23 Nisan 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

23 Nisan 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bekman Ne vakit iş görecek Münir Müeyyet Porgram Müdürü Naci Serez gibi Amerikada bu meslek üzerine ihtisas yapmış olan bir kimsenin ne- ticeyi daha evvelden hesaplıyarak etrafındakileri — ikaz i şarttı. Naci Serez, jüride itirazını yapar- ken, bir gunahın kefâretini sayılır Çünkü, i yış ile iyi spiker kazanmaktan iki, üç ay belki de daha fazla bir zaman mahrum kalacaktı Ve halâ Telefon ile ihbar ettiler, geçen haf- ta gazetelere yazdırma servisinin spikerini şikâyet ettiler. Telefondaki ses, kızgın bir ifade ile dıyordu ki: radyoda bir spikerin ne kadar lâuba- li olabılecegını, işleri ne kadar eh miyet meden yapabileceğini tes- pit edin hazindi. Gazetelere yazdır- ma servisinde bir spiker yanında bu- unan bir erkek arkadaşı ile konuşu- yor, onun sözlerini dinledıkten sonra, yor v sına bazı kelimeler, âdeta bir erme- ni şivesi kunuyordu filhakika halk, yazdırma servisini dınlemez Fakat yazdırma servisi büt na- dolu gazetelerinin dinlediği ve takip ettiği bir servistir. Hiç değilse, bütün Türkiye — gazetelerinin — kulaklarına müessesesi için kendisine hürmet etmesini bil- sin. AKİS, 23 NİSAN 1955 M U S Konserler Grosbayne'in konserleri Konserden — önce, orkestra mensup- larının ve provalarda hazır bulu- nan eraklıların, Benjamin Gros- bayne hakkındakı kanaatleri muhte- lif ve birbirine zıt idi. Amerikalı şe- fin birinci sınıf bir sanatkâr olduğu- nu ileri sürüp dostlarına konsere bil- hassa gelmelerini sağlık verenler ol- duğu gibi, Mr. Grosbayne'in sekizin— ci sınıf bir şef olduğunu, kestra idare etmeyi dıgı ni, par- tisyonları tanımadıg'ını soy]eyenler e mevcuttu. Bu sonunculara göre "Amerikalıda iş yok" er, Wagner'in Rienzi uver- -Bu eseri ıdaresıne n Grosbay, değildi. Bestekârın ilk eserlerinden olan bu uvertür, Wagner şahsiyeti- nin henüz tam mânasiyle belirdiği bir musiki değildir. Bununla beraber e has ihtişam ve şaşaa, bu gençlik eserinde de mevcuttur. Ben- ne, Wagner'in musi- kisinde bulunmayan ıncelıgı - bazı şeüerm yaptığı kalk- , diğer taraftan esere gereken teatra olma" dozunu vererek, fa- kat aşırılığa kaçmadan; yetkili ve doyurucu bir Wagner icrası sağladı.. Yeni bir romantik T kinci eser, Amerıkalı bestekâr Sa- 1 Barber'ni - orkestranın ilk defa çaldığı - "Birinci Deneme" siy- di. Amerikalı bestekârlardan ekseri- si, az veya çok, ileri bir üslüpta mu- siki yazarlar. Bununla beraber bir- kaç bestekâr vardır ki ya eski nesle mensup olduklarından, veya musiki- nin geleneklerine ve âdetlerıne aza- mi Triayet gosterdıklerı melodik il- hama ve şekle bağlılığa ehemmiyet verdikleri eskı sayılacak bir üslüpta bestelerler. Bu bestekârlar arasında Howar anson, Randa muhafazakârlar guru— bunun en genç temsılcısı - 45 yaş d Barber başta gelırler Barber'in musikisi, romantik bir mu- sikidir. Münekkidler onu yenı roman- tikler sınıfına dahil ederler ve bu ka- tegorinin bugün en başta gelen tem- silcisi olduğunu söylerler. Samuel musikisinin bir mevzuu ol- saf musiki yazdıgını ileri sürer ve konserlerin program notla- rında eserlerinin izah edilmesini iste- Cumartesi günkü konserde çalı- nan Orkestra için Birinci Deneme de, isminden anlaşılacağı gibi, mü- cerret bir musikidir. apı bakımın- dan muhtasar başarılı bir edebi de- neme gibi az sözle çok şey ifade e- , dramatik bir eserdir. Dinleyici üzerinde, 11k dinleyişte bile, iyi te- sir bırakması beklenir. Nitekim, dün- yada en çok çalman Amerikan par- tısyonlarından biri oluşu, asla sathi bi makla aber, ko- lay anlaşılan bir eser oldugunu gös- teriyor. Bahis mevz tam bir şaşkınlık içinde çalınmakla be- raber, dinleyiciler üzerinde umumi- yetle iyi bır ıntıba bıraktı. Antrakt- ta, Barber ve denemesinin lehinde konuşanlar az değildi. Halbuki bu eserin çalmışında bilhassa madeni ne- fesliler, her zamankinden daha acık- li bir durumdaydılar. Bir zaruret kendini her zamankinden daha fazla hissettiriyordu: başta birinci trom- mak üzere, bütün madem nefes- liler gurubunun Avrupay merikaya - iyi ' bir konservatuara gönderilerek sağlam bir staj devre- sinden geçmelerinin sağlanması.. Halbukı yaylı sazların başlangıcı, icranın "hâdisesiz" cereyan edeceği ümidini veriyordu. Fakat, madeni ne- fesliler, gacırtı ve horultularıyla ses- ini duyurmaya başlayınca bu ü- midin suya düştüğü anlaşıldı. taraftan Mr. Grosbayne, eserin "al- legro molto" (yani çok hızlı çahn- ması gereken) kısmında, adeta "an- dante" ye yakın yavaşlıkta bir tem- po tutturdu. Belki de orkestranın, çok süratli tempoda bu güç musıkı— yi çalamıyacağından korkmuştu. kat şef, gereklı tempoyu Vermege mecburdu. cak o zaman kabahati orkestraya bulabılırdık Hulasa Bar- , bütün vurguları, bü- butun nuanslarıyle, tün cumlelerı güme gitti Senfoni içinde caz Diğer Amerikan eseri, zenci beste- kâr Wiliam Grant Still'ni Afro- Amerikan Senfonisi idi. , Ameri- kanın ileri gelen üç zenci bestekâ- rından biridir (dıgerlerı Ulysses Kay ve Howard Swanson.) İlk eserlerin- de öğretmeni, ıhtılalc Edgar Vare- se'in tesiri hâkimdir. Mamafih daha sonra Still, bu ileri modernizmi bı- rakmıştır. Hayatını kazanmak için muhtelif yerlerde bir çok musiki a- leti çalmış, Paul Whiteman ve Artie Shaw gibi dans orkestralarında a- rajmanlar yazmış, radyo istasyonla- rında musikişinas olarak çalışmıştır. Amerikanın büyü oni orkestra- larından birini ilk idare eden zenci musikişinastır. Muhtelif üniversite- ler ve teşekküller ona ünvanlar ve fahri doktorluklar vermişlerdir. Bu- na rağmen Stili, ırkının Amerika'da- ki içtimai durumuna göz yummayan ve zaman zaman bunu musikiyle de haykıran bir bestekârdır. d ly ched him on a tree" (Ve onu bir ağaca asarak linç ettiler) adlı eserı buna tipik bır misaldir. Afro an Senfon tamamen mel dik ve armonık biçimin tarzında orijinal bir temin etrafında örülmüştür. Başlangıçta mücerret bir eser olarak meydana getirilmiş bilâhare bestekâr "dinleyiciler daha iyi anlasınlar diye" bir mevzu uydur- 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: