16 Mayıs 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

16 Mayıs 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA IKTIBASLAR | Kanada'nın yeni Başbakanı Louis Stephen St. Laurent Loıııı Stephen, bundan sekiz yıl önce Kanada hüküme- H tarafından vazifo başına düvet edildiği sırada kendisile görüşen Bazetecilere göyle demişti: «Ben — politikadan anlamam. Şimdiyo kadar hiçbir siyast par- fiye de Intisap etmedim.> Halbuki bugün 67 yaşında o- Jan Stephen, siyaset âleminin en fanınmış simalarından biri ol- fauştur. Onun politika sahasına 'tılışı İse bir tesadüfün eseridir. est Lapoint'in vefatından son Iktidarı elinde tutan Fransız Kanadasının liberal partisi şefsiı kahıvermişti. Halbuki Kanada bakanı Makenzi King Gue- 'in yardımı olmaksızın, kendi hükümetinin iktidarı muhafaza Gdemiyeceğini anlamıştı. Lapolnt İn cenaze merasiminde hazır bu- Tunmak Üzera Ottawa'ya giden Makenzi, bu huşustaki endişesi- ni, Guebec'in en realist politika- gılarından biri olan Gavan Po- Wer'e açmış ve ondan şu cevabı almıştı: — Ne durüyorsunuz, — Louis Stephen'l yanınıza alsanıza! Fakat Makenzi, Stephen'i hiç tanımıyordu. Power ona, — Ste- phen'in sadece dürüst ve müte- vazi bir avukat olduğunu söy- Temekle yetinmişti. Bununla be- raber Makenzi, âini bir karar ve- recek ve bu mütevazi avukafı, adliye mekanizmasının başına ge tirecekti. O tarihte 59 yaşında olan Stephen, bu makama gelir gelmez, birçok eski kanınları de Biştirmiş, memleketir dahilinde- Ki asayişi temin etmek maksa- Gile gece vazife gören polislerin adedini Çoğaltmştı. Pakat onun bu sıkı metodları, bazı Kanada- h hberalleri ürkütmekten geri kalmıyordu. Hemen hiç kimse Cuebee'l centilmen ve bu. kadar sert olabileceğine ihtimal vermi- yordu, * Stephen, üzün zamlan devam 'eden bir başarılı icraatile iyi bir bakan ve bir iş adarm: olduğuna kendi kendini inandırmıştı. Fa- kat o, halkla bir türlü temasa geçememiş, onun — teveccülünü. kazanamamıştı. Bu yüzden Ste- phen, harp sona erer ermez, va- zifesinden istifa etmek niyetile ıııı:ı. Stephen'in: iB- Fakat Hifasını: reddetmekle kalmamış, bu sefer, onu Dişişleri Bakanlı- ğına getirmişti. Debdebe ve alâ- erkenden kalkarak kocası- gözlü güzel kadına, hemen her celsede tesadüf ediyor, onun ko- Casına olan bağlılığına hayran kalıyorlardı. Ancak gu var ki Stephen alle- Bİ, zamanla, bu yeknesak hayat- tan artık bıkmıştı. Zira Stephen- in Kanada halkının kalbini ka- yanmak İçin giriştiği bütün te- Hebbüsler, hiçbir semere verme- mişti. Pakat nihayet geçen: yaz, 'onun Unesco'da verdiği sert bir nutuk, vaziyeti Jehine olarak nihayet değiştirecekti. Artık Ste phen, Kanadalıların saygı göz- terdiği mühim ve sempatik bir gahsiyet oluvermişti. * DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINDAN BAŞBAKANLIĞA Bu sebepten dolayı Stephen, günün birinde — parlâmentonun huzurunda Dışişleri Bakanlığın- dan çekileceğini söylediği zaman liberal parti telâşa düşmüş - ve derhal gizli bir celse akdetmiş- t. Celse sonunda Stephen'in memleketin selâmeti namına, ma kamında kalması gerektiğini ka- naatine varmıştı. Stephen'in Baş. bakanlığa intihabı da, bir emri- Çeviren: Nazım Kemal vükı geklinde tecelli etmişti. Zi- ra o, bu hususta hiçbir teşebbüs te bulunmamış, delegelerle temaş tan bile kaçınmıştı. Yalnız Ste- phen, son dakikada - o da karısı nın israrı Üzerine - Başbakanlı- a seçildiği takdirde, bu makamı Memnuniyetle kabul edeceğini bil dirmişti. Kapalı bir mizaca sahip olan bu eski avukat Başbakanlık se- çiminin kat't neticesini mecliste beklerken beraberinde, yiyecek olarak, bir kuru sandöviç ve bir küçük gişe süt getirmişti. O, kür süye çıkmadan önce, bir taraf- tan sandöviçini, diğer taraftan da Adi bir kâğıt parçası üzerine bir takım şeyler karalamıştı. Rakiplerinin beliğ nutuklarına sade ve basit bir dille mukabele eden Stephen, bütün — kongreyi hayrette bırakmıştı. Nihayet o, galip bir ekseriyetle seçimi ka- zanmış ve geçen kasım ayında Başbakan sıfatile, vazifesini dü- rüstlükle ifa edeceğine dair ye- min etmişti. x KATİ KARAR AREFESİNDE Başbakan Stephen'i, uzpn za- mandanberi sürüncemede kalan birçok meseleler bekliyordu. O, dünya yüzünde barışı sağlamak Üzere çırpınan Birleşmiş Millet- lerin semeresiz — gayretlerine, aylarca seyirci kalacaktı. Yine aylarca Rusyayla bir takim imti- yazlar bahşeden Veto hakkına mütemadiyen kızıp - düracaktı. Nihayet Stephen, geçen ilkbalar da hareket geçerek, parlâmento- ,ya, Kanadanın Brüksel paktına katılması ve gimal Atlantik mu- ahedesinin akdi hususunda tek- lifte bulunacaktı. Bugün bütün batı devletleri- nin —müğterek — dâvasını be- nimseyen — Stephen'in güttüğü siyaset, şu formülle izah oluna- bilir: «Hiçbir kaçamak yola sap madan Birleşmiş Milletlerin sa- fında yürümek!> «National Home Monthly» den geçilecek olan bu tarifede geçen seneye göre fazla sefer vardır. Bu:arada idare bu yaz Kadiköy Köprü tarifesinde de bir yenilik yap miş ve ba hatta geca yarısından #onra: 1.30' ve 3.30 da işliyecek iki gefer tahale etmiştir. Eski Emniyet genel müdürü vefat etti Bmniyet Genel — Müdürlüğünden Emekli Tevfik Hadi Baysal dün An Karada kalb sektesinden Vefat et- aniştir, Tevfik Hadi uzun senelet bir çok devlet hizmetlerinde bulunmuş ve arada bir çok illerde, emniyet mü dürlüğü valilikler yapmıştır. Mor- hu son olarak emniyet genel mü- dürlüğü vazifesinf yapmakta iken yaş Haddinin dolmasından emekli- ye ayrılmıştı. Maraş Trahom hastaha- nesindeki yangının sebebi anlaşıldı Maraş, 15 (Telefonla) — Bir kaç gün evvel vukubulduğunu bildirdiğim Trahom hastahane sindeki- yangının sebebi anlaşıl. mıştir. Yangın ameliyat odaşın- da su ısıtmak için yakılan gaz ocağının fazla ısıtılmasından do- layı duvardaki saç levha kızış- mış ve ahşap düvarı tutüştür- muştur. Hâdisede hastahane bağ hekiminin ihmali görülmüştür. 'Tesbit edilen zarar 7200 liradır. Hastahanede yanan eşya bu mik- tara dahil değildir. S Ehir— HÂBERLERİ Türk Kadınlar Birliği İstanbul müteşebbis hey'eti dün bir toplantı. yaptı Ankarada - teşekkül eden Türk Kadınlar Birliğinin, İstanbul müte. gebbis heyeti, dün anat 10,30. da Eminönü Halkevi salonunda Anka ran gelen delegelerle birlikte — bir toplantı yapmıştır. , Bu toplantıda birliğin nizamna- mesi okunmuş ve muvakkat idare heyeti seçimi yapılmıştır. Muvakkat idare heyetine: İtfet Arus, Nasip Dublan, Dr, Pakizo İzzet, Emel Gürler, Mihri Pektaş Yümniye Onat, Hesma — Humbara € seçilmişlerdir. Bütegebbis heyet Birliğinin İstan bul merközinin teşekkili için bu. günlerde: valiliğe müracaat ede - cektir. Adalet ve İçişleri Bakanları Ankaraya döndüler Bir kaç güpdür şehrimizde bulu. nan İçişleri Bakanı Emin Erişirgil ve Adalt Bakanı Fuat Sirmen dün akşam Ankaraya avdet etmiş lerdir, Rumelihişarı vapuru Haziran ortasında geliyor Şehir hatları işletmesinin Hollan da. tezgâhlarına ismarladığı altı. ge. hir hattı vapurundan dördü halen Ulmapımızda çalışmaktadır. Diğer Sarı> nin seyir tecrübesi yapılmış Ve müsbet netice, vermiştir. Gemi 15 Haziranda lmanımıza gelerek Servise başlıyacaktır. Üsküdar ve Kadıköyde yapılacak yollar Üsküdar ve Kadıköy kazaları da hilinde belediye tarafından aşağıda isimleri yazılı sokak Ve caddeler tâmnir ve yeniden yapılacaktır: Kadıköy Kazasında: Erenköyde Bulüş, Suadiyede — Mücahit, Okul, İsmail — Hakkı, — Kayışdağıçeşme, Çayırönü 49 uncu okul, Çamlık, Ço fak İsmall, Emin Ali Bey, Tayya- rect Resmi, Nabi Zade yol ve: so. kakları. yapılacaktır, Üsküdar Kazasında: “Beylerbeyi İskelesi yeni rıhtım, Şemsi Paşa - Doğancılar, İhsaniye - Paşakapısı geçldi, Halk Öğdül, Salacak iske. le dönmedolap, Büyük Çamlıca - Tomruk, Küçükyokuş, — Tophaneli- oğlu Gümüşarıyıcı, Çavüşdere, Al. lâme Rumi Mehmet — Paşa Kavalt İskelesi, Beybey, Payanda, Tayya- reck Muammer, Drama, Setbaşı Bulgurlu Musallataşı Melek Sina, Kaymakamçeşmesi, Kartallıkadın, Duhaniye, Hacı Mehmet, Beylerbe Yi » Külçükçamlıca, yol ve sokakla| Ti yapılacaktır, Gümrük komisyonculari bugün toplanıyor Gümrük koznisyoncuları. birliği- nin yıllık Kongresi bugün saat, 17.30 da Gümrük Başmüdürlüğü bi nasında yapılacaktır. Ekseriyet ol Mmazsa Köngre 23 Mayısta yapıla- caktir , Kırkpınara gideceklere tenzilât Dün sabahtan — itibaren Avrupa trenlerinin ve Sirkeci banliyösünün Hareket tarifesi değişmiştir. Diğer taraftan 21 Mayısda Edirnede baş hiyacak olan tarihi Kırkpınar gü- reşlerine gidecek - tekmil yolculara tren bilet ücretlerinde gidip gelme yüzde elli tenzilât yapılması karar laşmıştır, Bu tenzilât 10 Mayıstan 22 Mayıs günü gecesine kadar mu teberdir, Ev yapadaklara verilen kredi çoğltılıyor Ankara 15 (Hususi) — Em- lâk Kredi bankası, ev buhranını önlemek maksadile İstanbul, An Kara, İzmirde ev yapacaklara verilmekte olan krediyi yüzde el- llden yüzde yetmiş bege çıkar- mıştır, Yazan: Esat Mahmul KARAKURT * İTİZÂR Dünkü tefrikamızın son sü> tununda ehemmiyetli bir at- lama olmuştur. Bunu tashih etmek İçin bu kısmı yeniden şrediyoruz. Tefrikaları top liyan — okuyusularımızdan, dünkü kısmın — altıncı - son SütünüNU İptal — etmelerini rlda ederiz. geklerini koltuğun ikl tarafına İayayıp gakaklarını avuçlarının İcine aliyor. Başını göğsünün ü- İzerine eğiyor. Müthiş bir hidde- kapılarak kendisini unutup, © yaptığını bilmez bir halde ba ıp çağırmıyor. Bir şey Kapıp kırmıyor, bağırmıyor: Bilâkis in sanı gaşırtacak bir ağırbaşlılıkla düuyuluyor. Derin bir süküna va> rıyör. Yalnız mırıldanmağa- ben zer bir sesle, adeta kendi kendi- ne Konuşuyormuş gibi: — Demek bu adama, bir anda bütün maziyi silebilecek, her şe- yi unutturacak kadar büyük bir Bevgi ile bağlandın öyle-mi Gül- Beren?,.. Kız derhal cevap veriyor: — Evet, öyle Rıza diyor. Bu a- damı, bu adamdan başka birşey düşünmiyecek kadar büyük bir aşkla seviyorum. Hissediyorum- ki, — ölebilirim, fakat ondan başka kimseyi se- vemem, —Dünyada — bir — o, Tefrika bir do gökte Allah!... Kalbimin bu adamın aşkile hastalandığını duyduğum gün, hissettim ki ben artık mahvolmuştum. Mevcut değildim. Şuursuz bir insandim, Bütün varlığım, mukadderatım onun esrarengiz nüfuzu altında ezilmiş, kaybolmuştu. Fakat ni- çin sakliyayım bu eziliş; bu ha- Tap oluş beni mes'ud . ediyordu. Kız, kirpiklerini kıpırdatmak- sızın gözlerini mütemadiyen, ka- raran: kargı sırtların sisleri üs- tünde tutmağa devam ediyor. Beni böyle söylüyorum diye, arzu edilen bir erkek karşısın- da bir anda her geysini kaybeden âciz, zayıf bir mahlük olarak tanımanı da istemem Rıza İKt gemiden birisi olan <Rumelihi-| | YENİ arihte bisl garptan —ayrına en mühim — vasıflardân biri- nin balediye ruhu olduğunu bir çok vesilelerle söylemiştim. Kü çük moclisli şehir idarolerinin birloş- mesinden — garbin hür — şalisiyetlere dayanan, müteşobbis cemiyotleri dı muştur. Bununla boraber bizim tari himizde de zer toşokküller mühim vazifeler gör müştür. Anadolu Selçakt devleti par çalandığı vakit bher tarafta idareyi bu küçük şehir hükümetleri allerine almışlar, bunların nüfüzu ancak 18 - 14 üncü yüzyıllarda Osmanli devle- tinin her tarafa hükim olmı tadan kalkmıştır. <Ahiler» diye tanı lan bu teşkilât garptaki güildelere Hanso idarolerine benzemektedir. Fa kat doğrusunu söylemeli İi bunlar daha adilâne ve ahlâkt teşkilâtlardı. Bunu yalma Ahilerin kendi toşkilât- larına ait eserlerden öğrenmiyorun. Çünkü bu kitaplarda balısedilen ah- Jükt esasların sırf nazariyede kaldı- Ü söylenebilir. Fakat İbni Batuta gibi bir yabancı seyyahın Abilero da- ir naklettikleri de onları tamamon toyit etmektedir. an zaman buna ben: Cengiz” istilâsından sonra- Anadolu .ya gelen ikinci Türkmen akını, gehir lerin civarında tepeler ve yaylalara yerleşti. Aşiretler Abi idaresindeki bu şehirlere- inerok yeni — beylikler kurdular. Anadolu beylikleri Sölçuk fieodalizmi halinde değil, Alti idarele- rini ellerine alan yoni göçebe hâki- miyeti- şeklinda döğdu. Hor tarafta Türkçenin birdenbire- Faraça yerin resmt dil olması, kısa zamanda mil 1t edebiyatın. başlaması şehirlerdeki bu halk teğkilâtı ile henüz İran kül- türünden haberi olmayan göçebe ro- lerinin — birleşmesinden. ileri geldi. Fakat aşiret roisleri kuvvetlenerek Sultanf devlet halini alınca Ahilerin nüfüza kırıldı, hattâi büsbütün orta- dam kalktı. İlk İslâm şehirleri ordugüh ve ka- Targâhtan ibaretti. Hattâ — bunlara Râbıta veya Maaskor diyorlardı Mer kezde inşa edilen Cami-i-kebir ordu. mun. toplandığı yer, — Darsekcihad'ın merkezi idi. Basra, Küfe, Fustat, Kayrevan böyle idi. “Harbler sona, erorek sükün devri gelince — halkın yerleştiği, ticaret, endüstri ve ilim —.—.—..—.—.—.... Edebiyat Fakültesinden 60 öğrenci Bursaya gitti Bursa: 15 (Telefonla) — Bu- gün şehrimize İstanbul Edebiyat' Fakültesinden 60 kişilik bir grup gelerek şehrin şayam dikkat yer, lerini gezdikten sonra akşam üs- tü tekrar İstanbula dönmüşler- dir, Denizlideki hidroelek. trik santralı açıldı Denizli: 15 (Hususi) — Deniz- lide Gökpınarda yapılan hidroe- lektrik tesisatının açıliş merasi- mi dün yapılmıştır. Törende. ko- nuşan doktor Behcet Uz, bu tesi- satın türlü sebeplerden dolayı 30 senedenberi başarılamadığını söy lemiştir. Kemal Özçoban'ın üç mühim sorusu Ankara: 15 (Hususi) — Mil- letvekillerinden Kemal Özçoban, Meclise üç soru önergesi vermiş; tir. Birinci soruda; Afyona bağ- h Sinan paşa, Çobanlar ve İhsani ye bucak müdürleri hakkında va zifelerini kötüye - kullandıkları, rüşvet ve irtikâbda bulundukları 'na dair senelerdenberi yapılan ili barlar karşısında ne muamele ya pıldığı, ikinci soruda, İzmirde hâ kimler kanununa aykırı. olarak üç yargıcın vazifelerinden uzak- laştırılıp yedeğe alındığını doğ- rü olup olmadığı, üçüncü soru da zirat kredilerin verileceği kimsele ri muhtarların kendi - arzularına göre listeye koyup koyamıyacak- larına dair bir salâhiyetleri olup olmadığı sorulmaktadir. İkbal vapuru havuzda Denizyolları — idaresinin <İkbals gilebi tamir edilmek üzere İatinye ye çekilmiştir, Gemi — salı gününe kadar orada kalacaktır, İnan ki, günahım ve kabahatim yoktur hislerimde!... Çünkü be- nim yerimde, her hangi- başka bir kadın da olsaydı, tıpkı be- nim gibi yapacaktı. Ya ölecek, veyahut da sevecekti bu ada- mı!... Çünkü onu bir kadın gör Tüp tanıdıktan sonra, başka tür- lü hareket edemezdi!... Rıza, oturduğu koltuğun Üze- rinde, en küçük bir hareket da- hi yapmaksızın, şakakları a» vuçlarının içinde, kızı. dinliyor, haysiyet sahibi bir erkek için, sevdiği kadının bir başka erkek le münasebetini dinlemek kadar, dünyada o erkeğin ruhunu ha- rap edecek, zelil bir mevkle dü gürecek, başka hiç bir azap ta- savvur edilemez! Geng adam, arzusunun hari- cinde gözlerini dolduran yaşla» rı, kıza göstermemek için, başı- mı daima omuzlarının arasında saklamağa çalışıyor. Evlenmek istediği kadını deli gibi seven, ve bütün hayatını ancak bu sev- Binin mihverl üzerinde toplamış SABAN büyük şehirler hayatının başladığı doğdu: Bağdat, Kurtuba, Kâhire gi bi. Halifeler bu gohirlerisi yakınında kendi emniyetleri ve raliatları için ayrı bourglar kurdular. Büyük mer keslöri hasın ordusunun kuvvetile zaman zaman — bulundukları yerden idare ottiler: Samarra, Medinot-er- Zohra gibi. İlk şohirler tlerin yerleşmesinden meydana geldiği agirl karakterini muhafaza ediyor- dü. Kabileler ve kabile içinde ailoler, kondi İşlerine, — mertebelerine göre ayrı mahalleler işgal ediyorlardı. Bu şehirler nüfus ve saha - bakımından ne kadar büyürse büyüsün, parçalı, | sa, düğınık ve- yarı zirat hattâ çoban ka- rakterini kaybetmedi. Şehirlerin Ro- ma sitelerinde veya ortaçağ Commu- ne'lerinde olduğu gibi kendi kendilek rini idare ettikleri görülmedi. Bu şe hirlerde en büyük iktidar halife na- mına ilâhi kannnu- (ger'i) temsil & den Kadı idi. Bu kanuna uygun ha- rekot edildiği zamanlarda şehir ida- resinde adalet ve müsavat tamamen Bütün dinler ve mamele yapılıyor; derebeye tomin ediliyordu. mezheplere ayni tasarruf hakkı. korunuyor ; lerin, hattâ daba nüfuzla kimsolerin zulmüne karşı Kadılar halka- koru- yordu. Kadılar bir şekirde mülkiyo, zabıta ve belediyo işlerinin âmiri idi ler. Halk arasında bu mes'elelere a- it her hangi bir ihtilâf çıkmca- yal maz kadıya başı vurulurdü. — İhtilâf en küdretli ve en zayıf, en zengin ve'en fakir iki kişi arasında bile çık- müş olam, bunu yalmız kadı hallede- bilirdi. Kadının hükmüne itiraz edi- lemozdi. Her vilâyette, hattâ her şe hirde, kadı bulunur, bunları merkez deki Kadı-ek-Küdatlar — tüyin eder- ler onları da halifeler tâyin eder Sultant idarenin bu merkeziyotçi şek li, iyi tatbik edildiği zaman, adalo- tin tamamen' yerine getirilmesi için Böyle bir i- hal- mükemmel bir usuldü. derede Feodalların türemesine, ka tatbik etmesine- imkân yoktu. Kadının hükmünü — dilineyen kimso şeriato karşı âsi sayılır ve devlet o- toritesi ona karşı çevrilirdi. Fakat kadılık vazifesinin. kötüye: kullanıl- ması, kadıların içtibad - hürriyetini kaybederek keyfi idarelere boyun eğ meleri bu sistemin Bozulmasına se- bep oldu. Demek olüyor ki şehirlerin kadilar vasıtasile iyi idara edilmeleri ancak: ger'i kanunların tamamen tatbik. e- dilmesine ı:âı idi, — Köyfi idareler arttıkça Kadıların mutlak iktidürla- rını kolaylıkla kötüye — kullanmaları mümkündü, Buna karşılık, adeta bir şehir cum huriyeti demek olan Ahiliklerin bozul ması ilitimali çok daha azdi. Her biri birer zonaatla uğraşan ve comiyet Hayatında müstalisil ve faal olarak rol alan insanların kurdükları mec- lizler yelirin ihtiyaçlarım daha ya- kından -görebilirdi. Ahilerin iktidar- larını kötüye kullanmaları yalmızca teşkilüti kapalı bir lale koymalarile bir nevi klik hale gelmelerile müm- kün olabilirdi. Fakat bu hal bile kötü - kulla- mlmiş,; bir Keyft idareden — dalia at zararlı idi. Fazla olarak Akilikler devam ettikleri müddetçe bu. tarzda klikler halini almadilar. İçlerine os- naftan. başka çiftçiler de karıştı. İk tisadi, dini, alilâkt teşkilâtlar olduk ları: için daima kondi - kendilerini kontrol etmekte idiler. Bü kontrol hem maddi hemi manevi Bakımından halka zarar vermelerine mani olduğu gibi, dışarıdan gelecek zararları da önleyecek mahiyetto idi. İbni Batuta: seyahatnamesinde bun lar için göyle diyor: — <Anadoludaki: Türkmenlerin her vilâyet ve her bel desinde teşkilâtları vardır. Bu şehir lerde — mütegallibenin mâni oluyorlardı, eşkiyı zülme karşı âsidirler ve hattâ fiilen bunları tenkil ediyorlar. Bir zonaat sahibi o- Tup henüt evlenmemiş olan gençlerin toplanarak aralarından soçtikleri kim söye Ahi demir, bu cemiyete de Fü- tüvvot denir. Relis; zaviye yaptırır Göşetir. Arkadaşları gündüz çalışır, ikindi vakti kazançlarım — zaviyeye Zetirip ortaya korlar. Bununla yiye- cek, içecek alınır. Şayet o gün şelie tutunmasına bulunan böyle tecrübesiz mağ- rur bir gencin, bir kadının aşkı önünde bu derece temkinli hare- ket edeceği, hâdiseye bu derece hudütsüz. bir soğukkanlılıkla nüfuz edebileceği, kimsenin ha- tırına gelemezdi. Öyle sâkin, öy- le mütevekkil bir hali var ki Çok yavaş bir sesle: — Fakat Gülşeren diyor, se- nin gibi iradesi sağlam bir kıs zan, böyle büyük bir aşka tutul- ması, ve hiç olmazsa evleneceği adamı öğrenebilmesi için, küçüle bir zamana da mı ihtiyacı yok- tu? Nasıl hiç tanımadığın, Has yat ve ahlâkı hakkında, en kü- çük malümata dahi sahip bulun- madığın bir yabancıyı, bu. de- rece büyük bir aşkla sevebilir Bin?... Kız, düşünmeden cevap veri- yor yine — Sevmek için ne zamana, n do tanımağa ihtiyaç yok — Rıza diyor!.., Sadece gözlerini bir de- fa kaldırıp bakmak, kâfl Yazan: 'T - | Prot. Hilmi Ziya ÜLKEN gea Tarihimizde Belediye Ruhu re bir misafir gelm , gehirde kaldığı müddet Mitülir her akşam toplanıp birlikte yemok yerler, ondan sonra da oyunlar oynar ve garki söylerler. (Cilt 1, 8. 3125 Antalyadan Bürsaya kadar geçtiği Bütün gehir ve kasabalarda zaviye- lori olduğunu söylüyor. Bâşlica Antalya, Bürdür, Eğridir, Gölküsar, Lâdik, Tavas, Muğla, Mi- las, Baroin, Konya, Lârende, Aksam ray, Niğde, Kayseri, Sivas, Amas- Gümüşhane, Ersincan, Etrmurum, Birgi, Aydıneli, Tire, Balıkesir, Bur- İznik, Give, Yenice, Mudurnu, Bolü, Gerede, Zafranbolu, Kastamo- 'nu ve Sinopda Tbni Batuta misafir kaldığı Ahi zaviyelerinden bahsedi- yör. Bazı yerlerde bunlar hakkında etraflı izahat veriyor: Meselâ Lüdik de bir çok Ahi zaviyeleri bulunduğu, misafirperverlik ve ikram hususunda bunlar arasında adöta rekabet old ü görülüyor. Kayseride Ali Bmnir Alinin zaviyesi hakkında verdiği ma lümatta bu şehrin Ahilor tarafından idare edildiği görülüyor. —Eğer bir malalde Sultan ve Böy bulunmazsa orada Abilerin hükümet kurdukları- | n ilâvo ediyor. Mevlâna Celâleddin Ruminin Ana dolu içinde yaptığı seyalatlerde de bir. çok yörlerde — kendisini —Ahiler karşılamış ve ağırlamıştı. Mevlâna ile beraber seyahat eden Eflâki Dede 718 (Hicret) yılında yazdığı Menâ- kib-ekârifin'de bunlardan bir çoğunu zikrediyor. Bü arada —meselâ B burdda başlı başına mahalli bir dev- let kurmuş olan Ahileri görüyoruz. Selçük devleti parçalanarak Ana- dolü: İlhanf valilerile — idare edildiği | ralarda Ankaranın mahalli idaresi | Ahilerin elinde idi. 695 (H.) de ve- fat eden Ahi Hüsameddinin oğlu A- hi Şerafeddin tarafından hazırlamp Ankarada kendi adındaki camio bıra- kılmış olan şecereden bunların Anka- ğ da yatar, lme rada hükümet süren Ahilerin reisi olmaları tahmin ediliyor. Garpta Ahiliklerin karşılığı demek olan Cönfrürie'lerde ustalarla kalfala Tın arası açılarak nihayet kalfaların kendi haklarmı — korumak için bazı yerlerde ustalara. karşı Compagnona- &e denem teşkilâtlar kurdukları bi niyor. Halbuki Anadoluda Beylikler 'e Osmanlılar davrinde Ahilikler ve esnaf teşkilâtları içinde böyle bir parçalanma görülmüyor. Bir şehri kendi başlarına- İdarer e- decek ve anarşiyi önleyecek derecede meharet gösteren bu iktisadi, alılü- Kd teşkilâtların prensipler ve niza: nameleri demek olan kitaplara Fü: tüvvetnâme deniyordu. Burada Fü- tüvvetin an'anevi kökleri gösteril yor. Bu esorlerde ilk Fütüvvet ku> ranın Kirşeliirde Ahi Evren olduğu ve bütün Ahilerin ondan — peştemal kuşandığı kabul ediliyor. Fakat daba eski tarihlerde Misırda ve Türkistan da Ahi Ali Katlu Şah, Ahi Ali Mis- ri, Ahi Türk isimleri görüldüğü iç: bu hareketin Anadolüda — başlamş olduğunu iddiaya imkân yoktur. An- cak Hacı Bektaş, Gülşehri, Aşık pa- sa, Mühlis paşa, — Yunus gibi Türk edebiyatının ve tarikatlerinin ilk mü him şalısiyetlerinin yetiştiği ve Caca oğlu ailosi tarafından himaye: edilen bu milliyetçi haraket arasında Ahi Evren'in adının karışması, mezarı- ai Kirşeltirde bulunması — Selçaki devletinin parçalandığı sıralarda A- madolunun her tarafına: yayılan Ahi- liğin bilhassa bu yerleşmiş olduğunu göstermektedir. Ahilerin başı, sonradan Toncala da dâ oldüğü gibi,Pir idi, Ahiliğe gi renler arasından bir kısmı — zamanla ehliyetlerini isbat edince çırak çıka- civarda — kuvvetle rılır Ve derece derece bunlar kalfa 'e usta olurlar, kendilerine zenaat- lerinde müstakil olarak çalışma: salâ hiyetini vermek olan peştemal kuüşatı hırdı. Alilör, kendi — aralarında — nlilâkf tesanüdün Bozulmamasına son döre- cede dikkat ederler, iktisadi faaliyet- lerini bu ahlâkçı organizasyon (| sinde geliştirirlerdi. Zaviyelerde ge- Ki bir eğ olgunlaşma hayatı idi. Bu hem onları birlikte yaşamaya, seçme, çirilen müşterek hayat ah zersis ve yor!... Bir kadın bir erkeği bir anda sever, yahut hiç sev- mez! — Aşkı ne güzel tasvir edi- yorsun Gülseren, bunları sana kim öğretti, ne zaman öğrendin, bütün bunları sen?. — Ben bildiğimi kimseden öğ- renmedim Rıza!... Bana bildikle rini zannederek — öğretenlerin, bir şey bilmediklerini öğrendim yalnız!... Aşk hususundaki ih- tisasıma gelince, aldamıyorsun!. Cahiliyim ben bu işin!... Omu henüz yeni tanıyorum. Ancak izanımla ve hissimle anlıyorum Ki, aşkı tasvir ve tarif etmek, aşkı bilmemek demektir. Çünkü aşk, tasvir edilebilecek, izahı ya pılacak hir mevzu değildir. Onu ancak yaşıyanlar tanır ve hisse- der. Yalvarırım sana, tahkir et- me Rıza beni!... Bilirsin ki, ha> arete tahammülüm — yoktur. Vur, öldür istensen beni; amma. zelil bir hale düşürme!... , ArARAAAR aND AA ,/,,/W,,AM,WW Sosyolog 'Gozıyle — seçilme işlerine alıştırır, hem de hal- kı koruyacak bir tesanüd — teşkilkta kurmalarını temin ederdi. Ahiler MAYIS Sultan Hamid ve elekirik... kinel Abdülhamiddem. bah- seden bir eserin Yıldız Sa- Fayını anlatan — kısminda gu satırları okuyoruz: «İç bahçe vetleri ne ölüram olsun, bu teşkilt | Ve gürnyel hümayun kâmllen elek içinde 1): Yiğitlik, 3) Akilik, 8) | Çiyfe tenvir edilmiştir. Abdülha- Nakiblik, 4) Şeyhlik gibi bir takız |mld ziya-yi elektrikiyi en evvel mertebelerden geçerek — yükselirler, ( kendi — sarayında — tatbik — ve Her mertebede salâbiyet ve MöSİli- aa Yetmlş, — fakat — ne yetleri blr derece artar, teşkillta dar , sekhrin elekirik ile tenviri ha çok bağlanırlardı. — Bünlar adeta) ortaçalan kooporatifleri idi. Şa fark», la ki ba ahlükt, iktisadIi teşkilktlüe rın ayül zamanda siyasf hiç değilse 'ne de telefon tesisi Içim hiç kim- seye bir İmtiyaz vermemiştir. Bu- nun esbabı herkesce malümdür. Yalnız som zamanlarda bazı bü- munlcibal iktidarları vardı. Yiğitle-| Yüik otellerle vükelâ — konakları H ue Ga Ve n)ıl:ık!h(ırl;y“— 'elekizik İle tenvir söllrlergi.» den geçmiş olmaları şarttı, her yiği- Mi henüz gönç; bi tin (veya çıralan)ı ikli yol — Kardaşi, | gltan l he a eanelikt. bir yol atası, bir üstadi (ustası) yü- ni zanaat hocası olurdu. Ahilerin kendilerine mahmus elbi- seleri vardı, İpok giymez, gömlekle- rİnİ sarı ve kırmızıdan, başka: renke lerde yapatlardı. Hakka — inanmak, halk arasında insaf ile durmak, nef- Kini kahredecek, Ululara hizmet ot- ltındakino şefkat, dostlara nasihat, dervişlere cömertlik, flema ya tavazu, göstermek, düşmanları hoş tutmak onların faziletleri idi. U- zun tocrübe ve imtihan yıllarından sonra bu faziletleri kazanan bir Ahi- nin-kendi zümresinden olsun olma- ek, eli sın kimseye kötülük etmesine imkân kalmazdı. Bünunla beraber denebilir li kü- çük endüstrilerin rekabeta meydan vermeyan bu kapalı teşkilâtı - içinde zaten rekabete imkân ve lüzum da yoktu. Fakat kazanç sınırları bir de- fa sonsuz. genişleyince bu. fazilatleri devam ettirmek kabil değildir. kıa garp cemiyetinde bâdise böyle olmuştur. Bununla boraber Confrâ- rte'lerin eski ahlâkına dönülmese bile, bugünün faydacı insanına ondan bü- yük miras kalmıştır: Comiyot kur- mak! Yâni her hangi bir makand için bir araya gelebilmek, birbirini dinle- ek, rey vermek, hakkını aramak, seçmek veya seçilmek, hasili müteşeb bis ve cemiyetçi olmak. Gürbta. bu teşkilâtların gelişmesinden modern öasan doğdu. 80 çok defa orta- çağa ölçüsüzce hületm ederken tarihi rolünü inkâr ettik, modern insan ©- larak geliş; haklarını vermek için Onları hiç değilse —batırlamalı- yız. -——-—..——.-....-.. D.P. Beyoğlu merkez bucağındaki siyasi toplantı Demokrat Parti Beyoğlu merkez bucağının siyasi: toplantısı dün sa at 3 de Tepebaşı Cumhuriyet gazi nosunda yapinmştır. İlk olarak ko nuşan bucak başkanı — Türgüt Al tınbaşak: — Bize azınlığı temsil ediyor di yorlar balbuki biz çoğun'uğuz mil- let bizimle beraberdir, Önümüzde. ki seçimlerde milletin mukadderatı belli: olacaktır demiştir. hava tiyatrosunun ihtişamından ba his ederek, gösteriş ve tantanadan hiçte geri kalmadığımızı söylemiş. tir. Selâhaddin — Karayavuz, İktida- İrın boş vaitlerle halkı — oyaladığı. 'nı, mesüliyeti biç bir hükümetin kar bul etmediğini söylemiz; <Günal - taydan çok şeyler Ümit ediyorduk. Fakat İstanbula gelipte gazete baş muharrirleri ile - konuştuktan son Ta bu Ümitlerimiz kırıldı. Başbaka nimiz bir koca gibi konuştu, de- miştir. Siyasi toplantının en. heyecanlı hatipi eski konsoloslardan Fahret. tin Hayri Kösten ldi. Zaman zaman arkadaşları tara. fından İkaz edilen hatip: € — Aziz Ata uyanı,, Milletinin sefaletine astırabına, göz yaşları- na bak, itimat ettiklerin bu mille e diyo ba- gırmıştir, Fahrettin Kösten daha heyecan, h ve ağır ittihamlarda bulunarak iktidar partisine hücum edörken, Asmalı Mescit ocak başkamı ve di ğer bazı partililer mâni olmak is temişlerdir. O sırada ayağa kalkan genç Dir partili, Ona bu hak. kı biz verdik konuşsin diye bağır- miştir. Daha sonra —söz alan Di P. il Adare kurulu başkanı Abdullalıman Münib yeniden seçim — yapılmasını tebaruz ettirerek iktidar partisinin Vergi tahsilâtı fazlalaştı Ankara, 15 (Hususi) — Mall- beceriksiz olduğunu - söylemiştir. —| 16 - 5 - 949 Boluda mısır çalan :;;;Çıl: ü î':ı; ::;_1* hırsızlar Bakırköy —t Bakırköy EBa. Bolu, 18 (Telefonla) — Düh || Beşiktaş « Vidin gece gehrin civarında bulunan || Beyasit — : Merkez Alkavutbey köyünde bir hırsızlık we * Kinyonli olmuş, Abdullah Özmanm evin- ;| Peyodlu — , Sihhat den 90 kilo misir ve 380 kilo un || Eminönü —« Bahçekapt bir araba içine konularak götü- || Eyüp 1 Eyüpsultasi rülmüştür. — Hirsızlığın kıptılar İ| — Fatik — 1 Edirnekapı tarafından yapıldığı talımin edil Fındıklı ? mektedir. Galata v Tuna o Kadıköy — 1 Yeldeğirmeni gehzade iken Sultan Azizin taht- ten indirildiğini, intihar ettiğini, Beşinci Muradın da saltanattan mahrum edildiğini görmüştü ve bu üç mühim hâdise yüz gün 1- çinde olmuştu. Kendisinin de bir gün tahttan İndirilerek saraylar- dan birine kapatılması ihtimatini bir an bile hatırından çıkarma - ; elektrik ceceyanının ve te- Tefonun kendisi aleyhinde kullı aılması mümkün olduğunu düşü- nerek İstanbul halkna bu iki ni metten mahrum etmi: Bütün Avrupa ve Amarika şe- hirleri ışıklar #çinde yüzerken Os- manlı İmparatorluğunun Selânik Şam ve Beyrat gibi rinden başka Her tarafı hâlâ mum, kandil ve petrol lümbası devrini yaşıyordu. — 1918 yılımda bile İstanbulda a vardı; meselâ ' dan yukarı bir tek tramvay «ra- basının tırmanabilmesi iç' - koca- man Macar Kadanalarından altı fanesini koşmak lâzımgeliyordu. 1914 şubatında şehre elektrik ce- reyanı verildiği zamar uzun bir gecenin sabahı başlamış gil ü Kârdan başka maksat gütme- yen elektrik sirketi 1938 senesi- ne kadar devam eden imtiyaz müddetince halkın ihtiyacını ta- mamile karşılamaktan uzaktı. Sa yın İstanbul valisi Lütft Kırda» Tn geçen gün elektrik fabrika» sındaki yeni tesislerin açıtışı reninde söylediği gibi, gerek hü- kümet, gerek belediye, kâr etme- yi değil halka hizmeti prensip e- dinmiştir. Son on senelik tel mül şirketin devam ettiği yirmi dört sene zarfındaki tekâmüle gö re çok yüksektir; artık tahdidle- re lüzum kalmayacak ve cereyan hiç bir suretle kesilmiyecektir. Yedi milyon liraya mal oları ye ni tesislerden dolayı İstanbul be- dediyesini tebrik — ederiz; fakat daha mühim bir mes'ele vardır ki o da elektriği ucuzlatmaktır. Bizdeki fiyatlar ileri memleketle- re göre çok yüksektir. Bu yüz - den bilhassa fabrikalarımızın ma mülleri pahalıya mal oluyor; ha- yat pahalılığına, ihraç kabiliyeti ne tesir ediyor; mallarımızım. e- nebi mallarma başarı ile rekabet edebilmesine imkâm vermiyor. Pa halı elektrik cereyanı bir nevi Tüks olmaktan kurtulamaz; hal- Diğer - hatipler işçinin çalışma u mevzuuna temas etmişler, ve - se. | buki bagün elektrik de ekmek kas çimi kazanmak için bazı tedbirler dar zaruri. hır ihh'yıçn'r. alınmasını - İstemişlerdir. Beyoğlu Kadircan KAFLI Merkez bucağı Sosyal yardım Koluİmee eee —cerr... başkanı Bayan Hikmet - Sinoblu, a Kol'n faaliyetinde Hahsetmiştir. Jandarma Genel aha sonra — Nazli-Tifabar açık viğü Yaamamamar e| Komutamı Boluda Bolu, 15 (Hususi) — Jandar- ma Genel Komutanı Korgeneral Nuri Berköz dün Ankaradan şeh rimize gelmiştir. Burada incele- melerde bulunan General Berköz yarın Düzceye gidecektir. 448 Musevi daha gitt Galatasaray şilebi dün saat 16.30 da 448 Müzevi yolcu İle birlikte Ft Tistine harektet cmiştir. Vapur hareket ederken bir de de ökee ollöngekere aP a RUMİ |MAYIS 1949 1965 Tindi Akşam Yatsı ( Nöbetçi eczaneler & Unkapanı Maçka - Feriköy Küçükpasar 1 yece neşredilen nisan vergi tah- Silâtına göre nisan ayı — İçinde tahmin edilenden 7,5 milyon lira (Devamı var ; ; fazla tahsilât vapılmıştır. ass- Kemal Rebul Selimiye

Bu sayıdan diğer sayfalar: