10 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

10 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kaliforniya 4,5 milyon dolar tasarruf ediyor Umumi harbin sonundanberi yerin altına nüfuz “den suyun esrarengiz izinde yürüyen dört profesör Suyun ne suretle yerin altıma nü - fuz ettiğinin iki âlim tarafından keşf- olunması sayesinde Kaliforniya çift - likleri geçen sene dört buçuk milyon dolar tasarruf etmişlerdir. Umumi harbin sonundan beri Ka- liforniya Üniversitesi profesörlerin - den Dr. Frank, J, Veihmeyev ve Dr, 'Arsbur H. Henderickson yerin altına nüfuz eden suyun esrarengiz izini ta- kip etmekle (Omeşğul olmaktadırlar. Bunlar tarafından yapılan keşif şim » | diye kadar cari olan kaideleri alt üst etmiştir. Yeni keşif, Amerikada, sun'i olarak sulanan 1 milyon hektarlık 4- razi Üzerinde zeriyat yapan insanlar için milyarlarca dolar tasarrur vadet - mektedir. Birleşik Amerika eyaletleri. | nin üçte birinde mühim mahsulâtın hiç olmazsa biri ancak sun'i irva ve iska mesabesinde yetiştirilmektedir. Birleşik Amerikanın cenubu gar! lan kuvvetle kabın kenarlarındaki #i- alı sayesinde dışarıya doğru fırlatı - lyor. Alimler bu sayede tesbit edi - yorlar ki, bazı muayyen toprak par - tikülleri sayesinde bu siklet kuvveti” ne mukavemet edebilecek kuvvet si « kı tutulan toprak rütubetinin hududu gayet muayyendir. Bu toprak parti - küllerinin bir tabakası tam hi almadan rütubetin sızıp geçmesine mü- sande etmiyor, bilâkis o rutubeti yaka- Carşambu 10 1el Teşri 00C. Ahir 805 170 s.00 ix01 Perşembe 11 Vel Teşriş 1 RECEP Gor 740 801 1201 ISI? 1749 10 ? Gün doğuya Güo batısı Sabah saman Öğle namazı İkindi samanı Akşam ramiz Yatsı namazı İmsak Yılın geçen günleri Yıın kalan #interi İSTANBUL: 18,30 — Fransızça ders 19,00 — Plâk neşriyatı. 19,30 — Türk musiki İryor ve büyük bir hırsla muhafaza 6- diyor. Fakat toprak (partiküllerinin su alma kabiliyeti su gayesine I” olur olmaz, fazla gelen suyun ikinci tabakaya doğru sızıp gitmesine müsa- ade ediyor. Bu suretle toprak tabaka- neşriyatı: “Ekrem, Ruşen, Cevdet, Necati, Şevki, Mustafa Beyler ve Ve. cihe, Semiha Hanımlar”, 21,20 — A - jans ve borsa haberleri. 21,20 — Stüd. yo caz ve tango orkestrası, 832 Kir. BÜKREŞ, 304 m. * evvelâ kendisine lâzım gelen suyu aldıktan sonra kalan su daha derinlik» lere gidebiliyor. Demek ki, toprakla, suyun nüfuz edebildiği dereceye kadar müsavi mik- sinde taribin en büyük irva ve iskan | projelerinden birisi tahakkuk etmek ü- zere bulunuyor. Bu proje sinde 800.000 hektarlık arazi zeriyat için taranılmış olacaktır, Kolorado'nun büyük baraji bir iki sene sonra Arizo- | na, Kaliforniya ve Nevada'nm çöllük havalisine mahsul verici sularını del- meğe başlıyacaktır. Ta eski zamanlardan beri arazinin iskası için üç faraziye yürütüyordu! 1 — Nebatatın ve ağaçların, alabildik- leri suyu ayni atle sarfettikleri ve ona göre neşvünema buldukları; 2 — Suyun yer altında bir teşekkül parça- smda olduğu gibi her tarafa ettiği; 3 — mezru olmıyan arazinin güneşe maruz kalırsa kuruduğu. Veih- meyer ila Henderickson 'un tarafından yapılan esaslı tecrübeler üzerine bu üç faraziyenin yanlış olduğu anlaşıl - muştur, sirayet Yapılan tetkikat için ilk adım o mak üzere (obünlar Kaliforniyadaki Darvis üniversitesinin tecrübe çiftli - ğinde sulama hendekleri açmışlar ve evvelce ölçülen su miktarlarını bu hen- deklere yollamışlardır. o Suyun altına nüfuz ettikten sonra bütün bu hendek- leri kateden 6 kadem derinliğinde bir hendek açarak onun içine girmişler ve bu hendeğin yan dumarların tetkik etmişlerdir. Burada görmüşler ki, içe- risine üç pus su gönderdikleri bir hen- dekte su bir pus derinliğe kadar gide- rek orada kalmıştır. İki âlim saatlerce bekledikleri halde suyun bir damla sının bile daha derinliğe gitmediğini müşahede etmişlerdir. Kuru topraktan yaş toprağa tedrici bir intikal görül « memiştir. Âlimler yaş topraktan nü « muneler alarak muayene etikleri za - man toprağın her tarafında o müsavi derecede yaş olduğunu tesbit etmiş « lerdir. Sobada kurutulan toprağın su muhteviyatı ağırlığınm takriben yüz- de 25 i nisbetinde idi, Bunun üzerine profesörler hendek- lere üç pusluk su daha gönderiyorlar ve şimdi garip bir hal ile karşılaşıyor. lar. Bu su evvelce ıslanan toprak taba- kasına nüfuz etmek (olâzim gelirken hu tabaka katiyen fazla su çekmiyor ve eskisinden daha ziyade rslanmıyor, Fakat onun altmdeki tabaka da birin. ci toprak tabakası kadar ıslanıyor ve su ikinci tabakanın da her tarafma mü- savi surette nüfuz ediyor. Ondan son- ikinci tabakanm hududunda birden bire duruyor. Muayyen miktarlarda osu vçi sayesinde hendeklerin toprak tabaka İnrr hep böyle müsavi surette ıslatıla- ral o hendekleri ortasından kateden büyük hendeğin derinliğine kadar su- İanıyor. Her ıslanan toprak tabakası daima yüzde 25 miktarında su emi - yor. Ne kadar fazla su verilirse veril- sin, birinci tabaka, ikinci veya üçün « cü tabakadan fazla su emmiyor, Ayni toprakta neden muhtelif ıs - lanma dereceleri hasıl olamıyor? Bu- nun cevabımı İâboratuvarda © yapılan tecrübeler veriyor. Kenarları sızıntılı olan bir toprak kabın içine ıslak top » | rak konuluy: Ondan sonra bu kap sürale döndürülüyor, topraktaki rü - tubet bu süratli çevirmekten hasıl o « saye-| tarda ratıp olması lâzım gelir. Bunun derecesini toprağın su emme kabiliye- ti tayin ediyor. Şu hale nazaran hiç bir toprağın yarı yarıya veya dörtte üç nisbetinde ıslatılmasma imkân yok- tur. Islak toprak, mikroskopla muayene edildiği zaman görülüyor ki, (suyu sımsıkı tutanlar (o toprak pratikülleri değil, bu partiküllerin birbirleriyle çar-! pıştıkları noktalarda bulunan ufacık yarıklardır, Muhtelif toprak menbala- rm kaldırma kabiliyetleri; bu parti küllerin büyüklüğüne ve adedine, bir de bunların birbirlerine ne kadar sıkı bir surette bağlı bulunduklarına göre değişmektedir. Balçık cinsinden olan toprak kumdan daha ziyade su eme » biliyor, Çünkü o cins toprakların par- tikül adedi daha fazla olayor ve bun- lar sryun sizip geçmesine karşı delin fazla mukavemet ediyorlar. Şimdiye kadar gerek çiftçiler, ge - rekse ilim adamları, ağaçların toprak içindeki suyu köklerin emme kabiliye- ti derecesinde sarfetmekte olmalarmı pek tabii buluyorlar ve bir taraftan güneş ile ona merbut olan (o tebahhur hâdiseleri, diğer taraftan da ağaç kök- İeri arasında mevcut su miktarı için bütün manasiyle bir yarış yapıldığını kabul ediyorlardı. Bunun için, mevzuu bahsolan iki âlim gayet iyi düşünül - müş bir tecrübe yapmışlardır. Üstü « vane şeklindeki büyük kaplar içine ağaçlar dikerek bunları çukurların i « çine yerleştirmişlerdir. Bu çukurların boyunca, seyyar vinç vazetmişlerdir. Bu vinç sayesinde ağaçlar (o yukarıya kaldırılarak tartılmış, toprağa emme kabiliyeti derecesinde su verilmiş ve ondan sonra tekrar tartılmşıtır. Ondan sonra, her türlü techizatı menetmek i- çin çukurların üzerleri tamamiyle ka. patılmıştır. Bunu müteakip (ağaçlar, sanki bir meyve bahçesinde bulunu - yorlarmış gibi, kendi halline terkedil. mişlerdir. | (Devam edecek)... ———————— Tuna yolunda yeni bir sefer Bir Macar şirketi Türkiye ile Macaristan arasında motörlü bir gemiyle aktarmasız doğru sefer - | ler tesis etmiştir. e Budapeşte is - mini taşıyan bu gemi ilk defa tam | yüklü olduğu halde bu aym 12 İ sinde limanımıza gelecektir. Bura- İ dan Berut, Hayfa ve İskenderi- | yeye gidecek, dönüşte İzmir ve İstanbula uğrryarak Tuna liman - | larına çıkarılacak Türk eşyasını alacaktır. İhracat eşyamızın mer - kezi Avrupaya naklinde, Tuna yo- lu büyük bir ehemmiyeti haizdir. Gemi Çekoslovakya, Avustur - ya ve cenubi Almanyaya gönderi - | lecek eşyayı ucuz bir tarife üze - rinden nakledecektir. Işık gazetesi İzmirde çıkan (Işık) gazetesi Tebrik ede- Üç yaşına girmiştir, | riz, 18-15 Gündüz neşriyatı 18: Neşeli mus- ki, 19: Saat ayarı ve saire. 19.15: Radyo er- Konferans. 2020: Plâk. 2045: 1: Piyane konseri, 21451 Te » * Orkestra #alon musikink.) 223 Kir. VARŞOVA, 1345 m. 8: Keman konseri. — Misahaba. 1635: Plâkç. — Muhtelif, 10.155 Orkestra. — Mu» sahabe. 20: Yeki piyano musikisi, — Musa, hahr. 20.23: Solist konseri. 24.45: Musahabe, 31: Plâk. 2145; Haberler. 22: Cepinin eser- lerinden Konser, 32.30: Kenebi dilila konfe - rans, 22403 2215: 545 Khr. BUDAPEŞTE, 550 m. 13.35: Orkestra, konseri, — Amele meşri- yatı. 20.30: Operadam nakil 7330: (o Siçan sevsikisi. 24.20: Dans meslidai, Hi Khz. BERLİN 358 m 19.30: Ev musikisi. 2040: AAktüalite ve buberlor. 21.10: Neşeli mwsikğ, 21.35: Mun neşriyat. 23: Orkestra konseri, 23: Haberler, 28.20: Neşeli gece naesikisi, 592 Kiz. VİYANA, 507 m. 18.05: Kunrtet konseri. 18: Müsahebe, 2020: Kaernten halk genlilderini nakil, 71.05 Richard Vagnerin eserlerinden kanser Ar- turo Toscaninin idaresinde ve Lotto Lehman nm iştirakile. 25; Aktüalite, 28.20: Esperan- taca, 2830: Haberler, 28.00: Şrammel mu - sükisi, 1 PLAK emire ie sera nme meme40 5090 es sem Selim Sırrı Beyim k “ İsveç ve İsveçliler hakkında yarın akşam İstanbul radyosunda Selim Sır. rı Bey bir müsahabe yapacaktır. BORSA İ Hizalarnda yıldız işareti olanlar üzer- lerinde 9 « 10 da muâmele görenler» dir) Rakamlar Kapanış fistlarını gösterir. Nukut (Satış) * Viyana * Madrit # Berlin 4 Varşova » Budapeşte * Bükreş 4 Belgrat i » Yokohama 34, Alın « 024, |» Londra # Neryork * Paris | # Milano * Brüksel * Atine | # Cenevre (o 816, -- « Solya 94, « Amsterdam 85, — * Prag 100, —İ| » Mecidiye 28, * Stokholm oo 32 —İ w Banknot 250. Çekler (kap. sa. 16) İ sonda o 61275 Ça Stokhim 31514 .N ea? 0790157) « Viyana 4.2025 * 1206 Je Madrit 5.B24R * Miliao 04111)4 Beria 19741 # Brüksel 34050) $ Varşova *m * Atm 834618) 4 Budapeşte o 3972 | » Cenerre (24364 |, Bükreş 19,545 | « Sofya 60,2375) 4 Belgrat 346675 » Amitetdam 1.1775 | Yokohama 1.6563 | * Preç 190178 error 1080.50 613 128, 168 *iZ, “7 1, s0 1000) Terkos 97.59) 4 Çimento 45 225) Üuyos Deği Şark Det Ba'ya Şark m. ecza Telefon İş Bankası le Anadeto Elektrik « MSMISİ Tramvay MI 28.) Ribüm olsikrin Daki 0300) Anadota | | Ereni istikraz * Anadolu | is My A Anadola II Bağdat. —00İ #piümessii A #168Türk Bor 29,45 l Sinemacıların toplantısı Filmlerden alman gümrük res- minin fazla olduğunu iddia eden sinemacılar, dün ticaret odasında toplanacaklardı. Ekseriyet olma» dığından toplantı geri kalmıştır. YARIN Dünya Alevlenirs& Çeviren : A, Ç, ymm Yazı Nu. sı: 15 Biraz sonra kemiği maşa ile a- teşten çıkarmış, üzerindeki kül. leri üflemiş ve kemiği soğutmuş- tu. Şimdi kemik üzerinde bir şe- yarıkları tetkik ediyordu. < Bu tetkikat bitince falcr ayağa kalk mıştı. Galiba içtima artık hitama ermişti. £ Falcı üç arkadaşa birer birer bakarak falın neticesini ken- dilerine anlatıyordu. Bars hiç bir kelime anlamıyordu. — Yalnız Mongolca anlıyan (arkadaşının benzi kül gibi olduğunu görmüştü. Biraz sonra falcıya biraz para ve- rerek dışarıya çıkmışlardı. Av - dette Bars arkadaşlarına sormuş - tu: * — “Herifin koyun kemiği üze « rinde okuduğu şeyleri neden an * latmıyorsunuz? Her halde istedi » ğin şeyler hoşuna gitmedi gali - ba?,, Sual sorulan arkadaş evvelâ dişlerini sıkıştırarak bir şey söy - lememiş ve önüne bakmıştı. Bars buna hayret etmişti. Fakat Bar - sın israrı üzerine nihayet arkada » şı demişti ki: — “Yarn ejderha saatinde (se- kiz ile on arasında) şark istika- metinde bir çok büyük kuşlar ge- lecek, dağların tâ gerilerinde büyük bir ateş yakacaklar, sizhı - rıldıyan büyük kuşlarınızla onlara karşı çıkarak harp (edeceksiniz. Yılan saatinde (10 ile 12 arasın- da) kuşların bir çoğu ölerek dağ- ların üzerine düşecek, bizim li- sanımızı anlıyan sene buölü kuş- lar arasında bulunacaksın. Bamasdiym hita attileiniz hr sax rı saçlı adam yerin dibine geçtik- İ ten sonra başka bir insan olarak tekrar meydana çıkacaktır.,, ». Biraz sonra üç arkadaş tayya- reciler barakasında diğer arka » daşlarına iltahak ettikleri zaman falcnın falinda çıkan kara habe- rin bıraktığı tesir zail © olup git- mişti, Bu aralık verilen hava rapo- runda hava vaziyetinin o gelecek yirmi dört saat zarfında değişme- si muhtemel olmadığı o bildirili- yordu. Pencereden dışarı bakıl- dığı zaman karın duraksız devam etmekte olduğu görülüyordu. Demek ki falcının söylediği fal gülünç ve uydurma sözlerden baş- ka bir şey değildi. O sözlere an- İ cak histerik bir kadın inanabilir- İdi. Asırlarımızın terakkiyatı sa - yesinde icat edilen bir tayyarayi idare ile mükellef olan cesur bir tayyareci o sözlere (ehemmiyet vermezdi. Bir iki gün zarfında havanın açılacağı ve tayyare mu- harebeleri olacağı (o şüphesizdi, düşmanın bombalarla taarruz et- mesi ve yangın çıkması da gayet tabii idi. Bunları evelinden ha- ber vermek için koyun kemiğini ateşe sokmağa lüzum yoktu. Bu hava muharebelerinde kimin ka- lacağı, kimin öleceği de sonra * | dan herhalde anlaşılacaktı. Tay - yarecilerin hayatları emin olabi * lir miydi? Harp harptır, © vesse- lâm! Bars kadehini bir arkadaşına doğru kaldırarak: — Sıhhatine azizim! Artık bu muharebeye nihayet (o verelim!, demişti. O gece votka kadehleri pek çok defalar kalkıp (inmişti. O kadar ki Bars'ın o gece sarhoş olmak arzusu © fazlasiyle yerini kil halinde hasıl olan çizgileri ve | | bulmuştu. Gece yarısı herkes İ na çekilirken karın henüs dığı görülmüştü, Fakat Bars yatağa yatmadan evel” ciye, şayet havada bif olursa kendisini uyandır haber vermesini emretmi” bir ihtiyat tedbiri olmak tağını başı ucundaki on dört numaralı kuvvete © yar etmişti. O gece Noftadar şeh elektrik lâmbaları yanm he sakindi. Kesif kar On metre ilerisini bile #' bil değildi. Şu halde bir 5 hücumundan korkmağa b yoktu. Her ne kadar lâmbi dürülmesi emredilmişse © mirler vardı ki mutlaka dilmesi icap etmiyordu. mandanı diyor du ki: — “Japonetz gene, ziy mek isterse lâmbalarımı?! sek bile o gene gelip bizi Emin olunuz bütün şehri hava müdafaa çenberindef bir farenin bile geçmesin” yoktur. Teknigin en son teri göre hazırlanmış olan bu ” gidip yatmıştı. Fakat p daj yerlernide, tasfiyeh fabrikalarda ve atelyeli gece çalışmakta devam du. « Tepelere yerleştirilmif bii tayyare dinleme gre eden TUNEN 1s henüz ikmal etmişti. ileri Yunda idi. Kar yağmakt8 ettiğinden o da gidip bir dar uyumak istemişti. işareti onu uykudan birdi uyandırdığı zaman on def yoksa bir saat mr dalmış anlıyamamıştı. Herhalde dis bir sıçrayışta kendisi nın önünde bulmuştu. Havaya baktığı za rak, soğuk ve yıldızlarl# bulunuyordu. Dağlardak' uzaklardan parıldadığı yordu. Mühendis üç sıçradıktan sonra sani ve dinleme aletini kul rerek etrafı dinlemişti. Yanında oturan i rindeki dinleme aletli ediyorlar ve bir takım yazıyorlardı. Bu rakam” matik surette bütün kıt#”” oluyordu. Büyük bir m zerinde bulunup alette” ziya ile tenvir edilen bif” ha üzerindeki murabbal zan kırmızı, bazan d& nokta görünüyordu. B“ hanın yanma bir harits Bu haritanın üzerinde denden bir kol müte: İ zag hareketlerle çizgiler 4 du. Bu çizgilerin her bir * * o kol kendiliğinden bir “4 ruyor ve bunun üzerine mamul dar (bir cetv€' isimler, numaralar ve ik rülüyordu. “Dp Bayat balık zehirlend İstanbul Ticaret ve dası hademesi kâşif E balık yiyerek zehirleri müştür, TU eri Mika a çenberine itimat ederek i

Bu sayıdan diğer sayfalar: