15 Temmuz 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 21

15 Temmuz 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'n davet edi: maçlar yapı ında basket ilmiştir. Taksim stad: şine tesadül i €râsim eketleri takip unanistandan nizcilik löka. r gardenpar: sralayları ve ık vaterpolo r Zaman p Oluyor ok defa bir rmekle niha- Salatasarayla amıştı? hâdise teşkil uzun, günler üğü başla! i- işin içinden ine bir şam msiz bir dü ampiyonanin nerbahçe ile stadında s£ inan düdük büyük avan- ıtasarayın mi ırda insanın düşenin dos- rayın da hiç hçe maçında «benim dü- dükle alâka- — seyirci" e mühim m çalar k el dü. Çavuşoğlu 739 Gün İstirahatten Sonra Dünya Şampiyonluğu İçin Şikağoda Bir Boks Maçı Şikago'da dünyanın en büyük spor ha- reketlerinden biri olan zenci Coe Luizile Amerikalı dünya ağır sıklet şampiyonu Broddok arasındaki gürültülü boks maçı yapıldı. Biri dünya şampiyonluğunu muhafaza etmek, diğeri bu şampiyonluğu elde etmek için çarpışan iki boksörün yaptıkları maç ,000 kişi önünde sekiz ravund kanlı bir mücadeleden sonra renci boksörün gale- besile sona erdi.. 1914 senesinde boks ringlerinin siyah ve vahşi kaplanı namile dünyayı kasıp ka- vuran boksörü, Zenci Cak Cansonun bu müsabakadan evvel maçın galibini Brod- dok olarak göstermesi, bütün nazarları bu boksör üzerine çekmişti. 1922 Nevyorkta Fransız boksörü meş- hur Karpantier ile yaptığı maçtan sonra cihanşumül bir şöhret kazanmış olan Ame- rikalı Jak Dempsey'de tuhaf bir tesadüf eseri olacak, o da maçın galibi olarak Brod- dok'dan bahsetmişti. Bu eski kurtların fikirlerini bir tarafa bırakacak olursak; nazarlarımız geçen se- ne zenci boksörle karşılaşan Alman'ların en büyük boksörü Şimelingin bu maç hak- kindaki düşüncelerini tetkik edelim Zenci boksörle cidden çok çetin bir döğüş yapmış olan Alman boksörü: «Coe Lüiz bu maçı Nakavut ile kazanacaktır” demişti... Nitekim müsabakanın .birinci devresini hâkim bir döğüşle bitiren Broddok, ikinci devreden sonra Zencinin müthiş yumruk- lsri altında bunalmış, tam sekiz devre bir kan döğüşü şeklinde devam eden maçın sekizinci ravundunda Amerikalı boksör, bir külçe halinde galip gelmek ümidile çıktığı ringe yıkıldı, kaldı. Sekiz ravund göğüs mücadele edilmek suretile devam eden maçı büyük bir sükü- ne 5 idare eden hakem bir; üç, beş, sekiz, iyi arken sonlara doğru sesi ha İSE; ii Broddok değil en, onbin soysalar yerinden bile kıpırdamağa niyyeti yok bir vaziyette sırt üstü yerde kaldı. © saniyeden sonra Broddok dün- ya şampiyonu değildi. Sporu Nasıl Görüyor ve Nasıl Yapıyoruz!.. Yeryüzünde Oumumiyetle yapılan sporlardan memleketimizde tatbik edi- lenler, en sathi görüşle birden bir muka- yeseden geçirilince, bir kısmının diğer- İeri yanında devede kulak mesabesinde kaldığını farketmek güç birşey değildir. Diğer medeni memleketlerde genç- liği hemen hemen mütesaviyen taksim eden bu sporların, neden bir tanesi Türk gençliği üzerinden aslan payını alıyor da, diğerleri spor telâkkilerinin çerçe- vesi içine bile giremiyorlar ? neticeyi tevlit eden sebepleri, ya- ni telâkkileri halkımızın derin ve karı: şık hâleti ruhiyesi içinden teker teker çekip çıkarmak pek te kolay birşey olmasa gerektir. Memlekette en çok rağbet gören spor, şüphesizdir ki futboldür. Anado- lunun bazı yerlerinde futbol için e oyunu var) denildiğini bile gördük Bütün gençlik kendini bu spora al fettiği halde, komşu memleketlere tefev- vuk edemiyoruz. O memleketler ki nu: fusları bizden fazla olmamakla beraber, diğer sporlara da futbol kadar.. hattâ ba- zıları futbolden fazla ehemmiyet atfet- mektedirler. Futbolde ilerliyemiyoruz, çünkü bunu bir spor olarak değil, bir oyun olarak yapıyoruz. Futbol gibi bir takım B SHOENRN yani gösteren bir sporu, spor gibi yapmadık: tan sonra atletizm, yüzme, yahut kürek ibi ölçü ve rakiple yapılan sporlara gençlik, tabiidir ki rağbet vermiyor. Bir de hasta tabir edilen öyle müfrit fut- bol meraklıları vardır ki, taraftarı olduk- ları kulübün bilmem kaçıncı takımında oynıyan on beş yaşlarında bir çocuğun âdeta tercümei halini bilirler. Bu, böyle iken yani gençlik tabii bir ihtiyaç ola- rak hissettiği gösteriş ve meşhur ol- mağı üçüncü takımda oynıyarak bulur: ken, tabiatile diğer ferdi sporların kıy- metine bigâne kalıyor. Atletizm yapıp üç dört sene sonra iyi bir derece elde etmeyi birkaç aylık antrenmandan son- ra kulübün futbol B takımında oyna- mağa tercih edemiyor. Bir koşuda ge- çildiği takdirde halkın, ona takıldı de- mesinden korkuyor. asıl bir sporu yapacak adam bulabilmemiz için evvelâ onu seyrede- bilecek kütle yetiştirmemiz lâzımdır Ancak o vakit herkes rahatça istediği sporu yapmağa cesaret edebilecektir. Halkevlerinde çalışanlar arasına spor- dan lâyikiyle anlıyan münevverlerin de idhal edildiğini gördüğümüz vakit, ka- namakta olan bir yaranın tedavisine başlandığını müşahede edip sevineceğiz. Buraya, ile ilk nazarda elen rimizi yaz . sp telâkkileri elinde daha derin tetkik. ler yapmak zamanı artık gelmiştir. Bu- nu da son seneler hummalı bir faaliyet- le çalışan teşkilâttan bekliyoruz. Atlet : Furuzan Gençlerbirliği İstanbulda iyi oyunlar yaptı M“ Küme maçlarının deplâsman oyunlarının sonunu Galatasay ve Güneş takımları Ankaranın sayılı ta- kımlarından biri olan Gençlerbirliğiyle oynadılar. Ankarada da futbolu en iyi şekilde oynıyan Gençlerbirliği, Güneşle yaptığı maçı berabere, Galatasarayla olan oyununu da 20 mağlüp olarak bi- tirdi. İstüste iki muhtelif maç yapmak mecburiyetinde olan Gençlerbirliği ta- kımı, gerek Ankarada ve gerekse İs- tanbulda yaptığı oyunlarda gösterdiği yüksek kabiliyetle hiçbir vakit ihmal edilmiyecek bir kuvvet olduğunu bir kere daha ispat etmiş oldu Güneş maçındaki yüksek oyunu es- nasında ilk devreyi galip bitiren Genç- bere e dü Rüzgâr altında ikinci devreye baş- lıyan Gençler, bu devrede daha güzel oynamağa başlamış, oyunun gidişi büs- bütün Güneş aleyhine dönmüştü. Genç: ler, ikinci golü yaparak galip vaziyete geçtiler. Futbolun, en önüne geçilmez bir ce- zası olan penaltı, iki takımı yine bera- bere bir neticeye bağladı. n bu hizla giderken Gençler- birliğinin soliçi Niyazi, ender görülür bir v üçüncü golü yaptı. oyunun bitmesine üç beş da. kika var, kolay kolay bu netice deği mez Gençlerbirliği kalecisinin belki de büyük bir emniyet re açıkta e topa çıkması yeni bir tehlike yapt Kaleci ii tutamadı. Kale de bom- boş kalm şte bi görünür görünmez kaza bir gole maloldu. Boş kalan kaleye giden topu üçün- cü defa başlangıç yerine getiren Genç- lerbirliği, galip olduğu oyundan 3-3 be- ri ayrıldı.. i Kümenin en başında bir yer- de balam ekil mini Gençler ile yaptığı m rahat bir oyunla olma- makla birer 2-0 galip olarak bitirdi. orgun bir halde 3-2 ga- lip gelen Galatasaray, İstanbuldaki maçı daha kolay kazanacak zannedildi ama, galibiyet zannedildiği kadar kolay ol- madı, Memlekette pekaz takıma nasip olan ve cidden ii bir oyun gösteren r teker kıymetli o- yunculara malik imami beraber, toplu bir halde mükemmel futbol oy- IF. Gençlerbirliği, İstanbulda yaptığı iki oyunda da iyi tesirler bırakmış bir ta- kımdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: