25 Mart 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

25 Mart 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMARTESİ 75 MART19 8 irci sene No. 33 2558 NUSHASI 5 KURUŞTUR Beynelmilel Diktatörlük Be; münasebetler bü- yük bir kararsızlık içindedir. U- mumi harpten sonra beynelmilel nizamı Milletler Cemiyetine isti- müspet bir netice vermediği anla- şilıyor. Milletler Cemiyeti fikri if- İâs edince onun yerine başka bir siyasi nizam koymak lâzımdır. Bu yeni nizam ne olabilir? Roma- da İngiliz Başvekili Mac Donald ile İtalya Başvekili Mussolini ara- sındaki mülâkatta görüşülen me. sele budur. İki Başvekil, beynel- milel nizamm, Milletler Cemiyeti yerine, dört Avrupa Devleti tara- fından teşkil edilecek bir Direk- tuvar'a dayanması . Jâzımgeldiği kanaatine varmış görünüyorlar. Sahip ve Başmuharriri Siirt Meb'usu MAHMUT Umumi Neşriyat ve Yazı Müdürü ETEM İZZET KN KA AA | Küçük san'atlar hakkı! az sonra vatandaşındır Vakit gelmek üzere olduğundan vekâlet bir talimatname yapıyo ANKARA, 24 (Telefonla) — Küçük sanatların Türk vatan- daşlarma hasrı hakkındaki ka- ğından Dahiliye Vekâleti her Beynelmilel / siyasi nizamı bu yolda büyük devletlerin diktatör- lüğüne istinat ettirmek teşebbüsü ilk defa yapılmıyor. Viyana kong- resinden sonra 19 uncu asrın ilk yarımında beynelmilel . siyasi ni- zam Metternich tarafından teşkil edilen meşhur murabba ittifaka İlel polis sistemi ile idare etmişti. Asrın ortasına doğru Metternich sistemi yıkıldı. Bundan sonra de- mokrasi fikri inkişaf etti. Millet- lerin müsavatı fikri, Fransız in kılâbının ortaya attığı a rasında müsavat fikri (gibi bir ideal halini aldı. Bu da Milletler Cemiyetini . doğurdu. Milletler Cemiyetinin teşkili, o beynelmilel münasebetlerde demokrasi fikri. nin tatbik sahasma konulması yo- lunda en ziyade ileri | gidilen bir adımdır. Umumi harbin doğurduğu anar- şi bir çok memleketleri demokra- siden ve parlmanterizmden uzak. laştırmıştır. Bu, geçici bir hâl mi, demkrasi (Obüsbütün iflâs etti, bunun yerine başka bir siyasi | nizam mi kaim olacak? Bu sual. lere şimdilik kat'i bir cevap ver- emeline m ve demokrasiden ziyade disipline ve otoriteye kıymet — veriyorlar. Bir | veya diğer şekilde Otoriter Hükü. met, Demokratik ve Parlmanter devletlerin yerini almaktadır. Mussolini'nin teklif ettiği Di- rektuvar, milli devlet teşkilinde hâkim olan bu siyaset felsefesinin beynelmilel münasebetlere teşmi- inden ibarettir. Mussolini'ye gö- re, milli hudutlar içinde parlâ- mentolar iflâs ettiği gibi, milletle. rin parlârhentosu Cemiyetinden de bir fayda bekle- hemez. Faşist in teklifi, fa- sizmin beynelmilel münasebetlere tatbikinden başka ( bir şey değil. dir, Metternich, mutlak hüküm. darlık taraftarı İdi. A Basvekiline “göre, en mükemmel devlet şekli mutlakıyet olduğu gi- İ bii o beynelmilel nizam dadört İ mutlak hükümdar tarafından teş- kil edilen bir kombinezon ile mu- hafaza edilebilirdi. Yani beynel- milel manada mutlakıyet ile. Wil- #on dünyayı demokrasi ile idare etmek istedi. o Mussolini de bey- velmilel faşizm ile idare etmek or. Ancak acaba bir Avrupa Direk: tavarı yapılabilir mi? Bu, şüpheli görünüyor. Bir defa kü- gük devletler bu Vaziyeti kabul etmiyorlar, Ve Milletler Cemiye. tinde silâhsızlanma konferansı tati ileri sürülen teklif& kar. devletlerin itiraz etmele. ti, bu Direktuvar fikrine karşı isyandır. Fakat bundan daha e. hemmiyetli bir sebe, Fransanın bu fikre imale edilememesidir. İlk önce, bu fikir . Fransız siyasi naatlerine asla uymaz. Sonra Fransa için böyle bir Direktuvarı kabul etmek, Avrüpadaki mütte- fiklerinden ayrılmak 've kendisi- hin daima ekalliyette kalacağı ombinezona — girmek demektir. mdan manda bir ân için Fransa- hm muvafakat edeceğini farzet- «*ek'te böyle bir kombinezona gir- Mezden evvel, büyük devletler a- tasmdaki ihtilâfların kâmileri hal- fasledilmesi lâzımdır. Çünkü ##er Direktuvar ile bir nizam mu- faza edilecekse, her şeyden ev- | bu nizamın ne olduğu hak. | vekâletin salâhiyetli bir memu- a | — misyon toplamağa teşebbüs et- : miştir. Bu komisyon £ kanunun - tatbikatta karışıklık olmaması temin edilecektir. Diğer taraftan öğrendiğime göre Türkiyede yerleşmiş bulu- nan ve yeni kanun mucibince £| sanat icrasından menedilecek o- E lan ecnebi tebeasından bir çok E| kimseler Türk tâbiiyetine. gir E mek için (o Dahiliye Vekâletine &| müracaatta bulunmuşlardır. Bu müracaatlar tetkik ilmekte- Hitler tam diktatör! Almanyada siyasi suç işleyenlerin ipe kadar Hitlerin ateşli nutuklarından birini söylediği zamanlarda alınmış resim- lerinden BERLİN, 24 A. A. — Volf Ajansı bildiriyor: Reichstag, hükümete tam Tek kitap hazırlığı Mektep kitapları nasıl hazırla. nacak, nasıl basılacak? Mharif Vekâletince - hazırlanan tek / baka müddetinin başlangıcından bir ay evvel başlamak üzere gzetelerle, ilân edilir. kitap talimatnamesinin dün kısa bir hu- lâsasını neşretmiştik. Talimatname çok kimseleri alâkadar edecek mahiyette ol- duğu için, en esaslı ini mallediyo- rüzz ya laisamaya göre, Mektepler için kitaplar şu saretle hazır- bim > Herhangi bir ders için lâzum olan ki- tabı Maarif Vekâleti ya doğrudan doğ- ruya bir mütehasssa veya mütehasşıs Vekâlet nam ve yazdırır; yahut da bu kitabın telifi için muallimler ve mütehassısler © arasmda mi pe çar, ig er ilci halde de kitabın üç senelik mülkiyet hakkı Maarif o Vekâleti tara» fından, telif hakkı mukabilnde satınalı- nir. Kitapların müsabaka müddeti 5. dan ik yıla kadar olmak üzere ei bım mahiyetine göre tayin edilir, Müsabakaya konacak kitaplar müsa- ——— kında anlaşmak lâzımdır. Şimdiki nizam mı muhafaza edilecek, yok- sa bü nizam değişecek te bunun yerine başka bir siyasi vaziyet mi konacak? Beynelmilel münase. betlerdeki kararsızlığın asıl sebe bi bu ihtilâftır. Almanya ve İtal ya şimdiki vaziyeti kabul etmiyor- lar. Fransa dörtelle istatükoya sarılmıştır. Dört büyük devlet, yalnız bu nokta etrafında anlaşa- bilseler, beynelmilel “münasebet- lerdeki kararsızlık izale edilmiş o- lacağmdan belki de Mussolini'nin | zihnini işgal eden kombinezonla- rm toşkiline lüzum bile kalmıya- caktır, Ahmet ŞUKRU yolları var Reichstag tatil edildi salâhiyet veren kanunu 94 reye karjı 441 reyle kabul etmiştir. Merkez Fırkası ile Bavyera Halk Fırkası da; bu dakikada milletin kur- tarılması eseri için tekmil muhasamla- rma el uzatmak istediklerini bildire- rek reyvermişlerdir. , Artık tahrikâmiz neşriyata müsaa- de edilmiyecektir. Aksi harekette bü- lunan gazetecier şiddetle mes'ul tutu: lacaklardır. - ld Reichstag, gayrimüayyon üddet- le tatil edilmiştir. Galip mali ? BERLİN, 74 TMililyet) — Reichs- | tag'ın buğün fevkalâde günlerinden biri idi. Alman milletinin selâmeti namına, meclisin ittifaka yakın bir ek» seriyetle vermiş olduğu kararla Hit- ler'in diktatörlüğü kanuniyet kesbet- miş demektir. Bu münasebetle başvekil, mecliste şayani dikkat bir mutuk söylemiştir. Bu nutkun en bariz noktaları şunlar- diri Harici siyasette hükümetin takip edeceği yol sulh, silâh bırakımı o ve (Devamı 2 inci sahitede) tinin bitmesinden en çok on beş gün son- ra işe başlar, ve işini en çok altı ayda bitirerek seçtiği eserlerle beraber müta- leanamesini Vekâlet arzeder, Kabul ve neşredilen kitapların üzerle rine müelliflerin ismile beraber kitabı vakZ edenlerin de isimleri konulacak: | er. Birinciye verilen telif hakkının bir iğ kadar bir pm İkinci kitabın mücll fine, bir yıllığın üçte ikisi kadar bir pa | ra da üçüncü çıkan kitabın mücllifine | mükâfat olarak verilir. Müellifler birden fazla olduğu takdirde telif hakkı veya mükifat heyeti smumiyesine aittir. İkinci ve üçüncü çıkarak bir devrö İ- gin bir defaya mahsus mükâfat almış o. lan kitapların mülkiyetleri sahiplerinde (Devamı $ inci sahifede) İ 14 üncüliste ANKARA, 24 (A. A.) —T. D.T. Cemiyetinden verilmiştir; Karşılıkları aranacak arapça ve farsça kelimelerin 14 numa- Listelerde çıkan kelimeler. den manaları birden fazla olan-| larm her manası için ayrı ayrı Kiğkçılıklar deri sürülebilir. Baikan dönüşü Müurahhaslarımız dün Sofyadan geldiler Melahhaslarımızın istasyonda aldırdı ğumız resimleri Üçüncü Balkan konferansı konseyine iştirâk etmek üzere Bülreşe gitmiş olan B. M. Meclisi ikinci reisi Hasan ve Af SOFYA, 24. A.A. — Bulgar ajan- sı bildiriyor: Balkan birliği ref Beyler dün Bulgar Kralı tarafmdan kabul odilmişler ve uzun müddet Kıra- han yanmda kalmışlardır. 'Türk murahhasları Başvekil M. Mu- şanofla yeni bir mülâkatta bulunduktan sonra, öğleden sonra lonla hareket etmişlerdir. İstasyonda Ankara s8 firi M. Pavlof ile Türk elçisi Tevfik Kâ- mil ve elçilik memurları ve Balkan kon- feransındaki bulgar milli grupu marina M. Saknzof ile M. Koçef tarafından 1 Manlanmışlardır. İtalya veliahtı Mısırdan dönüşte şeh- rimizden geçecek Mısırda seya, hat etmekte o- lan İtalyan Ve- Nahti Prens Umberto ile Prenses o Ma- rie'nin salı gü- nü Aguileria va- puru ile şebri- mize gelecekle- ri haber veril mektedir. Prens Conte di Volca adı i- le seyahat et. Prs. Umberto — mektedir. Bütün Türk Gençlerine Güzide edibimiz Fazıl OAhmet Beyin içinde türkçeden başka hiç ya- bancı söz bulunmuıyan © bu isimdeki giri Yarm MİLLİYET'te “Silâhlarıazaltma hakkın. | daki noktai nazarımız Cemal Hüsnü Bey Ingiliz projesini tenkit etti ve fikrimizi söyledi CENEVRE, 24 A A.— Ana dolu ajansın hususi o muhabiri bildiriyor: Silâh bırakımı knferınsının u- mumi komisyonu bugün İngiliz porjesini tetkike başlamıştır. Ce- | mal Hüsnü Bey heyeti murahha- mızın, İngiliz'projesi hakkındaki mutalâasımı, emniyet, efektif, le- yazım, bahri ve havai techizat ve kontorl noktaların da tahlil ede- rek bildirmiştir. Samimi bir sulh- perverlik zihniyetine müstenit o- lan bu beyanat bilumum heyeti murahhasalar ve beynelmilel mat buat erkânı tarafından fevkalâde takdir ve Cemal Hüsnü Bey bir çok murahhaslar, ve gazeteciler tarafından samimi surette tebrik Cemal Hüsnü Beyin beyanatı konferans muhitinde günün en mü him ve şayanı kayt beyanatı ola- ! rak karşılanmakta ve Türkiye nok- < , Havalar tayyare servisini bozuyor taj nazarmın en mufssaal en kat'i fikirleri ve mühim hakikatleri ih Akdeniz havzasında bir tenez- züh seyahati yapmakta olan İngi- liz tayyarecilerinden M. Edğar Fulford ile refakatinde bulunan Mel, Loch'un havanm sisli olma- sından Geyve Akhisarında karaya indiklerini yazmıştık. Tayyareci Edgar Fulford, dün | sabah tayyaresi ile Yeşilköye gel- miştir, Mel. Şoch ta dün akşamki trenle Haydarpaşaya gelmiştir. Posta tayyaresi Evvelki gün Yeşilköyden Anka raya hareket etmiş olan tayyaro ha vanm karlı olması hasebiyle Yalo 7 i Cemal Hüsnü B. tiva ettiği ve eğer konferansa iş- (Devamı 5 inci sahifede) vada karaya inmişti; ayni tayyare aldığı emir üzerine dün sabah Ya şilköye dönmüştür. Diğer bir tay- yare dün sabah 10,35 Yeşilköy- den Ankaraya hareket etmiş ve 15 te Ankaraya varmıştır. Bu tay. yare ile Müderrir Cemil Beyin re- fikası ve kerimesi hanımlarla di- ğer ikiyolcu Ankaraya gitmişler. dir. Bu günlerde havaların fena git mesi dolayısile tayyareler munta- zam servis yapamamaktadır; bu- gün hava iyi olursa diğer bir tay- yare Ankaraya gidecektir . Geyve Akhisarında inmeğe mecbur kalan ve dün Yeşilköye gelen İngiliz tayyaresi İKİ KA — Sanat ve kahramanlık seni hö- lâ gençlikteki gibi coşturuyor mu? — Elbette; bunda şaşılacak ne var azizim? Bilirsin ki vecdi, ilhamı en yakın ve sarp hakikatten en uzak ve ferahlı ülküye atılmış bir asma köp- rü sayanlar vardır. Ben de onlarda- nım. Hatırlayamıyorum, kimin dü- şüncesidir; amma pek iyi anlıyorum hi yıldızlardan bize koşup gelen bir ışık, gökleri toprağa nasıl | bağlarsa, ülküden kopup gönlümüze düşen bir duygu da bizi ebediliğe öyle ulaştırı- yor: İşte san'atın en bü; büyüsü de burada; bu büyü, her şeyi bir delile muhtaç olmadan gönüllerimize kabul ettiriştedir. Hattâ çok defa 26- kâmızın bütün protestolarına rağ- men! Ruhumuz aklımızla bağladığı muahedeye daima onun emri altında imza koyuyor. Zihnimiz o bir tarafta | hangi iddiaları güderse gütsün; sen böyle düşünmiyor musun? — Tamamile bu fikirdeyim. Onun içindir ki şü ll kıymete çevrilen bir duygu ve düşünce coşkunluğu ola- rak anlıyorum. Her şeyin başı ger- çek bir coşma, köpürüş ve taşış. Ga- FADAR —5 siye hayranlığım nereden geliyor za- ten? Onun o yaylâ rüzgârı gibi esişi hiç dünyada görülmüş şey midir? Ru- hunun nasıl her A bir Niyagara atılganlığile dökülüşü var- dır bilmez misin? Ben bu toprakta ondan daha genç ve ondan daha şair rah tanımadım. O ne duyarlıktır, azi- zim ve ne dı dayup yapmış, Ben daima kendisini şarapnel doluları, kurşun tipileri ve gülle hasırgaları arasında bu milletin şeref destanın ana yurdun sahraları üzerine yazmış bir şair diye görürüm. Hem de ne uçsuz bucaksız şerefin destanını! — Evet öyle, kanı, kahramanlığı mürekkep yaparak, / kılıcı, süngüyü kalem gibi kullanarak yazmış; ma mafi bu onun sayısız cephelerinden yalnız bir tanesi... bugün irfan mey- 'danında yapmak istediği şey daha az mı geniş? diliyor hi memleketin bütün fikir adamlar: tekmil ilim, fen ve san'at muharebelerini kalemlerile kazanan birer zekâ kumandanı ol- (Lütfen sahifeyi çeviriniz) YY MM A rr

Bu sayıdan diğer sayfalar: