15 Aralık 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

15 Aralık 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m İktısat ve Tasarruf Haftasının 3 ünçü g Yerli vitrinler gezilecek ; yemekler ve ünü tatlılar sergisi açılacak Iktısat vekili dün radyoda nutuk söyledi Milli iktisat ve tasarruf hafta- sin dün üçüncü günü idi. Oğleden evvel Vecihi Beyin tayyaresi İstanbulun oüzerinde mubtelif uçuşlar yaparak (yerli malı kullan) yazılı ulak kâğıtlar atmıştır. , İstanbul, Beyoğlu, Kadıköy ve Üsküdar taraflarında atılan bu kâğıtlar halk tarafından büyük bir alâka ile kapışılmıştır. Mili iktisat ve tasarruf cemi yeti İstanbul şubesi ise dün vitrin müsabakalarının ne suret- le yapılacağı hakkında bazı ka- rarlar vermiştir. Bu Kararlara göre hafta so- nuna doğru vitrinler gezilecek Ye yerli mallarını en güzel arze- den esmafa madalyalar ve mü- kâfatlar verilecektir. Dün akşam Istanbul radyo- sunda milli iktasat ve tasarrufa ve bir konferans da verilmiş” r. Istanbul kadınlar birliği de yerli mallar haftası münasebe- tile Halkevinde yerli yemekler ve tatlılar sergisi namile bir sergi açacaktır. Bu sergiye işti- zak etmeleri için Istanbulun ta- nınmış ailelerine mektuplar ya- almıştır. Oğleden sonra Istanbul kız lisesinde milli tasarruf mevzulu bir konferans verilecektir. iktısat vekilinin nutku Ankara, 14 (A. A.) — İktisat Vekili Mahmut Celâl Bey İktisat Ve tasarruf haftası münasebetile bugün radyoda atideki hitabeyi İrat etmiştir; Aziz vatandaşlarım, Tasaruf haftası başlamış bulunu yor. Memleketimiz için bu çok faydalı kaflay vücuda getiren milli tasarruf ve iktikat cemiyetine o huzurunuzda teşekkür etmeliyim. Çünkü bütün va- tandaşlarıma duyduğum düşünceleri- ri bu bana ifade etmek saadetini Bermiştir. Mülli tasarruf cemiyeti bize, bay- ran haftası münesebetile para birik- Zirmenin, yerli mallara karşı rağbe- din vazife olduğunu hatırlatıyor. Bu yüihim hareketin yalmz bir haftaya Mahsus bir moda değil, bütün hayatı. buzda milli bir düslur olması lâzım. Bır. Esasen gösterilen — hedef de bu dur. Tasarruf fikri o hemen beşeriyetin Bücut bulduğu zamanlardan beri in. sanlarla beraber yürüyen bir his, bir fikirdir. | İnsanların istikbal endişe 8i, istikbal için hazırlık yapması fat. ' Fi bir zekâ eseridir. Tasarruf umumi bir hal alınca kuvvetini, kudretini iphesiz arttırır. Diğer medeni mem - ketlep de ferdin saadeti için insan- İlr, maşeri kazvet için millet | halin deki büyük kitleler, tasarruf ederek | gm ve mensup oldukları mu ve vafanlarına hizmet etmek yolu- Aziz ve 1928 senesinde Türkiye İş banka - sında bir karar almıştık. Kararlarımız milletin ruhunda gizli kalan tasarruf definesini ortaya oatmaktı. Mületin umumi refahı Üzerinde kuvvet mem - bu karara varmak işin müzakere ederken tasarrufa va - sila olarak kullanacağımız kumbara. | ların adedi; Üzerinde tereddüt hâsl oldu, 1000 kumbaranın kâfi geleceği. ni ifade edenler bulundu. İşe başla - dıktan as bir müddet sonra bu ilk bi. ni, on bin kumbara siparişi takip et 4. Bu on binler taaddüt etti. Bugün yalnız İş bonkasının vatandaşlara aç ğı küçük cari hesaplar ve dağıtlığı Kumbaraların o adedi etli bini geçmiş tir. Başta milli iklısat ve tasarruf ce miyeti olduğu halde diğer bankaların tasarrufa verdikleri o kiymet, milli pi yasamızın kredi ve iş hacmine bugün takriben kırk milyon türk lirası ilâve simigtir. Damak oluvor ki. ilk müşa- İ etmiştim. Umumü ve İ politika haline gelen $ hedeler, yani Türklerin daima istikba | Li düşünür, tasarrufa riayet eder, yük | sek kabiliyetli bir millet olduğu hak- Hkındaki kanaat filiyalla kendini gös- | termiştir, Para biriktirme hareketi bütün hi #tyle yürümekte muntazam seyrini ta kip etmekte berdevamdır. Para birik tirmenin ferdi refaha bir o vasıta ve fertlerin saadetin; tehdit eden tehli - kelere karşı bir siper olduğunu işaret milli cepheden bu hareket, tasarruf siyasetimizin ilk merhalesidir, İkinci merhele biriken servetin memleket ihtiyaçlarında kul- | lanılmasıdır. Cok emin bir tarzda, kârli bir şekilde umran vasıtası olma lıdır. Mülli sercelin umran sahasına girmesi için bazı tabü şartlar vardır. Bunları hepiniz bilirsiniz. Fakat bir kere de ben tekrar edeyim: Evvelâ asayiş, sonra kanunlarda istikrar, içtimai bünyede istikrar ve nihayel milli paranın istikrarı... İ n bunları yaşadığımız rejim, cümhuriyet hükümeti temin etmiş bu- lunuyor. Şu halde ikinci merhaleye | emniyetle geçebiliriz. Nasıl? Bir misalle arzedeyim: Anadolunun ortasında mühim bir servet kaynağımız vardır. Ergani ba- kır madeni namını taşımaktadır. Ci - han piyasalarında bakır fiatları mü - him tenezzüller kaydettiği şu sıkıntı kı devrede dahi madenin kârli bir su- rette işletilmesi imkânı vardır. Mad. nin senelik muvumanı muhitine sek milyon lira bırakacaktır. İşlenmesi çin fenni, mali tedbirler alınmıştır. Yalnız civarına şimendifer gelme - sini bekliyor. Hükümet, büyük milli imendifer siya- selini, bülçemizin tevazünü esasına ha lel vermeksizin, çizdiği program da - hilinde yürütmektedir. o Ergani hat- İı sırasını buluncıya kadar beklemek ihtiyacındadır. o Her geçen sene ci - var halkını sekiz milyon liralık bir kazançtan mahrum etmektedir. Hal - buki bu iş yalnız on milyon lira sar İ kârle iş yapınış olur. “Jr. En yüksek irade kı i | yet ve irade kuvvetini görür, Ve icap | fıyla tahakkuku kabil bir iştir. Milli teşebbüs bu şimendiferin bir an evvel inşası icin yardım eder ve bunu finanse ederse hem kendisi için hem de vatandaşları için o büyük ve Bazımilletlerin iktısadi varlığım ifade eden memleke tine büyük kazançlar temin eden bu kabil hareketlerinin daima şahidi olu. yoruz. Fertler, bilihtiyar mali müessesele- rinin rehberliği ve hükümetlerinin sağlam teminatı ile birikmiş servetle rini kârlı addetikleri teşebbüslere ya: | lırdıkları zaman vatanperverane bir hareket yapınış olmak zevkini maddi kazançlarıyle birleştirmiş olurlar. Buna benzer büyük ve kücük her halde mali ve fenni noktai nazardan yapılması kudretimiz (dahilinde bir çok işlerimiz vardır. Bunları herkes bilir ve ifade eder. Fil sahasına ge - çebilmes; için, tasarrufun ikinci mer- halesi dediğimiz yapıcı harekete bi - gr kadar kuvvetle bağlıdır. Dev - ei parası ve teşebbüsatıyle, | fertler | sem ve müçtemian hususi te- | şeobils ve sermayeleriyle, yapacakla- z islerde biribirine müzahir olur ve b maral yi merhale yet — birincisinden aşağı | kalmaz, Türk milleti büyük işler başarmış. | uvvetine sahip- tir. Her fert kendi nefsind, İ İ rak büyük milli teşekküllerde 20 ederse çok yakın bir zamanda deviei parası, hususi sermaye ve teşebbük. İerle sınai sahada olsun, umran saha. sında olsun, zirai ve ticari sahalarda olsun büyük işlerin başarılmış oldu- ğunu görür. Bazı kozmopolit ruhlu O kimseler vardır ki her büyük teşebbüsün bida- yetinde dudak bükmeyi adet edinmiş- lerdir, Netekim (pek iyi bilirim. Ta- sarruf hareketinin başlangıcında da, kinci merhale dediğimiz hareket üze | rinde de şüpheli sözleriyle manasız - | lıklarını ortaya atabilirler. Aziz vatandaşlar; , Bunlara verilecek cevapları maddi | misallerle göstermek isterim. o Harbi | umumi esnasında islikrazı dahili ak | tedilmişti. Eski devrin yaptığı bu fi e muamelesiyle ihtilâlimiz, cüm- Bige hükümeti alâkadar — olmıya- Böyle yapmadı. Kıymetinden yüz « de doksan ikisini kaybetmiş ve sekiz liraya düşmüş olan obligasyonları e- linde lutarak aupair bir hale yani yüz liraya kadar çıkardı. İ Cümhuriyet hükümeti o yukarda | Ne yapmalıdır? bu adamlar sakit kalmamışlardır. İ - |, Troçkiye 1933'de Rusya Bundan bir müddet evvel Troçki yoldaş Istanbuldan kalk- tı, o Avrupaya gitti, fakat Kopenhagta ancak bir konferans verdikten sonra, hiç bir devlet hudutlarına kabul (edilmediği için tekrar Türkiyeye döndü. Troçki, 1917 senesinde Rus- yada hariciye komiseri idi, ve Brest Litovsk müzakeratına işti- râk ettikten sonra beş sene müd- detle harbiye ve bahriye komi- Köylü ve amele Rus kadınları okuma öğreniyorlar seri oldu ve Leninin ölümünden pek az sonra, Türkistan niha- yetlerinde bulunan Alma Ata'ya sürüldü. Nibayet şubat 1929 da Istanbula geldi. Troçkinm Rusyadan çıkarılma- sına sebep Stalin yoldaşile olan noktai nazar muhalefetidir. Bu iki şabsiyet arasında Lenin ölür ölmez bir mücadele başladı, bu mücadeleden galip çıkan Stalin oldu. Bununla beraber, Troçki, bugün bile Rusyanın dâbiltişle- rini en iyi gören ye birçok mü- him meseleler hakkında en zi- yade söz söylemiye saiâhiyeti olan şahsiyettir. Son neşrettiği bir kitapta, Troçki, Sovyet Rusya hakkında şunları söylüyor : 1933 senesinde Rusya çok ve çabuk istihsalât yaparak, rekor- lar kırmıya teşebbüs etmemeli- dir. Herşeyden evvel iktısadi- yatı tanzım etmeli, lüzumsuz te- şebbüsleri kaldırmalı, ikâmet- gâhlar ve zahire merkezleri inşa etmelidir. İyi çalışabilmek için, herşeyden evvel insanların iyi yaşamaları lâzımdır. Bir sene mütemadiyen, herşeyi besap etmeli, parayı tevhit et- i, istihsalâtın cinsini iyileştir- . Sovyet iktısadiyatı, bü- yük bir ceht yaptı, fakat bu iyi hesap hesap edilmiş bir ceht değildi. e Yapılacak işler ara” nda Kolkoz siyasetini de de- ğiştirmek vardır. En mukavim kollektif işleri seçmeli ve bunları fakir köylülerin arzu ve tecrübe- lerine istinaden yeniden inşa et- melidir. Diğerlerine gelince, da hili bir harbe ve iktisadiyatın mahvolmasına sebebiyet verme- den yavaş yavaş tasfiye etme- lidir. ,, İşte Troçki yoldaşın düşünce- leri. Yalnız bunları söylerken, insanın, bizzat İroçki tarafından söylenmiş olan: — “ Peygamberlik (mesleki, nankör bir meslektir ,, cümlesi akla geliyor. olduğu kadar mali itibarının şerefini korumakta da hassastır, Aziz dinleyi rim, Cihan buhranı halâ sarsıntdar i- çinde beşeriyete elem vermekte devam ediyor. Bundan maalesef memleketi - mize de hisse düşmektedir. Buna rağ- men bazı muhitlerimizde iktisadi ha- reketler göze çarpmaktadır. Türk milleti diğer büyük mesele- lerde olduğu gihi iktısadi hareketler- de de yüksek iradesini emniyetle kul- landığı zaman bu badireyi kendisine mahsus olan metanetle atlatacaktır. Her zaman şuurla çalışanlara bi yük istikbal mev'ut olduğunu unut - size izah etİğim istikrar hareketinde mıyalım. Allaha #smarladık. 15 Kânunuevvel 1932. (Baş tarafı 1 inci sayıfada) İşte biz, halkın sevdiği ve tuttuğu ses ve beste sahip- lerini mümkün mertebe tanıt“ mıya karar verdik ve bu yeni anketimize de Safiye Hanımdan başladık. Safiye Hanım, piyasanın en maruf simalarından O birisid Plâklara okur ve barlarda sö ler. Hatla kendisinin bir aralık i ayda 1200-1600 lira kazanarak bir rekor yaptığını iddia eder ler de vardır. Bu iddialar ne kadar yerindedir ? Bununla beraber Safiye Ha- nımın evinde bir de telefonu bulunan sayılı şarkıcılarımızdan birisi olduğunu işaret sözleri kendisine birakalım .. Taksimde büyük bir apartı manın dördüncü katındayiz. Si- yah bir rop giyen ve siyah saç- banım anlatıyor : — Efendim; küçüklüğümden beri sesimin güzel olduğunu söylerlerdi. Mektep marşları söy- lenirken ve buna benzer vaziyet- lerde dikkati ocelbediyordum.. Bir istidat meselesi olsa gerek., Tahsilime devam ediyordum. Darülmuallimatı bitirdim ve bir aralık hocalık'ettim, Fakat bu esnada musiki cemiyetlerine de intisap etmiştim. Sesim daha çok | alâka uyandırmıya ve bestekar- ları da aynı nisbette alâkadar etmeye başlamıştı. Neticede bil- mem, nasıl oldu; plaklara söy- lemeye başladım ve işte hayatım üç senedir. böylece akıp gidiyor. — Şimdi kaç yaşındasınız? — Yirmi iki. — Piyasada kazanma rekoru- nu kırdığınız söyleniyor? — Ooh.. Bu bir mübaleğadan ibaret olsa gerektir. Çünkü ortalık-| ta azami kriz var, -Bizim' kazamcı- mız diğer memlekederdeki g- zel seslerin kazancile nisbet bile | kabul etmez derecededir. Fakat f ederim ki dahilde, hariçte her gün yeni bir angajman tek- lifi karşısında kalıyorum. Meselâ bir iki ay sonra Mısıra ve Suri- yeye gitmekliğimin ihtimali var- dır. — Hayatınızdan memnun mu- sunuz, günlerinizi nasıl geçirir- siniz? — Memnunum, diyebilirim. Fakat çalışmak beni çok yoru- yor. Bir iki şarkı söylemekle va- zifedarken bazan balkın ıstanma dayanamıyarak saatlerce söylüyo” rum. Söylemekten adeta baygın düşecek hale geliyorum. — Allah kolaylık versin.. Peki sesinizi nasıl muhafaza ediyor- sunuz? — Yarını hiç düşünmüyorum, Bu itibarla sesimi muhafaza et- mek için bir tedbir almak da İ aklıma gelmiş değildir. Fakat tuhaf değil mi? Bu suale çok mubatap oluyorum. Ara sıra Anadolunun birçok yerlerinden mektuplar alırım Bunlar hemen daima çok samimi, senli benli şeylerdir. Meselâ ekserisi şöyle başlar; “Canım ablacığım! O gözel sesini nasıl muhafaza ediyorsun? Ne gibi sıhhi tedbirler alıyor- sun?.., ilâb,, Fakat ben bunların hiçbirine cevap vermem. Daha doğrusu vermem. Çünkü versem şöyle yazmam İâzımgelecek: “Canım kardeşim; Sesim için | hiçbir tedbir aldığım yok. Allah vermiş, söy- lüyorum. Hem de bazan sabah- Sabak kahvaltıla- bazan öğle muntazaman tizam rından yemeklerimi alamıyorum! ,, Nasıl güzel mi? Tabii yazsam İ bunlara © inanmıyacaklar değil yok. sarfı nazar bile ederek | i ları panl parıl parlıyan Safiye | lara kadar. Bu itibarla çok geç | yatıyorum. Hayatımda biç in- | Kimlerdir, ne kazanırla mi,, Onun için susuyorum. Bat ka çare yok. — Alaturka - alafranga a sine ne dersiniz, alafranga *” ler misiniz? yi — Efendim, bu olsa olsa y zevk meselesidir. Alafrangada | bayıldığım parçalar var, or rim de. Fakat alaturkaya Kö daha başka daha derin bağ bağlıyım. Bilir misiniz, alati çok güzeldir. Yalnız bazı wi seler biraz bayağılaştırımış'” monoton. bir. hale koymuş!” | Bence bütün kusuru bundan ib” rettir, — En sevdiğiniz şarkı? — Bütün güzel şarkılar.. ramam ki,, Safiye hanımla konuşmali” devam ediyöruz. Gündüzleri © nı sıkılınca otomobil gezinti yaparmış ve arabayı bizzat ir lanırmış. Şimdiye kadar 25“ plak doldurmuş.. Plaklarda zancı satış Üzerine imiş.. Şe hafta içinde haleli ruhiye, pr bozulmuş. Çünkü Musa Sürejit | Beyin ölümü kendisini çok teessir etmiş. Diy : — Sık sık gördüğümüz, N nuştuğumuz insanların birden İ ortadan yok çok d tesirler bırakıyor. Meselâ Musa Süreyya Bet Bu zat hocamdı, kendisine bürmetim vardı. Daha birkö akşam evvel burada ve birgi dostları arasında idi. Çok meş idi, şu koltukta oturuyordu. ta daha dün sabaha kadar piyanonun üzerinde cigarasi” külleri duruyordu.. Halbuki pi gün.. Hayat ne garip şey deği mi gi İstadın son şarkısıda Sal Hanıma son ide Bur” resimleri n o uşu Safiye o Hanımın İ birisinin altına yazmış.. Safiye gösteriyor, ben okuyorum : arın ahengini duydum nefesi" gelmiş ötüyor sanki s6“ arak dinledi bir dağ depesi" Kaşlar dile gelmiş ötüyor sanki, sesind”* Evet.. Hayat çok garip şe" A.S. Türkiye - Suriy€ Ticaret muahedesİ müzakeresine düf Ankarada başlanılf Ankara, 14 (A.A) — Türk v4 ile Suriye arasında etek ticaret o mukavelenamesini t zakere etmek Üzere bir bet, şehrimize gelmiştir. M, Rogli” riyaseti altında bulunan Sui heyeti dün Fransa büyük e " Kont de Chambrön cenaPli tarafından iktısat vekiline tak edilmiş ve müzakerata saat) vti da başlanılmıştır. Türk be hariciye müsteşarı Numan fi riyaseti Naki ve hariciye “ di leti ticari işler müdürü © e Beyler müşavir sıfatiyle dabildirler. Hariciye müste$ nın değişeceği d9 değil nkara, 14 (Hususi) —. lerimiz zi , bazı değe ler olacağı, Riyaseticüm” He mumi kâtibi Hikmet Bey ğın vekâleti | müsteşariÜ hakkındaki bab tm emiş. şer itizar Yazılarımızın çokluğu far den (Eğlenceli Yazılar) Sfenk mızla (İşliyen Yara) “© gö Konuştu) tefrikalarımıZ iyi” dercedilememiştir. Okuyuc” mızdan özür dileriz. hey gri” gr Elçi" keli? w riciye geleceği tabak

Bu sayıdan diğer sayfalar: