boğaz, burun, Fuat Kâ- mil B, idrar bevli baslalıklarına, pazar günleri Niyazi Ismet B. göz, Aplulkadir B. dahili, Nazım Şakir B, akıl ve sinir bastalkla- nba, pazarlesi günleri Murat B. barici, Sani Yaver B. kulak, Bo- gaz, kurun hastalıklarına Şemset- tin B. massj ve tedavii m hanikiye salı günler: Refik Münir B. ka- cm ve co üm, Sureyya Hidayet B, dahili, Fuat Kâmil B. idrar bevi, Kazım Şakir B. akıl ve sinir hastalı'larna, o çarşamba günleri Şüktü Emin B, rontken müayeieler.ne, Niyazı İsmet B. gör, Te'ât B, cilt hastalıklarına, perşembe günleri Şemseltin B. mesaj ve tedavii mibanikiye, M. Kemal B, harici, Refik Münür B. l adın hastalıklarına bakacak- | lardır. Günün Muhtırası Takvim— Cumartesi 36 Kânunyeyvel 13 imci ay 1931. 15 Saban 1850 Senenin geçen gÜrleri 348 kalan günler 13 Güneş — Doğuşu 7.18 Hans 1641 Namaz vekitieri — Seba 548 Öğle: 128. ikindi 1429: Akşam” 1651 Versi: (820 imsak: 530 Hava — Düz azami hararet derecesi $ ssyari nakıs bir olarak kaydedilmiştir. Bugün rüzgür İodostan mutedil esecek ve hava ekseriyetle bulutlu olacaktır. « Radyo Istanbul radyosu Ğ dan 7 ye kadar gınmolon, 730 dan 830 a kadir birinci kısım saz 830 dan 930 a kadar orkestrs 9,30'dan 103a kadar “ikinci tası gaz / —45— Jerar'la Nantas ahbap oimuşlar ve müşlereken katili arıyorlardı — Merak etmeyiniz bu iş ol- du bile, Binaenaleyh bu cihetten de bir şey yok.. Şimdi geriye kalan bir. mesele var ki, o da, Baratofla kavyarızdan sonra siz çıktınız deği mi? Evet İşte siz- den sonra k mss girmemiş. — Bunu da lim söylüyor? — O katın hizmetç'si, Bu bu- susta kat'i o'arak şebadette bu- burdu. Jerar haykırdı: — Fakat ku adam aldanmış olabilir, — Hayır, dedi Nant:s, fakat yalan söyliyebilir. — Nel. — Öşleya.. Bir adem, diğer bir adamı yapmadığı bir şeyden dolayı itham ederse, bu efen dinin niçin bu kadar ısrarla it- bam ettiği düşünülmez mi? Jerar mırıldandı: — Sahi,. Evet. Nihayet ma demki garson koridordaydı, Ba- ratolun odasına girmesi güç bir şey değildi. Ne yazık ki bu adamı evvelce düşünüp te taras- sut eltirmediniz! Nantas güldü. — Yavrum, dedi, beni o kâ- dar aptal mı zannediyorsunuz? Bu sabah saat ondanberi, hade- meyi takip ettiriyorum. Jerarla mustantik bayret etti- ler. Nantas devam elti: — Ne hayret © ediyorsunuz, dedi, Baratofun kavga ettiği adamı, doğrusu katil olarak zan- nediyordum. Fakat bendenizin bir prensibim vardır. Bir izi asla ihmal etmem, ikinci dere- cede olsa bile.. Binaenaleyh, si- 2e hücum etmekle beraber.Ma- nuweli de takip ettiriyorum. M. Lisbey, Nantasın sözlerini alâka ve neşeyle dinliyordu. — Netice? diye sordu: — Netice... Netice tıplı sizin aldığınız neticenin aynıdır müs- tantik bey. Yanlış: yere M, Je- rarı katil zannetmiçiz, ve vakit kaybetmişiz. Bunun 'için bana muavin vermenizi rica edecektim, — Kimi? — Karşınızda duran möyö Jerarı, Zannedersem ne Adiiye, nede istintak dairesi kendisinin tevkif edilmesini arzu ediyor, Öyle değilmi? O halde onu bana veriniz. Biz ikimiz bir kolları sıvarsak,. » * * O dakikadan itibaren, Jerar polis bafiyesinden ayrılmamıştı. Nantan yorulmak ( bilmiyorcu. Ancak yemek yiyor, hiç uyumi- yocdü. Jerer biç yoru'madan ona oyuyurdu. Esasen bu tarzda ça: İişmiya alışkındı. Nantes için gaye, bu cinayetin failini mey- dana çıkarmaktı ve bu uğurda her fedadârlıkta bulunuyor, hatta sevdiği içkiyi bile feda ediyordu. Az konuşuyorlardı, Eir şey keşf ettikleri zaman hiç bir'si mağ- rur olmuyordu. Zira, Eunun e- hemmiyetini ikisi de takdir edi yordu. İşin müşkülâtı, Mauuer'in h.rekâtından duğuyorcu. Zra, garson gündüzleri çalışmıyor, an- cak vazifesine gece yarısı baş. layip sababın saat onunda evine dönüyordu. Sonra tekrar saat beşte otele geliyordu. Nantas'ın Moris Löblandan: bütün meharetine rağmen, her seferinde onun izini kaybe lardı. Manoel e takılmı polis taze her seferinde di atlatıyordu. ii Nereye gidiyordu? Ne yapıyof” du? Netce ancak üçüncü anlaşıldı. Nantas, Jerar'a: — Ahpap dedi, artık ma. Çünkü, I—kendsinden şöP” besi olmıyan bir adam bu k” dar çekinmez, kaçınmaz. 2— Haber aldığımıza göt Manuel bir busız çetesine a suplur. Ve onlsra geldiği deabeni hırsızlıklar “Slmaktadıf | Sonra, Abukir sokağında yatak” | lık eden bir serserinin bugüğ lerde pek ucuz mücevher ğında haber aldık. Bu kadi | kâfi. Hemen gidip (o bir tev | müizekkeresi kesüreceğim. Me nuel otelde olurüyor. Akşa saat 6da odasına gider, Y” kalarız, O zamana kadar da.. — Ozamana kadarda. — Gözlerini dört aç.. dınya.. Bak artık sana benli bitap ediyorum. Aldırm8* Iosan beraber çalışınca... 7 yorsunya, oOoherifi (oka gelmez.. ... Had'sat, Nantasın tahminlerif” den daha evvel inkişaf etmişti Nantas gideli beş dakika olm& mıştı ki, Jerar, yeni oteldöt | genç, kısa boylu bir adami” memurine mahsus Kapıdan çıkt ğını gördü. Eu adam, , Manuweldi. Manue'in ellerinde iki barel vardı, Bir otomobil çağırdı. ği Jerar, mudahale etmediği ti tirde, herifin savuşacağını muştı. Binaenaleyh koştu, mobilin ön tarafına geçti. esnada, Manuel bavullari yeri tirmiş, şoföre: 5 — Nord istasyonuna ; Demişti, Fakat Jerar, otomobilin içine iterek: — Hayır, dedi, polis müdüf” pim ve içeri girerek Manuel” o'unu tutup büktü. “ Manuel acıdan haykırarak ku v tulmak için çırpındı. Jerar: 5 — Kımıldanırsan, dedi, kolu kırarım. : Eu ses, o kadar amirane ve lunu tutan el okadar kuvv ki Manuel itaat etti, Fakat iti etmek için bir şeyler söylemiY? başladığını görünce, Jerar ge amirane Ses'e: — Bir kelime bile söyle dedi, boşa söylemiş olursun, © düriyette anlatırsın. Onbeş cCakika sonra, mü”. riyete gelip, Jerar Nantasa £” sonu Leslim edince, Manuel 0” . dar kendinden geçmişti ki bir şey sormadan o»tiraf etti — Evet, dedi, benim.. Ben A ç tım. Rusun östünde mücev” olcuğunu biliş or: um. Soymıyâ verdin ve bu Jerar'ı göster dışarı çıktılı o vakit ben dim. Baratolu uyuyor bir yette bulacağımı zannediyor“ Fakat, salonda ayakta du du. Eilerinden ayaklarından sarkıyor, ağzından tıkacı Çi“ yordu. Benim odaya ne a! la girdiğimi anlamıştış. Ü hücum etti, beni yz le si

Bu sayıdan diğer sayfalar: