28 Aralık 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

28 Aralık 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bozöyü k yangını Makine ve kuvvei muharrike dairesi 1500 metre mikâbı kereste kül oldu Fabrika için bir ecnebi sermayedar gelmişti, fakat Bozüyük'e Italya - Yugoslavya İhtilâfın sebepleri Kırılan heykel italyanın | Dalmaçyada bakkını temsil ediyormuş da ondan kırmışlar gr Savıfa 5 İşli Yara Milli Roman —50— YazanıNecmettin Halil Onün' bu sevincini bozmak | sunda Amerikalıların yaptıkları istemedim ve: hizmetlerden mubalâğalı surette — Evet şimdi buldunuz. bahsettim ve epeyce alkışlandım. Dedim. O benim milliyetimle | Akşam üstü trenle dönerken, bir bir hazine keşfetmiş gibi mem- | aralık Mis Huvayt bana: nundu. Kuş gibi cıvıldıyarak: | — Mister Turan! dedi. Siz gitmeden yangın haberi geldi Bozüyük kereste fabrikalarınm izdeki (© mümessilliğinden Yangın hakkında aldığımız malü- sudur; “Fabrikada her gün saat altıda Salman bir düdükle işe başlanı - « Pazartesi günü de böyle olmuş, saat altında çalınan düdük üzeri- ne âmele işe başlamıştır. Bir saat sonra yani sabah saat tam yedide çatısının tutuştuğu gö - rülmüştür. Bir taraftan amele alev- leri söndürmeğe çalışırken diğer taraftan civardan imdat istenil - miş, fakat sarfedilen gayretlere Tağmen yangın ancak ateşin çıktı- İl bina tamamile yandıktan sonra Sündürülmüştür. Bu suretle fabri- kanın en mühim kısını bulunan ve Zaten ahşap olan makine ve kuv- Vei muharrike dairesi kül olmuş- tur, Yag ie ve Meyzin 3| harrike dairesini yaktığı gibi bu binanın yakınında bulunan 1000 metre mik'abından fazla ve fab - rika dahilinde bulunan 200 metre mik'abı keresteyi de yakmıştır . . Bu suretle yanan keresteler 1500 Metre mil-!- kadasuir. kabrika - nın diğer müştemilâtı, kereste de- Poları ve ikinci bir kuvvei muhar- Tike dairesi kurtarılmış bulunmak- tadır, Fakat asıl kerestelerin işlen- diği bina ve makineler mahvol- Muştur, ,, Fabrika İstanbul mümessilliğin- deki alâkadar zatlar, yangının na- sıl başladığı hakkında şu ihtimali ileriye sürüyorlar: “Fabrika çalışırken işlenilen , kesilen kerestelerden çıkan ince talaşların bir kısmı havalanır ve Şatıda girinti ve çıktılara takıla- rak orada birikir. Bunlar arada sırada temizlenirler. Kaza günü fabrika işlemeğe başladıktan son- ra bacadan çıkan bir kıvılcımın u- © Sarak alev almağa gayet müsait olan bu ince talaşlar üzerine kon- muş olması veyangmın bu suretle ! akla gelen bir ihtimal - i dir, Maamafih bu bir tahminden ibarettir. Yangının elektrik konta- i Zından ileri gelmesi veya başka bir sg başlaması da mümkün- Yanan kereste fabrikası Bilecik meb'usu Ibrahim Beye aittir. Mem timizde mevcut en büyük ve mükemmel iki kereste fabrikasın. » dan biridir. 1927 senesinden beri iyet halinde bulunuyordu... b an kesilen ağaçları fab - tika mahalline kadar getiren 20 lik havai, on kilometrelik , vil hatları ve diğer mükem - e tesisatile en asri bir kereste abrikasıydı. & Fabrikanın yalnız ; e kısmının kıymeti 300 bin Yanan kısım 240 ile 260 binli- fa arasında bir bedelle sigorta et- trilmiş bulunmaktadır. Fabrikanm tekrar faaliyete geç- F Mesi için asgari üç ay zamana ih- iyaç vardır. Üç ay zarfında fab- işliyemediği için hasıl olacak da 100 bin lira kadar tahmin ir. Bu hesaba göre fab Dalmaçyada “Trogir,, de Sirp- lar tarafından kırılan aslan hey » — Memnunum, bir Türkle gö- rüştüğüme çok memnunum. Diyordu. memleketiniz hakkında pek mu- habbetli görünmiyorsunuz. 4 — Evet Mis Huvayt, diye ce- Fabrika sahibi (tarafmdan İş Bankasma ipotek edilmişti. Bu i- tibarla sigorta bedelini İş Banka- sr alacaktır. Fabrika sahibi İbrahim Bey mü- esseseye iştirak edecek bir ecnebi sermayedar bulmak maksadile bir kaç aydanberi Avrupada seyahat ediyordu. Ibrahim Bey bir müddet evvel Pariste bir Fransız sermaye- dar bulmuş ve üç gün evvel onun- la beraber şehrimize gelmişti. İki- si birlikte Bozüyük'e gidecekler ve sermayedar fabrikayı gördük- ten sonra kat'i kararını verecek - ti, Fakat hareketlerine vakit kal - madan fabrikanın yandığı haberi gelmiştir. Bunun üzerine İbrahim Bey sermayedarla birlikte evvelki gün Bozüyük'e gitmiştir. £o Fakat fabrikanın en mühim kısmı yan « İ mış bulunduğu için sermaye sahi- i binin ilk kararında durup durma yacağı da şüpheli bir hal almıştır. İ Bu noktadan da fabrika sahibi za- rara uğramaktadır. Bir ay kadar »w-I Bozuyuk fab kasında bir yangın daha olmuş, | Katta fabrikarim tamamile yandı. ğı sayiaları çıkmış, fakat bunun keli meselesinin iç yüzü ve kimler tarafından kırıldığı anlaşılmıştır. | Trogir Belediye reisi muavini, o şehirde bulunan bir İtalyan mek- tebine İtalyan bayrağının çekil - mesine mâni olmuştu. Halbuki bu hareket iki hükümet arasındaki mukavelelere muhalif olduğu için bu emir, sonradan geri almmış ve kânunu evvelin birinci günü, sehir halkı kalkınca, İtalyan mektebi - nin üzerinde İtalyan bayrağını gö- rünce bunu bir hücum olarak te - lâkki etmiş, ve o gece tarihi aslan- lar parçalanmıştır. Bugün, artık aslanları parçalı- yanlar da belli olmuştur. Bunlar, on iki kişi kadardır ve bizzat gele- rek kendilerini fail olarak bildir- mişler ve bu işi niçin yaptıklarını da şu suretle izah etmişlerdir: — Bu işi yapan biziz. Çünkü u- zun senelerdenberi İtalyada, bura" daki Venedik aslanları, Italyanm Dalmaçya üzerindeki hakkı gös- terir gibi telâkki edilmektedir. Â- limler ve siyasi şahsiyetler bir çok nutuklarla bunu söylediler. Halbu- ki, bu sözlere bizden cevap vere- cek olan en küçük bir memur şid- detle cezalandırılıyordu. Bize mü- temadiyen harpten bahsediyorlar, Ve bu sözler de, kaleler yapmak vap verdim. Orada neler çek- 4 tiğimi, me kadar sıkıldığımı bir s0 de siz bana sorun. Genç kız benim sesimdeki Sonra kısaca bana kendisini anlattı: Ailesi yakın steytlerden birinde bulunuyormuş, kendisi tabsil için burada yalnızmış. Bu neşeli ve zarif kızcağız | acılığı bir törlü anlamadı, başımı, benim de hoşuma gitti, teklif | etrnfimızdan döne döne geçen ettiği dostluğu o memnuniyetle | tarlalara çevirerek : kabul' ettim ve darülfünundan | — Evet ama nihayet vatanı- kulübe beraber döndük; yemekte İ mzdir ve ergeç oraya dönecek» aynı masaya oturduk. siniz. Mis Huvaytın çok açık sarı Dedi. i saçları ve içinde zeki ve sevinçli Kendi memleketinde mes'ut İ yaşıyan bu Amerikalı kıza der- dimi anlatmak imkânı yoktu. O tekrar bana sordu: — Burada tahsilinizi bitirdik- ten sonra memleketinizde hangi Sahada çalışacaksımz? Cevap verdim: — Tabsilimi bitirdikten sonra Türkiyeye dönmek bususunda henüz bir karar vermedim Mis Huvayt, Amerikalı kız gözlerini tarla- lardan bana çevirdi ve gülerek: — Affedersiniz ama Mister Turan, sizin biraz maceraperest ve serseri bir ruhunuz var sa- nirım. Dedi. Karşımdaki bir kadın, bilhâs- ışıklar yanan mavi gözleri var. Kırmızı küçük dudakları tebes- sümle sık sık açıldıkça bembe- yaz dişleri görünüyor. Konuş- ması, sâatlerce dinlense, insana daima âynı zevki verecek kadar tatlı. Sofrada birçok şeyler konuş- tuk. O da diğer hemşerileri gibi bana bermutat Türkiyeye dair birçok susller sordu ve yemek- ten iki ahbap gibi kalktık. Sa- londa beni gururla kız ve erkek bir iki arkadaşına takdim etti, Bu -bane zevkli “bir arkadaşlık başlangıcı gibi görünüyor. Ba- kalım, hemen allah ileriletsin. İşin asıl gözel tarafı şu: Sof- rada kendisine pazar günü Vil- büyümesine meydan verilmiyen bir yangın başlangıcı olduğu an - laşılmıştı. suretile teyit ediliyor. Biz sesimi- çıkarmıyoruz. Aslan Yugoslav olan İtalyan tebealarına fena mu amele ediliyor ve üstelik şikâyet etmekliğimize de müsaade edilmi- yor. Nihayet, Yugoslavyanın kendi arazisinde bulunan bir kaç mek - tepte açıktan açığa (o aleyhimize | propaganda yapılmaktadır. Mek - | tep kitaplarında, Sırplara, Sırp or- | dusunun korkakça hareket ettiği ve İtalyan ordusu tarafından kur- tarıldığı kle yazılı, Biz kendimizi tanıtmak iste - mezdik. Bu suretle de hareketimi- zin meçhul kalarak umum tarafın- | dan yapılmış olduğunu göstermek Bir hırsızlık iddiası ve bir taarruz Kasımpaşada Bahriye cadde- sinde aşçı Rizeli Davut Efendi polise müracaat etmiş, kardeşi - nin oğlu Hüseyinin nişanlısı El mas Hanımın evde iki beşi birli- ği ile 30 lirasını çalarak kaçtığı" nı iddia etmiştir. Elmas H. yaka» lanmış, merkeze (götürülürken Raşit Efendi önüne çıkmış, kadı- i na silâh çekmiştir. Raşit Efendi | de yakalanmıştır. isterdik. ee Fakat, bu işin, hariçten gelmiş, i Defterdar Ankaraya | Dalmaçvaya yabancı Sırplar tara- itti fmdan yapıldığı söylendi. İşte bu g yanlışlığa mâni olmak için kendi- İstanbul defterdarı o Mustafa Beyle şube müdürü Amir Bey dün akşamki tirenle Ankaraya | hareket etmişlerdir, Orada mali bazı işler üzerinde vekâletle te - mas edeceklerdir. Dört beş gün kalmaları muhtemeldir. Mustafa i Beye Beyoğlu mal müdürü vekâ- İ let edecektir. mizi tanıtıyoruz. Bu beyannameyi neşredenler yirmi, yirmi dört yaş arasında Dal- maçyalı (gençlerdir. £ Kendileri muhtelif içtimai sınıflara mensup oldukları için bir grupa mensup olmadıkları meydandadır. Buaşhalarının parası ile kendi parasını da çalmış! yams Tavna gidip konferans ve: receğimi söyleyince bana refa- kat etmek istedi; tabii memnhu- niyetle kabul ettim. Ayrıldıktan sonra o pısınk Ayşeyle Mis Hüvayt arasında bir mukayese yaptım; nerde o, nerde bu! O sanki bir malmış gibi beni günlerce peşinden koş- turdo; halbuki bu sevimli Ame- rikalı kız daha ilk tanıştığımız akşam benimle beraber seyahat etmeyi kendi teklif etli. 25 kâmunusani Bugün Mis Huvaytla ve (Y. M.C.A.) nn bir rebberiyle Vilyams Tavna gittik. Bu seya- hat benim için ber cibetten is- tifadeli oldu. Bizim hesabımızla elli lira kadar bir para kazan dım, gözel Amerikalı kızla dost- luğu ilerilettim ve Nüyorktan başka yerleri de görmiye muvaf- fak oldum. Nözarı dikkatimi celbeden bir şey vâr; Amerikanın her yeri Nüyork gibi değil. Nüyork Ame- rikanın önünde sanki bir perde; onun arkasında görebildiğim ka- dar intizamsızlık da var, fakir- lik de, hatta şarka benzer pis- lik de var. Benim gibi birisi Nüyorktan sa böyle hoşuma giden bir sarı- sın kız olmasaydı muhakkak ters bir şey söylerdim. Benim hürriyet, nur ve irfan iştiyakımı bir serserilik, bir ma- ceraperestlik addetmek bana çok dokundu. (Devamı var) , Cüz'ü fertlerin i inhilâli tecrübesi Berlinden bildirildiğine göre iki Alman âlimi, cüzü fertlerin in- hilâline muvaffak olmuşlardır. Brasch ve Lange isminde olan bu âlimler, yüksek kudretli bir e- lektrik aleti ile 2.400.000 voltluk cereyan elde etmişler ve tecrübe- lerine bu suretle muvaffak olmuş (lardır. i İ > DAlman âlimleri kurşun da da « “ hil olmak üzere altı madende bu | tecrübeleri tatbika muvaffak ol - muşlardır. Bu aletin nüfuz kudre- ti radyümden daha kuvvetli imiş. Mösyö Brasch ile Mösyö Lange bu aletleri ile kanser ve bakteriler üzerinde tecrübeler yapmışlar ve bir saniyenin binde biri kadar bir zaman içinde bakterilerin faaliyet- İ lerini kurdurmağa, hattâ zecri bir surette imhaya muvaffak ol - muşlardır. Bundan başka hayvan- | —o.— Beylerbeyinde Abdullah soka - Fra sa > hşetli ğında oturan aşçı Raşit Efendi po- Le Bourget, 27 (A.A.) — Parisi ve bir takım varoşlarını ve Fran- sanm bazı aksamını kaplamakta olan sis, dün Le Bourget'ten tay - yarelerin hareket etmesine mâni olmuştur. — Kahirede yeni bir bomba Kahire, 27 (A.A.) — Yeni bir bomba keşfedilmiştir. Bu bomba, kral Fuatın öğleden sonra ziyaret edeceği mühendisler mektebi bah- habettin Efendi Raşit Efendi hır- ise müracaat etmiş, evine hırsız girdiğini kendisine ait 978 lirayla bir altın saat ve köstek, 11 altın, 7 beşibirlik, bir çift elmas küpe, yeğeni Şahabettin Efendinin 41 Türk altını, 48 zinet altınının sak- lı bulundukları çekmeceye anahtar uydurularak çalındığını — şikâyet etmiştir. Bu şikâyet üzerine zabıta tah - kikat yapmış, altın ve mücevher- leri çalanın bizzat Şahabettin Ef. olduğuna kanaat getirmiştir. Şa- şırdım. Kulüp reisi beni bir Türk diye, hazır bulunanlara takdim edince açıldı, kadınlar saplı gözlüklerini burunlarına yerleşlirdirler. En ön sırada oluran Mis Huvaytın | Sigaralardan onar tane konulmak üstümden hiç ayrılmıyan gözleri | suretile hazırlanmıştır. Bu ciga > de beni ayrıca şaşırt; aklıma | ralardan yüz tanesinin bulundu - ve ağzım lar üzerine yaptıkları tecrübeler * i i de derin iltihapları ve kanserleri || tedavi edebilmişlerdir. i Hediyelik lüks cıgaralar İnhisar idaresi hediyelik lüks cigara paketleri çıkarmıştır. Bun lar güzel ve zarif (o kutular içine Gazi, Sipahi ocağı, Anka |, ra, İsmet, Boğaziçi, Yenice gibi £ pek çıkmamalı; çünkü; ne kadar o'masa, biraz sukutu hayale uğ- nyor, Vilyams Tavnın ( Genç hıris- tiyanlar cemiyeti) nde ü; beş yöz kişilik bir kalabalığın kar- şısına çıkınca ilk önce biraz şa- hepsinin gözleri dört ) idiyse söyledim. | Su kutular 200 kuruşa satılmak «,

Bu sayıdan diğer sayfalar: