25 Aralık 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

25 Aralık 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AAALANA SAS az ği AŞ EU 25 Künomrevrel 1932 Doğumunun Yıl Dönümü - VAKTI Londralı Markiz Tevfik Fikret ihtifalinde Güze! Kadın dünkü hitabeler Dün Ghlatkrüz; il Lisesi müdü- rü Fethi Bey içtimai açmış, salon “da hazır bulunan Abdülhak Hâ « “mit Beyin yazmış olduğu hitabe- “min okunacağını söylemiştir. İs - mail Müştak Bey Abdülhak Hâ “© mit Beyin şu hitabesini okumuş - tur; Merhum'ar arasında Recai zade Ekrem merhum, mer hum Tevfik Fikreti bana şöyle tavsiye ve takdim etmişti: İşte is tikbalin en büyük şairi! O istikbal müruru zaman ile hali hazır oldu. Ondan sonra mü- Tur eden zaman o istikbali mazi - Ye imrar ve iade edemedi. met Beye gelmişti. Tevfik Fikre - tin edebi hayatı hakkında bir kon ferans veren Refik Ahmet Bey şairin “Nazmi,, ve “Mehmet Tev- fik,, imzalarile eski tarzda man- zumeler neşrettiği zar..andan baş yarak Servetifünun mecmuasına geçişini, oradaki Faaliyeti, edebi» yatımızda şekil ve lisanda yaptı - ği yeniliği anlattı. Hakkında veri len bir jurnal yüzünden bir kaç gece hapis ve tazyik “edildikten sonra istibdat idaresine karşı rü- yet adesesinin nasıl değiştiğini izah etti. Bu devrede Fikrete hür- riyet için üstü örtülü senbelik şi- irler yazan bir şair denilebileceği Fenadan bekaya intikal eden | ni söyledi. Meşrutiyetten sonra Tevfik Fikretin istikbali, hali ha- Zırı da geçerek gene istikbalde iş- | cevabı, nı ve “ tikvar buluyor. O büyük san'atkâ rın, bugün, lisanı mahkümu süküt ise de bediiyyat âlemine yadigâr çetliği sanayii edebiyye, lâyemüt- tur ve o uhrevi süküt, elbette su * kut değildir! Şivei lisan, yahut tarzı beyan değişebilir, değişmesi de tabii - dir; fakat bedil mefhumlar dai- ma bediiyyattan addolunur. Ba - kir fikirler seyyip olamaz. Fikretin belki üslübu eş'arı kay bolur, fakat şairliği kaybolamaz. Memat, onun hayatınm terak - İ kisine mâni oldu ise de irtikayı manevisini imha edememiştir. Füzulinin ruhaniyetinden Fik- retin ruhaniyetine hitap gibi olan $u beyt ne kadar yerindedir; Saadeti ezeli kahili veval olmaz Güneş yer üstüne düşmekle paymal olmaz Fethi Bsyin sözleri Abdülhak Hâmit Beyin hitabe- si bittikten sonra Galatasaray Li- sesi müdürü Fethi Bey küçük nut kunu okudu. Fethi Bey, Galata « “saray gençliğinin kendilerine hiz met edenleri hiç bir zaman unut- madıklarını söyledi, “mektepte hocalık etmiş olanlardan Recai zade Ekrem Beyle muallim Naci nâmına vaktile yapılmış olan ih- tifaller Galatasaray gençliğinin muttasıf olduğu kadirşinaslık e - serlerinden sayılabilir, Bu suret- le kendilerine ve mekteplerine çok hizmeti dokunmuş olan Tev- fik Fikrete karşı da hürmet vazi- felerini gösterdikleri | için talebe - me,burada alenen teşekkür ede- rim,, dedi. Halit Ziya Beyin hatıra'arı Söz sırası Halit Ziya Beyindi. Halit Ziya Bey, daha iki karış boyunda bir küçük çocukken Ga- latasaray lisesinin büyük kapısı önünde duyduğu hayret ve heyecanı anlattı, Galatasaraylı Fikret arasındaki rabıtayı izah etti, sonra Tevfik Fikretle nasıl tanıştıklarını, nasıl anlaştıkları - nı, nasıl çalıştıklarını söyledi. Fik retin meziyetlerini, hizmetlerini zikretti, sözlerinin sonunda Gala- tasaray gençliğine hitap ederek, Fikret gibi temiz, doğru ve mem- leketçi olun!,, dedi. Şüküfe Nihal Hanımın şiiri Halit Ziya Beyden sonra Şükü- fe Nihal Hanım, Tevfik Fikretin ölümüne ağlıyan ve ruhuna sami mi bir bitap teşkil eden şiirini ©- Kudu, Fikretin edebi hayatı Proğramda söz sırası Refik Ah “Halükun defteri,,ni ve"Rebabın | in,i “Sema - ya hitap,, : yazan, Tevfik Fikreti anlattıktan sonra şairin edebi ha- yatının bütün bu devrelerinde as la bıkkınlık göstermediğini, fakat nihayet onun dn * ğü- nü söyledi ve ölün..nden evvel yazmış olduğu me" :kâtı arasın - da bulunan, şu kıt'asını okudu: Artik hayat Için yetişir bunca infhal; Dinlenmek isterlin ki taapdarı mihnetim, Artık tehi vücut, tehidle, tehi hayal, Dünyada ginadi ben dahi bir fazin seldetim? po İsmail Müştak Beyin hitabesi Refik Ahmeti Beyc.. s-nra İs“ mail Müştak Bey kürsüye geldi Tevfik Fikretin vatanperver bir şair olduğunu söyliyerek “Reba - bın cevabi,, manzumesinden şai- “ün Mötmeketin Kürtüluşuda kar - $ı duyduğu ümidi terennüm eden i mısraları okudu; Fikretin seneler ce ümit ve itminan ile beklediği bu kurtuluşun nihayet memleke - tin en büyük evlâdı Mustafa Ke- mal tarafından temin olunduğu - nu ve artık fikretin mezarında ra- hat yatabileceğini söyledi. Hatiplerin hepsi ayrı ayrı al - kışlanmışlardı. İsmail Müştak Be yin hatimesi bilhassa sürekli alkış ları davet etti, Fikretin şi'rleri Daha sonra Galatasaray Lisesi talebesi Tevfik Fikretin bazı şiir- lerini okudular, merasim bu suret le bitti. inhisarlar vekili Evvelki gün şehrimize gelen Gümrük ve inhisarlar Vekili Ali Rana Bey dün sabah İnhisarlar umumi müdürlüğüne giderek ora- da meşgul olmuştur. Rana Bey öğ- leden sonra da Gümrük başmüdür- lüğüne gitmiştir. ——— — Galatada bir yançın başlangıcı Dün saat 11,30 da oGalatada Mandıra sokağında 34 numaralı evde Mösyö “Fay Duplo,, nun o- turduğu odanm sobasmdan yan- gm çıkmış ise de derhal söndürül- müştür, Kazma le yaralan”ılar ! Dün saat 10 da Fındıklıda Fik- ret Beyin yapısında çalışan amele Rasim ve Ziya: ile Süleyman ve Şemsettin kavga etmişler ve kaz- maile biribirlerini yaralamışlar - dır. Veliahdut' döl dostu olan kozasindan kactı ! Güzel Markiz kasa mumy Londra mahkemesinin verdiği bir talak kararı bütün Londra 80s- yetesinde derin bir merak uyan - dırmıştır. Hâdise ile alâkadar olan zevc Marki Kasa Mamy'dir. Zevce, Londranm en meşhur güzellerindendir. Bir kaç ay ev- vel bu son derece güzel kadının Bill Allen namında bir gençle kaç- tığı şayi olmuştu. Marki Kasa İngilttere veliahtı- nm dostu idi. Karısmı severek al- İ işer Kadın, bütün İngilterenin nazarı dikkatini celbetmiş ve her- kes tarafından sevilmiştir. En meş- ressamlar onun portresini yap- “türşlar, -şairlerondan ilham almış- lardır, Nihayet bir kaç ay evvel kadı - nın genç bir adamla kaçtığı şayi olmuş ve Marki karısı aleyhinde dava açmıştır. Mahkeme bilhassa bir otelin ha- demesi olan bir kadını dinledikten sonra kararını vermiş ve zevc ile zevceyi ayırmıslır. Kaçarken yakalanan hırsız Tütün gümrüğünde, Sabataym düükânma ve bitişik ( Sotirinin dükkânma giren ve para aşıran Hasan isminde biri, kaçarken nok- ta memuru Ahmet Efendi tarafın dan yakalanmıştır. Hasanın üzerinde 36 anahtar, 3 saat, 102 lira, 27 kuruş bulunmuş tur. Senin Dokturun evinde bulunanlar Sakızağacında bir doktorun e- vinde morfin ve kokain ve şişeler içinde (Oçocuk cesetleri, ke mikler bulunduğu yazılmıştı. Ecza içindeki cesetlerin, düş - müş çocuklara ait olduğu, kemik- ler de dahil olmak üzere; bunların tıbbi tetkikat maksadile evde bu- lundurulduğu zannedilmektedir. ema Horhor.a yangın Horhorda Ziya Beyin evinde alt katta oturan Azize Hanımın yak- tığı mumdan perdeler tutuşmuş , fakat, yetişilmiş, yangın söndürül- müştür, Cuma günü açan bakkal Yeniköyde bakkal tshak'ın cu- ma tatiline muhalif olarak dükkâ- nını açması üzerine, ihtarda bulu- nan polis Muhiddin Efendiye ha- karet ettiği ve oğlu da polisi döv- meğe kalkıştığı için, haklarında | tabakikata başlanmıştır. gi Sonra bizi sıbbi muayeneye sevkettiler. Hıç gülmyen bir doktorun yaptığı bu muayene ötekinden de sıkı ve Üzücüydü Ben de siramı bekliyordum. ibtiyar, İngilizce bilmiyen bir serseri dokturu hayli sinirler dirdi. “Nefes alma!,, dedikçe o öksürüyordu. Doktor dayanamı- yarak bu herifi tekmeyle defet meye mecbur oldu. Ben böyle sıra beklerken: — Mister Turan! Diye, yüksek sesle, çağınıldığını. işttim. — Buradayım. Diye bağırdım. Genç bir a dam yanıma ge'di. — Türkiyeden gelen Mister Turan siz misiniz? — Evet benim. — Doxtor Vudun (Y.M.C.A ) ya tavsiye ettiği.. Sözünü bitirmesine meydan vermeden : — Evet, evet ; tamamiyle be- nim, Evrakımı görebilirsiniz. Dedim. Genç adam: — O halde hemen giyinin ve eşyalarınızı gösterin. Ben (Y.M. C.A.) amına sizi karşılamıya geldim. Sizi buraya gelmeden de çıkarmak kabildi, affedersi- niz bir yanlışlık oldu. Dedi. Rebberim bir memurla ko- Buştu ; elime serbest olduğuma dair bir vesika verdiler ve dı- şanı çıktık. Her adımda bayretim artıyor du. Resimler vasıtasıyla bu şeh- Tin azameti bakkında bir.-#ikir Hemen bir otomobile atladık ve buraya geldik. 190 ıncı ( Y. M.C.A.) reisi Mister Alis beni iltfatla karşıladı : —Sizin hakkınızda çok emniyet verici bir tavsiye mektubu al- dık, binaenaleyh #sxe hususi şerait te gösterebiliriz. Dedi. Bana bu güzel odayı verdiler. Ayni binada yemek yemek imkânı da var. Burada ne sıcak bir destlik havası buldum. Zannediyorüm, asıl bayatım şimdi başlıyor. Vakit gecikmiş olduğu için biraz bir şey yiyerek odama çıktım, güzel bir banyo yaptım ve şimdi rahat bir uyku uyuma- ğa bazırlanıyorum. Saadetin güç ve nadir bulu- nan bir şey olduğunu söşlerler, fakat bu anda “Mesut adam kimdir ?,, diye bir anket açılsa hiç tereddütsüz : — işte benim! Diye cevap verebilirim, Yarın ilk önce, Doktor Vudun adresini verdiği Mister Toması arıyacağım. Mister (omas şark kotecleri merkezinin umumi kâ tibiymiş. Yanımda ona ait bir mektup ta var, içinde Doktor Vud benim hakkımda ber halde iyi şeyler yazmıştır. Sonrada hemen darülfünununa yaptıracağım ismimin Ko ombiya gidip kaydımı 25 Kânunuevvel Her şeyim tamam. Artık Ko lombiya darültünununun talebe siy m. Evrakım younda olcuju için yarından otbaren ders'ere bile devam edehilees# mi sövle diler. Senelik bin. idam ii Yazan: Necmettin Halil yüzünü darülfünuna vermek iâ» nım. Geriye beş yüz dolar ka- hyor ki her aya ancak kırk, kırk bir doar isabet ediyor. Bununla geçinmek biraz güç © ocağı için düşünceye vardım. Fakat a'şam yemeğinden sonra (YMCA.) res Mister Ais ben teşet.büs etmeden, derdime çare budu. Orunla samimi bir musababeye girşmiştik. Bana, çıktığım — memeset hakkında bir çok sualler sordu, ben de orasını hakiki omahiyetiyle am attim ve tabii bana zindan ha- yatı yaşatan o muhit hakkında hüsnü şahadette bulunmadım. Nihayet mubahase din mesele sine döküldü. Mister Alis: ; — Hiristiyanlık hakkında fik- riniz nedir ? Diye sordu. — Mister Alis, size gayet samimi söyliyeyim. Diye cevap verdim. Ben hiristiyanlığın doğ- ru bir yol olduğuna kaniim. Bu hususta kolecdeki hocalarım da beni kâfi derecede tenvir etti- ler. Fakat şabsan hiristiyan ol- mayı ciddi olarak düşünmedim. Daha doğrusu buna henüz mec- büriyet görmedim. — Oo, zararı yok, dedi, ara- mızda bulunmakla daha bir çok hakikatler öğreneceksiniz. Sonra mali vaziyetimi sordu. Açıkça anlattım. Bir lâhza dü- şündü, sonra dedi ki: — Biz sizin gibi samimi gerç- lere daima muavenet etmek is- teriz, Bakınız aklıma bir şey ge- liyor. Siz şark hakkında konle- ranslar verebilir misiniz ? — Nerede? Diye sordum. — Burada veya başka kasa balarda, Bu size biç te küçük sayılmıyacak maddi bir menfaat temin eder. Bu suretle sıkıntın yaşamaktan da kurtulursunuz. Mister Alise samimiyetle te- şekkür ettim, (Devamı var ) Rıhtım şirketile nafia arasında çıkan ihtilâf Rıhtım şirketile Nafia Vekâleti arasında şirketin mukavelesinin tatbikine ait bir ihtilâf çıkmıştır. Dün yaptığımız tahkikata göre mesele şudur: Rıhtım şirketi hükümetle olan mukavelesi mucibince İstanbulda muayyen genişliklerde, her türlü vesaiti bulunan altı antrepo inşa- sma ve Halicin iki tarafında Rıh- tım yaplırmağa mecburdur. Şirket şimdiye kadar Sirkecide üç antre- po yaptırmıştır. Ayrıca Kuruçeş- me ve Unkapanında da birer ant repo vardır. Şirket diğer üç antrepoyu ikti. sadi buhran yüzünden yaptıramı- yacağını esasen mevcut antrepola- rın ihtiyaca kâfi geldiğini, hattâ Unkapanındaki »niepsyu kapat- mağa mecbur olduğunu iddia et- mektedir. Şirket antrepolar inşasının müsa it bir zamana tehir edilmesini isti- yor. Buna mukabil Nafia Vekâle- ti mukavelenin sarahatine istinat ederek bu mz”'9-Terin tatbikine il | Uzametmektedir. Sirk - direktörü İM. anoni bu işle mesgul olmak üzere On gitmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: