25 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

25 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

osu L Muharriri : Celâl Nur “Tktibas, sakil, tercüme hakları mahfuzdur ,, HANLI DEVLE ÖLÜRKEN... 9 z Efkârı umumiye, hissiyatı umumi" 2 “Efkârı umamiye,, ! Bu tabi - rin mânası ne?. Müstebitler bu - nun mevcut olmadığına zahiptir - ler. Şu notlarımızda Osmanlı dev- Tetinin son safhasından bahsedi - yoruz,. O devrin Sultanı Abdül - hamitti, Acaba bu padişaha göre efkârı umumiye var mıydı, yok muydu?. Size açık söyliyeyim: Abdülhamit, belki efkârı ummu-| miyenin ne demek olduğunu bil - mezdi.. Zaten, o devre değin bizde, muntazam bir şekilde efkâr; umu- miyenin tezahürlerini hatırlamı - yorum.. Tarihi karıştırdım, böyle | bir vak'a göremedim. . kaldırtırdı.. Buhara'dan, Hiva - dan gelen Fakir hacıları bedava taşıtırdı.. Su, dinen pek mühimdir. (Hamidiye) suyunu, (Ayni Zü - beyde) suyunu getritti, Fakat ö- bür taraftan memleket yanıyor “| muş, vatan harap oluyormuş. Za - tı şahane, oralarda değil.. Bu w-! fak tefek işler, Fransızca tabirile birer (gest) tir. Padişah onlara! ehemmiyet vermekle taraftarları - nı idame ediyor. (Padişaha dua kazandırmak) Bu cümleyi 25 senedir unuttuk. Abdülhamit dini, ahlâki bir iyilik edilmiyerek böyle duaların kaza - nilmasına bakardı.. Kendisine ve -! Ufak bir fıkra: 1293 kanımı e- sasisi ilân edilmiş. Halkta hiç biri heyecan yek.. Bu ciheti düşünen | kanunu esasi mürettipleri tahrik ( ve teşvikle insan tutmuşlar ve 20r- : la, Tophane köşkünün önünde bir gösteriş Yaptırmışlar.. (Bu Frkrayı merkür kanunun tanzimine me - mur komisyonun âzasından olan büyük babam Abidin Paşadan maklediyorum.) Efkârı umumiye, hürriyet saye - sinde, intikat sayesinde mayala - nır.. Abdülhamitten evvel pek nis- Pİ ve izafi bir matbuat hür eti vardı isede Avrupalı mân.sile efkiri umumiyeyi açacak mertebe- de değildi. oAbdülâziz ahtinde 5000 gazete okuyan ya vardı, ya yoktu.. O zamanki memleketin nüfusu ise 40 milyondan eksik ol - masa gerek.. Acaba kırk milyona beş binin nispeti nedir?. Kara cümlesi kuvvetli olanlar söylesin « ler.. Hürriyet, devede kulak.. Mat - buat, cılız ve sıska. Memlekette hiç bir nevi parti yok.. Teşrii, hat- tâ İstişari meclisler henüz kurul - mamış.. Böyle bir muhitte efkârı umumiye nasıl teşekkül ve tees süs eder?, Evet, Fransada olduğu gibi Os - manl: diyarlarında efkârı umu - miye yoktu.. Fakat?, Şu “fakat,, kelimesinden sonra kocaman bir sorgu işareti koymağa mecburum. Pek aziz bir üstadımın ifadesi- ne göre, belki o zamanlar bizde efkârı umumiye yoktu, yok gibiy - di; lâkin her halde “hisöiyatı u - mumiye,, mevcujtu.. Umumi hissiyat dediklerimizi memleketin tarihi, ahlâki, âdetle- ri, herkesçe kabul edilmiş wmde - leri teşkil eder. .Evet, tasdik ede - lim, ammenin itirassız kabul et - tiği “his,, ler, o zaman, bir kuvvet ti. İşte, “efkâiri umwmiye,, tabiri ne alışkın olmıyan Abdülhamit, belki meş'ur olmıyarak hissiyatı u- mumiyenin vücudunu kabul et - mişti, Buna şüphem yoktu.. Ona karşı gidemezdi.. Hattâ, fazla ola- rak, ammenin doğru, yanlış duy - gularını kullanmak için fırsat a-| rardı. Ozaman bu hissiyat nelerden ibaretti, Basit ve iptidai şeylerdi . Meselâ bir fakir kadınım çocuk doğurmak üzere olduğumu duyar duymaz, iki eli kanda olsa padi - şah ona hemen ebe, doktor, para, ilâç,kömür gönderirdi. Ölenleri! rilen arzuhaller ehemmiyet ikti -f sap ederdi.. İ Abdülhamidin ürktüğü nokta: | Hissiyata dokunmak., Bunun için- | dir ki fazla muhafazakârlık etme- | ğe mecburdu.. Buna mukabil, efkârı umumiye nin mevcut olmadığını güzelce bil- ! diğinden, yeni fikirleri, yeni ilim- leri zalimana ezerdi, Zannederdi ki yeni prensipleri halk bilmez ..| Onun için bunların öldürülmesin- de hiç bir mahzur görmezdi.. Hu- kuk ve mülkiye (o muallimlerinin | (Hukuku esasiye) okutmaları şöy- le dursun, devlet kuvvetlerine da- ir imada bulunmaları bile müm - kün müydü?, Hasılı: İkinci Abdülhamit ef - kârı umumiyenin zayif, hissiyatı umumiyenin ise kuvvetli olduğ nu bildiğinden siyasetini buna gö- re kurdu.. Meselâ bilirdi ki meş - ruti fikir memlekette kökleşme - miştir. Onun için yenilik taraftar - larını Radosa, Bodruma, Akkâya , Sinoba, Garptarablüsuna, hattâ Feyzana sürerdi.. Fakat milletin açlara fıkaraya olan fıtri merha - metini bildiğinden © sürgünlere hep aylık, yahut gündelik verirdi! Esbak sadraazm (Sadık Paşa Limni adasında, esbak O serasker Redif Paşa Rados adasında sene - lerdenberi inliyorlar, lâkin ber ay 10,000 kuruş maaşlarını tıkır tıkır alıyorlar. Ebüzziya Tevfik Bey merhum, kötü bir iradeyle Konyaya sürül - müş, bir kaç ay sıkıntı çekmiş, lâ- kin'sonra Şürayı Devletteki maaşı almış.. Lâtfi Fikri Bey de oralarda | bir yerde.. Şu kadar ki bir şefaat üzerine sürgünlüğü baki kalmak ü- zere kaza kaymakamlığına tayin olunmuş.. Bu miselleri saymakla tükenmez, . ... Abdülhamidin siyasi vefatım -| dan sonra yerine (İttihat ve Te - rakki) cülus etti, Bu cemiyet ve bu fırka ilkin, efkârı umumiye var sandı; yahut, her nedense efkârr umumiyeyi yaratmağa kalkıştı, Matbuat alabildiğine serbest .. Mebuslar meclisi ise dolu dizgin koşuyor.. (İttihat ve Terakki) hürriyetin fena bir şey olduğuna karar (verdi. Matbuat bestisini damla damla geri aldı. .Meclisin hürriyetine de bir fren vurdu.. Baktı ki ortalık sus- muş.. OO halde cemiyet ve fırka şu hükmü verdi: Madamki idari tedbirlerle -matbuat ta susuyor, Buşo Efendi, Pastırmacıyan Efen- ser » “Bir amele kadın iki parmağını tütün makinesine kaptırdı Sarıyerde tütün (fabrikasında j parmağını makineye ve iki parmağı kesildi. Sarıyer tütn fabrikasında bir - İçok amele çalışmaktadır. Bunlar- dan bir kısmı da kadındır. Fazi- İet hanım isminde bir kadın da bu tütün fabrikasında işçidir. Evelki gün erken işe giden Fazi Tet hanım her gün olduğu gibi tü- tün kıyma makinesiinn başını geçmiş ve çalışmıya başlamıştır. esnasında he: pasılsa Fazilet hamm birdenbire elini makineye (o kaplırmış ve iki parmağı kesilmiştir. Fazilet hanımın bu esnadaki a ci feryadını duyan amele arkadaş- ları yetişmiş ve Fazilet hanımı he- men hastaneye kaldırmışlardır. Fakat bu çalışma Si de keki e li ir umumiye yoktur.. Harpler oldu.. Harp esnasında inzibati ve hattâ ikitsadi sıkı tedbir zaruridir, Harp idaresinde efkârr umumiyenin te- zahürünü görmiyen (İttihat ve Te- rakki) fikrinin o doğru olduğunu sandı.. Evet, ona göre efkârı umu- miye (hiç) yok.. Bu prensibe göre hareket etmeli.. Lâkin, zavallı cemiyet ve parti (efkârı umumiye) ile (hissiyatı umumiye) yi biribirinden ayıra - mamıştı.. İşte hata orada.. Meselâ büyük harp sıralarından irtikâba, irtişaya, vesikacılığa, vagonculu » ğa, anafor serbesti verildi.. Kaparozçuluk bir müessese ha- line geldi.. Harp tehdidatı diye öteki beriki un ve ekmek ticaretine | karışıtırıldı.. Halka maddeten ve cidden kül yedirildi.. o Bir takım zatlar ve adamlar Karun kadar ve lâkin ekspres çabukluğuyla zengin oldular.. Cemiyet ve Fırka halkın hissiya- tına ve hususile mide ve meni tine dokunduğunu anlayamadı .. (Hissiyatı umumiye) yi (efkârı umumiye) sandı. İşte, cemiyeli katleden bu yan lış zehaptır, Bu itibarla ikinci Abdülhamit , halefi (İttihat ve Terakki) den daha keskin çıkmıştı.. Bunun için ikinci Abdülhamit 33 seneye ya - kın saltanat sürdü ;lâkin (İttihat ve Terakki) nin saltanatı 10 sene sürdü, sürmedi! o (İttihat ve Te- rakki) sultan Hamitten üç kat da- ha az becerikli!.. Bildiğimiz şekliyle büyük har - be girmek bile halkm hissiyatı ve menfaatiyle tezat teşkil ediyordu. Cemiyet, kendi hesabına kumar oynandığını zannediyordu.. Hal - buki hesabı ödiyen milletti.. Sultan Hamidin inkâr et- tiği efkârı umumiye alttan alta te- i şekkül ediyordu; ve 23 Temmuz 1908 de patlak verdi. . (İttihat ve Terakki) nin tanı - madığı hissiyatı umumiye alttan alta galeyandaydı; durgun bir yanardağ gibi, görünmiyordu, İâ- kin içten içe kaynıyordu. Sonra mağlâbiyeti fırsat bildi, birden - | bire indifalar başladı. | İki hükümdarımız Sultan Ha - mitle (İttihat ve Terakki) birer | psikoloji hatasına kurban gittiler . | Eğer cemiyet ve fırka halkın duy- ! gularım ve menfaatini kovalasay- | dı harp mağlâbiyeti bile onu yere ! seremezdi mütaleasındayım. Celâl Nuri | Fatma uç sene |. hapse girdi! | İlk kocası ihtiyar oldu- ğundan bir gence varmış! | Kahirenin Halife semtinde otu - ran Halil Musa, Fatıma Abdürrah- manla evlenmiş. Bir kac sene tatdı| j bir aile hayatı yaşamışlar. Bir de| erkek çocuk meydana gelmiştir. Halil ellisime yaklaştığı Fatma henüz otuzlarda dolaşıyo:- du. Bu yaş farkından dolayı aile! saadeti günden: güne bozuluyor, hemen her gün karı koca arasında kavga eksik olmuyormuş. İ Fatma mahallede evierimek is | tiyen bir delikanlı bulunduğunu duymuş, bütün duyguları sönmüş, akir başından gitmiş, gözünü geh- | halde | “İ vet hırsı bürümüş!.. | Fatma henüz kız oğlan kızl «| duğunu işae ederek gence yaklaş | olmuşlar... Fatma iki kocasmı da ayni 7a-| manda idare etmiş. Bir sene iki ko- | calı olarak yaşamış.. Sa halin kı - yamete kadar sürmesinn imkân ol- | madığından işmeydena çıkmış, polisten adliyeye ve adliyeden üç sene hapis cezasile Fatma hapis | haneye tıkılmıştır. | Kumar oynarken yakalananlar Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Sen Matyaman apartımanında ter- | zi Simon Efendinin evinde kumar! İ oynattığı haber alınmış ve evvel- ki gece aranmıştır. İc Simen, Roben, Yaşar, Mehmet, | Yozef, Haydar, Karnik, Niko is- mindeki şahıslar kumar oynarken yakalanmıştır. | Knk. Edirne Tisesinde yetişenler! | Edirne lisesinde yetişenler dün Halkevinde toplanarak kendi ara- larında (Edirne lisesinden yeti - şenler birliği) isminde bir cemiyet kurmuşlardır. Cemiyetin ilk ida - re beyetini de seçerek (çalışma - İ ğa başlamışlardır. İdare heyeti: o Reis Celâl Bey, | Aza: Cevati Niyazi, Şinasi, Ali Rı- | za, mürakıp: Kadir ve Salâk wi Beylerdir. ! im ilmi Kıbrıslı genç'er İstanbulda okuyan o Kibrislı geniler kuracakları cemiyetin ni - zamnamesini hazırlamak için dün | Halkevinde toplarmışlardır. | Dünkü toplantıda nizamname- nin çoğu hazırlanmıştır. Gelecek Cuma günü tekrar toplanarak ni - İ zamnameyi bitirecekler ve yeni i- dare heyetini seçeceklerdir. mış ve nikâh kıyılmış gelin güveği |- İ Yazan: Belçika bütçesi BRÜKSEL, 24 (A. A.) ruf yapmak ve su'istimalleri nüne geçmek gerek olan tedi ri almayı kararlaştırdığımı san meclisinde söylemiştir. o —— İTramvaydan otomobil a Maçkada tramvaydan Mehmet, caddeden: geçen Adnanın otomobili altında mış; hafifçe yaralanmıştır, —ağmann Balıkçı dükkânında Sarıyerde e. ran Cevdet Efendinin balıkçı kânma Rumelikavağmda ot balıkçı Resit girmiş bir tak bise, şapka çalarken yal tır. Istanbul Belediy Darülbedayi Şehir Ti Temsitleri : mi UN AKAN zade Celâl Bey G perde tarihi komedi gl e TAKVİM Cumartesi 25 Mart Yalı namaz Amiak Yıha geçen günleri sinden verilen enlümatn güre, bügün »ululdu ve mütehavvll rüzgarlı olmenktsf k en fazla 7, naz $$ Tö0 wilimetire idi RADYO #STANBUL 18 - 15,48 Baz (Müşerref Hamm) Orkentre — 10,30 » 20 Fransrzen mahsus) — 20 - 2030 (H Bey tarafından) — 20,50 - 7130 Baz € Ahmet Bey) — 2130 30 Orkasire, ve Borsa haberleri, ve saat ayarı, ANKARA (1558 m) 12,30 « 1830 Ankarapalar örkesiri 18 < 15,40 Orkeetre: Ouvertüre tm fiate öhahiğe, serifeni sol minour — 1840 * Alaturka 19,10 « 19,40 Grameföf 19,40 « 20,10 Dans musikisi — 20/10 haberleri ve BAYA raporu. VİYANA (GIA m) * Takmbalğmiseem Ispanya konsolosu İspanyanın İstanbul baş konso *| losu M, Don Ramon Abella fevka-! lâde murahhas ünvanile Lizbon baş konsolosluğuna tayin edilmiş, i Tavla vapurile İspanyaya gitmiş - | itir. i li Örlet 12,80 Konser — 14,45 Plâk — 1618 ki — 17,40 Koro — 18,40 Konser — 11,15 Operet — 25,80 Dama, LEMPZİG (3896 w.) 7,15 Timnnetik — 735 Konsor — 38 16,15 Operot — 1730 Könier — r — 23,05 Haber ve gan BÜKREŞ (5912 m.) 13 pik — 14 Plâk — 18 Konser « Kotsr — 11 Konser, ROMA (15 m) 2i Haber ve Pik — 2145 Tiyatr ser fandolin Yurtdaş ! | Kuru ve yaş yemiş- | lerimiz sağlık kaynağı- dır. Bunlardan bol, bol ye ve yedir. Milli Iktisat ve Tasarruf Cemiyeti BUDAPEŞTE. (6505 m) 11 Muaf — 13 Konstr <- 18 Konf 19,15 Macar hü 23,45 Çigan örkestresi HOSKOVA (1304 #.) 18,10 Haber sizce meşriyak Ytabar , VARŞOVA (412 m.) 3810 Pihk — 37 Pik < Kesif 23,05 Kanser — 21 Dana, gi di bi ci zı bı sırt — 2045 Konf |

Bu sayıdan diğer sayfalar: