10 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

10 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ $ ! M:ııa* p3 S Socu Mu'ını-:r; A’ı'“ yeremdkecaam anın L 9; mlert “Aman paşafendimiz !..,, Hünkâr yaveri bir kelime söyleme- den geriye ı 4 Numara aynını da,Cevdelt paşaya hitaben yazıp imzaladı. Zarfları kırmızı mumla mühürledi.. İki zabit çağırttı. Evvela, birini savdı. Sonra ikincisini istedi. İkinci gelen zabiti on dakika kadar Sultan Murat Kodasında — tuttu. Maksadı, az evvel Cevdet paşaya gönderdiği emir zabitinin saraydan uzak- laşmış olmasını temin idi, Bu suretle tezkereyi gölürenlerden birinin ötekinden haberi olma- yacaktı. On dakika geçtikten sonra Rıza paşa mühürlü zarfı zabite uzatlı: — Oğlum, dedi.. bunu Bebeğe Devletlü Edhetlâ Mahmut Nedim paşa hazretlerinin sahilhanele- rine götüreceksiniz. Bizzat kendi ellerine teslim edeceksiniz. Ce- vap istemez, — anlıyormusunuz? Sorarsa, başkâtip peşa verdiler, eteklerinizi pusediyorlar dersiniz. Genç zabit, kırmızı mumlu zarfı padişahın bir iradesi sar mışlı. Üç defa öpüp * ç koyduktan sonra #sel? AA görüldü. Rıza - — «m verdiği çatmış, sert * paşa — kaşlarını lerineb-” — «ert zabitin hareket- sor sakıyordu. Zabit çıktıktan ara gülümser gibi olmuştu. Hünkâr yaverlerinden biri | olan zabit dört nalla Bebeğe gitt.. Mahmut Nedim paşanın oturduğu yalıya girdi. Akşam oluyordu.Mahmut Nedim paşa da Bablaliden yeni gelmişti. Agaları sevinç içinde selâm- hıga koştular Paşaya haber ver- diler. Al yanakli sırmalı zabiti yukarıya buyur ettiler. 1288 se- nesinden beri Sadaret ruyaları tcinde oyalanup duran Mahmut Nedim Ppaşa Mmerak ve endişe içinde bekleyordu. Mahmut Nedim paşa Sultan Abdülâzizi “yelesiz arslana, çe- viren eski Sadrıazamıdı. Abdül- Aâzize ellerile rüşvet sunan emektar adam,yaverin öpüp baş!Da koyduk- tan sonra uzattığı zarfı, elleri titriyerek almış,farkına varmıyarak öpmüş başına koymuştu. Bir kelime söylemeden dönen Hünkâr yaverine bir iki süal sor- mağa bile vakıt bulamamıştı. Ya- ver pat çeküp gitmişti. Mahmut Nedim Paşa oradaki kanepeler- dönmüştü den biri üzerine çöküvermişti. Bu mühü lüzarf yoksa,.. Yoksa sure- U hususiyede Sadaret tepşiri filân- mı idi? Mahmut Nedim Paşa, mektubun mabeyinci Ragıp B. den geldiğini zannetmişti. Çünkü Ragıp Bey hem Cevdet paşanın hem de kendisinin saraydaki elle- riidi. Fakat zarfı açtığı zaman baş- kâtip Rıza paşadan olduğunu hay- retler içinde görmüştü.Rıza paşa- :ın yazdığı tezkere çok manidar- l. Bu vakitsiz davetin Başve- killik için olduğuna şüphe etmek bile caiz olamazdı. Mahmut Nedim paşa, hemen arabasını hazırlatmış, — Yıldız. sarayına doğru yola çıkmıştı. Mabeyin kapısında riyakâr teşrifatçıların iki büklüme selâmlarında bile bir başkalık — görüyordu. — Paşayı, doğru başkâtip Rıza paşanın o- Adliye nazırı Cevdet Paşa dasına götürdüler. Rıza paşa : —Aİ ve merhametinizi niyaz eylerim — paşa efendimiz , . . Vallabi, hicabımdan ne syret- te Carzı şükran — edeceğimi | takdirden âciz bulunyyorum. Va>- kitsiz istirahat ve huzuru devlet- | lerini selbe cür'etlyap olduk.. ', Diyerekten yeniden fırlamış, Mahmut Nedim paşayı elinden tutup kendi makamına oturtmuştu: | Mahmut Nedim paşa: — Aman paşafendimiz, velev zatı devletinizi ziyaret sadedinde dahi olsa, bilvesile velinimeti bi- minnet efendimizin sarayı hüma- yunlarında teşerrüf, çakeriniz için ayrıca şerefler teşkil eder. — Esteğfirullah.. Ne müna- sebet paşa hazreltleri... Diyerek gülümsemişti. Paşa, bir taraftanda irl iri ter dökü- yordu. Kahve, sigara alındıktan son- ra, başkâtip Rıza paşa hasbıhal kılıklı dert yanmağa başladı: — Paşa hazretleri, — efendi- miz şu Mısır meselesinden pekli ziyade sıkılıyorlar. Hudaya ma- lâüm, habgâhı seniyelerinde bir dakika olsun huzur içinde bu- lunamıyorlar. — Aman, aman.. devam bu- yürmayınız Paşa hazretleri kulu- nuzüu meyus edersiniz. Vallahi mü- mkün olsa velinimet efendinizin (Devamı var) j 48,000 lira yakan YARIN Eşkıya! Aydında 3 —_landar- ma şehit ettiler Aydının Kozan ve Kadirli kazaları — bavalisinde — öteden beri icrayı şekavet eden ve kıçı kırık Ali ismiyle maruf olan hır- sız çetesi Jandarmamız tarafın- dan takip edilmekte idi. İki Haziran Pazartesi akşamı geç vakıt bu azılı hırsız çetesinir » takibinde bulunan Jandarmalar - mızdan bir kol Kadirlide ka'pı dağının şarkında ve ormanlık b ir arazide çete ile karşılaşarak w ü- sademeye başlamıştır. Gece karanlığında başla'yan bu musademe geç vakta b dar devam etmiş araziyi bilerek *pusu almış olan çete tarafından 'bir” baş çavuşla bir onbaşı ve bir ne feri- miz şehit düşürülmüş vvee diğer bir on başı da hafif sure tte k olun- dan yaralanmıştır. Sarp kayalara tabıassun setmiş olan çete ila vuku bu'tar bir. kanlı musademe neticesin de çete efra- di olduğu yerde tutunamıya rak gicenin karanlığırıdan bili.stifivda kaçmışlardır. Takviye edilen müfrezeler ehemmiyet ve şirldetle çetenin takibine devam etmektiedir. Musadevse esnasında çetenin vermiş olduğu zayıat henüz ma- lâm değildir. ——— nt S — hırsız Akbisarda kundakcı bir hırsız. yakalandı Ahısardan yazılivor : Evelki gece saat 24 raddele- rinde manifaturacılar çarşısında, manifaturacı Hafız Mehmet ağlu Halit efeninin düklkünında yan- ğin çıkınış ve neticede merkür dükkünlü — ittisalindeki Kırçalı Mustafa efendinin sigortalı dük- kânının üst kısmı yanmıştir. Cı- var eşyası da — itfalyenim bir tedbir , olarak sıktığı sudan kâmllen is- lanmmıştır. Ziyan mecmuu 47900 liza iahrmnin ve tesbit edilmiştir. Yapğın Yakkında tahkikata gi- rişen polis komse; muvini çarşıda dir furuncü, bir Attar ve silâhcıli bir manifaturacı dükkânlarinın açıldığını görmüştüi . Tahkikat ve taharriyata ehem- miyet yerilmiş, çargı beclisi Zari! | dür: K MN Hıdxıi $ Bir taraftan Komisyonlar yapıla dursun Memlekette istihlâk kabiliyeti gün” ğ dengüne azalmaktadır! İstanbulun mühim bir piyasa yeri sayılan : 4 üncü vakıf han Ticaret ve sanayi odası ta- rafından piyasamızın son seneler içinde geçirdiği buhran ve bu buhranın sebepleri hakkında bir tetkik yapıldığı ve bunun için bir komisyon tefrik edildiği evvelce yazılmıştı. Bu tetkikat meya- nında iflâsların derecesinin tertip edileceği ithalât ve ihracata tesiri de ayrıca kaydolunmuştu. Bu husus hakkında fikrini öğ- renmek üzre bir niuharririmiz ticaret odası azasından B. beye ' müracaat etmiştir. B. B. muhar- ririmize şunları söylemiştir: — Böyle bir tetkikata şid- detle ihtiyaç olduğu şüphesizdir. Yalnız şu noktayı kaydetmek üvecburiyeti — vardır ki, odanın bu tetkikatı istişari mahiyettedir ve aldığı neticeyi İktisat vekâle- | tine bildirmekten ibarettir. | Son venelerin buhranını şu şekilde hulâsa etmek mümkün- Senelerdenberi devam eden icari bilânço açığı yeni güm- manifatura mağazalarınıniğ! rük tarifesinin kabulü dolayısile bir felâket doğurmuştur. Bir ta- raftan istihsal azdır. İstihsal az demek Türk parası iştira kabili- yetini kaybediyor — demektir. Tatbikatta bunu borsa plâ- kasında görüyoruz ve İngiliz lira- sile anlıyoruz. İşte bu istihsal azlığının devamı esnasında güm- 'Tük tarifesi meclisteydi. Bundan evvel iflâslar olmuyordu demiyo- rüm. Fakat bu tarife mes'elesi ağa elinde bavul bulmnan bir şah- Üzerine ithalatcılardan bir çok- 81 yakalamıştır. Bu adam Trab- zonun Hınız köyünden Motu Koğullarından Ahmet Laz met Alidir. Bavul taharri edili: nce airkat edilen mallar kâmilen meydana çıkmıştır. Artık inkârı zait gören hir sız kendisini bıratıkları tandirde ları fazla ithalât eşyası getirtdi- ler. Bu, mümasili eşyaya yeni tarifede fazla resim koymakta: neş'et eliyordu. ğ İstihsal az olunca istihlâk bozu- lurdu ve bozulmuştuda .. Böyle- cenoksan ihracat veya başka bir tabirle ihracatın azlığı fazla bavulu terk edeceği gibi 25 Hra-| ithalâtı karşılayamadı. İthalâtçı da verecegini F şöyleyor. Zarif ağa bunlara kulak asmayarak merkumu karakı olan - getirmiş ve tahkikala başlamıştır- Arrsız dükkânların tarafından açıldığını, bavul muhaviyatının da mezkür dukkânlardan aşırdı- ğını ve harikzede olan manifa- tura mağazasına girdiği zaman yere bıraktığı mumdan yanğın çıkardığını itiraf etmiş ve lâve- ten Manisa, Marmara Yayaköy ve Süleymanlıda hırsızlık yaptı- ğıni da anlatmıştır. Hırsıza bu işleri nasıl yaplığı sorulunca lâ- kayt bir vaziyette: Ne yapalım allah şaşırttı, işler de büyle oldu! diyerek omuzunu sıkmıştır. bu tüccarda memleketin son seneler- deki istihlâk kabiliyeti hakkında en küçük bir tahmini yapmamış- . Vaktaki, Avrupa müessese- lerine karşı bono ödeme zamanığj gelince iş değişti. Avrupadan mal ithal eden büyük ithalâiçı kredi üzerine malı küçük ilhalâtçıya vermişti. O bir diğerine.. Mal süre- medi dedik.. Böylece mütesel- silen kredi ile giden bu malların param alınmadı. Çünkü istihlâk hayatı daralmıştı. Para alına- mayınca iflaslar biri biri arka- sından gitti. ve el'anda gidiyor. Bu arada bir noktayı daha söylemek icap eder. İcra kanu- nu da bunda mücssir olmıyord" ı gildi. — İçinde bulunduğumuz sene mahsulü bol fakat sürüm | hakkında bir şey söylemek müm” kün değil. Ticaret odasında yapılacak bir senelik iflâs adedi ve sebe” pleri bir noktadan daha bizl tenvir edecektir. Bunlar göze çarpan sebeplerdir daha bilmediğimiz sebepler de bu tetkikat neticesi meydana çıka” caktır. Ticaret odası âzâsından B. beyin bu izahatı dolayısile key” fiyeti birde piyasamızın tanınmı$ —— tacirlerinden Hayri beye sorduk. O da bize aynen şunları söyledi: — Ticaret odası yapa dursun. Piyasa artık bu tkomisyonlarla işin gitmediğini anlamıştır. Şimdiye kadar yapılan komis- yonların hangisinden falde gel- miştir. Eğer gelseydi limanın islahi bilmem ne için yapılan komis> yonlardan gelirdi. Oda meclisinin — toplandıği günler bir uğrayıveriniz. Âzâ bir mes'eleyi koridorda başka türlü konuşur, Meclit salonunda başka türlü. Bu itibarla mes'ele yok de“ mektir. Allah hemen cümlemizi iflâstan saklasın demekten ve muamelatı. asgari hadde indir- mekten başka çaremiz olmadığır ni söylemek zaruretindeyiz. Bizbu sözlere bir şey ilâve etmek iİstemiyoruz. TİYATRO VE SİNEMA BRCPECGUNARNUNEUCRARANENAKAN Beşiktaş Milli Sinemasında — Bu GECE San'atkâr Naşit bey, komik Şevki bey ve kumpanyaları birinci defa olarak gala müsamere. İki çiçek bir böcek Komedi 3 perde Duhuliye 80 kuruş (BELVÜ. — BAHÇESİ — HARBİYE — İstanbulun cenneti Viyolonist ZEKİ B. idaresinde ORKESTRA 'Taze bira, nefis mezeler Kibar aileler mahfeli komisyon — | '

Bu sayıdan diğer sayfalar: