5 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

5 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Haziran Sıl;Hı 4 YARIN ! gaa eçi Ustura ile gırtlak kesen adam ! Erzurumlu katil Hüseyin İzmirde A.CevdetB. Nezihe Muhittin H.!ı nıma cevap! — | Içtihat sahibi Doktor Aptullah | Cevdet B. kadınların — intihap hakki meselesi için bir makale yazmış, biz bu makaleyi ehem- miyetine binaen iklibas etmiştiki| Nezihe Müuhittin H. bir akşam gazetesinde buna cevap vermiş- ti. Aptullah Cevdet B. "Ictihat mecmuasında hu mesele etrafında aşağiya iktibas ettiğimiz şu ce- vabı vermektedir ; Evvelâ Abdullah Djevet ka- dın aleyhdarı asla değildir; ka- dına belki en yüksek derecede hürmet eden ve kadını en derin şefkatle sevendir. — “Feminist, olmamakla, kadın aleyhdarı ol- mak arasında hiç bir benzerlik yoktur. Kadın hakkıudaki fikir- lerimi, Nezihe Mubittin H. E. Kadın birliği reisi olduğu devir- de (10 Nisan 1925 de| birlik merkezinde kendilerinin daveti üzerine, verdiğim bir konfransta şerh ve izah etmiştim. Mevzu “ameli ve fikri ha- yatta yarının Türk kadnu, idi Münakaşaya ve bira'ztelâşa sebep olan ve 1 mayis 1930 tarihli “İç- hat,ta çıkmış bulunan maka- lemde, kendileri tarafından al- kışlanmış o küçük konferansta ile- ri sürlmüş — olduğum — fikirler haricinde bir fikir yoktur. Kadın hür olmasın demedim.Hürriyete, hürriyet susuzluğu takaddüm et- lidir, dedim Makalenin şu satır- larını aynen aliyor ve Nezihe H. efendinin ve okuyucularımızın in- safına arzediyorum: Kadınlar ne cebri âlâyı, ne teleskopu, ne telsiz - telefOnu ihtira Jetmiş değillerdir; - fakat bunların cümlesinden daha yük- sek, daha büyük, daha güzel bir eser ibda ederler; dünyada ne yüksek eser onların dizleri üzerende vücude gelir: Afif ve faziletli bir kadın afif ve fazi- letli bir erkek: Eğer genç kız iyi yetiştirilmiş ise kendine be- nziyen evlâtlar yetiştirir; bu eser ise cihanın enbüyük şaheseri olur. Kadınlar siyasi hukuka malik olmasın, meb'us intihap reyi ver- mesin ve intihap olunmasın de- miyorum. Fakat bu hakların ve vazifelerin çok fevkında vazife- leri olduğunu bilsinler. Önüne geçilmeyen bazı sebeplerle bır ana, bir zevce, bir aile reisesi olmak saadetine nail olmamış kadınlar cinslerine — verilen bu hakkı istimal etsinler; fekat böy- le bir hakkın kadınlarımıza ve- rilmiş bulunması kendilerine a- nalığı, zevceligi , alle melikeliği- ni, ihmal ettirecek ise, o zaman kâşki bu hak verilmemiş olaydı ! demek caiz olur. “Pişmiş aş, mes'elesine ge- lince, ben ortada “pişmiş aş, görmiyorum. Dünyanın bütün medeni memleketlerinde çokdan kaldırılmış olan ikt dereceli inti- hap bizde hâlâ mevcut iken ve belki de mevcüt olmak lâzım görünürken, ortada pişmiş değil, çiğ aş bile yok demektir, Kanunlar, maballi ve irki ihtiyacların ve kabiliyetlerin 1fa- desi ve tatmini olmalıdır. İsviçreden aynen alınan İcra kanununun adliye işlerinde vu- kua getirdiği müşkülat tadıli za- rurij kılmaktadır. Müntehip ve müntehap olmak isteyen hanım- larımızın evvelâ — çocuklarının na_sıl i —SK —üi ükmem dam edildi ? İki çocuk, iki kadım ve bir delikanlıyı katleden vahşi Menemen'de, iki sene evvel bütün İzmire dehşet saçan tüyler ürpetizi bir hadise olmuştu. 928 senesi dokuzuncu gecesi namuslu bir aile babası olan sucu Ömer ef. ile zevcesi Meryem hanım iki Ççocuğu ve o gece evlerinde yatan misafirleri Belkis hanım ustura ile buğazlanarak katledilmişlerdi. Cinayet son derece vahşiyane yapılmıştı. Tahkikat neticesinde bu cinayetin faili meydana çı- karıldı. | kıtır kıtir. kesen katili Kânunuevvelinin | | rildikten O Erzurumda doğmuş, insan | kılıklı kuduz bir hayvandı. İzmir adliyesi ince eleyip sık dokuyarak çalıştı, uzun tetkikat- tan sonra hükmünü verdi. Temyiz tarafından tasdik edi- len bu hüküm bir idam kararı olmuştu. İki gün evvel İzmir muhabirimiz — bir telgrafı bir vahşi adamın idam edildiğini bildirmişti. Bu gün, İzmir gaze- telerinde idam hükmünün nasıl infaz edildiğini anlatan tafsilâtı ealibi dikkat bulduk. Bakınız bu dehhaş ve vahşi adam son nefesini nasıl vermiş. * * Hüküm nasıl tebliğ edildi Mahküm; gece yarısı müdür odasına çağırıldığını görünce her geyi anlamış ve rengi — sapsarı olmuştur. Müddei umumi Haydar Naki Bey mahküma hitaben : — Senin hakkında verilmiş bir kerar vardır. Biz bunu infa- za geldik, bir vasiyetin veya bir diyeceğin varsa söyle ! Demiştir. Mahküm; dün geceye kadar hakkında verilen karardan ha- berdar olmadığı için, müddeiu- muminin . bu sözinrinden İsonra biraz şaşalamış ve kekeliyerek şunları söylemiştir : —EfFfendim, iki gün evvel ih- tilâm oldum, Bunun ıçin iki da- kika müsaade edin de yıkana- yım, ondan sonrada söyliyecek- lerimi söylerim. Mahkümun maksadının yıka- nmak değil, mümkün olursa fi- rar edebilmek veyahutta bir kaç saat daha fazla yaşayabil- mek olduğu düşünülerek kalem odasına götürülmüş ve Orada hazırlanan beyaz gömlek giydi- rilmiştir. Müteakiben orada hazır bulunan bir hoca tarafından dini merasim yapılmıştır. Dini merasimin ikmalinden sonra mahküm hapisane oto- mobiline — bindirilerek — idam sehpasının bulunduğu hükümet önüne getirilmiş ve otomobilden indirilmiştir. bakımında terbiyesinde, yurtla- rının tanzim ve idaresinde yük- sek bir kemal ve cemal görme- liyim Nezihe Hanım Efendi de bu kanaatte olmalıdır. Ve bu satırları okuduktan sonra orta- da içine su katdığım pişmiş aş bulunmadığını ve bilâkis yenili- & takdirde 'sui hazmi mucip o- lTacağından emin olduğum çiğ mevzuu bahsolduğunu görecek- lerdir. Doktor ABDULLAH CEVDET Ügümüşün Suriyeye i Burada toplanan halk; beş kişiyi pek vahşiyane bir tarzda görmek için otomobilin yanına — sokulu- yordu.. Neler yapmıştı Mahküm otomobilden indi- sonra orada hazır bulunan müddelumumi — Beyle mahkeme azası beyin bulunduğu yere götürülmüş ve burada zabıt kâtibi tarafından ilâm okunmuş- tur. Küfrediyor İlâam okunurken Kürt Hüse- yin; mütemadiyen küfrediyor ve. — Beni afetmeyin! Diye bağrıyordu. Bu işte bittikten sonra müd- deinmumi beyin emrile mahküm sehpanın — yanına götürülmüştür. Artık her şeyin bitmiş olduğunu anlayan şerir bapisane müdürüne: — Müdür oldun, başıma belâ oldun, Beni şimdiye kadar al- dattın. Ne yapayım ki elim aya- ğım bağlıdır. Diye bağırmıştır. Jandarmalar mahkümu kucaklayarak sandal- yanın üstüne çıkarmışlardır. Kürt Hüseyin bu sırada orada top- lanmış olan halka; — Arkadaşlar hakkınızı helâl edin! Diye bağırmış Fakat mah- kümun bu sözleri: — Allah belânı versin beş kişiyi nasıl kesti isen şimdi can- ını ver bakalım!. Cevabile mukabele görmüştür. Kim astı? Katili asma için bir çingene aranmış ise de bulunmamıştır. Hapisane gardiyanlarından Em- rullah efendi istemiyerek bu İşi yapmış ve ilmeği mahkümun boğazına geçirmiş ve sandalyeyi çekmiştir. Olmuyor 1.. Fakat ilmik makkümun boy- nunda bulunan şah damarlarının tam üstüne isabet etmediği için güçlük çekilmiş ve bu sebepten | | | adamın son dakikaları... mahküm birkaç defa asılmış ve indirilmiştir. Bu vaziyeti gören halk birbirlerine : — Beş kişinin canına kıymak nasıl ölürmüş, şimdi anlaşıldı... Bazıları da : — Yahu adam üç canlı imiş be! Diye söyleniyorlardı. Hakikaten Hüseyin pek güç ölmüş ve tahminen onüç dakika kadar ipte asılı kaldığı halde bir türlü can verememiştir. Nihayet halk arasında bulunan onsekiz yaşlarında pejmürde kı- yafetli bir genç gelerek mahkü- mü kucaklamış ve üç defa yuka- rıya aşağıya endirmek suretile canını çıkarmıştır. Kürt Hüseyin, dün de yazdığı- mız veçhile, Hapisane müdürü tarafından münferit höcreye ka- patılmış ve idam edileceği kendi- sine söylenmemiştir. Verilen malümata göre Hüse- yin ayrı bir höcreye ne için ka- patıldığını Sırrı Beyden sormuş, mumalleyh te : — Sende bir tabanca varmış o tabancayı verirsen gene eski koğuşuna göndereceğiz, taban- cayı saklama ver. Demiştir. Kürt Hüseyin; verdiği cevap- ta kendisinde tabanca' olmadığı- ni söylemiş ve — hapisane müdürüne bir sigara — vermiş ve bir müddet müdürle konuş- müştür. Kürt Hüsezin işte bu suretle idam kararından dün ge- ce saat onikiye kadar haberdar olmamıştır. Fakat gece yarısı uykudan kaldırılımca her şeyi — anlamış ve höceresinden çıkınca diğer mahkümlara bitaben: — Arkadaşlar beni asmağa götürüyorlar, — hakkınızı - helâl edin! Diye bağırmıştır. Maslüp Kürt Hüseyin dün sa- bah saat sekiz buçukta hükü- met önünden kaldırılarak me- zarlıga götürülmüştür. Fırıldak mı çevriliyor? Cenup hududumuzda altın ve gümüş üzerinde neler yapılıyor? Verilen malümata göre öte- denberi — cenup vilâyetlerinde mevkli tedavülde bulunan gümüş ve altın. paradır. Bu sarraflık not üzerinde fırıldaklar çevirmektedir. Bütün alış veriş altın Ve Bü- müş üzerinde yapılır. Bunun tahdit edilmemesi de altın ve akmasınınğ önüne geçmek içindir. Buranın para ve emtea piyâa” sası Halep piyasasına çok bağlı- dır. Buraya tesir yapan Halep piyasasıdır. Çünkü Halep en ya- kın ve müsaitbir mahreçtir. Son zamanlarda işitiyoruzki Fransız- ların Halepteki bankaları Suri-, yedeki altın ve gümüşü Fransa- ya çekiyorlar. Bunun yerine Suriye bankanot | ve mecidiyelerini sokuyorlar. Bu mecidiyelerin gümüşü çok azdır. Bu paralara karşılik Suriye- den çektikleri altınları ikiye keserek gösteriyorlar. Bu günkü Piyatada türk lirası 31 gümüş kuruşa düşmüştür. Halbuki bir &z evvel 36 kr. tu. Bunun 28 ze kadar düşeceği de tahmin edi- liyor, Vakıa bunda birazda altın ve gümüşün — mübayaat dolayisile etrafa dağılması da sebep olarak Bösterilebilir. Bu günlerde yağ ve yün üze- rinde fazla miktarda iş yapılıyor. Başlıca mahreçte Haleptir'Yağın batmânı -& okkası-(10) mecidiye (660-676) kr. tur, Kirli yünün batmanı(6ö)mecidiye (400) kr.tur. V Abone karneleri hakkında şikâyet Dün matbaamıza müracaaâ! eden Haliçte sakin karilerimiz” den bazıları, Haliç şirketinin yanlış bir muamelesinden sikâ etmişlerdir. Şirket, haziranın ıpudııındl' itibaren müşterileri yedinde lunan arap harflerile matbu abo” ne karnelerini degiştirmeğe baf” lamış ve fakat bu karnelerdet üzerindeki kağıt kapağın kopmut olanlarını tebdilden imtina miştir. Bize bu karnelerden bir kaçın! irae ettiler, her birinde sekiz 0? bilet vardı. Uzerindeki kâğıt kâ” pağın kopmuş olmasından dolay! ş#irketin bu biletleri tebdil etme” mesinde biz bir mantık göre” medik. Şirket evvelce bedelini almif oldugu cihetle kendisine hiç bif zararı olmayacağı muhakkak bu” lunan bu biletleri tebdil etme” mek suretile müşterilerinden yüf” lercesini izrar etmiş olacak V€ onlardan evvelce almış oldug! ücreti tekrar almak suretile v€ fakat bunun dogru olmadıgın! bilerek kâr edecektir. Zannederiz ki Şirket müdiri bey bu haksızlığı kabul etmez: ve bu şikayete sebep olanlara lazım gelen talimatı verir. Tuhaf bir intihar İzmirde bir musevi ken- dini asmak istemiş, fakat — Namazgâhta Türkler çarşısın” — da gülünç bir intihar vak'ası olmuştur. Bu çarşıda ( 61 ) numa” ralı Yahudihanede oturan onsekiz yaşlarında Şemoil isminde bir musevi, fakirliği yüzünden inti- har etmek istemiş, fakat kurta- rılmıştır. İntihar vak'asının sebebi, Şe- , moilin fakir olmasıdır. Dün Mu- sevilerin gül bayramı idi. Süslü ve yeni elbiseler giyen Musevi> lerden bazılarını gören Şemoil, kendisinin yeni elbisesi olmadı- ğını düşünmüş, âksi gibi Roza isminde birde nişanlısı olduğun” dan çok müteessir. bir halde intihara karar sermiştir. Yahu- dihanenin apteshanesine gitmiş ve tedarik etliği bir ipi alarak direğe bağlayarak kendini as- mıştır. Fakat asmak suretile intihar etmekte bir hüner olacak ki Şe- moil muallakta sallanırken bir türlü ölmiyor iki tarafa yalpa vuruyor ve feryat ediyormuş. Bir taraftan da asıldığı ipi ya- kajamış, kendisini yukarı çeki- kiyormuş. Nişanlısı Şemoilin teessürünü izale için kendisine bir kat yeni elbise almış vo öğleden sonra ikisi Karşıyakaya kadar bir ge- zinti tertip etmişlerdir. “YARIN,,IN TAKVİMI | Haziran 4 Senet PERŞEMBE Senei Resmiye 5 Hicriye | 1930 i 1349 Alafranga — | Alaturka .. d. ! * d Güneş 4,80 | Güneş 8,58. Öyle — 12,12 | Öyle — 4,36 İkindi 16,12 | İkindi — 8,35 Akşam 19,36- | Akşam 12,00 Yatsı 21,36 l İmsâk 2,12

Bu sayıdan diğer sayfalar: