28 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

28 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L —n Muhariri 335“ L ERERTENRTEEN 22 - paşanın di 5"“'"' Osman paşadikkatle din- liyordu Sizi oraya devlet ve Padişah hainle- rilemücadeleye gönderdiğimi unut- mayınız. merak içinde neticeyi bekledi- | » ğimi unutmayınız. Başkâtip pa- | şayada söyleyiniz. Mahmut Ne- dim paşa Hicaz valisi Saffet pa- şanın azlinin emrini halâ takdim “etmedi. Onuda şimdi yazdırıp getirsinler . . Osman Bey Abdülhamidin iradesi (üzerine, saraydaki ha- fiyelerden bir çoğunu harekete getirdi, Topkapı, - Aksaray, Di- yanyolu taraflarına dağıttı. Sir- keci sevkiyatınada bir hünkâr yaveri gönderdi. Edirne askeri - Sirkeciye varır varmaz, bu ya- ver oradaki telgrafhaneden sa- raya malümat verecekti. Aynı zamanda, Başkâtip Rı- za paşaya da, Mahmut Nedimpa- şaya haber göndermesini, Saffet paşanın azli emrini bir saata ka- dar saraya göndermesi lüzumu- nu anlattı. Sonra Osman paşa- ya haber yolladı. Mehmet Bey ve Bekir efendi ile beraber Mabeyin dairesine gelmelerini bildirdi. Osman paşa ile iki arkadaşı derhal Mabeyine — gelmişlerdi. Baş mabeyinci Osman bey Osman paşanın ve Mehmet beyle Bekir efendinin iradeye intizar eylemek te olduğunu haber verdi. Ab- dülhamit : — Bana Osman paşayı yalnız getiriniz ! Dedi. Osman paşayı vesveseli Padişahın huzuruna - çıkardılar. Abdülhamit : — Geliniz paşa.. Edirneden gelmesi beklenen piyade alayı şu saat İstanbula muvasalat et- miştir. Sizden sadikane hizmet ve fedakârlık bekliyorum. Babil sefinel hümayunile hareket ede- ceksiniz Dedi. Osman paşa temenna etti. Abdülhamit yavaşça dediki: — Sizden beklediğim yegâne sadakat,Mithat ve arkadaşlarının firarına meydan vermemektir. Onların muhafazalarına son derece dikkat etmeniz matluptur paşa.. Çok dikkat ediniz. Orada Şe- rif Abdülmuttalip efendinin vu- cudundan da — istifade edebilir- ziniz. Şayet kat'i bir fırar teşeb- büsü haber alacak olursamız, hemen — Mabeyni — Hümayuna telgrafla arzı 'malümat edersi- niz, Şayet, kaçmak tertibatı fiil derecesine çıkmışta, ve bunu hissedememişseniz. şahsan — sizi mes'ul tutacağimı bir an bile hatırınızdan çıkarmayımıy.., Osman pasa dikkatle dinle- yordu. Abdülhamit mırıldandı : — Sizi oraya devlet ve Pa- dişah hainlerile mücadeleye gön- derdiğimi unutmayınız. Vali Saf- fet paşa azledilmiştir. Yerine Erzincanlı İzzet paşa tensib edildi. Saffet paşanın azli ha- berini bizzat — götüreceksiniz. Aşağıda başkâtip size verecek- tir. — Ferman efendimizin... —Paşa..Taif kalesinde Mithat ve rüfekayı melanetinin yanla- rına hafi memurlar ikame etme- Tisiniz. Gece gündüz bu adam- ların harekâlını gözden kaçır- mamanız İlâzımdır. Şu paraları alınız. Bunları şımdilik mahrem adamlarınıza ve memurlarınıza tevzi ediniz. Size hafi işlerini- zin tetviri icin şimdilik iki bin lira veriyorum. Masa üzerinde Osmanlı ban- kası bankonotlarından bir tomar vardı. Sultan Hamit bunları Os- man paşaya uzattı. K — Alınız paşa .. dedi Osman paşaya tam iki bin Hiralık bankonot vermişti. Osman paşa şaşkın şaşkın bankonotları almıştı. Abdülhamıt gülerek de- vam etti: — Size de ayrıca yüdiyüz elli lira ihsan ediyorum.harçlık eder- sİDİZ. Osman paşa, bu sefer yerlere kapaklanmıştı. Abdülhamit para karşısında eğilip kapaklanan bu adamı dikkatle süzüyordu. İşte, parayı çok seven bir adamdı ki, her şey yapmaya müstait idi, Sultan Hamit Başmabeyinci Os- man beyi istetti. Osman bey pa- dişahın huzuruna girer girmez : — Efendimiz, piyade alayı Sirkeciye muvaselet etti. Babil sefinci hümayunu iradei meha- betâdei cihanbaniye " muntazır olduğunu arza içtisar eylerim. dedi. Abdü!hamit geniş bir nefes almıştı. Sadece : B — Ya... Mahzuz oldum... Haydi siz paşayı alınız. İzaze- diniz. Mehmet beyle Bekir efen- dinin terfileri iradesini bana ge- tiriniz. Dedi. Osman beyle Osman paşayı başından (savdı. Osman paşa aşağıda, istirahat salonun- da bekleyen arkadaşlarının ya- nına döndü, Kaymakam Mehmet Beyle kol ağası Bekir efendi ayakta rTesmi tazim yaptılar. Başmabeyinci Osman Bey, Baş- kâtip Rıza paşanın odasına git- u. Mehmet Beyle Bekir efendi- nin terfileri iradelerini aldı. Pa- dişaha götürdü. (Devemi var) Hırsızlıklar' Yirmi dnrt saatta u( vak'a var 1— Meçhul bir yan kesici Güreli Mehmedin 52 lirasını Gala- tada çalmıştır. 2 — Yenicamiden geçen mat- mazel Sataniğin 60 İirası çalın- Mıştir. Hırsız meçhuldür. 8 — Pangaltıda Papayanoplu apartmanının 3 numaralı daire- sine hirsi © girmiş, 400 İiralık ” eşya çalmıştır, YARIN N | 'ııııınıı BU SİKAYET : Al bir daha » - Bir garson işin çürük tarafını anlatıyor Garsonlar cemiyetinin 258 numarasında kayıtlı olduğunu söyliyen bir garson diyör ki: Sene başı muayene cüzdan- ları için gemiyetimize gidiyoruz. Ne paramızı aliyorlar ne cüzdan veriyorlar. Heyeti idare intiha- bına kadar iş yapılmıyacakmış. Be bu cemiyetin heyeti idare- sinde hemen buhranlı zamanında bulundum. İyi bilirim ki heyeti idare kolay intihap edilemez. Ar- kadaşların itiyat ettikleri oyun- lar vardır. Daima kendilerinden maada bütün heyetler sui istimal eder, esnafı sıkıştırır, fazla para ister ve alır. Bu oyunlarda alâkadar me- murlar daima aldanırlar ve uzar. Fakat bu yüzden zamanında cüzdan yetiştirmediğimiz için belediyenin alacağı cezaları Ticaret müdüri- yeti tazmin edecekmi Görüyor- sunuz ki işimiz allaha kaldı. Bari oyuna aldanmıyacak ve aldatıl- mıyacak kadar malümatlı ve akıllı memur kullanmasını Tica- ret müdüriyetine siz tavsiye bu- yurun. YARIN — Çorap söküğü gi- bi yavaş yavaş bütün cemiyet- ler matbaamızı ziyaret edecekler. İş vazihleşiyor. Bu şikâyetler göosteriyor ki cemiyetlerin idare- sine memur edilen Ticaret mü- düriyeti memurları bu işlerin ehli değildir. Günahtır. Esnafa bu kadar eziyet yapılmaz. Yüz- lerce,binlerce esnaf eziyete mah- küm edileceğine üç memur baş- ka yerde iş bulur ve onların ye- rine iş bilen ve anlıyan ve an- hyabilenler öoturtturülür, olur biter. Yoksa oluruna bağlanan dügümü bazen haklı olarak böylece çöz- ııılı uıııqıılır Merakla takip edilen : Bir dava! Viktor Hügonun asarını kim neş- redecek ? Fransız şair ve müellifi meş- hur Viktor Hugonun asarını ne- şir hakkına dair olup Paris bu- kuk mahkemesinde rüyel edil- mekte olan dava bütün Fransa- da büyük bir merakla takib e- dilmektedir. Son günlerde Paul Morice, Guüsi Simone ve Madame du Bray'ın nazareti altında Viktor Hugonun asarı yeni bir. edislon olarak neşrolunmuştu. Halbuki Hugonun veresesin” den neşir hakkını Olandrof ve Elban Mişel kütüphaneleri al> mışlardı. Fransız. kanunu muci- bince Hugo'nun asarı ancak 1941 senesinde milkiyet umumi- yeye gireceğinden yeni edisyon veresenin hukukuna tecavuz ad- dedilerek şairin hafidesi tarafın- dan mahkemeye muracaat olun- muştür. Mahkemenin vereceği karara Fraasa matbuat aleminde merak- la intizar olunmaktadır. ———rnraş teces e— Rüsumata memur alınacak Rüsumat idaresine (Mk müfettişliği muavinliği için ha- riçten yirmiden fazla memur alınacaktır. Bu münasebetle ağur- tos ayında müsabaka imtihanları açılacaktır. ıııııııış Polonez köyünde İgün Arabadan indigimiz zaman vucutları- miz bir karakoldan çıkmış gibi hurdahaş olmuştu Polonez köyüne otomobille gitmek kadar büyük yanliş yokmuş. Her ilkte insan acemilik çeker ya, biz de öyle olduk. Hoş, bize Paşa bağçeden araba ile gidin demişlerdi de biz, belki daha ça- buk gideriz. ümidile, kadıgöy ünden otomobile bindik. Saat beşi geçiyordu, iki saat kadar arizasız gittik, yollar çok | fena olmakla beraber, otomobil yavaş yavaş yol aliyor. Biz dört kişiyiz, ikıde şoför ettimi altı, artık zavallı krasler'in halini sormayın. Netekim çok geçmeden lastik patladı. meger bir nal saplanmış. Bu na sanki bizim kalplerimize girmiş gibi hepimizin yürekleri cız etti. £ Yirmi dakika sonra ikinci bir kaza daha, lâkin bu berbat. Na- &l olduda şoför görmedi? öyle bir taşa 'çarpmışızki, otomobilin bilmem hangi mühim yerini par- çalamış. Hay kör olası tali. Arkadaşıma. — Keşge söz dinleseydik de- dim. Yanımızdaki Macar artist- lerde Polonezi görmek istedikleri- ne pişman oldular ya .. Ne ise ... Allah'tan olacak, Maks isminde bir Poloneze rast geldikte bizi arabasına aldı. Misafir olduğumuz Ma. Pavli- na, ihtiyar bir kadın, fakat dinç. Aman bizene ikram etti. Ne ikram etti ... İstanbullu bir çok daha mi- safir var. Sabahleyin gülerek, dansederek mükemmel bir kah- valtı ettik .. . Arkadaşım oldukça zaiftir, diyorki : — Eğer burada bir ay ka- hrsam, şişmanlar cemiyeti beni zorla âzâ kaydeder. Cidden öyle.. İnsan yedikçe yemek istiyor. Polonez köyünden ben doğ- rusu bir şey anlamadım, - adeta bir köy, dillere destan olan bir Para yetmiyor! — eepoayae — Sanayi bankasi 3 milyon lirayi nasıl dağıtacak İktisat proğramı mucibince Sanayi bankasına verilecek olan 3 milyon liranın ne suretle istimal | edileceği henüz belle değildir. Bu para bütün sanayi erba- bının kredi ihtiyaçlarına tekabül etmiyecektir. Bankanın bu parayı yalnız kendi hududu dahilinde bulunan fabrikalara tahsis etmesi muh- temeldir. serkRiğtesse — Feci bir süküt Dün saat 11,5 de ( Kumka- pida ) ( Samsun ) sokağında 6 numaralı evin ikinci katında otu- ran seyyar pazarcı Karabetin üç yaşında kızı Lüsiya pencere- den sokağa düşmüş beyni dışarı fırlamıştır. Küçük Lüsyanın başındaki yarası vahim ve tehlikeli oldu- ğundan Cerrahpaşa hastanesine yatırılmış isede vefat etmiştir. 28 Haziran İ gece fevkalâdeliği yok. Belki biraz sessiz, belki biraz şirin.. Burada vakitler çabuk geçi- yor. Haydi,yine yemege ! ne ça" bukta (öğle olmuş... Guzel bir çorba, taze fasulye, arkasından tavuk kızartması.. 'buraya kadar yemekler iyi gel gelelim, tatlıya aman yarabbi ene çeşit tatlı, on€ garip lezzet.. Vişme kaşar pey" niri ve baharat. Bu üç nesneden mürekkep bir, sözüm yabana tatlı, Fakai Macarları görmeli kapış- tılar efendim, bir birlerinin lok- masını kaparak yediler, Bereket Ma. Pavlina'ya.. mü- temadiyen yetişdirdi de mes'ele kalmadı. Benim bir lokmasını yutamadıgğım bu acalp tatlı i- çin bukadar zevk duymak... her halde bu da bir zevk... cuma da yemekle, gezmekle ge- çti. Akşam üzeri araba bizi yola çıkardı. Buranın arabaları da bir tuhaf, herkes bir sıraya oturuyor. Paşa bağçe'ye üç saatta gel- dik. Geldik ama ne kadınlarda kal kaldı, nede bizde. Sanki po- lis karakolundan çıkmışız gibi hepimiz hurduhaştık. Arkadaşıma; — Yahu dedim, şimdi söyle bakalım |Polonez'in neresini be-İ gendin. Derhal cevap verdi!. — Aptesanesini!, — Görmedinmi (orası adeta bir |kıraatane gibi, her lisandan gazete, mecmua,edebi risale var. En eyi vakit geçirilecek yer ora- sı dedi. Sahi hatırlıyorum, su - falan olmadığı için, bir sürü gazete koy muşlar.. Bununla beraber bir gün ve bir gecelik ömrümüzle görme- diğimiz bir yerde geçtiği için, nede olsa memnunduk. Bürhanettin Âli uplü sarhoş —-üemcer — Evelki gece Beyoğlunda Fe- ridiye umumhanelerine giden İ- ranlı çuvalcı Kel Cebbar ağa, okkalarla rakı içerek umumha- nelerin kapısı önündeki kaldırım taşlarını başının altına yastık yaparak sızmış kendinden geç- miştir. Kel Cebbar ağanın başına üşen sokak köpekleri, suratını ] yalıyarak uyandırrıışlardır. T Cebdar ağa tekrar sızdığın- dan yakalanmış muhakemeye verilmiştir. —————— — KEAN Taksimde Kazancı paşa ma- hallesinin eski mezarlık Yeni — — Öd ağacı sokağında kâin şehri İ 919 ve senevi safi 10,000 İlra | varidat getiren Vahrat oğlu nam apartımanın tamamı satılıktır. Gezmek ve görmek için Mezkür apartımanın 9 numaralı #ine müracaat Ve fiuat hususunda kat'i olarak görüşmek üzere Ka- dıköy ( Telefon :327 ) nüter baş- kâtibi İzzet beyden randevu alın- masi. (13 )

Bu sayıdan diğer sayfalar: