18 Haziran 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 1

18 Haziran 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hakları ! Küçük milletlerin Bir Amerikalı Şamda,Suryede Mısırda neler gördü? 15inci Yıl * Sayı : 5186 — Yarısı # Üncü sayfamızdı — Cumartesi, 18 Haziran (6 mc ay) 1932 Faşistlik edir ? M. Musolini bunu izah ediyor — Yazısı 4 üncü sayfamızda — © Sayısı 5 Kuruş Fransa Tamirat borçlarını ilga ediyor, fakat bir şartla ! Konferanslardan Beklenen Şey Evvelki gün Lozanda toplanan ve Alman tamirat meselesile be- raber cihan iktisadi ve mali buhranına karşıda tedbirler arı- yacağı söylenen konferanstan büyük ve mühim kararlar bek- leniyordu. Fakat ilk müzakereler etrafında şimdiye kadar gelen baberler, bu konferanstan da zannedildiği gibi mühim ve kat'i neticeler çıkmıyacağını gösteri- yor. Anlaşılan Almanya hesabina konferansın vereceği netice, Ho- over: morator,omonun : hitamıri- dan itibaren mer'i olmak üzere bu memleketin tamirat borçları için nihâyet altı aylık yeni bir möratoryom Kabul etmektir. Fransa tamirat boçlarının bütün bütün (silinmesini Obeyaelmilel harp boçlarının o kaldırılmasına bağlı bir mes'ele talâkki ettiği, Amerika iss Avrupa devletlerin- den bu paraları istemekte israr eylediği için bu işe başka bir sureti hal bulünamıyor , demek- tir. Bir sene için ilân edilmiş vinm - Haarar meratoryomu he iran sönunda bitiyor. Şu balde Almanyanın . tamirat O borçlarn için yeniden kabul edilecek al- tu aylık moratoryom, kânunusa- niye kadar bugünkü beynelmilel Boğaziçindeki iskeleler vaziyeti olduğu gibi sürükle- mekten başka bir şey değildir. Amerikada yeni reisicümhur intihabı yaklaşıyor. Tabil bütün Amerika bu intihabatın hazırlık- larile meşğu'ldür. Yeni reisicüm- burun intibabından evvel Avru: pa devletlerinin Amerika hükü- meti ile harp borçları meselesini semereli bir surette görüşmesi mümkün olmadığı için altı aylık moratoryom İle sadece 'daha altı aylık bir vakıt kazanılmış olacaktır. Diğer beynelmilel mali ve ik- tısadi meselelere gelince, bun- larla ayrıca meşgul olmak üzre ikinci ve büyük bir konferans toplanacaktır. Binaenaleyh bu cihetlerden de buhran içinde kıv- ranan mületler şimdilik fazla ümide düşmemelidir. Yalnız şayanı dikkat olan bir nokta var. İngiltere hükümetinin Avrupa işlerine karşı vaziyeti değişiyor gibi görünüyor. İngil- tere iktısadi ve mali buhranm kendine teallük eden kısmını şimdiye kadar imparatorluk hu- dutları dabilinde halledebilöce- /£ İ | ğini ümit ediyordu. Bunun için yedi sekiz ay evvel Sterlinde ale tın esasini terketmekle beraber logiltere gümrüklerinde himaye Mehmet Asım İ Alttarafı © inci sayfamızda | Altı iskelenin yerleri değiştiriliyor Şirketi Hayri- ye, İstanbul be- İediyesine müra- caat ederek Bo- ğaziçindeki va- pur iskelelerin. den bazilarınn © yerlerini değişti- receğini | bildir. miş ve müsaade istemiştir. — Şirketi Hayriye, isimlerini tes- bit ettiğialtı * iskelenin suların Sereyanma Omukavemet edemi- Yerek çabuk çürüdüğünü, her sene “tamir edildiğini ve tâmir Masrafı büyük bir yekün tuttuğu de bir türlü bu iskelelerin Metanet ve: mukavemeti temin olunamadığım, bunun için bu is- keleleri mahfuz yerlere naklet- mekten başka çare olmadığını *öylemektedir. Şirketi Hayriye, iskelelerin naklolunacakları yezleri de tayin etmiş, plânını lediyeye göndermiştir. Daimi men bu plânı tetkik ettik- sonra mahallinde de tetkik a lüzum görmüş, encümen azalar, Boğaziçine giderek yer- leri “değiştirilecek altı iskelenin bugünkü hallerini ve nakledilme- $irketihayriye vapurlarındân birisi leri istenilen yerleri gezip gör müşlerdir. Şirketi Hayriye yeni yaptıra- cağı iskeleleri daba ziyade ka raya istinat ettirmek istemekte- dir, bu itibarla iskelelerin yapı- lacakları yerlerin arkalarındaki cadde ve saha vaziyetleri göz- den geçirilmiştir. Daimi encümen, Şirketi Hay- riyenin gösterdiği yerlerden ba- zılarına yeniden iskele inşasını münasip bulmuş, bir kısmının arkaları sırt ve yar gibi yerler olduğu ve halkın geçmeleri için kâfi saha kalmadığı için bura- larda iskele yapılmasını doğru bulmamıştır. Daimi encümen bu busustaki kararını bir iki gün içinde verecektir. 1—2 gün sonra Kılıç Ali Beyin hatıraları A yy yg yl gg inanmadan i Derdin kökü ) : . Derindir Istanbul belediyesi, ekmek işin- de, şimdide yeni bir narh usulü kabul etmek istiyormuş: Çarşam- badan, çarşambaya narh ilân edil- mek usulü, terkedilecek, onün ye rine buğday piyasası takip olun. rak, ne vakip fiatlar bir kuruş yük. selir, yahut bir kuruş eksilirse, o- vakit narh değiştirecelemiş Doğrusunu söylemek İârım- sa, bu, narh koymak değil, narhı kaldırmaktır. Esasen belediye, ge- çen çarşambaya kadar mer'i olmak üzere yedi kuruş üzerine koyduğu ) narhı tatbik edemiyerek, salı gilnü dokuz kuruştan yeni narh ilân et- ğ mekle, narh usulünü filen kaldır- mıştır. Bir gün sonra, bazı fırın- cılar da -8 kuruşa ekmek satmak 3 suretile fazla olarak bü narhm $ da mânasizlığın: göstermiştir. | 7 Buna sebep, Şudur ki, hadise gö- £ ründüğü kadar basit değildir. $ Derdin kökü, daha çok derinler. . Penalik fırmeilardan, ek- mekçilerden Ziyade, değirmenci. lerde ve büyük buğday ticareti ya- > panlardadır. Hakiki ihtiyaçlardan mütevellit 5 iktisadi arzlar ve talepler İle vuku bülan fiat artmas ve eksilme- si, daima tedrici olur. Birdenbire £ yüzde yirmi, otüz gibi yüksek fiat temevvüçleri İse, ancak ihtikâir ve speklilâsyon eseridir. Netekim bu defa da “Hükümet, buğday sio- ku yapacakmış, gibi şayinlar ile bir gün içinde fiatlar yedi kuruş- tan dokuza, “dokuz bucuğa kadar forlamış, sonra yağmurlar yağmı- # Di £ sildiği İçin gene birdenbire ni 8 kuruşa düşmüştür. Hadisenin bu £ £ safhaşmda, İstanbul ekmekçileri- 2 $ nin hiç bir kusur ve kabahati £ E yoktur. Asıl suçluları, muhtekir- i leri ve spektilâsyoncüları, buğday E Piyasasında aramak ve ayni fenalı- £ ğm bundan sonra tekerrür etmesi: ne mani olmak için ona göre esaslı tedbirler âlmak lâzımdır. a gg gg Dahiliye vekili Şehrimizde Şükrü Kaya B., Istanbulda bir kâç gün kalacaktır Dabiliye vekili Şükrü Kaya B. dün sabahki trenle Ankaradan şehrimize gelmiş, istasyonda İs- tanbul valisile diğer zevat tara- fından karşılanmıştır. Şükrü Ka- ya B., Haydarpaşadan doğruca Kadıköyündeki evine gitmiş, öğ- leden sonra İstanbul tarafina geçerek Tokatlıyan oteline gel- miş, burada İstanbul valisinin ziyaretini kabul ederek bir müd- det görüşmüştür. Şükrü Kaya B., busasi işleri için geldiğini ve burada birkaç gün kalacağını söylemiştir. Kendisile birlikte dahiliye ve- kâleti hususi kalem müdürü Ek- rem B.de şehrimize gelmiştir. Yeni bütçe | Masraf ve varidat| Açıkta kalacak me- murlardan tekaüt edilecekler - Zinçi sayfamızda - — Yazısı Zinci sayfamızda — Dün üçüncü sınıf bir Ynnan muhtelitini ancak bire karşı iki sayile yenebildik .. meme — mlm Yunan kalesi önünde ş — Yazım $'incide Spor sayfamızda — Emir Faysal Hz. yeni beyanatta bulundu “ Türkiyenin fevkalâde muvatlakıyeti.. Şarklı- ların hiç bir vakıi Avrupalılardan geri kalmıyacağını isbat etmiştir ,, diyor Şehrimizde bulunan Hicaz Prensi Emir Faysol Hz. dün öğleden son - ra hususi bir motörle Marmarada bir gezinti yapmış, Büyükada'ya git - miştir , r Emir Hz., dün sabah Perapalâs o - telinde, refakatlerinde bulunan Hi - cüz Hariciye vekili muavini Fuat Hamza Bey vasjfasile İstanbul gaze « tecilerine Ankara ziğaretleri ve Hicaz ahvali hakkında şu beyanatta bulun - milşlardır: — Ankara'dan gayet iyi intibalar - Ta ayrıldım. Ankara'da bir çok mü - esseseleri, bu arada, Ziraat ve Dev - let bankalarını ziyaret ettik » Bu müesseşelerin ziyareti esnasın - da dikkatimi ve takdirimi celbeden şey, memurların hepsinin Türk olma « (Lütfen sayfayı çeviriniz) Emir Faysal Hiz. j AKİIİSLER En Kârlı İş debiyat ta Camembert peyniri gibi kos kup kurtlanmayınca para etmiğor! Âdi kaldırım şarkasile çılız kadın sesine gösterilen bu itibar karşısında şehrin bütün kızları niçin hanende ol- muyorlar acaba? Kuytu İstanbul sokaklarının, çürük kafesli, çarpık cumbalı eölerinde, tanrının günü, tahta siler, çamaşır yıkarken, türküler çağıran her ma- halle kızını ayda sekiz yüz lirc bekli- yor! Hayır, hayır .. Bu hanendele”, ka» zançlarını, hilkatin hiç te nadir bi. lât fü olmıyan seslerine değil, kırk para- lık hıyarı, kırk kuruşa yiyen, beyinleri uyuşmuş sarhoşalrın huvardalığına borçludurlar .,, Allah razı olsun müs- kirat inhisarından! Fakat asla unutulmasın ki, bugü nün zevk tarihini yazanlar, muasr- larımızın anlayışı ve duyuşu hakkın. Memleketimizde en kârlı iş nedir?.: Doktorluk mu? tüccarlık mı? fırın- calik mi? Meyhanecilik mi? Bakkal. lik mı? Kasaplık mi?.. Hiç biri değil .. Memleketimizde en| kârli iş, hanendeliktir!. Gece yarısı, İstanbulun bir kaç yüz sarhoşuna, bozuk düzen, üç şarkı 0-| kumak, zengin olmak için kâfi bir meziyet! Şu, deniz kenarında, Peruz Hanım edasile kantolar söyliyen kız, ay da sekiz yüz lira kazanıyormuş! Şu, Havuz başında, kağnı teker-| leği gibi gicirdiyan kadın, ayda yedi yüz lira çekiyormuş! Şu, sık ağaçlar altında, boğaz- lanmış horoz yaygarasile mnhalle türküleri çağıran hanım, ayda altı yüz lira alıyormuş! En yeni, en güzel, en mânalı şiirin bile milşteri bulamadığı bir zaman- da, vezinsiz, kafiyesiz, mânasız şar-| da, yarın için utanılacak bir vesi- kıların bu kadar rağbet görmesi, şa:| ka hazırlıyorlar!, şılacak şeydir . Demek ki, artık e- Yusuf Ziya pi

Bu sayıdan diğer sayfalar: