26 Mart 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

26 Mart 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKIS Haftalık Aktüalite Mecmuası Denizciler Caddesi Yem Matbaa - Ankara 582 — Tel: 18992 Fiatı: 60 Kuruş * İmtiyaz Sahibi Metin TOKER * İşlerini fiilen idare eden: Cüneyt ARCAYÜREK * Yazı Ressam: İzzet ÇETİN * Karikatür: TURHAN Fotoğraf: ASSOCIATED PRESS HÜSEYİN EZER Klişe: Doğan TORUNOĞLU * Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24 lira * İlân — Şartları: 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 50 lira Kapak içi 300 lira ve metin sayfaları Santimi 4 Lira Dizildiği ve Basıldığı Yer: Yeni Matbaa — Ankara Kapak Resmimiz Yıldız Akçan Amerika Yolunda Kendi aramızda * Sevgili AKİS Okuyucuları Uzun zamandan beri hakikaten ihmal ettiğimiz veya üzerinde durmak fırsatını bulamadığımız bir mesele hakkında dikkâtimizi çekmiş bulunuyorsunuz. Mesele, mecmuada kullanılan dil mesele— sidir. Bu sta son günlerde al- mış olduğumuz birkaç mektup sert tenkidleri ihtiva ediyordu ve itiraf etmeli ki tenkid sahipleri tama- miyle haklıydılar. Bize soruyorlar- dı: "— Kullandığınız dil, nedir?" Sonra, şikâyetlerini sıralıyorlar- dı: bazen bakan diyorsunuz, bazen vekil; bazen mebus diyorsunuz, bazen milletvekili; bazen reisicum- kanı.. Hattâ bir de misal ordu: Yurtta Olup Bıtenler kıs- mımızda aynı cümle içinde hem mebus, hem de milletvekili kelime- leri kullamlmış Başka bir cumuz ise şark yahut doğu, garp yahut batı demek hususunda artık kati bir karara varmamızı isti- yor ve diyordu ki: — Bu keşmekeş daha ne ka- dar sürecek?" Keşmekeşe bir son vermek za- manının geldiğine birkaç beri biz de kaniydik. Fakat nasıl? u sualin cevabının kolay olmadı- ğına inanmanızı rica ederız e- bus demenin o kadar ziyanı yok; lâkin Erkânı Harbiye-i Umumi tabirine ne dersiniz? Aşağı yukarı he pımız akan diyoruz; ama Ka- mutay'ı kullanan var mı? Gerçi ortada, dayanabileceğimiz bir mes— net mevcuttur nız, kalemimizin ucuna Teşkılatı Esasiye Kanunu değil, Anayasa geldi- . Hükümet Anayasayı, Prof. ve arkadaşlarının teklifi üzerine degıştırmış ve eski terimleri ihya etmiştir. anunen Reısıcumhur i bus, Erkânı kulağı fena arın ve mânala- pek çok gencin zor- buriyetleri de mevcut değildir Buna mukabil eski Anayasa- dan kalma öyle kelımeler vardır ki, başkanı veya milletvekili, bakan gibi munis gelen, fak rinde münakaşa edılmeyecek dere- cede yerleşmeye muvaffak olama- mış bulunanları da mevcut. Hem mektep diyoruz, hem okul. Hem tayyare diyoruz, hem uçak. Misal- leri istediğimiz kadar çoğaltabili- TİZ. Bu vaziyet karşısında mecmua— a bir "resmi dil" in etm hususunda niçin muşkılat çektıgı— mizi kolayca anlıyabilirsiniz. tada, hakıkı bır tercih sebebi yok- e bir karar alma- mız gerekıyordu, şikâyet eden o- kuyucularımızın hayet, tâbir caizse, da" yer almak kararım İzah edelim: Bundan böyle, tercihan yeni te- rimleri kullanacağız. selâ d - < "ortanın solun- verdik. ma Ba şb akan bakan, milletvekili diyeceğiz. Do- ğu yahut batı, bizim istikameti- miz oOlacaktır.. Beis yerine başkanı alacağız. Ama mutay değil, Bü- yük Millet Meclisi diyeceğiz. Ya- hut ivedilik gibi tabırlerı kullan- mıyacağız. Böyle istemin bizi, okuyucularımızdan bazılarının bah- settikleri keşmekeşten kurtaramı- yacağını gayet ıyı biliyoruz. Fa- kat lisanımızın kendisi keşmekeş içindeyken bundan tamamiyle sıy- maya biz imkân göremiyoruz. Eski terimlerden bazılarına AKİS'- te rastlıyacaksınız. Üzerinde fazla durmayınız. Sizin pek sevmediği- niz yeni terimleri de yadırgamayı- nız. Mecmuanın bir üslübu vardı. Buna, Şimdi bir de Gayemız kulakları tırmalayan ke- limeleri - eski, ister kullanmamaktır ü a bundan ibarettir. bir terimi seçtikten sonra aynı ma- naya gelen ötekini artık kullanım- ütün iddiamız bundan ibaret- r, zira başka iddiada olanların man zaman gülünç hale düştü- ; gunu görüyoruz. f D rafından gönderilen tenkid mektu- bu hayli alâka uyandırıcıydı. M. G. imzasını taşıyan mektupta mecmuanın Maliye Vekiline Maliye ; Bakanı demesi tenkid ediliyor, sert : a ile Anayasanın degışlıgı hatırlatılıyordu. Biraz aşağıda ise şöyle denilmekteydi: ütçe tetkıkler ğil, Encümen denilmek gerekirdi. ihayet Maliye Vekiline Mali- ye Bakanı demlmesıne kızan oku- yucu, mektu un bir yerinde di- yorı ki: Başbakanın İzmirde söylediği nutuk.. İlk zamanlarda eğer mecmua- da bizim de böyle tenakuzlara düş- tuğumuzu görecek olursanız, sa- kın alay etmeyiniz. Saygılarımızla KİS hakları vardı. Ni-

Bu sayıdan diğer sayfalar: