12 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

12 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BABİL ve dl kl e EY yy pe ARA ve '; MED yry ii Ne g Man sarap lere Verilen ladiyasla YAZAN: İSHAK FERDİ la yıkatacağım), manasi şu id ği 1 TİCARET İ “İlk firsatta| ile meşgul olmak'üzete teşriniev- e tihi yüzüp bu arslan postu gibi kurutacağıml, | ih $« bir kurbağa, | manası ne ?) tdi giç (Tuna) mansabı - eman Histiyezos bir| işi, a ile Dârâyı karşılama - * dönüşü, çok telefat ver - | iş binden fazla as - Makeg öldüğünü gören | ii “nyaya ve Makedön- iye et ediyordu. e 98 askerin berizini gö -| ay Herkesin çehresi in v *i kaçmıştı. Babilden Mı sevinç içinde ayrılan ze verleri gülmeği unut - Y Makedonya dönüşünden ki istanı da işgal edecek in i Makedonya dönüşü olmuştu. Ordunun Yu » | Ni geçmeğe kudret ve me- in San kurduğu köprüyü Ni Takyaya avdet etmişti. Ya beş ön gün isti - ke ile berâber Estri - İn ii S de konaklâmişti. yk an (Megabizos) Trak- n İleltleri İran kanunlarile “ğe başlamıştı. b K Valide yaşayan (Ket) ka- İn Ordusu ile çârpışıyot » A Pak Atter ve vurucu İnsan - oy At Kalatalak değillerdi. kabin kişi kadar vardılar, NE Ve akl ray hepsini e - | iter devletleri Böyev o. U yüzden orduya bü- Ye erzak temin &tmiş- terin nesli söndürüldü- *e bir kısmını da ordu- bil, götürmeğe karar Ky yı Yunanista- #vik ediyordu. MA Arzamesin sözile halde, bu sefer onü Wrar etmişti !'ran istilâsma uğ « saat bil, mukavemet ii Bereket versin ki, e canada Dârâyı sık Mi iŞ; m ordusunun İs- | işti. zerine çevirme» | w Trakyada dinle - ri “tabi. yak, dan, ne Trakya vali Mya ta k ve ni (Estrimon) | e ik bir «, örd dı, Zotine seksen Vb teş u verecekti, ordu ile bütün | Makedonya ha » Dara #debileceği - €gabizosun inden emindi, vi e Küfkas ci- Yal ÇA, gelmişlerdi. yala Acoma) Erat hü z yi Pasta P ttmeğe ve İran | ye, a bağa istilâya (Acömü) nın elçileri Dârâya şu | hediyeleri verdiler: Bir kuş, bir fare, bir kurbağa ve beş ök. Dârâ hayretle sordu: — Kralınız bana bünlardan başka gönderecek hediye bulama- | dı mi? Bunların manasi nedir? Elçiler dudaklarını büktüler: — Bilmiyoruz. Biz emir kulu- yuz. Hediyelri getirdik. Başka bir diyeceğiniz varsa, gidince kendi - sine söyleriz! Dârâ meraka düşmüştü. Trakyada bulunan sihirbazlar- dan biri, Kafkasyadan gelen bu hediyelerin manasını söyliyeceği - ni bildirdi. Sihirbazı hükümdarın hüzurüna çıkardılar. Sihirbaz, hediyelere şöyle bir | göz attıktan sonra izah etti: “Siz İranlılar, kuş olup bülut- İar arasında uçsânız; fare olup si- perlerde saklansani?; (kurbağa olup bataklarda gömülseniz, sırtmızı yere getireceğiz!,, Takyalı sihibaz hediyelerin | yara tesadüf edilmemektedir. Bir çök tüccarlar tiftik stokunun azal: | manasmı bu suretle izah ettikten sonra, hükümdara: — Siz de bu hediyelere bir as: lan postu ile muki ediniz. Demişti: .. Dârânın bu tehditlerden fenâ halde canı sıkılıyordu. Derhal bir arsaln derisi bul - | durdu ve elçilere verdi: — Bunu Kral Acomaya götü- rünüz! Bunun manası da şu idi: “Ben de ilk fırsatta senin deri* ni yüzüp bu arslan postu gibi ku: rutacağım!;, s4 Sit kralnm elçileri gittikten beş kadar olduğu kaydedilmekte” | İ biz | sizi gene bulacağız ve bu oklâtla kuruşa kadar yüksölmüştir. Fa - u ihraç maddelerimİzde fevkalâde İt Kralın, yakaladığım gün Babil Almanyaya ihra- catımiz Geçen ayın son günlerine doğ» | bir fiat yükselişi görülmüştü. Al- amya hükümeti Türkiyeden yap tığı ithalâtm cihan piyasasından daha yüksek olduğunu iddia &de rek buna bir çar& aramış ve bu iş velin yirmi dördünde bir komis - yon teşkil etmiştir. Bu komisyon teşekkül ettik - ten sonra Türkiyenin ihraç mad- delerindeki yükseliş durmuş ve i niş başlamıştır. Bilhassa hubu - bat fiatlarnda bu inişe tesadüf e- İ dilmekte ve bu inişin yüzde on dir. Yumurta muayene komisyonu Yumurta muayene komisyonu | eksiklerini tamamlamak üzere - | dir. Komisyon Türkofiste çaltşa - öaktır. Evvelee yazdığımız gibi komisyonun reisi Türkofisten Şe- fik. aza Ekesper Gani ve yumur- tacılarm mümessili İbrahim Bey * lerdir. Tiftik fiyatları Son alınan haberlete göre tif- tik fiatlarindaki yükseliş devam etmektedir. Oğlak tiftiği yüz se kiz, diğer tiftikler ite 95 — 96 katbu fiatlara inal vereli tücâar- masindan sif Hamburg kiloda ori $ — VAKİT VAKIT'ın Edebi Tefrikası No. 725 Kanadı Yaralı Kuş MA Iş Va — Vâkit kaybetmiyelim — ve kimseye de boş vâkit kaybettir - miyelim. Bünün en iyi çaresi, üs tümüze vazife olmıyan şeylere karışmamaktır. Ben yaptığını bi- lecek yaştayım Ve siz de büna na- sihat edecek vaziyette değilsi - Miz... Hepiniz& © birer birer söz söylemek külfetiriden beni kur - tarmız. Hep birden elinizi vicda- nınıza koyarsanız haklı oldu - ğumu teslim edersiniz. Selma: — Peki, artık bu meseleyi br- takalım, dedi. Esasen vakit ta geçti, — Sana söyliyeceklerim var. — Hemen mi? — Evet hemen. dair değil, — Ya! Misafirler gitti, pek sevindi. Olacağı tahmin etmişti: -— Ben size demedim mi? Karısı kızmıştı: — Kabalık etti, Etem Bey de hiddetliydi; Şe fika: — Azizim dedi, sana doktor sıfatiyle bir nasihat vereyim. Hid. detin karaciğerden geliyor, ken- dini tedavi ettir. — Merak etme; eğer hasta o - İursam iyi bir doktora giderim, Ötekiler de birer lâf söyledi. | Sıra Şevkiye gelince, Şefik eli - İ ne beş lira sıkıştırdı: — Sen şunu al da git, Yalnız kalınca karısına dön- Süheylâya Murat amca evvelden dört frank istemektedirler. Sövyetlerin bakır istiksalâtı Sovyet Rusyanm bakır istihsa- lâtı bu senenin ilk yedi aymda yüzde seksen iki miktarında art- mıştır. Harpten önce Rusyada senevi otuz bin ton bakır istihsal edilmekte idi. Halbuki geçen #e* ne bakır istihsalâtmın miktarı alt- mış bin tonu- bulmuştur. Sovyet Rusya bu suretle bakır istihsalini arttırdığı takirde beş senelik plân neticesi olarak memleket dahilin* sonra, Dârâ, Makedonyada bozu* | deki bakır ihtiyacatımı temin et- lan orduyu OTrakyada yeniden tanzim ve eksiklerini ikmal ede * rek Estimondan ayrıldı. Megalizos Trakyada kalmıştı. Dârâ, sadık kumandanlarından | Arzemes ile birlikte dönüyordu. İran hükümdarı ordunun bir kısmını (Boğaziçi) nden Suriyeye göndermeğe, diğer kısmı ile de Sitleri koyalamağa karar vermiğ- | ti, Arzemes iki yüz bin kişilik bir kuvvetin başında yürüyerek Suri- yeye gidiyordu. Dârâ maiyeti ile birlikte Sit - leri takibe koyulmüuştu. Sitler şimalden Ermenistan vi- lâyetinin cenup havalisini işgale başlamışlardı. Buradan yol aça” rak Babil ve Persepolis yürüyeseklerdi. Dârâ Boğaziçine geldiği za * man Sit kralınm bütün plânlarmı elde etmeğe muvaffak olmuştu. İtani hükümdarı maiyetindeki orduyu iki kola ayırmıştı. Ermenistana gönderiyordu. ğer kısmının da başına kendisi geçmişti. Dârâ: -- Kral Acomayı diri olarak | yakaladığım gün Babil sokaklârı» | nı şarapla yıkatacağım! diyordu. (Devatı vat) üzerine | Birini | Di | miş olacaktır. Incir rekoltesi Bu seheki incir #ekoltesj he - men bemien sâtılmiş gibidir. Şim' diye kadar piyasaya sevk edilmi» yen incirlerin miktarı üç bin ton kadardır. Bü incirlerin de bu ay zarfında satılacağı kuvvetle ümüt edilmektedir. Bu sene, geçen seneye nazaran İngiltere, Fransa ve Amerika çok fazla incir satm almıştır ki bunun da fiatlarm düşkün olmasından i- leri geldiği söylenmektedir. yeğ mena ra RE ERE SL P Vapurculuk Türk Anonim Şirketi “Istanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22925 Mudanya yolu Bir vapur Cuma, Pazar, Salı günleri #ânt 2,İ0 da ve Perşembe günü saat 9 dA Tophane rılitsnın - dap kalkar. Perşembe postaları ayni günde Mudanyidan saat 14 t8 İstafibula döner. İ günü o adamın parmağında gör. İ ötel | dü — Şimdi konuşalım. “5 Riğa ederim beni, onlarla kıyas etme. Fen İyİ yaptığıma kaniydim... Sana ihtar etmek is- tedim. — Ben de ihtar edeceğim. Bu- raya biri gelip gidiyor... — Kim. — Faruk. — Evet, Faruk ne olmuş?.. Onu davet ediyorum diye mi dâ- rılacaksın. Benim davet ettikle - rim biraz oturup gidiyorlar, se - nin getirdiklerin kalıyor. — O adam hakkında çok fe - na şeyler duydum. -— Onun hakkında neden ma- lâmat almak lüzumunu hisset - tin? — Böyle bir şey yapmadım. Hüsnü Beyler onu kovmuşlar. — Lâf... Hüsnü Beyin karısı ona âşıktı. O yüz vermedi, bunun üzerine kadın kocasını kışkırt - tı. İftira! — Yüzüğün de iftira mı? İ Şu mektubu kötür, 12 Teşrinii leden : Selâmi İzzet öğ | — Benim o adamla alâkam | yok. — Otur ve o adama yar, bir | daha buraya ayak basmasın, Bu İ hususta isterse benimle mesini ilâve edebilirsin. görüş - — Madem ki istiyorsun yaza. yım. Fakat kabahati yok. Bir şey yapmadı. Biraz daha terbiyeli yazsam. — Lüzum yok. — Sakin hatira... — Hatırima bir şey'g Bir tehlike seziyorum. elmiyor. Bertaraf ediyorum. — Hüsnü Beyin karisına gi « deyim. — Hayır, — Peki oraya da gitmem, «6. kağa çıktp gezeceğim, Başım ağ- riyor. — Hayır. — Nasıl hayır? mi ediyorsun? — Büğün akşam üstü onunla râtidevün olduğunu di biliyö tum, Evvelâ senden O yazacâğın mektubu alsin. Bu kati bir emir- dir anlıyor musun. Bu dediğim olacak. Bugün sokağa çıkimiya - cakim.. Her halde fazla ileri git- mettiş olduğunu sanirım. Gülümsedi: — Kıskahiyorsun?., beni hâlâ seviyorsun? Cevâp vermedi. Karısını kolundan tuttu, oda » Orada telefonu Beni hapis Demek | sina götürdü. prizden çıkardı. Korkarim beni buraya ki. litliyeceksin... Gülümsiyordu. Kotasının bu kakançliğr hoşuna” “ gitniş gibi görünmesiydi. Fakat kapı ka - pandı. Selma kendini yatağa attı, ku- durmuş gibi yastıkları ısırmağa başladı. Öte tarafta kocasınm ayak sesleri düyulüyordu. Birden aklına Süheylâya 4es- lenmek geldi. Kızt çagırdı: — Sen benim bundan böyle en yakin arkadağımsın dedi. Ba- na büyük bir hizmet edeceksin. Amma Şefikin haberi olmiya - cak. çocuklarımın başıma yemin ederim ki, bu gene Şefikin iyi ği içindir. Sen akıllı kızsın. An - lıyor müsün. Bazı kötü diller, Şe- fika Faruk Beyi çekiştirmişler.. Beni zorladı, £ fena bir mektüp İ yazdırdı. O mektup giderse bil « mem ne olur. Faruk elbette kıza- caktır. Bu işi düzeltmeliyiz... Ev. den kimseye görünmeden çık, Al şu parayı, bir otomobile biti. cevabınr al Yüzüğüm mü? — Haydi, Zümrütlü yüzüğün.. İ anlamamazlıktar | gelme. — Iki taşı düşmüştü, kuyum- cuya bıraktım. - Bizim kuyumcuya mı? - Hayıt, başka birine, — Nerede? — Büyük caddede, < Yalan söyliyörsun. Yüzü - | müşler. Gr Ha, şimdi hatırladım. Sa - hi, ona vermiştim, 6 küyumcuya birakacaktı. Unutmuş olacak. — Neyse, geçelim. O adam ise mutfaklarında © bulaşıkçı - lıkla başlamış... İşin ayıbi yok - tür, yalnız işten namusla çıkmak şârtiyle.. Nasıl geçindiği malüm ||| | değil, İki hafif mahkümüyeti de var. Bü hüsusu görüşmek üzere gel. — Emredersiniz... — Teşekkür ederim. Öp beni bir kere, (Devamı var) 4 ENi KiTAPLAR İvan Turgeniet in Meşhur eseri İlkbahar SELLERİİ Çeviren Simü zade Süreyya İl Bu kitabı mutlaka alıp o- küyunuz. Bütün tanıdıklarını; za tavsiye edilecek | güzel bir eserdir. | Fiatı 78 kuruş Her kitapçıda vardır, Tevzi yeri: VAKIT Matbaası, IN cadd âile erkânını topliyayim mı?.

Bu sayıdan diğer sayfalar: