18 Nisan 1936 Tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 13

18 Nisan 1936 tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iop-İlecmuo-Gazete Mistik Francis de Miomandre, bir edebi- yal gazetesinde, «Mistik ve Softalık» isimli bir yazısında, günün meselele- rini, bir kelime kavgası içinde boğul muş göstermediğini lasrih elmesine rağmen İnsanların bir çok mesele- ler üzerinde fikir yürütürken kul- landıkları kelimejerin mana ve de- Jâletlerini hiç de bilmediklerini ve bu yüzden meselelerin mülhiş bir karışıklık. arzelliğini söylüyor ve bilinmeden kullanılan kelimelerden birinin < Mistik » kelimesi oldü- gunu bildiriyor. « Mistik > keli- mesi bugün, Francis de Miomnn- dro'a göre en şuursuz İnfiallerin en zararlı muvazenesizliklerin ve en valışi oinsiyakların, kendile- rini mazur ve esrarlı göslermel için kullandığı maskedir. Mnharrir Avrupada bir sürü sollanın bu ke- limeden istifade ettiklerini ve ke- limenin bütün incelik ve derinliği ni kaybelliğini haber veriyor, Eski devirlerde « Mistik » kelimesi, ken- dini soflalıktan ayıran ve bir vecdi ifade eden bir ruh hâlelinin ismiydi. Bugün bu, bir çok solis! “n dille- lerinden düşmeyen ve M içe alâ- kalı alâkasız, her anlaşılınnyan şeye lakılan ve bütün manası bir kadın anlayış ve ifade ediş” içinde (ne mistik şey... ) dir gibi âdi bir labir seviyesine sıkıştırılan beylik bir kelimedir. Francis de Miomandre misliği teşrilh elmeklen ziyade, bü- yük ve asil bir âlemi olan meflhum- ların o bayalaşlırılmasından gelen ıstırabını anlalıyor, Güzel ıstırap! Freud Fransiz gazele ve mecmunalari 80 inci yaşını idrak eden meşhur Viyanalı, Filozol ve doklor Sieg- mupd Freud İınkkında yazılar neşr- etmekte ve telkikler yapmaktadır. Gazeteler ve mecmunlar, bu yaş vesilesini *psyclanalytiğue» meto- dunun babusı olan Freud'ün ba- yatına ve eserlerine bir göz almak f'rsatı diye aliyorlar ve onün fel- sele ve edebiyat üzerindeki tesir- lerini sayıyor ve hayalını anlatı- yorlar: Freud'ün hayatı basit bir ça- lişkan adam hayatıdır. Allı çocuk babası, şeref ve şörel peşinde gez- meyen ve reklamdan kaçınan adam. Yarım asırdan fazla bir zamandan beri hayatı, şehrin bütün gürüllü- lerine kapalı bir odada greçiyor. O bu odada çalışıyor ve haslalarını kabul ediyor. Freud'ün tedavile- rinde kullandığı biç bir âlet ve voklür. sözden başka hiç bir ilâ Sörymuul Frei Hastası bir divana uzanır ve dok- lordan utaumamak için yüzünü duvar farafına döndürür. Karma ka- rışık ve içinden geldigi gibi batı- ralarını ve rüyalarımı anlatmaya başlar. Böylece bir kaç celseden sonra hasla doktora istraplarının saiki olan ve belki kendinin de bil- mediği sırrını vermiş Olur. Freud hastalari gittikden söon- ra geç vakıtlara kadar çalışır. Haf- tada bir konferans verir, ve gene haflada bir talebeleri ve telmizle- rile beraber yemek yer. Konuşma- lari ve dersleri sonderece vuzullu ve berraktır. Freud hiç bir suretle karışık ve girift tarzları sevmeyen insandır. Bu vuzulı ve sammiyet eserlerinde bazen o döreceye gelir ki kendisi gibi bir âlime yakışma- yacak kadar basit ve safdil bir hal alır ve ruhumuzun esrarını merhametsiz bir suretde müşalıede etliği hakkındaki kanaalleri tuhaf- laşlırır. Hayatına bakacak olurask göürüz ki o bir sinir otedu- visisi vo ( psyclhanalise ) Metodu ise Up noktasindan bir tedavi melodüdür, O bülün araştırmaların- da hiç bir gün bu pratik gayeyi ihmal etmemiştir. Halbuki onu psi- koloji çevresi içinde mütalea ede- cok olursak derin bir filozof ol- duğunu görürüz. Onun içindir ki felsefi bilgiler ona pratik tıp bil- gilerinden daha fazla şey borçlu- dur ve filozoflar arasındaki mevkii dokt rlar arasındakinden duha kuv- vetlidir. Freud'ün büyük fazileti, ru- humuz Üzerindeki gizli ve 2€- birli tesirleri deşmeye, görmeye ve ihata etmeye gilmesindedir. Çünkü onlar görüldüğü ve ihata edildiği zaman bir odada lâmba yanar yanmaz kalmaya imkân bu- lamayan bayaletler gibi dağılırlar ve içimizin ilhlibasları bu suretle kendisine boşalacak bir ferce bulur. Bir izah Kurun gazetesinin Necip Fazıla atfen neşrettiği anket dürüst değildir. Kendisine mü- racaat eden anketciden Necip Fazil, işinin çokluğunu baha- “ne ederek mazur görülmesini (istemiş ve bu zat tanıdığı bir kimse olduğu için sırf onun şahsına hitap niyetiyle ve şaka kasdile sual maddele- rinin kenarlarına bir takım teker kelimelik ve alaylı mu- talânlar karalamıştır. Günler- ce neşredememek suretile bu sözlerin neşri kabil olmayan şahsi bir şaka olduğunu pek alâ anlayan ve arada, hasret çekdiği mülâkatı, I Nisan şa- kası halinde kendi mizah muharrirlerine taklit ettiren Kurun gazetesinin bir müd- det sonra bunu ciddiye al- ması ve okuyucusuna ciddi ibi yn hoşdur. Necip azıl o sözlerdeki her keli- menin kendi kelimeleri oldu- ğunu tasdik eder, Fakat biç bir meselenin alay ve esprit ile halledebileceğini zannet- mediği içia onları anket ce- vabı diye göndermediğini de bildirir. ız

Bu sayıdan diğer sayfalar: