5 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

5 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugünden Yarına ' ŞOförleı_'__ haklıdır ! Köprü parası kalktı. Köprü Memurları sırra kadem bastı. Gözlerimiz, biçimsiz bir manzara görmekten kurtuldular, Köprünün şekli şemaili dü- zeldi, mübareğin şimdi, öyle takalı cakalı bir duruşu var ki.. Köprü parası kalktı. Fakat bu işte de, her işimizde olduğu yalnız, şekle, cilâya, caka- Ya ehemmiyet vermiş olduk. Es- . şehrimiz ahalisin'n yalaız kısmı köprüden geçiyor ve Azami iki üç kuruşla yakayı rıyordu. Şimdi her tramva- İinen, tren ve vapurla gidip telen fazladan para veriyor. Ve h z beş altı kuruşla işin Çinden ancak sıyrılabiliyoruz. L':"h “Ettin bir hayır....., der- *« Tamam et bari de ağzımı- Za verdiğin lokmayı burnumuz- N getirme ey Şehremanetil!! Köprü parası kalktı.. Fakat bu işte şoför esnafı yanacak ga- ?. Evvelce bu esnaftan yı buçuk İira belediye resmi alın- halde şimdi onbir lira ;l:'lî' $» Ey köprü parası. Böyle "llıuıuıı kalkamaz olaydın ! Şoförlerin — ellerini havaya kaldırıp böyle bağırmağa yerden töğe kadar hakları yok mudur ? € eğer şoför esnafı : “Taksi Ücretinin ilk açılışta 40 kuruş “isterse haklı çıkmaz mı Buna da: “Elhak, haklı çıkar,, deriz biz.. Esasen otomobil bizde henüz harcı âlem bir nesne haline gel- Memiştir. Hele tu buhranda tak- tiye binenlerin ekserisi hali vak- U yerinde olanlardır. Yani : de- Mek isterim ki, bugün bizde oto- Mmobile binenlerin, binmek ikti- darında olanların çoğu, ilk açılış için kırk kuruş verebilirler ve Verirlerse kıyamet kopmaz... Eğer, şehrimiz nüfusunun ek- teriyetini teşkil eden fukarayı n ucuzça seyahat etmesini düşünüyorsak, Tramvay, Vapur, Tren ücretlerini, bilhassa bura- ikinçi ve üçzacü mevkileri- hin ücretlerini indirelim. Vapur, Tren, Tramvay kumpanya ve Hirketleri kârlarından biraz kısa- Tak ahali ile olan münasebetle- ::1 biraz daha insaflılaştırsın- 1 Köprü parası kalktı. Şimdi tıra halkımızın, hergün birkaç de- fa binmek mecburiyeti elimesin- de bulundukları vesaiti nakliyeye, Yapılan zamları kaldırmaktadır. Ekseriya caka olsun deye bi- nilen otomobillerin ilk açılış üc- Teti 40 kuruştan tespit edilmeli- » Şoför esnafının ve halkın kını korumak zamanı çoktan | gelmiş, hatta geçmiştir. I Sarı Murat Tefrika No: 41 Günün Haberleri aa a AAA Bekçiler | Memur gibi maaş olacak gündüz de eezecekler Hangi mahallelerde, ne ka dar bekçi olduğu tesbit edilmiş- tir Badema bekçiler de tıpkı memurlar gibi maaş alacaklar- dır. Bunun için her evden topla:- nan para idarei hususiyelere ve- rilecek bekçilerde oradan ala- caklardır. Sonra bekçiler, gece olduğu gibi gündüzleri de öğleden sonra mahallelerinde dolaşacak- lardır. Artık sakalık filan etmi- yeceklerdir. Poliste garean ERaSAr K Kunduracı şekerciyi vurdu Galatada arap camisinde ye- menici Adil ile Şevki Adil dün birbirlerile şaka ederken arala- rında kavga çıkmış, Şevki kun duracı biçağile Adili yaralamış ve yakalanmıştır. Biri birlerini yaraladılar Galatada sakin deniz amele- sinden Zaro ile Hasan ) arasında kumar oynarlarken kavga çıkmış biribirlerini yaralamışlardır. Tramvayda hırsızlık Tüccar İsak efendi, Emin önünden tramvaya binmiş cebin- den 20 lirası çalınmıştır. Yakalandı Dün Beşiktaşta kunduracı Ali efendinin dükkânına Şefik ismin- de biri girmiş, çaket ve saire çalarken yakalanmıştır. Yangın çıkıyordu! Dün saat 12-40 de Beylerbeyi caddesinde hallaç Adil efendinin dükkânında çırak Dimitrinin kazaen attığı kipritten pamuklar Çutuşmuş isede yetişilerek söndü- rülmüştür. Meçhul hırsızlar Dün Aksarayda Lâleli - tür- besinin parmaklıkları kesilerek eşhası meçhul tarafından çalın- mış, zabita tahkikata — başla- mışlır. Si aR elti Haydar Rifat B.le gö- rüştürmiyorlar | Haydar Rifat B.le görüşmek üzere hapishaneye gidenler mü- | diriyetçe menedilmişlerdir. Mut- | lak görüşmek isteyenlerin müd- | dei umumilikten müsaade alma- | ları bildirilmiştir. ! 5 Haziran 1930 a YGT TERRNMAS T SST AOAT LA | Vi Cölülen Hisar arkasına Ö- lanı ';.k:' artık havaların _ık-ı döeü _:':.““k :oı—ııı başla- — Üşüyormusunuz 5 döği - Onulanmıllüş Te gözleri aksini iltizam ediyordu, Pardesümü omuzlarına verdim. Alırken — soğukta hararetlenen eli elime devdi. Bir saniye bir lâhza mukavemetsiz bir arzunun Cebrile ince parmaklarını okşar gibi oldum. Annesi ellerindeki petlerile evlerine (dönen yor- &u0 veğbezgin tavırlı memurları nkarada bir macera] Yazan : AY HAN seyrediyordu. Dakikalarla sustuk » Bir şeyler söylemekten tevek- ki eder gibi, dakikalarla söyle- şip konuşmadık. Amca caçlarını taramış Paş- teden aldığını söylediği elbise- ler kendisine pek yaramıştı otuz sekiz yaşında asud* bir. tüccar hali vardı üzerinde apartıman kapısında beni bıkllyoıdu.s.n"! hanımın elini ııkh' ö — Kızım nasilsin diye Han- danın #açlarını öptü Onlar mü- saade alarak çekildiler Sami- ye ile Mehmet ve lokantadan celbedilen iki garson masalari tanzim ile meşgul idiler amcam kaç aydan beri memleket rakı- K ida nn a arer a oe Şehremini i Cemiyeti belediyede Alman inşaat grupu hakkında izahat verdi Cemiyeti belediye dünkü içti- mada şehrimizde inşaat işlerine talip olan Alman grubuna dair müzakeratta bulunmuştur. Mu- hiddin bey bu hususta izahat ver- miştir ve demiştir ki : — Emanetin yeni birçok te- | şebbüsleri vardır. Bunlar Bedii ! Sıhhi ve İktisadi noksanlar olup butçemizde tamamlamaya imkân olamayan şeylerdir. Bu müessesatı vücuda getire- bilmak için yalnız arsalarını te- min ettik. Evvelâ sebze ve meyvanin me- deni bir hale ifrağı lâzımdır. Fen ve sıhhatın lüzum gösterdiği bir hamam yoktur. Tiyatro bina- sına da muhtacız. Bunları yapmağa razı olan bir Alman grubunun projelerini nazarı tasvibinize arzediyorum. Bu izahattan sonra Rifat B. demiştir ki : Mukavelenin tki cephesi var- dır: İstikraz ve inşaattır. Muka- velede tiyatroya şukadar, hale şukadar demek lâzımdır. Muhittin B. cevap verdi : — Münakasaya — arzedece- ğiz. İnşaatın şimdiden ne şe- kilde olacağını kestirmek müm- kün değildir, mamafi 5 milyon Tira tahmin ediyoruz. İnşaat işinde beni teşci eden Raldir. ; Bu müessesat için 100,000 lira vereceğiz buna mukabil “10, sene sonra elimizde 5-6 milyon- luk mal kalacaktır. Rifat B. yapılacak - tiyatroya Maarif — vekâletinin de iştiraki lâzımdır. Dedi. Cumartesi topla- nılmak üzere toplanmaye niha- yet verildi. Adliye tayinleri İstanbul sulh ceza hakimliğine Celâl, Müddelumumi muavinli- ğine Hayreddin beyler tayin ol- unmuşlardır. Dişci asistanları Maarif vekâletinden gelen bir tamimde dişci asistanlarından iki seneyi ikmal etmiş olanların kadro haricine çıkarılacaği ve yer- | lerine başka asistan alınacağı bildirilmiştir. Bu emir üzerine beş dişci asistan kadro haricine — çı- — karılmıştır. sını özlediği için bu gece rakı içmeğe karar verdiğini anlattı. Şöyle bir kaç tek yuvarlı- yacak, Rus sefaretinden hediye edilen (Volga) havyarlarından | meze yapacaktı : —Misafırlerden isteyen şarapanya ile viski alır dileyen de ihtiyar amcanla mis gibi rakı çeker diyordu. Salona yürüdük. Hiümetçiler tertibatı ikmal etmişlerdi. Küçük Samiye- nin saçlarına yan tarafı karma | karışık olmuştu. Yüzüne dikkat ettim, dudakları mosmor kesil- mişti. Beyaz ince boynunda göze çarpan bir bere vardı. Bir kaç ay evvelki hırs ve şöhvet tablolarımı iğrenerek - ta- hayyül ettim. Bedbaht çocuk ih- tımal bir saat evvel yorgun düş tüğü için istirahate mühtaç ol duğunu söyleyen sefil efendisi- nin kolları arasında bu hale ıol-I mişti. Amcam da olsa bu hun- erorararR . Taksimde —ote— Talimhane duvarları yıkılmak isteniyor Taksim meydanının ikmali bir iki güne kadar bitiyor. Yapı- lan bahçenin etrafına ağaç diki- lecektir. l Eski talimhane tarafındaki ! duvarların çirkin durduğu naza- | ya itibara alınarak yıkılmasına | karar verilmiştir. | Emanet emlâk şirketine bu İ kararı bildirmiştir. Şirket yıkıl- masına müsaade etmezse tamiri | glihetine gidilecektir. : Adliyede: e “3000 Lira! | Kolu sakat kalan zavallı mavunacı dava ediyor: Geçenlerde limanımıza gelen Luyit Tiryestino vapurundan yük çıkarmakta iken vinçten halat koparak mavunacı Hasan efen- | dinin koluna çarpmış, sağ kolu ile parmakları sakat kalmasına sebep olmuştur. Mavunacı Hasan ef. İtalya kumpanyası aleyhine ikinci ceza mahkemesinde — açtığı davada 3000 İlra tazminat davasına de- vam edilmiş, kazanın halatın bozuk ve çürüklüğünden ileri geldiği anlaşılmak üzre iki şa- hidin celbine karar verilmiştir. Hileli iflas muhakemesi Eminönünde zahireci Şeker oğlu ile yedi refiki hakkında is- nat olunan sahte iflas ve sahte- kârlık davasına ağır ceza mah- kemesinde devam olunmuş, iki bankadan taksitle alınan çekler hakkında malümat alınmak üze- re muhakeme hazirana bırakıl- mıştır. Rakı sahtekarı Müskirak İnhisarına ait ban- dırolları taklit ederek kaçak rakı şişelerine yapıştırmakla maznun Yorginin muhakemesine üçüncü ceza mahkemesinde devam olun- muş, Yorginin bandrolları taklit ettiği ve kaçak rakı şişelerine ya- pıştırdığı sabit olmuş, hakkında bir karar verilmek üzere muha- keme talik olunmuştur. Üç aylıklar ne zaman ? Üç aylıkların verilmesi tekaüt kanununun tebliğinden sonra ka- bil olabilecektir. kar adamın yüzüne h aykırarak ; tükürmemek için bir bahane bu- larak odamafçekilmiştim. Sular kararmıştı. Elektirik zıyaları - kalın perdeleri ay- dınlatiyordu. Karanlıkta yata- ğıma uzanmıştım,. Kapı vuruldu. | Samiye perişan bir gölge gibi | başını uzattı. Beyfendinin beni beklediğini söyledi ve çekildi. Kulak verdim salondan kah- kaha sedaları geliyordu. Amcam | elinde su ile beyazlaştırılmış;,bir | büyük bardak rakı olduğu halde | mecliste —hazır — bulunanlara | * Hoş geldiklerini , — kekeli- yordu. Yasin efendinin iri ve kalın dudakları ağzı kulakları- | nin hizasına gelmiş göbeğinin | üzerinden yokarıya kalkmıyan . atli ve üzerleri kılı ellerile onu ! alkışlamıya çalışıyordu. Zeynel Abidin B. altın çerçiveli gözlü- ğünü burnuna takup yerleşdir- meye savaşıyor. uRükzan H. Anlamak istiyoruz! manmA MA aA nn 410 mu_:"_’910 mu? | — Meğeraltın flatı “410, kuruş- taymışta biz farkında değilmişiz. Şterlin ile altın, Türk piya- sasını kasıp kavururken bazı yerler varmış ki altın kıymetini en asgari bir hadde kadar indi- rebilmişlermiş.. Hatta, hükümetin sistematik bir mesai sarfederek uzun zaman- da erişebileceğini tahmin ettiği derecenin de üstünde bir muvaf- fakıyet elde — etmişler. Evet hükümet en geniş bir tahmin ile bir zamanlar türk parasına beşte bir bir. nispet teminini bir gaye addetmişken bazı mali müesseseler altını pek âlâ “ (10 , kuruştan alabili- yorlarmış. Izah edelim: Ecnebi müesseselerde maaş altın vahidi kıyasi üzerinden te- diye edilir. Bunun manası şudur. Filân müessesede filân me- murun maaş norması, faraza on altındadır. Buna nazaran mües- sesenin bu maaşı ya altın olarak | yahut ta altın rayici üzerinden | Türk kâatı olarak vermesi icap eder. Bilfarz, on altın alan me- murün maaşını, kâat olarak, rayiç üzerinden tediye etmek | demek, bu memura hiç olmazsa | (95 ) lira vermek demektir. Ya- hut tediye bu şekilde olmak icap eder. Çünkü altın ilâmaşallah | (850) de demir atagelmiştir. | Eğer altın daha ziyade yük- selirse bittabi memur efendinin- de bu nitbette fazla kâat alması muhakkak - surette . . Halbuki bu . iş hiçte bu tarz- da yapılmamaktadır. Maaş nor- ması on altın. olan memurlara altın mikyası üzerinden tediyat yapan müesseselerde verilen pa- ra ,41, türk kâatından ibarettir. Çünkü bu müesseseler garip bir | inat ve ısrar ile altın nisbetini *410, kuruşta tutmuşlar, kımıl- | datmamaktadırlar bile . .. Halbuki, aynı müesseselerin büyük rütbeli memurlarına ma- aşlar kambiyo üzerinden tevzi edilmektedir. Bunun iki sebebi vardır. İki sebebin ikisi de göz göre göre hırsızlıktır; göz göre göre hükü- metin zararınadır: 1 — Memurlara verilen maaş- ların düşkünlüğü nıspetinde ha- zinenin menfaalı da zarara uğ- ramaktadır. 2 —Bu nevi — müesseselerin yüksek memurları, mükellefiyet- lerinin mühim bir kısmını ketm- ederek, gene hazineyi zarara sokmaktadırlar. Binaennleyh ; 1 — Bu müesseseler maaşları altının hakiki rayici üzerinden tediye etmelidirler. 2 — Yüksek maaşların (bugüne kadar, (ketmedildiği muhakkak | olan kısımları) üzerinden hazine * hakkını almalıdır. üzetinde yeşil zümrütler par- layan ince uzun parmaklarile | yayvan bir şampanya kadehini | altından tutmuş narin dudakla- rinı isıriyordü. Ön iki fabrikası olduğu söylenen Akil B. le olgun karısı ve iki kızıda burada idi- ler. Suzanla kerimesi Ruhsarın bir arada avrupaya kaçtıkları Cemal B, güzelliği dillerde des- tan olan çapkın metresile amca- min sagında otürüyorlardı. bu adamın parmaklarındaki fındık- , tan büyük pırlanta taşlı yüzük- lerin şevki elektiriklere aksedi- yordu. Ba âna kadar görüp ta- nıyamadığım bir çok Mmebuslar ellerinde viski kadehlerile Ramiz amcanın elindeki rakıyı devirme- , #ine intizarda idiler. Yasin efendi beni görür görmez kısık sesile” iltifat etti. 1 ( Devamı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: