7 Mayıs 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

7 Mayıs 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zulüm! Bir memur bu hakkı kendisin- N de nasıl görür? Dün natbaamıza resmin de gördüğünüz Bursalı Türk ağlayarak geldi. Bu ğevç, bir lokma ekmeğini çıkarmak için gece gündüz minimini taplası başında didinen bir hırsız değil, dolandırıcı de- ğil, katil değil yalnız çörek satan bir küçük satıcı. Dün Muzaffer efendi is- minde bir Belediy- memuru bu biçareyi elindeki taplası sürüklemiş ve ile merkeze zavallının yine orada bu başkasına ait yegâne ekmek kırmıştır. o kır- vasıtasını kırmışlar bunun mış veya ehemmiyeti yoktur. a kırmak hakkını kend nde görenlerin bu Işlerinde hangi kanuna, hangi emre ilaat ettiklerini sorarız. Halkın elindeki — vasıtai maişetlerini parça — parça etmek, Adliyeye, İcraya git- meğe lüzum kalmadan her huvveti — kendinde bulup işi zalimane bitirmek kaçıncı hezin günahtır. Tahtakalede Papas hanın- daki Mehmedin yanında çırak olan bu biçare Bur- Ahmet ağlayarak ba- anlatıyor: salı kınız ne « Dövdüler. Bunun ehem- miyeti yok. Fakat taplamı kırdılar. İşte! artık beni orada tutmazlar, kovacak- lardır. Ben ne yaptım. beni aç birakmık neden? Ben Türk değil miyim, ben bu mleketin evlâdı değil mi- yim ? Bu; benim evimi, ümidimi, yiyeceğimi ve ha- arçalamak değil :ı-::;:"; Nr yaptım? dıuı?p ci miyim, hırsızmıyım, şimdi yapacağım? hırsız- mel ben ne KA lık miı edeyim?..n Bizde bu işgüzar memur- lara soruyuruz: —— Efendiler! Bu Türk oğluna bu zulüm ve kahrı yapmak için kimden emir alıyorsu- nuz? Bu zavallı ufacık hatası yanında ki bir cürümdür. Artık bu zorbaca hare- müsameha edilme- Mermurlar — halka, halkin ekmeğine, mesaisine hürmet edilmesi bir defa daha söylenmelidir ve böyle hareket — edenlere acıma- mMak, bu biçareleri himaye ©tn nın belki olan sİzin” ketlere melidir. Genç adam ciddiyetle AD verdi : — Hem kendini, hem de l;:"“l'urıııı meraklandırı- y çön Suzan. Bu, büyük * fikir, düşünce zaifliğidir. | ._"'-l'ıd_n böyle olursan son - Yapacağız ? 5,_“ Pek baş belâsı olaca- le> ftliba ! Belki şimdi bi- tık — Hayır, hayır. Maama- Brz CA daha sakin görmek n erim, SON HABERLER YARIN W ve ateş açmışlardır Harlan, 5 (A.A.) — Har- | lan mintakasında maden kömürü ocaklarında iş yü- zünden çıkan bir — ihtilâf neticesinde ağaçlar arkasın da pusu tütan amele bir polit kıtasınataarruz. etmiş- tir. 4 polis neferi ölmüş ve W bir çok polis neferi de ya- | ralanmıştır. .e Polisin mukabelesi üze- rine mutaarrızlar daha şid- detli bir ateş açmış olduk: larindan polisler ricat etme- ğe ve takviye kıtaatı alıp getirmeğe gitmişlerdir. Ni hayet, mitralyözler ve göz: yaşı döktürücü gazli bom: | balarla mücehhez olan tak- viye kıtaatı vaka mahal.- line gelmiştir. Cebelüttarikte karıştı Yine ihtilâl var! Portekiz de k Tanca, 5 (A.A) panyol Lejyon etranjerinin umumi karargâhının mekü- lât deposunda zuhur eden bir arbede bir takım kim- selerin ölmesine ve bir ta- — İs. kımının da — yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Hâdise- nin sebebi şudur; Kırallık taraftarlarından bir zabit cümhuriyet lider- du varla- resimlerini lerinin — doponun rında bulunan koparıp atmış olduğundan Lejyon efradı kendisine fe- bulunmuş- lar ve zabitler ka- rargâhına bombalar atmış- lardır. na muamelede sonra GREVLER Lizbon, 6 (A.A.) — Maa- rif nezareti tarafından neş- redilen yart resmi bir teb- liğe vazaran yüksek mek- tepler talebesinin grev te- şebbüsü akim kalmıştır. PORTEKİZ ASİLERİ Founcehal, 5 (A. A.) — London namındaki - İngiliz kruvazörü Portekiz asilerin- den mürekkep 61 kişilik bir grupu Curnev kruvazörüne naklettikten sonra İngilte- reye müteveccihen hareket etmiştir. TETOUAN'DA KARGA- ŞALIKLAR Cebelüttarik, 6 (A-A.)— Yerli amele tarafından ilân olunan grev dolayısile Te touan'da bir takım karga- şalıklar olmuştur. Bir çavuş ölmüş, bir yü: AğĞır sürette Karargâhlara bombalar atıldı arma karışık yaralanmış ve bir çok nefe- | | rin de hastahaneye kaldırıl- Masına mecburiyet hâsıl ol. | muştur. Sükün ve intizam tade edilmiştir. Madrit, 5 (A.A,) — İnfor maciones gazetesine Tetouan'- dan gelen bir habere naza- ran, hal ve hareketleri şüp- | beli görülen ve ecnebi tevkif edilmiş ir. Dünkü kargaşalıklara sebep olan yerli işçilerden birçoğu büyük bir eamide toplanmış: lar ve yerli hükümet memur larının kebileler efradı tara- fiından reyiâm usuülile inti. hap edilmesi temennisinde bulunmuşlardır. PORTEKİZ'DE NUFUS 'TAHRİRİ LizBon, 6 (A.A — Na- zırlar meclisi yakında icra edilecek intihabata esas ol- mek üzere 20 Mayısta ya- pılacak nufus tahririne ait hazırlıklar hakkındaki ka- rarnameleri tasvip etmiştir. Ankır;—s;orcu'll'l İzmirde İzmir, 6(A.A) — Vu- rutlarına — intizar olunan Ankara — sporcuları şehri- mize gelmişlerdir. Misafirler tertip heyeti namına üç kişilik bir he- yet tarafından Menemende istikbal edilmişlerdir. Spor- cular. Basmahane İstasyo: | nunda şehrimiz - sporcuları | tarafından parlak ve pek | samimi bir surette karşı- | Tamı dır. | canlıydı ve çok tehlükeliyol. aNDN . Muharriri Hüseyin Zeki sık- maktan korktu; sözü değiş- göründü. Lâkin neş'eli görünmek için kendini okadar tutuyordu Suzan, kocasını, tirerek — neşeli ki... Kalbinde müthiş bir merak vardı. Şimdiye ka- dar, korktuğu şeylerden biç biri, bu şekilde meydana çıkmamıştı. Bu, muhayyole- sinin icat ettiği, esatirin bir hayvan mevhumu değildi. Kadın, ona görünmüştü , Zira, şüphe etmiyordu ki önünde durup tecessüs ve tehditkâr bir nazarla bap tan aşağı süzen kadın, onu tanıyordn. Bunu düşündük- çe, şüphesi teyit ediyordu : Kendisi ile bu genç kadın, arasında gizli bir — rabıta vardı ve bu rabıta, Enisti” Günün diğer kısmı, Su: zan için pek feci oldu, Genç kadın, fikren pek meşguldü lâkin pek sakin duruyordu. Nihayet — salona , yemeğe indiler: o zamacı biraz unu- tur gibi oldu. Kendi masallarının ıt:rı- fındaki masallarda, neş'eli şakrak gruplar vardı. Ka- dınlar, ince, şeffaf tuvalet- ler geymişlerd'i, çok güzeldi- ler. Kahkahelarla gülüyor- bir çok yerli | | ibaret bulunduğu Amerikada isyan mı?| Atina Polis kıtasına taarruz etmişler 'Mebusu bir kon- İ ferans verdi Ankara, 6, (A. A.) — Atina mebusu M. Maccas bugün saat (16) da eski Türk ocağı salonunda çok mümtaz samiler heyeti huzu- runda Yunanistanın son se- nelerdeki terakkiyatına dair bir konferans vermiştir. Büyük Millet Meclisi Reisi Kâzım, Başvekil İsmet Paşalar, Hariciye vekili, bir çok — meb'uslar, Haric ye erkânı, devair rücssası, An- kara Hukuk Fakültesi Mü. deris ve talebesi, Sovyet, Fransa büyük elçileri, Yu- nan, Yogoslavya elçileri, İ İnılllıA maslahargüzarı kon- fezansta hazır bulnnuyor- | lardı. Hatip Yunanistanın muh- telif sabalardakt terakkilerini! büyük bir belâgatle izah ede- | rek alkışlanmış, Türk - Yunan dostluğundan çok hararetle bahsetmiştir. Gerek bu dost- luğa ait sözleri, gerek bu ve- sile ile geçen M. Venizelos ve Mihalakoptulosun isimleri sürekli alkışlarla karşılan- mıştır. Konferans, dinliyen- üzerinde çok büyük ve sa- mimi bir intiba bırakmıştır. BİR TEKZİP Ankara, 6(AA) — Kont de Chambrun tarafından Frerler mektebi drektörüne hiçbir mektup yazılmadığı “Son Posta, gazetasi tara- fından — neşredilmiş — olan maktubun Fransa sefare- tince yalan olduğu — beyan edilen bazı ittihamatı teyit maksadile tamamen uydu- rulmuş sahte bir vesikadan mezkür sefaretin iltimasına binaen hariciye vekâletinden - bil- dirilmektedit. Vekiller içtimaı Ankara, 6 (Telefon) — Vekiller heyeti dün ilk içtimamı — aktetmiştir. Bu içtimada meclisten — itimat istemek üzere hazırlanacak olan program etrafında gö- rüşülmüştür. Vekiller prog- ramlarını başvekile vermiş- ı ü lar ve oyunlarındaki şane- larını anlatıyorlardı. Yanlarında, kibar, süküti duran — delikanlılar vardı. Suzan, bu muhavereleri din- lemiyor, kadınların içinde, “o kadını, arıyordu. Aceba oradamıydı? Bulamayınca ferahlandı ve kocasının, etraflarını sa- ran erkek ve kadınlar hak. kındaki — anlattığı izahata kulak - verdi. Genç adam: — Şa bÜYER üDi v mer kadını görüyor musun? Diyordu, onun ismi: Semiha., yanındaki güzel delikanlı da: Şadan Bey... iki senedenberi dehşetli para - sarfediyor- muş... öbir. masadaki şiş- man Bey - Hani dirseklerini Sahile 3 ) Talebe aç kalmış! Yedi aydanberi yemek verilen talebenin yemekleri kesildi Dün bize İstanbul Türk maarif cemiyeti talebe yur dunda bulunan iki genç mü- racaat etti. Bize acı acı şunları anlattılar: “Talebe yurdurda yedi aydanberi iaşe edilmekte olan talebe yemekleri ke- silmiştir. Bu talebeler ikt gündür aç kalmış, terk eylemişlerdir. mekteplerini | Tabelelere yedi aydan- beri yemek veren yurt, asıl talebelerin imtihan zaman- ları geldiği bir sırada ye- mekleri kesmesi çok acı ol- muüuştur. Bu talebe efendilerin istikballeri üzerinde büyük bir rol oynayacaktır. Ye- mekleri — kesilen talebeler iki gündenberi muhtelif yer- lere müracaat etmektedir. SAa —— Yedikule tabakçıları matbaamızda Ph A A AM AA 200 işci aç! Türkiyede herkesten evvel Türk ekmek yiyecektir Dün matbaamıza'Yediku- le tabak işçileri, gelmiş ve bir çok şeylerden acıklı şi- küyette bulunmuşlardır. Bu işciler aynı zamanda Sanayi müdiriyetine de gide- rek şikâyetlerini söylemiş: lerdir. Bu işçilerden Yedikule tabak fabrikasından birin- de çalışan şıkâyetçilerden bir tanesi şikâyetlerini şöy- le anlatmıştır: *“Ustabaşılarımız Türk de- gildir. Onlar tabak işlerini fabrikalardan kilosu üç ku- ruştan alırlar ve bize yedi yüz kilosunu 180 — kuruşa verirler Bu kadar büyük farkla kazançlarından sartı- nazar Tü k işçinin çalışması için üç yevmiyelik işi bir günde isterler. Bittabi buna hiç birimizin kudreti yok- tur. Hastalıkla veya her hangi bir sebeple ayrılmak zarureti hasıl oluvor ve ya- but en küçük bir fırsatta bu Türk olmıyan ustalar bazı işlerimizden çıkarırlar Bugün 200 kişi çalışmı- yor. 2500 işçiye thtiyaç gör- teren tabak işleri bugün 700 işçi ile yaptırılıyor- Bu işin ehli olan Türkleri de uzaklaştırıyorlar. Yedigüule Tabak fabri- kasından bu suüretle uzak- laştırılanların hemen hepsi Türktür. Bu işten anlamiyan ve Türk olmıyanlara hakik! mesaiye mukabil (160) ku- ruş yevmiye veriyorlar. Bugün hiç bir yerde Türk ustası yoktur. ve hattâ iki Türk fabrikatöründen başka Türk fabrikatörü de yok- tur. Hapimiz «cız. Bu işlerde Selim Bey; Pariste bir bangermiş, yanın- daki kızla beraber gelmiş.. sonra, ta kenerdeki masada yalnız başına oturun Andre Marteroy, meşbur. - Eransız romancısı... işte bütün bu tanıdığımız ve tanımadığı- mız insanlar, buraya eğlen- meğe, günün yorğunluğunu unutmağa gelmişler... Birden durdu, karısına baktı. Suzan onu beklemi- yor gibi görünüyordu, dak- gındı, gözleri, «dalıp dalıp gidiyordu- Enlis sitemli bir sesle: — Yazık - dedi- boşubo- şuna zahmet etmişim! Sen dinlemiyorsun. Suzan görderini kocam- na çevirdi ve gülerek: — Vallâhi — söyledikleri- hattâ geceleri yabancı teba- alardan adam kullanıyorlar. Derdimizi Sanayi müdiriye- tine de söyledik.,, Bu vazi- yet üzerine Sanayi müdiri- yetinden keyfiyeti sorduk. Geç vakit olduğu için mü- fettiş Burhan Beyden başka kimseyi bulamadık. Mumsileyh şunu söyledi. * — Benim töyle bir müraczatten haborima yok. Yalnız bir Rum işçi geldi. Kolunu evvelce makineye kaptırmış, tekrar işe alın- masım istedi. Belki müdür beye söylemişlerdir., Şikâyetçilerden Mehmet Tevfik Efendi izmindeki işçi bizzat müdüre söylediğini ve hattâ bu fabrika sahiplerine iltimas edileceğine de viat aldıklarını tekrar etti. Türkiyede herkesten ev- vel Türk ekmek yiyecek- tir" Bu işin ballini Sanayi müdiriyetinden bekleriz. Talebe yine giriyo Ankara,, 6 (Hususi) — Mektep talebelerinin spor kulüplerile alâkalarının kestirilmesi mühim spor teşekkülierini zayıflattığı kulüplerin vaki — şikâyetle- rinden anlaşılmıştır. İdman ittifakı merkezi umumisi yaptığı bir içtimada talebelerin tekrar spor kulüplerine — gire, bilmesi için Maarif vekâleti nerdinde teşbbüsatta bulu- nulmasına karar vermiştir. Maarif vekâleti nezdin- deki teşebbüsleri İstanbul meb'usu Rana Bey yapacake tır ua —a nin bir kelimesini kaçırma: dım... Diye cevap verdi. — Maamafih başka şey- ler de düşünüyordun.. Ne ldi ?.* —- Hiç... Karısını pek sakin gör- dü ve fazla meşgul olmadı. Yemekten — sonra Fransız Uyatrosuna gittiler. Paristen yeni gelen bir trüp yeni bir piyes oyniyordu: — Arslan paylı. Gecenin ilk kısmı gözel geçti. Temsil çok hoştu. Enis sahte sanatına karşı müteassıp olmamakla bera- ber locada. gizli gizli esne- yordu. Halbuki suzan artist- leri zevkle takip ediyor ve endişesi temamile zall ol muş gibi görünüyordu. ( Devamı gar )

Bu sayıdan diğer sayfalar: