22 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 11

22 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir Amerikalının kurnazlığı Amerikada çok zengin bir ga- 2eteci varmış. Bundan elli sere evvel yaşıyan bu gazeteci Ameri- 10 tanesinin sahibiymiş. Amerikalı zengini her gün bin- lerce şahıs ziyaret eder, arzuları nı söyler, bazısı para ister, iş is- termiş. Amerikalı bu gelen Ziyaretçi- lerden o kadar bıkmış ki, nihayet aklıma bir şey gelmiş derhal vah- $i hayvanlar bahçesine giderek, korkunç King - kong gibi bir o- Yângelan maymunu satın o almış. Bunu terbiy etmiş ve kapıcı ola- tak tayin etmiş. Gazete idareha- İ sesinin kapısında dişleri çıkmış, “sözleri faltaşı gibi dışarı fırlamış ZU tky, askerine görenler hemen kaçıp gidermiş. Biraz daha cesur olanlar Oran- gotanın önünden geçip içeriye gi- rerlermiş ama, gazeteci muradına ermiş. Gelenlerin miktarı azalmış. Fakat günler geçtikçe herkes Orangotana alışmış gelenler gene çoğalmış, Gazeteci bu sefer büyük bir camekân içine kaplan koydur- muş. Tavara da bir papağan as- mış, Gelen adam oturur oturmaz katlanı görür, korkmıya başlar» mış. Korkmıyanlar olur ve lâf söylernekte israr ederlerse o za» man papağânın sesi duyulurmuş: — Efendi. efendi. Çok konuş- tun, Artık git bakalım.. Gelen de gidermiş. Nasıl akilir İsi mi?. Kutuplardaki ayılar neden beyazdır! Tabiat her hayvanı bulunduğu mmtakaya göre (o hazırlamıştır. Kaplan otların aralarında dolas- tığı için çizgilere meliktir. Kutup!srda yaşayan hayvanla» ri dı, tabiat düşmanlarına karşı © muhafaza için beyaz renkte ya” © Takmıştır. © Kğer ayılar orada siyah olsaydı kanın en çok satan gazetelerinden Orangotanı | mona kann İşinde çek Ve | Cabi Küçük Masal: Evvel zaman için, kalbur sa- man içinde bin bir harpte kahra- manlığıyle tanınmış Koca Ali var- dı. Koca Ali artık ihtiyarlamış, 4on günlerini köyündeki tarlasm- ida çift sürmekle, ekin (ekmekle, | buğday biçmekle, harman yap- ! makla geçiriyordu. i — Akşamları evine dönünce, oda- sma çekilir, çubuğunu yakar gelen giden misifirleriyle hoş va- kit geçirirdi. Koca Ali çok zengin değildi. i Kimseye de ihtiyacı yoktu. Fakat insan oğlu hemen zengin olmak ve milyonlarca servete kavuşmak Koca Ali de elindeki, evinde- ki servetle iktifa edenlerden de- gildi. O da binlerce altın liraya ' sahip olmak ve bütün dünyayı al- mak istiyordu. ” Koca Ali sıcak bir yaz günü tar- lasmda oturuyordu. Tırpanı omu- zunda sağma ve soluna bakmadan ilerliyor, kafası içinden: İ — Ah. diyordu. Zengin olmak için ne yapayım?. O kadar dalgmdı ki.. Yanma i gelen ihtiyar bir kadını görmedi bile. Kadın, bu memleketin yabın- i sasıydı. İ Koca Aliden yol soruyordu: — Evlât.. Akkoyunlar kariyesi- ne nereden gidilir? — Akkoyunlar kariyesi bizim köy, valide., — Ya.. Öyle mi oğlum.. Ben yabancıyım. Buralırı bilmiyorum. Benim büyük babam çok okumuş bir adamdı, Bana (o Akkoyunlar kariyesinde gül tarlası yanında eğ- ri bir kara ağaç vardır. Kara a- Mstiamrsaşmmsmsastaaa —AL Kİ Soğanlar acı!.. | abıgınlığı ile meşbur Ali Beyi tanımazsınız. Bir gün evde otur- i muş kitap okuyordu . Hizmetçi kız kapıdan içeri te - lâşla girdi. £ Gözlerinden yaş a- kiyordu. Dalgın Ali Bey hizmetçi» sinin ağladığını görünce: — Ayşe, dedi, ne için ağlıyot- sun kızım.. — Efendim, soğun keserken gözlerim yaşarıyor da.. — aVh, zavallı, vah... Soğanla- ra bu kadar acıyorsan ne yapalım, kesme bari, olmaz mı?. çabuk farkedilecekti, Balki görmüşsünüzdür. Yap- | raklar üzerinde bir çok böcekler vardır. e Burlar yeşil renktedir. derhal farkedilmez. Bi SİHİRLİ başından KUTU Efendinin ğacın ortasında bir delik vardır. O ağacı bul... Demişti de.. Onu ara- İ mıya geldir. — İşte burası gül tarlası, Şu a- ğaç ta kara ağaç. İhtiyar kadın: — Ya, Öyle mi yavrum.. Sen | azdı. Pek çok altın almıyordu. A- | bana bunu gösterdin.. Ben de $a- na bir iyilik etmek isterim. o Sen ne kadar olsa erkeksin, Şu ağacı gık, Delikten aşağı in. Orada bü- yük bir hazine vardır. Koca Ali bunu duyar duymaz düşüp bayılacaktı. Demek biraz sonra hazineye kavuşacaktı. Daha fazla sormadan (peki) dedi ve he- men ağaca sıçramak istedi. Fakat ihtiyar kadın: — Yavrum.. dedi. Delikten içe- ri gireceksin. Orada büyük iki ka- pı vardır. Kapın biri açık diğe- ri kapalıdır. Kapalı kapıyı açar- sın, İçeriye girince karşına büyük bir köpek çıkacak, Köpeğin ağzı karadır. Gözleri çanık kadar bü- yüktür. Yanında bir kutu vardır. Bu kutuyu aç içinde et vardır, Bu eti köpeğin önüne koy ve ileriye geç. Orada iki oda göreceksin... Biri altın.. Diğeri gümüş odasıdır. İstediğini al., Koca Ali bunları duyunca çil dıracak gibi oluyordu.. Ooo., Ooh.. Artık Koca Ali de zengin olacaktı. Namı dillerde dolaşıcaktı Koca Ali çok memnundu. İhtiyar kadr- nın kendisine yaptığı iyilik karşı» sında onu da düşündü. — Nine.. Peki, ben sana ne iyi- lik edeyim.. — Oğlum.. Ben çok bir şey iste- mem, Orada sarı altın odasında ufak bir teneke kutu vardır. O ku- tuyu al gel.. Başka bir sey iste- mem,. Koca Ali (peki) dedi ve delik- 4 re HERMAMEMEREA:TASESEREYAR A l Cevap!.. Coğrafya muallimi talebeyi şa- şırtmek için sordu: — Porsuk suyu ( İstanbuldan geçerken kaç metre genişliktedir? Akıllı talebe muallimin alay et- tiğini derhal farketti. Şu cevabı verdi: — Porsuk © çayı mı, musllim bey.. İstanbul boğazmın Eskişe- birden geçerkenki o genişliği ka- dar, Dil ne istiyor? Doktor — Mühim bir şey değil | hanrmefendi.. Biraz istirshat edi- j niz. Hanım — Yalnız ookadarmı? Dektor bey... Şu dilime bakın, ne vaziyette... Doktor — Evet hanımefendi, dilinizin istirahata ihtiyacı oldu- laydır. Gördüğü- i nüz | noktalı yerleri ka- geçenler ten içeriye girdi. Hakikaten kadı- nın dediği doğruydu. Kapıyı buldu, köpeği gördü. Al- tın odasına girdi, Gümüs odasına girdi. . Fakat ne yazık ki.. Cepleri pek lebildiği kadar doldurdu. Dışarı çıkarken teneke kutuyu almağı da unutmadı. Cepleri ağız ağzına dolduğu halde dışarı çıktı. İhtiyar kadın orada uyuyordu. Güneş batmak üzereydi. İhtiyar ka dının yüzüne daha dikatli baktı. Baktı.. Onun tam bir büyücü, si- hirbaz olduğunu anladı. Teneke- ye baktı. Bu tam bir sihirbaz te- nekesiydi. # * * Koca Ali cebindeki paraları saydı. Saydı. Ooooh.. Oooooh... Ne kadar çok.. * » » Biraz sonra ihtiyar kadın uyan- dı. Koca Aliyi görünce yüzü gül dü: — Aldığın sarı liralar senin ok sun, teneke kutuyu bana ver.. de- di. Fakat Koca Ali sihirbaza tene- ke kutuyu vermek istemiyordu. İhtiyar kadın bunu anlayınca kendi kendine bir şeyler söyledi. Sonra: — Cebindeki liralır hep fındık olsun.. dedi. Koca Ali (Aman sus..) demiye kalmadan elini ce- bine soktu. Hakikaten biraz evelki sarı altınların hepsi birer fındık olmuş ve ihtiyar kadın da ortadan kaybolmuştu. vE Koca Ali kendi kendine güldü. Fındıkları yiyerek köyüne doğr yürümiye başladı. . Masalcı | GE LAM “E etme eaasatasasaaı şaşmaz st aaa asamasaalaaaaiaiai 7150 okuyucumuza hediye veriyoruz mL Bu haftaki bil- i mecemiz çok ko-- el) resimdeki UN Ng 5 ÜN aş ralayınız. Ortaya Ra LR AN ZA GN 1934 Gürbüz Çocuk Müsabakası Müsabakamız devam ediyor. Yavrularınızın fotoğraflarını | gönderiniz... Güzel ve gürbüz çocuk müsabakamız. Okuyucularımız çok rağbet kazandı. İ bize sevgili yaşrülarnın fotoğraflarını mütemadiyen gönderiyorlar. Elimizde basılmak için sırasını bekliyen bir çok | fotoğraf var. i Bu fotoğrafların hepsini gazetemizde neşredeceğiz. Ondan sonra fotoğrafla» n neşredilen çocuklar arasında müsaba- kamızı tertip edeceğiz. Müsabaka şartlarını daha ileride w zun uxadıya yazacağız. İ | Perihan Şevki H. 2,5 yaşında Şimdiden okuyucularımızdan şunu rica ediyoruz: 1 — Yavrularınızın kartpostal bü- yüklüğünde çekilmiş fotoğraflarımı bize gönderiniz. NE 2 — Fotoğrafın arkasına yavrümuzüm ismini, adresinizi yazmağı unutmayı miz. 3 — Bu fotoğrafları (Vakıt çocuk sayfası muharririne) gönderiniz. Efendim, yi ANE Mübalâga!,. Küçük Ailiye annesi daima nas zik olmasını tenbih ederdi. Bir gün Ali misafirlikte idi. Önüne konan tatlıyı yerken evin hanımı sordu: — Küçük Ali.. Nasıl tatlıyı be ğendin mi?. — Çok güzel hanrmefendi, bi- | rinci defa yediğim için çok tatlı ! geldi. — Yünü — Evet bundan evvelki yedik. lerim bu kadar tatlı değildi. ) ER Si KUNYA Se YA TORİ vE) EŞİ 05 & sTd. Gi Ye öç A i be İRŞYŞAİ 5 çıkan şekli bi AK İZİ 2708 YY Sr Cİ ze gönderiniz. En BW DNA VA NS smmm SA GO Gİ ri muhtelif hediye - ler vereceğiz. He- diyelerimiz için - de saat, bisküvi, çikolata, o kitap, kartpostal ve sa - ire vardır. İsimlerinizi ve adreslerinizi oku- ' olarak ya- WAKIT ER ei 2 0 ağ 5 İG YN LA SR ER KO MÖ 5 3 ÇA SV TEC ei > Gk Eş sa RS 2.47

Bu sayıdan diğer sayfalar: