22 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

22 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

edileri ne Londra sergisinde mükâfat kazanan kedilerden üçü Mişi mini, çakır elâ gözlü, be- yaz ipek tüylü, nazlı bir kedinin ne kadar sevimli bir arkadaş oldu- gunu arkadaşımız Mehmet Selim Beye sorunuz. Onun kedilere kar- | $ı iptilâ derecesinde bir sevgisi vardır. Bundan başka ( kedilere söz dinlettiğini, onları bir tek sözle ardından yürüttüğünü gör- mek zevkli bir levhadır. Arkadaşı: ! mızın kediler hakkındaki yazıla - | rını hatırlarsınız. Garbi Avrupada kedinin insan- lar arasmda ehli ve munis bir hay- van olarak görülmesi o ortaçağda başlıyor. Maamafih garbi Avru - | pirus mişlerdi. Bazı trihi kayıtlara gö- re fareler ilk defa Fransa ve Al- manyada görülmüşlerdir. Bunla- rın çıkışı kedilerinde Avrupada yerleşmelerini mucip olmuştur. Halbuki eski Mısırda kedi bü- yük veadeta mitolojik birrol oynamıştır. Eski Mısırm meşhur “Ölüler kitabı,, adlı kitabında kedi güneş tanrısının müttefiki göste - rilmektedir. O zamana ait bazı pa- üzerine — yazılmış cenaze ilânlarında kedi, yılanı, yani, zul- met timsalini boğarken resmolun- makta idi. KediBasi alihesine izafe olunuyordu ve ressamlar bu pada bu devirde kedi ihtiyacı yok- | aliheyi ekseriya kedi bası ile bera: tu; çünkü fareler henüz görünme- ——.—. Yamyamlığın sebepleri nedir? İnsan yemek âd ber resmediyorlardı. Bazı rivayet- eti m edeniyet ilerl KAD van mke iki yamyam kadın dans ederlerken Bazı Avrupa âlimleri yamyam- “lığın ruhi ve maddi âmillerini tet- kik maksadiyle Afrikanın en ücra köşelerini gezmiş ve hayatlarını tehlikeye koymuş olmalarına rağ- men “Kanibalizm,, ve “Antropo- faji,, adı altında tanılan yamyam- lığım, yani insan yemenin sebep - lerini kati olarak tesbit edememiş- | lerdir. Yamyamlığın gıda noksanlığın- dan ileri geldiği hakkında kuvvet- li bir tahmin mevcut olmakla bera- ber bu tahminin doğru olmadığı, $mürlerini açlık içinde geçiren ba- zı kabileler ortaya sürülmek sure- tiyle iddia olunmaktadır. Meselâ dünyanın en fakir mil- letini şimalde Yaşıyan Eskimo'lar yoksulluklarına rağmen Eskimolar arasında katiyen yamyamlık gö - | rülmüş değildir. Eskimolar gayet uslu, şaşılacak © derecede sakin insanlardır ve bunlar O ölülerini buzlar içinde sakladıkları, bazan aylarca aç kalıp nebati maddeler yiyerek yaşadıkları halde katiyen ölülerini yemeğe kalkışmamakta - dırlar. Halbuki açlık Eskimolar arasında olduğu gibi sık sık ve u - zun zaman hiç bir kavim arasında hüküm sürmemektedir. Eskimolar ! komşulariyle yaptıkları harplerde i bile honharlık göstermemekte ve yaradılışlarının o yumuşaklığı teşkil etmektedir, Halbuki, bütün | lere göre Menfis'te en ziyade kedi- ye benziyen kadın en güzel kadın sayılıyordu. Bast alihesine nezre- dilen çocuklar boyunlarında kedi resmini muhtevi bir madalyon ta- şırlardr. Kedi resmini muhtevi bulunan bu gibi madalyonlar ma- | betlerde satılır ve rahipler bundan | büyük paralar kazanırlardı. Hero- dot'a göre Mısırda bir evde kedi ölünce ev halkı matem alâmeti ol- mak üzere kaş ve kirpiklerini traş ederlerdi. Mısırlılar, Oo kaza eseri bile olsa, kedi öldürmeği ölümle cezalandırilmağa lâyık bir suç sa- yarlardı. Mısırlılar kediye “Miyav,, adı- , nı verirlerdi ki, bu adın pek yerin- de olduğu muhakkaktır, İran krallarından biri (Mısıra karşı yaptığı seferi ordusunun ö: | nüne, Mısırlıların O tecavüzden korktukları mukaddeş Mısır kö- pek ve kedilerini salıvermek saye- sinde kazanmışlardır. Mısırlılar, mukaddes addettikleri kedilerden birini öldürmekten ise köle olmağı tercih etmişlerdir! İngilterede meşhur “Dokuz kuy- ruklu kedi,, vardır, Bunu canlı bir kedi sanmayınız. “Dokuz kuy- ruklu kedi,, dövmek için kullanıs lan ve uçlarında çelik yuvarlaklar bulunan dokuz parçadan, süzek- kep bir kırLaçlır.'Bu kırbaç artık | kullanılmıyor. . .|s edikçe eksiliyor yüzünden ekseriya büyük felâket- lere katlanmaktadırlar, Eskimolar arasındaki bu hal belki soğuk memleketlerde yaşa - dıklarma hamledilir. Halbuki si- cak memleketlerde de bütün fakir- | liklerine rağmen yamyamlık yap- mıyan milletler vardır. Bunların başlıcası Afrikada (yaşıyan Buş- man milletidir. Medeniyetilerledikçe yamyam- lık da eksilmektedir. Şimdi yal - nız orta Afrikada ve şarki Sudan- da yamyamlar yaşamaktadır. Bun- lar, asalarmdaki o zayıfları ye- mekte ve bilhassa beyaz derililerin etine çok düşkünlük göstermekte- dirler, Yamyamlar yalnız Afri- | kada değil Avusturyada ve Male- ziya adalarında da bulunmakta - dırlar. Avrupada açlık yüzünden bazı yamyamlık hadiseleri kaydolun- muştur, On dokuzuncu asır sonla- rında Napoleon muharebeleri de- vam ettiği müddetçe aç kalan bazı Fransız müfrezelerinin ölü asker ,ve beygirleri yedikleri iddia olun- maktadır, Bundan maada bir ka- telik rahibinin hatıralarına göre 1690 senesinde Bosnada kıtlık es- nasmda halk arasında yamyamlık baş göstermiştir. Bu esnada halk ot, yumuşak ağaçlar, asma kök- leri, köpek ve kedi leşleri yemiş- lerdir. Bu papasın, ne dereceye kadar doğru olduğu bilinmiyen id- | dialarma göre, gene Saray - Bos- İ nada çocuklar açlıktan analarının cesetlerini yemişlerdir. «çkmasından korkuyorum, Antono- | İ görünmez, onu derhal gebertecek- | ler!, Tusyalı Karamsin ve tay ferşiyatı mütehassıs i kalâde bir galeyan olduğu söyle - — “İnsalar işte böyledir, aziz yoldaşım. Bir çok kimseler, elle- rinde olmıyan kuvveti dillerinde var zannederek söylenip dururlar. İ Madayef istediği kadar söylesin. Kuru lâfla iş görülemiyeceğini an- lıyacaktır. Zaten silâh atanların | kim olduğunu bilmiyoruz ki! Sen onlardan birisini olsun kadar görebildin mi?,, simdiye — “Sen de ama ahmaklık edi- yorsun! Karanlıkta duran bir a- nasıl görebilirsin. Zaten gözlerimiz projektörlerin ziyasın- dan o kadar kamaşıyor ki hiç bir şey farkedemiyoruz. O yezit bit- ler gündüzün meydana çıkmıyor- lar ki görebilelim.,, damı — “Evet, onlar hakikaten birer | bit gibi kürklerimize Yyapıştılar, Bu demiryolunun inşası yüzünden bütün vücudumuzu bitler, hem de sari bitler istilâ etmeğe başladı. Sonunda başımıza büyük bir belâ | viç. O bitler sonunda galiba bizi yiyip bitirecekler. Evet, yiyip bi - tirecekler.,, — “O kadar korkuyor musun, azizim?,, “Korkulacak bir şey olma» saydı, etrafımıza bu kadar asker dikilir miydi? Her yere mitralyöz- ler yerleştirildi. Bir şaki görünür — “Belki tayyarelerimiz de ha- | alanarak dağları, tepeleri araş- tıracaklı ş ir sizlendi yerleri bulmağa çalışacaklardır.,, İşten çıkan amele bu suretle a- ralatında konuşurlarken yan ta- raftaki bir barakada da mühen- disler ve fen adamları toplanmış- lardı. Bunlar da Mongollar ta rafından atılan silâhlar hakkında konuşuyorlardı... Uzak şarkta bir demir yolu inşa (oetmediklerine, her gün parlamak üzere olan bir volkan kazdıklarına hepsi kaniy- diler; Bu volkan bir kere alevler saç- ınağa başlarsa, dünyanm haline olacaktı? Fevkalâde.galeyan için | de olan Asyanın koynunda besle- İ diği gizli hareketlerin “mahiyeti malüm olmadığından bu suale hiç | bir kimse evvelinden (bir cevap | veremezdi. Köprü mütehassısı olan İsviç- reli Kümmerli, geniş omuzlu İs veçli Malstroin, mühendisler a- rasında hesap'dehisi diye tanılan Amerikalı Wilford bir masanın etrafında oturuyor- lardı. Malstroin amelenin çabuk iş görmemesinden dolayı şikâyet ediyordu. Bu hal, bir tenbellik- ten ziyade büyük bir hâdiseye ins tizar edilmesinden ileri gelebilir- di. Amerikalı Wilford diyordu ki; — “Evet, hakkınız var. Yuka - rıda Türkistan taraflarında fev - niyor, Oradaki İslâmlar arasında büvük bir hareket görülüyor. Bu hareket her halde mühim bir hâ- dise çıkmasına işaret ediyor.,, Maramsin sert bir tavırla; — “Ne işaret olabilir?,, diye s0- runca Malstroin atılarak; YARIN €— — Dünya Alevlenirs vakıt fanımıya başladık ivsm:n< Eski Mısırlılar kediye “miyav” adını takmışlardı ve kedi eski Mısır tarihinde büyük roller oynuyordu! 2 — “Daha ne işareti diye soru - yor musunuz?,, demişti. Rus mü - hendisi ise: Yazı Nu,sı: — Evet, sorüyorum!,, cevabını v.rmiştiz Bunun üzerine Amerikalı Wil» ford Rus mühendisinin yüzüne su- künetle bakmış, ondan sonra İs- viçreliye doğru dönerek demişti | kir — “Kümmerli, burada oynan - makta olan oyunu (arkadaşımız Karamsine anlat ta dinlesin!,, Fakat Rus mühendisi (dinle mek istemediğini anlatan bir ha- rekette bulunarak demişti ki: — “Teşekkür ederim. İlmi kon- feranslar (o dinlemeğe ihtiyacım yok. Yalnız sizin ne fikirde ol- duğunuzu anlamak O istiyorum, Mister Wilford!,, — “Fiktimi üç kelime ile anla- tabilirim, arkadaş, bir hafta için- de bütün Asya alevler içinde ka- lacaktır.,, Malstroin Amerikalr mühendisin bir başka izahıtını tamamlamak için demişti ki: — “İnsan büyük bir bloku tah- rik etmek istediği zaman onu iki tarafmdan tutarak kaldırır. Öbür tarafta menivelânm birisi Sin- kiöng ve Eefganistana yerleştiri- liyor — Japonların İslâmları bu İ işte kullandığını, her halde biliyor İ sunuzdur ,— manivelânm ikincisi de Mançukuo memleketidir. Biz ise bu iki manivelâ arasında kal- mış olan bloku teşkil ediyoruz.,, Bu esnada İsviçreli mühendis Kümmerli eğilerek sormuştu: — “Ya İngiltere ne olacak? | Hindistan hududunda çıkan ale - vin her tarafa sirayet ettiğini İn- giltere uzaktan seyredecek?.,, Rus mühendis cevap vermişti: — “İngiltere bize düşmandır!,, (Devamı var) Vapurculuk Türk Anonim Şirketi Istanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22925 Trabzon Yolu T Aİ va Pazar günü sant 20 de Ge- lata rıhtımından kalkacak. Gidiş - te: Zonguldak, İnebolu, Ayancık, Samsun, Ünye, Ordu, Giresun, Ti- rebolu, Görele, Trabzon ve Rizeye. Dönüşte bunlara ilâveten Of ve Sürmeneye uğrayacaktır. Karabiga Yolu Cumartesi, ünleri saat 20 Fi Çarşamba "â. Toptan nbtimndan bir: Vapur kalker. Gidiş ve dönüş mutat iskelelere uğrar. Izmit Yolu Cuma, Pa- zar, Salı, Çarşam- ba günleri bir vapur saat 9 da Tophane rıhtımından kalkar

Bu sayıdan diğer sayfalar: