13 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

13 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bulunmıyan yol mize ait bir noksandan by eğim. Bizim hayata atr- biz noksan bir sistem için > Her işte, her şeyde ve tüj Alan, dikkat ediniz, ileri- temiyoruz, nedir bu; niçin ig imizde bir dürbün kudreti b Hepimiz, istisna kabul in çalışıyor oğraşıyor ve bag ruz. Fakat ne için?.. bunun hir tek sebebi var: Ma, ki inkılâp içinde yoğrulu- Mü, a yaramak, onu geniş- 4, “ için. Halbuki bu şumul- Şeniş sözü bir az açalım: ay ileri bir harekettir ve d bünyenin değiştirilmesi- İş İçimi bünyenin tahavvülü m her bir müessesesinde pon hükmünü sürmelidir. at münevverlerimiz mah- ni imlarda uğraşıyorlar, gö- Mu bir cephedir. Lise- N de okuyan gençler, yalaz At doktor, mühendis... ol- istiyorlar. Hiç bir kimse sene okuduktan sonra i ar, kaptan; olmak arzulamı- > la beraber, atıldık- Y kleride evvelden seç- dece Onların meslek intihabı R.. : UF eseridir. bi, © “tYotuz içi radyom ziyalı Gi” sahip olalım, X şua i yere nüfuz . edelim, — Bak Melih vapuru kaçırır- sak Rezana cevabı sen verirsin, Bir saat vaktimiz var. — Dur geliyorum. Bir dakika müsaade et, — Sonra düşün ki daha tıraş olacağız, yemek yiyeceğiz sonra da Güzine gideceğiz. — Bunlardan birini bırakırız. — Nasıl bırakırız canım tıraş lâzım, yemek elbette lâzım, Gü- zine de bugün ziyarete gitmezsek ayıp olur. Kızcağız hastalandı iyileşti, Bir kere evinde ziya” rete gidemedik. Sultanahmette tenis kurdunda- yız. Tenis turnuvalarındayız. Sa- hada Mehmet-Mitrani çifti ile Derviş - Ibrahim çifti maç yapı- yorlar. Sahanın kenarında bir çok seyirciler dikkatle maçı sey- rediyorlar. Bizim amatör artist Nurullah Kâzım elinde bir va- lizle kapının dibinde geç kalın- dığından bahsile acele ediyor. Ben ise tenisçi Mehmet Beyle mülâkat yapmak için maçın ne- ticelenmesini bekliyorum. Ne ise Genç göziyle Beş dakika sonra maç bitmişti. Mehmet bey asabi adımlarla sa- hanın kenarındaki sıralardan bi- rine ilişti, Esasen kırmızı olan Mehmet beyin yüzü, maçın yor- gunluğundan mı yoksa mağlübi- yetten “mi “kıp kırmızı olmuş, mütemadiyen, bir şeyler söylü- yordu. Bilhassa partneri biraz zayılça imiş. Hemen yanına git- N örelim. tim ve oturdum. gör e — Azizim, dedi, tali işi bu.. arkadaşlar o mektepte | Dünyanın en mükemmel Oyun- örlar; niçin?.. Vatana yara- inkılâbı genişletmek, Tür- N k Avrupa cusu olsan para etmiyor. Hemen atıldım. — Yok Mehmet B., dedim, deniyetini di ie lari. ale çok güzel oynadınız. Yalnız yeyin i techiz. etmek arkadaşınız pek zayıftı. at hangi yoldan?.. İşte — Evet arkadaşım © zayıftı. hiç biri. kestiremiyor.. | Fakat karşımızdaki derviş de €velden © düşünülemiyor.. | pek ihmal edilir oyunculardan değil. Tam sirası gelmişti. — Evet ben de kendisinin pek ihmal edilmez bir uyuncu oldu- ir ki bunun © mahzurları zla.. Yola çıkan herkes malı; halbuki yol nasıldır Xx ikten sonra.. Yirminci as- t çerçevesi içinde ya- geç artık şuna imân KN an yoktur.. Şuurla di nen gençler, yelumuzu daha ev- vel tayin edip, hedefimize var- mak istiyoruz.. Bunuda yapa- caklar var: Anneler çocuğunu emzirirken, daha ilk mektebe yollamadan, az VE bölki “buna Mütize yavrularının hislerini kontrol, et- meli, onlara o yaşta, meslekleri- kz tir ki insanı muvaffak Sümhuriyeti sırtma yükle- | NurullahKâzım birisile traşa daldı. | İl “NEN NANE EEKAN KESEN ENEEAERUEADANEAAAA ee La enne Amatör tenisçi Mehmet Boy ğünuu bildiğim için “ Vakıt,, te hayatını neşretmişdim. Bu haf- tada sizin hayatımızı neşretmeği çok istiyorum. — Hay bay lâkin pek yor- gunum. — Ben sizi hiç yormam su- allerimi sorarım. Siz de hemen cevapları verirsiniz, Pek âlâ öyleyse, — Teşekkür ederim. — Spora ne zaman başladı nız? — Spora bende ber genç gibi evvelâ mektep sıralarında başladım. Futbol, voleybol, bas ketbol oynarım ve koşana. İki seucdenberi de tenis oynamak- tayım. Meşgul olduğum sporlar içinde en kibar ve sıhbi olan tenisi buldum, Diğerlerinde ol- duğu gibi ayağın kırılması, ba- şın yarılması, kolun çıkması, gö- zün patlaması ve hastalânmak yoktur. Bunun için tenisi bütün sporlara tercih ederim. — Ecnebi ve yerli tenisçiler- den kimleri beğenirsiniz ?.. — Ecnebi tenisçiler hakkında birşey söyliyemem. Yakın vakite kadar bunların resimlerini ve ne dair fikirler aşılamalı.. Ve bu ilk mektepte, genç mürebbinin elinde, ayni yolu takip etmelidir. Çocuk orta mektebe gelince görülecektir ki, artık, o, çalışma» sını bilen, fakat gideceği yolu kesliremiyen bir insan değil; her şeyde azmin, iradenin ve kat'ili- | Genç Nesille Başbaşa | Amatör tenisçi Mehmet B. anlatıyor Toplıyan : Melih Nazmi isimlerini gazetelerde görürdük. Son Balkan tenis turnuvasında Romanyalı, Bulgar ve Yunan te- nisçileri gördüm. Fena oyuncular değiller fakat bizim oyuncalar- dan da yüksek değillerdir. Hat- ta daha ileriye gidiyorum. Bizim oyuncular onlardan teknik iti- barile daha yüksektir. Bizim te- nisçilere gelince: Suat, Sedat, Şirin ve Zeki beyler çok iyi oyuncular, Yukarıda dediğim Is- tanbula gelen Balkan tenisçile- rinden de yüksek oyuncular... — Türkiyede son zamanlarda- ki spor ceryanlarını nasıl bulu- yorsunuz ? — Türkiyede şu on sene zar- fında spora fazla ehemmiyet verildiği muhakkaktır. Okadar ki mekteplerde eskiden terbiyei bedeniye dersinin ihtiyari oldu- ğunu söyliyen babalarımız şimdi mecburi olduklarına pek inana- miyorlar. Tabii buda Cümburiyet hükümetimizin bizlere bahşettiği bir haktır. — Gayeniz ?.. — Gayem, iyi bir bankacı veya tüccar olmaktır. Af eder- siniz. Siz bana spordaki gayemi soruyorsunuz değilmi ? gayem ; milli Türk formasını giymeğe lâyık iyi bir oyuncu olmaktır. Buna. muvaffak olduğum anda 'mesele bitmiştir. — Dünya güzeli Keriman Ha- lis Hanımı nasıl buluyorsunuz? — Keriman Halis Hanım iyi bir sporcudur. O da Cümburiyet hükümetinin yetiştirdiği gençler- dendir; sporcu bir genç daima güzeldir. Spor insanı güzelleştirir, binaenaleyh Keriman Hanım da spor sayesinde dünya güzeli ol- muştur, Şunun bunun dedikodusu onu kıskanmalarındandır. Teşekkür Oederek (Mehmet beyden ayrıldım, Bizim Nurullah Kâzım balâ ayak üstünde mu batabını tıraş ile meşguldü. Melih Nazmi sanamene seans susan sesanasaysananaz sas 1aaaee ğin damgaları bulunan bir va- tandaştır. Vatan böyle evlâtlara muhtaç. Anneler ve mürebbiler, vazife başına. çağrılıyorsunuz.. Herşeyi yenen çalışmanız bunu da başar- malı. , Ibrahim Şevket pl Gençlik ve spor Siyah - kırmızılılar | Son aylar içinde kuvvetli bir varlık gösteren bir spor kulübü | vardır ki daha bundan bir iki sene evvel Istanbulda bu kulü- İ bün ismi bile okunmazdı, hatta böyle bir kulübün varlığından Karagümrük takımı ile karşı- laşmış olan Sultanahmet fatbol takımı pek çoğumuzun haberi yoktu. Futbol sahasında bugün parmak- la gösterilecek kadar ileriye gi- den bu kulüp İstanbuldaki gâyri müttefik kulüplerin şampiyonu olan Karagümrüktür. Futboldan başka atletizm, mu- siki, tiyatro gibi şubeleri de o- lan Karagümrüklüler görünüyor ki durmadan çalışıyorlar. Bunla- rın böyle durmadan çalıştıkları- bir delili de geçen cuma kendi sahalarmda karşı tarafın cn kuvvetli takımlarından Kurtuluş- lularla yaptıkları maçtır ki Ka- ragümrüklüler bu maçta Pera- dan sonra Beyoğlu cibetinin en gözde takımı olan Kurtuluş- luları ikiye karşı dörtle yenmiş- lerdir, Kurtuluşu bu suretle yenen Karagümrüklüler gene aynı sa- bada bir maç yapmak için Pe- ralılarla görüşmüşler ve mutabık kalmışlardır. Yakında yapılacak olan bu maç diye biliriz ki Istan- bulun en mühim maçlarından biri olacaktır. Eğer gayri mütte- fikler şampiyonu bu maçta Pe- ralıları da yenecek olursa artık ozuman kendilerinin Vefalılara, Fenerlilere ve Galatasaraylılara- da meydan okuyacaklarına şüp- he yoktur. Kendi kendilerine çalışarak futbolda bu mevkii elde eden İstanbulun siyah kırmızılı larını tebrik ederiz. Ayy yg gg Gençler, hocalar, tarih merak- hları yeni tarih cereyanlarından haberdar olmak istiyorsanız. Bir cilt içinde size bütün dün- ya vak'alarını tanıtacak olan VAKIT neşriyatından yeni ta- rihten bir tane alınız. yy yy İki Gülüşlü Kadın! Arsen Lüpenin yeni bir macerası — 45 Yaran: aris Söplan- Tüchçeye çevicen : fa. aze biraz serinlemeğe| — Bir kaç saat ta olsa gene al Raul sokağa çıkmak | çok... Hem sonra hayatın o kadar al, © ve Klaranm yüzüne / esrarengiz ki. Güz — İster misin sana hayatımı şel sarı kız bugün niçin | anlatayım? Yaptığım iyilikleri sa- diye sordu, bir kederin | yayım... Fakat bunların yanında fenalıklarımı anlatmak mecburi- yetindeyim... Klara bir müddet düşündü, sonra: — Hayır... dedi, bilmemeği ter- cih ederim. Raul güldü : — Hakkın var, ben de ne yap- tığımı bilmek istemiyorum. Fakat e hislere inanmak iste- akat buna rağmen her Zaman mahzun olu- ayrılığımız uzun sür- : 7 ki gözlerimi kapasam m m im Mimi bile her şeyi açıkça görebiliyo- rum. Şimdilik Allaha ısmarladık canım, ve bana, dışarı çıkmaya- cağına dair verdiğin sözü unut- ma! — Sen de Markinin evinin. et- dıktan sonra, Klara bahçede otu- rup bir müddet daha istirahat et- ti, Fakat bir türlü kalbi rahat de- gildi. Kalktı yukarı çıktı. Eline bir ayna alarak yüzüne baktı. Klara aynada gördüğü aksin- rafında dolaşmıyacağına dair ver- | den hiç memnun değildi. Yüzü diğin sözü unutma |. Ve boğuk bir sesle ilâve etti: — Senin tehlikeye maruz kal- manı istemiyorum. — Ben kat'iyyen ve asla tehli- keye maruz kalmam., — Öyle deme. Yanımda olma- dığın zamanlar, etrafının haydut- lar ve polisler tarafından sarıl- mış olduğunu zannediyorum.. Raul Klarayı kucakladı. Klara, onu kapıya kadar götürdü ve : — Çabuk git de, dedi, çabuk gel... Haydi güle güle... m kapan- | gördü. (Bir müddet sonra kapısı a ll e ie e üz # a ni dg ig at bozulmuş, gözlerinin altı çürü- müştü — Ne yapayım, diye omuzları- rı silkti, mademki beni böyle ol duğum gibi seviyor. Saatler geçiyordu. Bir aralık saat altıyı vurdu. Tam bu esnada kapının önünde duran bir otomo- bil gürültüsü duyuldu ve içinden sişman bir şoför çıkarak parmak- lığın zilini çaldı. Klara, pencereden, bir hade- menin kapıya gittiğini şoförden bir mektup alarak geri döndüğünü | vuruldu ve hademe girerek ken - | disine bir mektup verdi. o Zarfın üzerinde; Matmazel Klara Marok caddesi, 27, Yazıyordu.. < Klara, zarfı, titrek bir elle yır. tarak açtı ve okudu. Genç kadımın mektubu okuduk- ça betibenzi / atıyordu. Bitirdiği zaman, yüzünden müthiş bir hâdi- senin geçmiş olduğu anlaşılıyor. du. Nihayet, büyük bir gayretle kendini toplıyan Klara: — Gidiyorum, diye rarıldandı, gidiyorum.. ” Fakat hizmetçi müdahale etti? — Matmazel, mösyönün emir- lerini unutuyor musunuz?. iz “ (Devamı var) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: