15 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

15 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

g— LABITA MÜKARRİRİMİZİN MÜŞ ÂHADELERİ —x Esrarkeşler arasında BİR ÂLEM... , Yazan: Ahmet Süleyman e Esrar dalgası Baba Saffet elinde sigara yerine on lira buldu ! Ruhunu şat, kendisini kur- Baz, amelini de mülâyim eyle- ye Yüeyyüheşşakirin — karnı 'du fakirin. Bit tabak baklava getirin, Yemessem geri gölürün. Çığrı dağındaki hacı Mehmedakinin kızı var. Biri Ayşe, biri Fatma: Allahım bunları, sen bize sakla.. Yaf, yuf yezide destur!... Dedi ve hemen kabağa #arıldı. Hafif tertip bir iki Ç'klikten sonra üçüncüyü u- Zzün vederin bir nefesle çekti. Bunu müteakip Japon Meh- | met ve diğer arkadaşları çek- meğe başladı. Onlar çeke dursun. Gele- lim biz Baba Saffete. Bu adam 45 yaşlarında uzun' boylu sa- Fişin ve uzun biıyıklı bir zattır. rkeşler arsaında tanınmış bürmet ve teveccüh kazan- Mmıştır. İşte bu adam, Allahın gü- nü kahve kahve gezer, bütün | esrarkeşlerin âlemlerine - işti- rak edermiş. O gün de buraya gelmiş, esrarını çekmiş dalga- #ına da şöylece düşmüştü. Cani, esrarlı bir sıgara iste- diği için ceplerini karıştırma- #a başlıyan baba Saffet, bir parça esrar yerine, cebinden on liralık bir evrakı naktiyenin çıktığını görmüştür. Gözleri, fal taşı gibi açılmış. — Allah, bugün de kısmeti- mi böyle ihsan etti, diyerek sır- tında kalmıyan çamaşır takımla- * rini yenilemek için, hemen ce- vine sevine Mahmut paşaya gelmiştir.' Dükkâncıların bol ve ısmar- Tama iltifatları arasında bir iki Mağazaya girmiş, takım ça- maşır için bir çok amerikan ile pazenlere bakmıştır. Fakat, masılsa beğenmemiş olacak ki o mağazalardan çıkarak üçüncü Mmağarzaya daha girmiştir. Burada keza cinslerine, sağlamlıklarına, ayni zamanda malların zerafetine bakmıp tır. Bu sırada yanına ken- disi gibi müşteri olan çocnk- hu bir kadın gelerek: — Beyefendi, bu pazenler çok güzel çok dayanıklıdır. Taysiye ederim alınız. Demiş tir, Baba saffet te: — Evet, hakikaten güzel; hoğuma gitti alacağım. Alacağım — amma, Tefrika No : 28 kime HLi Evet, çok ıstırap çekti- ğinizi biliyorum... — İstırapları- Bızim, tesirlerinizin aksi, bana kadar geldi... Enls, genç kadın hakkın- da yapılan tahkikatı hatırlat- t. Hicranın sakin ve ma- tum yüzüne bakarak utandı. Nasil olmuştu da bu eyi kalb- W, güzel 'kadından şüphe et mişlerdi? Hayır! onda bir ca- ni, bir katil çehresi yoktu! Bu esnada, bir satıcı, ko- hundaki sepetle yanlarından Elindeki çiçek deme: diktireceğim onu düşünüyo- rum. Demiştir. Hanımcağız daâ Baba Saffetin haline acımış, sevap maksadile: — Eğer bizim eve kadar gelirsen —hayırıma dikerim, Demiş. Bunun üzerine son derece Tmemnun olan Baba Salfet, boynunu bükerek: | — Ben de size dua eder, hem de birkaç para dahi veri- ilm demiştir. Kadın kendi alacağı malı almış bunun üzerine kadşn ile baba Saffet Fatihte dar bir, sokağın içine gelmişlerdir. O ara kadın baha Saflete hita- ben: — İğte yavrum benim evim sen bir iki saat dön dolaş, oa- dan sonra gelde çamaşırlarını | al, demiş ve evine girmiştir. | Bu ev eski zaman usulü üzerine harem ve selamlıklı olarak yapılmıştır. Baba Saffet, bu eve dikatli: ca bir baktıktan sonra, şaşır- maması için yerden bir taş almış, kadının girdiği kapının önüne mışan alarak koymuş- tur. İşte evi şaşırmamak için bu taşı koyduktan sonra 1*0- kaktan çıkmış, caddede bulunan — kahvelerden birine girip oturmuştur. Aradan üç saat geçmiş, va- kıt geldi diyerek çamaşırlarını *dikecek olan — kadının Cevi önüne gelmiştir. Nışanı aramış, taramış; Fa- kat yerinde yeller estiğini gör- Müştür. Bunun üzerine kendi ken- dine: — Acaba hangi kapu idi. Demeğe ve düşünmeğe başlamıştır. Neticede sağ ta- raftaki kapuyu çalmağa ve oradan çamaşırlarını istemeğe Tütüncüler Nerede toplanacaklar? Ayın 25 inde şehrimizde Balkan memleketlerinin iştira- | kile toplanacak tülün komis- yonu içtimalarına, tütün inhi- encümeni müdiran dimiştir. Bir kadın Kendini iple astı Adanada sebebi henüz an- Taşılmayan bir meseleden do- layı bir kadın — kendini iple asmıştır. sar idare salonu ta Muharriri: Hüseyin Zeki kin satıcı ısrar ediyordu. O zaman, Enis, sepetten sade bir menekşe demeti aldı ve Hicrana uzattı; Derin bir me- siyetle: p Evvelden dedi, yalnız sunları hediye etmeme mu- saade etmiştiniz. Bu çiçekleri kabul ediniz. Kim — bilir, belki de biribirimizi son defa nlarak görüyoruz? Hicran, sarardı, - sarardı; gözleri kıpkırmızı oldu. Deme- ti aldı, göğsüne taktı ve sessiz soluksuz yürümeğe ba, . Sarüre Grek Sölet e8 duğu halde, canları sıkılıyordu. Biribirlerine kaçamaklı bir su- ; Poliste : ıl Ceset Polis Ahmet Ef. öldürüldü mü ? Bir haftadan beri gaip |Volan Beşiktaş Polis merközi mürettebatından Ahmet Efen- dinin dün, Ortaköyde Seyri- sefain körmmür deposu önünde demirli bulunan Kızıl İrmak vapuru — pervanesi yanında cesedi bulunmuş, — keyfiyet Sebebsiz dayak Çengel köyünde mezarlık sokağında oturan sabıkalı Şi- nasi isminde biri dün, ayni mahallede oturan şoför Saibi sebebsiz yere dövmüştür. Bu hususta hakkında tahkikata başlanmıştır. Yaralı öldü Evvelki gece Çenberli taşta Kürt Abbasnamında biri renç- ber Agop isminde birini yara- Tamıştı. Mecruh Agop hastal neye kaldırılmış, yarasının şid: detinden dün vefat etmiştir. Katil Kürt Abbas yakalanmış Adliyeye teslim ed'lmiştir. Evlenmeyince vurmuş Üzküdarda Hüseyin ismin- de biri dün, sevdiği Neriman isminde bir kıza kendisile ev- lenmeği teklif etmiş, Nerima- nın ret cevabi. üzerine biça- ğını çekerek zavallı kızcağızı Konya mektubu: müddelumumiliğe bildirilmiştir. | | Adliyede: Küpeler Mazhar Osman Beyin davası Doktor Mazhar Osman B. in kumusyoncu Fuat Ef, aley hine açtığı —davaya dün üçüncü cezada devam edil- Miğtir. Malümdur ki davaya sebep bir çift Pirlanta küpedir. Maz har Osman 'B. bu küpeleri Fuat Ef, ye 1800 liradan aşa- ği almamak üzere satılmak için vermiştir. Fuat Efendi ise küperleri 795 liraya satmış ve elden ele dolaştırmıştır. Dünkü celsede bazı şahit- ler dinlenmiştir. Bu şahitlerin hepsi Fuat Efendinin emniyetli bir zat olduğundan bahsetmiş- lerdir. Heyeti hâkime diğer şahit- lerin zelbi için muhakemeyi başka bir güne bırakmıştır. #ekekaşs aa sasaaa ea AAAAAAAAA %ocuk bulundu ! kldür'de . Taygar tepe mahallesinde bezlere — sarılı bir çocuk bu'unmuş, zabıta bu hususta tahkikata başla- mıştır. Veli ağa öldü! Şilede sakin 66 yaşlarında Veli ağa isminde |biri dün, öküz arabasile Üılmdıu gel mekte iken, öküzleri ürkmüş, zavallı Veli ağa da arabadan Beledıye iflâs etti! Tanzifat ameleğine beş aydanberi Bu hâdise memlekeıımız kahve on para verilmemiştir. Bütün Konya yeni teşekkül edecek Fırkayı bekliyor Konya, 12 (Hususi) — Ye- |nın vaziyeti ile yakınılan alâkadar ni çiftçi ve işçi fırkasının te- şekkülü, halkının yüzde sekseni bu sınıfa mensup olan Konyada büyük bir alâka ve sevinç uyandırdı. Halk yeni doğacak güneşi sabırsızlıkla bekliyor. Bilhasra bu teşekkülün başın- da halk — yolunda — pervasız. ca bağıranların bulunması, ehaliye kat'i bir itimat ver. mektedir. Türk İşçi ve — Çiftçisinin bugünkü elim ve feci vaziye: tile mücadeleye en müsait | bir programla girecek olan ye- ni Fırkanın bugünkü vaziyete nazaran mefsuh Serbest Cümhu- riyet Fırkasından daha çok esaslı bir alâka göreceği mu- hakkaktır. Memlekette tanın- mış bir çok zevat yeni Firka- rette fakat derin, eın'ı blı zevk ve mahzuziyetle bılıyor- lardı. Hicran, genç adamı değiş- miş buldu. O, zayıflamış, avurt: ları çökmüştü. — Çehresinde, daima o güzel gözlerle o ma- jnidar tebessüm kalmıştı. Onu bu şekilde çok daha güzel bul ldu. Bir lâbze de müthiş bir buhran geçirdi. Öyle hissedi- yordu ki, şayet Enis, onu evine götürmesini ve orada kalma: sını münasip bulsaydı, muka: vemet etmeği bile düşünme- den takip edecekti. Hem de ne kadar mes'ut olarak!.. —— Genç adama gelince; o, Hicranı - biraktığı gibi," sakin bulmuştu, başında şık bir ha- sır şapka vardı. Sarı saçlarının bukleleri, gene eskisi gibi idi. olmakta ve faaliyete geçmeğe amade bulunmaktadırlar. Hayatı bir kaç tüfeylinin elinde oyuncak olan ve mik- ıtırı yüz binleri aşın Konya çiftçi İşçisi son ümidini — bu inhisarcı zihnfyetten kurtara. cak olan Fırkaya bağlamıştır. Hükümet gazetelerinin ha- kikati bambaşka gösteren şu- ursuzca neşriyati burada yal- nız nefret ve İstikrah uyan- dırmaktadır. * Uzun zamandanberi vazi- yetini kurtarmağa — uğraşan Konya Belediyesi en nihayet mukadder akibetine uğramış, İflâş etmiştir. Maaşı (18) lira olan tanzifat amelesine beş aydanberi on para verilmediği imuştu. bir zamanında, maceralara mı atılacaktı? Kendi kendine: lim gelir de beni gene Hicr. beraber görürse, ne der?,, Diye düşündü. Sonra, derhal ceva- bini buldü: “Öyle ise, niçin beni yalnız bıraktı?, Enis, bunları düşünürken yüzü okadar değişmişti ki, bu- nu, Hicran bile fark etti. Fakat sebebini anlıyamadı. İkisi de susuyorlardı. Hicran, istanbula dönmek Mecburiyetinde olduğunu söy- Tiyerek, vapur iskelesine kadar beraber gitmelerini teklif etti. Yan kamaralardan birine gir- mişlerdi. Vapür kalkmak üzere idi. Enis, dişarıya — e'karken elini uzattı. Lükin ge.., kadın tatlı ve aynı zamanda kuvvetli bir bareketle Enisi kendisine doğru çekti. Elemli - bir arzu Enis, ürktü. Maziyi hatırladı. Onu, gene tehlikeli buldu. On- dan bir defa ayrılmıştı. Çünkü ile sararan dudaklarını, sev. gilisinin dudaklarına yıpıı- nüfuzu altında kalmaktan kork-! tırdı. Yı şimdi, sakinleşen | HAI.K GAZETESİ Mültecilere acıyalım! Bir mülteci “İskân tasfiye,,kanunu- | nun tatbikinden şikâyet ediyor! _ı Dün, Ali Enver B. isminde bir. karimizden bir mektup aldık. Yeni mer'iyete vaze- dilen “İskân tasfiye, kanu- nu tatbikatından acı acı şikâ- yet eden bu mektubu (neşre- diyoruz: İskân tasviye kanunu çıktı Kanun neşredildi, tatbikat sahasına geçildi. Verilmiş bir #özün sıhhatine vaki itimat- Tarı dolayısile muhacirler me- yanında Şark mültecileri de müracaatlarını yaptı. Fakat ve macelesef bunlar döndürüldü, kanun maddelerinin sarahat- sizliği iddiasile reddedildiler. Bu cevap, onları hayrete le- estüre ve nevmidiye sevketti. Daha dün denecek kadar yakın bir günün samimiyeti bugün nasıl televvün eder? Bu hususta bahusus D. Ve- kilinin açık beyanat ve iza- hatı nerede kaldı? Şark mül- tecileri memleket kanunla- rından istisna edilmiş veya kuru — vaitlerle intizara sev- kedilmiş kimseler midir? Da- hiliye vekili Bey bu hakkın teslimine taraftar değildi de Millet Meclisinde neden iti- raz etmiyerek hüsnü kabul gösterdi? Bunlar Vekil beyin -Kahveler bele etmeli ve mutlak bir kanun vücudunu mu istemeli idiler? Bu hal, daha |fazla emniyet- sizlik demek olamaz midi? Uzun lafın kısası; İddia edilen karanlık bidayetten iti- raf edilmiş bir sarahattir. Bunun teslimi şarttır. Şark mültecileri bu haklarını Hü- Iıünıenen isterler. Şoförlere Yeni harfleri bilmez- se ehliyetname verilmiyecek Belediye encümeninde dün yeni bir karar verildi. Bu karara göre yeni harf- lerle okuyup yazınak bilmeyen şoförlere — ehliyetname veril- miyecektir. Zabıtai belediye talimatnamesine bu mealde bir fıkra ilâve edilecektir. İ . zmirde Heyelân ilerliyor İzmir. — Göztepe ve ya- kın dağdaki heyelân i'erliyor. Bazı laş topraklar yuvarlandı. Yakın evlerden bir kaç cam kırıldı. Mahalle halkı çok vadine itimatsızlıkla mı muka- | korku geçirdi. Fiatların düşmesine mâni olmak için ler yakıldı! tacirlerini endişeye mi sevketti? Brezilyada — fiatların düş- mesine mâni olmak Üüzere binlerce ton kahvenin yakıl. dığını yazmıştık. Bu haber şehrimiz piyasasında mahdut bir aksi tesir bırakmıştır. Brezilyadan az kahve sipa- balde Belediye reisi (300) lira olan maaşını muntazaman al- maktadır. Ankaraya para te- minine gidip yirmi gündenberi orada bulunan Belediye reisi- nin bu vadide — muvaffak olmaması dolayısile bu za- tun; — Bir iska meselesinden dolayı masuniyeti teşrilyesinin ref'i ve tahtı muhakemeye alınması mevzuu bahs — olan Konya Çiftçi mebusu Mustafa Lütfi efendivin yerine Kon- ya mebusluğuna Halk - Fır- kasınca namzet gösterilece- ği hakkında kuvvetli bir şayıa ,vardır. Konyalılar buna tabii bir hâdise nazarile bakıyorlar: Çünkü Belediye Reisliğini ya- Kamarada yalnızdılar. On- ları hiç kimse görmiyordu. Enis, onu tutmak, göğsünde sıkmak ve buselerine muka- bele etmek arzusile yandı. Fa: kat bir saniye tereddât etti. Birden vapurun acı acı öttü- ğünü duyarak dışarıya fırladı. Vapur iskeleden ayrılırken genç kadın, müstehzi ve uf 9 hamkâr bir sesle: — Allahısmarladık, Enir! diye seslendi. — Eniş cevap verdi: — Güle güle, Hicran! — Aramızda iki saatlik bir mesafe var... Genç kadın, bunu kendi- ne hâkim olamıyarak söyle- mişti. Vapur uzaklaşıyordu. Enis el sallıyor, Hicran da: “ gel! gel!, manasına el sallayordu. Sonra, vapur kesif bir du- , Maan koyuverdi, burunu döndü (Devamı var) riş edilirken, bugünlerde bu- siparişler fazlalaştırılmıştır. Esasen memlekelimizin bel- li başlı kakve muamelâtı ya- pan kıt'alar şunlardır. Mısır, Aden, Yava, Bre- zilya, paa bu zat ayni zamanda Cumhuriyet Halk Fırkası ida- re heyeti reisidir. * Türkiyenin en mühim buğ- day istihsal mıntakası olan Konyada buğday fiyatları se- nelerdenberi görülmemiş bir düşkünlük arzetmektedir. Çift- çi buğdayını satamayınca bit- tabil acınacak bir balde düşmüş, 4flâs tehlikesine maruz kalmış- tır. Hükümet bu hale kargı hiç bir tedbir ittihaz etme- miştir. Zahire Borsası her şeyde ve her yerde olduğu gibi inhisar altındadır. ) Bu — sene — yağmurların bol, mahsulün bereketli olmak ihtimaline rağmen Konya köy- lüsü nevmittir. Hülâsa: Konya işçisi ve Çifiçisinini, hayatile alâkadar bir teşekküle istinat edip hak- kımı müdafaa icin böyle yoeni bir Fırkaya bağlamak €n ha- kiki memleketçiliktir. e * 4 Kuduz Köpek yokmuş Son günlerde kuduz va-? kayiinin çogaldığı hakkında Sihhiye müdürü Ali Riza B. dedi ki : — Hakikaten mahalleler. de köpeklerin- coğaldığı gö- rüldü. Ve Belediyeye itlâf için haber de verdik. Son bir iki vak'a kuduz vukuatı. değil'i — Her - ihü- male karşı tevavi edilmekte- dir" Memleketimizde kuduz köpek yoktur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: