1 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

1 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Futbol maçı! — — ** Güzel, az serin bir yaz günü idi.. Nihayet hanım, her sabah olduğu gibi 0 sabahta erkenden karyolasından kalkmış, banyo- sunu almış, duş yapmış ve açık hava idmanlarına, ekzersislerine başlamak üzere bahçeye inmişti.. Bahçenin tarhları — arasında. kumlu yollarda kısa koşu ve ma- nia atlama tecrübelesi yapıyor, ip atlıyor, tırmanıyor ve raket sallıyordu.. Hep beraber müsa- bakalar, Jimnastik hareketleri ve tenis eksersizleri yaptıkları genç kızlar henüz hazırlanmamış, gelmemişlerdi.. Nihal, sıçrama, atlama hareketlerini bitirdi.. Bir Aki tenis hareketi yaptı,. Raket ile koştu.. Arkadaşlarının gelme- diklerini görünce; kendi kendine: —Tembeller!.. Diye söylendi.. Sonra geniş bir akasya ağacının gölgesi altındaki banga çekilip bir az dinlendi.. Tam bu sırada şabboyların, şakayıkların ve çıtlerin arasın- dan, yolun ince kumlarını çıtır- datan bir ses işitti.. Dakika geç- meden, arkadan uzanan iki el gözlerini hafifçe kapatmış ve sıkmıştı.. Nihal, bir — taraftan manikürlü ince parmakları ile gözlerini kapayan elleri tırnak- larını batırıp sinirli ve hırçın örseliyerek çekmeğe, açmağa uğraşıyor.. Bir taraftanda: — Ay!.. — Anyy!.. — Kim olduğunu anladım! — sıkiyorsün ! . . Diye söyleniyordu . . Nihalin gözlerini örten, onun kesik ve parlak saçlı altın başı- nı hafifçe sıkan şakacı eller çö- zülüp açıldı . . Genç kız. birden başını çevirdi . . Arkasına dön- dü .. Va sevinçle yerinden sıç- radı .. Ayağa kalktı.. Gözlerini kapayan, şakacı erkek, onun kalbine hâkim olan genç jimnas- tik hocası doktor Neecmi idi. . . Necmi ile şen ve yaramaz talebesi, — çiçek — kokan yeşil- liklerin Üüzerine —sarkan, saç- larını okşayan hanim - elleri, salkım ve akasyaların dalları altında dolaştılar.. Gezdiler.. Necmi, genç kızın ellerini sıktı.. Nihal hocasının gözlerinin içine baktı. İki genç kalplerinde- ki tatlı hissi daha kuvvetli, daha derinden, yakından duyar gibi oldular, Niçin ve neden kendi- lerini âldatıyor. Aldanıyorlardı.? Yalana, yalan söylemeğe ne lüzüm vardı, Birbirlerini sevi- yor, ve birbirlerini sevdiklerini biliyorlardı. ; Bu aşk gizli kaldıkça git gide bir sızı, bir istirap halini aliyor- du.. Bu hissi ikisi de anliyor ve duyuyorlardı.. Necmi artık son karan ver- di.. Daha fazla susmağa. töyle- memeğe imkân bulamadı.. Nihal, artık son kararı verdi. Daha fazla susmağa, söylememeğe imkân bulamadı.. Neden yalan söyleyecek ve niçin kendilerini aldatacaklardı.. Genç doktor, Niha- le baktı.. Gözleri, birbirinin gözlerinin içinde — anlaştılmaz Yazan : Hasan İlhami halledilmez. —manalar — ve if- adeler ariyor gibi idi.. - Bir birinin gözleri içine siniyor.. Kayboliyorlardı., Necmi, genç kızın saçlarını okşadı; — Seni seviyorum — Nihal! dedi. biliyorum ki sen de aynı hissti duyuyorsun.. Gözlerin aynı hissi ifade ediyor.. Sporcu genç kız. başını doktorun göğsüne yaz- ladı ve; — Yalan söylemiyelim Nec- mi! |dedi.. Kendimizi aldatmi- yalım.. -Seviyor ve seviliyoruz... sarmaşık ve — yaseminler — ile sarılı kameriyesinde bir banga oturmuşlardı. Köşkün alt kat pancurlarından biri açıldı.. Ve Nihal'in annesi Samiye hanım efendinin telaşlı sesi duyuldu.. O, şen, mültefit bir davetle: — İçeri geliniz çocuklar! Ça- yınızın renği bozulacak!... Diyor- du.. İki sporcu, aile sofrasında sa- bah çayını almak için kumlu yol- dan yürürlerken, bahçe parmak- lıklarının önünden — sokaktan istasyona doğru giden çevik bir gencin geçtiğini gördüler.. ** Bu maruf maçlar kıralı, rekor kırma şampiyonu Top-atan Bey idi.. Nihal ile Necmi'nin kol kola köşke yürüdüklerini gördü.. Ve ince, yazlık şapkasını çıka- rıp evvela hürmetle genç kızı, sonra da Necmi'yi selamladı.. Bu “Bozkurt, federasyonunun tertip ettiği büyük maçta, takı- mına'“herkülün kupası,nı kazan- dıran sporcu idi.. Nihal ile Necmi artık evle- neceklerdi.. Genç kizin ba- basile annesi ve doktorun ailesi onlara eşlerini, hayat ve saadat arkadaşlarını — intihap için tam hüriyet, istiklâl ve serbesti ver- miş; (fikirlerine, arzularına ve gönüllerine tahakümden, tesir yapmaktan — cekinmiş, serbest birakmışlardı.. Nihal kocasını samimi bir muhabbetle, ,içten, kalpten duyulan bir aşk ile se- viyor.. aynı zamanda her sabah eksersizlerde — mütekabilen ve bürmetle selamlaştıkları Kâniyi, stadyomların meşhur genç oyun- cusnnun — muvaffakiyetlerini de unutmiyordu.. Alâkadar olabiliyordu. Ken- disi ona karşı kalbinde aşk hissi duymadığı halde, Kâninin ken disini belki doktordan daha kuv- vetli ve içten duyuşlu bir aşkla sevdiğini biliyordu.. Genç kız, bunu kadın zekâsı ile çoktan ve çok yakından keşfetmiş, onun gizli bir aşkı olduğunu ve spo- run iradesi ile bu kuvvetli aşkı ezip mağlüp etmeğe çalıştığını anlamıştı.. O, Necmi'nin aynı zamanda da Kâni'nin — bu temiz heyecanlarını; — benlikle- rinin, kalplerinin mahremiyeti içinde esir ederek sakladıkları, gizledikleri asıl hissi incitmekten korktu . . O hissin gurürünü ve sâfiye- tini hırpalayıp örselemekten çe- kindi . . Ve başını elleri arasına alıp, muhayyelesini zorlayıp bü- YARIN Poliste SEREL AA Na İki hırsızlık Beyazıtta nalbur Vasilin evi- l ne ahahtar üydürmak — süretilo| hırsız girmiş, 700 Hira, 2 yüzük 2 altın zarf i cep saatı çalmıştır. Bir arabacının bu hırsızlığı yap- tığı zannedilmektedir. Gene dün kara gümrükte tütüncu Osman efendinin — dük- kân kilidi açılarak hırsız girmiş, 200 liralık sigara ve tütün çal- mıştır. Hırsızın kim olduğu belli değildir. Bir genç boguldu Evvel ki gün Bakır köyünde denize giren bir genç: boğulmuş- tur. Yapılan tahkikat üzerine bu gencin şişllde sobaci yaninin çırağı Dimitri olduğu ve gezmek için Ba- kırköye gittiği anlaşılmıştır. Yumrukla yaraladı Kadıköyünde Muzaffer is- minde biri; dükkân sahiplerin- den Aşır efendiyi yumrukla sağ kaşının üz?rinden yaralamıştır. Kavganın sebebi meçhuldür. Kazalar 1914 mumaralı yük arabası; Unkapanından geçerken, Rama- zan isminde 9 Yaşında bir çocu- ğu ayağından çiğnemiştir. Çocuk Etfal hastanesine yatırılmış.ara- bacı Abdülhamit tutulmuştur. 716 numaralı otomobil de Bü- yükderede Kıpti Hayriyeye çarp- mış, yaralanmasına şebep olmuş- tur. Otomobilin şöförü kaçınıştır. Soyarken yakalandı Dün Galatada oturan tütün amelesinden Fatma H, perşenbe pazarından — geçerken — seyyar satıcı Nesim yanına sokulmuş cebinden parasını çalarken cür- mü meşhut halinde Yakalanmış- tır. Bir pandatif çalındı Dün gece Topanede kadirler yokuşunda Hiristo apartımanının B3cü katında oturan muallin yüz- başı Ferit beyin dairesine hırsız girmiş 100 liralık bir pandatif ve bazı eşya çalmıştır. NOĞ Giden kadıdan ne isti- yordu Galatada kafesci #okağında oturan Hidayet hanım dün evine giderken Galatalı sabıkalı Mu> hittin üzerine hücum — etmiş ve kadını elinden çakı ile ya- ralamışlır. Bir eskici kayboldu Beyoğlunda Lala sokağında 65 yaşlarında eskici Miğirdiç beş gün evel evinden çıkmit bir daha avdet etmemiştir. Mığırdıçın bir. kazaya — kur- ban olması ihtimaline — Mebni ailesinin müracaatı üzerine za- bıtaca taharriye başlanılmıştır. tün bir gece, sabaha kadar dü ündü . , Ne yapmalı.? Bu muadeleyi, bu muammayı nasıl halletmeli idi . , Necmiden .ynlııııııdı O Çünkü o, hayatının güneşi idi .. Onu seviyordu . . Kâniyi de nasıl reddede bilirdi . - Bu sam- piyon gencin de kendisini; Çok kuvvetli, samimi, büyük, temiz bir aşkla sevdiğini biliyordu. Onu reddetmek, onu - incit- mek, kırmak olacaktı.. Nihal bu kaba hareketi nasıl terviçeder, nasıl kabalaşır ve hamlaşabilirdi? Genç kız bütün bir gece dü- şündükten sonra nihayet son, kat'i, müsbet bir fikir buldu. Ve kararını verdi. Bu karar ne idi? 1 Haziran , cinayeti Müddei intihar e- den şahidi sıkıştır- mış mı ? Urla da hâkim İhsan Ziya Beyin katillerinin muhakemesi pek şayanı dikkat safhalar gös- Bterdiği malümdüur. İzmir gazete- Üleri son safha hakkında şu malü- matı vermektedirler : İhsan Ziya beyin katli hadi- sesinde şahit sıfatiyle ismi geçen ve adliye dairesinden kendisini aşağıya atarak vefat eden Ferhat efendinin âilesinden bir zatın dün müddei umumiliğe müracaatla, Ferhat efendinin gördüğü tazyik neticesi İzmire geldiğini ve yeni tazyik ve tesirin tahtında intihar ettiğini iddia ettiği hakkında bir şayıa çıkmıştır. Müddei umumi Hidayet B. bu şayıanın sıhhatini tahkike giden muharririmize şu izahatı vermiş- tir : — “ Böyle bir müracaat müddel umumiliğe henüz vaki olmamıştır. Fakat biz tahkikat yapıyoruz. Ferhat efendi Urlada meçhul bazı şahıslardan tazyik görmüştür ve gördüğü tazyik ne- ticesi İzmire gelmiş ve müddei umumiliğe ifadesinl vermek üzre müracaatta — bulunmuştur. Biz tazyik edenler hakkında tahki- kat yapıyoruz. Tahkikatımız ne- ticesinde —mes'uliyet — ğörürsek bittabi haklarında takibat yapı- lacaktır. Katil nediyor Zeynel zade Hüseyin dün Üçüncü istintak hakimliğine ge- tirilerek ifadesine müracaat edil- miştir. Mumaileyh, muhakeme- nin ilk celserinde bir zabıta memuruna : — * Yalan söyliyor. Tahkika- ta gelen bir memur, hakkında tahkikat yaptığı adamla karşıya oturup rakı içmez, şeklinde ta- arruzda bulunduğu için hakkın- da dava ikame edilmiştir. Hüseyin beyin, Urla kayma- kamı Talât bey ve rufakası ta- rafından — verilen 1000 liralık Tüşvet mes'elesi için de ifadesine Müracaat edilmiştir. —— seriteaece Nevyorkta 5,600,000 kişi varmış ! Son günlerde intişar eden en hakiki istatistiklere nazaran Nev- York şehrinde 5,600,000 nüfus vardır. Bunlardan 2 milyonu ec- nebidir. Bu ecnebiler arasında Romadakinden ziyade İtalyan ve Biremendekindea fazla Alaman bulunmaktadır. Dünyadaki Yahudi unsurunun onda biri Nevyorkta sakindir. Nevyorkta telefon hatlarının tulü Londra, Paris, Berlin, Leningrat Ve Roma telefon hatlarının mec- Muundan fazladır. Nevyorkta tiyatrolarla sinemaların adedi 2 ziyadedir ve dünyanın bütün mezheplerine ait 1500 ki- lise vardır. Hergün şehre gelip giden yol- €u Mıktarı 300,000 kadardır. On üç dakikada bir izdivaç ve altı dakikada bir veladet tescil edilmektedir. Ş Sui istima Manisada 3 muha- sebei hususiyede 14000 lira! Son posta ile gelen İzmirde münteşir Anadolu refikimiz YA zıyor; Manisa vilâyeti dahilindeki bazı kazaların Muhasebei husür siye dairelerinde ahiren yapılâP tahkikat ve tahkikattan - sonrâ mühim ve hayrete şayan sui $ timaller meydana ç'karılmıştır. Akhisar muhasebei Hususiye” — sinde sekiz bin, kazaba muha” sebei hususiyesinde de — üçbif liralık — sul istimaller — yapıldıği anlaşılmış, Eşme kasası muha" sebei hususiyesindede üç bi liralık bir sul istimal tahakkuk ettiğine dair Manisada kuvvetli şayıalar deveran etmeğe başlâ* mıştır. Manisa vilâyeti - dahilindeki üç kaza muhasebei hususiyesindt tahakkuk eden bu rezaletlerdet sonra, Akhisar muhasebet hu susiye memurile dört tahsildari ve Kasaba muhasebei hususiyt memurilede iki taasildarı tevkif edilmişlerdir. Bu suiistimal üzerine etek- leri tutuşan Manisa muhasebel hususiye müdürü şimdi bu üç kazanın hesaplarını ve — yapılan sui istimalleri tetkik etmektedir: Bakalım daha neler meydana çıkacaktır? Çok mühim gördüğumüz şu noktayı da zikretmek isteriz. Sui istimale cür'et edenlerin tecziyesi mevzubahs — olurken, ihmal ve dikkatsizlikleri sebebile sui istimallerin vukuuna sebebi- yet viren, kontrol vazifelerini ipe seren müdiranada sualler sorulmalıdır. Hububat temiz bir surette ihraçedilecek İzmir ticaret odasında hububa- tımız hakkında uzun müzakere- lerden sonra şu maddeler karar- . laştırılmıştır. 1 — İzmir Ticaret ve Zehire Borsasında 1930 senesinden iti- baren Arpa ve saire hububat analizle satılacaktir. Arpada a- zami yözde 3 buğdayda yüzde 3 ve baklada yüzde 4 ecnebi mad- delerin mevcudiyeti kabul edi- lebilir. 2 — Umumi harptan evvel olduğu gibi bundan sonra da arpa ve buğday ihraç eden ta- cirlerin kalbur ile — temizleme teşkilâtını vücuda getirerek ha- VA D | n rice temizlenmemiş mal gönderme — meleri lâzımdır. — Bu kararın İzmir Borsa Komiserliği vasıtasile mintıka borsasında tebliği: Şehrimiz Ticaret Odası tara” fından iktisadi mıntıka odala* rına ve ihracat tacirlerine gön” derilen tamimde bu-hayati mes” elenin müstahsil ve tüccarımızc& umumiyetle nazarı dikkate alınma* lâzımgeldiğini ve sırf no:_l:: menfaati ve duygusile bu kararlara muhalif hareket edenlerin Türkiye cumhuriyeti İdari ve Adli bütün vasıtalarına müracaatle şiddetle t cihetine gidi'cceği B l m ÇYT A

Bu sayıdan diğer sayfalar: