30 Mayıs 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

30 Mayıs 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 2 —— Muasir Cümhuriyetlerde Teşkilâtı esasiye: Dünya - cümhuriyetlerinde Teşkilâtı esasiyeler nasıldır? Amer_irlr(af“ğîiî ılşl_şi_ıriyeü Amerika Teşkilâtı esasiyesini neşre başlıyoruz v *Biz, müttehit hükümet- ler halkını en mükemmel bir ittihat teşkil, adaleti te sis, alle rahatini temin, müşterek müdafaayi teda- rik, umumun faadetini, tez- yit, biz kendimize ve nes limize bürriyetin iyiliklerini tahkim etmek emelile, müt- tehit Amerika emir ve tesis ediyoruz. Birinci bap — Birinci fasıl L İşbu aktile kabul ve tasdik olunan bütün teşrif kuvvetler» ve — salâhiyetler müttehit hükümetler tara- fından teşkil olunacak - bir kongreye tevdi edilecektir. bu da bir. Âyan meclisi ile bir mebusan (Mümessiller) meciisinden. terekküp ede cektir, İkinci fasıl 1 — Mümessiller meclisi ( Haneof Repnesentatine ) muhtelif hükümetler bhalkı tarafından, ber iki senede bir defa intihap olunan aza- dan mürekkep olacaktır . Her hükümette Mümessiller, azası en çok hükümet kuv- vel Leşriiyesinin müntehip- leri için matlüp olan evsafı haiz bulunacaktir (1) 2. — Yirmi yedi yaşma dahi! olmıyanı, yedi senedir müttehit hükümetler vatan- daşı bulunmiyan, intihabat zamanında intihap olunduğu hükümet dahilinde — sakin olmıyan kimse — mümessil olamaz. 3. — İlk tahriri nüfus müttebit hükümetler kongre- sinin .ilk — içtimamı takip eden üç sene Zarfında yapı- lacaktir. Sonra da, kanunun tayin edeceği tarz dahilinde her 'on senede bir yapılacak- tf Otuz bin nüfus için bir mümessil olacaktır. Fakat her hükümetin hiç almazsa bir mümessili bulunacaktır. 4. — Bir hükümetin mü- mesrillerinde inhilâl vuku- buldukta, bu — hükümetin gak için ka- üp olan şar te değişir. Bir hükü- de üç aydan bir sene- ikamel etmek lnız bir. vergi müflen metlere mdât dah ye'kad şarfttırı Bi vefilmesizi lerf okumak yazmal nız okumak bilm löp olar yaş 21 Karagöz — Eh maşaliah — maşallah cevlân gibi atlar. Para olsada ben de alsam| fazla hükümetleri | için işbu Teşkilâtı esasiyeyi 1 | met için, y Üüt | kuvvei icraiyesi bu münhal- | | deri doldurmak için; fülihar ; bat yaptıracaktır, 5. — Mümessiller meclisi kendi reisini ve memurlarını intihap — edecektiz; Âyan meclisi huzurunda itham etmek hakkını yalnız Mü- messiller meclisi haiz ola- | caktır. Üçüncü fasıl 1. — Müttehit hükümet- ler Meclisi Âyanı, her hükü- her bükümetin kuvvel teşriiyesi tarafından | altı sene için intihap olunmuş| iki Âyan azasından mü rekkep olacaktır. Her aza- nın ancak bir reyi “bulu- nacaktır. 2 — İlk iotihaptan son- ra içtima ettikleri gibi, memleket olduğu —kadar müsavi sürette Üüç — sınıfa taksim olunacaklardır. Bi- rinci sınif — Âyan azasının mevkileri ikinci senenin ni- hayetinde — vazifeleri hita- manda — inbilâl — edecektir. İkinci sınıf azanın dördün cü sene, üçüncü gınıf aza- nn altıncı sene — nihaye- tinde vazifeleri nihayet bu- lacaktır. O suretle ki Âyan azasının Üüçte birl iki se- nede bir. tecdit olunacak- tır. Bir hükümet kuvvei teşriiyesinin devrei içtimal- yeleri arasında istifa sure- tile veya başka bir tarik ile, bir inhilâl vaki olursa bu hükümetin kuvvel icra- iyesi teşril kuvvetin ilk iç- timama kadar bir muvak- kat tayininde bulunabilir. O vakit münhal doldurulur. 3 — Otuz yaşına dahil olmıyan, dokuz senedir müt- tebit hükümetlerden birinin vatandaşı bulunmıyan, in- tihap olunduğu hükümet dahilinde şakin olmıyan bir. kimse Ayın azalığına intihap edilemez. 4 — Hükümeti mütte- hide reisi sanisi Âyan mec- lisinin riyasetini ifa - ede- cektir. Ancak Tesavii âra takdirinde rey hakkına ma- lik olacaktır. 5—Meclisi âyandan diğer memurlarını, hükümeti müt- tehide ikinci reisinin gay- bubeti halinde veya bu zevatın —Hükümeti — müt- tehide — riyaseti — vazilele- rini ifası halinde riyaset edecek muvakkat rois inti- hap edecektir. (Devamı ,var) | geçli? | Celâdet göste-” | Ne pehriz! Düp cuma olmak müna- | sebetile — şehrimizdeki sine- malar hınca hınç dolu idi: Vilâyetle sinemacılar arasında hâdis olan ihtilâfın namİ ameli, bir safha göste- veceği haylı merakr mucip oluyordu. Vali muavini Fazlı B: film göstermeğe - başlandık- tan sonra sinemayı görmeğe kimsenin giremeyeceğini kişelerin kapatılacağını söy lemiştir. Aksi tarzda kareket aâden sinema sahiplerinin de tec- ziye edileceklerini buna lâ- ve etmişti. Halbuki, dün tinemalara barmutat herker gelebildiği saatte, mâtine aralarında girmiştir. Böylece “eski ha- mam, eskitas', vaziyetinin temadisine mâni olan bir vilâyet memuruda zuhur et- memiştir. Doğru tarzı hareket tebudur. Yalnız, şu varki bu şekil, Fazlı Beyin beyanatlarile" Gtam bir bir tezattır. Aceba vilâyet HBaklı tirazları celb- eden — kararındân — yazım recekler! galiba Bar, lokanta sinema liste ve duhuliyeleri toplandı Belediye tarafından lo- kanta, bar ve birahanelerin fiat listeleri , tolattıtılmıştır. Bundan —maada sinemaları çrn — duhuliyeleride tetkik edilmektedir. İktisat — işleri — muüdür: lüğü - ile dalmi. encümen bir etüt - hazırlamaktadır. Onun için şehrimizdeki lo- kanta, sinema, bar ve' em- sali yerlerin fiat listelerinden sınıfları tesbit edilecektir Bu tesbit edilen miktarlara nazaran bir formül buluna- caktır. — Böylelikle, — fazla resim tediye etmemek için sınıfları yanlış yazdırılan | etmiş ve Belediyenin de mı bu gibi yerler sahipleri hem tecziye edilecek, hem de | badema hile yapmak im- kânı kalmıyacaktır. Ayni zamanda sınıflarını yükseltmek istemiyen bar | ve birahaneler de meşrubat mekülât — fiatlarını — tenzil edeceklerdir. Bütçe — İniniz bakalım bu kadıuıı Ekmekciler, ortada Ekmeklerden bazılarının bozuk olduğu bizzat bele- diyenin dabi tahtı itirafın: | dadır. Bunların düzelebilmesi için hamurkârlar cemiyeti Reisi Şevki” B. dö şunları | söylüyor: “Vakıâ, ekmeklerin ba- zan bozuk çıktığını biz de biliyoruz. Hattâ bu hususta bazı — tasavvurlarımız da vardı. | Meselâ bir hamurkâr- hk mektebi tesis etmek is- avenetini reca etmiştik. Fa- | kat, bu teşebbüsümüz alâka ile karşılanmadı. Fakat şunu da söylemek isterim ki ekmek işi gibi, halkın sıhhatile alâkadar | alâkadar bir meselede Be- | | diyenin daha hassas olma- sını arzu ederdik. Gayrı sıhhi görülen ek- mekleri toplatıp denize dök. mekle Belediyece yapılması icap eden kontrol — tama- men İcra edilmiş değildir. Hamurkârlat — cemiyeti reisinin beyanatının iki cep- hesi olduğu görülüvor: Biri mekteple ekmek — meselesi- nin düzeleceğini zanetmek: diğeri de Belediye talimatının noksanlığından şikâyet. Halbuki, gerek uncular, fırıncılar ve gerek değirmenci- ler nezdinde yaptığımız tah- kikat ekmek meselesinin 1s- Tabı için başka şeyler dü- sünmek lâzım olduğu nok- talarındadır. Ekmeklerin bozuk — çık- masının sebeplerini ararsak mes'uliyeti uncuların, fırın" cıların biribirlerine atfettik- lerini hayretle - görüyoruz. krerenesareeLAALANALEAAERAAA L AALARALeLELALAlELAR. Fransızca DYARIN| Tarensemeserınen nnn ! Pek yakında intişar ediyor Hazırlıklar ikmalğedil- miştir. Fransızca YARIN bir Avrupa gazetesinden Ffarksız olacaktır. Kuv- vetli mündericat- En yeni en taze havadis - Güzel | dirde wncu krediyi tabı. aAğI Karogöz — E, tabii her ikbalin bir idbarı vardır. uncular ne diyorlar? ' Bu işi halletmeli! | Mes'uliyeti o ona o, ona ,atıyor bozulan ekmektir Muamafih.' hepsinisi ittifak eltiği bir nokta - vari Hamurkâr mektebile ek. mek hikâyesinin — nihayet: lenmeyeceği! Bu hususta “bir diyor kis — Evvelâ, ekmek yap: tığımız unların matlüp ev- safı haiz olmasını temin etmeliyiz. Fırıncıların kısmı azamı uncülara borçlu ol düğündan bize yollanan ün yâşta olsa, kurtlu'da olra kabule mecburuz. Aksi tak- keser ve fırıncıyı — borcundan dan dolayı mahkemeye verir. Tabil fırıncı da iflâs . et- memek için süküta mah- küm oluyor. Ekmekler de bor zuk çıkınca , belediye yaka- mıza yapışıyor. Uncular ise yöyle söylü- yorlar: — Fırıncılar paralarımızı yiyorlar. Kendi hilekârlık- Tarını atmak içinde böyle iftira ediyorlar. Yaş unlar, biziti değirmenlere üğütmek için verdiğimiz buğdaylar değildir. Değirmenciler kendi el- lerindeki eski unları- bun- larla — değiştirip — fırıncılara namımıza yollıyorlar. Değirmenciler — ise bu ithamlara muhatap değiller- miş gibi hareketi tercih edi- yorlar ! Şunu da ilâve edelim ki Belediye — mevcut — teşciye üsüllerile fırncıların - hilele. rine mâni - olamıyor. Çünkü, fırıncılar ne kadar cezayı nakti — verirlerse versinler, bu miktar. datma hileli ka- zançlarının yekünundan çok azdır. Bu huşusu, bizzat fı- rıncılar bile itiraf. ediyorlar! İstanbul fırıncı Fena, Çok-fena.. Şikago, nun caniler; hır- sızlar memleketi olduğunu okuya okuya öğrendik, Fa- kat karkarım kf “İstanbul, bu hususta rekoru kıracak... Gün değil, saat geçmi yor kü bir. kafa yarılmasın, T bir kalp dölinmesin. Gene bir. saat geçmi- yor ki bir usturâ bir gırt- laği ikiyö âyümasın, © >bir kasa ve - bir cüzdan bo- şalmasın. Yedi yaşindaki * çocuk Hobiçak. taşıyor. Ön yaşındaki katil olü: yor. Hele — yirmisini — aşan kahraman (!) Tarın - hesabı- ni polit we adliye bile tutamıyor. * Neden l? Bu » psikolojik — bâdiseyi mütehassıslarına bırakalım, Bizim gazeteci görüşümüz maatiki — düşünüşümüz şu noktaya, varıyor. Memlekette işsizlik var- dır. Memlekette umumi buh- ran vardır. Buna yoktur. İşte, bütün bu mühim sa- ikler İnsaalaıı, çileden çika- rıyor, deli ediyor. x Parâsiz kalan adam her şey yapabiliri. Pantalonunu satıyor rakı içiyor, daha ileri giderek kokain çekiyor; ve.. nihayet çatlıyor. Buğuluyor. Bunlar olmasa bile.. etrafına saldırıyor. — y Ya çocuklar? diyecek- sinİz... Onlarda görenek... Ma- lâmya, — çocuklar — herşeyi kolayca taklit ederler, hele fena 'şeyleri... * Bu kanlı hadiselerin ö- nüne geçmek, en İnsani, en tabit - vazifemizdir. Amma her nepahasına olursa olsun. 'RHANETTİN ÂLİ mukabil “Para, 've taşradaki VE MÜESSESATI - RESMiYENiN Nazarı dikkatine: 1 Haziran 931 tarih'nden illbaren gazetemizde neşredile” cek bilümum davair ve müessesatı resmiye ilânatının, feahhüre Uğramamasını ve muntazaman neşrini feminen -yeni - teşekkül eden ve- merkezi İstanbulda, Ankara caddesinde, Kahraman Zat hanıidâ ÜÇÜNCÜ KATTA hulunân RESMi İLANLAR TÜRK LiMiTET ŞâRKETİNE ; < Gönderilmesi İktiza ettiğiniş devalr Ve müessesali » res- miyenin enazırı itlilâma arzeyleriz. derler. — Buna Şattan ihip eşeğe binmek

Bu sayıdan diğer sayfalar: