30 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

30 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

IŞARETLER Alime göre em- peryalizm nedir? Güngin en çok konuşulan lâf; Emper- Yalizm . Bir zamanlar şeref ve insanlık da- İvasının kalkanı idi. Şimdi utanarak anv lan Belime.. Karaların ortasında, deniz aşın memleketlerde turfa hir söz halini alan İmperiyalizm bizim de dilimizden düş- mez. Fakat biz bu kelimeyi sanıyorum ki bir az müphem ve bol bol siyasi mas| na vererek düşman kelimesinin karşılı! fı haline koyuyoruz. Bu kelime artık İlmin hudutlandırdığı ve hattâ tarifini | bile yaptığı mevzuları arasına — girmiy- tir, . Edimburg üniversitesi profesörlerin. | den şöhretli âlim Birmis emperyalizm. den bahsederken diyor ki: © İktısat tekniğinde ileri gitmiş mik İetlerin geri milletlere tatbik ettikleri Politikanın adına iktisadi. emperiyalizm demek doğrudur. Profesör emperyalizmin tarihini anlattıktan sonra modem em Periyalizmin eski o müstemlekecilikten daha az haşin fakat ondan daba çek #uurlu bir surette bazı milletlerin ha- Yatını #mahvettiğini söyler. Düsturlarını ortaya alar, ons göre #mperyalizmin Avrupada babaları Cham- berlain, J. Ferry, Bismark'tır. Modern emperiyalizm 1880 den 1900 8 kadar Avrupayı idare eden devlet a- damları tarafından bızlatılmıştır. ğ 1 Atinaya giden filo Kapalı şehrimize geldi Yunan cümburiyetinin onuncu yıl dönümü şenlikleri o münasebe- tiyle'yapılan şenliklere iştirak için Atinaya gitmiş olan tayayrecileri- miz evelki gün şehrimize dönmüş- lerdir. Tayyarecilerimiz Yeşilköy hava istısyonuna inmişler ve birçok ze- vat tarafından karşılanmışlardır. Hava filomuz Atinadan Sslâni- ge gitmiş oradanda (İstanbula gelmiştir. Tayyarecilerimiz Yuna- nistandı görmüş oldukları iyi mu. ameleden ve dostluk eserlerinden sitayişle bahsetmektedirler. Yunan reisicümhuru tayyareci- lerimizi kabul etmiş ve kendilerine nişan hediye etmiştir. Tayyarecilerimiz şerefine dün akşam Sipahi ocağında bir ziyafet verilmiştir. Tütün ekimi ve alınan tedbirler Chamberlain, “imparatorluk ticaret, diyordu. Bunu bir nulkunda şöyle izah etti: Bizi meşgul eden sosyal meselesinin | ini bu yolda bulamıyorum. Fazla iş| çenet at başı beraber gider. temini çin yeni piyasaları inki-| f ettirmeli, yenilerini vücuda getirme. idi i Sel Ferry, mecliste müstemleke si- Yasetini müdafaa ederken diyordu ki: “e Olmamış olan Fransız muhaco- » mahreç aramak artık mümkün ihracatımız, serma- * UULMAK dazim- > MAYrüpaninA vrupaya kapılarını. ka |Padığma göre bundan başka çare yok- | Profesör bunları kaydettikten sonra Wperiyalizmi kısaca tarif ediyor: “— Mahreç bulma politikası, Mahreç bulmak, fazla mal için, kul | İmıyan sermaye için, nüfus fazlası İçin, siyasi, askeri sebepler için olabilir. Profesöre göre emperiyalizm, yüksek | Maliyeye sıkıdan sıkıya bağlıdır. Hay. “iyetini muhafaza eden profesör sözü. Ne devam ediyor: © “Mali müdahalenin emperyalist inle. Mahi tahakkuk ettirmek için en iyi vasıta lduğu meydana çıkmışıtr. Avrupa ka- Ditalisti herhangi müsrif ve barbar müs- İbide para verir. Borçlu borcunu ve #önezse alacaklınm hükümeti bir file Yeym ordu göndererek borcun ödenme- "ini ister, Borcun kuvvetle tahsili çok İcin devamlı bir İşgaline Mivr bunun klâsik misalidir, ,Maliyeci emperiyalizmin ajanlarından biridir. Kâşif, şerefli vazife sahibi ol. akla beraber gene onun ajanıdır. 4 Stanley'in Kongo seyahati (Belçika Köni Leopoldün bir Kongo serbest dev- kurmasına ve dört milyon sterlinlik işarettir. Ziraat vekâleti memleketimizin mühim ihraç maddelerinden biri İ olan tütün zurraıa fazla ehem- miyet vermek için geniş tedbirler almıştır. Bu tedbirlere göre, tütün eken bütün tütüncüler tütün fidelerine çok dikkat edecekler ve en ufak bir hastalık vukuunda derhal ma- halli ziraat müdürlüğüne müraca- at edeceklerdir. Ziraat vekâleti tütün hastalık- ları ile mücadele için bırde tali- matname hazırlamaktadır. Bu mücadelenin ilk hedefini Trips hastalığı teşkil etmektedir. Böllmğiimmell Gençlik ve hilâliahmer Gençlik Hilâliahmer teşkilâtı için mekteplerde yapılan faaliyet henüz bitmemiştir. Şimdiye ka- dar ilk ve orta mekteplerden mü- him bir kısmında gençlik teşkilâtı yapılmıştır. Yeni ders senesinde de teşkilâ- ta devam edilecektir. çanalRADAEN AMA kaman aDayRAmEyA sebep oldu. Misyoner, emperiyalistin üçüncü şu- ursuz ajanıdır. Köşi€ sıfatile hizmet ettiği gibi yerli ahalinin kendine yaptıkları fena muameleden dolayı mensup oldu- ğu hükümetin o müdahalesine (imkân verir. 1897 de iki Alman misyonerinin Çinde öldürülmesi Almanyanın OKiyao- çeo İimanı civarında mühim arazi elde etmesine sebep oldu. Avrupalı bir âlimin kaleminden çi- kan bu tarif emperiyalizmin her türlüsü ile çarpışan bir millet için hakikatin in FE, ot servet elde etmesine yol açtı. Af “en 1900 keşifleri 1880 a kadar Afrikanın taksimine — Deli Efendi, sen bu kadın! Modalarından bir şey anlıyor — kendisi diye kabul edilebilecek bir riftir, Sadri Etem DEHRİ a e e er e rındaki o garip şekilli Tayyarecilerimiz | Efendi ... Nedir hanımlarımızın başla “ Bayram eğlence yerleri bir hayli kazandılar — gi Kurban bayramı, havanm 80- ğuması ve yağmurlaması yüzün- den çocukları kâfi derecede mem- nun etmeden geçmiştir. Fakat havanm bu vaziyeti ka- palı eğlence yerlerinin - işine çok yaramış ve sinemalarla tiyatrolar hıncahınç dolmuştur. Bu sene bay- ram yerlerinin husüsiyetlerinden biri de salıncakların değişmiş ol masıydı. Evelce atlı karmca ola- rak isim alan dönme dolaplar bu bayramda tayyare şekline sokul- muştu. Çocuklarda büyük bir zevkle bu tayyarelere biniyorlardı Mektup içinde para kaçakçılığı | Mehiup Zan flas içinde para ka- çakçılığı yapıldığı anlaşıldığından posta idaresi bu hususla şiddetli tedbirler almıştır. Harice bilhassa taahhütlü ola- rak gönderilecek olan mektuplar muhakkak surette posta idaresin- ! de kontrol edildikten sonra kapa- İ nacaktır. Bundan başka diğer bir çok mektuplar da sıkı surette kon- troldan geçecektir. , > — o. Kapalı çarşının tarihi kıymeti var Kapalı çarşının tamiri lüzumu tetkik edilirken tarihi bir haiz olup olmadığı da araştırıl mıştır. Ü Bu araştırma neticesinde Ka- palı çarşının tarihi kıymeti haiz olduğuna karar verilmiştir. a Kâzım Paşa Hz. Bir kaç gündenberi şehrimiz- de bulunan Büyük Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa Hazretleri bu günkü trenle Ankaraya gidecek- lerdir. Nasıl e ir ii se: Kimisi kulakları ve şapkalar? |ları sivrilmiş şeytanlara «| Görüyor? ! Ormancılar | Dün hararetli bir kon- gre yaptılar Türkiye ormancılar cemiyeti se- nelik toplantısını Türbede umumi merkez binasında yapmıştır. Kongre riyasetine ekseriyetle Mitat Bey seçilmiş ve teftiş ve ida- re heyetlerinin raporları okuna- rak cemiyetin bir senelik faaliyet ve mesaisi hakkında uzun müna- kaşalar o yapılmıştır. Bu arada noksan kalan faaliyetler üzerinde durulmuş ve istifalar kabul edil. miştir, Vefat eden kıymetli ormancıla- rrmızdan Râcep ve Fahri, müder- ris İsa beyin namlarını anmak için müzakereye bir dakikalık © fasıla verilmiş ve azanın takrir ve teklif- leri okunarak hararetli müzakere- ler yapılmıştır. . İkinci celsede yeni idare heyeti seçilmiş ve riyasete başmühendis Ahmet Mitat (Bey, umumi kâtip- liğe M. Ali Salih, muhasebeciliğe Rıdvan, neşriyat (müdürlüğüne Celâl Beyler, azalıklara da mual- lim Ahmet ve Abdullah Necip Bey. ler seçilmişlerdir. Yeni idare heyeti cemiyetin se- nelik varidat ve masraf bütçesini tanzim ederek umumi heyete bil dirmiş ve bu sene zarfında yapıl- ması faydalı bazı hususat hakkm- da izahat vermiştir. Kongre, müttefikan Gazi, Baş- vekil Paşaya ve ziraat vekili Muh- lis Beye tazim telgrafları çekmeğe karar vererek senelik toplantısını bitirmiştir, Halkalı ziraat mektebinde Halkalı Ziraat mektebi tavuk ıslâhr için çalışmıya devam etmek- tedir. Ziraat vekâleti yeni vukçuluğun ıslâhına ve çoğaltıl - masına ehemmiyet — verilmesini bildirmiştir. imi — Ankarada afyon fabrikası Ankarada kurulacak afyon fab- rikalarına ait hazırlıklar bitmek üzeredir. e siliğiiriziyen Tirenlere taş atmak âdeti Tren yolu üzerinde bazı kimse- ler ve bilhassa çocuklar tarafından trene taş atmak kötü bir âdet hük- müne girmiştir. Dahiliye vekâleti | vilâyetlere vermiş olduğu bir emirde bu kabil şahıslar hakkında şiddetle takibat yapılmasını bildirmiştir, iss. Kimini de yaran karpuz ka-/ buğu başa geçirilmiş gibi duruyor! | ön 3 —VAKIT sene | için vermiş olduğu tahsisatla ta - | 30 MART 1934 Londradan mektuplar Londrada geceler Pikadelli: 25/26 - 3 - 934 Beş on gündür sessiz ve mebtaplı gece- lerde asfalt yolların üstünde tek başıma dolaşmıya çıkıyorum.. Sant on birden son ra, eğer Pazar değilse; bütün yollar kül- ler altından yeni çıkarılmış bir Pompeinin sokakları gibi 15812, tenha ve adetâ metrük duruyor; Pompeinin küller altından çık» , mış halini anlatırken çocukların duvarlara yaptığı kara kalem resim taslaklarınm bi le halile durduğundan bahseden bir fık- İra okuduğumu hatırlıyorum ve zihnim- deki bu tesbihe hak verdirmek için bu te“ ferrüatı bile tesbit edeyim diye eti bakarken bazı evlerin kapılarına yaslan» mış, acemi ve kabartma bir resim gibi, ös zı çiftlerin girift tayıflarını görüyorum; Bu âşık taslaklarından mada bu saat- lerde kimse uyanık ve ayakta değildir. Ve onların da kalplerindeki ve hattâ derile rindeki ateşi Pompeinin eşi Hergülünu- mun lâvları gibi soğumuş ve katılaşmış sanırsınız. Bir vazife ifa eder gibi birbir- lerinden veda puseleri almaktadırlar... Asfalt yollarda, bir ablak çehre gibi böyle geç saatlarda tek başıma yürüyüşü İme şaşmış ve afallamış ayın yüzüne bale- İmak istemiyorum. Çünkü; hiç bir gün, burada onu bu asfalt yolların üstünde Çankayaya veya Keçiörene giden asfalt yollarda önümü aydınlatan ve arkamda bıraktığım şehre bir bin bir gece rüyas- nın şehri tılsımı ve başmetini veren güzellikle görmek nasip olmadı.. Onun İyarı sis arasında bunalmış ve şişmanla- şarak bütün manalı çizgilerini kaybetmiş bir yüze benzemiş halini görmediğim za- manlardır ki, ancak, kendimi 6 asfalt yol« lardan biri üzerinde farz eder biliyorum, | ON! Börkirin mahbtabına ne kadar has“ İretim?. Hiç bir zaman dişi bir ilâhın o hep İyukarıdan bakan acemi gururundan hiç bir şey taşımıyan, altında âşıkların seviş- tiği çam dallarına sulanan ağzımın nur“ dan salyasını yollamıyan, durğun ve kan- cık sularda “ Servisimin,, er çizmiyen Ankaranın boş ve bakımsız parçacıkları nt altın bir imarla doldurarak ülkü Anka» ranın maketini çizen Bozkır mehtabına ne çok hasretim var... İ “Yurt yerimi,, içimde gizli ve isimsiz İbir uzvumu yakalamış gibi, bir diş ağrısı kadar belli ve maddi bir ağrı ile beni krv- randırmıya başlayınca kendimi Londra- nın Parisleşmiş yerlerine atmaktan baş ka çare bulamıyorum.. Haydparka yönel- miş yollardan birine doğrulup, geçen oto- büslerden birine atlıyarak ve ilk gelişim- İde öğrendiğim bütün cümleleri kullan- İmak için kaça gidileceğini bildiğim ve is- İtediğim yere gittiğinden emin olduğum halde gene sorarak biletimi alıyorum. (Bu suretle bütün vuzuhu ve kaidesile söyle- diğim halde biletçinin ilk günlerde bir tür lü anlıyamadığı bu cümleleri şimdi talaf- fuzlarını mükemmelleştirdiğim için anlı- yabildiğini görerek tatmin edilmiş olu- yorum.) Pikadellideyim... Dünyanın en ışıklı meydanlarından birisi.. Havagaziyle ay- dınlanmış büyük yollardan birdenbire bir elektrik mahşerine kavuşunca, insan saba ha çıktığını ve yalağına girmek için çok geç kaldığını zannediyor.. İşte; bir çok düşündükten, bir çok etrafa baktıktan sonra; bu satırları yazarken gözümü renk li camla kaplanmış pencerelerden birine çevirince birden sabah oluyor sandım. Dışarının ışığı bir fecir başlangıcı halim de camlara vurmuştu.. Rinit palasın bu alt salonu, gene bir Babil kulesniin içi gibi; her lisandan ko- nuşuluyor, hattâ bir Ermeni, garson kız- Behçet Kemal (Devamı 5 inci sayıfanmn 5 İnci sütununda) Dehri Efendi — Azizim moda büsnü tabiatin üvey anasıdır, ona zulüm yapar!

Bu sayıdan diğer sayfalar: