23 Şubat 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

23 Şubat 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; | var, fazla hassas ve seciye sa-| İ tdadınız ve kabiliyetiniz sayesin- » tutuldum, beni hastaneye yatırdı- İ ve bir kaç gün sonra orada öl- j» vE 136 sene sonra kadın Yazan : Dedikoducu | —10— .Mesafe çok olmadığı için elektrikli balonla gitmek istiyorum ! , Sermuharririn bu sözlerini işit-| tikten, sonra yazetecilik te yapı İ | MYacağımı anladım. Gaz:teden i İlaresinden istifa ederek baska | İ"İş aramağa başladım. Faket| i Dereye baş vardumaa orada amiri” | Mİ memnun edemedim. Çünkü baş | İadığım işlerden bir kere kendim | İ #ömnun olamıyordum, istenilen İ yi karşımdakinin arzusuna göre değil, kendi bildiğim gibi yapmak #tiyordum. Artık pek nevmit bir “İle gelmiştim. Bu halde gidip Yaşlı, tecrübeli bir zata derdimi | Anlattım, Neden belli, başlı bir iş titamadığımı ondan öğrenmek is- yün. Bu ihtiyar zat bana dedi — “Evlât, sen de büyük bir ku- İ isin. Bunlarla hayatta terakki “inek kabil değildir. O hisleri ö7 | İsbir tarafa bırakınız veyahut size | ?arar getirmiyecek ahvalde onlar- istifade ediniz de bakınız is- Üs az zamanda nasıl terakki e- İNİZ.,, Bu ihtiyar dostun söyledikleri doğru olabilirdi. Fakat huy canın Yongasıdır derler. — Huylu huyun- vaz geçemiyeceği için o ihti - Yar dostun sözlerini yerine getir- Mek için kendimde iktidar göre- Miyordum. Bir gün gene serseri #ibi sokaklarda dolaşırken (beni ri üşüme aldı, ağır bir hastalığa Hayal bunu söyledikten sonra kaybolmuştu. Odadakiler bir müd İt süküt ettikten sonra doktor ha m geniş bir nefes alarak sevgili “keğine demişti ki: — “İşte eski zamanlarda neler “lup, bittiğini, nasıl yaşandığını hittik, Bizim şimdiki devirde dün- Yaya geldiğimizden dolayı mem - Nun olmamız icap eder,,, Doktor hanımın sevgilisi de şu Müta'cayı ilâve etmek cesaretini N ermişli! > “Eski insanlar henüz karan- dia yaşıyorlarmış gibi bir halde imi, er, Medeniyetin nurlarmdan i stmenin yolunu bilemi- ME devirdeki ir anlar diğer sahalarda, meselâ #an'at ve musikide neler yapıyor 4 larmış?,, — “Ben sana geçenlerde eski- | çıkmı en kalma bir gramofon hediye #tmistim. Asârr atikadan sayılan © makineyi hiç kurup © çalmadın İ har? Onum bir kaç tane de plâkları | vardı, Onları çalacak olursan bun | dan yüz elli sente evvel İstanbulda Salman musikinin ne olduğunu anlarsın.,, Doktor hanımın kocası o grame- fonu bir tarafa atmış, onunla hiç Meşgul olmamıştı. Bunun üzerine Bidip onu almış getirmişti. Doktor hanım makineyi anahtarile kur. duktan sonra üzerine bir plâk koy- Muş ve makineyi işletir. işletmez Münir Nurettin Beyin söylediği “Ölürsem yâzıktır, sana doyma- 5 dan?, sarkısı işitilmeğe başlamıştı. Ka- » koen bir müddet bu şarkıyı din- sonra doktor © hanımın siz musiki!,, demekten kendisini alamamıştı, Bu esnada odanm köşesindeki i hücrelerden birisi gayet sert bir e- lektrik sadası çıkarmağa başlamış tr. Doktor hanım hemen koşarak telefona benzer bir âleti eline al- mıştı, O devirde bütün dünya tel- siz telefon ile birbirine bağlı bulu: nuyordu. Şimal, cenup, şark ve garp mıntakelart vardı. Bu mınta- kalar bir takım murabbalara, bun- lar da muhtelif numaralara ayrıl- mıştı, Doktor hanım telsiz telefo- nu eline almca $u suretle konuş- | mağa başlamıştı: — “Efendim? Orası neresi? Bu- rası K, murabba M, şark numara 5307 dir. Ne istiyorsunuz? İzmir- de mi? Seri bir ameliyat mı lâ - zım? —Genç yaşında bir kız öyle mi? — Demek ki çok sanicisi var? — Ya, vah, vah, Başka çaresi yok, hastaya sun'i bir kalp takmak lâ- zım gelecek! Son zamanlarda bu gibi vak'alara srk sık tesadüf edi- | yoruz. Ne dediniz, birisi daha mr var? O da kim?.— Yetmiş yaşında bir ihtiyar mı? Böbrekleri ağrıyor, öyle mi? — Peki, tecrübe ederiz, ihtiyar zatın böbreklerini, midesi- ni çıkarmak, iyice temizlemek ve tekrar yerine takmak lâzım!—Ta bit ihtiyar ameliyat esnasında da ve sonra da hiç bir ağrı ve sızı duy miyacaktır. Meslektaşım 1760 a- İ dolaştığı için bu (OD İNY 9—VAKIT 23 ŞUBAT 1934 ve A HABERLERİ © 'Bir kaç yıl sonra bir enfiloenza sal- gını ile karşılaşacakmışız! İngilterenin en tanmmış tp & limlerinden doktor James Tor- rens'in Londra gazetelerine ver- diği malümata 1955 seneleri arisında bütün dün- yayı müthiş bir enfeloenza salgi” nı kapliyacaktır, Doktor Torrens bu mütaleasm | izah ederek diyor ki: “İnsanlar arasindaki münakale vasıtaları e derece sür'at peyda | ederse bu salgınlarda on nisbette | tahribat yapıyor. Artık © tayyare gibi vasıtalarda bütün dünyay! | salgınlardan | kurtula- dünyanm hiç bir tarafı mıyacıktır. Doktor Torrens bu münasebet- le İngiltere up mecmuasında! yazdığı bir makalede de şu sözleri | söylüyor: “İnsanlarla meskün olan bir | azami sür'at yapıyor, üç dört ay içinde müstait her şahıs hastalığı çekiyor ve daha © sonra bu veba hareket ediyor. Ciddi Oenfeloenza (salgınları her otuz kırk senede bir kere kuv- vetlerini toplar, ve bir kıt'ayı isti“ lâ eder ve yahut bir küreyi dols- şir. Doktor Torrens mevcut kayit- lere istinat ederek (son 500 sene zarfında Avrupanın 15 kere bü- yük mikyasta enfeloenza ir na uğradığını anlatmaktadır. Bızı âlimler, o enfeloenzanın tarihini 2500 seneye kadar takip İ ederek onu tıbbın babası sayılan Hippocrates'in zamanma kadar göre 1945 ile saha sirayete uğradı mı, sirayet! götürmektedirler. Avrupayı ziyaret eden ve müt- hiş tahribat yapan en mühim sal- gın 1918 — 1919 salgını idi. Bu salgm esnasmda bir çok aileler kömilen kırılmıştı. Buna benzer Obir salşm da 1945 — 1955 seneleri (o arasmda beklenmektedir. Doktor Torrens nihayet şu söz“ leri söylüyor: “Eenfeloenzanın sebepleri, hakkında malümatımız kıt oldu- ğu için bu felâkete karşı gelmek için alabildiğimiz tedbirler pek ehemmiyetsizdir.,, Dalay-Lama için merasim yapılacak Londra, — Ölen Dalıy-Lâ.!Çin hükümeti bu © merasim için! da uzlaşma olamıyacağını beyan mann can rahatlığı için yakında Lasy'da büyük merasim yapıla” caktır. Çin hükümeti — de iştirak ede- cektir. o Çin hükümeti tarıfm- dan tayin olunan (mürahhas Huan — Mu — Sun Lasy'ya git- mek üzere yola çıkmıştır. Sang- hayda Dalay — Lamanın hatma- sını anmak için çok (o kiymetli ve meliyat esnasında bana yardım €- | debilir, ona da haber veriniz, Ben alem oniaaa “Mllği tannieğeyler ? Selâmetle!,, Telefon muhaveresi bitince dok tor hanımın kocası sormuştu: — “Demek ki ameliyat için İz- mire gidiyorsun. Neye © binecek- sin?,, — “Mesafe gok olmadığı. için elektrikli balonla gitmek istiyo- rum, Onlar çok rahat ve on beş, yirmi dakikada İzmire gidiyor- lar. — “Ben de beraber gelip sana yardım edeyim mi? “Hayır, bugün olmaz, çünkü yapacağım ameliyat zorcadır. O- nun için bu defa bir erkekten zi- yade bir kadının yardımına; ihti- yacım var. Sen dâ zaten öyle de böyle de sıbisin, Ameliyat esna- sında sinirin tutursa ne yaparım? Ben İzmire gidersem sen bir yere ıyacaksın?, , ÇT Ben mi? Benim de mühim işlerim var, sevgili'yoldaşım. Ben bazı arkadaşlarla şimal kutbun- da buluşacağım.. Orada toplantı larımız için güzel bir nokta bul- duk. Bir yerde eski Ozamından altmdan bir kitap yapılmıştır. (Baş larafı | ice) sayfamızda) DE devlet Hariciye (o nazmrlarr Ak- ropol eteklerinde, (uzun zaman- danberi sekinet ile melüf ruhların böyle toplu olarak bir araya gel- mesini görmemiş olan ananevi Minerva'nm gözü önünde birleşe- rek Türkiye, Romanya, Yoğuslav- ya ve Yunanistanı birbirine bağlı» yan bir misak imzaladılar. Bu mi- sak Bulgaristandan mahrum, fa- kat oun da bir gün gelip iltihak et- mesi ümitleri mahvolmuş değildir. Arnavutlut ta öyle.. Resmen “Bal. kan anlaşması misakı” adını taşı- yan bu vesika, bu dört devlet ara» sında sulhü ve diğrelerine karşı dördünün istiklâllerini temin edi- yor. Bu diğerlerin biz, yani, büyük devletler olduğuna şüphe etmeyi- niz, Gene şüphe etmeyiniz ki, bu yaptıkları çok yerinde bir şeydir. Hatta gerek sözlerde ve gerek ha- İ 400 bin dolarlık bir kredi tahsis etmiştir. 1911 senesindenberi Lasy'ye hiç bir resi Çin memru ayak bas- mamıştır. Çin ihtlâli esnasında Tibetliler de Çinliler aleyhine kı- yam etmişlerdi. E Nantinde bulu- nan Tibetliler 1925 senesinde Çi- ne kaçmış olan Taşil — Lama'nm yurduna iadesini talep etmekte ve aksi takdirde Çin ile Tibet arasın» kikatlerdeki bu çok kati değişikli» ği alkışlayınız. Bir vakitler, Bir vakitler Bal- kan meseleleri anılır alınmaz, de" vairde ve yahut mekteplerdeki garp diplomatların almlarını en* dişe bulutları sarardı, Bunun için diplomasi basiretini işgal eden başlıca. meselelerden biri “Balkan- lılaşma,, mefhumunun (tabii hu- dutlarını aşmasma meydan ver- memek idi. Bugün ise, Şark matbuatına mensup arkadaşlarımızdan bazı- ları bu misakı: “Ayrupalılaşma- mıza meydan vermiyeceğiz. söz“ lerile hülâsa ettiler. Bu sözlerin, ihtiva ettikleri barbar mana ile birlikte, bir o kadar da doğru ol- duğunu itiraf etmek İâzmidir. Vaktiyle garplılar, Balkan müca- delelerinin taşıp kendilerine eriş- mesinden korkuyorlardı; bugün | Etrafında etmektedirler. Çin hükümeti, oyollarda her hangi bir tecavüz ihtimaline bina- en Toşil — Lamanın kuvvetli bir müfreze himayesinde idadeyi ar- zu etmektedir. Taşil — Lama, Dalay — Lama ile birlikte Tibet'te (Budizmin timsalidir. Buda akidelerine gö- re Dalay — Lamı Gautama — Budanın yer yüzünde vekili Ta» şil — Lama'da bunun vekilidir. de Avrupa mücadelelerine karşı Balkan anlaşması set teşkil ediyor. Hâdisatın inkişafına intizaren küçük devletler kendi meseleleri- ni diğerlerin meraklı nazarlarma - ve kim bilir - büyük devletlerin ihtirasatma ve yahut, ihtimal ki, büyük devletlerin şuursuzlukları- na karşı gizlemek için birleşecek- lerdir. Bu yeni bir nizamı ve bu mi- zam içinde küçüklerin, büyük dev- letlerin mücadeleleri arasında e- zilmemek istediklerini ifade eder, .. Bunu müfritler, kararsızlar, müteredditler, henüz tamamiyle taazzuv etmemişler hareketi oldu- gunu söylenecek? Oh.. Buna şüp- he yok, Fakat, ruh ve dimaği rü- yalar ve hayaller ile karanlıklaş- mış insan şöhreti bırakmamış olan bir Alman Başvekili, beynelmilel siyasette en ziyade dikkat nazarı- na alınaların müfritler olduğunu temin ediyor.” Istanbulda hava dün nasıl geçti kalma bir taş âbide var. Galiba ya” (aş tarafı & nel sayıtamrzda) Beşiktaş merkezi mürettebatm- | kadrosuna dahil hat çavuşlarm» | vuşun olduğu tarafa doğru akın vaktiyle ilk defa kutbu keşfeden (Nansen) isminde bir adam için dikilmiş! Bu âbidenin yanına elli katlı bir eğlence binası inşa edil. miş, Binanm da ayrı bir eğlence var. (Binanın bazı salonlarında güzel koku konser- leri veriliyor. Ah, bilsen o koku» larr kokladığı zaman insin neler dan Nihat Efendinin Üsküdarda» ki 30 numaralı evininde çatısı dün sabah altıda ansızın çökmüş- tür, Nihat Efendinin annesi Hase- Be, hemşiresi Nadire hanımlar en- kaz kaltında kalmışlar ve hafif su- rette yaralanmışlardır. Çatının çürük olduğu ve yağan duyuyor, neler! Evvelâ en hafif | karlardan çöktüğü anlaşılmıştır. kokularla başlanıyor, sonra ko- kularm cinsleri değiştiriliyor, in- san âdeta kendinden geçiyor. Hiç sen oraya gittin mi?.., evran çer) o | bir facia olmuştur. Hereke - Gebze yolunda bir facia Kar fırtınası yüzünden üç gün &vvel de Hereke - Gebze yolunda İstanbul telgraf müdürlüğü dan Paşabahçeli Ahmet ile Araka- daşı diğer Ahmet telgraf tellerini muayene etmek üzere Herekeden yola çıkmışlardır. İki Ahmet tel graf direklerini ve tellerini mua- yene ede ede Gebzeye yaklaşmış» lardır. Paşabahçeli Ahmet Çavuş ar- kadaşmdan bir kaç yüz metre ay- rılmış, bir tepedeki direği muaye- neye gitmiştir. Bu sırada kar tipi şiddetlenmiş, gözgözü görmez ol. mus, Ahmet geriye dönmek mec- iyetinde | » Ahmet bu miştir. sırada bir sürü kurdun Ahmet Ça- ettiklerini görmüştür. Ahmet ne- den sonra Herekeye dönmüş, Ah- met çavuşun âkıbetini anlatmış- tır. Tahkikata telgraf müfettişle- ri ve jandarma el koymuş Here- ke - Gebze yolunda araştırmalar yapılmışsa da Ahmet Çavuşun ce sedi bulunamamıştır. Amerikanın Rusya sefiri Londra, 22 (A. A.) — Mosko- vıdaki vazifesine gitmek Üzere Amerikanın Rusya sefiri M. Bul- let, dün akşam Play Mavza gel

Bu sayıdan diğer sayfalar: