18 Mayıs 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

18 Mayıs 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 4— VAKTİ 18 MAYIS 1932 | Günün haberleri haberleri e cinayetinin esrarı hâlâ anlaşılamadı Maktulün fotoğrafları çof çoğaltılarak vilâyetlere Bundan iki hafta kadar evvel Maslak yolunda (32) yerinden yaralânarak öldürülmüş olan bir adam cesedi bulunmuştu. Jandarma mıntakası dahilinde bulunduğu için derhal tabkikata başlıyan jandarma kumandanlığı yaptığı tahkkkatta henüz müs- bet bir netice elde etmiye mu- vaffak olamamıştır. Hatta bugüne kadar cesedin hüviyeti bile tesbit olunamamış- tır. Maamafih cesedin bir Müs- lümana ait olduğu ve kıyafet itibariyle Şimali Anadolu abali- sinden (bulunduğu (kat'iyetle gönderildi tesbit edilmiştir. Cesedin hüvi- yetini, daha kolaylıkla meydana çıkarmak için de maktulün fo- toğrafları çoğaltılmış ve bütün vilâyetlere, (kazalara gönderil- miştir, Bunlardan maada katilin de kim olduğu bir türlü anlaşıla- mamıştır. Şimdiye kadar birçok kimselerden şüphe edilmişse de tahkikatta bu adamların katil hâdisesiyle alâkadar olmadıkları görülmüştür. Jandarma kumandanlığı şimdi vilâyetlerden gelecek o cevabı beklemektedir. Balkan tütün konferasnı Murahhaslara dün Cibali fabrikasında bir ziyafet verildi Yunan murahhası neler söylüyor ? Balkan tütün konferansı dün saat 16 da Ticaret ve Sanayi odasında tahsisolunan dairede Nemlizade Mitat; Beyin riyasetinde 3 üncü toplantısını mıştır. Evvelâ tütün buhranının umumi! sebepleri hakkindaki mütaleatı ihtiva| eden geçen zabıt okunmuş ve rüznüme sinin ikinci maddesini teşkil eden müs tehliklerin kuvve iştirikiyelerinin a - zalmasınm buhrandaki tesirleri üze - rinde müzakere cereyan etmiştir. Murahhâslara ziyafet Balkan tütün konferansı müzake - relerine iştirâk eden Türk, Yunan ve Bulgar murâhhasları dün tütün in » hisar idaresi merkezine ““Imişler ve umumi müdür Hüsnü Beyin refnka - dinde bütün şubeleri (ogezmişlerdir. Murahhaslar idare merkezini ziyaret - ten sonra Hüsnü Beyle Cibali ciğara fabrikasına giderek orayı da gezmiş - ler, fabrikada şereflerine bir öğle zi - yafeti verilmiştir. Yunan murahhasi nö diyor? Yunan baş murahhası M, Manu - Kdis, dün bir muharririmize şunları söylemiştir: “— Balkanları alâkadar eden en mühim meselelerden biri de tütün me - gelesidir. Konferansa iştirik eden Üç memleketin siyasi münasebeti çok dostane ve samimidir. Bu itibarla müzakerelerden müs - bet neticeler almacağını kuvvetle ümit ediyoruz. o Yunan murahhasları bu - raya müşterek mesainin beklenilen İaideli neticeleri (o vereceğinden emin olarak gelmişlerdir. Bütün dünya - nın iktisadi vaziyetinin çok fena ol - duğu ve halkın bin türlü iktisadi müş - küllerle mücadeleye (mecbur kaldığı bu sırada müşterek vazifemiz kat'i bir itilâfa varmak için (elimizden geleni yapmaktır. Herüç memleketin tü - tün meselesinde menfaatleri birbirine bağlıdır. - Menfaatlerimizde katiyen fark yoktur. (o Binaen aleyh, itilâf ü - midi kuvetlidir.,, Murahhas heyetimizin yanlış ola - rak bildirildiği gibi (hazırlanmış bir proğramı yoktur. Tahdit meselesin de bazı rakamlar (teklif edeceğimiz haberi de doğru değildir. Murahhaslar Cibali fabrikasın- | daki mükemmeliyeti takdir ettiler | İstanbul, 17 (A. A.) — Balkan tü - tün konferansı reisliğinden tebliğ e - dilmiştir: 1 — Bulgar ve Yunan tütün mu - rahhasları Türk azalarle beraber bu - gün inhisar idaresinin Cibali fabri - kasını gezmişlerdir. Gezmeden sonra! müdür umumi vekili Hüsnü Beyefen -| di tarafmdan murahhaslar şerefine fabrikada bir öğle ziyafeti verilmiştir. Yunan ve Bulgar murahhasları fab - rikâyı ziyaretleri hakkmdaki intiba ve ihtisaslarmı defteri mahsusuna yazmışlar ve ayrıcada fabrikanm mükemmeliyetinden ve temizliğinden taktir ve sitayişlerle bahsetmişlerdir. 1I Üçüncü içtima Mitat Beyefen - dinin riyaseti altında saat 13 te akte - dilmiş ve tütün buhranının umumi se - bepleri hakkındaki mütaleatı ihtiva eden, geçen zabıt okunmuş ve ruzna - menin ikinci maddesini teşkil eden müstehliklerin kuvvei iştirâkiyeleri - nin azalmasının buhrandaki tesirleri üzerinde müzakere cereyan etmiştir. TI — Yarım tekrar saat 15 te mü - zakerata devam olunacaktır. Kaçakçılıktan Mahkümiyet Dokuzuncu ihtisas mahkemesi, evinin altında toprakta gömülü olarak sarı ve beyaz renklerde kaçak kopya kâğıdı bulundur- maktan suçlu Mubarrem oğlu Hasan hakkındaki davayıda dün bitirmiş ve maznun hakkında kararını vermiştir. Bulunan kop- ya kâğıtlarından beyaz cinsinin 6440 varak miktarında sigara kâğıdı yapılmağa elverişli oldu- ğu anlaşıldığındandan Hüseyin, altı ay hapse ve 6440 kuruş pa- ra cezasına mahküm edilmiştir. Rakı kaçakçılığı yaparlarken Beşiktaşta yakalanay şişeci Sa- lamon ve İlyanın dokuzuncu ih- tisas mahkemesinde mabkeme- sinde görülen mabkemeleri dün bitirilmiş ve kaçakçılık fili sabit olduğundan İlyanın bir ay, Sa- lamonun da, yaşı nazarı itibare almarak, 25 gün hapsine karar verilmiştir. Nis müsabakalarına iştirakedenheyetimiz Niste yapılan binicilik müsa- bakalarına iştirak için Fransaya giden heyetimizin mütebaki aza- ları dün Ankor vapuruyla Mar- silyadan şehrimize gelmişler, rıh- tımda Binicilik mektebi muallim ve talebeleri tarafından karşr- lanmışlardir. Binicilik mektebi müdürü Cev- det, ve Cevat, Ziya beylerle Fransiz muallim M. Tatu'dan müteşekkil olan heyetimiz Nisten Parise gitmişler ve hayvan satın almışlardır. üç aylık maaşlar ay başındâ verilecek Mütekâit, dul ve yetimlerin üç aylık maaş tevziatına bu ayın 1 rinden başlanacaktır. Malmü- dürlüklerinde maaş bordoralının hazırlanmasına devam edilmek- tedir, Yunanistanda Neler oluyor ? Dün mecliste şiddetli münakaşalar oldu Atinadan bildiriliyor : Muhalif gazeteler, bütün siya- fırkalardan müteşekkil bir teşriki mesai istiyen liberal un- surların, intihabattan sonra bile liberal ve halk fırkalarının bir teşriki mesai kabinesi teşkil et- melerinin gayrı kabil olduğuna kani öldüler siyasi işlerin kolaylaşabilmesi için M. Venize- losun Gümhur reisliğine intihabı lehinde bulunduklarını yazmak- tadırlar, Bu temayül ve cereyan, M. Venizelosun haberi olmadan ya- pılmıştır. Filbakika, siyasi şefler nezdinde teşebbüsler yapan kim- seler, M. Venizelos Reisicümhur- luğu kabul ettiği takdirde, teş- kilâtı esasiyenin değiştirilmesin- de ısrar etmiyen şahsiyetlerden intihap edilmişlerdir. Hatırlardadır ki, evvelce de böyle bir şey düşünüldüğü za- man, M. Venizelosa daha vasi selâhiyet verilmesi mevzuu bah- solmuştu. Filhakika, o zaman, Reisicüm- burun sadece Başvekili değil, diğer nazırları da intihap etmek selâhiyetini haiz olması isten- mişti. Aynı gazetelere nazaran, Rei- sicümburun parlamentoyu fesh etmek hakkını da haiz olması lâzım gelmektedir. Bu neşriyat, Başve- ! kilin, teşkilâtı esasiye kanunun- daki Reisicümhurun selâhiyetine ait maddeleri değiştirmek iste- diği zeminindedir. Halbuki, bu, ancak 3 haziranda yeni teşkilâtı esasiyenin meclisce tasdikinden beş #ene geçtikten #onra kabil olabilir. Muhalefet lü, bir çok sebeplerden dolayı, şimdiki bak de, teşkilâtı esasiyenin değişti rilmesinin kabil olmadığını söy- lemektedirler. M. Papadatos, meclis reisini ziyaret ederek kendisine Pirgos- dan gelen bir telgrafı vermiştir. Bu telgrafta, Venizelosun mali bubranın nibayetine kadar diktatörlük ilân etmesi tavsiye olunmaktadır. Meclisteki hücumlar Atina, 17 (A.A) — Nisbi tem- sile ait kanunun müzakeresi es- nasında M. Venizelos, balkçı fır- kasına hücum etmiştir. M. Çaldaris, fırkanın muzaffet olacağım temin etmek suretiyle mukabelede bulunmuştur. Ingiltere ve Yunanistanın borçları Londra, 17 nsan — Jagik tere Avam kamarasında Yuna- nistanın borcunu verip vetmiye- ceğine dair vukubulan bir suale cevap olarak Maliye Nazırı, şu beyanatta bulunmuştur : — Yunan hükümeti ricalinden bazıları tarafından vuku bulan beyanat üzerine beynelmilel ma- liye komisyonu Yunan hüküme- tine resmi bir protesto çekerek Yunanistanı hukuki taahhütlerini ifaya davet etmiştir. Yunanistan- daki İngiliz, Fransız, Italyan mü- messilleri de bu protestoya teyit etmiş bulunuyor. Bundan başka, İngilterenin Yunanistan elçisine, Yunan hükümeti nezdinde te- şebbüsatta bulunmak için talimat verilmiştir. Ingiltere hükümeti Yunan hü- kümetinin hareketini büyük te- tessürle karşılamakta ve bamil- lerinin meşru hukukunu temin için icap eden tedbirlere müra- caatta kusur etmemektedir. amana i Japonlar Kimlerdir ? £ Nakleden : 18 Tefrika No. 1 yg Bg yy gg gt üneşimparatorluğunda çalışan iki zihniyet var Suikastlar kimler tarafından ve niçin yapılır ? Asrımız, buhranlar asrıdır. Fakat en büyük, en hailevi buhran, yakım bir mazide mede- niyetin kendilerine tevdi edeceği serveti mubafaza etmek ve bü- yütmek vazifesini alacak olan genç neslin bubranıdır, diyebili- riz. Genç Japonya için, bu me- sele, öteki milletlerden daha güçtür. Son Çin- Japon ihtilâf bunun açık bir delilidir. Bütün mesele, bugünün sanayi hayatıyla Japon milletinin ve esas olan ailenin kırılmaz bağlarla dini maziye merbut olduğunü söyli- yen kadim felsefe arasında ahenktar bir birlik teşkil etmiye inhisar eder. Bir taraftanJaponya gittikce garp zihniyetile hareket ederken, öbür taraftan henüz derin bir surette Şinto mezhebinin tesiri altında- dır. Sayısız Şinto mabetleri her gün, elektrikli tramvayla olsun, yahut, eskiden olduğu gibi ya- yan olsun, binlerce, milyonlarca ziyaretci celbetmektedirler. Ecdada hörmet esasına istinat eden Şinto mezhebi, milleti, bü- yük bir aile gibi telâkki eder. Milletin reisi de, güneş ilâhesi- nin oğlu olan imparatordur. Japon gençliği Şinto mezhebi ile sanayiciliği birbirine mezcet- mekle mükelleftir. Zahiren bir- birine zıt görünen bu iki unsur, Jan imparatorluğu i için elzemdir. Bir yabancı için, Japonyanın derebeylik rejimini kaldırarak yerine bugünkü parlamanter ve sanayici rejimi ne kadar çabuk ve kısa bir zamanda tatbik et- tiğini anlamak kabil değildir. 1854 senesinde Komodor Per- ri, müstakil, harice tamamen ka- palı ve kadim an'anelerle yaşı- yan Japonya diye bir memleket olduğunu keşfetti, 1868 senesin- dede, on altı yaşında tahta çı- kan imparator Meiji, hukukların- dan feragat eden derebeylerin ve saray erkânının karşısında yeni Japonyanın teşkilâtı esasi- yesini ilân ediyor ve yemin edi- yordu: Devietin bütün işleri umu- mi münakaşadan sonra tesbit edilecek, idare edenlerle idare edilenler bütün gayretlerini mil- letin nef'i hususunda birleştire- cekler, bütün eski âdetler kal- dırılacak, bilgilerinden istifade edilmek üzre yabancı memleket- lerle temas muhafaza edilecekti. Bundan elli dokuz sene evvel Japonya, maarif nezaretini açtı. Bir sene de on iki bin iptidai mektep yapıldı. Bugün, erkek çocukların yüzde 964 ü, kız çocukların yüzde 99,28 i ilk mektep tahsillerini yapıyorlar. 1928 senesinde, Japon darül- fünunlarında 80000 talebe vardı. 1868 senesinde Japonyanın 8 milyon Dolarlık olan ihracatı 1930 senesinde tam bir milyar Dolar olmuştu. Otuz yedi sene evveline ka- dar, memlekette bir tek kadin doktor yoktu. Otuz sene evvel, asılzade Aki-Ko'nun kızı, haya- tını kazanmak için devlet me- memuriyetine girmişti. Ve bu yüzden bir Mai çalışmasını ayıp telâkki eden nışanlısıyle ayrılmıştı. © Kadınlara sahneye çıkmak hakkını v vermiyen kanun 1918 | senesinde kaldırılmıştı. Bu gün, doktor, eczacı, mühendis, memur, gazeteci ka lar, Japonyada sayılamıyacak dardır veüç milyondan fa Japon kadın, hayatlarını kazâ” mak için çalışmaktadır. Bunl"” dan yüzde 39 u bekâr kalmışlar” dır. Fakat, bu, kendilerine me” lı bulmak güçlüğünü çektikleri” den değil, fakat istiklâlleri muhafaza etmek istedikleri dendir. Eski rejimle yeni rejim af” sındaki mücadele, bir çok k gülünç haileler yaratmaktadır. “Mobo,, larla “Mogo,, lar y89İ Avrupakâri giyinen delikanlılar”* genç kızlar meselesi har münakaşa edilmektedir. Bu getf ler barlar, dansinglere giderleri “sake,, denilen milli Japon ii sinden başka, koktey, viski “* Münih birası da içerler. Ozaka da, gürültülü bir e seden sonra, şehir eşrafı, “daf” sing'leri kapamıya karar ti. Fakat Avrupanın hafif ef lencelerine karşı yapılan müt” delenin garip olanları da v Muhtelif gizli cemiyetlerine me” sup kimseler, barlara ve dansifi lere hücum ediyorlar, şayet or” da eönebilerla danâadan Japonlara rastgelirlerse vay ! haf lerine. Geçenlerde gene böyle v hâdise olmuştu. Bereket vers? dansing müdürünün £ hakikal*” dahiyane denecek bir fikri, him bir karışıklığa mâni olmüf tu, Bakiniz nasıl; Tokyo'nun en şık dansignlerif" den birisinde, tam çay za genç Japonlar ecnebilere kat” şarak dansederlerken, içe! ellerinde sopalar, yüzleri keli, gizli bir cemiyete mens” kimseler hücum etmişlerdi. 2 lisin gelmesi için vakit “a mak istiyen müdür, der kestraya, milli marşı çalma emretti. Mutaarrızlar, orkesir” nin milli marş nağmelerini yunca, derhal oldukları L put gibi durdular, ve edebilmek için, marşın m beklediler. Bu arada polis miş, ve meseleyi halletmişti. Yalnız, milli teşkilâtın Md ssıp faaliyetlerinin bu gibi eb si, lere inhisar ettiğini sane ir doğru olmaz. Japonyanm # şabsiyetlerinden eski maliye arı İouyenin katli, gizli ya cemiyetinin bir eseridir. gi cemiyet €sasen Kosnikai pi siyah ajderha cemiyetinin # şubesidir. Katledilen nazı: ponyanın Çine hucum “ei aleyhinde bulunmuş ve ye menfi neticelerini evvelden b* ver a (Devam e Kadıköy Süreyya Bu akşım 9140 Raşit Rıza Tiyatro” İlk Defa Olarak Bir Gece.. Bir Har9” 4 Drâm 3 perde. Yunan edibi Melasın şah eseri.

Bu sayıdan diğer sayfalar: