12 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

12 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gölün sıcaktan kavrulduğu bir Temmuz günü idi. Genç bolen Kemal Nadir, yakaladığı büyük bir kaçakçı kafilesini başçavuş idaresinde takıma gönderdik - ten sonra henüz yeni tayin edil - diği bu çöl mıntakasında dolaş. mak istedi. Macerayı sever bir çocuktu. Öyle isterdi ki, hayatının hemen her gününde acı veya tatlı fakat mutlaka bir yenilik olsun. Bunun için yüz lira maaşlı işini bırakıp altmış banknota gümrük kolcusu olustu, Hele D, cenup Kududuna ta. yini, omu sevinçten çıldırtmıştı. Gö- alabildiğine geniş ve pürüz- süz bir ovada önüne çıkacak bin bir macera ona şimdiden heyecan veriyor, ve bütün gece bu muhay- yel hayatım ruyasını yaşıyordu. D. ye geleli üç gün olmuştu. Bu üç gün içinde vazifeden baş alıp ta etrafını tetkik edecek u « fak bir fırsat bulmamıştı. .;,. ge © Atınrolanca hıziyle ileriye sürdü. Nereye ve ne için gider ol- duğunu kendisi de bilmiyordu. Yalnız, uçsuz bucaksız bir yer yüzünde rastlryacağı her hangi bir tesadüfün cazibesine mef - tun, gönlünde hırçın bir ihtiyaç - la durmadan ilerliyor, güneşin altmda, terliyen gözlerinin kir « piklerinde birikmiş tuzlu damla- larla mahiyetini seçemediği kı - zl bir seraba doğru muttasıl ve dinlemeden koşuyordu. Bir se - ap, bir serap daha ve bitip tü - iyen bu çöl algmlarmm ar- di sıra ilerliyen genç kolcu, kar- gida eli kalkık bir insan Kayali - yazmanm ince ve benekli kısmı. nı sağ gözüne siper etmiş, henüz on sekizinde bir çöl dilberiydi. "Atm dizgininden tuttu've de- le sorduğu suali eşitmemişti. O, şimdi bir hayalin hakikatinde i- radesini kaybetmiş, bütün vücu- dunu kaplıyan sıcak bir heyeca- nın ürpermeleri içinde kendin »- den geçmişti. Güneşin bir cehen- nem gibi yaktığı uçsuz bucaksız çölün ilerisinde, bir serap halin -- de üç dört çadırdan (başka ne canlı ne de cansız bir şey görün- miyordu. — Söylesene efendi, nereden geliyorsun? — Şeymun deresinden.. Genç kızım gözleri e yüzü sarardı. — Orada kimseyi düsdke mi? Kemal Nadir, atından indi ve hayvanın dizginlerini kızdan a - larak: — Birisini mi arıyorsun, de - di. — Sen kimsin? — Kolcuyum.. , Kızı Yazan: Ali Enver — Orada ne yaptın? — Kaçakçı tuttum. Genç kız, düşmemek için sen. deledi, İki sıcak damlayı kirpik. leri daha fazla tutamamıştı. — Niçin ağlıyorsun, kızım? Kesik, kesik ve ağlıyarak söy- lendi: — Tuttuklarm içinde Hasan da var mıydı? Vaziyeti anladı ve sordu: — Neyindi senin Hasan? — Nişanlım. Haftaya düğü - nümüz olacaktı. (Bana gelinlik almaya gitmişti. Vurulmuş... — Kimden duydun? Simsiyah gözleri biraz daha büyüdü. — Onu sen öldürdün... — Hayır yavrum, istersen gel seni Hasana götüreyim. — Doğru mu efendi? Hasan hakikten (o ölmemişti. Yalnız yaralanmıştı... Kızın acı- sma dayanamadı. Ona nişanlı » sını göstermek istedi. ... Genç kızı terkisine aldı ve ne yaptığının kendisi de farkında olmadan geldiği yollardan dön- miye başladı. Pusu yerine gel - mişlerdi. Sabahki müsademeden kalma kan damlaları toprağı kı- zıllaştırmış, oralara kan rengini vermişti. Bu esnada pantalonu - nün arka cebindeki tabancasına bir elin korka korka dokundu - ğunu duydu ve daha ne olduğu - nu düşünmemişti ki, tabancası - nın kılıfından çıkmasiyle ensesi- ne dayanması bir oldu. — Hasanı sen öldürdün! Başını çevirmek istedi. Fakat Arap kızın topraktaki kan ren- gini aynen iktibas eden kıpkızıl gözlerini görmiye vakit kalma - dan patlıyan bir silâh sesi kulak- larını tıkadı. Bu nankör çölde Kemalin sol alnından giren kur- şun, bir patlangaç kadar ses ver- meden boğuldu... Almanyada bir çok maddelerin fiyatları artmıştır Paris — Berlinden gelen haber- lere göre son haftalar içinde Al - manyada bir çok maddelerin, hu - susile zaruri ihtiyacı temin eden mevadın fiatları artmıştır. Bu yük- selme, bilhassa gündeliğine bir santim ilâve edilmiyen, işçi takı- mını müteessir etmektedir. M. Hit ler, beş para fazla kazanamıyan - larm, yaşamak için beş para fazla harcamalarına müsaade etmek is- temiyor. Bu sebeple Führer'de verilen bir karar üzerine bir iaşe dikta - törlüğü tesis edilmiştir. Bu işin ba- şma da, üç sene evel Brününg za - manmda ayni vazifeyi yapmış o - lan Dr. Goerdeler getirilmiştir. Diktatör yalnız gıda maddelerini değil her şeyin fiatın tetkik ede - cektir, Bunun için iptida tröstler- dan, sindikalardan, kartellerden başlamak lâzım geliyor. Naziler mali ve zirai siyasetle - rini de değiştirmeden M. Goerde- ler'in bu işi nasıl başaracağı me- —TAKViM— Pazartesi San » 12 9ci Teşr a İi3 201 Teşrin! 5 ŞABAN |6 SABAN Gân doğuşu 646 644 Gia batışı 148 i08 Sabah osman 6 6 Öğle namazı 11.59 11.58 İkindi namazı 1437 MAZ Akşam saman 16.45 1545 Yatsi osman 1493 18.83 | İmsak s4 3.20 Yılın geçeü günleri 314 a4 | Yılın kalan gönleri “ si T ma — İ RApyo | Bugün ISTANBUL: 12 Teşrinisani 1934 Pazartesi 18 — 18,30 Fransızca ders. 18,30 19,20 Plâk ile neşeli musiki. 19,20 — 19,30 Ajans haberleri 19,30 — 20 Garp musikisi Triyo. 20— 20,30 Se- lim Sırrı Bey tarafından konferans. 20,30 — 21,15 Plâk ile Macar havaları. 21,15 — 21,30 Ajans ve borsa haberle- ri. (Tango ve vals müsabakasınm"ne- ticesinin ilânı). 21,30 dan itibaren Bedriye Rasim Hanımın iştirakiyle radyo tango ve caz orkestrası, 823 Khz. BÜKREŞ 864 m. 13 - 15 Gündüz neşriynir, 18 hafif musiki, 10 haberler, 10,15 radyo orkeslene, 20 U- piversite, 20,20 mMAk, 2045 konferans, 21 Kuartet oda musikisi, 21,40 konferans, 21,55 tagnnnl, 22,20 kabara musikisi, (piük ie), | 2245 haberler. 193 Khz. VARŞOVA, 1345 m. 18 Taganmi, 18,25 munrtaba ,1820 plâk (piyano - keman matsikimi), 18,50 mmüsahaba, 10,15 kafi? musfki, 1045 çocuk 'seşriyatı, 21 piyano ile hafif musiki - muanhabe, 22 teganni konser, 2245 musahabe, (28,16 dans dersi, 24 musahabe, 24,05 dans müsli. kisi , 545 Kir. BUDABEŞTE, 550 m. 18,30 FUE konseri, 19 Almanca ders, 1930 Farkas çingene orkestrası, 20,30 musahabe, 2115 filharmenik arkastra konseri, 2830 haberler, 23,50 plâk, 24,0) Petris çingene or- kostram, $4i Khz, BERLİN, 357 m. Kudiklar Adas | m Yaren: Gerhard Hauptmann 12 em Allah vetgisi olarak eline ge- çirdiği küçük bikes kız, Mis Lau - rence'in saadetini teşkil ediyordu. O kıza Dagmar ismi takıldı. Mis Laurence o çocuğa Allah tarafın- dan verilmiş bir hediye nazariyle bakıyordu. Onun gözünde bikes çocuk semavi bir kız olduğundan Dagmar yerine ona Diodata ismini verdi. Bu çocuğu kendisine evlât edin- | mesi, vazife ve mes'uliyet için gösterdiği cesaret Mis Laurence” in ne kafada bir kadın olduğunu ispata kâfidir. Zaten bütün fe- lâket esnasında zekâ, kavrak, kor- | kusuzluk ve fedakârlık hususunda Mis Laurence hepsinin fevkinde | olduğunu çok defalar ispat etmiş- ü. Mis Laurence, Tavusun annesi Ritayı kollarına alarak ressam ha- nımın Uyuğuna taşığıdı saatten beri daima Tavus ve Rita ile meş- | gul oluyordu. Onun bu hususta | yaptığ hizmetleri Mis War bile | kıskanmadan tastik ediyordü. Hat tâ iki kadın arasinda Tavus hak- kında çıkan, ihtilâf dahi araların- daki iyi münasebeti bozamadr. Bu ihtilâf, kadınların hep bir arada banyo yapmalarına Tavusun da iştirak edip etmemesi meselesin- den çıktı, Mis War: —“ Hayır, Tavus kât'iyyen ka- dınlarla bir arada banyo yapa- 18 Hafif musiki, 19,05 spor, 1940 Frark furttan naklen Tadyo orkestrası, 20 aktünli- te, 20,20 Stokholm mfusikisi, 20,40 musaba- be, » haberler, 21,10 İtalyanca şarkılar, 71,30 Mikrofon bühsi, 22 dans havaları, 23 haber ler, 22,20 Bonatlar, 502 Küs. VİYANA, 807 m. 18,2) Mini Rus musikliai, 18,40 musahahe 19 şarkılar, 19,25 sanat hayatına dair, 10,45 musahabe — haberler, 20,35 program son- radan — söylenecek. (2115 Budapeşteden nakl), 23,30 haberler, 23.50 dana musikisi, 1 Sehrammel musikisi ISTANBUL: Eski Fransız Tiyatrosunda Bu gece sant 20 de İstanbul Belediyesi rakla bekleniyor. Her halde dik- tatörün vazifesini pek kolaylıkla yapamıyacağı anlaşılıyor. Çünkü bu fiat yükselmesinin asıl sebeb- lerinden birisi zirai siyasettir ki,- bunu değiştirmek lâzımdır, maz!,, Diyor ve bu fikrinden kendisi- | ne bas olan inatçılıkla, bir türlü | vazgeçmiyodu, Mis Laurence ise diyordu ki: — “Mis War, bu hareketinizle düşündüğünüz gayenin tamamiyle aksine vasıl olabilirsiniz. Çocuk umumi banyonun umumi bir eğ- İence olduğunu görüyor. Eğlence- den yalnız kendisinin mahrum edilişini bir hakaret telâkki eder. Tavus, simdiye kadar bir kaç defa yaptığı gibi bü”“sebepten. dolayr gene sizin yanınızdan kaçmağa. teşebbüs edecektir. Geçen gün ol- duğu gibi banyo yapan bütün ka- dınlar sizin aleyhinizde ve Tavus lehinde gene kıyam edeceklerdir. Siz arzunuzu yerine getirmekte de vam ettikçe, açık fikirli olan Ta- vus bu hareketinizin sebebini araş tırmağa başlıyacaktır. Hattâ araş- tırmağa başlamıştır bile! Oğlan bana sordu: Laurence, fena bir şey mi yaptım? Benim de hep be- raber banyo yapmama ceza olsun diye mi müsaade edilmiyor? Ne- den bir hapis mahkümu gibi dai- ma Mis War'ın nezareti altında banyo yapmağa mecbur tutuluyo- rum?,, Mis War cevap verdi: “Bana sorduğu zaman kendisine niçin mi?... Onun için!....,, Cevabını ve riyorum. Zannedersem bu kâfi- dir. “Bunun kâfi geleceğini zan- seliiiniz. çok yanılıyorsunuz. Tavusun kendisine mahsus ve bir dereceye kadar olgun fikirlere sa- hip olduğunu gördükçe hayret e- diyorum, Zannedersem Tavus ba- zı fikirlerini sizden saklıyor. O si- zin ona karşı yaptığınız muamele- nin hakiki sebebini meydana çr- karmadan rahat etmiyecektir. Bu | hakikati meydana çıkarmca da iffetini muhafaza etm bil olamıyacaktır. muhafazası lâzımdır” Fakat Mis War bi lemiyor ve diyordu yiz —“Ne olursa olsun. H de vaz'femi yapmı$ var; Reis Hanım dahi gi, e, beyhude müdahale © Mis War hakkında d” Eker, — “ Bu kadın bir” alı yahut bir tekeye beğ d natçı!,, . “iy Akıllı ve tecrübeli lan reis hanım al : nde En ve kaideler aleyhi in kir beslemiyordu. bir hassaların haiz olâ cd, tahdit edilmesine 1 bd Reis hanım vE ” rıştırılmadıkça dini ; aleyhtar eyer ay nun için ilâhi vasıfla””. ya katların fevkinde varsa o da safiyeti ettirilen ahlâk siste lan âdi bir izdiva€ memiş olmasıydı. Ressam hanımı €94 Rita ile Tavus idi. *7 satta ona koşuyor *9 nun yanında 1 hanım ondan hoşler* ima meşgul ve çabuf”/ mağını, ilâhi ve h nı seviyordu. Reis müstehzi bir hazır © yal olduğundan umumiyetle sevil “Kendisinden ürkü 5 BD mevkiine hiç bir ki miyordu. Çünkü h lerinde her hangi P£ pılarak söz söylese Pek, amelelerinde her Y”j bir adalet fikri güc ZA. zedelerin refah hali rulmadan sarfestiğ! e gayret bir tarafa yalnız bu âdiline > ei layı ondan daha iy! sait bir reis buka dı. TİR Bu Ül 2 K yıp İN ! Dünyanm herti gibi kadınlar münei ci ay, ikinci ay, vd p düncü ay takip et” cr ay da sonuna erdi Bu aralık, Mi* fından tahmin edi Tavusun annesini” yl. gelip çattı. Rita sof e da tamamile 4 san gibi yaşamış huzuru, sesi, YAT bir pusesi on E a dırıyor gibi ol ii nu yaklaşınca Ilık müşahede ler, bu halini iy” Yaşamak, mubi ümit beslemek nır gibi oldu. Fakat dokto” Mis er doğru husu vüyük hakiki mai danmadılar. Bilbeti atlerce göz Y99 p du. p z

Bu sayıdan diğer sayfalar: