1 Temmuz 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 17

1 Temmuz 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Etraf göz ı dumanı 1 içerisin. * Çeviren ; Emine Ortaç * den bir duvar saatinin kısık sesi saat İli vurduğu işidiliyordu. Mütefekkir kafalı ihtiyar adam söze başladı: — “İşte, dedi, her sene Boule'nin ha- zırlandığı saat bu idi dostum!l, Bunları söylerken sesi a ve titrek idi. Öteki cevap ver “Evet şu saattil, Bu ses, kumanda ettiği zamanlardaki ahengini daha kaybetmemişti. Diğeri sözüne devam etti! “Onsuz hayatın bu kadar yaslı olacağını hiç tahmin etmemiştim P. Ev sahibi başıyle bunu tasdik eder gibi bir işaret yaptı, ve ağzındaki yeme- #i çiğnemesine devam — bize 44 sene yılbaşı Boule'si- ni hazırlamıştı.” btiyar asker «evet! dedi, tamam G6 zamandanberi Berlinde oturuyoruz ve sen de o tarihten beri evimize geliyor. sünl» Arkadaşı cevap verdi: «Geçen sene bu gece de hep bir arada idik ve neka- dar mes'ut idik. O, karşıdaki koltukta i n bu gece bitmesi İâzim olan yün yeleğini örmekle meş. güldü. Saat 12 de Boule'mizi içtik, vw kaydaızça ölümden bahsettik. İki ay sor» ra hakikaten bu bahsettiğimiz ölüm yo- luna onu gönderdik. Biliyorsun ben (Fikrin ebediyeti ) hakkında bir kitap yazmıştım; sen bunu biçbir zaman sev» memiştin. Ben de artık karın öldükten sonra, bu eserimi beğenmiyorum. Dünya nazariyelerinin gözümde kıymetleri kal- Ölen kadının kocası ilâve etti: “Evet; karım çek vefakör bir eş idi. Bana daima çok iyi baktı. Sabah saat beşte vizifeme gitmeden evvel o da yatağın» dan kalkar, ve herşeyi kendi elile has zırlardı, Mamafib kendisine mahsus ku surları da yok değildi. Meselâ seninle uzun uzadıya felesofi bahislerine gitiş- Öteki mırıldandı: «Ama sen de onu hiç bir zaman anlamamıştın!.» Bunu söy» lerken ağzının iki kıvrımı gizli bir iğ- birarla titredi. Fakat arkadaşının üze- rine dikili olan nazarları munis ve me- Yus idi. Sanki ruhunda gizli bir aza; osaklıyordu. Bir müddet sustuktan sonra söze başladı: «Fransual sana ben birşey anlatmak istiyorum: öyle bir şey ki senelerdenberi bunu sana söylemek için kendimle mü» cadele ediyo-um.. ve artık mezara kadar beraber götürmek istemiyorum.» Ey sahibi uzun ağızlığına bir sigara koyduktan sonra: «Haydi bakalım anlat dinleyelim" dedi. «Pransual bir vakitler karınla benim aramda bir hadise geçmişti Ww Ev sahibi ağızlığını tekrar yere bis raktı ve arkadaşına hayretle baktı: «Rica ederim doktor böyle şakalar etmel» «Hakikattır... bunu ciddi olarak. söy» lâyorum, Âl seneden fazla bir zaman» danberidir ki bu sırrı saklıyorum. Fakat artık seninle anlaşmak zamanı gelmiştir.» Eski asker öfkelenerek haykırdı: —“Ne demek istiyorsun? Merhume- nin bana ihanet ettiğini mi kasdediyor- sun Aile dostu mahzun ve munis bir güz lâmseyişle cevap verdi : —“ Böyle birşeyi ER bile utan Fransua | Hayır, senin karın bir melek kadar temiz idi. Beni dinle şimdi: 43 sene eyvel sen, bir yüzbaşı olarak Ber- line gönderilmiştin. Ben de üniversitede doçentlik ediyordum. O zaman sen nes kadar çapkın ve haşarı bir insandın ha“ tırlıyorsun değil mi? , Ev sahibi titrek, ihtiyar elini, bıyık» larının uclarını kıvırmak için ağzına gös türdü ve —aHlakkın var arkadaş öyle idim? de- di. —«O vakitler Berlinde büyük siyah gözlü ve küçük beyaz dişli gayet güzel bir aktris vardı. Biliyorsu değil mi?» İbtiyar asker maceralardan lüzumun- dan fazla solmuş dudaklarında yorgun bir gülümseyişle cevap verdi: — «Evet hatırlıyorum ! İsmide Bi- yanka idi. Onun o küçük ve beyaz diş lerile nekadar iyi ısırdığını tasavvur edes mezsin)? et Fransual sen karını bu kas dınla aldatıyordun; o da bunu hissedi- yordu. Fakat bu elemini kimseye söy. lemiyor ve yalnızca herşeye katlanıyor du. Sen bunu anlamiıyordun. Halbuki ben bunu biliyordum. Karın, annem öl- dükten sonra benim yakından tanıdığım ilk kadındı. ©, parlak bir yıldız gibi benim hayatıma girmiş, parlak bir yıldız gibi ben onu yükseklerde görüyordum. Bir defa, bütün cesaretimi toplıyarak, kendisine neden kederli durduğunu sor dum. Gülümsedi, ve birkaç ay evvel dünyaya getirdiği yavrudan dolayı his- settiği yorgunluğu yenemediğini söyledi. şle yine bu günkü gibi 43 sene ev- vel de bir yılbaşı gecesi idi. Her za man olduğu gibi o gece de, aksam saat Bide bermutat size gelmiştim. Karın koltukta oturmuş küçük yavrusu için bir ceket örüyor; ben de ona kitap oku- yarak senin eve gelmeni bekliyorduk. Saatler biribiri ardı sıra geçiyorlar, sen gelmiyordun. Onun, gitgide sükünunu kaybettiğini ve birdenbire titrediğini gördüm. Ben de beraber titredim. Ses nin nerede olduğunu biliyor; ve saat İİ nin yaklaştığını o kadının kolları a- a nihayet vermiştik. Müthiş bir ses» sizlik içinde bekliyorduk. O vakit, onun güzel kirpikleri arasindan bir damla ya» şın kurtularak işi üzerine düştüğünü gördüm. İlemen yerimden fırladım ve seni arayıp bulmak için dışarıya çıkmak edim. Seni zorla o kadının yanından el için kendimde her cesareti bulu» yordum. Fakat, ayni dakikada o da yes rinden fırladı.. şu, şimdi benim oturdu. güm yerden kalktı bana: — Nereye gitmek istiyorsunuz? dedi, Yüzünde müthiş bir korkunun ifa- desi vardı. Ona: — Eransuayı aramağa! dedim. O vakit haykırdı ve hıçkırarak: — Allâh aşkına bari siz benim ya» nımda kalınız, siz beni yalnız bırakma» yınız?!.. dedi ve boynuma sarıldı. Uzun ve ince ellerini omuzuma koydu. Yaş» larla ıslarımış yüzünü göğsümde sakladı. Bütün vücudum titriyordu. Bu sıcak ve canlı kadın vücudu beni dehşetli heyecana getirmişti. Fakat, kendi ken» dime bökim oldum. Onu teselli ettim; zaten benden istediği de teselli değil mi idi? Biraz sonra sen miştin.. sen, benim şaşkınlığımın farkına varmadın. Senin de yanakların yaniyor, ve gözle rinde aşkın çıldırtıcı bir saatinin bütün yorgunluğu belli oluyordu. ak, işte o geceden sonra kendimde, beni ürkütecek kadar büyük bir tahaw- vül oldu. Ünün yumuşak kollarını boys numda hissettikten, ve saçlarının güzel kokusunu içime sindirdikten sonra, gökteki yıldırım yere düşmüş.. ve onun yerinde, ihtiras dolu bakışlarım ile şim di, güzel ve aşk teneffüs eden bir ka dın görüyordum, Kendi kendime' çok kızıyor ve lânet ediyordum. Kendimi, dostuma karşı riyakârlik ve ihanetle it ham ediyordum. Vicdanımdaki bu azap» tan biraz: olsun kurtulmak için, seni sevdiğin kadından ayırmağa çalıştım; bir az servetim vardı. Metresin, ona teklif ettiğim paraya razı oldu ve... İhtiyar dostu, hayretler içinde arka- yn en kesti ; . demek ki o zaman Biyan- ka'nın e kırılmış ve yıkılmış bir kalple terke mecbur olacağını bildiren alar ya yazdırmağa, sen sebep ol- muştun:.. ( Arkası 23 üncü sayfada ) 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: