13 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

13 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Evli 1932 Viyanadi” Tutulan Reziller arama | Erkeklerin İ mamasına çalışanlar İ Simdiye kadar bir çok kimsi kimseye ame- Yat yapmış, binlerce lira kazanmışlar zamanda (Avusturyada #ebrinde gizliden gizliye İyette bulunan, bir şebeke çıkarıldığına, bu hu- ehemmiyetle tahkikat ya- dair telgraflar geliyor. ar bazı erkeklerin er- fi ini gideriyor, zürriyet ka- ini mahvediyormuş. Avrupada alâka uyan- ve tahkikat safahatı takip | hadise şudur: 13 numaralı ev! | | | | li R İYahanın Grisplats denilen nda 13 numaralı bir ev Bir sabah, meydanda bekliyen bir polis, bu ev- N iç kişinin çıktığını görmüş- Bu üç kişi, telaşlı telaşlı a bakınarak, polis memuru- Yanından geçerlerken, me- burnuna şiddetli bir ilâç Usu gelmiştir. İS memuru, bu eve son mlarda sık sık birçok kim- girip çıktığını, bunların yabancı simalar olduğunu “ğa ek, zaten Kuşkuda imiş. Yı zamanda evden de şid- ye kokusu gelmesi, şüp- i arttırıyormşi itibarla bu evde her halde sika) SEN bazı işler döndüğüne etmiş v, ast bir kararla, Öne şyeria bü üç kışiyi dur Men sörmüş: O evde ne işiniz vardı? isilevap ve irat ,» Üç yabancı, bu istizah özerine Mirmışlar, biribirlerinin yüzle- bakarak, bir müddet ağız ii se Kara nihayet şu ce- rmişlerdir: #)ba, “O evde bir doktor oturu- Na ameliyat etti. Şimdi Yanından geliyoruz! ü TE İİ ri m İn a h i — p Size ne ameliyatı yaptı? Yabancı, bu ciheti bir tür- ek istememişler, Ka- , götürülmüşler, nihayet ig ühim itirafda © bulunmuş- ii : 1 Doktor, zürriyetimiz olma- , bizi ameliyat etti. Bu t dolayısile artık çocuğu" y iyacak fakat bu imkân ortadan kalkmış değil- İŞ tediğimiz zaman doktora geleceğiz ve (yapılacak i birameliyattan sonra gene ! a muz olacak. i tahkikatın derinleşti. N Viüy başlanmış bunların ci- Yetlerden gelen rençberler ve orada meçhul dan kandırıldıkları tebrine geldikleri zaman, İ başka bir meçhul N reyon beklediğini k tarif edilen bir işa- amam tanıttığı anlaşıl- İstasyondaki adam, bun- in 13 numaralı eve gö- birer tamamile bir İotibamı veren bir Siya yapılmış ? i bu odada bir kız bir köşedeki âmeliyat Yatırmış öve başlarına , çi arr boyun- çocuğu ol- Bu suretle ameliyat edilen- ler nasıl ameliyat edildiklerini, | kendilerini kimlerin ameliyat et- tiğini görememişlerdir. Ameliyat esnasında odada hiç konuşan olmamıştır. Ameliyat bittikten sonra, başlarındaki kukuletenin İ bağı çözülmüş ve o zaman ame- liyat edilenler, karşılarında gene asistan sıfatile çalışan kadınla karşılaşmışlardır. Ameliyatı ya- İ pan adamlar, tanınmamak için, işleri bitince hemen odadan çık- i moşlardır. Mütcakiben ameliyat edilen- lerden adam başına 82 şilin İ alınmış, kendilerine yara kapa- nıncaya kadar temizlemek üzere de bir küçük şişe ilâç verilmiş, İ yarayı kapatıncaya kadar nasıl tedavi edecekleri ayrıca izah olunmuş, bir daha gelmelerine i lüzum olmadığı, bu ilâcın yara- nın kapanmasına kifayet edeceği bildirilmiştir. Polis taharriyat yapıyor Zabıta memurları, bu malö- matı aldıktan sonra, derhal eve gitmişler Sa aki bütün, eşyayı mişler, odaları mi hürlemi Milli Bu sırada ameli- | yalın yapıldığı: odadan yan oda» ya çekilmek üzre gizli bir kapı | mevcüt'olduğu keşfedilmiş, oda- ! da perdeler. ve paravanlar gö- rülmüştür.” Evde bulunan Robert Şirman “isminde bir adam tevkif edilmiş, burun ameliyat edilen üç kişiyi istasyonda bekliyen ve eve ge- tiren adam olduğu müvâaccehe neticesinde tesbit edilmiştir. Ge- ne tesadüf olunan Mariya Şvarts- bek ismindeki kadının da orada asistan sıfatile meşgul olan bir kadın olduğu ve kendisinin ha- kikatta bir terziden başka bir şey olmadığı öğrenilmiş, bunlar sıkı bir isticvaptan geçirilerek tahkikat derinleştirilmiştir. Tahkikat esnasında, ameliyatın daima sabahın saat altınsından evvel yapıldığı, ameliyat edilenle- rin biribirini takiben ameliyat ma- sasma yatırıldıkları da tesbit o- lunduktan sonra, hastaneye kal- dırılan üç hastayı muayene eden doktorlardan müteşekkil bir he- yet, bunların dünyaya zürriyet getirme kabiliyetlerinin ameliyat- la giderilmiş olduğuna, ameliya- tm çok kusurlu, çok acemice ya- pıldığına rapor vermişler, diğer taraftan polis memurları, başka bir ip ucu elde etmişler, Jozef Ragosnig isminde bir demirciyi de bu şebekeye dahil olmak üzere yakalamışlardır. Bir gizli müessese daha! Bu suretle şehrin diğer bir tara- fında Floriyani sokağında da i- kinci gizli bir müessese meydana gıkarılmış, burada ameliyatın iki “ecnebi tıp talebesi tarafmdan ya» pıldığı anlaşılarak, bunlardan biri yakalanmış, diğeri harice kaçtı ğmdan ele geçmemiştir. Yakala- nan uzun müddettenberi Avus - turyada bulunan tıp talebesi Ev- stati Anastasof isminde bir Bul gardır. Taharriyatta, erkeklerin via ee getirme kabi- Bağdatta Arap ittihadı ve Faysalın seyahati Irak kıralı Faysal Hz. nin Bağ- dattan bareket edere Maverayi şeria merkezi Ammana gitmesi bir çok şayialara sebebiyet ver- miştir. Taymisin Bağdat müha- | birine göre seyahatin hedefi, Arap ittibadı ile Necit hükümeti ile olan münasebetler meseleleri olduğu söyleniyor. Arap ittihadı meselesi, yakın- | da Bağdatta toplanacak Arap i birliği kongresinden doğuyor. Bu kongreye Irak, Hicaz, Suriye, i Filistin, Maverayi şeria murah- hasları iştirak edeceklerdir. Kon- gre kıral Faysalın himayesi al- tında toplanacaktır. Necit hükümeti ile münasebet- ler meselesine gelince, Necit hü- kümdarı Melik İbnissuut, geçen lerde tenkil olunan İbnirifade isyanının Maveray hükümeti ta- rafından teşvik gördüğüne dair kanaat hası ettiğinden siki taraf hükümeti arasındaki münasebet- ler gerginleşmişti. Kıral Faysalın iki taraf ara- sında tavassut ederek münase- betleri ıslaha çalışacağı anlaşı- lıyor. Italya gümrükleri Italya hükümeti, İsviçre, Ro- manya, Yugoslavya hükümetleri ile gümrük rusumunu tezyit eden bâzı kararlar ittihaz etmiştir. Bu kararlara göre bundan İ sonra Italyaya girecek nebati, kümes bayvan- | madeni yağlar, ları, yumurtalardan fazla rusum alınacaktır, se sans esere asesmesenemsnnessmr liyetlerinin giderilmesi propagan- dasını yapmak üzere hazırlanmış evrak bulunmuştur. Bu evrakta, bunun kolaylıkla mümkün olduğundan bahsedildi» ği gibi, tam bir akamet mevzuu | bahsolmadığı, istenildiği zaman başka bir ameliyatla bu kabiliye- tin temin olunabileceği kayde dilmiştir. Burada bazı defterlerdeki kayit İler tetkik olununca, gizli şebeke- nin çok vâsi bir sahada faaliyet- te bulunduğu, muhtelif yerlerde mümessilleri bulunduğu ve bir İ çok müracaatçılarla muhabere e- dildiği görülmüştür. Faaliyet neti- cssinde yüz binlerce şilin kaza - nıldığı ve buna mukabil bir çok kişinin sakat bırakıldığı tahakkuk etmiştir. Tevkitler devsm ediyor Bundan sonra, tahkikat ve tev- kifat devam etmiş, Ervin Danus- si ve Hans Forhavzer isimlerinde iki adam yakalanmış, Viyanada da tevkifat yapılmıştır. o Yakala- nanlardan bir kısmı Bulgardır. Yakalananlardan Hans Forhav zer, uzun müddet Almanyada bu- lunmuş bir anarşisttir. Mücrim o- peratörlerden biri de Lehistane kaçmıştır. En son yakalanan Ru- dolf Grosman isminde bir muhar- rirdir. Bunun teşkilâtta başlıca bir rol oynadığı ve propaganda ev- | rakımı kendisinin hazırladığı ne ticesine varılmıştır . Avusturya zabrtası bu hâdise i- le esaslı bir surette uğraşmakta dır. Son günlerde Viyanada iki giz li müessese daha keşfedilmiştir. Tahkikata devam edildikçe daha bir çok sırların omeydana çi karılacağı, tevkif edilenlerin ço* ğalacağı kuvvetle zannolunmakta- Hı a dilikidn | Hâdise ,tesadüfen vuku buldu. İ Bir gün dostlarımdan biri benim i şark edebiyatına meftun olduğu- mu anlıyarak, bana kur'anm bir İngilizçe tercümesini verdi. Kur- "an tercümesini, bir kaç kere oku- dum ve hiç farkına varmadan, o- nun güzelliği ve sadeliği içime iş- ledi. Bunun üzerine Muhammedin dini hakkmda daha derin tetkik- ler yapmağa karar verdim ve is- i lâmiyet ile Muhammet hakkında ! yazılan bir çok eserleri okudum. İslâm âlimleri ile görüştüm. Tetkiklerimin neticesi olarak müslümanlığın en mükemmel din daha doğrusu bu dinin ideallerile en muvafık din olduğunu anla- dım ve müslüman olmağa karar verdim. Akrabama bir şey söylemeden, ! yahut bir kimse ile müşavere et- İ meden kararımı tatbik için tedbir- İler aldım. ğ Müslümanlığa girmek için yapı» lan pek sade merasimi, havada, hiç kimseye ait olmışan ufuklar» da yapmayı tensip etmiştim. . Böyle bir merasim için, ufkun ge nişliğinden daha münasip bir yer tasavvur olunamazdı. Zaten Lon- İ dra ile Paris arasındaki hava ye- lunu diğer yollara tercih ettiğim- deh meseleyi kolaylıkla ballede- bilecektim . Nibayet günün birinde baharım ılık güneşinde garp müslümanları cemaati reisi doktor Halit Şebrek | ile birlikte uçtuk. Doktor Halit bana müslümanlığı telkin ettire- cekti. Londradan “Gümüş kanat,, tayyaresine binerek Paris yolu- nu tuttuk. Hava çok güzeldi.. Bu- nu, gireceğim yeni hayat namına, hayırlı bir hâdise saydım. Tayyaremizin etrafında, me- i raklı seyircilerden bir küme top- lanmıştı. Çünkü kararım, nasılsa yayılmış, Londra gazeteleri, be- nim hakkımda neşriyatta bulun- muştu. Bütün sabah gazeteleri “Havada müslüman olacak ka- dın,, serlâvhası altında benden bahsediyorlardı. arerenesraseanasen see sane eesesmeanemrenssamesaasammare Bir İngiliz kadını niçin müslüman olmuş! Tayyarede dinini de dinini değiştiren bu milyo- ner kızı kanaatini anlatıyor be Tayyare etrafında toplananla” rın söyledikleri sözler pek de ho- | şa gidecek mahiyette değildi. Şişman bir kadın yüzüme dik: | dik ve hiddetli hiddetli bakarak | şu sözleri söylemişti : — Bu kadm Mormon olmaktan İ utanmıyor mu?. Bir dostu ona tevap verdi: — Her halde belâsını bulur .. Belki de tayyaresi bir yere çarpar da mahvolur. 'Tayyâremizin pilotüna baktım. Fakat kendisi bu sözleri duyma» mıştı. Çünkü pek meşguldü. Seyircilerdeni bir başkası şu fi- kirde idi: — Bu kadın siyahların : dinine giriyor! Zannederim ki dostlarımın bir çokları bu fikri besliyecekler, bun larla beraber bütün İngilizler be- ni kendilerine yabancı sayacak- lardı. Kendi kendime teselli verdim: — Vatandaşlarım ne düşünür- Terse düşünsünler, anlaşmak ve te Müslümanlığa. ee seteemeanerensrereenenen sem samüh göstermek sayesinde her şey bertaraf olur. Fakat sonradan, tesamühün, dünyada pek nadir bir şey oldu- ğunu anladım.. Havalandık ve ilerliyorduk. Ben derin bir düşünceye dalmış- tım. Yolu yarıladığımız zaman dok- tor Halit Şeldrek'in vakur sesini duydurt: — Manşin ortasmdayız! Burası çok muvafık bir yerdir.. Beş bin kadem yüksekteyiz. Al tımızda deniz tatl: tatir dalgala- nıyordu. Ayağa kalktım. Sağ eli- mi doktor Halidin eline koydum ve şu sözleri tekrar ettim: “Şehadet ederim ki Allahtan başka tapacak yoktur. Şehadet ederim ki Muhammet Allahın. peygamberidir., , Bütün merasim bundan ibaretti ve bir kaç saniye sürdü. Hayatım- da yeni bir devir açılıyordu. ii e Aşağı indiğimiz zaman Mmüez- zin ezan okumakta ve cemaat namaza davet etmekte idi. Karşısında bir fırmdan ekmek satm alan kadmlar fırından çika- rak ezanı dinlediler. Sokakta oy- nıyan bir kaç çocuk minareye dik dik baktılar. Yakındaki evlerin birinde bir fokstrotu öğütür gibi terennüm eden bir gramofon an- sızm sustu. Küçük bir kalabalık camie koşuyordu. Doktor Halitle birlikte bunları takip ettik Kenar. ları kemerli bir avluya girdik. Du. varlar güzel muzayiklerle süslen- mişti. Şadırvan gürül gürül akı- yordu ve etrafı çiçek saksıları ile süslenmişti. Do'tor Halit beni camiin içine soktu. Ortalık loştu.. Ayakkaplarımı çıkararak gir: dim. İçerisi dolu idi. Türk, İrani, Arap, Cezayirli bir çok dindaşlar ibadet için toplanmışlardı. Yalnız! içlerinde benden başka kadın yoktu. Cemaat içinde bana bakan bir kimse göremedim. Herkes i- badetine müstağrak bir halde idi, Camiin zemini, son derece kıy- metli bir İran halısı ile düşenmiş- ti. Saflar teşekkül etmiş ve na» maz başlamıştı. Ben de geride bir safta durdum. Ve cemaata uydum. Camiden çık» 3 Luğım zaman islâm ümmetine tas mamile girmiş bulunuyordum. Namazdan sonra camie bitişik bir lokantada şerefime verilen ziyafette hazır bulunacaktım. (Sonu yarın) Nİ Avusturya ithalâtını yeniden tahdit ediyor Avustury hükümeti U itbalditi tahdiş için yeni kararlar vermiş- tir. Bu kararlar bilhassa mem- leket sanayiinin himaysine ma- tuftur. Avusturya hükümeti bu maks satla 150 den fazla ibtidal ma ddenin memlekete. ithalini katl Surelte menetmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: