14 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

14 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gazetenin satışı günden güne düşüyordu. İdare memuru, hasta- lığını behane ederek üç gündür uğramıyor, muharrirler, mürettip- | ler vezneyi muhasara ederek: — Para, Diye dayanıyorlardı. O güne kadar hiç sesini çıkar- mamış olan tahrir müdürü, pat - rönun yanına girdi ve: — Efendim, dedi, bu böyle de- vam ederse, bizim için, yapılacak bir tek iş var! Kapamak. Halbu - ki... — Halbuki ne?.. — Ben, gazetenin satışmın yükselebilmesi için bir çare bili - yorum. — Ne duruyorsun öyleyse, yap- sana!.. — Yalnız, bir şey canımı sıkı- yor. Biliyorsunuz ki, © gazetemiz bugüne gelene kadar hakikatten başka bir şey yazmadı. Ameri - kan gazeteciliği böyle imiş diye, pireyi deve, yalanı dolma diye yutturmadr, palavra edebiyatın * dan çekindi. Patron somurtarak dinliyor - du: — Zaten, dedi, işte bunun için satışımız düşüyor ya.. Azizim o - kuyucu dediğin şimdi böyle şey - lerden hoşlanıyor, eğer bunu se - zip, vaktile ona göre tedbir alma- dıysan, kabahat senin?.. Tahrir müdürü, münakaşa et - mek istemiyordu. Kendisinin o gü ne kadar, bir çok siyasi hadiseler olurken, başmuharririn “Memle - kette bir çivi fabrikası yapıldığı takdirde kunduracılığın alacağı inkişaf,, hakkında yazdığı baş - makaleleri halka okutturacağım diye nasıl üzüldüğünü hatırlama» sına rağmen münakaşa etmek is - temiyordu. Onun bu sükütunu ka- bahatini kabul etmek manasına a- lan patron işi ilerletti: — Yazıları gösteremiyorsunuz | ki, iktısat vekili efendim, resimler fena yapılıyor,. | kalmıştı. Herkes, Nedir o birinci sayıfann hali? Zevk namına bir şey yok. “San - dalları hangi renge boyamalı, “Lodos havalarda pencereler açıl- malıdır,, “Suyun içinde mikrop yoksa temizdir,, “Piza kulesinin merkezi sıkleti,, gibi yazdığım bir sürü makaleleri zamanımda ve gü- nü gününe neşretmediğin için 6 - kuyucu kaybettik. Tahrir müdürü (dinliyordu. Patron nefes almak için durunca, sanki bu söylediklerini duymamış gibi, devam etti: — Biz, demiştim, palavra ede- biyatı yapmadık, fakat şimdi, bu- nu yapmak mecburiyetindeyiz. Bunun için de bir tek çaremiz var. — Söylesene be birader, de - mindenberi seni dinliyorum. — Bu işin mütehassısı, bizim eski muharrirlerden o Süruriyi iş başma getirmek.. Uzun mücadelelerden (sonra, patron, tahrir müdürünün teklifi- ni kabul etti. Süruri çağırıldı, ga- zeteyi yükselttiği takdirde, her ar tacak bin nüsha başında kendisi- ne aylığından başka beş lira ve- rileceği vadedildi. Süruri, işe başladığınm ilk gü- nü, kolleksiyon dairesine kapan- dı ve on, on beş sene evyelki ga- zeteleri gözden geçirmiye başla - dı. Böylece akşama kadar çalıştı, Bir takım notlar aldı. Ertaşi gün gene ayni suretle ;- şe koyulmuş olan Süruriyi patron e | i — Azizim, dedi, hani ya, dün ile bu günün satışı arasında bir fark olmadı? Süruri, patrona tuhaf tuhaf baktı, cevap vermeden kapıyı ka- Payıp çıktı, gene kolleksiyonlara daldı. Tam öğleye doğru, muharrirler masalarının üzerine peynir üzüm- İ lerini sererek yemiye başladıkları bir sırada, Süruri bir deli gibi tah- rir odasına hücum etti ve: — Buldum, çocuklar, buldum. Diye bağırarak sıçramıya baş- ladı, Ortalıkta biraz sükünet o - lunca da anlattı: — Hatırlıyorsunuz ya, bundan yirmi sene evvel, Şişlide büyük bir hâdise olmuş, genç bir kadın, kendisini aldatıp evinden kaçı - ran, sonra bir çocuğu olunca ken- disini birakmak © istiyen âğıkını vurup öldürmüştü. Aşık memleke- tin en tanınmış O zenginlerinden, halı kralı Şemsettin beydi. Şimdi hep birden bu kadının, çocuğu - nun ne olduğunu arıyacağız, eğer onları ele geçirebilirsek, mühim ve sansasyonel bir . “yazı çıka- rırız. Haydi, hep birden iş başı- na!.. Bütün muharrirler, şimdi şeh- rin dört bir tarafıma yayılmışlar, bu hadisenin kahramanlarını arı- yorlardı. Süruri, her akşam, eli boş dönen muharrirleri haşlıyor: — Bir para etmezsiniz, diyor- du, bu kadarcık şeyi de bulama- dıniz mı? Onlar arıya dursun, Sürüri, tahrir odasından çıkmadan bir sii- rü işler yapıyordu. Bir gün, ka - binenin en kuvvetli bulunduğu bir sırada, başmuharririn ağzmdan uydurma bir başmakale yazarak iktısat işlerine hücum etmiş, pa - lavra olmakla beraber işi öyle sunturlu tarafından © tutturmuştu istifaya mecbur bilhassa rakip gazeteler, başmubarririn nasıl o- lup da böyle bir başmakale yaz - dığma hayret etmişlerdi. Gazete derhal iki bin fırlamıştı. Fakat o İ ta, memnun bile gün, henüz daha vekilin istifası gelmeden evvel, obaşmuharririn hali görülecek şeydi. Saçını başı- nı yoluyor: — Bu ne küstahlık, diyordu, tekzip yazacağım, bu başmakale- yi ben yazmadım.. Nasıl olur? Tekzip yazacağım.. İkinci ta « bı yapalım.. — Süruri elinde bir telgraf gü- lerek tasdik ediyordu: — Evet, şimdi emir verdim, i- kinci tabı için hazırlanıyorlar, yalnız, tekzip neşretmek için de - ğil.. Bunu neşretmek için; baki * nIz!... Başmuharrir, Sürurinin uzat - tığı telgrafı alıp okuyunca büsbü- tün şaşaladı. Telgraf, iktısat ve - kilinin istifasını bildiriyor, muha- bir, başmuharriri tebrik ediyordu. zavallı adamcağız hadiselerin aldığı bu vaziyet karşısında sus - maktan başka çare bulamadı. Hat olmuştu, öyle ya.. Vekil kendi O imzasile çıkan bir yazıdan istifa etmemiş miydi? O gün, başmuharrir, Ankara caddesinden, koltukları biraz da ha kalkık geçiyor, etrafına her zamankinden daha vakur selâm - lar veriyordu. . » Nihayet, Şemsettin beyin kati- Nizameitin Nazife — bu kadın, âşıkını vurduktan son - ra da kendisini çocukluğundanbe- ri seven, bu kabahatini affeden uzak bir akrabasile (evlenmişti. Hamdi bey isminde olan bu adam | rejide başkâtipti, ve Selmanın kı- zını kendi evlâdı olarak kabül et- mişti. Leylâ, kendisinin ne şerait içinde doğduğunu, asıl babasının kim olduğunu bilmiyordu ve genç bir mühendisle nişanlıydılar, ne » redeyse düğünleri olacaktı. Gazetede, bu yirmi senelik vak'aya dair ilk yazılar çıkar çik- maz, Selma hanım deli gibi oldu. Fotoğrafını, kızımın kocasının re- simlerini bu hınzır gazeteciler ne- reden bulmuşlardı? Bu müthiş re- zalete dayanamıyacağını anlıyan Selma hanım, derhal eline sübli- me şişesini aldığı gibi bir hamle- de içti, ve yerlere serildi. Gazetenin O fotoğrafçısı belki bir hâdise olur ümidile Süruri ta- rafından o taraflara gönderilmiş- | ti ve evin etrafmda dolaşıyordu. Eve alelâcele doktorlar ve polis - ler koştuğunu görünce usulca so - kuldu, can çekişmekte olan ka - dının bir fotoğrafını alarak gaze- teye koştu. Süruri derhal bir ikin- ci tabı yaparak hadiseden bütün şehir halkını haberdar etti. Gaze- te artık sekiz bin kadar yüksel - i mişti, ve gittikçe yükseliyordu. Selma Hanımın ölümü, Leylâ için sonuncu felâket olarak kal - mamıştı, Nişanlısının ailesi, der - hal onunla alâkalarını kesmişler, mühendise de, bir daha Leylânın ismini anmamasını tenbih etmiş - lerdi. Leylâ, şimdi, Hamdi beyle yal nız kalmıştı. Bu adam kendisine babalık etmişti ama, babasr de - ğildi. O güne kadar hayatı tatlı bir deniz seyahati gibi rahat gör- müş olan Leylâ, işte müthiş bir | fırtına ile karşılaşıyordu. Leylâ, uzun uzun düşünmedi. Kararını vermişti. Hetsen bir oto- mobile atlıyarak gazetenin yolunu tuttu. O kadar dalgın ve asabi idi ki, köprüden geçerken nişan- ısının otomobili ile karşılaştığını bile görmemişti. # * # Süruri, tahrir müdürünün oda- sında ellerini uğuşturarak: — Üstat, diyordu, nasıl? Se - kiz bin artık, Yarın, eğer kız da bir şey yapacak olursa, iki bin daha artarız, muhakkak!.. Zaten, Halimle Zihniyi, onu takibe me | mur ettim. : Tam bu esnada, içeriye, Zihni koşarak girdi ve: — Leylâ, dedi, buraya geli - yor, Vallah bilmem ama niyeti tena!.. Süruri, sapsarı kesilmişti. He- men yan kapıdan muharrirler o - dasına geçerek hadiseyi bekledi, Filhakika iki saniye sonra, içeri- ye Leylâ girerek tahrir müdürü « ne; — Annemi niçin öldürdünüz, niçin? Diyerek çantasından küçük bir tabanca çıkardı, tebrir müdürüne doğru kaldırırken, bir el, kolunu tuttu, Bu Leylânın nişanlısı idi. — Leylâ.. Leylâ.. Yapma, seni seviyorum.. Gel,. Senden ayrıl - mak istemem.. Bir kaza yapma.. Diyerek onu sürükledi, dışarı çıkardı. # # * * bulundu, Selma isminde olan | (o Tahrir müdürü, eli ayağı titri- | Dikket kytrşzu hanında 14-17 No. i da M. Adnan isminde bir şabıs kendine mabrukat tüccarı ve Sovyetlerin Beyoğlu ve Ankara- nn kömür Bursa ve Eskişehirin gaz, benzin acentalıklarını aldı- | ğım ifade ederek güya Sovyetler | tarafından kendine verilmiş mü- teaddit teklif mektupları cevap- larını ve mukavelenamelerini Bey. | oğlu 6 mmcı molerinden tevarihi mubtelifede tasdik ettirerek bi- ze ibraz ile iğfal ederek bizden ve hilvasıta cem'an (2200) lira deitröreanşhe. Antal şirketine yaptınlan protestodan ve Sor- yetlere bizzat müracaatimiz de bize gösterdiği evrakların kâmi- len sahte olduğunu öğrenerek hakkında makamı aides'ine mü- racaat ettik. Bizi iğfal ile ara- | mızda sktedilen şirketi feshetti- ğimiz gibi bu yüzden vaki teab- büdatında bökmü yoklur. Istanbul Veluraban Pangaltı Ga- No, 17 Hindi zi Halâskârcad- zade desi No. 187 Gül Osman zade Osman Halil Istanbut İkinci Tera Memüur'u- ğundan: Bir alacağın te'mini için makcuz ve açik arttırma suretile ve paraya çevrilmesi mukarrer ve tamamına (Beş bin altı yüz altmış iki) Lira kıymet takdir edilen Beyoğlunda Şahkulu ma- ballesinin Ester çıkmazı sokağın- da kâin eski 29, 31 yeni 19, 21 Numaralarla murakkam iki bab hanenin nısıf hissesinin rubu his- sesi maa intifa mülkiyetinin icra kılınan birinci açık neticesinde (iki yöz) Lira bedelle talibi whdesinde kalmış isede | bedeli mezkür kıymeti muham- minesine nazaran dut görülmek- le ikinci arttırmaya vazedilmiştir 8-11.932 tarihine müsadif salı günü saat 14 ila J6ya kadar keza dairede ikinci açık arttır- ması icra kılınacaktır. Arttırmaya iştirak etmek isteyenlerin mezkür mahallin kıymeti muhamminesi olan (beş bin altı yüz altmış iki) liranın yüzde yedi buçuğu nis- betinde teminat akçesi vermeleri lâzımdır, bakları tapo sicillerile sabit olmayan ipotekli alacaklı larla diğer alâkadarlarm irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve bususile faiz ve masrafa dair o'an iddialarını tarihi ilândan itibaren yirmi gön zarfında ev- rakı mösbitelerile birlikte daire- ye bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde bakları tapo sic'llerile sa- bit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından — hariç kalırlar. Müterakim verği ile belediye rüsumları ve vakıf icaresi müş- teriye aittir. Daha fazla alâ arttırması ! karşı en müessir de larıdtır. Deposu. Ali Rıza Merkez © 150 kuruş pos'ilğ Irgat pazanndaki, rah eczanesinde bull Fatih Ma ğünden: Fatihte Eski Ali da Mirimiran Hast lesinin Tekke 20,1 No. h. iki ayrı kiraya veri Müzayede © . teşrin 932 taril teşrin 932 tari gündür. Taliple! 10 da müzayedat misyonuna müra€ Istanbul ikinci iers Bir borçtan do'sy” sına karar verilen KAN tovaler karyola WE tarih muşadif Çarşaf zavede birinci #çi cağından; talip olanı” ve sartda mahalli ME nacak memurung Istanbul dördüncü MTA Kammpaşada Onmiiö tiaasmda ee bir bodrum ve akeek0i ile £ de dört dağreği mekei #rrrmınm müştarlldiğ mir ocaklı çiçek seyi harman mahalli (esdi aksamı kârgir aparüi duğu mbar gahen sit Bt maralı hi yeri Darüşşafaka vakfa, diğinden münkalip mah itiberile yetmiş beg bi rak İsmail Mendi ve © meyn vak n olgö den sellukalip mahallin tertibile seksen hissesi 9İ metreden ibaret kiymetten hariç Bır tesinde bulunan atik 7 ka vakflından olar mah rakı haremeyni mubterei den mazbut Kasımpaşa Kasımpuşa ve Darileşi olan bakkal gediğindei mi bisse Sübarile kırk mutasarrıf bulunduğu numarâlı İsmall Efendi teremeyn vakıflarındaB ginden mfrkalip 1600 hisserine şeylan mut baliinin ve atik 19 sit bulunan 97 metre DİĞ inahellin üzerine borgllğğ diimiş olan gayri (32544) otuz iki teş YÖ met takdir edilmiş ol rumsrak bakkal hulin yüz yirmi hilesi &tik İT mumarsi icüeÜ kalip mahallin 1600 hf ve gayri mankulün kürgir kısmınm mehi a murabbamdan Ibare$ tamamı açık 2 olup 3 'Togrinisani 108 mat almak isteyenlerin 16-10.932 /,, tarihinden itibaren daire divan- hanesinde asılı bulundurulacak olan arltırma şartnamesine ve 930 3244 numaralı dosyasına müracaatle mahalli (omezkürün evsaf mesaha ve #pires'ni havi bulunan vaz'iyet ve takdiri kıy- met raporunu görüp anlayabile- cekleri ilân o'unur. (4794) ————————— yerek içeri giren Süruri ile pat - ronaf — Beni, dedi, bu işten mazur görünüz efendiler, .Allaha ismar- ladık! Ve titriyen ellerile buğulan « mış olan gözlüklerini sildi, şapkı- sını giyip çıktı, gitti, yedi teminat gi ve belediği aitti 29 tarihli İSE maddesine tevfikan Böy savlt dümiyan #potofi alAkadaranız. ve ro » bu haklarımı ve eg ir olani ddğislarmi a 20 gün zarfında © meleri Yüzünde, ai cillerile sabit clmıy$t. laşınasından bazi AlAkadarların MO d ahkâmma göre DAÜ gi odilen gayrı meri bulunduğu borçlu © bir Xat'a tap kür tapı senedi” numarasi meri sinden sorna 5 rafından Hiristo si yüz ira çayieabili neğinden hariç cihet dahi rü ve daka fala 991 — sa dosya " inik eovase AİN

Bu sayıdan diğer sayfalar: