13 Ocak 1939 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6

13 Ocak 1939 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Seni Unutmustum a ğ Yi R. İrfan GÖKSEL 'Ne göz yaşlarım, ne de dinmi-| den, veremeden uzaklaştım. Büme- yen hıçkırıklarım bu içten isyanımı | den, düşünmeden sokağa koştum. anne ve babama duyuramadı. Ondan kaçtım!. Zoraki, kırkiki yaşlarından zen-| — Niyefl. eden?!. gin bir tüccarla beni evlendirdiler. | — Halbuki onu on dört yıldır ara No yapabilirdim?! On dördüne he-| myor muydum? Öyleyse! nüz giren bir genç kız ne yapabilir-| —— Nefesim kesilinceye kadar, on- di: Goz yaşlarımı — içime akıttım. | gaa uzaklaşmak için koşmak niye Mukadderatıma, anne ve babama| İA ölmaükl ae Bu olamazdı!. Sabah ve akşam evimizin önün-| — Benim Ferhundem. Benim sev 'den geçtiğini gördükçe, / biraz fo-| miye bile kıyamadığım yaramız rahlıyordum. ' Çok geçmeden bak-| Perhündem . berkesin kadını ola- 'ftım bunu da bana çok gördü. İkir ci bir darbeyi de kocam vurdu. İşi| Golayısile beni alarak Almanyaya| götürdü.. ai unuturum sandım, Sende uzaklaştıkça, seni daha çok arıyor- dum. Talihimi bana yeni bir ağır| darbe daha - vurmakta gecikmedi. mazdı. Kader.. - Onün masum . kalbini böyle mi mükâfatlandıracaktı? du! Yanılıyordum! Hayır! Daha doğrusu, acı bir hukikat) Tüyanı görlüyordum. Zengin kocam bütün servetini ku- Ö marda kaybetii.. Borçinndi, avun | . Aradan henüz ü gün gecme BC Ger ea | sami Gaeia, ie eee gazsiz. #indeki feci bir kazanın tafsilâtına takıldı: (Perhunde i din, hizin geçen tramvayın önün. düğü bu sefil hayatı bir gece âle- minin sonunda kendi eliyle nihay- 'dendirdi. Artık büsbütün kimsesiz, bu yabancı memlekette yalnız kal- bu yabancı memlekette yalnız kal.| den kaçamıyarak, ağır sürette ya Sier ralanmıştır. Derhal imdadı sihhiyle “Yol paramı zorlukla tedarik &-| ( --- ) hastanesine - kaldırılmış- Gebildim. İstanbula anne ve baba- | *a sa, yolda akdığı yaraların tesici mın yanına dönüyordum. Aradan | Ve fazla miktarda kan zayi ettiğin- #a yıl geçmişti. İkisi de çoktan bu | den ölmüştür. Vatman... v. s.) fâni dünyaya / gözlerini yummuş. |— Zavallı Ferhunde. dardı. Zavallı yaramaz Ferhüundem. Çilem daha dolmamıştı. Para R. irfan GÖKSEL zlik bana her geyi yaptırdı. Ölü M umdin. Taket banlin er.Kaln Ha el neni son bir defa görmek ist,|Adananın yeni emniyet Bi Müdürü Astanbulda olmadığını, dişarıda. bulunduğunu öğrendim. Arkandan Belecektim, para bulamadım. - Bu Adana, (Husust) — Çoruh em niyt müdürlüğünden — vilâyetimiz emniyet müdürlüğüne tayin olu -| 'nan Bay İsinail Hakkı şehrimizo| Zelmiş ve vazifesine başlamıştır. Yeni bir laboratuvar ve ist-syon İzmit, (Husust) — Şehrimizde| kan ve balgam zahlili ve muaye 'nesi yapmak üzere veteriner mü. dürlüğünde yeni bir - İaboratuvar| küşad olunmuştur. gün, yarın diye, tam £ yıl daha danmıştım. Bana yapmacık gefkati güsteren kadının, gizli ar- Zularını - sonradan / öğrenebildim. Parasını istiyordu. Güzel bir kadı-| 'nın bunu ödeyebileceğini söylüyor. u. Yakınında bulunduğum uçuru- ma, gözleri açık sürüklendim. Bi- tuzağa düşürülmüştüm. - Herkesin kadını, parası olanın kadını oldum. Artık, paradan, herkesten, — kendi! kendimden iğreniyordum. Çok zaman — gırtlağıma uzanan ellerim - beni boğmadı, - boğamadı. Ölü yaşıyordum! Seni son bir defa, görmek için bu dört yıllık ıztıraba, katlandım.. Tekrar mindere yıkıldı. İnliye- ek ağlıyor, haykırıyordu. — Ferhunde!.. / Yaramaz - Fer-) Ayrıca Adapazarında da bir tohum ve islah İstasyonu tesis . Tunmuştur. künde.. Herkesin kadını oldu. Anlı-| Bevralji, kırıklık ve - bütün Bana bir gey söylemedi. Şimdilik — Kadaşına rastladı. Adam Deni zor Alahamarladık. Ja bir kokteyi içmeğe davet etti. Iç — Güle güle Bül tiği bir bardak martini kat'i kara. Denin önünde on dakika kadar bir zaman vardı. Gi ıi daha sağlamlaştırmıştı. Barda. < Mösyü Den, diye çağırdı. amı, Santini bir kenara koymuştu, Cüzdaninın içini karıştırdı. Ronte va mektübü Mandervonun, — Nev. york polis müdürüne yazdığı mel tubla yanyana duruyordu. Cüzdam. ai kapattı. Ve hepsini valizinin içi, 'e koyarak kililledi. Fakat daha evvel valizden bir. maymuncuk al mağı ihmal etmerelşti. Sonra, otor ati tabancasının işleyip işleme Giğini, dolu Glup olmadığını tedkik etti. Tam bu aralık gözleri, karyor Jarın Üzerinde duran Nansinin el Givenine takıldı. Tabancesile bera ber bunu da cebine yerleştirdi. Si &. Pedder, okşayıcı bir sesle. Tim mi? yet nazik ve kibar davrandı. Gözlerim, kulaklarım aldanıyor- | mli - genç bir ka- | Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, Tette gaşırtamazdı. Aşağıya indiği Zaman Salondan geçerken Bilin ar- Bini masaya birakirken arkasından birisi: Hiler Pedder, kapının önlünde ken düzini bekliyordu. Bilin mahud ar kadaşından müsaade alarak ayrık — Sizi ayınyorum galba? dedi Biraz geç kaldım. Beni affedin. Mor tör Üç kişiden fezla adam taşıme. ğ için misafirlerimi küçük grur Tar balinde yata götürmek mecbu. Tiyetinde kaldım. İşiniz yokmm çide. Yata gidinceye kadar Pedder ga- Nibayet yata yanaşarak güven teye çıktılar. Pedderin motörü bağı YENİSABAH Kazanan Numaralar 15000 STmie Lira kazanan —— | "7 5067i zet0a 2000 sansu 16202 | SS E 06 35023 3000 — :> ” 13518 4282 21612 Lira kazanan o 4861 38265 DRE 1000 Lira kazananlar 20741 16542 Dünkü Tıza | 30817 dızas 10831 19260 10880 Sonları (02) ile biten numara b S F ikişer lira amort slırlar 420 3000T 6868 10013 Son 10 bin Hiralık mükütat — | 21904 30526 35724 3088 31384 4580 264 Sizo 1608 9109 36621 20,000 Tiralik mükâfat a baro lll Beher numara beşer yüz lira ZM 50400 SiT | mükâfat nlır a L vi 14888 36555 30609 30335 28879 15419 38250 23543 19522 38052 32816 2750 5829 13066 35199 | 22079 15763 10206 4848 10279 22656 30279 36722 242 19008 30002 1ASİZ TEZGA | — 20812 20T72 1SR0 25109 301T | — 556 80055 39041 34052 Tıs6S 80 lira kazananlar — | | SS0 Sa06> G9 1 Si2S6 — gaxa O0t züşte Sab0a 9osor | | xat “ssak zez 19613 Sisin | IS 3a00r Zarer ao 1a030 | BU 26638 6201 15006 IZT GS G00Z G6 o12 207 | in BEZE 1220 stiSi sikos 3a0 838838 25357 37762 15319 23150 AA T , | JZaa aK0 Tamaa a17 190so | ÇSSİ3 10062 13000 sü0S zaeTo | ztaas “üiz 'cea 1a0a2 gagaa | 20490 ZS0 gi215 3036 150 | — 8857 17748 21219 26012 31524 v 12206 20272 10445 28T96 a1 | *İTOS — GT5 387T 2016 20x18 | 2480 1466 16194 GTe2 1404 |— T1G . S2 11195 27575 Ssü7 | | 14186 24025 6987 S121 | 33739 21585 22055 36486 | | 11656 36318 12384 33093 | 17150 8214 — 858 19136 | | 5S9 57a Czizt z10i 2a03k |— 191 20564 mosü 10030 1osa0 | 8584 31010 263 30077 424 33515 16072 36650 | M Er a ŞÖS0 108i iğira Za asa 10381 8408 32010 22201 5ua b ar gy eee 32062 23797 33757 — 187 10150 254T 5516 33564 22363 19807 37380 10636 37465 3TOS4 34172 37208 25464 22813 35230 5081 34366 584 19527 57 26720 | BİSL 22013 S0 ZS Yasar 2are 2erze | öti 'azaa sasna a0i 106 eli Tesa arler Z907 20853 ztasa Süren | ——— Mersinde bir sergi açıl?ı| Mersin, (Hasusi) — Halkevi | z komitesi tarafadan her yi -| Gadu gibi bu sene de büyük bir ağrdarınz derhal — keser, &i eli yumuşak ve ter içinde idi. Nansi ise ancak bir tebesslim ile Aktifa etti. Ernst yorgün bir sesle. — Bu akşam sizlere hoş bir vakit Beçirtmiyeceğimden dedi. Müdhiş bir nezlem var. Doğ: TusUDU söylemek lâzim - gelirse ya. takta kalmam daha iyi idi. Ve bunları söylerken de Nansiye Sert ve elddi nazarlar attı. Rut kızgın bir tavırla: — Amma da can sıkıyorsunuz ha, diye haykırdı. Sizi canlandıracak gey, küvvetli bir içkidir. Pedder araya girdi: — Mösyö Den, görüyonsunuz, ta- Jadığı sarada Rut, Deni kenara çe kerek; — Sizi görür görmez öyle sevin. dim ki. Gelmiyeceksiniz diye korku. yordum. Burada can - aıkıntısından. ölüyorum. Ernst'in halinden âdeta verem olmuş gibi bir mâna çıkıyor. Ne kadar da meraklı. Nansiye ge. ince, müdhiş asabi. Haydi gunları bir yola getirin de gülüp eğlenelim. Rut, bunları söylerken, - Pedder de yanlarına yaklaşıyordu. Güver. tenin tente ile örtülmüş bir kusmı. 'a doğru gittiler, Ernst ve Nansi hasır koltuklara gömülmüş oturu- yorlardı. Brnet, kalın bir mantoya Bürünmüş duruyordu. Dene uzatı Ve baba vurmak için kalkan eli-| le; gittikce saran, azan, kuduran | hırsına kapılmış bu parmak kadar | küçük, yaprak kadar zayıf titreyen, yi seyrederek önün - kendiliğinden | tükünet bulmasını bekliyordu. Hal- buki Nebilin azgın hiddeti - bütün Akat sedlerini yıkmış, kuduz bir| nehir gibi çağlıyor, köpürüyor, gi 'tkce acaib, korkunç bir şekil alan| le âdeta bütün günün hiddeti- lmıya hazırlar| la yüzüne ve başına siper olmiya ça lışan küçük ince kola iük tokat in d Söyle ne biçim koşmak 0? nakaratı mütemadiyen tekrarlana- Fak bir ikinci, bir üçüncü, bir be #inci, rastgele iniyor, hiç alışmadı. h bu öfke sağanağı altında titriye-| Tek: Töbe.. babacığım.... Bir daha yapmam babacığım.. diye bağıra: yavru mütemadiyen kâh bir omu - zumu, kâh diğerine indirip kaldırı. yor, başını gözünü muhafazaya ça Jişıyor. İnce- kollar hiddetli, ga- zablı eller biribirine dolanarak ini- yor, kalkıyor. Müdeyyedi artık tahammülü Nebil.. Nebil.. diye fırlı- d — Bir elile çocuğu bir tarafa it rek diğerile erkeği tutmıya çalışı- yordu. Nasıl oldu. ikisi de bilmiyor, Bir an.. Kısa bir an gözgöze gel- diler. Tüle yanağını tutan kadının isyanla dolu gözleri bir kelime, bir (Affet) bekliyordu. - Pakat Nebil kendisine şaşkın şaçkın ve düşman akladlı. gözlerile bakıyordu. Çok kısa süren bir bakışma ve bu dilsiz mücadele Medit bir. hareketiyle tori. ör: Hızla bapıya doğrü koşmiya başla: & — Nereye?.. Medit. İçi ümidle dolu, ondan en ufak bir pişmanlık bekliyerek döndü. Fa- kat Nebilin bozulan yüzüne bir de- mir maske geçirmişlerdi sanki, Do- muk, donük Nereye? Ne oluyorsun kuzum ? diye sordu. Artık bu sual fazla gel- — Gözümln gördüğü yere.. sen- den uzak olan her yere. beni döve- | miyeceksin artık.. beni ” dövemiye- aksin. bana el kaldıramıyacaksın. Hem böyle bağırıyor, hem koşu-, yordu. Birden bu bağırarak koşan incel kadın gölgesi Nebilin uyuşan dıma- | ğina sivri bir aester gibi battı. Ne Yapmıştı? Onu sevmekten, onu te- selli ve çocuğunu müdafandan başka bir şey n bu sevgili kat nasıl hırpalamıştı? mamile tanıdıklar arasındayız. Siz- leri sıkmamak için fazla davetli ça #irmadım. Pedder, bundan sonrü - Üzerinde kokteyi bardakları olan bir masayı yazlarına doğru çekti. Ve misafir. lerine birer bardak uzattıktan son- Mösyö Den, size garsonumun yaptığı bir kokteyi ikram edeceğim. Kimse onun gibi bu işleri becere- mez. Siz aşağı yukarı içkinin ser- best olduğu bir memleketten geli- yorsunuz. Bakalım böyle bir kok- teyi içtiniz mi? Bu, Yat Kilibün o. yuncak içkilerine benzemez. Yemeğe gelince methetmek gibi olmasın a- ma, fevkalde. Bekâr bir adam ol duğüm için bütün işlerime uşağım Manuel bakar. O her şeyime bakar. Elbise ve çamaşır dolablarım, mo- tör, yat, hepsi onun nezareti altın- dadır. Bundan başka mükemmel ye mek pişiriyor. Meharetini de biraz- 'dan göreceği yatamım gibi kalkan el kadını yar| decek kadar, Ümide vurmak için kalkan eli - 'nun yanağına İndiği zaman af dili- yeceği yerde anbahtanberi biriken hirsile âdeta haz duymuştu. —Medit... Medit... diye ar- kasından koşmak istedi. Fakat o çoktan odalardan birine kapanmış, içerden kilidlemişti. Kapının önünde yeniden deruni bir mücadele baz dı. Bir hiç için beynini saran hıra ye- niden levleniyordu. (E. ne olmuştu sanki? — Oğluna vurmak isterken ona gelmişti. Bu kadar hiddete, şiddete ne - Tüzum vardı. işte bügün onda - fevkalüde bir sinir vardı. Halini anlayıp sus- dalar yal. Şimdi (Aç) diye yalvarınca o da 'naza başlıyacaktı. Ağlamalar, af ta- debleri, teselliler.. daha sonra öpüş- meler.. Ve hayvani ihtirasları için. de güya barışacaklardı.) Bütün benliğini saran acaib öfkesi arasın- da bu düşünce onu iğrendirdi. içeride, ellerini yüzüne - kapamış hıçkıran ve hâlâ bir pişmanlık, bir rücu bekliyen kadına / seslenmeden döndü. Medit, kapısına kadar gelen ve sonra uzaklaşan ayak seslerini din- liyerek müdhiş bir karar verdi Muhakkak bir başkası var. Oa sene aadetine soku- ik sarsılmıyan lan zehirli bir yılan başı var.. ezil- meğe lüyık bir baş. Ümidsizlik, çaresizlik içinde saç. darını çeke çeke inledi: — Onu seviyor.. on çok seviyor. 'bana el kaldıracak, beni tahkir e- Onu sıkmakta; hiç müna yok.. her gün bu hal tekerrüir edecek değil mi? Şimdiden gitme- Ti hemen gitme Bir an ölümü düşündü. Fakat muhafazakâr, inanan ruhu bu fikre isyan etti. Hem bu oyundan bu ka- dar mağlüb çıkmak istemiyordu. İzzetinefs yarası ve aşkı onu &- lümlere götürse o, yine kendi kon- dine ölümü çağırmıyacaktı. Şahla- 'nan gurürü önünde iki masum ba- şin kendine sokuluşunu sanki his- etti. Ümidle Emel. hele - Bmel.. Küçücük, minimini himayesiz Eme- le sonra kim bakabilirdi? mamaları, uyku saatleri, On senenin filmi gözlerinden ge- giyor, bütün tath hatıralar, haya- tının en güzel parçaları; insafaız bi- rer çıban gibi beyninde zonklıyarak: bugünkü zavallılığının üstüne deşi- Tiyordu; Yeşil çam ormanlarında — geçen nişanlılık günleri, mes'ud bir peri gibi gülerek dolaşan nazlı gelin, ete- Şinin dibinden ayrılmıyan — siyahii Benç damad... Sonra yıllarla süren ihtiraslı bir aşkın yavaş, yavaş ye- Fini 9 emniyetli, sakin ve dinlendi rici sevgiye terkedişi... Birer, birer doğan çocuklar ve onun - kalhinde hiç eksilmeden artan, büyüyen sev iyinin hasretteri. tüçları ( Devamı var) meğe daha vakit var. Onun için #imdi bardaklarımızdaki kokteyilek Ti bitirelim. Rut bardağındaki içkiyi yavaşen içti. Son damlasını da - bitirdikten — Aman yarabbim, hizmetciniz. hakikaten çok mahir bir adammış, dedi. Nansi bir şey söylememişti. Dene, ancak bakmıştı. Den, belli etmeden Benç kı tedkik ediyordu. Sakin gö Tünüyordu. Fakat bu halin tabil ol Güğü dikkatli bir nazardan - kaça mazdı. Koktegilin içmemiş, bardağın ke narına dudaklarını değdirmekle ik. tifa etmişti. Ne diye nazarlarını bo- yuna yere dikmiş duruyordu? Re ardonun gelmesini mi bekliyordu? Fakat etraftaki vaziyetten başka bir misafir beklendiğine delâlet e decek bir gey yoktu. Başka hir koke teyl bardağı da ilâve/ edilmemisti. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: